— eera ——— — — *t us - 2 ULUS Cenub Mektubları insanlar ve plajlar Amasya'nın el ması ve bamyası, Bursa'nın kestane- Si ve şeftalisi gibi Adana'nın pamu - u, Mersin ve Dörtyol'un porta- kalı — meşhurdur. Bunu da bize ya memleketin şura - sında ve burasında memuriyet vermiş dostlarımız yahud manavlar söyler. Bunun haricinde çoğumuzun mem - Teket hakkında, uzun boylu bir malü- matı yoktur. Halbuki, gelelim gene ce- ub bahsine burada, Akdeniz'in 1lık sulariyle - Torosların ” güneşe - dönük etekleri arasında dünyanın en güzel parçalarından biri yatmaktadır. Bere- ketli toprak; çam, zeytin ve harnub or- manlar; arkeolojik hazineler; yörük. lerin saf hayatlariyle pırlanta kadar te- bütün miz ahlâkları; sayısız. plajlar bu gündelik hayatınızda Hiniz enfes çerezleri, cem tepsinin üzerinde gibi hep bir arada ve birden karşınıza çıkarıyor. Cenub'a bir kere uğrarsanız, yaşa - dığınızın ve, hayatın ne olduğunun de- il ne olabileceğinin farkına varacak - smız. Hattâ diyebilirim ki, kendinizi yeniden ve bir başka insan olarak tanı- sanız, Lelca markalr yani seri fotoğraf makinesinin üstünlü; larsınız. Çünkü ancak böyle e ile, gözlerinizin gördüğü ihtişama ald detayları dönüşte Ankaraya berabe- rinizde getirebilirsiniz. Bu yolu bir - gün yapmak fırsatını bulursanız, yanı: nıza bol filim almayı unutmayınız. Tabiatta adalet yoktur, derler. Bu- u burada görüyorsunüz. — Dünyanın 'en güzel plâjlarını, tabiat Burağa, — bu sahile yığılış. O kadar çok BİĞj var ki, tünel geçer gibi, plâj geçiyörsünüz. Her plâj iki burnun kayalarıyle çerç velenmiğ. Kumlar, o kadar beyaz ki öpeceğiniz geliyor. Her plâjen, karaya doğru devamı, önce geçtiğiniz yol, da- ha sonra zeytin yahud çam yahud hare nub ormanı, daha sonra Toroslara doğ” Tu yükselen ve ağaçlarının altında üç dört bin senelik tarih harabeleri yatan $0 - 100 kilametre derinliğindeki saha; e sonra da Anadolunun bozkırları önüne bir perde gibi gerilmiş olan karlı To - roslar. Plüjlar arasında, 10.000 kişilik, 3000 kişilik, 1000 kişilik, 200 kişilik 20 ve 10 kişilik olanları var. Kaç kişi iseniz, size buna göre plâj hazırlaya - yım. Sanki burada, / milyarları bulan sermaye, birkaç milyon turistin ifade edeceği bir turizm için bir geni- al mimara muhteşem bir plân ismarla - muş, mimar bu plânı hazırlamış fakat tatbikini bizzat tabiat'a havale etmiştir. İnsanın hayali ile tablat'ın başarısı ara- #sında bu kadar mutabakat vardır. Te kenderun'dan Bodrum'a kadar bu sahil hep böyle devam edermiş. Ben yalnız Mersin ile Silifke arasındaki - parçayı gördüm. Bunun bir noktasında, yaşayan insan kendi içini nasıl dinler ve tabi tın bir güzellik olmaktan çıkarak bir mana halini alan ifadeleri, bu yaşayan Ansanı nastl “sublimer,, eder, buna, ken- di varlığımı kavrarcasna şahid. oldum. Karşıda bir adanın Üzerindeki “kız kalesi,, ni, akşam renkleri, bir — masal yapısı. kadar hayalileştiriyordu. Ben, yarım mil kadar berideki sahilin kaya- Jıkları / Gzerinde - dürüyorum. - Solda, denize doğru ilerliyen çetin bir bur. 'nun - üzerinde, heybetli ve mühte- gem bir harabe yükseliyor. Ankara kalesi kadar var. Çok yakın durduğum için mi, harabenin içindeki diğer yapı aksamını âdeta bütün mimarileri ile gördüğüm için mi, “kız kalesi,, ne ka- dar hayali - ve masalımar görünüyorsa soldaki monumental — harabe o kadar gerçek ve diri bir tesir yapıyor. Belki de şundan: bu harabenin hemen ard plânındaki sırtların üzerine, — tarihin ihirli eli bütün bir şehri — nakşetmiş. Bütün evleri, sokakları ve mozoleleri Plüjlar arasında, 10.000 ki; 1.000 kişilik, 200 kişilik hattâ 20 ve 10 kiş lik olanları var. re plâj hasırlayayım. Sanki burada, mil$arları bulan bir sermaye, bifkaç mi fade edeceği bir turizm için bir genial mimara muhteşem bir plân ısmarlamış, mir hazırlamış fakat tatbikini bizsat tabiat'a hava- de etmiştir. İnsanın hayali ile tabiat'ın başarısı arasında bu kadar mutabakat vardı Kaç kişi iseniz, size buna — gö- yon turistin isti- ar bu plânı Yazan BURHAN BELGE lifke üzerinde, güneş, Akdenize gömü- Tüyor. “Kız kalesi,, saray harabesi, şehir harabesi, koyu gümüşü gövdelerini ka- ranlıklara gömen Toroslar ve Akdenizi bana bırakıyormuş gibi çekilen - güneş karşısında, ellerimi göğsüme, götürüp kendimi yokladım. Bocklin'e ismarlıya- mıyacağım kadar fantastik bir dünyanın ortasında, yapayalnızdım. Tehhalığı e- limle tutyordum. Ve kendi ömrümün bu bir kaç dakikasını bir su nasil içilirse, bir Ççiçek nasıl koklanırsa, bir yemiş nasıl yenirse, bir sevgili nasıl okşanırsa, böyle tadıyordum. Bir ulvi egoyizm cerbesi . Tabiat, bendeki insanı, tak- leyi vim santinin bütün zincirlerinden kur - tararak, çözmüş, azad etmiş, kapup koyuvermişti. Birkaç dakika için. Bir- kaç dakikam için. Benim dakikalarım. Kendim. Kendimi kendimin - tanımam Halimi anlatabildim ise, 0 birkaç hidayet dakikasında, her günkü ve alel- 'ade kendimden tamamen — geçemedim tamamen ayrılamadım, demektir. “Yanımda arkadaşlara döndüğüm za- man, şu sözleri söylediğimi hatırlı- yorum; — Yükü, bu ne tenhalık? Burasr bif zimse; bürayr hemen işgal edelim. Gerçekten, mağrür Toros'lardan her kıyısında bir ayrı millet ve ayrı mede- niyet ile tanışan — Akdenize kadarki #ahanın içinde, o romantik akşam sa- atinde, bir bizler vardık. Bir keresinde “yalnız, yörükler ve develeri geçti. Hal- buki “kız kalesi,, halbuki “saray hara- bes körlere dönmüş evleri ve en çok - &: da ve solda uzanan plâjlar, bize anlı yorlardı ki, bu dünyanın en güzel nok- tasında, bir zamanlar, bahtiyar ve akıl- 1 insanlar Sevlerini kurmuşlar, kız” sevip kı- zan yetiştirmişler, tarla ve bağlarını » halbuki Korikos şehrinin bakar 16/1/ 1937 İ€ H BERLERİMİZ İstanbulda İstanbul, 15 (Telefonla) — Türkku- gu İstanbul şubesi bugünden itibaren ka- yıdlara başlamıştır. İnönü kampına gir- miş bulunanlardan orta mekteb mezunla-| ı hava gedikli mektebine, lise ve daha yüksek mekteb mezunu olanlar da doğ- rudan doğruya ihtiyat zabit mektebine alınacaktır. Derslere iki ay sonra başla- macaktır. Dış ve iç bakanlerımız, B. Fuat Ağralıyı ziyaret ettiler İstanbul, 15 (Telefonla) — Dış ba- kanı B. Tevfik Rüştü Arasla, iç bakanı ve parti genel sekreteri B. Şükrü Kaya dün öğleden evvel, soğuk algınlığından yahatsız bulunan finans bakanı Fuad Ağralıyı ziyaret etmişlerdir. Öğle yeme- #ğini Perapalasta yiyen bakanlırımız tek- rar Dolmabahçe sarayına dönmüşlerdir. Sayaçların kontrolu Elektrik, hava gazı ve du sayaçla- riyle taksimetreler ve başkaca her tür- Jü ölçüler hakkında halkın - herhangi bir gikâyeti varsa, süratle neticelendi. rilmek Üzere, ölçüler ve ayar müdür- Tüğüne bildirmesi rica edilmektedir. Halkımızı yakından alâkadar eden bu meselenin dikkat —ve hassasiyetle takib edilmesi memnuniyete değer bir hâdisedir. ——— mişler, ummuşlar bulmuşlar ve yaşa - mışlar ölmüşlerdir.. (1). Bu hakikati, herhangi bir dilsiz hö- yüğe söyletmeğe Tüzum yoktur. Güzel Akdeniz dalgaları ile boydan — boya plâjlar ve ormanlarla — işlenmiş olan Anadolu kıyıları, bunu her gün biribir- lerine, yüksek sesle anlatıyorlar. Bana bu anlatış, bir çığlık gibi geldi. Ne duydumşa, ağzekonu anlakmıp bulunu - yorum. Osmanlı imparatorluğu, türk insanı u nasıl kendi haline bırakmış ise, Ana- dolunun tabiatını da, öylece, rüzgârla- ra ve kurda kuşa havale etmiş. Ve bir tek Korikos şehrine dört beş biribirinden muhteşem su bendinin neler getirebil- miş olacağını bile düşünmeğe Tüzum görmiyerek o güzelim sahilde bir yol bile yapmamış. Ancak şimdi, Cumhu - riyet, bu işe başlamış bulunuyor. Mer - sin ile Silifke arasındaki yolun hemen üçte ikisi zevkle sökülüyor. Fakat on- dan sonrası, yani Lamas ile Silifke'nin arası Korikos plâjlarında yıkanmış olan insanların bıraktıkları gibidir. işlemişler, tanrılarına kurbanlar kes - inya - olacağını tabii tahmin “Ancak bu saatin hususiyeti 2 gram 13 aantigram ağırlığında ve 2,5 milimet. ve nısıf kutrunda - olmasıdır. Dünya- n en küçük saatinin sahibi pek v- fak tefek olmıyan prenses Juliana. dir. Ya otomobiller böyle ürkselerdi! Bir haber: “Bir arabanın ürken atları İstanbul köprüsü üstünden Ke- tencilere kadar halkı heyecana verdi 've iki kişiyi çiğniyerek yaraladı., Bir, köprüden Ketencilere - kadar olan yolun uzunluğunu, bir de bu a tası olan otomobili dü- #ününüz. Ya onlardan biri böyle ürk- #eydi de bu uzun yol üzerinde önüne &eçip durduracak kimse bulunmasay- rın nakil vaz ile, karşımda duruyor. Ve sağımda, Si dit Taymisin Ankara hakkındaki güzel bir yazısı Londra, 15 (A.A.) — Ankara halkın. da yazdığı uzun bir makalede, Taymis gazetesinin Türkiye muhabiri bilhassa diyor ki ; “— Azkaranın henüiz imar ve inki- gaf balinde bulunduğu zamanlara aid güçlükler ve mahrumiyetler bugün orta- dan tamamiyle kalkmıştır. Yeni, sağlam ve kullanışlı binalar yükselmiştir. Bu- gün bu yapılar bitince Ankara, şarki Avrupanın büyük merkezleri” ile kıyas edilebilecektir. İstanbul ise, yeni Tür- kiyenin eski Türkiyeden tamamiyle ay- rılmış olduğunu daima hatırlatacaktır., “Taymis gazetesi, modern Ankaranın güzel fotograflarını neşretmektedir. LASTİK FABRİKATÖRLERİ 'TTOPLANDILAR İstanbul, 15 (Telefonla) — İstanbul- daki iâstik fabrikatörleri bugün sanayi mülettişi Daniş tarafından çağrıldılar. Kendilerine niçin çalışmadıkları sorul- du. Yapılan tetkiklerin sonunda müfet- tiş vekâlete takdim etmek üzere uzun bir rapor hazırladı. Fabrikatörlerin iddiasına göre bu ay makinelerin temizlenme ayıdır. Ameleye iş verilmemesinin sebebi bundan ibaret- tir. Fakat diğer bir iddiaya göre de hü- kümet kauçuk ithalindeki takas usulünü kaldırırsa ve kauçuk istihlâk resmini in- dirirse mesele halledilmiş olacaktır. Netice İktisad vekületinin vereceği karara bağlıdır. İstanbul yüksek iktisad ve - ticaret mektebi mezunları cemiyeti bugün saat 16 da elli beşinci yıldönümünü / kutla- İplik ithalât resimleri yeniden indiriliyor Piyasada başgösteren iplik buhra: nnt önlemek / maksadiyle — dışarıdı getirilen iplikler üzerine mevzu güme Fük resimlerinde yapılmış olan tenzi. dâtm meveud darlığı gideremediği anı Taşıldığından bu ihtiyacr karşılamak ür ere gümrük * 366 A ve B Pozisyonlarına giren ipliklerin n nux Maraya kadar olanlarına” (on mumara dahil) mevzu tenzilâttan evelki güm tük resminin yüzde doksan, cadan yirmi numaraya kadar olanlarına (yir- mi dahil) mevzu> tenzilâttan evelki gümrük resminin yüzde — elli, yir den yirmi dört mumaraya kadar (yirmi dört dahil) olanlarına mevzu tenzilate tan evelki gümrük> resminin yüzde o tuz tenzili ve daha yuk 367, 368, 369 ve 370 incf maddelere dar hil iplikler için 2/5570 mumaralı karası name ile kabul edilen tenrilât nisbetler n muhafaazsı İcra Vel tince kabul edilmişti: Yabancı dövizlerin vasati türk lirası karşılıkları Damga resmine tâbi evrak ve sencik der sikrolunan yabancı paralarını türk parasına çevrilmiş altr aylık vasatilerini bildiriyoruz. Yabancr paralardan | mayas 997 tarihine kadar bu vamatilere göre dacmga resmi alınacaktır. Pransız Srangı € kuruş yirmi beğ para, dolar 126 krti diret 82 kuruş, belga 21 kuruş n para, drahmmi bir kuruş altı para, isviçte fran 1 33 kuruş 35 para, leva altmış para Secin 76 başek bti Daama a karaz 35 para, zloti 3 kuruş 25 para, pengü KA MLAYERİ Dağyes aei » 35 para, peçete T0 Bacuk b mak üsere Karpiç salonlarında bir top- | k a (mark S0 kuruş yirmal beş panı “'_wnn 36 Karşılıksız kalan klering hesabları Aramızda kliring veya benzeri an- Jaşma bulunan memleketlerle olan husu- si takaslarda, ihracattan evvel yapılan ithalâta karşılık, altı ay zarfında muka- bil ihracat yapılmadığı takdirde bu müd- detin ikinci bir altı ay daha uzatılması 've bu müddetin bitiminde dahi ihracat, yapılmadığı takdirde Cumhuriyet mer- kez bankasma yatırılmış olan ithalât be- dellerinin umum! kliring hesabma nak- lolunması İcra vekilleri heyetince ka- () Bischolf'un ANKARA'sından . Bir tabı muvaffakiyeti Her zaman lâzn - olan ve lâzim olduğu zaman da bir türlü hatırlan. mayan bir takım. bilgileri bir arada toplayan muhtıra, takvim, almanak cinsinden ve ucuz” risaleler tedarik etmek istedik. Bize Takvimi Ragıb'ı tavsiye ettiler. Fazla söz söylemiş olmamak için, bu takvimi hazırlayana ve 'ye edene teşekkür ediyoruz. İhtiyar balığın yavrularına verdi. Bi dersi — Asya öyle bir nehirdir ki Af ka ile birleşerek Avrupaya akar. (Çin karikat rarlaştırılmıştır. Yarın oynanması lâzım gelen Fe- nerbahçe - Galatasaray ve Beşiktaş - Güneş futbol /maçları, havanın bir haftadanberi yağmurlu devam etme- 'sinden dolayı mevsim sonuna biırakı- Jacağını İstanbul gazeteleri yazıyor. lar. Bu maçların hep güneşli yaz gün. lerinde yapıldığına biç dikkat ettiniz mi? Diyorlar ki futbol, yazdan çok kış #poru olduğu halde, “büyük,, denilen kulüplerimizin maçlarını yaza isal ettirmek hususundaki 1srarıma sebeb, fazla seyirci ve dolayısiyle de yüksek yüzdeler temini arzusudur. Buna, tabü, hiç birimiz inanmayız. 135 sene sonra kıyamet! dar düdüğü ne vakit ötecek? , Bir stikçi, amerikalı Mister Brovn, buna cevab veriyor: 135 sene sonra; çünkü bu zat verimli ve verim. siz toprakları nüfus artışmı, kalan- ları ve ölenleri iyice hesaplamış ve şu neticeye varmıştır:. 135 sene sonra cihan aç kalacaktır. Açlık da kıyamet demektir. 25 para, ingiliz Tirası 625 İütüŞ Musır lirast 650 kuruş, rüble 23 kuruş 30 para, Türk -İtalyan ticaret anlaş- ması gümrüklere tebliğ ediliyor Gümrükler umum müdürlüğü yeni b talyan ticaret ve kliring anlaşmasını ba- günlerde gümrüklere tebliğ edecektir, BİR KADIN KOCASINI ÖLDÜRDÜ İstanbul, 15 (Telefonla) — Yemişte Kemerlihanda Nedime isminde bir kadın beraber yaşadığı 45 yaşlarında İrfanıt ekmek bıçağiyle öldürmüştür. Nedime- 'nin suçu işlediği zaman aşırı derecede sarboş olduğu tesbit edilmiştir. Nedime tevkif olunmuştur. Tahkikata ehemiyet le devam edilmektedir. İSTANBULDA HALA KAR YAĞIYOR İstanbul, 15 (Telefonla) — İstanbak da kar halâ dinmemiştir. Bununla bera ber soğuk şiddetli değildir. Bugünkü ha- raret derecesi vasati sıfır, en az sıfırın altında 2 derecedir. - Vaziyete göre bu halta içinde hava ayni karakteri muhar faza edeceğe benziyor. Memleketin ber/ tarafından buraya gelen haberler yurdumuzun şiddetli bir kaş geçirmekte olduğunu bildirmektedir. İHakak İlaimi ya; : kurumunun | Sekizinci konferansını ! Ankara ve İstanbul Hukuk Pakül- İ İ İ teleri profesörlerinden B. Sadri Maksudi Arsal Bugün saat 15 de Ankara Halkevinde verecektir. Mevzu: Mülkiyet hakkı; mahiyeti, tarihi ve sosyolojik rolü