— 4 — YAKIT 22 Ağustos 1930 ——— WALL Şimendifer siyaseti va yeni fırka (Vakıt) muharrirlerinden biri Serbest Cümburiyet Fırkası er- kânından bir zat ile görüşürler- ken aralarında şöyle bir muhave- re cereyan etmiştir: Vakıt muharriri — Serbest Cümhuriyet Fırkasının progra- mında (O “Fırka. büyük mafıa teşebbüsleri masraflarının yalnız bir Onesle Otahmilinden içti- nap eder, deniyor. Bu fıkradan anlaşılan (Ooşey şudur: Sizin Fırkanız bilfarz işbaşına gelmiş olsa derhal şimendifer inşaatını tatil edecektir. Ne vakit ecnebi sermayesi gelirse ilerisini o vakit yaparız, diyecektir. Fırka erkânından olan zat — Evet, pek iyi anladınız. biz şi- mendöferleri Sivasta (tutmak istiyoruz. Memleketin bugünkü hali artık daka ziyade kendi paramız ile Şimendöfer yapmağa müsait değildir., Fikrimizce (Vakıt) muharriri ile Serbes Cümhuriyet Fırkası erkânmdan bulunan bu zat arr" sında cereyan eden bu mükâle- me İsmet Paşa hükümeti ile Fethi Bey ve taraftarları arasın- da mevcut fikir ve nazar Ihtilâ- fının adeta döğüm noktasını teşkil ediyor. Filbakika Fetbi Bey ve arka- daşları zahiren şimendöfer siya- seti — aleyhinde bulunmuyorlar. Ancak şimedöfer yapmak için sarfedilecek (o paralırı bütçeye koymak aleyhinde bulunuyorlar. Bu masrafların yükünü gelecek nesiller üzerine taksim etmek lüzumunu ileriye sürerek şümen- döferleri yapmak için ecnebi sermayedarları çıkmasına intizar , tavsiye ediyorlar. (Lozan) sulh müzakeratına ta- kaddüm &den günlerde verilen Samsun - Sivas hattı imtiyazı ve bunun neticesi (o hatırlardadır. Samsun - Sivas battı için göz önünde bulunan bu tecrübeden sonra Anadolunun ortasından Şark vilâyetlerimize doğru imti- dat edecek şimendöfer hatlarını yapmak üzere ecnebi sermaye- darlarınm gelmesini beklemek memleketin mevcudiyet ve em- niyetine taallik eden bu ha yati ihtiyacı bir tarafa bıraka- rak şimendifer inşaatını muğtil etmekten başka birşey değildir. Onun içindir ki Vakıt muharriri Serbest Cümbhuriyet fırkesının büyük Nafia işleri hakkındaki maddesini tamamen şümendöfer inşaatının tatili suretinde telâk- ki etmiştir ve bu telâkkinindoğ. ruluğunu da bizzat Serbest Cüm- huriyet fırkası erkânından olan muhatabı derhal tastik eylemiş- tir. Acaba memleketin (hakiki menfaati bu iki noktai mazarın hangisindedir? Hiç şüphe yok- ki milli sermaye ile - en lüzum- lu hatlara munhasır bile olsa- şümendiferlerimizi yapmak müş- Kül, hatta çok müşkül bir iştir. Fakat Omüczdeleli (o milliyeden beri bu milletin yapmış olduğu namütenahi fedakârlıklar ile el- de edilmiş bulunan büyük nimet- lerin, milli istiklâl ve mevcudi- Müfret mütekellim! u ##tunda yazı yazan muhar- ririn çok hürmet ettiği bir dostu vardır ki onun sözünden bir türlü çıkamaz. Bu dost, Gelişi güzel serlâv- hası allında yazılan fıkraları okur ve arada sırada bulduğu kusurları da söyler. Bu dostun daimi surette Bu sütunda müfret mütekellim siza- sının, yani “geldim,, “gidiyorum, “göreceğim,, gibi fiillerle “Ben, failinin o kullamılmasmı istemez. Hatta : — Eskiler yaptıkları nükteleri Nasrettin hocaya, Bektaşi devri- ! gine, İncili çavuşa izafe etmekle yani müfret mütekellimi ortadan kaldırmakla ne iyi hareket et- mişlerdir. O yüzden hikâye ve nükteleri paydar olur. Der. O yözden bu sütunların âciz mubarriri artık müfret mjtekel- lim sigasını kullanmıyacak, kendi şahsını «ben» zamiri şahsisi ile ifade etmiyecektir. Eğer güzel bir söz sarfetmiş, yerinde bir nükte bulmuşsa onu da - herkesin elâlemin sözlerini kendine malettiği şu devirde - elâleme maledecektir. Bundan “sonra ben... Eyvah gene ben dedim! Tonlu İğne Macaristanda Kırajlık Macar müdafaai milliye nazırı M. Gombos Miskolç'ta irat et- tiği bir nutukta kırallık mesele- sini mevzuu bahsetmiştir. M. Gombos muhafazakâr Rasist fır- kası reisidir. Nutkunda, kiralik meselesinin şimdiki halde mevzuu bahsolamıyacağını Briyanın mu- ahedesi ile haleldar olan milli hakimiyet iade edilmedikçe bun- dan bahsedemiyeceğini söylemiş ve der. ştir ki: — Meselenin halli hakikkate müstenit bir siyasetin icabatından tevellüt etmelidir. Macaristanda hayatı millinin inkılâbı henüz fe- veran halindedir. Böyle zâman- larda çocuk bir kıral değil kavi bilekli kimseler lâzımdır. yetin muhafazası için ne kadar büyük olursa olsun bu müşkü- lâta tahammül etmekten başka çâre var mıdır? Maamafih serbest cumhuriyet fırkasımn liderleri uzun bir za- man için sulhün devam edece gini ve hariçtan milli bir tehli- ke ihtimali görülmediğini ileri sörüyorlar. Onun için “şimendö- ferleri yapmaktan şimdilik sarfı nazar edebiliriz, ve şimendöferlere sarfedilecek paraları ' bütçeden tenzil edip vergileri o nisbette ekâiltiriz.,, Demek istiyorlar. Acaba Serbest Cümhuriyet fırkası erkânı uzun bir zaman için memleketin her hangi bir harici sui kasttan masun kala- cağına ne ile iman etmişlerdir? Avrupanın ve bütün dünyanın bugünkü siyasel (o manzarasına bakarak “Sulh için uzun zaman bir tehlike yoktur, demek gü- lünç bir safderunluktan “başka bir şey midir? Bilâkis Şafk hu- dutlarımızda bügün askerlerimizi meşgul eden elim hadiseler is- istikbal için kat'iyyen emin olma- mak lâzım geldiğini isbat eden tehlike işaretleri değil midir? Mehme: Asım Istiklâlin şartları arkta iki aylık bir mesele var. Adına Kört isyanı di- yorlar. Ağrı dağında şimdi aç, çıplak sürünen ve tçlerine boşa- lan korku altında titriyenler karşısında iki türlü düşünüyoruz. Biri, bayrağımıza hürmet etmi- yen, kankardeşlerimize “kıyan, memleketin rahatını kaçıran hay- dutlara karşı duyulan histir. Bu duyguya kızgınlık diyebiliriz. Fakat bu, hadise önündeki ilk histir, ilk muhakeme ve ilk hü- kümdür. Davaya daha suğuk kanlı bir görüşle bakarsak, merhamete yakın şeyler duyduğumuzu anla- rız. Şimdi dağlarda amansız namlılarla çevrilen bu insana benzer mahlükların derdi nedir? Kabilelerinin biri de “Irak, ta baş kaldıran Kürtler ne istiyor- lar.? İngiliz köleliği, Acem kulluğu yanında Türk vatandaşlığının ne büyük nimet olduğunu anla- mıyan, mankörlüğünü kan ve cinayetle gösteren bu kalabalı- ğın medeni dünyadaki mevkii nedir? Buna tarihten cevap almamıza imkân yök. Çünkü o, böyle bir şey bilmiyor. Müspet ilimlerin kıstaslarına vurarak araştırmak ta beyhudedir. Çükü daha ilk âdımda, birinci sorguda işin boşluğu meydana çıktı. Ben, istiklâli milletlerin en yüksek hakkı bilirim. Milletlerin amma, sürülerin değil, Onu kendi vatanımda görsem bile hissim, fikrim değişmez. Isyan eden istiklâle ka: tırmaklarını — kullananlara “hak veririm, Evet, evvelâ hak verir, sonra asar ve nihayet merasim- le gömerim. Onların haklarını verirken kendi vazifemi de ya mış olurum. Çünkü bütün isik lal denilen kara sevdaya tutu- lanlar için kurtuluş yoktur. Ve ancak ölüm, onları itaate sevk- eder, rahata kavuşturur. Fakat gelinde şu şarktaki ha- diseye bir bakın. Evi inden, gı- dası kurtlar gibi çiğ etten, gi- yeceği kılı derisinden ibaret olan bu sürü, nasıl istiklâl aşkı- Bı taşır, ne yüzle onu başkala- rındân ister?... Daha henüz aile istiklâlini bilmiyen, bir kulübe ile kendi sile hududunu a mıyan bu yabaniler, ancak Ro. manın yıkılışından çok evvel, o dağlara Nuhun gemisi oturduğu vakitlerdeki beşetiyetten sayıla- bilirlerdi. Bugün artık milletlerin geçirdikleri imtihanlar vardır. Millet olmanın sebep ve netice- leri vardır. İlme hizmet şöyle dursun, fennin silâbtan başka | Ak var ii kullanmıyan, hatta üstünde toprağı eki ymm le ke allı nun münasebeti nedir ? İstiklâle ancak lâyik olanlar kavuşur. Sürülere gelince onlar da dağa çıkar, gürültü yapabilirler, fakat satılmış esirler gibi efendi de- giştirmek için!... Seyyah Nevyorktan bildirildiğine gö- re Elmire komünist kampının müdireleri olan kadınlar Ameri- ka bayrağını tahkir ettiklerinden üçer ay hapse ve ellişer dolar nakdi cezaya mahküm olmuşler- dir. Mahköm olan iki kadın temyiz etmişlerdir. us) cidi Aksa Amerikada komünistlik | herkese CENNET FEDAYİLERİ Birr E Bir tek Frenk kalmadı Sultan Salâhattin Mescidi Aksayı gülsuyu ile temizletmişti — 119 — Patrik, kilisede toplanan bütün|det zarfında tahliye devam etmiş, bu altınları yüklenmiş, ve şehirdenmüddetin nihayetinde burada fi- çıkmak için müsaade istemişti. en eser kalmamıştı. Patrik, elindeki servetin göz) (Bütün bu müddet esnasında kam korkuyordu.) Haldun ordu ile beraberdi. Ordu Filhakika Salâhattinin 'maiyetin- nereye giderse onunla beraber gi- deki ümeradan bazıları, bütün bu diyordu. Haldun günden güne iyi- servetin gitmesine itiraz etmişler,ileşiyor ve eski halini buluyordu. bunların ganimet olması icap etti-| Melike ile Zeydun. Zeytindağında ğini söylemişler, fakat Sultan bu idiler. Sultan, Melikenin bu sıralar- sözleri dinlememiş, ondan da her|da yeni bir taarruza uğramaması firenğin verdiği on altını alarak|için, onu karargâhı olan bu tepede onu serbest bırakmış, patrik bütün bırakmayı tercih etmişti. Kudüs, bu mallarla çıkıp gitmişti. teslim olunuyorken Sultan burada Bir taraftan şehrin tathiri ve es-Jesrarkeşleri arattırmış, yakalanan ki haline iadesi devam ediyor ve|şüpheli eşhasın onlardan olup ol- firenkler şehri tahliye ediyorken madığını tahkik etmiş, Şeybülcebel diğer taraftan Sultan o Salâhattin, |fedayilerinden yakaladıklarını hep firenklerin bütün ihtiyarları ve ko-| hapse tıkmıştı. fi caları muharebede ölen bütün dul-| ( Salâhattin, (Masyos) . kalesini larmı, yahut kocaları başka şehir-| yıkmağa ve esrarkeşlerin imhasına lerde mahpus olan bütün kadınları) karar vermişti. Onlar Memleket kendi hesabına serbest bırakmış,|dahilinde kuvvetli bir kale sahibi ma günü, Sultan Salâhattinin bü-)firenklerin memleket dahilinde kı- tün m şehre girmiş, büyük bir|rallık sahibi olmaları kadar fena islâm cemaati Dk mah-|idi, eğe eray iyi Bunun olduğu büyük bir zevke var-|'in * sünu| p bimer Selâhattin ile beraber müs-| | Firenkler memleket dahilinden lümanlar cuma namazmı Mescidi Suriye ve Filistinin kıyılarına atıl Aksada eda etmişler, namazdan)mışlardı. Artık onların tekrar mu- sonra Salâhattin camli şerifin bü-|kaddes araziyi işgal etmelerine im- tün noksanlarını ikmal için emirler kân kalmamış gibi idi. Ba itibarla vermiş, camiin bir memberi bulun-|bu dahili beliyeden kurtulmağa madığından ona bir member yapıl- çalışmak, bir vazife idi. Bahusus masını söylemiş, fakat bu membe-|bu vazifeyi ifaya koşacak iki kıy- rin hazır olduğunu anlamıştı. Onu,|metli asker de vardr. Bunlar, Zey- büyük Türk padişah Nurettin yir-dun ile Haldundu. Bunlarm.-ikisi mi seneden fazla bir zaman evvelide Şeyhülcebelin kalesini iyice ta» a bae lm sl MP VE 5 ül em. İtmda et e ir b İn ve büyü denize dökmeğe karar verdiği za-|bir hizmet ifa ederdi... man, o da Kudüsü istihdaf ediyor- Ss erik el m e) du. Mefküreci padişah, o zaman raki LERİ > Kudüste Mescidi Aksaya konmak karargâhı şehre makledeceği si- üzere bir member yapılmasını em-|'2“a Zeydun ile Melikenin de şeh- retmiş, devrinin san'atkârlarına bulr? getirilmelerini emretmişti. memberin mazirsiz olmasını istedi.) | Bunlar Kudüs patrikanesinden ğini söylemiş, ve burn sikke. kurtularak onun nezdine geldik- des eve konulmak üzere yaptırıyo-!leri gecedenberi, Sultan onları gö- rum, demişti. Devrin san'atkârları|rememiş, onlarla uzun uzadıya ko- senelerce çalışmışlar. ve neticede vusamamıştı. İşler o kadar siki, “islâm tarihinde bir misli görülmi-|mesguliyetler o kadar çoktu. Meli- yen bir member vücuda gelmiş ke ile Zeydun, Kudüsün sukutunu âli) uzaktan Fakat Sultan Nurettin başladığı mücahedeyi ikmal edemeden irti- hal etmiş, Kudüsü istirdat etmek onun hayrülhalefi sayılmağa değer Salâhattine kalmıştı. Selâhattin bu işi ikmal ederek Kudüsü istirdat etmiş, yirmi sene evvel Nurettin ta- rafından yaptırılan memberi he- men yerine koydurmuş ve bu su- retle muhterem selefinin nam ve şanı ihya etmişti. İslâm müverri- hi İbnül Esir bu hadiseden, mimbe- rin Halepten . getirilerek Mescidi saya konmasından bahsederken “bu da Sultan Nurettinin kerame- tindendi,, der. Salâhattin, Mescidi Aksanın ta- mirine büyük bir himmet göster- miş, en güzel mermerleri getirte- rek ve senelerdenberi Mescidi Ak- saya hediye edilmek üzere topla- Çinde vaziyet nan her şeyi yerli yerine koydura-| (o Çinde tekrar alevlenen jene- rak onun tezyinine itina göstermiş- m a gideli hü- ti, üm sürmi ir. Son haberler hi İbnül Esir bu hadiseden, membe| cepupluların Çinanfu'yu işgal su suyu — yeknpış vi ettiklerini bildiriyordu. a a açılmıştı. ir asırdanberi| hetten Deyli Moylin al e aka Da la ra berlere göre ballar ankeu, mi ilde istirdat olundu.) Uşang ve Hanyangı tehdit et- Hâlâ bütün hiristiyanlık âlemi, mekik kler Kom'inistler mukad» e .. güz serİMe et dema 12500 İngiliz lirası fidye resti eki : 2 ilirse Hankeu'ya taarruz et- da gösterdikleri âlicenaplığa hay-| V” suy ie sel n Firenklerin şehri tahliye için ve- Piper gar di Ce- rilen mühlet kırk gündü. Bu müd-| DUR hükümeti bu fidyeyi vere alayimmi emil mekten istinkâf etti, vaziyet (1) önül Esir ciltli, sa. 225. malarında Melikeniri de bir hissesi vardı, ve bu şerefli bir hisse idi. Nihayet firenk muhacirlerinin her gün şehirden çıkan kafileleri görünmez olmuştu. O akşam Sul tan, Melike ile amcazadesinin şeh- re getirilmelerini emretmiş, Sulta- nın zabitlerinden biri ona bu emri tebliğ etmiş, Melike Sultanm as- kerleri arasında ve ay ışığı altmda şehre girmişti. Melike, gide gide bir kaç gün ev- vel içinde esir ve mahpus olduğu bede vardı. Mabedin kapıları ke fevkalâde şüpheli ve vahimdir.