Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ü " ç üü # 0 Kırkpınar güreşleri Çok muntazam cereyan eden müsabakalar Trakyada büyük bir alâka ile karşılandı Trakyada yapılan ve “Kırkpmnar güreşleri, adımı alan müsaba- kaların bt! hakemliğini yapmak üzere Kırklareli mebusu B. Şev- ket Ödül'ün Trakyaya hareket ettiğini okuyucularımıza haber vermiştik, Aynı zamanda Dahiliye Vekili ve Parti Genel Sekreteri B, Şükrü Ka- yanın güreşçilerimize selâmlarını ve kazananlara hediye ettikleri sastleri götüren B. Şevket Ödül dün seyaha- tinden dönmüştür. Sayın mü- sabakalar hakkındaki malümat ve in- tibalarını rica eden bir arkadaşımıza aşağıdaki tafsilâtı vermiştir : “— Güreşi milli bir spor olarak be- nimseyen halkımız bilhassa Trakya- lrlar Kırkpınar müsabakalarına büyük bir ehemiyet atfederler. Yıllardanbe- Ti yapılan ve tesis tarihi çok eski olan bu güreşlerin — Trakya havalisinde ananevi bir değeri vardır. Geçen yıllarda her sene Şibkadan, Koca bal- kandan, yurdun her köşesinden gelen pehlivanlar Hızırilyası — takibeden tatil günlerinde burada boy ölçüşür- lerdi. Güreşler bir kaç — senedenberi Editnede saray içinde yapılmakta ve buraya binlerce meraklıyı toplamak- tadır. Çok eski zamanlarda her yıl ye- niden seçilen Kırkpınar ağaları gü- reş yerine toplanan halkı yatırır, ye- dârir ve her türlü ikramda bulunur- Tardı. Kırkpınar ağaları bilhassa peh- Hivanların davetiyle ve onları civar köy ve çiftliklere yerleştirmekle meş- gul olurlardı. Pehlivanlara hediye o- larak bir çok yiyecek içecek gönderi- lâr, bunlar gelenleri doyurmağa kâfi gelirdi. Bir kaç senedenberi çocuk esirge- me kurumunun yardım ve himayesi altında yapılan güreşler bu yıl da büyük bir alâka ile karşılandı, Edir- ne şimdiye kadar misli az görülen bir misafir kalabalığı ile doldu. Şehir bir kaç gün derin bir heyecan içinde çal- kandı. Edirneye yalnız Trakyadan de- ğil, İstanbul, Bursa ve yurdun daha birçok yerlerinden seyirciler gelmişti. Pehlivanlar cumartesi günü güreş- fJenden evvel muntazam bir kafile ha- Hinde giderek Atatürk heykeline çe- lenk koydular. Çelenği cumhuriyet meydanınma kadar en küçük pehlivan Süleyman Hayrebolu taşıdı ve Hüse- yân Tekirdağlı yerine koydu. —— Güreşlere yüzden fazla - pehliyan iştirâk etti. Bilindiği üzere alâturka güreşler beş katagoriye ayrılmakta- dar. Deste, küçük orta, büyük orta, baş attı, baş. Her güreşçi kendi sınıfını bizzat tayin ediyor. Fakat hakem he- yeti pehlivanların vaziyetlerini . göz önünde tutarak bazı değişikler yapa- bilmek salâhiyetindedir. İki günlük çetin müsabakalar ne- icesinde bu beş | inin neti leri alındı Deste'de : Kırklarelili Mehmed Üsküp birin- ci, Edirneli Sabri Domurca ikînc:i ol- dular. Bu iki pehlivan 24 güreşçi a- rasında en aşağı sekizer kişi yenerek birinci ikinciliği kazandılar. Küçük orta'da: Subaşılı Mehmed Meriç, Kırklare- HH Yakup Demir yirmi pehlivan ara- sında birinci ve ikinci oldular. Mel-f- med Meriç istikbali parlak ve çok.b_îı- yük ümidler beslenen bir güreşçidir. Büyük ortada: hi On kişilik bir grup güreşti, bıılıl:ıu' sa Süleyman Küçüğün muhtelif güreş leri etrafta büyük bir alâka ve heye- can uyandırdı. Nihayet Hayrebo!uhf Süleyman Küçük birinciliği ve Hilmi Karamürsel ikinciliği kazandılar - Baş altında: Güreşlere birinci gün sekiz ?ehli- yan iştirâk etmişti. Bunlardan bir kıs mı başa güreşmek istediler. Bir kıs- mı da serbest güreşe ayrıldı. Pu_ıu- retle baş altı dört pehlivana inhisar etti İ Bunlardan birinci olan Hayati Ka- racabeyle ikinci olan Mahmud Çoba- nın güreşi çok entresandı.. İstikbalde başa güreşmeğe namzed cîlnn Hayati Karacabey eski bir güreşçi ol_an Mah- mud Çobana ciddi bir rakı'bcı. Mah- mud Çoban, güreşi kisbetin çrln_ı_ım tehlikesiyle, bıraktı, pes dedi. (Güreş ananesine göre kisbet çıkması yenil- me sayılmaktadır). Başta: : Hüseyin Tekirdağlı gibi bir pehlivan vardı. Diğer altı vandan hiç biri Hüseyinle tutuşma? istemediler. Onun kuvvet ve kudreti- ni peşinen kabul ediyorlardı. Yalnız Arif Şumnu halkın Hüseyin Tekir- şöhretli pehli- Tekirdağlı geçen seneki Kırkpınar güreşlerinde dağlının muhakkak bir güreşini gör- mek hususundaki ricalarını kırmaya- rak birinci ve ikinci gün Hüseyin Te- Benbale Profesör Hâmid Ndfiz 'Pa'mir düh Kırşelıır ğ zelzelesi hakkında bir konferans verdi ( Başı I. inci sayfada) rini ve ilmi karakterini izah eden bu değerli konuşmanın bir hulâsasını sütunlarımıza alryoruz: Korkutacak bir mevzu “— Sizleri korkutacak bir mevzu üzerinde konuşacağım. Filhakika zel- zeleler tabiat hâdiselerinin en kor- kunçlarındandır. Daha küçük yaşı- İ Kürtüldük sonra ayaklarımızın altında sağlamlı- ğına alıştığımız yerin sallanması, sağlam sandığımız toprakların dep- & B kayaların, kale gibi duvarların yıkıl- ması insana dehşet verecek tabiat hâ- diselerinin en korkuncudur. Hiç şüphesiz ki ne bir kasırga, ne bir seylâb, ne de bir volkanın indifar insanlara zelzelenin verdiği dehşeti veremez. Bu saydığımız tabiat afetlerinde insanlar için az çok bir kaçınma ve kurtulma ihtimali olduğu halde zel- zelede buna hemen hemen imkân yok- tur. Gerçi insana tarihin saydığı en büyük volkan indifalarındaki zayiat çok büyük rakamlara baliğ olmuş Meselâ Milâdın 79 uncu senesinde Vezü indifamda 25,000 kişi kurban gitmiştir. Ve Pompei şehri de mah- volmuştur. 1902 de Montpele indifamn da Senpier şehri tamamen batmıştır ve 190000 nüfustan 30 bin kişi telef ol- muştur. Halbuki bu rakamlar zelzele- nin yaptığı telefat yanında çok az ka- lır. 1730 japon (Ozeka) zelzelesinde 150.000 kişi, 1755 de Lizbon zelzelesin de 60 bin kişi ölmüştür. 1908 Mesina zelzelesinde 20000 kişi, 1923 son japon zelzelesinde 300 bin kişi ölmüştür. Diğer âfetlere nazaran zelzelelerin telefatı mukayese edilemiyecek dere- cede çoktur. Zelzele eğer gece vaki olursa tahribatı daha fazla olur. 1906 San- fransisko zelzelesi buna bir örnek di- ye zikrolunabilir. Bunda 47 bin kişi telef olmuştur. Zelzele bazan pek hafif olur, ve hiç kimse hissetmez. Arzın hafif bir tit- remesinden ibaret kalır. Bunları an- ur, fik sahilleri ve Japony bakalar hafif meyilli, hemen hemen man- takalarıdır. Zelzelenin sarsılma — mıntakasının jeolojik bünyesiyle olan münasebeti arzın muhtelif mıntakalarının sallan- ma kabiliyetleri arasındaki fazklar- dan anlaşılır. Bazı yerler sık, bazı yer ler seyrek sallanır. Sık sailanan yer- ler yeni teşekkül mıntakalarıdır. Sey- rek sallanan veya hemerni hiç sallanmı- yan mıntakalar da en eskiden teşek - kül etmiş mıntakalardır. Buralar ar- tık sükünete girmiştir. Zelzelelerin devam ettiği yerler Zelzele mıntakası olan yerler ise, jeolojik en yeni zamanlarında yani üçüncü zamanlarda iltiva etmiş dağ- ların bulunduğu yerlerdir ve tektonik hâdiselerin hâlâ olageldiği topraklar- dır. Bu mıntakalar Alpların bulunduğu yerler, Anadolu ve Şimali İran silsi- lelerinin bulunduğu kıtalar, cenubta Atlas, Toros silsilelerinin uzandığı toprak parçalarıdır Bu dağlar en yük- sek dağlardandır ve üçüncü zamanda teşekkül etmişlerdir ve yeni oldukları içim de yüksekliklerini hâlâ muhafa- za etmektedir. Halbuki diğer mınta- kalar daha çok eskidir. Zelzele üç neve ayrılır. 'Tektonik, volkanik ve inhidam zel- zeleleri. Tektonik zelzeleler bütün dünyayı sarsanlardır. Bunlar tektonik hâdise- lerle alâkalıdır. Bu hareketlerle kışır içinde bir takım gerilmeler olur ve bu mütemadiyen artar ve nihayet bü- yük bir çatlak veya yarıkla bu tevet- tür ifna olunur. Bu yarık imtidadın- ca kışrın bazı kompartimanları biri- birine nazaran yer değiştirir. Böyle bir yarığın teşekkülü ve büyük sahra kütlelerinin yeniden teşekkülü veya esasen mevcud bir yarık boyunca ye- rini değiştirmesi, bir sarsıntı ile, zelzele ile birlikte vuku bulur. Bina- enaleyh zelzele ve dislokasyonların teşekkülü biribirine sıkıca bağlıdır. Zelzele vuku bulur bulmaz - başka bir tabir bulamıyorum - tansiyon ifna edilmiş ve mıntakanın muvazeneti ufki vaziyettedirler. İlk teressüb et- tikleri göllerin seviyesi hemen hemen deniz seviyesinde olduğu halde bu- gün takriben 1.,000 - 1.200 metre irti- far bulurlar. Demek ki neojen dev- rindenberi bir takım hareketler geçir- mişler ve yavaş yavaş bu irtifaa ka- dar yükselmişlerdir. Bu yükselme yandı btan şimale doğru gelen tazyiklerle olmuştur, Dağ silsileleriy- le karaların yükselmesini intaç eden bu yan tazyiklere tektonik tazyikler denir. Bu yan tazyiklerinin tesiri al- tında bütün bu tabakalar ve kaidele- rindeki eski”silsileler büyük mevce tullü bir iltiva ile yükselmişlerdir. Bu yükselme hareketleri ve bunları peyda eden yan tazyikleri hiç şüphe- siz hâlâ da devam etmektedir. Bunun neticesinde tabakaların içerisinde ha- sıl olan tevettürler yarıklar, dislokas- yonları husule getirmektedir. İşte zelzele de bundan hasıl olmuştur. Bu hareketler arz kışrmın arşitektürü- nü yapan, bünyesini vücuda getiren tektonik hareketler olduğu için zel- zeleye de bu ismi veriyoruz. Kırşehir zelzelesinde Kırşehir zelzelesinde bir takım faylar hasıl olmuştur. Bu yarık- lar jeolojik fayların bütün evsafını göstermektedirler ve granitten müte- şekkil bir masifi kateder. Akpınar şimalinde bu faylardan bir tanesi 18- 20 kilometre kadar takib olunmuştur. Burada bazı yerlerde 60-70 santimlik ufki bir yer değiştirme, bazı yerlerde 30-40 santimlik şakuli yer değiştirme tesbit ettik. Bunlar hiç şüphesiz daha derine mevzu dislokasyonların satıhdaki te- zahüratıdır. Yan tazyiklerin husule ge tirdiği tevettür burasını hafif buldu- ğu için burası yarılmıştır. Tıpkı bir tabaka kâğıdı gerdiğimiz zaman kâ- ğıdın en gevşek en çürük olan mahal- linden yırtılması gibi. Yarıkların istikameti ler, tıbkı her yerde olduğu gibi daha ziyade köylünün bizzat pratik tecrü- beleriyle meydana gelmişlerdir. He- nüz hiç bir yerde bu kadar küçük bir- likler için cumhüriyet hükümetinin göstermiş olduğu büyük müzaheret, ilmt tetkiklere istinad eden insani düşünceler, köylüye karşı gösterilen sevgi ve şefkat bu derece hassasiyetle. ifade edilmemiştir. Türkiyede- ve belki de bütün dünyada ilk defa ola- rak ilmi bir tetkik, köylerin yeniden tesisine esas ittihaz edilmiş, jeolojik, sıhi, coğrafi, iktısadi, zirat ve meteo- rolojik cihetler gözetilerek yeni ya- prlacak tesislerde her birinin noktai nazarı ayrı ayrı araştırılabilmiş we her birinin yardımı ile memleketi kö. yü ve köylüyü alâkadar eden şu nok- talar üzerinde bilhassa durulmuştur. 1 — Köyün istinad ettiği zemin, bu zeminin sağlam olması, 2 — Su ihtiyacı, bilhassa - içilecek iyi su temini, 3 — Siıhi vaziyeti, 4 — Mevzii (iklim sert olduğundan kış için nisbeten mahfuz cenub ya- maçlarının tercihi), 5 — Köylerin arazisine, merasına, nakil yollarına yakın olması, 6 — İnşa malzemesi, taş, kireç, kum ve mâden kömürünün temini yolları. 7 — Sağlam, temiz, sıhi, kullaniş- İr ve ucuz bir inşa sistemi. 8 — Köyün ilerde büyüdüğü tak- dirde işgal edeceği saha. Görülüyor ki tekmil bu noktalar gözetilerek seçilecek bir köy mevkii idden ideal olacak, lekete ve köylüye azami istifadelerin temini hususunda en mühim rolü tır. Ne büyük bir bahtiyarlıktır ki Tüz- kiye cumhuriyeti ilk defa olarak böy le bir teşebbüste bulunmuş ve mede- niye yolundaki şahsiyetini ve insani- yetini beşeriyete ve dünya âlemine parlak bir misalle isbat etmiş ve yep- yeni bir çığırda rehberlik etmiştir. Büyük minnet ve teşekkürlerimizi huriyet hükümetine sunarız.,, Bu yarıklar Kırşehi: muhtelif istikametlerdedir. Akpınarda W. N W istikametinde, Hacıselimlide'N 12? E istikametindi cak en hassas aletler kaydeder. Bun- lara mikrosismik zelzele derler. kirdağlı ile birer güreş yaptı Başta asıl çetin güreşi diğer iki çift Müstafa pehlivan Köylü ile İbrahim Koıâmarh arasında oldu. İki pehli- vanın üç çeyrek saat süren çok ciddi ve sert eri hava kararmasına rağmen bir türlü bitmiyordu. Diğer taraftan Mehmed Molla Ah- med Muradlıyı yenmişti. — Pehlivan Köylü ile —Kozpınarlının galibi Molla ile güreşmek mecburiyetinde idi. Buna da yorulmuş olmaları dola- yısiyle imkân yoktu. Hakem — heyeti bu iki zorlu pehlivanı berabere ilân ti " Güreşlerden sonra pehlivanları bir araya topladım. Kendilerine Pıni_ge- nel sekreterinin selâmlarını ve hediye- lerini getirdiğimi söyledim. Milli bir Büyük ve şiddetli zelzeleler Bizim bahsedeceğimiz — zelzeleler büyük ve şiddetli zelzelelerdir ki en aşağı duvarlar çatlar, binalar yıkılır veya o mahalde yıkılmıyan hiç bir şey Ka Zölselelerin & üddeti ekseriyetle mübaleğa edilir. Bazıları bunu birkaç dakikadan daha fazla he- sab ederler. O anda kimse ini çı- demektir. Muhtelif k d Kar da N S istil inde, Han- 1 A ari y nin teessüsüne kadar hafif tâli sarsın- tılar olur, nihayet sükünet bulur. Bundan sonra yeni tansiyonlar hasıl olabilir ve zamanla artar da.. Bu da yeni zelzelelere meydari verebilir. Bundan dolayı yeni dağ silsileleri- nâin teşkil ettiği kemerler zelzele faa- liyetinin esasını teşkil ederler. Bun- dan başka büyük yarıklar ve yeni je- oloji devirlerine aid tektonik çökün- kararak bakamaz, herkes kaçaçak de- lik arar. Bunu ancak âletler vasrtasiy- le kaydedebiliriz ve en büyük zelze- leler bile birkaç saniyecik sürer. 1812 de Venezüela'nın merkezi Karakallas üç sarsıntı ile çöl haline gelmiştir. Bu sarsıntıların en uzunu 3-4 saniye sürmüştü. Sanfransisko'da üç sarsın- tı yektinu 30 saniyedir. İtalyada 1891- 1910 da 20 de 9535 ve bun- sporumuz olan güreşin leketi- mizde daha çok yayılması için çalışı_ldı ğını ve türk ırkına mahsus sayılabile- cek olan pehlivanlığın yurdumuzda bundan sonra daha çok kuvvet bula- cağını aatattım. Birinci ve ikincilere hedi-eserini verdim. Müsabakalar neticesinde beni en çok memnun ve mühassis eden halkın büyük heyecan ve alâkası oldu Diğer taraftan Kırkpınar güreşleri müna- lardan amortismanlar tarhedilirse 290 defa zelzele olmuştur. Cenubi Ameri- kanın garb sahillerinde daha fazladır. Pero'nun payıtahtı Lima şehri kurul- duğundan beri on defa batmıştır. Japonyada milâdın 400 üncü sene- sindenberi takriben 230 yıkıcı zelzele olmuştur. 'Tokyo'da son yirmi beş se- ne içinde 2500 zelzele ıayılmnşîır; ya- ni takriben üç günde bir. Bütün arz- da bir sene zarfında vuku bulan zel- sebetiyle serbest güreş — üzerinde de bir deneme yapmak imkânı hasıl oldu. Tekirdağ mıntakasından 20 ye yakın genç gelmişti. Bunlar arzu — üzerine kendi aralarında serbest güreş göste- rişleri yaptılar. Teknik esaslara isti- nad eden bu güreşler de halkı çok alâ- kadar etti. Müsabakalar tertib heyetinin him- metiyle intizamla cereyan etti. Ha- kem heyeti benim reisliğim — altında BB. Tevfik Sülün, Çömlek köylü E- min Kara ve Şazi Akından mürekkeb- * Güreşçiler Parti genel sekreterinin selâmına ve günderdiği — hediyelere şükranlarını arzetmemi benden rica ettiler. Müsabakalar sonunda pehli- vanlar ve binlerce halk bir — ağızdan İstiklâl Marşını okudular. Büyük bir tören gelecek seneler için bize büyük ümidler vererek böylece nihayet bul- du.,, Bir kafa tası bulundu Balrkesir, (Hususi) — Diyunu u- mumiye otelinin yanı başında yapı- lan evkaf binasının temelleri kazılır- ken bir insan kafa tası bulunmuştur. Bu sahanın eski bir mezarlık oluşu bu kafanın dao zamandan — kaldığı şmak | hissini uyandırmıştır. Bununla bera- tddai GA ber iliğin kafa tasını İstanbula morg müdürlüğüne gö e di leler 80.000 yani saatte 9 zelzele; yani yer mütemadiyen sallanmakta- dır. Sarsıntılar muhtelif mıntakalar- da gayri müsavi mikdarlarda olur. Ve bunda müsavat yoktur. Zelzele nedir, mahiyeti — İnsanlar bugüne kadar zelzelenin esbabını. öğrenmeye çalışmışlardır. Birçok âlimlerin bu yoldaki çalışma- larına rağmen, bu sebebler sarih ola- rak malüm değildir. Çünkü bunun te- sirlerini tetkik çok müşküldür. Eı.ı' mizdeki materyeller de bize kati hü- kümler vermeyi temine yetmez. Bir- çok yerlerde zelzele kayıd iıtıış_'onlî' rr kurulmuştur. Bunlar zelzeleyi aka- binde kaydederler ve bugünkü sayıla- rı 250 yi geçmiştir. Zelzele hakkındaki şudur: t Arz esasında alestiki ıulbqbir ci- simdir. Her alestikiyette olduğu arzda da alestikiyet mevceleri vardır. Zelzele her yerde aynı mikdarda va- ki olmaz. Arzın bazı Jerinde sık olur, bazı yerlerinde az, bazılarında hiç olmaz. Nadir zelzele mıntakaları Şimali Almanya, Rusya ve Sibirya- nn şimali, İskandinavya, Şimali A- merika, Brezilya, İç Afrika, Avustu- ralya içi gibi bazı yerler, zelzele bil- mezler. Bilâkis, Cenubi Avrupa memleket- leri; İtalya, İspanya, Balkanlar, Yu- nanistan, Anadolu, İran, Orta Âsya, Somatra adaları ve Amerikanın pasi- malümatımız tüler zelzel kalarını gösterir- ler. Zira bu mıntakalar toprak kabu- ğunun zayıf ve dayanıksız mıntakala- gıdır. İçerde hasıl olan tevettürler sa- tıhtaki veya satha yakın yerlerdeki yerinde N 35? E istikametindedir. Binaenaleyh zelzele mıntakası muh telif istikamette çatlaklarla katolun- muş ve müteaddid kompartimanlara Aayı l ş Işte bu | x np i ın yekdiğerine nazaran tebdili mevki et- iniş ö lzeleyi husule getirmiş tir. Epi, I saha: Bu sahanın hakiki hududları henüz kati surette tesbit edilmiş değildir. Tesbit edilmiş olan tahribat sahasının hakikt hududları dır. Bu iki sahanın daima biribirleri- ne tetabuk etmesi icab etmez. Hakiki episantral saha, yaptığımız muhtelif şekilde anketlerin ve tetkiklerin ne- muvazenet halini en evel bural bozabilirler. Halbuki eski silsilelerin bakiyeleri ancak nadiren mikrosismik sarsıntıla- ra uğrayabilirler. Çünkü buraları mu- kavemetlerini ve muvazenet istikrarı- nr daha çok eski jeolojik zamanlar- danberi iktisab işlerdir. Volkanik zelzeleler Volkanik sebeblerle de zelzele ola- bilir. Volkanın indifaiyle olan bu zel- zeleler mevzitdirler. Az hissolunurlar, geniş yerlere şamil olmazlar. Tekto - nik zelzele ise bütün arza şamildir; bütün arz bunu duyar. Çöküntü zelzeleleri Çöküntü zelzeleleri, suların zo- riyle vücuda gelen bir takım mağaralar, boşlukların yı- kılmasından olabilir ve bazan bu gibi toprakaltı boşlukları çöker. — Fakat bunlar mevzitdir, pek küçük bir saha- ya münhasır kalırlar. Bizim Kırşehir zelzelesi bunlardan değildir. Kırşehir zelzelesi hakiki bir tekto- nik bir zelzeledir. B ik ka- rakterini anlatmak için bu havalinin jeolojik tarihini tetkik etmek lâzım- dır. Üçüncü zamanın iptidasında gra- nitlerden, mermerlerden, billüri jist- lerden müteşekkil bulunan mıntakayı bütün Anadoluda olduğu gibi geniş bir deniz istilâ etmiştir. 3 üncü za- man ortasında bu deniz çekilmiş ve yerinde hemen hemen deniz seviye - sinde kapalı göller kalmıştır. Bugün- kü tuz gölü gibi. Bu kapalr göllerin kurumasiyle mıntakadaki tuzlu jistli tabakalar teşekkül etmiştir. Olikosen devrine aid olan bu tabakalar teşek- kül ettikten sonra bunlar cenubi Av- rupada, Asyada vuku bulmuş olan Alp orojenesi ile birlikte iltivalan- mışlardır. Bundan sonra bu iltivalı mıntakayı tatlr su gölleri istilâ et- miştir. Neojen devrine aid olan bu göllerin bıraktıkları rüsublar Kırşe- hir mıntakasında bir taraftan eski granit, mermer ve jistlerin üzerinde, ticeleri tasnif edildikten ve tesbit e- dildikten sonra, zelzelenin İsoseit ha- ritası hazırlanacaktır. Görünüşe na- zaran episantr sahası Ankara vilâ- yetinin Keskin kazasiyle Manöz ır- mağiyle, ve Yozgad vilâyeti ile de Delice ırmakla sınırlanmaktadır. Bu suretle Episantıral saha Kırşehir vilâ yeti hududlarını ktadır. Bu vilâyet dahilinde Akpınarın şarkın- d?n ve cenubu şarkisinden başlayarak şımalı_ garbiye doğru takriben 226 km? bir saha işgal etmektedir ki bir kat'ı nakıs şeklinde olan bu sahanın büiük kutru Akpınardan geçen bü- yük yarığın istikameti i kaşe e ti ile tetabuk et- Hiç şüphesi İzele bu sah ha- ricinde de büyük tahribat yapmıştır. Ant:a!: bu tşhribıt, zelzeleni)ı,ı lı:ım;raşlar- da!n inden ziyade, binaların ııg.la_m olmasından, inşaat materyal- lerinin ekseriya kerpiçten veya yuvar lak sel taşlarından ibaret bulunma- smı_ian. fakat bilhassa temel zeminle- rinin ekseriyat dolma veya aloviyon- lardan ibaret bulunmasından ileri gel- mektedir. Müşahedeler Sağlam olmıyan zeminler: Alevi- yonlar, dolmalar, ebolisler, inşaat sis- temleri, Zelzele maatteessüf içtinab edile- cek bir hâdise değildir. Esbabı az çok aranılsa bile, zelzelenin vukuundan evel haberdar olmanin imkânı yoktur. Hattâ ilmin bir gün buraya kadar varabileceği bile şüphelidir. Fakat bir mıntakada zelzele oluyor diye orasının terk olunduğu da vaki değildir. Japonya mütemadi- yen sarsılan bir mıntakadır. İtalya, l_ızzı sık sık sarsılan bir yerdir. Ne Japon adaları, ne de İtalyan yarım a- dasını zelzeled dolayı t l kimsenin hatırtna gelmiş değildir. Yegâne almacak tedbir inşaat tarzla- rında zelzeleye az çok mukavim tip- ler bulunmak, ve temel — zeminleri mümkün mertebe zelzeleden en az mü diğer taraftan üçü bir başlangıcına ve ortasına aid iltivalı tabakalar üzerinde görülmektedir. Bu teessir olacak yerlerde intihab etmek- ten ibarettir. bu kışunlarındaki köy devam ediyor Türkiye Kızılay Cemiyeti Umumi Merkezinden :. —— - Yer sarsıntısından felâkete- uğra - yan vatandaşlarımıza yardımı yapılmak üzere aşağıda isim ve adresleri yazılı zevat tarafından hizalarında yazılı pa- ralar veznemize yatırılmıştr. Bu hayır sever zevata gerek cemiyetimiz ve rek felâketzedel, ürl rimizi sunarız. Lira Kr. el 3 12 09 Çankırı Güneş ilk okulu talebelerinden 98 Bayraklı birinci okulu 1. ©i sınıf talebelerinden 2 00 Yalvaç Gazipaşa okulu öğ- retmenlerinden 18 34 Antalya Gazikemal oku- lundan 5.00 Ayvalık müstakil süvami bölüğü komutanlığından 125 Hayrabolu merkez okuhu 4 üncü sınıf talebelerinden 224 00 İskenderiyede Türk yar- dım birliğinden 163 00 Kızılay Bergama şubesin- den 1900 00 Kızılay İzmir merkezinden 3 13 İngilterede Leeds şehrinde talebe Bay Sadi Aral'dan 10 şilin mukabili. 6 27 Kubrıs Lefkoşa'da Bay. M. Şevki Işın'dan 1 sterlin mukabili 51 44 Kızılay Suşehri şubesinden 500 00 — Kızılay Mucur şubesinden 38 83 Türk Maarif Cemiyeti ©- kulu talebelerinden 45 00 Ankara Dumlupınar ilk o - kulu talebelerinden 5 00 Bayan Emine Dizginden 267 70 Yüksek Ziraat Enstitüsü talim heyeti ve talebelerin- den 90 00 Ankara İnönü ilk okulu öğ- retmen ve talebelerinden 22 70 Müzik öğretmen okulu öğ- retmen ve işyarlarından 105 00 Cumhur Başkanlığı Filâm monik orkestrası üyelerin- den. 58 50 İnönü Türkkuşu kampında bulunan memur ve müs- tahdemlerden 56 10 Ankara İsmet İnönü ilk o- Tlu talebelerinden. T0 T Pwvelki listelerden 65129 46 Kadıköy mekteblilerinin yardımları Iğadıköy birinci orta okulunda Kır- şehir zelzelesinde felâkete uğrryanlara yardım olmak üzere toplanan 147 lira 19 kuruş Kızılay veznesine yatırılmış- tır, Kızılaya yardım şoh hhi İğk ae e