4 Ocak 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 6

4 Ocak 1937 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

: f Haftanin Spor Hareketleri Ankarada futbol maçları, kış sporları ve atlı yürüyüş yapıldı. İstanbulda futbol lik maçlarına devam edildi Muhafız Güct (Başı 1. inci sayfada) kazandığına muhakkak nazariyle bakı- yordu. Gençler birliği, takımda ufak “bir değişiklik yaptı. Oyunun şekli de hal değişti. Hasan ileri atıldı. Haftay — amin sonuna doğru Çankaya kalesine, gü- — zel bir inişle topu soktu ve takımının İlk sayısın kaydetti. Maammafih vaziyet — 21 gene Çankaya lehinde.. İkinci haftayimda Gençler birliğini — Gaha şevkli, daha ateşli ve nefesli gör- —— dük. Mütemadi ak.nlar karşısında Çan. kaya müdafaası çok müşkül vaziyetlere — düşüyordu. Çankaya artık hücumu bı- — rakmış, müdafaaya çekilmişi — ) Bu vaziyet 20 dakika kadar sürdü. Sonra Gençler birliği, sıkışan Çankaya müdafaasını da yarmakta - zorluk çek- mediler. Niyazi ve Hasanın, âdeta biri. biri arkasına şütleri, Gençler birliğine — düç gol daha kazandırdı. Vaziyet birinci — haftayimda 2-0 Çankaya Jehinde iken 42 Gençler birliği Tehine dön. / Ve maç... bu netice ile fuhafız Gücü sahasında: Harbiyelilerin de iltihakından son- 'a kuvetlenen Muhafız Gücü ile Anka- Y Gücünün karşılaşması - beklendiği — mundaki Balıkgölü ovanın mühim bir ser- / vet kaynağıdır. Buradaki - dalyanlarda Pek çok balık tutularak pazarlara sevk- edilir. Buradan göle kadar uzanan çayır — ve sazlıklarda yazın pek çok hayvan / beslenir. Kırıkhan İskenderun - Haleb yoliyle / gimalde Hassadan gelen yolun birleşti- — ği noktadadır. 1918 de türkler burayı | kaza merkezi yaptıkları zaman bir kaç 'evden ve kamış barakalardan ibaretti. Fakat bu isabetli değişiklik sayesinde “Kırıkhan kısa bir zamanda büyüdü, 4000 nüfuslu bir kasaba oldu. Şimdi Amık 'ovası üzerinde en büyük ve en işlek mer-| kez burasıdır. Reyhaniye ve Bilan nahi- yeleri ile şimalde Hacılar nahiyesi ida- teten buraya bağlıdır. Akgölün garbinde Karamurt nahiyesi de kısmen ova köylerini ihtiva eder. Bu kısımda ova darlaşır, fakat” dağlardan “gelen akar sular buranın — zenginliğini artırır. Nahiye merkezi Kızıldağın ya- amaçları üzerinde Avakiyedir. Sancakta ransızların seçtiği bütün yeni — idare gerkezleri gibi burada da gayri türk “unsur ziyadedir. Halbuki etraf tamamiy. le türk köyleridir. Ovanın cenubunda Ası ırmağı birçok menderekler yaparak akar, Antakya, Reyhaniye yolu burada Cis- rihadid - Demirköprü mevkünde ırmağı geçer. Akgölün fazla suyunu Ası ırma. Hina akıtan Karaçay ile Demirköprü arasında küçük göller ve ırmaklar ba Takça çok zengindir. Hasılt Amık ovası zirat kabiliyeti zi- '“yade olan fakat bataklıklar dolayısiyle *kâfi derece istifade edilemiyen bir yer- dir, Türkler buralardan kısmen iyi cins “hayvan yetiştirmek, kısmen de hububat / ve meyva yetiştirmek suretiyle işlemek. “tedir. Buranın müstahsil unsuru - türk- lerdir ' Fransiz menbaları Kırıkhan - kaza- #ında 25 bin nüfus gösteriyor ki hakikt / Mmikdarın çok daha ziyade olduğu şüp- hesizdir. Ovanın nüfusunu 50 bin ola- zak alacak olursak büyük bir hatâ yap- / Müş olmayız. kalesi önünde.. Bibi çok heyecanlır oldu. Ankara Gücü takımı, Yaşar, Abdi, ve Bilâisiz sahaya çıkmıştı. Maç, hemen hemen mütevazin geçti denebilir. fik haftayimda, çetin bir dişme sonu Ankara gücü 1-0 galibdi. Fakat bu galibiyeti / ikinci / hafta- 'yimde muhafaza edemedi. Muhafız gü- cünde yeni görülen / oyunculardan bil hassa orta akıner Ali Rıza, orta yardım. e İsmail dikkati üzerlerine çekiyorlar. d Buna mukabil Ankara gücünün a - kıncı hattr dün oldukça bozuk işledi. İkinci haftayimde Muhafız Gücü ka- desine bir gol daha yepabildilers. de Muhafız Gücünün güzel, kominine ve teknik oyununun bir haftayim içinde 3 gol kaydetmesine mani - olamadılar ve maç 32 Muhafız gücünün - galibiyeti ile sona erdi. Muhafız Gücünün atlı yürüyüşü Mubhafız Gücü binicileri dün Göl- başındaki telsiz istasyonuna, gidip gel- me, altmış kilometre tutan bir yürüyüş yaptılar. Saat 9,30 da — istasyontepede toplanıldı. Elli beş kişilik bir kafile.. Her nedense, atlı yürüyüşler av biniş- leri kadar sporcu toplıyamıyor. Bini cilerin çoğu, heyecanlı, kısa av binişi- ni, uzun mesafelerdeki yürüyüşlerden daha çekici buluyor. Halbuki saatlerce terinde kalarak aşılan kilometrele- rin binicinin kudret ve mukavemetin. deki faydalı tesirleri, herhalde birkaç hamlelik dörtnaldan aşağr değildir. Muhafız alayı Yarkomutanı Yarbay Sezainin idaresi altında harekete geçil- di. Ahlatlıbel üzerinden yürünerek şo. seye çıkıldı. Yolun bütün uzunluğunca buzdan, çok kaypak bir hal alması yüz- ünden zaman zaman, âdeta yürüyüşte bile düşenler oldu. 'Tam öğle vakti tel- size varıldı. Burada hazırlanmış olan masalarda iştiha ile yenilen “yemekten sonra biraz dinlenildi. Saat 13,30 da dö- nüş için yola çıkıldı. Göl kıyısını takib ederek Mehya köyüne varan kafile bu- radan Çankaya » Ayrancı bağları yolu ile şehre döndü. Dinçlik veren, temiz kış havası hiç kimseye yorgunluk du- yurmamıştı. Güzel bir spor günü - ge- girmiş olan biniciler neşe ile dağıldı dar, At Kayak sporu Dün, yüze yakın sporcu Harbiye sırt. darında ve yine bir o kadar genç de Dik- men arkasında kar ve kayak sporları yapmışlardır. Dikmene giden - kayakçı- Jarın elli kadarını Atatürk enstitüsü be den terbiyesi talebesi teşkil ediyordu. Bunlar, hocaları B. İlyasla beraber gel- mişlerdi. Gençler. birliği ve Altınordu. kayakçıları da Harbiye sırtlarında iç der. Ziraat enstitüsü talebeleri, halkevi sporcuları ve bir çok ecnebiler de Elma dağın gitmişlerdi. Türk spor kurumu başkanı B. Halid Bayrak, Harbiye sırt. larında ve Dilemen arkasında, kayak #poru yapan gençlerin vaziyetlerini tet- kik etti. Dün, kayak sporu yapanlar rasında ziraat müsteaşrı B. Atıf ve spor muntaka başkanı B. Ziya da vardı. Cuma ve cumartesi günlerinde, yıl- ULUS Başbetke TATBİK KIYMETİ (Başı 1. inci sayfada) mahiyeti anlaşıldığından beri, ıstırab artmıştır. Cenevre görmen- lerinin, orada, halk kalbinden ne kadar uzaklaştırılmağa çalışılacı ğını bilmiyor değiliz. Fakat biz hakikati muzaffer kılmak için her türlü imkânları kullanmağa ka- rar vermişizdir. Bize söylenen her perde - cümlenin arkasında sakla- dığı iç manayı bilmekteyiz. Çün- kü bu mesele ile bizim alâkamız, başka hiç bir alâka ile kıyaslana- Bir anlaşma yolu arayanlara, bizi bu anlaşmanın ancak tatbik kıymeti, yani bugüne kadar süre- gelen tecrübenin tam aksi ve zıd- dı netice verecek olan açık ve kati mahiyeti meşgul etmekte oldu. ğunda tereddüd bile etmesinler. olmadıkça, hiç bir şey Falih Rıfkı ATAY — ——— başı tatilinden istifade eden gençler ka- 'yak sporu yaptılar. Türk maarif cemiye- ti okulunun orta ve lise talebelerinden 40 kadar genç; T. 8. K. nun temin et #i kayaklarla Dikmen sırtlarına gittiler. Harbiye civarında kayak talimleri ya- pan bir başka grupun arasında sayın başbakanımız İsmet İnönü'nün çocukla- ı da vardı. Hattâ bir aralık başbakanı- mız da gelmiş ve kayakçılarımızın talim- lerini seyretmişlerdir. İstanbulda maçlar İstanbul, 3 (A.A.) — İstanbul liki futbol şampiyonası maçlarına bugün de devam edildi. Hava açık ve çok müsaid- di. Bununla beraber müsabakaların ya- pıldığı Taksim ve Şerek stadları ada- makıllı çamurlu idi. Galatasaray 3 — Vefa 0 Günün ilk maçını Galatasaray ve Ve- fa takımları yaptılar. Müsabaka birden- bire çok sert başladı. Bunun neticesi o- Jarak ilk beş dakika içinde Galatasaray. ı Gündüz ile vefalı bir müdafi hakem tarafından sahadan çıkarıldılar. İki ta- kım oyunun sonuna kadar ona kişi ile oynadılar. Galatasaray ilk devrede hâkim ve te- sirliydi. Bunun neticesi olarak üç güzel gol yaparak birinci devreyi 3 - O bitirdi. Galatasaraylılar ikinci devrede de hâ- kim idiler. Fakat isteksiz bir oyun oynu yarak Vefa müdafaasının işini kolaylaş- fırıyorlardı. Nitekim bu devrede fazla sayı çıkaramadılar ve maçı 3 - 0 bitir. diler. Fenerbahçe - Güneş.. Sıra büyük maça gelmişti. İki takım çok bekletmeden birlikte sahaya çıktılar ve şiddetle alkışlandılar. Güneşlilerin ilk tehlikeli akınını 14 üncü dakikada oldu. - Danişten ileri pas alan Rasih birdenbire ve bu Fener kalesine sarktı. Vaziyet Rasihin ilerle- mesine ve bu hücumu bir şutla tamamla- Masına çok müsaid görünüyordu. Fakat Rasih öyle yapmadı ve topu Salâhaddi- ne geçirdi. Salâhaddin, beklemediği bu pası iyi kontrol etmmeden şut attı. Gerçi mesafe yakın ve şut da kuvvetliydi. Fa- kat vuruş hesabsiz - olduğu için Hüsa- meddin mağlub olmadı ve iyi bir plon jonla topu kesti. Devrenin sonlarına — doğru - Fener. bahçeliler daha ağır basmaya - başladı. lar. Güneş müdafaası gene bozgun ver- meden çalışıyor. Fenerlilerin daha te- Sirli olmaları için Naci ile Esadın to- Pu ayaklarında ezmemeleri lâzım. Pa. kat bu iki iç muhacim, çamur deryası içinde bir türlü / tutturamadıkları bu diribling tecrübesini bir türlü terkede- miyorlar. Bu vaziyet ber şeyden evel takımları aleyhinde oluyor. ve- bütün takımın gayreti verimsiz kalıyor. Birinci devre bu şekilde golsüz bitti. 26 ıncı dakika: Fenerlilerin üstüste hücumlarla Güneş müdafaasını bunalt. tıkları görülüyor. Cevad'dan bir pas a. lan Naci, vole bir şutla topu — kaleye gönderdi. Cihad, topu avuta gidecek diye kımıldamadı. Fakat şut kale di ğini sıyırarak ağlara takıldı ve fenerli- ler galibiyet sayısını kazandılar. 4 SONKANUN 1937 PAZARTESİ İspanyol harbında k arışmazlık meselesi v |Königsberg hâdisesi, diplemasi mahfillerde kaygı uyandırdı Berlin, 3 (A.A.) — Diplomasi mah- filler, Königsberg - Soton hâdisesi dola- yısiyle son derece endişe izhar etmekte- dirler. Bu mahfiller bu hâdisenin Al- manya'nın İspanya iç harbının enternas- yonal bir anlaşmazlık ha ine gelmesine mani olmak için diğer devletlerin har etmekte oldukları arzuya iştirak et- mek istememesinden korkmaktadırlar. Yarı resmi Korrespondans Diploma- tik hâdise hakkında şöyle diyor: İspanyadaki kızıllar, Almanyanın en- ternasyonal hayatta mutad ve zaruri saydığı üsüllere dönmedikçe yani Palos gemisine — yapılmış — olan suz şiddet — hareketini medikçe Almanya da mukabil ted - birler “almaktan geri — durmayacak- 'tır. Alman mahfilleri, diplomatik teşeb- büsler sırasında bu usulün mutad olma- dığını kabul ve teslim etmekle beraber İspanyadaki şimdiki vaziyet ve usul ve gartlar karşısında klasik usüllerin yet- mez olduğunu kaydetmektedirler. Yabanct diplomasi mahfilleri ise tamtersi ispanyol iç harbında Almanya tarafından atılan ilk toplar dolayısiyle büyük bir endişe izhar etmektedirler. Bu mahfiller diplomatik teşebbüslerin hakiki bir harb nümayişi ile teyid edil mesinin usulden olmadığını bildirmekte- dirler. Bu mahfiller, bu gibi hâdiselerden ve hattâ bunların daha ağırlarından zarare İ olan diğer devletlerin, bu gibi usullere baş vurmamış. olduklarını ehemiyetle kanun » tamir et- kaydetmektedirler: Sovyet Rusya, Kom- somof hâdisesinden sonra aynen muka- belede bulunmağa kalkışmamış ve Fran- sa, bir tayyaresini — kaybettiği ve bir fransız vatandaşı telef olduğu zamanı 'yalnız normal yoldan diplomatik protes- tolarda bulunmakla kalmıştır. Berlin, 3 (ALA.) kanlığı, alman harb gemileri tarafından hücuma maruz kalmış olan ispanyol ge- milerinin bir tane olmayıp iki tane oldu. #unu bildirmektedir. Dünkü nota, So- 'ton hâdisesinden başka bir hâdiseyle a- Tâkalı bulunmaktadır. Vaşington, 3 (A.A.) — Senato diş encümeni reisi B. Pitman, gazeteci — Propaganda ba- dere salı günü köngre açılır açılmaz iç harb halinde bulunan memleketlere gön- derilecek silâhlara ambargo konmasını ve amerikan - tebaasında - bulunanların harbeden devletlere aid gemilerle seya- hat etmelerinin mencx ceğini bildirmişti Paris ispanyol elçiliği, alman, iddiasını reddediyor Paris, 3 (A.A.) — İspanya elçili neşretmiş olduğu bir tebliğde Palos ve Soton hâdiseleri hakkında Almanya ta- rafından ileri sürülen delilleri red ve cerh etmektedir. Bu tebliğde, Palos ge- misinin kara sularında araştırılmış oldu- Hu tasrih edilmekte, ancak aks ki olmuş olsa bile bu araştırmanın ka- nuni olacağı ilâve olunmakta ve 1907 tarihli La Hay anlaşmasının bir fıkrası- 'na işaret edilmektedir. Mukavelename- min bu fıkrası, ziyaret hakkı bitaraf bir memleketin kara sularında - kullanıldığı gibi, açık denizde ve muharib bir mem- deketin hakkıkazasına tâbi sular içinde kullanılabilir, şeklindedi devletler hakları hakkın- Pol Foşil, devletler hakları hakkındaki eserinde 1912 tarihinde türk-italyan har- bındanberi içinde araştırmalar yapılan ti- caret ger gemiyi zapteden devletin| her hangi bir limanma götürmenin usul haline gelmiş olduğunu yazmaktadır. 'Tebliğde amerikan iç harbınım teşkil etmekte olduğu örneğe dayanarak hat- tâ iç bir harb sırasında tatbik edilmesi mümkün olan bir hukuku düvel kaide- inden bahsolunmaktadır. Her halde Palos gemisi, karışmazlık anlaşmaları hükümlerini bozmuştur. Ka- ra sularında Soton gemisine karşı yapıl- miş olan zecri müameleye - gelince bu hareket ispanyol cumhuriyetine karşı bir harb hareketi ve İspanyadaki harbe açıktan açığa bir müdahale hareketidir. D.N.B. nin bir tebliği Berlin, 3 ÇALA.) — Volkişer Beo- bahter gazetesi, bask hükümetinin teb- diği tersine olarak Gualaraia limanında hiç bir alman harb gemisi bulunmadığı hakkında D.N.B. ajansının tebliğini ilk sayfada belirtmektedir. Palos vapurunun tutulmuş olan ha. mülesi geri verildiği ve enternasyonal haklar tersine esir edilen ispanyol teba- ası iade edildiği dakikada, muvakkaten müsadere edilmiş olan Aragon ispanyol vapuru serbest bırakılacak ve Almanya tarafından bu hususta artık başka hiç bir tedbir alınmıyacaktır. Bu da bir başka hâdise Bayon, 3 (A.A.) — Âsilerin üç ge misi, Lanşov'in beş mil açıklarında git- mekte olan bir fransız gemisini takib ve bombardıman etmiştir. İspanyol gemile- ri, yirmiden fazla top atmışlardır. Hü kümet tayyareleri, meseleden haber a- hir almaz hemen bunları araştırmağa gçıkmışlardır. Bilbao'da kurşuna dizilen alman tebaası Berlin, 3 (A.A.) — Güvenilir bir. çok gahitlerin ifadesine göre, Bilbao'da harksist makamlar geçen ikinci teşrine de Lothar Güdde adında bir alman teba- asını idama mahküm ederek kurşuna dizmişlerdir. Siyast mahfillerde bu is damın bir katil hâdisesi olarak telâkki edilmesi lâzım geldiği söylenmektedir. Hüdise nasıl oldu? Bayon, 3 (A.A.) — Alman kaynak- Jarından verilen haberler, bask hüküme. tini, Gudde ismindeki bir almanın sathi bir muhakemeden sonra idama mah- küm edilmesi ile itham eylemektedir. Bilbaoda 9 ilk kânunda cereyan eden muhakeme sırasında ita edilen ve bilâ- hare “bask arazisi içinde meşru hükü- mete karşı düşmanca hareketler,, baş- hkle bir risalede neşredilen resmi ma- lümata göre, Renanyada Barman şehrin- de 9-10-1917 doğmuş olan ve bekâr bu- İunan Güdde, son $ ilk teşrinde Orçan- diano cephesinde, elinde silâhlı kuman- da ettiği bir müfrezeyi hükümet kuvvet- lerine karşı sevkederken yakalanmıştır. 9 ilk kânunda mahkeme tarafından mahküm edilen Gudde, iki gün sonra dam olunmuştur. Aralarında - Vollfand von Kepel izminde başka bir almanla Herman isminde bir isviçreli de bulunan diğer on maznun işe ayni günde müeb. bed hapis cezasına mahküm edilmişler. dir. Meksikadaki ispanyol elçi Vaşingtona gitti Meksiko, 3 (ALA.) — İspanya elçisi B. Orgaz, zevcesi ve kıziyle birlikte tay- yare ile Vaşington'a gitmiştir. Elçinin B. Delosrios'a iltihak ederek B. Ruze velt'den İspanya'ya silâh gönderilmesi 'ne müsaade edilmesini ve bazı memleket- lerin âsilere yaptıkları yardım hakkında tahkikatta bulunmak üzere İspanyaya bir heyet gönderilmesini istiyeceği zan- nedilmektedir. Meksika elçiliğinin neşrettiği tebliğ Vaşington, 3 (A.A.) — Meksika el- giliği neşrettiği bir tebliğde, Meksika. 'nın İspanya'ya göndermek üzere silâh satın aldığı memleketlere bu silâhları ne maksadla aldığını evvelâ bildirmiş oldu. #unu bildirmektedir. Meksika fabrikala- rında yaplan mühimmat İspanya'ya gönderilmemiş ancak başka / yerlerden Satın alınan mühimmat bu memlekete sevkedilmiştir. İki fransız gazetecisini kim öldürdü Paris, 3 (A.A.) — Dış bakanlık müsteşarı B. Piyer Vieno, İspanya elçi- ini kabul etmiştir. Elçi müsteşara Şa- ta ve dö Lapre ismindeki iki fransız ga- zetecisinin bindikleri tayyarenin hangi gartlar içinde düşürülmüş olduğuna da- ir bir nota vermiştir. Bu notaya göre bu husustaki şehadetler kati değildir. Mü- tecaviz tayyarenin hükümet hava kuve vetlerine mahsus kırmızı şeridler taşt. Mması bu meselede müteber bir delil sayı. lamaz. Çünkü üsiler de tayyarelerine bu işaretleri takabilirlerdi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: