12 Mayıs 1938 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 6

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KA Kamutay dün büdçe görüşmelerine başladı ( Başı 1. inci sayfada) meni tezkeresi kabul edildikten sonra İnhisarlar umum müdürlüğünün 938 yılı büdcesi görüşmelerine başlanmış- tır. Söz alan B. Hüsnü Kitapçı (Muğla) inhisarlar budceıınde gelir faslının yüksel lekette alım kabi- Hiyetinin çoğaldığına ve aynı zamanda idarenin daha rasyonel çalışmayı ken- disine bir prensip edindiğine bir deiil teşkil ettiğine işaret ettikten sonra, idarenin maliyeti azaltmak için aldığı tedbirlerin büdce projesinde izahının Küzumlu olduğunu söylemiş, ihracat işleriyle uğraşmak üzere kurulmuş o- lan tütün şirketinin ne işler gördüğü- nü, şarap istihlâk vaziyetini sormuş ve demiştir ki: “— Böyle 7-8 milyon liralık bir büd- ce için reylerimizi kullanırken daha şevk ile kullanmamız için lâzım gelen Tüef 1937 de 4,5 milyona kadar çıkarmışlar- dır. İstihlâkten de görüyoruz ki şarap- çılık mütezayid olarak devam etmek- tedir. Muhterem Emin Sazak arkadaşımız mürakabenin kifayetsizliğinden bahis buyurdular, Eğer bendeniz iyi duya- bildim ise bizim mürakabe tarzımızı bazı devlet sınat müesseseleri müra- kabe tarzı ile karıştırdılar. Bizde mürakabe tarzı şöyledir: iki türlü mü- rakabe vardır: birisi büdcemizin mü- rakabesi ki verilen tahsisatın müraka- besidir. Diğeri de mütedavil sermaye- nin mürakabesidir. Büdceye konulan tahsisatın müra- kabesi Meclis tarafından yapılmakta- dır. Muhterem Hüsnü Kitapçı arkada- şımızın söylediği gibi Divanı muhase- bat Encümenine geliyor, orada hiç- bir noktası bırakılmamak üzere ince- den inceye tetkik ediliyor. - Divanı malümatı muhterem vekilin a muh sini rica ederim.,, Bugünkü usullerle inhisarların lâyi- kiyle mürakabe edilmemekte oldukla- rına kani olduğunu söyliyen B. Emin Sazak (Eskişehir), birçok yerlerde teşkilât varken lüzumsuz yere fahiş misyonlar verildiğine şahid olduğu- 'nu söylemiş, fazla satılsın diye rakı gl:ı maddeler ıçın fazlı reklam yapıl- dığını ilâve et- miştir. Gümrük ve İnhisarlar Vekilimizin izahları Bundan sonra gümrük ve inhisarlar bakanımız B. Ali Rânâ Tarhan kürsü- ye gelmiş ve şu izahlarda bulunmuş- tür: — Hüsnü Kitapçı arkadaşımız büd- cemizde lüzumu kadar tafsilât verme- diğimizi söylüyorlar. Gelecek sene da- ha çok malümat vermeyi vadediyorum. Bunu ihmal etmedik. Zı.nnedıyorduk ki bilançolarımızın neşri kâfidir. Çün- kü bilançolarımızı bir senenin faaliye- tine hasretmiyoruz. Daima 5-10 sene eveline kadar giderek mukayeseli ma- lâmat neşrediyoruz. Bu kâfi gelir diye jayrıca büdce lâyihalarına tafsilât ar- Zzetmiyorum. Fakat bundan sonra bu — malümatı büdce lâyihalarında da arzet- meyi bendeniz de doğru görüyorum. Öyle yaparız. Hiç şüphe yoktur ki fa- ideli olacaktır. $ geldikten sonra - biz de bu Encümende emredilen izahatı ken- dilerine veriyoruz. Ondan sonra bir de mütedavil sermayenin mürakabesi var- dır. Onu da husüsi kanunu mucibince her bilanço bittikçe Divanı muhasebat ve Maliye “vekâleti mütehassıs müra- kipler tayin ediyorlar, bunlar inhisar- lar idaresinde bütün evrakı müsbiteyi tetkik ediyor, muamelât hakkında is- tediklerini soruyorlar ve tetkikatları neticesinde raporlarını takdim ediyor- lar. Mürakabe noktasında zayıflık ol- duğunu zannetmiyorum. Bence bu mü- rakabe şekli kâfidir. İnhisarlar bir ti- caret müessesesi olduğu için bu kadar mürakabe çoktur bile denilebilir. Fahiş komisyona gelince İşaret buyurdukları fahiş komisyo- na gelince: bunu kendileri bana evel- ce söylemiş oldukları gibi, Sıvasta ve Erzincandaki acentelerden dolayı bah- setmiş olduklarını zannediyorum. İda- rede tevhid yapılmadan evel bütün patlayıcı maddelerin satışları Türki- yenin her yerinde acenteler vasıtasiy- le yapılıyordu. Tevhitten sonra, idare acenteleri kaldırdı. Yalnız Sivasta kal- dı. O daen çok inşaatın bulunduğu mıntaka olduğu için zaten yapılmış olan beş senelik mukavelenin temdi- dinde idare fayda gördü ve temdit et- ti. Bu mukavele içinde bulunduğ senenin mayıs ayı sonunda bitecektir. Mukavelenin artık mmdıdıne hiç bir sar şaraplarının çok beğenilmesine müukabil 1936 da bu şarapların bozul- duğunu anlatan B. Etili, bu hâdisepin sebebini öğrenmek istediğini söyledi. İnhisarların bugünkü vaziyetinin şükrana değer olduğunu söyliyen B. Ahmed İhsan Tokgöz (Ordu), inhisar- lar idaresinde gördüğü salâhı bütün ik- tısadi mü ler için i etti. "İzmirde bir şarap fabrikası kurul- masının mürakabesizliğe bir misal o- labileceğini, çünkü İzmir üzümünün çekirdeksiz olduğundan - satılmasının mümkün olduğunu söyliyen B. Emin Sazak, tütünlerimizin — sarfedilmesi için iktisadi tetkiklerin bir borç oldu- ğunu söyledi, Tuzun her istasyonda bulundurulacağı kararının tatbikini istedi ve komisyonların devlet geliri- nin aleyhinde olduğunda ısrar etti. B. Osman Dinçer (Mardin) boş şi- şelerden bazılarının pis olduğunu ve bunların bu vaziyette uzun boylu te- mizlettirilmeden doldurulduğunu söy- ledi. B. Berç Türker, bütün şubeler üze- rinde salâhiyet sahibi bir mütehassı- sın faydalı olabileceği mütaleasında bulundu. B. Tarhan'ın cevabları Hatiplerden sonra kürsüye gelen Gümrük ve inhisarlar vekili, şu cevab- ları verdi: “— Muhterem Ziya 'Gevher arkada- şımız geçen sene olduğu gibi bu sene de rakının derecesinin yüksekliğinden şikâyet ettiler. Geçen sene kendilerine şu cevabı arzetmiştim: Bu derecenin sıhat noktasından ehemiyeti korktuk- ları kadar olmadığını şundan dolayı ü- mid ediyoruz ki rakı su ile içilmekte- dir. (Gülmeler). Su ile içildiği için o- nun derecesini herkes istediği kadar indirebilir. Maamafih hiç şüphe yok ki kendileri sıhi ve içtimat bakımdan haklıdırlar. Sıhat vekâleti de bu mese- le ile sureti mahsusada meşgul olmak- tadır. Bizden şimdilik 45 dereceden fazla rakı yapılmamasını istedi. Biz nediyoruz. Lutfen bulunmıyan yerleri bana söylerlerse bilhassa teşekkür ede- rTim ve oralara da tuz irsalini temin ede- rim, Vesaitimiz vardır, hiç bir yerin tuzsuz kalması için sebeb yoktur. Sonra Sivas ve Erzincandaki müd - detleri bitmek üzere olan acentaların tesislerinin bir gaflet olduğunu söylü - yorlar ve bunu itiraf etmemizi istiyor - lar. Bir gaflet olduğu kanaatinde deği- lim, binaenaleyh itiraf edecek bir şey yoktur. Dinçer arkadaşımız boş şişelerin başka müesseseler tarafından doldu - rulmadan evvel İnhisar idaresi tarafın- dan kontrolunu söylediler. Esasen hu- susi imalâthanelerde kullanılan şişele - rin izliği sureti da itina edıhyor hisarların fen Tarı hu- susi imalâthaneleri daima teftiş etmek- tedirler, bu meyanda şişelerin temiz ol masını temin hususu bilhassa vardır. Türker ark Ş ürakabesi t iyorlar. Tabit bizim ıdaremııde ticari zihniyetle mü - rakabe eden arkadaşlarımız vardır. Bil- hassa itina ediyoruz ki bunların ticari evsaf ve kabiliyeti gittikçe artsın, Gö - rüyoruz ki bunlar hakikaten seneden seneye ticari mevzuları daha iyi kavra - maktadırlar. Ayrıca bir ecnebi mütehassıs tara - fından mürakabeden bahsettiler. Sual- lerinden bunu anladım. Biz bunu yap- tırmış bulunuyoruz. Vekâletin teşek - külünde ilk yaptırdığı iş inhisar mües - seselerini tetkik için bir ecnebi müte - hassıs heyeti celbi olmuştur. Bunun i- çin Amerikadan getirdiğimiz bir heyet bütün şubeleri birer birer gezerek ay - larca tetkik etti ve tetkikatının netice- sini de raporla bize bildirdi. Mütehas- sısın tavsiyelerini tatbik ettik ve tat - bikte devam ediyoruz. Binaenaleyh ye- niden bir ecnebi mütehassıs getirtecek kadar zaman geçmemiştir. Bir müddet sonra gene bir mütehassıs getirtip tav- sıyelenn ne dereceye kadar yapılrp'ya- faydalr olur. Fa - bunun derhal tatbikini kolay bul dık. Çünkü derecelerin inmesi mali te- sirler yapar, onun için henüz başlaya- madık. Tavsiyelerini ehemiyetle hatı- rımızda tutarak Sıhat vekâletinin tav- siyelerini tedricen yerine getirmeğe çalışacağız. Rakının hcpıinin inhisar tarafından ted ilk işe başladığı sene gayet mahd bir çerçeve dairesinde tütün ve mamu- Ht satmakla meşgul oldu. Az olan kendi pu-iyuııgütonk—ıtı ::irhııng sebep yoktur. Bir de E acen- te vardır. Bu da bir sene u;mtutulımış— tur. Onun yaptığı nakliyat yapıl işi: bu da yüksek huzuru- uzda birkaç defa mevzuubahs oldu. O vakit "';' cervıb şu ıdı İnhi; hesap edilmiş, idarenin yapacağı mas- raftan aşağıdır. O mukavele sayesinde Wemnde muhtelif gelirler arasında yazıldı. 70 bin lira kadar bir kârı var- dı. Ondan sonra Limited gittikçe ehe- miyet kesbetmeye başladı. Artık ma- mul tütün işini teminden ibaret kala- madı. Çünkü tütün piyasası esaslı alı- eılara muhtaç oluyor. Onun için bu höne Limatted bblsaclar idarasinin bil- yük bir yardımcısı oldu. Piyasada fi- atları düşürmemek ve eyi tütünlere revaç vermek için uhdesine büyük bir vazife aldı ve o vazifeyi muvaffaki- yetle ifa etti. Fakat tabii, bu gibi vazi- feleri yaparken, artık büyük kâr yap- mak gayesini tıkıb otın:ği dzğıl, dıha iyade esaslı h cari kıy inin düş Erzincanda maliyet idarenin yapabile- ceğinden daha aşağı olmaktadır. Bu mukavele de hat Erzuruma varır var- maz yani önümüzdeki sonbaharda ni- hayet bulacaktır. Bu suretle yalnız iki tane kalmış olan acentelik de bitmiş o- lacaktır. Ve bundan sonra hiç bir yer- de acenteliğe ihtiyaç kalmıyacaktır. Rakrıya teşvik için söylüyorlardı: Biz mümkün olduğu kadar bu hususta rakıya, kuvvetli alkollü içkilere teşvik etmemek için çalışıyoruz. Hattâ bu hu- susta idarelere verilen talimat şudur: memleketin rakı satılmayan yerlerin- de rakının için bbüs al- sarlar id & sası olan somayı yapıp sattığı için va- ridatını bu suretle temin etmiş bulu- nuyor. Hususi âmiller de ticari zihni- yetle müşterilerini memnun etmek i- çin çalışryorlar, demiştim. Fakat İnhi- sarlar idaresinin imalâtına gösterdiği itina yavaş, yavaş hususi âmillerin müşterilerini inhisarlar idaresine çek- ti. Ve fili olarak bu işi inhisarlar ida- resine dönmek üzeredir. Yani hususi âmilleri bırakarak inhisarlar idaresine gelen müşteriler o kadar çoğaldı ki inhisarlar idaresi yeni tesisat yaparak istihsalâtı artırmak mecburiyetinde kaldı ve bu seyre göre yakın bir za- da hususi âmillere iş kalmıyacağı- mayınız. Varidatın tezayüdüne muga- yir gibi görünen bu talimat memleket lesi olduğu için yani alelitlak ve- kette tütünün kıymetinin, bıHııııı ti- çalış- mayı şiar edindi. Yeni piyasalar bulmak nwseleıı Yeni piyasa bulmak rilmiştir. İdare bu şekilde talimat al- dığı için bu tarzda hareket etmekte- dir. Ama ticaretin icabatiından olan, lince: limitedin bilhassa meşgul olgî ğu piyasa Londra piyasasıdır. Fakat henüz kati bir netice alamadığımız için maruzatta bulunamıyacağım, Orada ü- mid ettiğimiz gibi bir muvaffakiyet o- lursa esaslı bir hizmet olacaktır. Yani umumi harptan evel içinde bulundu- ğumuz halde o vakitten beri dışında kaldığımız Londra piyasasına tekrar türk tütününü sokmak için uğraşmak- tayız. Arzettiğim gibi netice henüz a- lınmış değildir. Maamafih ümitbahş- tır. Bir takım tecrübeler yaptık. On- larda fenni noktai nazardan yüzde yüz muvaffak olduk. Şimdi bunu ticari sa- hada muvaffakiyete götürmek için ça- lışıyoruz. Fakat neticesinin ne olaca- ğını şimdiden tayin mümkün değildir. Şarapçılık için inhisar idaresi, yük- sek malümları olduğu üzere, diğer şa- rapçılarla beraber imalâtta bulunmak- tadır. İnhisar idaresinin yaptığı şarap- ların piyasaya az gelmekte olduğunu görüyoruz. Hususi imalâthaneler bu eksikliği tamamlıyorlar. Maamafih i- dare kendisi de istihsal mikdarını ço- ğaltmak ve piy isteğini karşıla- isb alkolü az içkileri tanıtmak i- çin ilânlar yapılryor. Reklâm satışın bir mütemmimi olduğu için hiç bir ilân yapmamak ticari sayılan müessesemiz için doğru olmaz, zannederim, Maama- fi yapılan bu ilnlar içinde halkı alko- le teşvik edici mahiyette olanları var- sa tekrar dikkat edermi, önlemeğe ça- lışırım. Umumi maıraflann yüzdesi Zannederim Hüsnü Kitapçı arkada- şımızın bir sualine cevab vermekte ge- ciktim, Büdce encümeni umumi mas- raf için 1930 ile 1936 nınkini yazmıştır, aradakileri yazmamıştır. 1927 den 1935 ya doğru umumi masrafların yüzdesi- ni arzediyorum. İlk okuyacağım rakam 1927 senesine aittir. Sıra ile: 1927 de 0 14; 1928 de 96 15; 1929 da 9515,15; 1930 da 96 15,68; 1931 de 94 14,37; 1932 de Yo 13,25; 1933 de 975 12,99 1934 de 9> 11,46; 1935 de Y6 11,13;'1936 da 96 10,50 dir. Masarifi umumiyenin seyri bu- dur.,, mak için bunu esaslı vasıtalarla yapa- bilmek için bu sene İzmirde büyük bir şarap fabrikası kurmayı düşünüyoruz. Bunun için de Büyük Meclisten tahsi- sat rica etmiştik. En yeni vasıtaları cami olmak üzere bu fabrikayı tetki- katı bittikten sonra İzmirde kurmağa başlıyacağız. İstihsal artıyor İstihsalât hem inhisarlar noktasm- dan, hem de hususi âmiller noktasın- dan mahsüs derecede artmaktadır. 1936 da 1.500.000 Titre şarap yaptık. 1937 de 2.264.000 litre bu sene de üç- milyona kadar çıkaracağız. Hususi ya- — pıcılar 1936 da 3.700.000 ni bulmuşken "R0 ni * Yüksek dereceli rakı Rakının yüzde elli ispirtoyu ihtiva bir içti ve sıhi 1 olduğunu izah eden B. Ziya Gevher nt zannediyorum. Bunu tavsiye ettik- leri gibi bir tedbir olarak yapmadık. İmalâtta gösterdiğimiz itina bizi bu neticeye götürdü. Onun için yakın bir âtide bütün imalât inhisarlar idaresine intikal etmiş olacaktır. Şarap imalâtına da inhisarlar idaresi 1935 yılındaki kadar şimdiki imalâtına da dikkat etmektedir. Eğer her hangi bir hususi sebeple o senenin şarabında bir nefaseti mahsusa bul onu kat aradan daha bir iki sene geçmesi Ucuz bira Birçok memleketlerin kendilerine mahsus çok ucuz ve bol içkileri olduğu- nu söyliyen Ruşeni Barkın (Samsun) yapılan büyük bira fabrikasının çok iyi bir istikbal vadettiğine işaret ederek, izhar etti. İnhisarlar Bakanı B. Rânâ 'Tarhan hükümet programında alkolü az oları hafif içkilerin istihlâkinin çoğaltılaca- ğının yazılı olduğunu, onun için gerek şarabın gerek biranın resimlerini indir- meyi esas itibariyle hükümetin düşün- düğünü, bunun yakın ve münasib bir zamanda yapılacağını zannettiğini söy- ledi. Derece inmesi keyfiyetini bir an ev- vel yapmalarının lüzumlu olduğunu çünkü bu işin hükümet programında olduğunu söyliyen B. Ziya Gevher Eti- li (Çanakkale) İnhisarlar varken husu- si şahısların imalâtına müsaade edile- rek İnhisarlar namı altında para kazan- dırılmasının doğru olmıyacağını, B. Sami Erkman (Kastamonu) bağ- etların kurtulması için şarab istihlâki- nin çoğaltılmasını, bunun için de şarab tan alınan resmin kaldırılmasını istedi. En zengin tuz madenlerine sahib olmakla beraber bunlardan lâyikiyle faydalanmadığımızı söyliyen B. Mit - hat Aydın (Trabzon) Koçhisar tuz gö- lıyle Sekili istasyonu arasına bir hat ayrıca tetkik edeyim. O sene nasıl bir itina ile şarap yapılmışsa şimdi de ay- nı itina ile yapılıryor. Yalnız o sene şa- rabı Tekirdağında yapıyorduk. Şimdi ihtiyaca cevab vermek için başka yer- lerde de yapılıyor. Şişelerde yer etike- ti yoktur. Tekirdağının şarabını ter- cih edenler oluyor. Yalnız kulağıma geldiğine göre inhisarlar şarabını bu- gün de herkes takdir ediyor. Ahmed İhsan Tokgöze, arkadaşlarımı teşvik edici sözlerinden dolayı, teşekkür e- derim, Mürakabe vaziyetine gelince Emin Sazak mürakabe noksanlığın- da ısrar ediyorlar. Fakat gösterdikleri misaller mürakabe ile alâkadar değil- dir. Şarab fabrikasının kurulması için İzmirin intihabı mürakabe şekli ile alâ- kadar değildir. Ancak bu bir intihab lesidir. Tekirdağındaki şarab fab - nkııı memleketm ıhtıyacma cevab ve- Etili (Çanakkale) bazı leketler hariç olarak dünyanın birçok yerle- rinde yüzde elli ispirtoyu ihtiva eden bir içki olmadığını söylemiş, ikinci o- larak varidate temas ederek geçen se- neden üç milyon fazla olan varidatın birkaç misli daha arttırılabileceğini, bunun da inhisar idaresinin rakı ima- lâtını tamamiyle kendisinin yapması ile mümkün olduğunu ilâve etmiştir. Vaktiyle fransız sofralarına şarap ihraç eden Çanakkalede ve Tekirda- ğinda yalnız bir kazada bir buçuk mil- yon kilo üzümün heder olduğunu, 1935 de dömisek adı altında çıkarılan imhi- ği zaman ikinci bir fabrika yapıl mak ıçın büyük bir bağ mıntakası olan İzmiri intihab ettik. Sonra tütün için ve onun ihracı noktayı nazarından mahreç bulmak i - çin, lüzumu kadar çalışılmadığını söy - lüyorlar. Takdir buyururlar ki bunun- la meşgul olan belli başlı vekâletler var dır. Böyle olmakla beraber bu 1 İnhisar idaresi halkı tenvir için elinden gelen gayreti mütezayid bir surette gös tererek her yerde bu vazifeyi yapmak - Her yerde tuz bulunmadığını söy - lüyorlar, Biz her yerde tuz vardır zan - maliyet fiatını ucuzlatarak hırıce tuz satılmasın temenni etti. Kşın bazı yerlerde tuzun pahalı sa- tıldığını söyliyen B. Mehmed — Somer (Kütahya) Sekili tuzlasına bir dekovil yapılırsa ihraç işinin kolaylaşacağını i- lâve etti. Devlet yapılan Yeni sergide gördüklerimiz etmek, ve kendi hususiyetleri- mizle üslüblandırmak lâzımdı. 21 mayıs sergisini dolaştığı- nızda, size Anadolunun dört kö- şesinin yolladığı eşyaya dikkatle (Başı 1. inci sayfada) ni hayatın her sahası için yetiş- tirmek, işini bilir, yaşama heve- si kırılmamış, en yüksek teşeb- büs ve, hayatla mücadele kabili- yetmı haız, başarıcı, dayanıklı, ü atkâr ve ihtisas sahi- bi unsur yeteştirmektir. Bütün hayat ve faaliyet sahaları için bol, ayrı ayrı, meselâ tedrisat, maarifimizin belkemiği olacak- Hr., Eşya, bir hayat tarzı ve bir medeniyet hali ifade eder. Türk- lerin eski hayat tarzlarına uyan eşyacılıkta ne kadar ileri gittiği- ni biliyoruz. Eski yazı ve yemek takımlarından hamam takunyala rına kadar, daha dünkü cedleri- mizin kullandığı eşyayı vitrinle- rimizde teşhir ediyoruz. Eski ev- lerden çıkan köşe dolabları ve tavan göbekleri en zengin frenk salonlarına asalet vermektedir. Bir kültür ifadesi olan eşya, bizde, hayat tarzı buhranı ile be- raber tereddi etmeğe başladı. Sathi, ucuz taklitler, türk eviçi'- ni tahrib etti. Yalnız yapmasını değil, yapılanı kullanmasını da bilmiyorduk. İki sanatr da kay- betmiştik: Yapma sanatı, kullan- | . ma sanatı! Şarktan garba doğru bütün in- tikal sahalarında aynı kültür buhranı son zamanlara kadar de- vam etmiştir. etmeği unut- muştuk: Türk mimarının âbide- lerini, yerli yabancı, türk olmı- yan, asaletsiz ve zevksiz kalfala- rın iğrenç çirkinliği altında bo- ğguyorduk. Yeni cemiyet hayatı başladık- “İtan sonra, eski ev eşyasına dön- meğe imkân yoktu: Artık ne si- ni, ne yer yatağı, ne de sedir kullanabilirdik. Fakat yeni ha- yat tarzını şuursuz bir taklid ol- maktan çıkarıp, kendimize mal- bakınız: Sanatkârlarımız artık Avrupa eşyasını taklid etmiyor- lar; kendi eşyalarını imal edi; yorlar. Üş İki intikamı birden aldım: Ankarada bir yapı yerinden ge- çerken, kulağıma bin türlü ses geliyordu. Sıva bir lisan, taşçı- lık başka bir lisan, elektrik tesi- satçılığı başka bir lisan konuşu- yordu: “— Türk yapısı ne za- man türkçe konuşacak” diyor- dum. 21 mayıs sergisinde her şey türkçe konuşuyor! Avrupada tahsilde bulunan ta- lebelerden biri, o memleketli bir muallimin şarktan gelen talebe- ye acı bir ihtarda bulunduğun- dan şikâyet ediyordu: — Şarklılar âdetlerimizi tak- lid etmekle, garblılaştıklarını zannediyorlar. Sizler makinayı, bir çocuğun oyuncağına baktığı nazarla seyredersiniz: Halbuki o bizim kültürümüzden bir parça- dır! Sergide birçok makinalar ve ince, aletler, şimdi, resmi, plânı, dökümü ve her şeyi ile türk ka- fasının ve elinin bir mahlüku olarak duruyor! Fakat bunlar henüz çocuklar ve talebelerdir: Onların asıl e- serlerini birkaç sene sonra biz- zat hayat faaliyetleri içinde gö- receksiniz! a Bu sahadaki programımızın daha tatbik edilmiyen tarafları vardır. Bize öyle geliyor ki bu sergiyi gezecek olanlar, eksik o- lanları tamamlamak için sabır- sızlık göstereceklerdir. F. R. ATAY, menniler ve dilekler karşısında vekâ- letin düşüncelerini şöyle anlattı : “— Muhterem arkadaşımız Abdur- rahman Sami şarap r tenzi- Sark, hükümetin gözünden uzak tutulmamaktadır. İkinci şarap fabrikasını — İzmirde linden bahsettiler. Evvelcede — arzet- tiğim gibi bira ve şarap resminin ten- zilini düşünüyoruz. Bunun üzerinde hükümet işliyecektir. Tabit bu gele- cek mali sene için düşünülebileceğini takdir buyurursunuz. Çünkü 1938 büdcesi meclise takdim edilmiştir. İhracat i için ise resim alınmadığı gibi teşvik için prim de vardır. İhracat ol- madığı ıçuı prim de kullam—lmamaktı yapacağız. Fakat gidiş gösteriyor ki, bu ikinci şarap fabrikası da kâfi gel- miyecek, bir üçüncüsünü de yapaca- ğız. Ama bu ne vakit olacaktır. Tahmin edemem. Bu üçüncü fabrika- yı memleketin içerlerinde — kurmağa düşünüyoruz. Memleketin içerlerinde deyince şark da dahildir. Şark hiç bir zaman hükümetin güzünden uzak tu- tulmamlktadır. fSakhis ü izale için Ziya Gev: dır. B beraber satışın için malümdüur ki yalnız resmin indi- rilmesi kâfi değildir. Husust âmille- tin maliyet fiatını da indirmeleri lâ- zımdır. Yalnız indirilmesind. her arkadaşımıza da cevab veriyorum. Alkol derecelerinin — indirilmesine dair hükümet programında bir kayıd yoktur. Oradaki kayıd hafif alkollü bunu beklemek doğru olmasa gerek- tir. Sekili istasyonunun vaziyeti Sekili istasyonu için muhterem ar- kadaşımız Süleyman Sırrının ikazları üzerine tetkikatta bulunmuştuk. Vak- tiyle Mehmet Somer arkadaşımız da bunun için ikazda — bulunmuşlardı. Fakat Sekili içeride olduğu için De- rinceye kadar olan yolun uzaklığı yü- zünden masrafın çok olması rekabete mani olduğunu gösterdi ki o fiyatla ihraç etmek güçtür. B için 38 içkilende ilât ktır. Derece- si yüksek alkollü ıçkı kalmıyacaık di- ye de bir şey tasrih edilmiş değildir. Sonra sihat vekâletinin teklif ve tavsiyesine diğer bir vekâlet hayır, yapmam demek gibi bir vaziyette ka- bili tasavvur değildir. Sıhiye vekâle- ti meselenin tetkik edilmesini teklif etti. Bu varidat meselesidir, derhal yapılması büdceye tesir eder, dedik. Kullananlar esasen bu yüksek derece- de şekliyle kullanamıyorlar, su katı- yorlar şunu da arzedeyim ki 9450 de- recelik rakı memleketimizde satrlan bm lira ın;ut masrafını göze almadık. lâtın sokaklarda toplanan şişelere ko- nulmasının doğru olmryacağını söyli - yen B. Somer; biranın bir mevzu ola - rak ele alınmasının muvafık olduğunu söyledi. Rakının kırk dereceden aşağı indirmenin imkânı olmadığına işaret etti ve köylü tütünlerinin her yerde bulundurulmasını temenni etti. Sekili tuzlasının istasyona nihayet bir kilometre olduğunu ve bir dekovil yapılırsa vaziyetin halledileceğini söy - liyen B. Sırrı İçöz (Yozgad) bir bağ - cılrk mıntakası olan Yerköy çevresine şarab fabrikalarından birisi kurulursa bu;adikl bağcıların kurtulacağını söy- ledi Tarihin, orta yaylanın en mühim bir bağcılık merkezi olduğunu isbat eden bir vesika halinde bulunduğunu söy - liyen B. Ziya Gevher Etili (Çanakkale) İnhisarlar idaresini.' orta Anadoluya ehemiyet vermesinin lüzumlu olduğunu ilâve etti, Durak Sakarya (Erzurum) Dünya- nın en iyi arpasınımn çıktığı Erzurumda bir bira fabrikası kurulursa o havali i- çin bir, kalkınma ve refah vastası olaca- ğını söyledi. Vekilin yeni izahları Tekrar kürsüye gelen gümrük ve inhisarlar vekili B. Rana Tarhan, te- fi bunun üzerinde muhterem mebuslarm tekrar tekrar tavakkuf et- meleri üzerine bunu yeniden tetkik e- derim, neticesini kendilerine arıede- rim.,, Toplama şişelerin kullanılmasını menetmeği iktisadi bulmuyorum. Bir şı;e vardır. muzlenme sihate müuzur dd Böyle olunca bu niçin kullanılmasın? Kul- lanılmamak bilmem iktisadi midir ? Şişelerin temizlenmesi tabii şarttır. Bira resmi tenzilâtını arzettim. Beyiye için hüküümet lâzım — gelen tenzilâtı yaptı. Onu demin arzetmeğe unuttum, 97520, 9610 dan ibaret olan ba- kiyeyi 96 1/2 a indirdik. Büsbütün in- dirilmesini yakında meclise takdim e- deceğimiz ispirto ve ispirtolu içkiler kanun lâyihasına bıraktık, Çünkü büs bütün beyiye almamak hakkı hükü- mette yoktur. Meclise takdim edece- ğimiz kanun lâyihası kabul edilirse bu beyiye tamamen kalkmış buluna- caktır. Köylü tütünü İstanbul, İzmir ve Ankaranın belediye hududlarını müs tesna addetmek üzere leketin her tarafında satılıyor. Bu üç şehirde de satmak çok mühim bir varidat mesele- si olduğu için şimdilik — yapamadık. Bir iki sene zarfında bunu da temin İeceğimisi örakd odi iktarın 9410 nu teşkil eder, en pa- halı rakılardır. Rakıya su katılacağı- nı da nazarı itibara alırsak bunun âcil bir tedbiri icabetmediği neticesine va- rırız, Sihât vekâleti de buna muvafa- kat etti. Mümkün olursa gelecek ma- 1t sene içinde bunun için bir çarei hal bulmağa çalışacağız. Şarab hakkında, kendileri de tak- dir buyururlar ki biz, yaptığımız şa- raplar dünyanın en iyi şaraplarıdır. ve daha iyisi yapılamaz — demedik. Daha iyisini yapmağa biz de çalışa- cağız. Rakının yalnız inhisarlar ida- resince yapılması meselesi, Vadettim ki bunu yapacağız. Fakat izah ettim, biz eskiden bunu yapmağa lüzum gör müyorduk. Çünkü varidatımızı soma satmak- la da temin ediyorduk, Hâdisat sevkte ti ve müşteriler inhisarlar idaresine döndüğü için bu suretle yapmağa za- rüret hasıl oldu. Artık bu yolu tutmuş büulunuyoruz. Bütün hususi fabrika- ların çıkardığı rakıyı imal edebilmek için kâfi tesisata malik değiliz. Yavaş yavaş bunu tamamiyle üzerimize ala- cağız.,, Büdce kabul edildi Bakan bu izahlarından sonra diğer bazı temennilere de cevab vermiş ve maddelere geçilerek idarenin 938 mali yılı varidatı 48.250.500; masrafları da 8.336.248 lira olarak kabul edilmiştir. .Kamutay yarın toplanacaktır.,

Bu sayıdan diğer sayfalar: