31 Aralık 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ıNGIle ZABıTı dafaaşında İstanbul ticaretinde N ULUS 31 -12-1937 W ! İSTANBULDAN MEKTUBLAR £ RADYO M & € Ankara : Öğle Neşriyatı; 12-30 Munhtelif gı Ü neşriyatı— 12.50 1 Türk musikisi ve halk şarkıları — 1 13.30 Dahili ve harici haberler. Yazan: Çeviren: ğ Akşam Neşnya“ ıîıâ: m';îşırıı:: Yüzbaşı F. W. von Herbert Nurettin ARTAM KOMÜSYONCULAR ve PERAKENDECİLERİN — ROLLERİ —— zne tnce— 1000 TürümenEi z Lofça rusların eline düşmüş, 22000 rus 5000 türkü mağlüb edebilmişti ! İdhalât, ihracat, sanayi gibi işler, yanlarında bir de; komüsyoncu, pera- kendeci gibi büyük, iki mütevassıt Bunlar şu iki şeyi pek iyi bilirler: şarkıları (Servet Adnan ve ırkıdzşları 19.30 Saat ayarı ve arapça neşriyat — Türk müsikisi ve halk şarkıları (Hıl Rıza Sesgör ve arkadaşları) — 20.15 1 ferans: Parazitoloğ Nevzat — 20.30 | z a , . safon solo: Nihat Esengin — 21.00 A ürun bölltr Koi chende peaü b 1 — Dükk , İşpor d veya çantasına yerleştir- Baberleri —. zi 15 Seüdyo salön orkesti ş Fiyera Pi DA : diği Ğ - Sehumann: l Ğe 2- R Eylülün üçüncü günü öğleyin, | kadar üstün oldukları için, tabiatiy-| kendeci ticari ve sınat cihazın mu- iği malı satmak lâzımdır. ——— ği ninoff: Sörenade, 3- P. Lincke: Früh Müşirin kumandası altında bir kuv-|le, muvaffak olmuşlardı. O gün | harrik kuvveti gibidirler. 2— Muşlerı umumiyetle kendisine lâzım olan tipi de- vvie bist du so Schön. 4- Wagner: Lo! vet hareket etti. Bu kuvvete Huın Sabri paşa, Emin paşa ve Tahir pa- şanın kumanda ettikleri altışar ta- burluk üç liva dahildi. Topçu kumandanı Ahmed paşa, 'Tevfik bey ve bütün erkânrharbiye Müşirle beraber bulunuyorlardı. Adil paşa, gene on beş tabur, altı buçuk batarya, on yedi süvari bö- lüğü ile muvakkat Plevne kuman- danı olarak kalmıştı. Bütün gün ce- nuptan top sesleri gelmiş, bir aralık bu kuvvet yol üzerinde de harbe giriştiği için, bu sesler yaklaşmıştı. Eylül 4 — haberler fena, suratlar asıktı. Lofça düşmüş, Lofça — Plev- ne yolu işgal edilmiş; muhabere ve muvasala kesilmişti. Müşirin vara- cağı akibet hakkında kaygılar baş gösterdi. Adil paşa, her hangi bir dakikada harekete hazır bulunma- mız için emir verdi. Öğleden sonra mevzilerimizin şimali — şarkisinde Romanyalılar gözüktüler. Giden dört taburun yerine iki bataryayı müdafaa vazifesini üzerine almış türkler — rus muharrirlerinin ka- bul ve itiraf ettikleri veçhile — bü- yük bir kahramanlıkla orayı müda- faa etmişlerdi. Bu sebeble Rifat pa- şanın adımı “Lofça müdafii,, diye takdirle anmak yerinde olur. Mu- harebe on iki saat ıunnuş, Müşirin gönderdiği imdad kal: Tacir ve sanayici büroda, komüs- yoncu sokakta, perakendeci halkın içinde çalışır. Mokak İşten anlıyanlar arz ve talebi bu ikı mütevassıt grupun dikte ettiğini söy- lerler; tacir ve sanayici satışta ikinci tı. Lofçadaki kuvvet, yıhud bu kuv- vetten orada kalanlar, perişan bir halde, civardaki dağlık araziye ya- yılmışlardı. Bunlardan bir çoğu an- cak ertesi günlerde Plevneye gele- bildiler. Rifat paşa, mevcud altı to- pundan beşini kurtarmıştı. Kuman- dan, bunları ve beraberinde bulu- nan bir kaç bölüğü Mikre yol plândadır derler. Satılamamış büyük stoklar, tapon- lar, avaryalar - son iki kelime ticaret argosunda kötü ve bozuk mal demek- tir -işini iyi bilen komüsyoncu ve pe- rakendecinin elinde, avuç içine alın- mış suya benzer. Aktığı hissedilmeden kaybolur gider, Meşhur hikâyeyi bilirsiniz; bir kadar götürmüş, fakat ertesi günü ara yollardan Plevneye saparak ey- lülün altısında buraya gelebilmişti. Lofça muharebesinde türkler şe- hid, yaralı ve kayıb 2500 zayiat verdiler. Ruslar, kendi zayiatları- nm 1600 kişi olduğunu söylüyorlar. Doksan iki topu olan 22.000 rus, altı topu olan 5000 türkü mağlup etmişti. Bu böyle olduğu halde Ku- fransız fabrih lâboratuvar hatası yüzünden elinde kalan kırmızı erkek eldivenlerini becerikli bir komüsyon- cu, uydurma bir izdivaç ilâniyle bir günde elden çıkarmıştır. Hatırımda kaldığına göre, bu uydurma ilân şöyle bir şeydi : “Büyük bir serveti olan genç bir dul, hoşuna gidecek bir genç ile evlenmek niyetindedir. Genç dul... gün... yerde bulunacak ve taliblerini kırmızı eldi- ye malın lü gil, hoşuna giden şeyi alır. Binaenaleyh müşteri- anlat müşteriye beğendirmek lâzımdır. k ziyade, malı TERBEMİ İ Neşet Halil Atay ğa çalıştığı, komüsyoncu ve peraken - deci, İstanbul ekonomisinde birinci plânda bir insandır. Bunların pek azı yazıhanelerde, bü- larının kazançları tarifleridir. Ucuz giyinirler ve ancak doyacak kadar yer- ler. Kıyafetlerini, işlerini ve iş yerle- rini servetlerine değil müşterilerine göre değiştirirler. — Dükkân ve giyim müşteriyi ür- kü I yük ve süslü vitrinli mağazalarda, sa- yılamıyacak kadar çoğu, aiım satım o- lan her yerdedir. Çarşı içinden Mah- mudpaşaya ve Bahçekapısına kadar her kaldırım taşı üzerinde bunlardan biri durur. Bunlar, aralarındaki yaş ve servet farklarına rağmen aynı şeyi, aynı tarzda yaparlar. Her şeyi alır, her şeyi satarlar. Aldıkları ve sattıkları şeyler hakkında bildikleri - ekseriya - pek azdır. Yalnız iki şeyi pek iyi bi- lirler. 1 — Dükkânma, işportasına veya çantasına yerleştirdiği malı satmak Derler. — Komüsyoncu veya dükkâncı köy- ıu ve kasabalı karşısında kaza kayma- , şehirli karş köy eşrafı- na benzememeli ! Telâkki, İstanbul mağazalarını ve İstanbuldaki iş adamlarını ikiye ayır- mıştır. Anadolu, Trakya köylü ve ka- sabalılariyle iş yapanlar, Bahçekapı- sından çarşı içine kadar İstanbul tara- | y fında, şehirliler bilhassa büyük şehir- lerde oturanlarla iş yapanlar - kısmen Bahçekapı dahil - Karaköyden Taksi- grin: $- Padilla: Sörönade — 21,55-22 rınki proğram ve istiklâl marşı , İstanbul : Öğle 12.30 Plâkla türk 8 Neşnya" sikisi — 12.50 Hı dis — 13,05 Plâkla turk müsikisi — 13.31 Muhtelif plâk neşriyatı. 14.30 Taksim dından naklen: Bükreş - İstanbul muhtı leri maçı. Aksa: 18.30 Bayan N SD Neşrıyatı Çocuklara masa 19.00 Osman Pehlivan Tanbure: Halk | kıları — 19.30 B. Ömer Rıza tarafındai rapça söylev. 19.55 Borsa haberleri — Türk Hava kurumu piyangosu Şidesi (Asri sinemadan naklen) — 2 OÖRKESTRA: 1- Ölinka: Yvan Sansa fantezi. 2- Tosti: Pescatore Canta, 3- C pin: Polonaise. 4- Lehar: Eigoynerlibe Rosen: The dansante chez les poup&es, 22.30 Ajans haberleri — 22,40-23 Plâkla lolar, opera ve operet parçaları, ÂAvrupa : OPERA ve OPERETLER: 12 Saarb cken ve diğer alman istasyonları — 1£ ünih — 21.10 Viyana — 21.30 Lil — 21 Strazburg. ÖRKESTRA KONSERLERİ ve SE FONİK KONSERLER 16.30 Berlin p ki Beyoğ . He- | 19.30 Kopenhag — —3 olan benim taburum saatlerce mu-|ropatkin buna “şerefli bir zafer !” | venlerinden tanıyacaktır.,, lâzımdır. mem :ıîıfeneay;ngımmî]lr:xf:r;îî:x:r;îksce ğr“_zo 45 Dm“wh_n Küzrakiİ harebeye hazır bir vaziyette bekle-| adını vermiştir ! Mokok Tag. di; fakat hiç harb edilmedi. Ro- manyalıları bombardıman ettik ve Adil paşa süvarileri ileriye gönder- Eylülün üçünde Lofça ş ind. Lofça'ya yaklaşan Müşirin kuvveti orada rus kuvvetlerile sol tarafta Komüsyoncu ve perakendeci ticaret ve sanayi cihazının önünde pröjektör, küçük büyük pazarlarda asılı fenerler 2 — Müşteri umumiyetle kendisine lâzım olan şeyi değil, hoşuna giden şe- yi alır. Binaenaleyh müşteriye malın lüzumunu anlatmaktan ziyade, malı kaldırım satıcıları bile Mahmudpaşa- dakilere benzemezler. Mokok ğ ODA MUSİKİSİ: 16 Münih — 17 B in. 1 SOLOVKONSERLERİS: l:l.ıISImKOİDI a ar: eĞ : bi Sel Ai ü X ğ A c tanbul komi « |— 15.15 Viyana — 16.30 Stı —18 di. Lâkin onlar gittikleri zaman| yola muvazi ve amud vaziyette mev- gğbıdirler. Birine .gıqılece:k yolu, öte- | müşteriye beğendirmek lâzımdır. cu:“m:uıık bîîy: nî::ı îee?î;::; Stı-ızburs.l SK düşman çekilmiş bulunuyordu. Bu-| zi almış bir kaç mahfuz bataryayı | “İ?e durulacak yeri gösterirler. Dilleri İstanbulda darbımesel halin- tani € memle | gün, burada geçirdiğim günler için-| görmüşler, onlarla bir mikdar ateş| | Bazıları bunları, yabancı istilâ ordu- | dedir, Bir nevi kalabalığa modayı, ih-| Misine yaptıkları tesirler, ithalâtçı, | VETCOLİ SAZLAR (Mars ve sair a 'an Kötüsü olmuştu. teati etmişlerdi. larının pişdarları, ve cemiyet içindeki | tiyacı olanlar lanse ederler. HATACALAI, Ranayiçi 1 kadar mü- 1 ,, — 830 Stuttgart — 12 Hamburg -İardan geldiler ve sefere çıkan kuv- * yorlar. Eylül 5 — Osman paşanım gön- derdiği çerkesler, dolambaçlı yol- wetimizin emniyet ve selâmet için- de bulunduğunu, garb tarafındaki yoldan geri dönmekte olduklarını bildirdiler. Lofçadan kaçanlar geli- Bu kuvvet, akşam üzeri açık tara- fi Lofça'ya karşı bulunuyor, sol ce- nahı da Lofça'nım üç mil şimalindeki Lofça — Plevne yoluna varıyordu. Sağ cenahı da kasabadan beş mil garba uzanıyordu. Lofça'nın şimali garbisinde ve on dört mil bulunan Mikre'ye süratli bir kol ahlâk düşüklüğünün belli başlı âmille- rinden biri sayarlar. 19 uncu asırdan sonra Avrupa ve dünya siyasi tarihi, Amerikanın eko- nomik teşekkülü, Afrika, yıkxn ve ıl- zak şark keleştirilmesi, Avrupa ve uzak şarkta- ki bu günkü müstemleke davaları...ilh.. ilh.... Yüksek sesle ve kalabalık içinde konuştukları için — söylediklerinden Pek az kimse şüphelenir. Anadolu kasabalarında redingotlu köylüler, beyaz boyün bağlı eşraf, ru- ğan pabuçlu memur tipini bunlar yara- tırlar. İçini dışımı kusursuz bildikleri müşterileriyle aralarında nadiren fiat ihtilâfı çıkar, İşi iş diye yaparlar. Az himdir ve ticari, sınat cihazın bugün- kü şartlara göre - bunlarsız işliyebile- ceğini düşünmek imkânsızdır. Nasyonal sosyalistler, iktidara gel- meden önce, sollara büyük mağazaları liser ideceklerini vadediyor- lardı. Yıllardanberi bu vaidlerini ta- hakkuk ettiremediler. Yapamadıkları için kendilerini tenkid etmek aklım- 21.55 Stokholm — 22 Prag ORG KONSERLERİ ve KOROLA — 18.20 g 19 30 Bımımunıter — 20.35 Pnı HAFİF MÜZİK: 6.30 Breslav, Hambı — 8.30 Breslav, Frankfurt, Münih — 9 Berlin — 10.30 Hamburg — 12 Münih 13.15 Keza — 14.10 Frankfurt, Lâypzig 14.15 Berlin — 15 Hamburg — 1540 K Eylül 6 — Kuvvet, sabahleyin| gönderilmişti. Troyan, Lofça ile be-| İnsanların yapamadıkları iyi işler, | kazancı yadırgamazlar. dan geçmez. Yapılabilir bir iş olsaydı, |gart — 175 Münih — 18 Berlin <o 19 B İş mevzilerine döndü. ayı kaybet-| raber dayanabilir ve yahud düşerdi. | Yeya yıptıkhıı_'ı fenalıklar için mazeret Büyükleri ve dükkâncılar mutlâka yafulırdı. SOV?'CU % dapeste — 19.20 Frankfurt — 19.25 Ber; nni tiğimiz için yarım yas tuttuk. | Bu vaziyette askerler, tam bir heye-| “*naları, tarih kadar “':'“W adede- | Coğu hiç bir yerde kayıdlı olînıdıîî- î:ıın Ki edbirle:i:ıj.n b;çmı ıko“îı:lıar HALK mustxtsk: AENd dt ; İit Fakat askerlik bu, ondan sonra ge- | can içinde konaklamışlardı. Çünkü | "idir. Belki bu da, bugünkü beynelmi- | . ; 1..; kazançları, geçimleri nedir? k n y eei 1920 Hambuürg S % |ne keyfimiz yerine geldi. Lofçadan|Lofça susuyordu; Buiyi bir alâ- lel siyasi "h“'ı"ı*h" 17' bunları kimse bilmez. Müesseseler de insanlar gibidir. Do-| “DANS MÜZİĞİ3'22.10 Münik — 28'9n i çekilen askerler, ufak gruplar ha-| met değildi. Ertesi sabah, süvari ke- yaptıklarını tevil için, şöylece uydur-| — ,, — (. vi çalışanları için bile | Barlar ve ölmezlerse mutlaka büyür- | çansa, Milano, Roma — 23.25 London - £ İ Hinde bize iltihak ediyorlar. Yağ-| .: 4, K dukları bir mazerettir. hteliftir. Vergi . |ler. Madem ki ölmüyorlar ve madem | gional — 23.45 Paris - P.T.T. — 24 Sotte Ğ a Sipe a8- | şif kolları, Lofça'nın ruslarda bu- Sanayi inkişafı Avrupaya, Avrupa rivayetler öi ki lar, bü leri hakl: — 0.5 Monte Ceneri — 1 Paris — 1.5 Li ! mur başladı. lunduğunu öğrenmişlerdi. dış pazarlarından çekerek- büyük- bir | 47 oularımçok kazanıp as vergi ver- 1 yaşıyorlar, büyüme arıdır. Ve g — LIS Paris - P.TT. — 1301 | Hâdise şu şekilde olmuştu * Lof-| Müşir, zabitleri topl ye onl 9 per diklerini duyuracak kadar bile kaza- * * * luz. F ğ , plamış â- | servet, bu servetle beslenen ve 19 uncu Tesantmt A k ça Rifat paşanm kumandası altın-| ça şu suali sormuştu : San Ünüeki Barklliş indeliae zestliür namadıklarını söylerler. inin kalite - İi virkomoÜlar! C S A A dı, bat ; z yi ç pazarın muhtaç olduğu elemanı t d:f'_l ı.ğ."fummd: Eylülün :l'_'“fl Mesele enine boyuna tedkik edil.| Eğer ıvrupalılır isteselerdi, bu para :îlıler:m Ğ u:ı:.ıl't:mç yıl öncc ıdzü'ğıildi:- elerinden şikâyet edenler at ha yakından görürsünüz ! ; günü külliyetli bir rus kuvveti gö-| dikten sonra bu suale menfi cevab| ünasebette bulundukla- R i Kendisini bütün ankaralıların y f nmıııü;, telgraf tdlenm kesmiş ve vorılııuıtı. Sol tarafta rus bıııryılı- rı pazarlara da hisseler ayırırlar ve bu m:xlîâwm“dî:îm- Ta_leb ?t ds HSS ;;j:â a :;"Ylî kından tanıdığı Salâhattin Refik'in 1 E ıııuıtıhke_m. mevkileri - bombardı- Si ınovzı *ld'“m '9"' şoseden geri | gayri tabii terakümün sebeb olduğu iç serleri için petrol satarak geçinmiş ol- talebi ,taleb mi arzı nim vasıtamla reklama ihtiyacı olm £ K eai bile, teh -İve dış rahatsızlıklardan kendilerini | "0 O Ki DEĞe Sâlera 0 gee M 9 ©.- | murta mr tavuktan tavük mü yümür -| G inı bildiğim için müşahedemi açı : Ertesi gün, top ateşi yeniden baş- | likeli idi. Sonra rusların esasen bul kurtarabilirlerdi. Snatalar “| tadan çıkar gibi bir şey ! ça söyliyebilirim : Tamıştı. O zaman Rifat paşa, tepe-| yolu işgal etmiş olmaları ihtimali de Iyı ıımlmı', iyi dö’enmiç bir odada |* Kaçl Rockefeller petrol satmasaydı Ame-| — 6 lahattin Refik, bizde yıllardan! | İerden birisini tahliyeye ve yardım| vardı. (Nitekim hakikatte de bu iş- |1 prole- gmkı:îm dşm:ım ça bu | Fika köylüsü romatizmasını çamurla | ; yaDılamıyan bir şeyi yaptı, Avru; ÖS llti VÜŞ a YD y ÖYK CN e mbiym yıpm 3 RM d | Ze Y'Pr;tçx::?ir :.u"îfîîı.”f“â'l." ŞedAYLR devea GÜeeĞİ: dan getirdiği oldukça kalabalık tez) | mecbur olmuştu. Ertesi gün (3 ey-| Bu sebeble bu kuvvet 5 eylül sa-| kendini toplamasa, insanın, “vur kara İnn ve bü mücadele içi “yk ni ları-| —Ben zannediyorum ki; biz de zevk|nat eşyasını bir sergide teşhir et | Tâl b bahı Novoselo, Silkova, Laskar, Ba-| abalıya!,, diyeceği geliyor- , ROCUK YARACI inki i Ve GT TÇ ; a ) â ) sözde general prens İmeretins- Heva” Üzgriğden. Ketğin'e- gölkleti. ” y nın en masum heveslerinden, genç yaş- bir taraflı ınkı’af.edı.yor ve satıcı e <-| Sergi üç gün mü, beş gün mü sür l'— m hk“ !ıı.lnlnne 5 çe gel Bunlar Krişin ile Ternina ırum: da| Ortada olduğ: iti: herkesin kendi- larının en tabit ihtiyaçlarına kadar her | Seriya bu “ı::l'n inkişaf ettiği muhi - bilmiyorum., Kapandığı zaman büt t t yirmi " : ÖRMAR Haa dalai, d d 'ç | beş g.ı,_., doksan iki top, on beş| konaklamış, ayın altısında Plevneye | ni kolay itham ettiği, sanayi ve ticaret | *”? TELA CON DĞ ça ğ Na al mı!a" ıatılmıştı. ĞKD a süvari bölüğünden mürekkep bir rus| gelebilmişlerdi. cihazı içindeki yerini ve vazifesini ek- niçin kazanmasınlar?... Eski eşyalarımızı, bu eşyaları yapan-| — Bilmem söylemek istediğim şeyi : ' kuvveti hücum etmiş ve ııymı bu (Sonu var) 'seriya haksız yere lü ma-| — İstanbul perakende ve komüsy ları, satanları, kullananları, ve bunlar ' latabildim mi ? d li - aa ü n y ğ DAR K L y Genç kız, tatlı bir istihza ile gu.lumııymk ona g'd"' bir dilenci kafilesinin “_'“"““b": karı düş. k bakıyordu. Gözleri “anlad lad i- müştü. Kuvvetle sanıyorum ki bu “Döessse de la K L hpâ dŞ ; g' teyen fettan ışıklarla parıldıyordu ve anlamış ol- Lfb';“ıîomî P""_’"d"'-_) ı!_t’ Jacobin'ler — şefi- k- maktan hiç te dargın görünmüyordu. Arlette'in nin bu Truc'ü sayesindedir ki o anlaşılmayan ke« a v F - ” arkasında pembe ve mavi bir aydınlık içinde bir ilkbahar akşamının Parisi vardı. — XVI — Kızıl renkli adam, saçı sakalına karışmış koca- man başını, rüzgârda siper arayan bir meşale gibi sağa, sola, öne arkaya eğip kaldırdıktan sonra — BİR SÜRGÜN Ki M mekten vaz geçm' biydi. Gözlerini t di cevab veriyordu : >ndi kendine söyleniyor gi- a dikmiş, kendi sualine ken- sunuz ? Takib ettiğiniz gaye nedir ? Bana anlatır- mısınız ? Bu İleri soran ad. inde bariz bir istiğ- na ve istihkar tonu vardı. Doktor Hikmet, adetâ öfkelenir gibi oldu : — Bunda uzun uzadıya anlatılacak bir şey yok, dedi; bütün ihtilâlciler neyi istemişler ve neyi is- tiyorlarsa, biz de onu istiyoruz. yacağım.” Lâkin, karşısındaki, şimdi ona hitab et- onbırydvo“dın 1904 e kadar ne vakalar, ne hâdiseler !.. İhtilâlin içinden Bonaparte diye bir adam çıkıyor. Ihtilâl devrini kapıyor. Yıllarca dünyayı hiç görülmemiş bir zulüm ve terör altın- da eziyor. Bunu milli ıııııhırıbelıf tıkıb ediyor. Mllıl l L ak F ı : ÇE K | ; YAKUB KADRİ rultuları bir gök gürültüsü gibi ufukları tutuyor. Ve saire, ve saire. Hürriyet unvanlı 'bir davâ mı vardır ? Neydi o ? Onun yoluna bir takım kafalar Fakat (hürriyet) gibi bu- ııbıtı-ılıııoıı'ıuı bu uzun ömrü, bu 1,; bu bir realite halinde yaşamak ınıdı, bu bütün boş- luğuna, manasızlığına rağmen kendisine mutlaka bir (doktrin) payesi almak isteyişleri — başkal Krz e e 26 | tHal lime, hürriyet populaire bir put haline girdi. Li. bertö, Libertâ chörie ! Paris külhanbeylerinin ağ- zında bir zampara şarkısı mahiyetini aldı. Zira, bu kelime, cahil yığınlarınm, sokak halkının dima- ğında daima o güzel ve gürbüz karmın image'ını uyandırıyordu. Görüyorsunuz ki, C'est du fFötis chisme pur; c'est fâtichi: pur et simple, dans sa forme la plüus prımıhue Insanlığın mühim davâları mevzuubahis olunca “libido” mu fikirlerime karıştırmağı zavallı Auguste Comte, îş, y daki genç kad öğsüne dayadı ve uyu- — — Hürriyet ! C'est tout â fait dans le style 89. mı kurban edilmemişti ? Neden ? Bir de bakıyo- Kızıl sakallı adam gerinir gibi kollarını arkaya P mağa hazırlanan bir insan mahmurluğuyla yarı Garip şey ! Kelimeler nasıl doğuyor. Nasıl yaşı- ruz lıî_, Şark _deııiloıı bir masal ikliminin içinden uzıül ve başını gı_ıgıune dayadığı lııdın.m k:f:ıu R kapalı gözlerinin arasımdan doktor Hikmeti süze- yor, nasıl bir yerden bir yere gidiyor. Şimdi 1905 (Hürriyet) birden bire gene karşımıza çıkıyor. nı iki elıyl_e eıısuın.deıı yıkılnyıg k:nd.ı yüzüne % rek mırıldandı : deyiz, Madame Rolland : “Ey hürriyet; senin na- Bazı kelimeler, meselâ, (ekmek), (ateş), (su) — doğru çfkt_ı_. Onu, bir kaç kerre, üst üste dudakla- he — Jeune Turc, Jeune Turc... Doğrusu bunun mına ne cinayetler işleniyor 1,, Diye haykırdığı gibi bazı kelimeler var ki, insan hangi devirde ve ?Wdln öptü. Yü a z : 'i." hakkında hiç bir fikrim yok. Ne y k istiyor- günden bugüne kadar yüz on bir yıl geçmiş. Yüz nerede görse şaşmıyor. Derhal tanıyor. Anlıyor. — Ben de “fetichiste” im; fakat yatakta... dedi. ( sevmem, Şu biliyorsunuz, “libido” su- nu “positivizma” sma karıştırınca ortaya ne gro- geliyor. Dünya bır kaç defa taksime uğrayor. Dünyanın her bir köşesinden Aprupaya toplanan yığınları dikiliyor. Bunların boş karınlarının gu- rını bil. ama — beni, doğrusu güldürüyor; hem güldürüyor, hem de kafamı patlatıyor. Bana (hürriyet), müsavi (Allah) gibi geliyor. Klâsik dırdı (Biliyorsunuz, Versailles'a yiyecek istemeğe tesgue bir şey çıkardı ve büyük matematikçi elâle- me ne gülünç bir hatıra bıraktı - bütün o “insaniyet dini” ile, bütün o “aşk mabed” leriyle... Ne diyordum ? Hürriyet. Evet majüskülle Li- (Sonu var) 'H — Yani ? ganimetlerle meydana “büyük endüstri” diye bir idealist lehçelerin baş kelimeleri : berte Chörie, Libert&, 94 ihtilâlcilerinin sokak hal- D — Yani hürriyet istiyoruz. kudret çıkıyor. Büyük endüstri, büyük burjuazi — “İdöe, yahud Allah ve yahud hürriyet ! kı nuırmdı bu bir güzel kndfnm,.bir : aşiftenin h Kızıl sakallı delikanlı esnemeyi andıran bir gü- denilen ve eski Roma pretorienlerine rahmet oku- “Fransız ihtilâli esnasında halk bunun ne de- sembolu idi. Fıkı._t, ne yı_zık I_ıı, ıgı_fte ıle" yıtuı Py füşle : tan sınıfı, geçmiş feodalitenin yerine ikame ediyor. mek olduğunu anlamıyordu. (Çünkü, halk kıyamı- l::ıçkılın oıld.ıı. l-'lııı-ny_el_ ilâhesi de diğer bütün iri- K — Hürriyet mi ? Ne yapmak için ? Dedi. Derken bunun karşısına proletarya namını ver- nın parolası “ekmek!,, di.) Onun içindir kı, Robes- Hi ufaklı f.eh_che ler g.ıbı, tanrılar tanrısı para'nın ü Doktor Hikmet, içinden : “Herif benimle alay diğimiz ve hakikatte ilk-çağ — cemiyetlerinin pierre güzel bir sokak orospusunun resmi altına önünde eğıld_ı çai bir ıımınl_ıı.-, aralarında o ka- ; etmeğe karar vu-ıııı;, diyordu. Ama ben bırakmı- (pleb) inden hiç farkı olmayan bir takım insan “hürriyet”, “hürriyet ilâhesi !” kelimelerini yaz- dar naz ve işve ile dolaştığı lirik ve şeyda sokak

Bu sayıdan diğer sayfalar: