Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
AA YK R J LUS SE Ti DŞ MA YTEL N 19-3-193 Önümde vazife ve mevziini bana gös- terecek olan istihkâm takm komutanı. Arkasında ben ve emir neferim, hızlı hızlı, başımız biraz öne eğik üçüncü “irtibat hendeğinden” kıvrıla kıvrıla iniyoruz. Arada sırada hendeğin ön #ivi üzerinden ilerdeki bir siper parçası görünüyor, bazan bir tepeciğin üzerin- de yatıp kalmış siyah cesedler, ba- zan siperlerin yanı başında patlıyan bomba veya top mermisinin dumanı tâ uzaktan gözümüzü üzerine çekiyor ve- ya kulaklarımızı tırmalıyan keskin, den sağa sola çevriliyor. Keskin bir kavs döndük, önümdeki kısa boylu subay yürümesinde devam etti, ben birden bire irkildim ve kaldım. Hendeğin bir şivinden elbisesinin kolu hâlâ üzerinde duran sarı bir el,bir ölü yumruğu dışarı fırlamış, hendeğin bü- Yük bir kısmını kaplamıştı. Kıvrılmış sarı, kansız parmaklar tam ağzımın hi- zasında duruyor: Sanki hendekten ge - İip geçenlere kendisini öptürmek için, Önde Yyürüyen pişkin arkadaş dur- fa- sılalı gürültülerle kafamız kendiliğin - duğumu hissedince geri döndü ve ben aceminin haline biraz da acıyarak baktı. — Yürüsene, ne duruyorsun? Vücudu hendeğin yan topraklarında gömülü kalmış, kolu bir Hitler selâmı verir gibi dışarı fırlamış cesedi göste - rerek: — Bunlar nedir dedim. Toplatsa- nıza! Öteki gene hafif tebessüm ederek başımı salladı. — O kadar çok ki, hangi birini top- latacaksın? Zaman geçerse sen de alışır, benim gibi farkına varmadan geçersin. Şimdi biraz eğil, altından yürüyüver. İleri gidelim asıl orayı görelim burada meraka değer bir şey yok. Eğildim, emir neferim de eğildi. Ka- tı, renksiz ölü kolunun altından geçerek ileri doğru yürüdük. Biz ileri yaklaştıkça talerdı fazlala- şıyor, bilhassa bomba sesleri artıyordu. Arada sırada iki üç yaralı kâh sedye ü- zerinde inliyerek, kâh solgun yüzleriy - le bizi süzerek ve aksayarak, yahud sargılı uzuvlarını kollıyarak yanımız - dan geçiyor, geriye gidiyorlar. Ben mutad acemiliğimle: — Bugün ileride taarruz var galiba dedim. Öteki gene gülerek başını salladı. — Yok canım, bunlar her günlük şey Yürüdük, ses çıkarmadan, lâf etme- den yürüdük. Bitmek tükenmek bilmez görünen kıvrımlara sürtünerek geçtik. Yalnız bir yerde tecrübeli arkadaşım duraladı. Bize de dur işaret ede- rek tek başına ileri gitti, siperin bir ke- narından ileriyi gözetledikten sonra işaretle bizi de yanıma çağırdı. — Önümüz büyükçe bir meydanlık - tır. Buraya gelenler düşman tarafındı görülür. Biz böyle üç kişi bir arada gö- rülünce “Karakedi” (Çanakaklede in - gilizlerin büyük bomba toplariyle at- tıkları kara torpillerine bu adı vermiş- lerdi) nin geleceği muhakkaktır. Onun için teker teker ve arka arkaya mey- danlık koşarak geçeli; Başbuğ Arıburnu siperlerinde Yirmişer adım aralıkla koştuk, lime İime olmuş, toz deryası halini almış, in- san kanı ve et parçalariyle âdeta sıvan- mış ufak meydanlığı emir neferim de geçmişti ki ötede, yüksekçe bir yerde nöbet bekliyen neferin sesini duyduk — Gıpırdaşmayın gara kedi geliyo!!! Arkasından tüyler ürpertici infilâk sesini duyduk, sarsıntıdan âdeta yere yapıştık. Tekrar kendimize gelip de yo- la düzüldüğümüz zaman. — Anlamıyorum dedim. Burası da irtibat hendekleriyle kapatılıp düşman gözünden saklanılamaz mı? Mutla - ka bu tehlikeli yerden ve bu tehlike- H vaziyette geçmenin sebebi ne ? — Kardeşim, buralar zaten hep irti- bat hendeği idi. Gördüğün meydan ara- zinin tabii teşekkülâtından değil, biri. biri arkasına düşen sonsuz kara torpil- lerinin infilâkından hasıl olmuştur. Çok aradık, taradık, buradan geçen yoldan sarfınazar edemedik. Hoş arazinin va- ziyeti öyle ki buralarda nereden irtibat hendeği geçirseniz düşmanın şu kısım- daki siperleri görüyor. — Eh hücumla o siperler zapte- dilse? Çanakkale sperlerinden bir görünüş Bugünk ü maçlar için karşı Gazi Ticaret ve bölge Bu hafta Ankara yine heyecanlı spor hareketlerine sahne olmaktadır. Bugün ve yarın Şehir stadyomunda ve Ankara Gücü sahasında — futbol müsabakaları vardır. Bundan başka, kır koşuları Türkiye birinciliği, bi- siklet yarışları da yapılacaktır. Gazi ve Ticaret liseleri Bugünkü futbol — karşılaşmaların- dan birincisi saat 13.30 da Şehir Stadyomunda Gazi ve Ticaret lisele- ri arasında olacaktır. Ticaret lisesi, leri arasında olacaktır. Ticaret lise- si, bölge kupası maçlarının ilk hafta- sında Sanat mektebi takımı ile 2 - 2 berabere kalmıştı. Bugün aynı takı- mı muhafaza ettiği söylenmektedir. Gazi lisesini ilk defa sahada görece- ğiz, Takımları hakkında bir fikrimiz olmadığına göre bugün nasıl bir maç seyredeceğimizi tahmin edemiyoruz. Yalnız, her iki taraf da çok genç futbolculardan müteşekkildir. Şu hal- de maç seri ve güzel olacaktır. Muhafızgücü - Üçok Günün en mühim karşılaşması şüp- hesizdir ki milli küme için bu iki ta- kım arasında yapılacak olan maçtır. Üçok, bugüne kadar beş maç yaptı. Bunlardan birisini Fenerbahçeye kar- şı hükmen kazandı. Kendi sahasında Beşiktaşa ve İstanbulda Güneşe ye- nildi. İki de beraberliği var. Bunun haricinde Alsancağı 1-0, Muhaf:z Gücünü 2 - 3 yenmiştir. Bu vaziyete göre 11 puvan kazanmış ve 4 puvan kaybetmiştir. Muhafız Gücü, yedi maçında — hiç galibiyet kazanamamış Galatasaraya, Beşiktaşa, ve Üçoka yenilmiştir. Fe- neıbıhgeüno-ovclkrbiyeiümın yurdu ile 2 - 2 bir beraberlik temin etmiştir. Kazanılmış dokuz puvanına karşı 12 puvan kaybı vardır. Üçok, bu sene kendilerine iltihak eden eski altınordulu Namık, Hamdi ve Fenerbahçeli Namıkla kuvvetli bir forvert hattı elde etmiştir. (Cemal, Seid, Namık, Hamdi, Namık) dan mürekkeb olan bu hücum hattının bu- — Biz çok denedik. Şimdi ileride göreceğin kat kat cesedlerin büyük bir kısmı da bunun için gitti. Fakat bilirsin ki yalnız cesaret ve et, demi- re, çeliğe ve malzmeye karşı koya- miyor. İnşallah siz muvaffak olur- sunuz. Bir parça daha yürüdük Bu se- fer arkadaşım durdu, itina ile bizi siperin beriki şivine dayadı ve on-|5 dan sonra anlatmaya başladı. z (Sonu var) z Elçilik arsaları E Dış bakanlık, memleketimizdeki el? çiliklere aid arsaların, mütekabiliyet esasına göre arazi vergisinden muaf tutulması hakkında bir kanun projesi hazırlamıştır. Proje finans ve iç ba- kanlıklarca incelenmektedir. sim siyah sakalı taranmış ve kokular İ- çinde idi. Sofiya onu günün her saa- tinde kabul ediyor, ve ikisi birden sı- hırbazlıkla meşgul oluyordu. Silwestr pencereden giriyor, bir boru ile yıldız- lara bakıp bir takim işaretler çiziyor, sonra parmağını burnuna dayayıp bu işaretleri izah ediyordu. Ve Sognka memelerini adamın kolunda eze eze so- ruyordu: “Ya sonra! Daha sonra?...” Dün onu her kes gördü : bir torba i- çinde insan kemiği, ayak izleri ve kökler getirdi, üç mum yaktı, kâfirce bir takım kelimeler mırıldana mırılda- na mumlara saç tellerini tuttu... Sogn- ka, gözleri fırlamış, yüzü ölü yüzü gi- bi mas mavi olmuş, titriyordu.... Natalya Kirilovna, bunları hikâye e- den kadına doğru eğilip parmaklarını çatırdatarak alçak sesle soruyordı:ı Pu — Saçlar nasıldı? Kestane rengi mi idi? —Kestane rengi idi, çariçe anamız. Dinim hakkı için söylüyorum, kestane rengi idi. — Kıvırcık mı? — Elbette, kıvırcık... Kendi kendi- mize düşündük: Acaba böyle yaktx!da- rı saçlar babacığımız Petro Aleksiye- viç'in saçları mıdır ? h: Silvestr Medveef'den bahsolunduğu sırada onun Simon Poloçki ile cizvit- lerden mülhem olarak dinti dalâlet - nız ve yiyiniz”" suretinde telâkki e- dilmesi lâzım egldiğini iddia etmek- te olduğu naklolunuyor. Ve Mosko- vada, zenginler gibi fakirler arasında da, ancak bunun üzerine konuşulup bununla iştigal ediliyor, saraylarda ve pazarlarda ekmeğin hangi sözlerden sonra insanın et ve kanına tebeddül et tiği meselesi münakaşa olunuyor. Zi- hinler şaşırıyor, ekmekle şarabın ete ve kana tehavvülü esnasında geç kalma mak için nasıl dua edileceği bir türlü tayin edilemiyor. Ve bunun içindir ki Eski - Müminler — Raskolniki — PULLLLLLLLL LT Yazan: Alexis Tolstoi Slusselburg istihkâmları civarında muharebe bir çok kimse onu görmüş bile... Hiç mezhebini kabul edenler pek çoktur. Ve kızıl saçlı papas Filka Mosko- vada dolaşıyor ve halk etrafında top- lanır toplanmaz, cezbeye kapılarak: “Hakiki dini öğretmem için beni size allah gönderdi. Havariyündan Petro ile Pavli benim yakın akrabamdan- dır..* İki parmağınızla istavroz çıka- rınız, zira şeytan Kika üç parmak a- rasında saklanır, ve onunla birlikte bütün cehennem....” Diyor. Zayıf i- manlılar da tereddüd edip ona inanı- yor. V hangi hileye baş vurulsa onu yakalamak kabil olmıyor. Kırım seferi dolayısiyle tarh olu- nan vergilerden dolayı herkes sefalet içindedir. Deniliyor ki ikinci sefer i- çin de postumuzu yüzecekler. Slobo- da'lar Posad'lar boşalıyor. Halkın bin- lercesi birden Eski - Müminler nez- ifade eden bir mezheb talim ettiği, adı ile yazdığı kitabta mukad dine, Volgaya, Dinn'ı,'_l]_r;q tepeleri- olmazsa ruhları kurtarmış olmak için Eski - Müminlerin vaizleri köyleri ve çiftlik köşklerini dolaşıyor, ve iman sahiblerini anbarlarda ve külhanlarda kendilerini diri diri yakmağa teşyik ediyorlar. Bunlar Çar'ın da, patriğin de, papasların da Mehdi tarafından gönderildiklerini ilân ediyorlar; ma- nastırlara iltica ediyor, kendilerini tutmak için gönderilmiş Çar kıtala- riyle döğüşüyorlar. Eski - Müminler, Paleostrof manastırında iki yüz stre- liçi öldürmüşler, ve mukavemetleri tükenince kiliseye kapanıp kendi kendilerini diri diri yakmışlardır. Kvolinsk civarındaki dağlarda, otuz Raskolniki bir hububat anbarına sak- lanıp kendilerini aynı suretle yakmış- lardır. Ve Nijni'de halk ormanlarda yanıyor. Don'da, Medvediça yakınla- rında, firari kölelerden Kuzka kendi- ATOKAUUUAAUMAKUU DAUA ADK KA UU AAA KK AAA FU p, Muhafızgücü - Üçok, Milliküme maçı kupası maçı var laşacaklar liseleri arasında ? Bugünkü maçlar ' Bölge kupası Gazi Lisesi - Ticaret Lisesi Şehir stadyumunda, Saat: 13.30 da Milli küme Muhafızgücü - Üçok OLULLLLLİLLLALLELLALL L LE n ehir stadyumunda, Saat: 15.30 da TYaneaaaransansnnu lllllllllllllllf güne kadar yapılan bütün karşılaş- malarda gol çıkarmak vazifesini yeri- ne getirdiği görülmüştür. (Halil, Adil, Mazhar) haf hattı, hü- cumları besliyen ve geriye yardım e- den bir hattır . (Necdet, Ziya), bek olarak ve kale- de Hakkı çok beğenilmektedir. İzmir gazetelerinden birinin spor muharriri, Üçok takımı için şöyle ya- zıyordu : “Biz, geçen seneki kuvvetini hesap etmeden Üçok takımını ele alırsak, bugün İzmirin en kuvvetli — takımı karşısında bulunduğumuzu — anlarız. Takımda muayyen bir oyun yoktur. Fakat bir takım ahengi vardır. Muh- telif hatlarında mükemmel oyuncu- sel — 22 Midland - Recyonal. FONİK KONSERLER: 20 Kopenhafj Varşova — 21.35 Viyana — 23.15 Tuluz. 22.30 Doyçlandzender. 17.30 Paris - P.T.T. — 18.30 — 1410 Berlin, Lâypzig — 19.30 Stokholifi — 20.30 London - Recyonal. RADYO Ankara : Öğle Neşriyatı: ,, ,, arüneelit pi neşriyatı — 13.50 Plâk: Türk musikisi halk şarkıları — 14.15 Daihli ve harici $ berler — 15.00 den itibaren şef Protearyi idaresinde cumhur başkanlığı filarmol orkestrasının musiki muallim mektebirn vereceği konserin nakli. Akşam Neşriyatı: a Tet Ali) — 19.15 Türk musikisi ve halk şi kıları (Servet Adnan ve arkadaşları) 20.00 Saat ayarı ve arabça neşriyat — 20 Türk musikisi ve halk şarkıları (Mell Tokgöz ve arkadaşları) — 21.00 Hukü konuşma: Şevket (Bizde idari kaza) 21.15 Stüdyo salon orkestrası — 1 - Hel rich Munfrad: Garmencita. 2 - Delibal Pas des Flmura. 3 - Fr. Humpries: Seri nata Jamentona., 4 - Micheli: Bazi al Bi io, 5 - Drigo: Les milliona d'Arlağuin. 6 Beethoven: Adagio Cantabile — 22,00 jans haberleri — 22.15 Yarınki Pprogram, İstanbul : b G mö O0 m Öğle Neşriyatı: 12.30 Plâkla tüf musikisi — 12.50 Havadis — 13.05 Plâkl türk musikisi — 13.30 Muhtelif plâk neşfi yatı. Ükşam'Neğriyatı: . O s ue musikisi — 19.15 Konferans: Üniversil namına; Prof. Ziya Cemal Aksoy (Dış $ ağız bakımsızlığının zararları) — 1! Borsa haberleri — 20,00 Sadi Hoşses | arkadaşları tarafından türk musikisi halk şarkıları — 20.30 Hava raporu — 20.1, OÖmer Rıza tarafından arabça söylev. 4 20,45 S hat Özd ve arkadaşlı " rafından türk musikisi ve halk şarkılatf (Saat ayarı) — 21.15 Klasik türk musil si: Nuri Halil ve arkadaşları tarafından 4 21.50 ORKESTRA: 1 - Çaykovski: md zartayana, süvit. 2 - Kalman: Mariça. 3 Borodin: O. Kuvan, 4 - Arenski: Eleji. 4 22.45 Ajans haberleri — 23 Plâkla solola! opera ve operet parçaları — 23.20-23.3İ Son haberler ve ertesi günün Pprogramı. Avrupa : OPERA VE OPERETLER: 20 Berlifi Beromünster, Droytviç — 20.55 Monte Ce neri — 21 Milano, Grekobl — 21.15 Caril Eyfel kulesi — 21.30 Liyon — 21,45 Brübt ORKESTRA KONSERLERİ VE SEN! SNO AM N M M U B v o v —o' o HO A WN et w L bf ODA MUSİKİSİ: 12 Beromünster < SOLO KONSERLERİ: 16 Stokholm < Hamburl NEFESLİ SAZLAR (MARŞ V.S.): 6. Hamburg — 11.5 Prag — 12 Kolonya — İ! Stokh AA B lm — 18.15 K lar, as oyuncular vardır. Takımda ruh vardır, netice için ça- || lışma vardır. Fakat neticenin istihsa- Wi için oyun yoktur. Bi iktir. &ol yemeden gol çıkarmağa (BüÜvvetli fa- kibler karşısında) akıl etmiyor. Sıkı- şınca canını burnuna takarak çalışı yor. Bizce Üçok takımı için milli kü- me maçlarında ezici mağlubiyet yok- tur, fakat ezici bir galebe de beklene- mez. Takımda kuvvetli bir idare hâkim- ir.), Alrmman neticeler muharririn görü- şünün yerinde olduğunu gösteriyor. Muhafız Gücüne gelince: Son Be- şiktaş maçında kadrosunu epeyce de- ğiştiren bu takım, idmanlı, nefesi ye- rinde ve az çok futbola vakıftır. Buna rağmen biribiri arkasına ye- nilişini hangi sebeblere atfetmeliyiz? Harbiye, Beşiktaş ve Galatasaray kar- şısında oyunlarını tetkik — ettiğimiz muhafızgüçlüler, bir tek cümle ile i- Ştutgart — 18.30 Breslav, 21.10 Breslav. DANS MÜZİĞİ: 19.10 Kolonya — 211| h; Ştutgart — 22 Floransa — 22.5 Budıpeşd' | — 22.20 Münih ve diğer alman istasyonla'| Ni Roma — 23.1!| m Ti —23 Post Brüksel — 23.30 London - Recyonal — zi|) ORG KONSERLERİ VE KOROLAR! 2 Viyana — 15.20 Hamburg — 18.15 Lâ; zig —39.10 Hamburg — 19.15 Ştuttgart 9, KY S di HALK MUSİKİSİ: 11.30 Ştutgart — # Frankfurt <| Parizyen, Ekonomi bakanlığına nakledilmiş ©' lan ticaret ve sanayi müzesi genişleti” azah edelim: Gol fırsatı hazırlamısı nı biliyorlar; fakat bu fırsattan isti- fade edemiyorlar. . Bugün de netice gene Ankaranın a- Eğer, Üçok İzmir, İstanbuldaki o- yun temposunu tutturabilirse burada da kazanması ihtimali vardır. Fakat Muhafız Gücü takımının da yedi maç- bimiz göklerdedir; yer yüzünde ar- tık tanrı yoktur; yer yüzündeki Meh- didir — Moskovadaki çardır — o sal- tanat sürüyor, ve patrik ile boyarlar da onun uşaklarıdır,” diyor. Kazaklar bu papasın yanına koşarak dinlerini değiştiriyor. Bu gibi haberler alan Natalya Ki- rilovna, ölüm azabları duyuyordu. Pe- tienka neşeli idi, zavallı başının etra- fında toplanmakta olan bulutlardan habersiz, eğleniyordu. Ve Sognka ise onun saçlarını yakıyor, ayaklarının izlerini büyülüyordu. Millet ise kör- kuyu ve ananeleri unutuyordu... Ken- dini diri diri yakan bir halk korkunç değil midir? Natalya Kirilovna, Stegnka Pasin'- nin kanlı ihtilâlini hatırlayarak titri- yordu... Bu hâdise sanki daha dün vu- kubulmuştu... O devirde de Mehdinin gelişi beklenmiş, Pasin hatumanları renk kandillerin küçücük alevlerine bakıyor, inleyerek diz çöküyor alnı eski halıda, uzun zaman öylece kalı- yordu. Düşünüyordu: “Petruşa meli. Artık büyüdü. İçiyor. Hep o al- man kızlariyle düşüp kalkıyor... Ve sonra, ya o saraları.. Evlenmek ona iyi gelecektir... Onu müstakbel çariçe ile birlikte manastırları ziyarete gö- türüp bizi daha çok mesud etmesi, Sognka'nın büyülerinden koruması, halkın hiddetine karşı duracak kuv- veti vermesi için allaha dua ettirme- e BI ri n Petruşayı evlendirmek, muhakkak surette evlendirmek lâzımdı- Son za- manlara kadar — yabın tanıdığımız boyarlar geldiği zaı. .n, harab salon- da, babasının tahtına oturup, bir an onlarla beraber bulunurdu. şimdi cevab veriyor: “Vaktim yok...” Taht salonuna küçük gemileri yüz- |t dürmek için iki bia koğa su alan bir kap konuldu. Bu ç-milerin yelkenle- ri körüklerle şişiriliyor. rutla top atılıyor. Tahtın şurası bu- 1 rası yakıldı. Bir renkli cam kırıldı. Çariçe, küçük kardeşi Lef Kirilo- viç'e sızlanıyordu. Bu hazin hazin i- çini çekiyordu: “Evlendir onu, kar- deşciğim. Evlilik daha kötü bir şey olamaz ya. Meselâ Lopukin'in kızı Evdokiya tam yetişkin, oua!u Jyaşın- |rezil etti. O derin fikirlerini man istasyonları — 10.30 Hambıırı a Şi Alman istasyonları — 13.15 Kolonya k 14.10 Frankfurt, Lâypzig — 14.25 M — 1430 Stokholm — 15 Ştuttgart — | Breslav, Ştutgart — 19.10 Königsberg <£ 20 Kolonya — 21.30 Strazburg — 22.3) Berlin — 22.40 Königsberg — 23 Kolonyf — 24 Frankfurt, Ştutgart. H & Droitviç, Lüksemburg, Paris, Milano, Rer| H ma, Strazburg. bi ki Ticaret ve sanayi müzesi —| bi i Vi lecektir. | İ a tan sonra aldığı dersler vardır. Ve ©| ki na göre hesaplı oynıyacaktır. kı Yalnız biz Ankara sporcuları, MiF| m leyhine mi çıkacak ? lt kümede sonunculuk istemiyoruf| tu Bunu ehemiyetle kaydedelim, Çünkül . bugün ve yarın Ankara takımlarınıf| », yenilişi milli küme cedvelinde çok & iz Şağı düşmemize sebeb olacaktır. ©| HOKUT AARU KU KUKU KDA D llllIIIIIIIIIllllıllııııııııı|ı||||||||||||||||||||||||||||| n yorlar, ehemiyetsizce, fakat kalabalık bir aile... Seni köpekler gibi müdafâf| ederler.” İlk karlar yağar yağmaz Natalyf evlendir- | Kirilovna, Novodeviçi manastırını yaret edeceğini bahane ederek kızak” la yola çıktı. Mutemed bir kadın vâ'| —— sıtası ile Lopukin'lere haber göndel'îl'1 | di. Bunlar — hemen kırk kişi — mâ” e nastıra koşup kiliseyi doldurdula” Ufarak, sıska, kötü ahlâklı insanlâf m(_ olan bunları çariçeyi gözleriyle yi PI yorlardı. Etrafı örtülerle kapanmış Şih ki tekerlekli bir arabada Evdokya')' hu korkudan yarı ölü getirdiler. Nataly'| — | Kirilovna tenezzül edip ona elini öP'| tin türdü. Onu kilisenin elbise odasıf? | sokup, orada, iyice, baş başa, husu$' | - '] surette tetkik etti. Genç kız hoşüt/ | ge- Halbuki | gitti. O sefer hiç bir şeyden bahsedi!” Ko« medi. Natalya Kirilovna hareket #“| Ne i. Lopukin'lerin gözleri parlryordu: | Bi Bütün felâketler ve kederler ar#'| — 1 sında mesud bir hâdise oldu; Vasi Be_ Hakiki ba- Vasiliyeviç'in yeğeni Prens Boris #” “; eksiyeviç Goliçin, Sofiya'nın tam F | sim günü Kırım seferinden döneft” | ma Asompsiyon kilisesinde, Sofiya'n | gözleri önünde, sarhoş bir halde, GÜ | gel ada bulunuyordu. Törenden s0! - sofra başında, Vasili Vasiliyevi$ | #ay takbih etti: “O bizi bütün Avrup3i” | dar