Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
27.4.1939 ğ DIŞ POLİTİKA İngiliz - Sovyel görüşmeleri İngiltere, alman tecavüz ve emri Vaki politikasını önlemek için giriş- tiği teşebbüste jimdiye kadar yalnız ıîolony. ile bir anlaşma yapabilmiş- tir. Yunanistana ve Romanya'ya verdiği teminat bir taraflı garanti- lerden ibarettir. Fakat ister Polon- Ya ile imzaladığı mukavele gibi iki taraflı olsun, ister Romanya'ya kar- 81 olduğu gibi bir taraflı olsun, bu taahhütlerin ifası için İngiltere Sov- Yetlerle de anlaşmak mecburiyetin- dedir. Filhakika ingiliz hükümeti, s0vyetlerle iki haftadanberi temas halindedir. Fakat henüz müsbet bir heticeye varılmış değildir. İhtilâfın Mahiyeti kati olarak bilinmiyor. Ancak böyle bir itilâfa varılmazdan evel, bir taraftan İngiltere ile Sov- yetler, diğer taraftan İngiltere'nin Münasebete giriştiği Polonya ve Ro- Manya gibi devletlerle Sovyetler a- rasında dallı budaklı bir takım me- selelerin halli icap ettitti anlaşıl- maktadır. Sovyetlerle bugün İngil - tere'de iktidarda bulunan konsör- Vatör daki iak lerin son birkaç senelik tarihi göz önüne getirilecek olursa, anlaşma- nın kolay olmadığı tebarüz eder. İn- giltere'de Çemberleyn ve taraftar - ları daima Sovyet Rusya ile iş birli- #ind D ASN Ç kosloval Ya'nın p;rçılınmınnı kadar bu ih- tiraz devam etmiştir. Bilhassa Mü - nih anlaşması sırasında ingiliz dış politikası, sovyetleri istihfaf ve is- tihkar etmiştir. Çemberleyn, Alman- ya'nm Südet mımtakası üzerindeki emellerini tatmin ettikten sonra, ıı.!- manların, Ukranya üzerine yürü- yüp — Sovyetlerle döğü;eceklennş zannetmişti. Şimdi anlaşılıyor k! Münih — anlaşmasının arkasındaki düşünce bu imiş. Filhakika eğer fa- şizm, Çemberleyn'in istediği gibi, komünizm ile boğuşacak olsaydı, a- rada demokratlar rahat edecekler - di. Almanya, Çemberleyn'in umdu - ğu gibi hareket etmedi. Bir laraftaıf 'di. DÜNYA HABERLERİ Berlin görüşmelerinden sonra Bir resmi tebliğ neşredildi : Muallaâktaki bütün meseleler fam görüş hakkında birliği var Hitler B. Markoviç'i kabul etti (Başı 1 inci sayfada) B. Markoviç'in beyanatı Alman istihbarat bürosuna beya- natta bulunan Markoviç demiştir ki: “Almanya ile Yugoslavya arasında i;i komşuluk ve karşılıklı hürmet ve menfaatlere müstenit tam emniyet münasebetleri müsait bir şekilde inki- şaf etmektedir. Berlin, 26 a.a. — Havas - B. Mar- koviç bugün BB. Göring ve Hess'e son resmi ziyareti yapmıştır. Yugoslav mahfilleri, antikomintern paktına iltihak meselesinin mevzuu bahis edilmediğini bildirmektedirler. Bu hal Yugoslavyanın pek yakında bu pakta gireceği hakkında italyan ve alman gazeteleri tarafından çıkarı- lan haberleri tekzip etmektedir. Mezkür mahfillere göre Markoviçin seyahati almanya tarafından arzu edi- len bir malumat alma ziyareti olarak kalmıştır. Yarın sabah Markoviç'in hareketin- den önce bir resmi tebliğ neşredilecek tir. “Venedik görüşmelerinin tabii ve mantıki neticesi” Belgrad, 26 a.a. — Yugoslav matbu- atı, hariciye nazırı Markoviç'in Ber- lin müzakereleriyle meşgul olmakta - dır. “Politika” gazetesi, bu ziyaretin dostane mahiyetini ve son Rumen - Alman müzakerelerinin iyi akislerini hatırlattıktan sonra diyor ki: Berlin müzakereleri Venedik'te ya- pılan dostane müzakerelerin tabii ve mantıki bir neticesidir. Hedefleri sulh ve Tuna havzası istikrar şartla- rının iyileştirmesidir. Berlin müzake- releri, biribirlerine karşı samimi duy- gular besliyen iki millet arasındaki dostluğun yeni bir tezahürüdür. “Vreme” gazetesi de, Avusturyanın Almanyaya iltihakından sonra Yugos lav - Alman ekonomi münasebetleri - nin daha ziyade genişletildiğini, Yu- goslavya harici ticaretinin yüzde kırk ikisini Almanya ile yaptığını ve bu nispetin ilerde daha da artacağını te- barüz ettiriyor. üsteml inin geri veril istemekte ısrar ederken, diğer ta- raftan da İtalya ile el ele vererek İngiltere menfaatleri için hayati o- lan sahalara doğru yürümeğe baş- ladı. Bunun üzerinedir ki İngiltere, bazı devletlere alelâcele gırujıti ve- B. Gafenko dün Paris'e hareket etti reruk, v önlemeği düşündü. Fakat aynı za- manda bir takım şark devletleriyle anlaşmalar yaparak bunu daimi bir set haline getirmeğe teşebbüs etti. İşte bu şartlar altındadır ki İngilte- re Rusya'nın ayaklarına kadar git- mek mecburiyetinde kalmıştır. İn- giltere'nin bu soldan geri dönme- sinde dan aklı baş gel hir adamın hali vardır. Bundan baş- a İNpwm.cA bir defa Romanya'ya ve Polonya'yâ garana sonra, sovyetlerin karşısına zayıf bir vaziyette çıkmaktadır. . Gerçi yalnız kalmak sovyetlerin de işine elvermez. Fakat İngiltere ile anlaşmazdan evel, bir şeyden e- Mmin olmak istiyorlar: İngiltere'nin, daha doğrusu, Çemberleyn hükü- Metinin bu soldan geri dönüşü, kati Ve nihai bir dönüş müdür? Yoksa e- lini sovyetlere uzatmışken, hâlâ Hitler ile anlaşmak imkânlarını mı Arıyor? Sonra diğer bir şeyden şüphele- hiyorlar: eğer İngiltere ile yapacak- ları bir anlaşma yüzünden Almanya ile harbe girecek olurlarsa, İngilte- Te, yalnız abluka tatbik etmeğe te- #ebbüs edip, bunun bir netice ver- Mediğini görünce, sanksiyonlar za- Manında olduğu gibi karşısındaki dGVlelle 1 rusları al larla Yalnız bırakmıyacak mı? Görülüyor k!. sovyetlerin, ötedenberi faşist Zümrelerle birlikte yürümek siyase- ç i takip eden Çembreleyn'e karşı itimatları yoktur. Aynı şey Polanya hakkında da söylenebilir. Bugün olonya hariciyesinin başında bulu- han Bek de ruslara Çemberleyn gi- bi itimat telkin edemiyor. Ve haki- k:ıe" Çemberleyn'in, Bone'nin, Be- in Stalin ile anlaşabilmeleri, Sta- HSS . KEYAE Bül a lm,,_.'ml..,._.' fam görüş birliği var Londra, 26 a.a. — Gafenko saat 16.30 da Paris'e hareket etmiştir. Belçika kabinesine verilecek salâhiyetler " Brüksel, 26 a.a. — Hükümetin mali- yeyi düzeltmek, ekonomiyi geliştir - mek ve milli müdafaanın âcil ihtiyaç- susi selâhiyetler lâyihasını tetkika b meclisi ü i tet- Tilec, Folkestone kadar Gafenko- ya refaket etmiştir. Nazır Viktorya garında Türkiye ve Fransa büyük el- çileriyle yunan orta elçisi tarafından selâmlanmıştır. Hariciye nazareti tarafından neşre- dilen- b venaiğela Ramanya hariciye nazırı Gafenko'nun Londra ziyareti- nin başvekil ve Halifaks ile görüş tea- tisine vesile teşkil ettiği, görüşmeler- de en kati bir açıklık ve iliğin kikatını bitirmiş ve bu lâyihayı 12 mu halife karşı 16 reyle kabul etmiştir. Sosyalistler muhalif rey vermişler- dir. Maliye nazırı, Belçika parasının kıymetten düşürülmesine tamamiyle muarız olduğumu-bayan etmiştir. larını karşılamak üzere istediği hu - Her şeyden önce Milli Müdafaa B. Metaksas'ın bir nutku Atinaı 26 aa — Başvekil Metaksas, Peloponezya'ya, Kalamatya'da söyle- diği nutukta, 4 ağustos 1936 rejiminin Yunan milletinin sarsılmaz azmine istinat ettiğini kaydettikten ve 1936 da seçilen parlamentonun, partiler a- rasındaki kavgalar yüzünden devamlı bir hükümet kurmağa muvaffak ola- mamakla beraber şimdi tatbik edilmek te olan programın hemen hemen aynı- nı tasvip etmiş olduğunu hatırlattık- tan sonra demiştir ki: “— Programımızın hedefleri, tahak kuk ettirdiğimiz hedefler memleketi- mizi tehlikelere karşı masun tutmak için milli müdafaamızın kuvetlendiril- mesi olmuş ve olmakta bulunmuştur. Memlekti silâhlandırdık ve balkan it- tifakını sağlamlaştırmak, menfaatleri- mize karşı katiyen namuslu ve sadık hareket etmek ve diğer memleketler- le de dost kalmak suretiyle hudutla- rımızın tamamlığını temin eyledik. Bu gayretlerin neticeleri diplomatik sahada daha geçen paskalya günlerin de kendini göstermiştir.,, Halkın tezahürleri Atina, 26 aa. — Bütün gazeteler, başvekilin her gittiği yerde halktan gördüğü çoşkun tezahüratı tebarüz ettirmekte ve bunun hükümet reisiy- le millet arasındaki fikir ve gaye bir- liğinden ileri geldiğini ehemiyetle kaydeylemektedir. İtalyanlar Arnavutlukta hububat dağıtıyorlar Tiran, 26 aa. —İtalyan memurları Ergeri şehri ahalisine ve civardaki nahiyeler halkına tevzi edilmek üzere İSTANBUL CUMHURİYET Dünya Balkanlılar etrafında dönüyor Nadir Nadi, bu başmakalesinde son &i- yasi faaliyetlerin siklet — merkezi son günlerde balkanlılar üzerinde toplanmış olduğunu ve mihver devletleriyle demok- rasiler, ayrı ayrı, balkanlıları kendi ta - raflarına çekmek istediklerini yazarak bir körebe oyununa benzettiği bu vazi - yetin 1914 deki gibi, gene bir dünya harbi kıvılcımını balkanlarda — alevlendirecek mahiyette olup olmadığını araştırdıktan sonra, balkanlıların umumi harp felâke - tinden,kâfi derecede ders almış görün - düklerini takip ettikleri dürüst siyaset - leri izah ediyor ve balkan devletleri si - yasetlerinin ana hatları ilk önce kendi is- tiklâllerini muhafaza, sonra da elden gel- diği kadar dünya sulhuna hizmet oldu - ğgunu, filen büyük devletin menfaati için ateşe atılmak saflığı artık bizden bekle- nemiyeceğini, bugünlerde büyük Avrupa merkezlerinin dökecekleri dillere, ileri sürecekleri kuvetli mantıklara kapılmaz - sak balkanlıların artık bir barıt fıçısı ol- madığını ve yeni bir harp çıkacaksa bu- nun balkanlarda patlamıyacağını göğsü- müzü gere gere söyliyebileceğimizi ya - zıyor. , Gölcük tersanesi Nalına mıhına - Gölcük tersanesinin ve askeri limanın inşası işinin ihalesi habe- ri münasebetiyle, bu tersane işinin 1927 de Yavuz'un orada tamiriyle başladığını yazarak Gölcük'ün intihabı sebeplerini i- zah ettikten ve o zamandanberi yapılan tetkikler nihayet cümhuriyetin 16 ımcı yılında tahakkuk sahasına girmiş bulun- duğunu söyledikten sonra, zaferin şim - d_ilik bir tek cephede kazanıldığını, Ha- liç ti_cıret gemileri tersanesinin inşası suretiyle ikinci zaferin de kazanılmış o- lacağını yazıyor. TAN Sulh cephesini kurmaktaki müşkülât M. Zekeriya Sertal, bu başmakalesin - de, İngiltere'nin kurmaya teşebbüs etti- ği sulh cephesinin neden dolayı zıehhuıî ettiğini araştırarak bu teehhürün siyasi ve ekonomik olmak üzere iki türlü sebe- be bağlı olduğunu, İngiltere'nin, totali - ter devletleri halâ sulh yoliyle tatmin e- melini besliyerek Rusya ile anlaşma key- fiyetini bati idare ettiğini, Rusya'nın İn- giltere'ye itimat edemediğini, Polonya- nın Rusya ile askeri bir ittifak akdinden çekindiklerini, bunlardan maada balkan- ların vaziyeti de bu siyasi — müşküllere dahil bulunduğunu söyledikten — sonra ekonomik müşküllerin, sulh cephesine a- lınması istenilen Romanya ile Bulgaris- derilen seferi kuvetlerin kumandanı general Alfredo Guzoni'nin Arna- vutluk seferi esnasında gösterdiği ya rarlıklardan dolayı ordu kumandanlı- ğına tayinini teklif etmiştir. Oslo'daki güreş müsabakaları hakim olduğu ve bugünkü meseleler hakkında iki hükümet arasında mev- cut görüş birliğini teyide hizmet ey- lediği bildirilmektedir. Londra'daki müzakerelerin mevzuu Londra, 25 a.a. —Press Association. Romanya hariciye nazırı Gafenko'nun ziyareti hakkında diyor ki: Gafenko, İngiltere'nin yeni siyase- tini ve bilhassa büyük Britanya'nın bu siyasete azimle devam edeceğini tamamiyle anlamış olarak Londra'dan ayrılmaktadır. Müzakereler bilhassa İngiltere ta-| | rafından Polonya, Romanya ve Yuna- nistan'a verilen garantilerin siyasi ve askeri neticeleri etrafında cereyan et- miştir, Liverpul'da yeni bomba hâdiseleri Liverpul, 26 a.a. — Bu sabah iki saatten az bir müddet zarfında 5 in- filak kaydedilmiştir. Posta kutuları- in'in Hitler ile anlaşması kadar zor değilse de ona yakın bir güçlük arz Stmektedir. , Fakat ingilizçe bir darbımesel Vardır: - biribirini hiç sevmiyen in- sanların bazan ayhnı hasta yatağına Yanyana yatırıldıkları vakidir. Rus- Ya ve İngiltere, bugün iş birliği yap- ';" mecburiyetindedirler. Çünkü B ikisini de büyük - tehlike karşı- R""lkhdır. Harpten evelki çarlık Usyası ile liberal İngiltere de aynı l“"“lf altında iş birliği yapmamış - &r mıydı? Tarihin tekerrürden iba- Tet olduğuna bundan daha iyi bir 1 gösterilemez. A. Ş. ESMER na olan bazi bombaların in- filâk ettiği zannedilmektedir. Polis, cümhuriyetçi İrlanda ordusunun faa- liyetinden şüphe etmektedir. Bu in- filâklardan dördü birkaç dükkânın hasara uğramasına sebebiyet vermiş- tir. Beşinci infilâk bir matbaada vu- kua gelmiştir. Hasarat ehemiyetsiz- dir. İnfilâk etmiyen fakat kendi kendi- ne yavaş yavaş yanan altıncı bir bom- ba bir porselen mağazasının mektup kutusunda bulunmuştur. Diğer cihetten Congleton - Cheshi- ere'den Talke - Stofforshire'e iki müş teri götürmüş olan bir taksi şoförü avdette otomobilin içinde bir bomba bulmuştur. 72 kiloda “Bay” olarak ha - sımsız kalan Celâl Atik Türk ekibini teşkil eden yedi gü- reşçiden altısı bugünkü maçlara işti- râk etmiş ve 72 kiloda Celâl Atik “bay” olarak hasımsız kamıştır. Türk ekibini alâkadar eden teknik netice- ler şunlardır: 56 kiloda Kenan, Finlandiyalı gü- reşçiye ve 61 kiloda Ahmet Işık ma- car güreşçiye, sayı hesabiyle mağlup olmuşlardır. 66 kiloda Ankaralı Ya- şar - şampiyon Yaşarla karıştırılma- malıdır. - Norveçli güreşçiyi sayı he- sabiyle mağlup etmiş ve 79 kiloda Mersinli Ahmet de Lituanyalıya gene sayı hesabiyle galip gelmiştir. 87 ki- loda Mustafa Çakmak Estonyalı Ne- o'yu sayı hesabiyle mağlup etmiş, fa- kfıt ağır siklette Çoban, İsveçli güreş- çiye gene sayı hesabiyle mağlup ol- muştur. 87 kiloda sayı hesabiyle ka- zanan Mustafa Çakmak Mustafa Çakmak ve Ahmet Mersinli sayı hesabiyle galip geldiler 79 kiloda sayı hesabiyle ka- zanan Ahmet Mersinli Oslo, 26 a.a. — Bugün Oslo'da başlıyan güreş Avrupa şampiyonluğu Greko-Romen müsabakalarında aşağıdaki neticeler elde edilmiştir : Yeni Vekâletlerin teşkilât projeleri Dün öğleden sonra saat 15 te baş- vekâlet müsteşarı B. Vehbi Demire- lin reisliğinde bir komisyon toplan- mıştır. Komisyonda Ticaret, iktisat, nafıa, münakale ve muhabere vekâlet- leri mü ları bul ştur. Ko- misyon, her dört vekâletin yeni vazi- yete göre hazırlamış oldukları teşki- lât kanun projeleriyle kadrolarını tet- kik etmektedir. Bu tetkiklerden son- ra projelere son şeklini alacak ve her dört vekâletin 939 bütçeleri ona göre hazırlanacaktır. bu mıntakada iki bin ton mısır, bir tan'ın ekonomik ihtiyaçlarını — da temin milyon kutu et, elbise ve ayakkab âıl;:: di ütevellit old izah e- celbetmişlerdir. K "i ASA İzmit müddeiumumisi E General Guzoni terfi edecek ressamları dâva etti Roma, 26 a.a. — Musolini, hüzmeler Müstakil r 1 İzmi üddel ve cemiyetler meclisine bir kanun lâ-| Mumisi tarafından müstehcen 'dd'ıdi:ğ vaş Tn ai eklala' ” Te yihası tevdi ederek Arnavutluğa gön- kL birinin verdiği haberleri ııqıîie - rek, y lardan şi - &, yetle müracaatta bulunan vatandaşları, muhabirin bütün gayretine rağmen bula- madığını, İzmitlilerin, bu hâdiseye “Sa - nat Menemeni” adını verdiklerini, mat- baaya müracaat eden ve İzmit'te rassam ve resim muallimi olan bir zatın bu ha- beri teyit ettikten sonra müddelumuminin sergide tablo teşhir eden diğer ressam- la_n_ da araştırdığını, kendisinin de, ser - ginin açılması için ressamlara hizmette b k suçiyle hak edilmekte olduğunu, —müsadere edilen tabloların müddeijumumilikte mahfuz bu- Tunduğunu söylediğini yazıyor, Memuriyet hayatı B. Felek, kendi sütununda, belediye - den açıkta kalacağı söylenen 80 memu - run, ondan evel Denizbank'tan açıka çı- karılan memurların vaziyetini mütaleca ederek, bizde sivil memurların en mü - him dâvası bu olduğunu söylüyor ve me- murların âkibetlerinden emin olarak ça - lışmafarı takdirinde hem — randımanın, hem memuriyete rağbetin artacağını, hem de memurların son demlerinde veya iş- siz zamanlarında perişanlıktan kurtul - müuş olacaklarını izah ediyor. Cümhurreisimiz çocuklar arasında Günün meseleleri sütununda, İsmet İ- nönü'nün müstesna bir aile reisi ve çok kıymetli bir baba olması, en büyük hu - susiyetlerinden birini, dün gazetelerde intişar eden resimlerde onun bütün mem- leket ççcuklarmın şefkatli babası halin- de göründüğünü, bunun da bizde çocuk meselesinin b'iı: devlet meselesi olması m ledikten sonra, Milli Şefin çocuğun ha. yattaki rolünü herkesten iylçbildşğuiı:ıih:e bu mııel_eyğ bizzat eline alarak bir dev- let g ğ şüphe ol a nı ilâve ediyor ve bu defaki coçuk ba; F ramına Cümhurreisinin gösterdiği alâka. ;L rt'ııı bakımdan bir beşaret telâkki edi. dığ D Kültür seviyesi BÜ - nasebetiyle, kadını çıplak görmiyem;:a: lâ tılııımmül edemiyenlerin yalnız İzmit müdfıu'ııunıımiıindın ibaret olmadığını, bu (ı.bı zihniyetlere karşı açılacak kültü; harbinin henüz bitmediğini söyledikt sonra, kültür seviyemizi medeni memu: leketşerln seviyesine eriştirmek mecbu - ri_ygtınde olduğumuzu ve Beriye dönmü âı icap eden her zihniyetin bir irtica oîî mığğıı:ıı: ui:l:_e ederek diyor ki: “İrtica e- rüşle, ileri ;ılı:ı.rli:xş:dl:l Hr d ee aynı safta kendine dâımıırı.ı gîac':l:ıtşırîh YENİ SABAH Hitler'in ellinci senesi Sahîhz ngerLiyı Sertel, Görüşler tablo lesi ,Hüseyin Cahit Yalçın, bu başmakale - sinde, bir kaç gündenberi misafir olatak .bulunduğn Hitler ülkesinde, Hitler'in el- linçi yılı münasebetiyle yapılan mera - Gazeteleri —— — -—-—-— —— a.a, Matbuat Servisi sim hakkında malümat vererek, Hitler'in Münih isyanındanberi Almanya için yap- tığı faaliyetleri tebarüz ettiriyor ve o - nun siyasi hayatında son başlıyan devre- ye sözü getirmek istemediğini ilâve et - tikten sonra ve silâh arkadaşlığı hatı- ralarına kendisine bağlı olduğumuz mil- — leti tebrik ediyor. VAKİT aa Dehâ ferdden ferde geçen bir milli miras mıdır? Asım Us, bir kaç gün evel bir muhar- ririn millf dehâ hakkında kurduğu yeni nazariyeyi ve bu nazariyenin fert halin- de bir manken olan insana ruhunu, şah - siyetini ve varsa dehasını milletin giy - dirdiğini söylediğini mevzuu bahis ederek “Her şef dâhidir” gibi bir mantık kazi- yesi kurmaya yarıyacak olan bu hükmün yanlış bir görüş tesiri yaptığını söyle - dikten sonra Atatürk'ün dehâsını misal- lerle tebarüz ettiriyor ve diyor ki : “Milli dehâyı tek ve gayri kabili te « cezzi farzetmek ve bu sıfatı yalnız mil- letin resmi olan milli şefine hasreyle - mekte de hata vardır. Nitekim milli mü- cadele devrinde İnönü zaferinden sonra Büyük Millet Meclisi sıfatiyle tebrik teleraflarında Atatürk İsmet İnönü'nün dehâsını kaydetmekten — çekinmemiştir. Demek ki Ebedi Şef ve Ebedi Dâhi de bir dehânın subutu için bir ölümün ta- hakkuku lâzım geldiği kanaatında değil- SON POSTA Sulh psikolojisi Muhittin Birgen, “Her gün” — sütu - nunda Türkiye'nin hayati — menfaatleri mevzuu bahsolmadıkça, dünya milletle « rinin birbirleriyle boğuşmasına — karşı, sulh fikrinde daima sebat edeceğini, bu itibarla impa luğundanberi ke__ndı_ni hep harp fikrine karşı hazırlıyan Türkiye'nin şimdi de sulh psikolojisine hazırlaması lâzım geldiğini söyledikten ıogra. bunun şartlarını şöyle sayıyor : Sulh, gaye değil, bir emniyet ve re « fah vasıtası olacağından mutlaka kuvet. li lgşx!unmak, haklı veya haksız — milleti d__egı'lı yalnız kendimizi düşünmek, Ata - türk'ün dediği gibi bir taraflı bir bitaraf kalmayı bilmek, ideolojilere, kafaları - mız; değilse bile, gönüllerimizi kapa - mak,,, Ahlak ve sanat Burhan Cahit, “Sabahtan sabaha,, sü- bj'ln Ld tfıblo lesi mü - nasebetiyle yazdığı fıkrada, cemiyeti: ahlâk telâkkisinde âlestiki fikirle’rinin:', mpnehceni;ı de ne olduğunu katiyetle ta- yine elân imkân vermediğini söyliyerek sanat mefhümunu kanun maddeleriyle ta- yin etmenin kabil olmadığını, İzmit'te teşkil edilmiş vukuf heyetinin menfi ka- Tar vermiş ol ı mümkün ise de, bu ka- rarın eserlerin sanat kıymetine değil, il- ham ettikleri hislere ait olduğunu, bunun için takdir selâhiyetini — mütehassıslara zaruri bulunduğ izah edi » yor, AKŞAM saAaARaARAR Vergiyi böyle toplamak olmaz “Akşamdan akşama,, sütununda Vi vergi tahsilinde hüsnüniyet ıi)'ıter:ı',:lıüı bon_:ıınu muntazam ödiyen mükelleflere hıcıç muamelesi tatbik edilerek — fazla tazyikte bulunulduğuna iki misal zikre - diyor ve İ'Gerçi tahsildarlık bakımından muvaffakiyet ama, halk noktasından?,, de- dikten sonra, vergi tahsilinde mümkün okı_ı kolaylıkların gösterilmesi lüzumu- nu ileri sürüyor ve bir radyoya haciz ko- nulduktan sonra yedi emine tevdii cihe- tine gidilmiyerek eşyayı alırp götürmiye teşebbüs tarzındaki vergi — tahsili gibi muamelelerin tekerrüründen kaçınılma- sını tavsiye ederek "“Mükellef kaz değil. dir, bir kazı bile bağırtmadan yoluyor « lar.,, diyor, Devletin İstanbul şehrine hediyesi “Dikkatler” sütunu muharriri tin elektrik, tramvay veuti:x::îrîı'ı(ıiâ;ı;n; Iııınbullbelrd_iyesine terketmek suretiy- :î î:ı'rır: ı)gî]mılyon Tiradan fazla kıyıııez- ,aridat menbat verdiğini söyli rek bizzat cümhurreisi ve m";ı:::ıkıi);â; ?ueııırıolmilınyle yapılan yüksek yar- ımlardan dolayı İstanbul halkının te - man modern Türkiye'nin îhai';ıcak deceği N a bir manzara alacağını ilâve edi;oşfıe“ği HABER üstehcen sayılan sanat eserleri İzmit'te müstakil t mi ressamlar isin- de !e:lhır edilip müddıinmumiceı:ğ;lâı- cen addedilerek müsadere edi lar Adli_ye vekâletinin nızarıXIeu Ekatii Diğer taraftan gazetenin hab nîdgöre İzmit müddeîumumiıieîılıââıg; olduğundan başka şekil ö ikleri iddiasiyle Tan, Cü:hh:ng;et.o::em gazeteleri aleyhine dâva açmıştır. SON TELGRAF Karanlığı dağıtan bir haber ,-Etem İzzet Benice, bu başlık altında- ki makalesinde “Venedik mülâkatının Yugoslavya'nın hattı hareketi üzerinde bir değişiklik vukuuna meydan verme - miş bul * 4 künda Hu ran bulutları dağıtmış oluyor,, dedikten sonra şunları ilâve ediyor : “Bunun içindir ki Yugoslavya'da bal- kan birliğine karşı olan bağlılığın bir ke- re daha imtihandan geçmesi, bu yoldaki idealin tahakkuku ve muhafazası bakı - mından takdir ve samimiyet hislerini yu- goslav zekâsı ve samimiliği üzerine cel- betmiş oluyor.,, Va hd ll n öaeei's ha züeteii a