10 Nisan 1939 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dü n e aeğela aei e A Üa ee aT 10 -4 - 1939 DIŞ POLİTİKA İspanya cephesini tâyin etti İspanya'daki dahili harp niha- yetlendikten sonra Franko tarafın- dan takip edilecek olan dış politi - ka, uzun zamandanberi ehemiyetli bir münakaşa mevzuu idi. Bazıları, Franko'nun İtalya ve Almanya ile beraber yürüyeceğini iddia ediyor. Bazıları, ispanyol menfaatlerinin sarih olarak İngiltere ve Fransa ile birlikte yürümekte olduğunu ileri sürüyor. Üçüncü bir zümre de milli ispanyol hükümetinin her iki cep- heye iltihak etmekten çekinetek müstakil bir ispanyol siyaseti takip edeceğini tahmin ediyordu. Madrit teslim olur olmaz, Franko cephesi- ni tayin etmiştir: 27 martta resmen antikomintern pakta girdiğinden beynelmilel politikada otoriter dev- letlerle beraber yürüyeceğini ilân etmiş oluyor. İspanya'nın da bu pak- ta iltihakiyle antikomintern dev- letleri beşe baliğ olmaktadır: pakt önce Japonya ile Almanya arasında imzalanmıştı. Sonra İtalya iltihak etti. Birkaç ay evel, pakta Macaris- tan iştirâk etmiştir. Şimdi beşinci o- larak da İspanya giriyor. Antikomintern pakt, sözde ko- ünist — enter hi aleyhinde bir anlaşma olmakla beraber, ha- kikatte merkezi Moskova'da olan komintern teşkilâtından ve hattâ sovyetlerden ziyade İngiltere ve Fransa'ya müteveccihtir. Antiko- mintern pakt, istatükodan memnun olmıyan devletlerin, “varlıklı,, dev- letlerden arazi ve konsesiyon ko- parmak için kurdukları bir ittifak kombinezonudur. Ve bu hedefe doğru yürümek için aralarındaki tesanüt her gün daha ziyade sağ- lamlaştırılmaktadır. Antikomintern paktın mahiyeti bu olduğu göz ö - nünde tutulacak olursa, ispanyol dış politikasının hedef ve gayeleri anlaşılır. İspanya'nın, İtalya gibi parlak bir mazisi vardır. İspanyol - lar Amerika'yı keşfetmişler. Uzun zaman Meksika'yı idare etmişler. Missisipik nehrini seyrü sefere aç- mışlar. Cenubi Amerika'da impa- ratorluk kurmuşlar. Filipin adaları- nı imparatorluklarına ilhak etmiş- ler. Bir araâalık Holanda'ya ve hattâ İtalya yarımad kadar girmiş ler. İspanyol imparatorluğu eski Roma imparatorluğundan daha ge- nişti. Hattâ İspanya, İtalya'dan zi - yade kendisini eski Roma impara- torluğunun varisi addetmektedir. Fakat bu imparatorluk ingiliz de- niz kuveti karşısında yıkılmıştır. Bazı parçalarını Birleşik Amerika almıştır. Bazı parçaları ingilizlerin ellerine geçmiştir. Büyük bir kısmı da cenubi Amerika'da müstakil devlet olmuştur. İspanya © derete zayıflamıştır ki, İngiltere, Cebelüt- DÜNYA HABERLERİ Amerika endişede! İspanya'nın antikomintern pakta girmesinin cenup Amerikasında aksülâmel yapmasından çekiniliyor Vaşinvton, 9 a'a, — Amerika'nın siyasi mahfilleri, Avrüpa vazi - yetinin son günlerde fazlasiyle vahimleştiği mütaleasındadır. Bu maha- fil, Arnavutluk'a yapılan tecavüzün küçük milletlere yapılacak yardıma mâni olmak için tertip edildiğini ve bu hususta Berlin ile Roma'nın ta - mamiyle mutabık olarak hareket ettiği kanaatindedir. Fransız gazeteleri siyasi Siyasi mahfillerde, İspanyanın da an tikomintern paktına iltihakının ce- nubi Amerika'da aksülameller yapma- sından endişe ediliyor. 'Amerika'nın emniyet ve huzuru zâfa uğruyor Warmspring, 9 a.a. — Beyaz Sara- yın fikirlerine makes olan bir zat, bazı milletler tarafından mütemadi - yen yapılan askeri taarruzların Ame- rika'nın emniyet ve huzurunu zâfa uğ rattığını beyan etmiştir. Aynı kaynaktan öğrenildiğine gö - re, mütecavizler tarafından kurbanla- rına tahmil edilen mübadele usulünü Ruzvelt, Amerika'yı aşağıdaki üç şe- kilden birini kabul etmek mecburiye- tinde bırakan bir tehdit mahiyetinde telâkki etmektedir: Üç şıktan biri 1. — Amerika'nın etrafında ticari bir “Çin seddi” tesis ederek kendi kaynaklariyle yaşamağa uğraşmak, 2. — Hayat standardını indirmek ve yevmiyeleri azaltıp iş saatlerini çoğaltarak bunları mübadele sistemi ni tatbik eden memleketlerdeki se- viyeye getirmek suretiyle dünya pi- yasalarında rekabet yapmağa çalış- mak, 3. — Milli mahsulât için tahsisat ayırmak ve bu usulü sistematik bir şekilde tatbik etmek.. Avrupa'daki tecavüzlerin ikinci safhası Beynelmilel vaziyetin Amerikan milletine bildirilmesi lâzımgelen ilk safhası budur. Çünkü bu vaziyet, A- merikan endüstrisini, amelesini ve çiftçilerini mutazarrır etmektedir . Aynı zat, Arnavutluğun istilâsının Avrupa'daki askeri tecavüzlerin ikin- ci safhasını teşkil ettiğini, bu halin dünya ticaretinin vaziyetini daha va- him bir şekle soktuğunu ve nazi ve faşist milletler tarafından tatbik e- dilen mübadele usulünün nüfuzunu arttırdığını ilâve etmiştir. Senator Borah bitaraflık kanu- tâdiline itiraz etti 'a kadar gelip sokulmuştur. ':."!' aF in bu kap istirdat et- mek için fransız ihtilâli ı_ıı-ılırıııdı yıpu;çl bir teşebbüs netice verme- dikten sonra ı.p,ny?,_ artık bütün on dokuzuncu asır içinde Avrupa muvazenesinde pasif bir r_ol SAĞ Z, mıştır. Böyle pasif rol İngiltere'nin ve Fransa'nın işlerine elv.ermek.te idi. Gerçi Primo de Rivera'nın dik- tatörlüğü zamanmda İspanya'da bir kımıldanma sezilmişti. İspanyol diktatörü birkaç defa, Musolini ile ittifak imzalamıya tesebbüs etti. Fakat Musolini'nin İtalya'da yaptı- ğı gibi, önce kendi vaziyetin! meı:- lekette takviye etmediği cihetle, Ve teşebbüsler bir netice vermedi. V© nihayet Primo de Rivera rejimi y! kıldı. Arkasından da İspanya anar- şi içine atıldı. Primo de Rivera'dan *0! g defadır ki Franko, bu anarşiye *” hayet vererek bütün İspanya d_nkı milli birlik kurmaktadır. Fra be:. kendisini, biraz da Musoloni ye " zetiyor. Musolini, İtalya'da ".ııy;_- tini takviye ettikten sonra aktif bir dış politika tâkip , etmeğe ve hattâ eski Roma imparatorluğunu ihya et- meğe çalıştığı gibi, Franko da aymı politikayı takip etmiye kavar ver- miştir. Franko'nun antikomintern pakta iltihakı, İtalya ve _Al"':_';_'_ nra ilk yapılan Y ma karşı şükran borcunu ödemek- ten ziyade, İspanya'yı genişletme maksadına matuftur. Franko, ! defa böyle bir politika takip etmiy* karar verdikten sonra İngiltere ve Fransa'ya karşı cephe alması _!ıhıı- dir. Çünkü İspanya atacağı ilk a- dımda mutlaka İngiltere ve Fransa ile karşılaşacaktır. İspanya'nın an - tikomintern pakta iltihakı, stratej! bakımımndan gerek İngiltere'nin ve gerek Fransa'nm vaziyetlerini zor - laştırmaktadır. Cebelüttarık'ın kar- şısındaki sahillere sahip olan İspan- ya, İtalya'nın ve Almanya'nın yar” dımiyle Akdenizin bu eh kapısını kapıyabilir. Fransa'nın da R — Afrika'daki imparatorluğu ile mu- K lâsını keser, Bndıebepledı_l_' h , Ühâ Vaşington, 9 a.a. — Bitaraflık ka- nununun tâdili hakkında âyan mecli- sinin hariciye encümeninde cereyan eden müzakereler âyandan Borah'ın itirazını mucip olmuştur. Borah, Ame rikan devlet adamlarını Avrupa mü- nğkaşalarına iştirâk ederek memleke- ti harbe sürükletmek tehlikesine mâ- Tuz bırakmakla ittiham etmiştir. Vaşington'daki Arnavut elçiliği muhafaza edilecek Vaşington, 9 aa. A i k — Arnavutluğun Amerika sefiri Faik Koniça, radyo i- le' negredilen beyanatında hükümeti - nin go;le görünmese bile mevcut ol- mağa devam edeceğini sö i demiştir ki; D _“— 'Ne. hül_:ümetim. ne de milleti - min z.ıhnıyetı ortadan kaldırılabilir.,, .Sefı':: frnevutluğun Vaşington'da - ki elçiliğini muhafaza edeceğini ilâve eylemiştir. İ Muhalefetlen vazgeçen eski yunanlı siyasi şefler Paris, 9 a.a. — Yunan elçiliği teb - liğ ediyor: Yunanistan'ın sabık siyaset adam larından Şiliman, Argiropulo ve Ve- nizelos, Yunanistan'ın Paris elçisine müracaat ederek gerek kendi namla- rına gerek general Plastiras namına enternasyonal vaziyet ve bu vaziyet- ten Yunanistan için çıkabilecek teh - likeler karşısında yunan hükümetine karşı her türlü muhalefetten vaz geç- miş olduklarını bildirmişlerdir. Bu deklarasyona sebep, hükümet - tin her türlü dahili kaygılardan âza- de olarak harici tehlikelere karşı ko - yabilmeıi için takviyesidir. Franko'nun bu kararı İngiltere'yi ve Fransa'yı hayli düşündürecek- e A. Ş. ESMER Polonya'da nakil vasıtaları için bir kararname Varşova, 9 âa.a. — Dün resmi gaze - tede neşredilen bir emirnamede, hü - kümete bir seferberlik veya müstacel zaruret halinde milli müdafaa ihti- yaçları için her türlü hususi nakliye vasıtalarına ve altmış yaşına kadar bütün nakliyat memurlarına vaziyet için salâhiyet verilmektedir. vaziyeti karanlık görüyorlar İtalya mühim askeri hazırlıklar yapıyor Arnavutluğun işgaliyle iktifa etmeyip başka yerlerede el uzatmağa kalkacak Paris, 9 a.a. — Jurnal gazetesinin Roma muhabiri bildiriyor: * İtalya'nın hakiki maksatları ne- dir? Bunun burada henüz malüm ol- madığı ve Arnavutlukta kurulacak olan rejimin henüz tespit edilmediği muhakkaktır. Faşist hükümetinin şim diki hedefi her şeyden önce Adriyati- ğin kapısı olan Trehte kanalına kati sürette hâkim olmuştur. Roma hükü- metinin Arnavutluk sahillerine hini hacette italyan hareketinin yeni inki- şaflarına hizmet edecek sağlam bir köprü başı kurmak istediğine şüphe yoktur.,, Alman - İtalyan plânı Ekselsiyor gazetesi şöyle yazıyor: “Alman - İtalyan plânı teressüm ediyor. Fransa ve İngiltereye karşı âzamt güçlükler çıkarmak, bu memle- ketleri âzami masrafa ve tehlikeye sokmak için kuvetlerini Akdeniz hav- zasına yaymak vazifesini üstüne aldı- ğı tahmin edilen İtalya için bu plân oldukça endişe vericidir. Çünkü mer- kezi olan vaziyetinden istifade eden Almanya hedefi Berlin'de gizli tutu- lan mühim bir darbe için kuvetlerini toplamaktadır. İtalya milleti, bu teh- likeyi anladığı zaman ne suretle hare- ket edecektir? . O zaman herhangi bir teşebbüste bulunmak için iş işten geçmiş olmıya- cak mıdır?,, İtalya mühim askeri hazırlıklar yapıyor Maten gazetesi, Brindizi'de pek mühim askeri hazırlıklar yapıldığını haber verdikten sonra Arnavutluk meselesinin sona erdiği şu sırada “üç kilometre uzunluğundaki şu kamyon koluna, bu trenlere, kıtalara, milisle- re ye yakında gelecekleri bildirilen vapurlara bindirilmek üzere vagon - larla taşınan bu tayyarelere, cephane- ye ve mitralyözlere ned> . dolayı ih- tiyaç görüldüğünü sormaktadır. Arnavutluğun italyan kıtaatı tara- fından işgalini fransız gazeteleri şid- detli bir lisanla bahis mevzuu etmek- tedir. Pöti Jurnal diyor ki : “İtalya'nın yapmak istediği veya yapabileceği zehabında bulunduğu şey, Yugoslavya'yı parçalamak, Selâ- nik'e doğru kendisine bir yol açmak ve Makedonya ile Dobriça'yı istiyen Bulgaristan'a yaklaşmaktır. ,, Musolini ve Hitler arasında mukayese Jur şöyle diyor : “Musolini'nin Hitler — kadar şansı y9k Hitler henüz kana bulanmamış bir el gösterebilir. Halbuki Musolini kendi hesabına mukaddes bir günde yaptığı bir kasaplığı kaydetmiştir. İ - talya Berlin tarafından kendine gös - terilen mıntakada balkanlarda yer al- mış bulunuyor. İtalya'nın yeni kom - şuları olan yunanlılar ve yugoslavlar üzerinde hemen şiddetli bir - tazyike girişeceğine şüphe yoktur. Diğer ta- raftan İtalya Rodos ve 12 adalarda da zim vazifemiz, kuvetli olmak ve öyle gözükmektir. Figaro diyor ki : “İngiltere artık hakikate göz yuma- maz. Arnavutluk'a indirilen darbe, 12 adada ve Trablus'ta yapılan tahşidat ve italyan kuvetlerinin İspanya'da ip- kası Akdeniz statükosunu tersin ede cek hareketler değildir. İngiltere fa- şist devletlerden giriştikleri hareket lerin neyi istihdaf ettiğini artık açık- ça sorabilir. Bunların göze batar sebe- bi şudur ve birdir: “Askeri ve bahri menfaatleri.,, Tek ümit: samimi bir birleşme Popüler de şöyle yazıyor : “Tek bir ümit kalmıştır, tek bir ba- raj mümkündür: Sulhu korumak isti- yen kurtarmıya azmetmiş olan bütün devletlerin derhal ve samimt olarak birleşmesi ve Polonya, Sovyetler Bir- liği ve İngiltere arasındaki müşkille - rin derhal halli. Diğer taraftan da İn- giltere ve Fransa'daki dahili mml? - D VN & v ) İSTANBUL (UMHURİYE — Arnavutluk tarihe karışırken Yunus Nadi bu başmakalesinde, Arna- vutluk'un işgalinin bir yıldırım hızile olup bittiğini yazarak, İtalya'nın bu işe neden dolayı teşebbüs ettiğini araştırı - yor ve şu mülâhazaları ilâve ediyor : 1 — Totaliter devletlerin önünde kü - çük devletlerden bir blok vücude getir- miye çalışan İngiltere'ye bir cevap ver - mek, 2 — Yugoslavya'yı ve dalayısiyle bal - kan devletlerini ikaz ederek onları suya sabuna dokunmaz bir hale getirmek, 3 — Çoktanberi sakin bulunan faşist milletler, şimaldeki komşusunun — son muvaffakiyetleri üzerine siyasi prestiji - ni tazelemek istemiş, zaten kendi eser- lşri olan Arnavutluk'u ilhak edivermiş- tir. Denizbank lağvediliyor Ankara'dan aldığı bir telefon haberine şglçn. Denizbank'ın lâğvı tekerrür etti- ğini, Muhabere ve Münakale vekâleti - nin hazırl kta olan teşkilât & gazeteleri a.a. Matbuat Servisi nın Çekoslovakya'yı ilhak etmesiyle İ - talya'nın Arnavutluk'uü ilhakt — arasında benzerlik büluyor ve bunda, şâarka doğ- ru genişleme siyasetinin müşterek — bir taarruz plânına hazırlık işareti müânası ' AKSAM Kaç hamiyetli zenginimiz var? “Dikkatler” sütunu muharriri, üniver- sitedeki fakir talebeye — muavenet için kendilerinden yardım istenen 250 zen - ğinden yalnız ön onbeş tanesinin mahdut miktarda muavenette bulunmaları mü - nasebetiyle, neticenin her halde iyi teş- kilâtlanmamış olmaktan ileri geldiğini, yoksa bu memlekette böyle bir vazifeyi seve seve yapacak 250 değil, 2500 va - tandaş bulunabileceğini, aksini havsala almadığını söylüyor. SON POSTA Anakök Burhan Câahit, “Sabahtan sabaha” sü- da buna dair hükümler bulunacağını ve bankanın meşgül olduğu deniz münaka- le işlerinin Muhabere ve Münakale Ve - kâletine bağlı bir umum müdürlük ha - linde idare edileceği anlaşıldığını yazı - yor, Denizbank teşkilâtı .Di k içinde bul ü i rin, hükmi şahsiyeti haiz birer müessese haline gelmesine dair olan projenin ve- kâletçe tetkik edilmekte olduğunu, bu kere Denizbank sermayesinden birer ser- maye ayrıldığını, bütün bu müessesele - rin mayıs başında Denizbank'tan ayrıl- mış bulunacaklarını yazıyor. Dr. Göbbels memleketimize geliyor Tetli Ankara'dan telefonla aldığı bir habere atfen, istirahat maksadiyle bazı Akde - niz memleketlerinde seyahat etmekte olan Dr. Göbbels'in, memleketine dönerken Türkiye'ye uğrıyacağını, haber verildi - ğine göre bu çarşamba günü tayyare ile İstanbul'a gelerek şehre ineceğini ve kı- sa bir müddet kalacağını yazıyor ve Dr. Göbbels'in Ankara'dan geçerek İstan - bul'a gitmesi ihtimali de bulunduğunu, bu takdirde Ankara'da iniş — yapacağını fakat pek kısa bir müddet kalacağını i- lâve ediyorlar. Arnavutluk misali Peyami Sefa, “Hâdiseler arasında” sü- lt imparatorluğu gövdesi- nin etrafını filizler kaplamış koca bir ihlamura benzeterek, büyük — harpten sonra imparatorluktan ayrılan bu filiz - lerin kendi alemlerinde birer ağaç ol- duklarını, fakat meyvalarını yabancılara yedirmekten halâ kurtulmadıklarını, on ların bizden çözülüşünün ana köke ku - vet ve bereket vermesiyle, Türkiye'nin yakın şarkın en çetin devleti olarak Av- rupa müvazenesine dahil olduğunu söy - ledikten sonra, “çok mesuduz ki, evimi- zin efendisiyiz.. Ve kapımızı zorlatmı- yacak kadar kuvetliyiz. Atatürk'ün bır - raktığı ana kök, kövdesi ve dalları çelik kesilmiş bir vatan ağacıdır ki, altında 18 milyon türk tam bir emniyetle yaşıyor.., diyor. İngiltere ne yapmak istiyor? Muhittin Birgen, Her gün sütununda, son zamanlarda İngiltere'nin siyasetin - de husüle gelen enerjik değişmeyi bahis mevzuu ederek, tecavüz politikasına mü saade etmiyeceği, her kim tecavüze uğ- rarsa ona bütün kuvetiyle yardım edece- ği yolundaki kararı, kendi kendine cerh eden bir dâva diye tavsif — ediyor, zira bunun da dünyayı bir nüfuz altına almak demek olduğunu söyledikten sonra, İn - giltere'nin, söylenecek hakikaten — yeni sözleri varsa söylemesini, çünkü , harbe doğru giden dünyayı ancak serbestçe ya- pılacak bir milletler konuşmasının kur- tarabileceğini, İngiltere'nin böyle bir şey yapmıya kadir olduğuna halâ inan- madığını yazıyor. tununda, Arnavutluk'un işgali münase - Yeni vekâletler betiyle, Arnavutluk'a biraz — acımadan kendimizi — alamadığımızı — söyliyerek, Vecdi S., kabineye ilâve edilen — yeni “Bırakalım bu küçük mezar önünde yal- vekâletlerin devlet makani kı nız arnavutlar ağlasınlar,, dedikten sonra, eski Roma'dan yenisine kadar hiç bir is- tilâ ve müstemleke harbinin küçüğe ve cılıza b imize hu - dut çizen bir tarih, arnavutun en elim günlerimizde bizi arkadan vurmıya dav- ranmasını ve o arnavudün osmanlı im - luğ i içinde çok defa za- lerin de bir milli enerji kalh ile kesilip atılması icabeder.,, İtalya Yugosl! yu’ya. ülti verecekmiş Genevieve Tabouis “Ouvre” gazete- sinde yazıyor: “Roma'da dolaşan bazı haberlere göre, Arnavutluğun işgali tamamla: nir tamamlanmaz Belgrad hükümeti Roma'dan ve Berlin'den ayni zaman- da birer ültimatum alacaktır. Yugos- lavya tıpkı Macaristan gibi hiç de- ğilse almanya ve ve italyaya inkiyat ettirilecektir. Eğer mukavemet gös- terirse, mesul faşist mahfillerinde id dia olunduğu üzere, iki nufuz mına- takasına ayrılacak ve belki de parça- lanacaktır. İsrarla dolaşan diğer bazı haberle- re göre, Yunanistan' da ciddi surette istihdaf edilmektedir. Bir kaç güne kadar Arnavutluk sahillerinde bulu- nan Yunanistan'a ait Korfu adasının da italyan kıtaları tarafından işgali pek muhtemeldir. # Almanya'da aşkerî hazırlık devam ediyor (Başı 1. inci sayfada) Alman ordusu Hollanda hududuna doğru ilerliyor Paris, 9a.a. — Bir çok gazeteler, Almanya'nın askeri hazırlıkları hak - kında endişelerini izhar ediyorlar. vallı türkten daha izzetli bir unsur ol - masını ikinci bir tarih olarak ileri sü- rüyor ve bu vak kendi kendisiyi ü - vetlendirmek bakımından çok — yerinde bir tedbir olduğunu, fakat ticaret vekâle tinin kendisine lâyik olan ismi bulup al- mış olmasına mukabil İktisat vekâletinin eski ismi muhafaza etmesinde bir gayri tabiilik bulunduğunu, sadece sanayi ve iş mevi üzerinde vazife deruhte eden bu v ete de sanayi ve yahut sanayi ve iş vekâleti demek daha doğru olacağını değil, ancak neticeleriyle ehemiyetli o - labileceğini, Avrupa'nın bu hâdise kar- gıstnda, kendisi Kü Nn bir blok hülyasiyle oyalamıya devam e - deceğini ilâve ederek, yazısını şu cüm - le ile bitiriyor: “Bu hülyaya güvenen - leri ölüm bekliyor, hayat yalnız kendi- ne güvenenlerindir.,, —— Değişen hakikatler M. Zekeriya Sertel, bu başmakalede, Çekoslovakya'nın işgali, Arnavutluk'un hartadan silinmesi gibi — hâdiselerin, milletlerin münasebatını tanzim eden beynelmilel nizamların ve — kaideleri: artık hiç bir kıymeti kalmadığını isbat ettiği mütaleasını yürütüyor. YFNİ SABAH Balkanlar tehlikede — - Hüseyin Cahit Yalçın, bu başmafihle- sinde, Arnavutluk'un işgali hâdisesini, 1912 deki Saray Bosna faciasiyle muka - yese ederek, bugün Arnavutluk'a çÇıkan italyan kuvetlerinin yarın balkanları bi- rer köle haline sokmak emelini takip e - decek istilâ ordularının pişdar kuvetle - rinden başka bir şey olmadığını söyle - dikten sonra, bu arada Bulgarların Dob - rüca'yı istemiye kalkacaklarına dair o - lan bazı rivayetleri bahis mevzu ediyor ve bütün balkanların tehlikede bulundu- ğu şu sırada Bulgaristan'ın böyle bir ha- rekette bulunacağına ihtimal verilemi - yeceğini, bugün her şeyden evel balkan- ları kurtarmak lâzım geldiğini yazıyor. İKDAM saaamaA Milli birlik 4 Ahmet Ağaoğlu, harbin, Habeşistan, ver Wippertal ve Eberfeld alman zırh- h fırkaları kiısmen Rur vâdisini ter - kederek Hollanda Limburg'una doğ - ru yaklaşmaktadır. Alman erkânı harbiyesi Crefeld'e gelmiştir. Bundan başka Ştütgart'taki ikinci ordu kıtaatı ile takviye edilerek kara ormanda bazı harekâtta bulun - maktadır. Contansce gölü civarındaki Yer altı garajlarına son günlerde mü- Figaro şu mal ktedir : hummalı hazırlıklarda bul n dır. “Kuvetli olmalıyız!,, Paris ve Londra'yı alâkadar — eden ;nızıyetef gelince, totaliter leket - er tarafından imza edilmiş olan bü - tün anlaşmalar, ya sakit olmuş ve ya- hut da sakit olmakta bulunmuştur. Bi- 5 MA him miktarda yeni kamyonlar gelmiş- tir. İkinci ordunun bütün bu hareketleri Münih'teki yedinci kolordunun ve Salzburg'taki Alp kıtaatının seferber edilmesiyle tamamlanmıştır. Asker sevkiyatı dolayısiyle dün Berlin'in bir çok mahlleleri geçilmez bir hale gelmiştir. ,, y Çekoslovakya gibi nisbeten u- zak diyarlardan Arnavutluk'a kadar gel- diğini, bizimle dost ve müttefik — olan Yı_ışıı_uıgşın'lı Yugoslavya'ya temas et - tix:m 'ıoylodilııen sonra, Türkiye'nin ne ç kya, ne Habeşistan, ne de Ar- nıvutlu!: 9lnııdıiını. bunu bütün dün - yanın _hıldıiini yazarak daha dün, Tür - kiye'nin başardığı büyük işleri tebarüz ettiriyor ve türklerin milli birliğin en yüksek ve en muhteşem nümuünesini ver- mekte dev_ım ederek sürprizlerle karşı » laşmıyacağını ilâve ediyor. M İtalya, Arnavutluk Asım Us, bu başmakalesinde, İtalya- nin Arnavutluk'u işgalini, her türlü mu- ahedelerin hükümlerine aykırı — olarak, tarif ettikten sonra, işgali, rım adasında bir nevi üs vücuda getir - mek maksadiyle izah ederek, Almanya'- İ »i kanun projesinde ona göre tashihler ya- l li yazıyor. Cümhuriyet ordusunda.. (Başı 1 inci sayfada) b Başkumandandan en küçük rüt- beli subaya kadar, cümhuriyet ordusu üstüne titriyenlerin halk ve asker muhabbetinin tabii bir eseridir. İsmet İnönü 1922 de di- yordu ki: “... Bizim ordularımızı, diğer ordulardan temyiz eden evsafı esasiye, başlıca, orduları- mızın bizzat milletin kendisi ol- ması suretinde ifade olunabilir..,, .w Osmanlı orduları devrinde, daha ondan evelki devirlerde de türk orduları ahlâk itibariyle da- ima şayanı ihtiram ve itibar kal- mışlardır. Fakat Büyük Millet Meclisi orduları bütün - eslâfına takaddüm etmiştir.,, Cümhuriyet, kendi ordusunu yalnız evlât gibi sevmemiş, onun yalnız bakımına itina gösterme- miştir: cümhuriyet, türk milleti- ni, en yüksek hayati zaruretler olmadıkça, bir damla vatandaş kanını bir elmas parçasından çok daha kıskandığına inandırmıştır. İnanmak: işte asıl temel! Sevil- diğini ve esirgendiğini bilmek, ve kendinden hizmet istendiği zaman, bu hizmetin yapılması mutlaka kendi hayrına ve be- hemehal zaruri olduğuna inan- mak: işte asıl kuvet ! Bunun için değil midir ki Milli Şef ilk Cümhurreisi olduğu gün, en bü- yük emniyetle memlekete ve ci- hana ilân ediyordu: “... Sulh ve terakki yoluna bütün gayretleri- ni asil bir surette vakfetmiş olan | milletimiz, mecbur olursa, kendi- si ve şanlı ordusu, geçmiş kahra- manların hayranlığını celbede- cek yeni kahramanlarla dolu ©- lan fedakâr göğsünü en parlak zaferlerle süslemeğe hazırdır!,, F. R. ATAY

Bu sayıdan diğer sayfalar: