101 kişi ile a a ay m Vaktile Aptülhamide verilen jur- nalda neler Geçen devirde © kadar büyük bir: damdı ki uşakların on altından aşa bahşiş (o verilmezd Bugün ise çiroz bi ağına dönmüş; ihti yar, zayıf, Okokoz hastalıklı, kirli, ök sürüklü, o yarı mef lüç. Fakat hafıza yerinde, Kendisi ile uzu uzadıya o görüştüm Vücudü elbisesinin pabuçlarının için de yüzüyordu. -Mö lon şapkası ise dah: öyle iki kafa istiar edebilirdi. — Beyim, dedi Abdülhamit efendi mize şu jurnalı ver. mişlerdi. Lütfen dik katle okuyunuz. İb- ret alınaçak mokts ları çoktur; “Rabbim (o Tanri 'Taalâ ömrünü, şev- ketini müzdat bu- yursun, Amin. “Filân, filân, ve İki cambaz bir inle oynamaz, Seni gidi Hebennekg.... filân (10 dan ziyade zabit ismi) müza- kerede iken kendilerini hafiyen din. Tedim. Bermucibi ubudiyet lerini harfiyen huzuru hümayununuza ara mütecasir oluyorum: “Bu mel'unlar güruhunun asıl mak- sadı yalnız nefsi nefisi hümayununuza kastetmek değildir. Niyetleri daha i lere gider: Din bunlarca hedefi taar- ruzdur. Âli Osmanı memlekette zat görtiyorlar, Yobazlığı o mertebe ileriye götürmüşlerdir ki sağdan sola yazılan mübarek yazımıza da düşmandırlar, Fırsat bulsalar kasket ve belki de ne wzühillâh şapka giyecekler ve tekâya Ye zevayayı, türbeleri seddü bendede- sekler. Mümkün olsa çarşaf ve ferace. Yi ilga edip hatun kişileri efrenç ma- damları gibi sokaklara sevkedecekler ve balozlarda şakır şakır oynatacak. Jar. Kefere ile ümmetimiz arasında bir fark kalmıyacak, «sx Üst tarafını okumadan sordum; — Abdülhamit bu jurnala ne dedi? — Ne mi dedi? Okudu, dedi ki: “Ne Eeniş hayal sahibi imiş, be? Bahsettiği zabitan içtimar yalan ve mabzı heze Yandır, Anlarım. Fena fikir olur, Tâ kin bu derecesi olmaz. Eğer; âşık ifti. Ydsını biraz daha muhtasar tutsa idi “ “kikat ierasını irade ederdim. Fakati örize onunla iştizale değmez. Bu, »ler değil, romaner... Giritli Aziz dinin “muhayyelât,, ını tanzir et- Abdülhamit kâğıdı bana uzattı, An- Jadisa ki kısa kesmek istiyordu. Ey, Beyefendi oğlum! Allah bize ömür vermiş de görüyoruz. Padişahm hayal deyip te attığı, kulak asmadığı arizada her ne yazılı idi ise aradan Yirmi sene geçmeden hep hasıl oldu... Mtiyar benden bir cıgara istedi, ve: — Beyefendimiz, deği, ne yanlış düşünüyormuşuz! O günkü âlem mi Sâhte idi; bugünkü mü sahtedir? Ben, kadim bendezândan biri olarak diyo- Tüm ki'otuz sene evvelki dünya bütün bütün üydürma, sahte, kalp ve zoraki İmiş. Mikyasımi arzedeyim ; fakat iyice dinleyiniz, Beyefendi. Lütfen bir sigara daha ihsan eder Si Teşekkürlerimi takdim ede- O zaman kadınlara gönül hoşluğu ile hürriyet verilseydi bu nimeti her- kes kabul ederdi. Demek ki harem ha- Yatı sahte ve zoraki imiş... Pek güzel! Şimdi, bugün haremi ia- de ediniz. Acaba hatun kişiler bunu Kabul ederler mi? Şapka da öyle. Tek- keler de öyle, Türbeler de öyle... De- mek oluyor ki bu müesseseler zorla, afyonla, esrarla tutuluyormuş! Lâkin bunlardan bizim haberimiz yokmuş Hey gidi zaman! Bir sinema şeridi gi- -)değil - saraydan çöpleniyorduk. V; Hukukçularımız | Aktör olmak için ne diyorlar ? Anadoludan İstanbula m ER ANİ EE gelen köylü! IÜst tarafı 1 inci sayıfada) ide bulunmak lâzımdır. Bir kaç intihap “ Boyumun 6 karış geldin devresinde meb'usluk yapan ve şu su.) bekmayın. Derülbedeyi ben İretle kanuni müddetini dolduramıyan! seve seve kabul edecektir!,, bir kimseye teknüt maaşı vermemek diyor onu adeta cezalandırmak nevinden bir Dün matbaamıza Gümüşaneli Se ölür. Şimdiki kanuna göre tekaik) pır köylü geldi, Kısa boylu, gi- diye aidatı tevkif edilmediğine naza z ii i Hu- vân tekaüt maaşı tam manasile vatan)* Ir yüzlü bir delikanlı. İsmi Hü -adimlerine müzaharet nevinden bir|seyindir.. Yaşı 24.. Memleketinden kıymet almıştır, Şu hale görede bu " — ” a .—.. mevzuda maaş tahsisindeki gayeye sakmak iktiza eder. Meb'usların me mur olması başlıca iki sebebe istinat eder: Biri teşrii masuniyetlerinin mes- uliyetle beraber yürüyememesi, ikinci si de onların esas iştigallerine mâni lacak ve herhangi bir menfaat salka- ile icra kuyvetinin teşirine maruz ka- ıcak hallere meydan verilmemesi şek- inde hulâsa edilebilir. Yoksa meb'us- arm memurlar hakkında tanınmış © İ| san bazı haklardan ietifade etmiş ol maları, onların memur sayılmaları | icap ettirmez. — Vekil olanlar, bu vazifede hizmet i müddetleri ne olursa olsun asgari bir | tekaüt maaşına istihkak kenbederler. Yeni kanun bu hükmü tevsiân kabul #tmiştir. Bu vaziyet teşkilâtı esasiyeye mugayir olur mu? i o — Vekillere gelince, tekaüt kanunun: | den uzak kalmamak kaydile mukay- | zerinden maaş tahsisi keyfiyeti o ka) ya olmamış. Aktörlük yapmak, İnunun 28 ıncı maddesindeki nisbetler| Darllbedayi girmek arzusunda dan uzak kalmamak kaydile mukay.| imiş, “Sen bü işleri becerebilir | yettir. Yani 25 seneden az hizmet Gö| misin ?,, dedik. Hiddetlendi. Meyer sene için 25 de bir nisbeti), - Ben işin içinde büyüdüm. oksan maaş alacakları gibi bu müd Senelerce perdecilik yaptım. İlân sıra bende-|detten fazla hizmet görenler de ayni ,, Sıra sira) kanunun &rmer yağ nisbet dai! dağıttım. Tülü, Albayrak kum- RR m mülâkat... yazılmıştı ? Gümüşaneli Hüseyin geleli daha iki üç gün ya olmuş, ibi bu inkılâbı gördüm. Sıra gân.... sıra sıra kâselisya, müzakere.'ağayat. Bunları hiç bir lehim, hiç bir|resinde zam görürler. Maamafih bu panyaları beni hep tanırlar. harç tutmuyormuş. Ye biz, kaleğ po-|nisbet ne oluran olsun nihayet bir he| | — Küçüktenberi bu işle mi Ji etik Epe fesli bendegân o)sap işidir. Ve yukarıda arzettiğim 8€- meşgulsün ? diye sorduk. Cevap im. rde bir “keramet görüyor. bepler teşkilâtı esasiye kanununu hır- rdi : » En çoğu on bin kişi - daha fazla! palıyan her hangi bir mevzuun mevcu " dine “Aahh. Evelce hizmetkârlik »diyetine bizi İ /sattan aşağı değil, lâkin cahil ve lüzu- iz Heli ER Ba olan Ba.) ederdim. Valinin yanında bulun- ppm ziyade deli biri bize yem ye'İrem kanunu teşkilât esasiyeye muga| düm, Daba birçok efendilere Pen müessesenin dayanamıya-İyir sayılabilir mi2... hizhiet “ettim. Yemek pişirir, 2 ime) Yermiyerdye o) | rs “Raremu kanununda teşkilâtı *| bulaşık “yıkar, © entari giyerek np ne buyururüünüz” Abdülhd:) sasiyeye mugayir hiç bir şer yoktur. misafirlere (kahve ( çıkarırdım. timali nazara alırdı, Fransa! Nisbetlerin âdilâne olup olmaması, yal- dan bile hahseğilse “cümhuriyet,, limesi tüylerini ürpertirdi. Vatandan korkar, milletten ürker, meclislerden, cemiyetlerden kocunurdu. ke gi bazı Jön-Türklerden kork- çin: — Veliyi nimetim! Onlar pek değersiz, iktidarsız, ehemmiyetsiz dim. Derhal; — Eşek! dedi. Sen ne bilirsin? Ne İstiyorsun? Senin gibi kuş beyinlilerin aklma Uyup bunları ihmal edeyim, kendilerini ehemmiyetsiz göreyim... oturup saltanat sürsünler. Böyle bir gaflette bulunmak için bir insanm se- nin kadar öküz olması lâzım. Millete istediğini verirsek, sen gene belki biri; ne bir uşak olabilirsin. Fakat bir padi. şah, millet hakkını almea ne olur bilir! misin, behey saksağan kafalı? Katle. dilir. Ya padişah, ya millet. İki cam. baz bir ipte oymanaz. Seni gidi Heben- neka!.... Celâl Nuri re İsterlin İngiliz liranı dün 1030 kuruşta açılmış, 1032 ye yükselmiş, tek- rar 1030 kuruşta kapanmıştır. Ünifi ie nifiye 103 kuruşla kapanın, “5 aman a Hangisi teyin edilecek ? Iktısat vekâleti denir müşa- virliğine Mehmet Ali Nısfet ve Şevket Beylerden birinin tayin edileceği yazılmıştı. Hususi bir vapur şirketinde müdör olan Şevket Bey, dün kendisile gö- rüşen bir mubarririmize bu ha- beri gazetelerde okuduğunu, hususi malömatı olmadığını söy- lemiştir . Mehmet Ali Nısfet Bey, An- karada bulunuyor. Ke-|niz o kanunun kadrosu içinde bir mü nakaşa mevzuu teşkil eder, ki bu eihet ötekinden bütün bütün başka bir şey- dir, — Belediye kanunu teşkilâtı esasi yeye mugayir midir? — Teşkilâtı esasiye kanunumuzda olmadığına göre belediye kanununun Türklere ait hukuku #mmeyi ihlâl etme mesi 6 kanuna teyafuku için, kâfidir. Ve yeni belediye kanununda Ammeye| 8it hakları ihlâl eden bir şey olmadığı bir kemal eseri de göze çarpmaktadır. Belediye reislerinin intihap ve ya tayin ile mevkilerine getirilmesi, an cak idari mülühazalar noktai nazarın dan münakaşa edilebilir. İstanbul vi- lâyet ve belediyesinin tevhidi de bu ne- viden bir mesele teşkil eder. Şüphe yok ki halkın iradesini intihap şeklinde istimal etmesinde faik bir kıymet var: dır. Ancak bazı idari mülâhazalar var. dır, ki onun herhangi bir faydaya meb- ni kısmen ihmalini de icap ettirebilir. Pakat; âz evvel mevzubahis ettiğim gibi bu dihetler teşkilâtı esasiye kanunun. dan hariç mevzulara taallök eder. Gelenler, gidenler Doktor Fatma Reşit Hanım dün E- dimeden şehrimize gelmiştir. $ Doktor Mehmet Kâmil Bey hal ya tarikile Fransa ve İsviçreye gitmiştir. $ Sanayi ve masdin bankası umum müdür muavini Ali Sami B. dün Mer- silyaya gitmiştir. oradan Parise gidecek- tr. Ali sari Beyin seyahati bir ar kadar sürecektir. $ Zirant umum müdürü Naki B. şeh- rimize gelmiştir. $ Alyon valisi Fahrettin B. şehrimize gelmiş ve dün vali vekili Fazlı Beyi zi yaret etmiştir. İTIZAR *Bu kadın katil değil, © tefrikamız miindericatımızın çokluğunu mebni bu gün dercedilemedi. Okuyucularımızdan özür dileriz. Yalnız çamaşır yıkayamazdım. — Peki sonra nasıl oldu da tiyatroculuğa başladın. — Sormayın. : Öyle oldu işte, Bana Darülbedayi gir, para ka- zanırsın, dediler. Kalktım, geldim. — Seni oraya almazlar boyun adamlardır, endişe buyurmaymız! de- Belediyeye dair belli başlı bir hüküm! haaa | diyecek olduk. Lâfımızı ağımıza tıkadı : — Siz benim boyumun altı karış geldiğine bakmayın. Boyla tiyatroculuğun ne ilişiği varki? Sonra da meclisi açtırsınlar. Şu tahta|zibi intihap hakkını tevsi noktasından) siz yazın bir boy bele! seve seve alırlar | diye bağırdı. Yazacağımızı vadettik. Biz ar- kasından uğradığı bu insafsız muziplikten dolayı kendisine acır- ken o güle güle merdivenleri iniyordu. Mücrim kim? Fransız Konfunun 10,000 Miralık mücevheri nasıl çalındı? Kont şirkatin hucudumuz da- hilinde olduğunu iddia ediyor Geçenlerde Avrupa ekspre- sinde mücevheratı çalınan Fran- sız avukatı Kont Gabrielle Her- bin dün Stella d'ltalya vepurile memleketine dönmüştür. Hareketinden evci kendisile | — e 3 — VAKIT 22 Ağustos 1939 — Kerkük Türktür ! 15 ağustos 1930 cuma nüshamızda İngilizce gazetelerden terceme edilen “irak, haberlerinde Kerkük halkının da Kürt istikldii için çalıştıkları yazi Uuyordu.Bu şayiadan müteessir olan bil Kerküklü idarehanemize (gönderdiği bir mektupta diyor ki: Iraktaki Kürtler, her suretle mu kadderatlarının tayinini istiyebilizler; bu, bizi alâkadar etmez, Yalnız biz Ker küklülerin Türklüğüne ve milliyetin hürmetkâr olmak vecibesini unulma ılıdırlar. Evet, Irakta bir takım derbeder, hü yalperest, menfaatperverler, Kerkük İlleri de âmal ve ihtiraslarına alet et mek gayesini takip etmişler ve pek mü hik olarak şu cevapla karşılaşmıslar dır; “Biz, Kerküklüler, asırlardanber hür ve müstakil yaşadık, Irakta efon di olarak doğduk, istiklâl ve muh'eri yeti idarenin ne demek olduğunu ve bu nun da ancak bir milletin gösterecoğ irfan ve tekâmül bünyesile istihdaf e debileceğini bilir ve birriza hiç bir mil İletin ve kavmin matbuu olmıyacağımı gibi menafii şahsiye ve ihtirasalı fer diyeye de alet olamayız, Cemiyeti Akvamın ve İngilizlerir akvamı şarkiyeye bahş ve in'am ettik leri yaldızlı istiklâl, gözümüz önündi canlı bir timsali ibret olmamış olsayd kerkükümüze de bir Türk istiklâli te mennisini izhar ederdik. Şanlı tarihinin hatıratı mefahirilı istiklâlini unutmamış olan her ferdi miz hiç bir kavmin ve hiç bir milletir matbuu olamaz. O halde, biz Kerkük lüler, bir Kürt muhtariyeti idaresi te mennisine iştirak etmek değil, her fer dimizdson zamanlarda bol bol ihdas edilen müstakil şark hükümetlerinir kırallığını verseler bile, Türklüğümüzü ve milliyetimizi bir an için ihmal ede meyiz. Çünkü: Taçlı esirler, zencirbeni masuümlardan daha zavallı ve dahi betbahttırlar. p Milliyetimiz, o mukaddesatımızdır namusumuzdur. — Binaenaleyh cihan harbinden sonra duçar olduğumu mesaibe ilâveten herhangi bir şekildi olursa olsun milliyetimizin de şaibe dar olmasına tahammül edemeyiz. Daha tarihin çok müstesna olaral kaydettiği veçhile âlemşümul Akvam Cemiyetinin pek yakından ilmi ve içti maf tetkikatı da “Türk hükümetinin moktai mazarını teyiden, Kerkükün Türk olduğunu katiyen tesbit etmiş tir. Muhterem “Türk yurdu,, metmu& sının temmuz 930 sayısında ga “Irak Türklerinin, ve bilhassa Kerkükün kıyı metli bir tarihçesi neşredilmiştir. Hulâsa: Bütün cihana karşı en güt serimizle bir kere daha haykırıyor v4 diyoruz ki, Kerkiik, Türk ülkesi, Türk yurdudur, Kerküklüler de tarihin ve bütün bir dünyanın tanıdığı ve kaydet tiği veçhile harıkalar yaratan öz Türk oğlu Türktür. K. ÇETİN | o ————— Mes'ut bir akit Darüşşafaka muhasebecisi Nazmi be. vin kerimesi Mefharet hanımla Dr. Mus- tsfa Münip paşs oğlu Hüsrev Münip beyim nikâh merasimi dün Beyazıt ev- lenme dairesinde bir çok akraba ve dost- Yarının huzuru İle yapılmıştır. & Saadet temenni ederiz. Regip Nurettin B- İlk tedrisat umum müdürü Ragıp Nurettin B. Edirnede tef- tişte bulunuyordu. Mumaileyh şehrimize dönmüş” tür. Bugün Ankaraya gide cektir. — — m EE EŞ görüşen bir muharririmize Kont Herbin sirkat hadisesinin Türk hududunda gümrük kontrolu ya” pıldıktan sonra vukubulduğunu, ve kendisinin o esnada yataklı vagonda uyuduğunu söylemiş, meçhul hırsızın bavullarını ve asılı bulunan elbisesini karıştıra- rak bulduğu kıymetli şeyleri al- dığını ilâve etmiştir. Çalınan mücevherler arasında gayet kıymettar bir elmasla mü- zeyyen bir iğnesi bulunmaktadır. Yalnız bu elmasın kıymeti 6000 Türk lirasından fazladır,