İstanbuldaki dünkü maçlar Muhtelit takım çok güzel bir oyundan sonra Boçkayı 5-7 yendi Hilü, İstanbuda yapılan son Boçkay - türk muhteliti takımı arasındaki maçın 3-0 aleyhimizdeki neticesinin tesiri al- tındayız. Olimpiyadlara kaç gün kaldı? Sonra, bu alınan netice? Arkadaşlarla, radyo başında — İst bulu arıyoruz. Nihayet beşi çeyrek ge- ge, İstanbulun saat sesi derinden derine gelmeğe başlıyor. Biraz sonra $piker Taksim stadyumundan, galiba alman aporu hakkında bazı şeyler anlatıyor. — Parazitle karışık uğultu.. Bu uğul: tunün arasında şpikerin konferansı. Beli #il alâka maçın üzerinde toplandı; gin, konferansı, maç gibi parazitin için. den kurtarmak akla gelmiyor. Şpiker birdenbire susuyor. Taksim enteresan bir mevzudur. Fakat a- stadyumundaki halkın uğultu halinde gelen sesleri gittikçe yükseliyor. Şpiker, hayret, diye şaşıyor. Çar- Şamba olmasına rağmen pazar günkün- den fazla kalabalık! Btrafına bakınıyor. Acaba balkona ümler var?. Sıra ile, eski kaleci Ulvi, apor meraklısı Bu arada Boçkay takımı yavaş ya- vaş çıkıyor. Hip, hip, hip.. sesleri. Tam takımla çıkan macarlar halkı selamlıyor. Balkonda bulunanlara gelelim. Kü- tahya mebusu B. Naşid Uluğ, Muhafı; Alayı Kumandanı Yarbay İsmail Hakkı Tekçe, T. S. K. Genel Sekreteri B. Ni- zamettin. Elciliklerden de gelenler kim Sovyet elçiliği erkânı el yahanla birlikte gelmiş balkonun orta- 'Sında yer almışlar. Balkonun - ucunda oturmuş olan gazeteciler B. Abidin Da- 'verle birlikte takımımızı merakla bek Jiyorlar. Dehşetli bir alkış başladı. Kırmızı beyaz formalarile türk muh- telit takımı çıkıyor. Saat beş buçuğu bir geçiyor. Maç başlamak - üzere, her iki tarafın oyuncuları sahaya girdiler, Pa- Ta atıldı. Acaba bizimkiler hangi tarafı alacaklar?. Belli değil. Çünkü Taksim meydanı tarafındaki kale önünde kendi kalecilerine şüt çekerek ayaklarını a- Jıştırıyorlar. Nihayet bizimkilerin Tak- Bim bahçesi tarafındaki kaleyi aldıkla; rranlaşıldı. Türk muhteliti şu şekilde teşkil e- ümüşti. yanında Cihad Yaşar Hüsnü Reşad — Hakkı — İbrahim Niyazi Said Gündüz Şeref Fikret Hakem: Şazi Tezcan Düdük öttü. Maça beş buçuğu üç ge- çe başlandı. Bir iki paslaşmadan sonra, top Reşadın ayağına - geçti. Reşad hiç beklemeden sağ açık Niyaziye derin bir pas yerdi. Niyazi var hızıyla topu sür- meğe başladı. Fakat macar sol muavi- ni bu inişi kesti. Gayet seri bir oyun Oynanıyor. -Macar muavininden topu kapan Hakkı, Şerefe, Şeref de Fikrete pas verdi. Fikret önündekileri atlata- Yak on altı pas çizgisini geçti ve ka- Tenin önü de karıştı! Spiker helecandan konuşamıyor. Bir şeyler söylüyor: Kat halkın alkış ve gürültüsünden an! ——— ———————— Tetrika: No: 98 Evlilik ve Otes Yazan: JAK ŞARDON Türkçeye çeviren: Nasuhi BAYDAR Alber her sözünün arkasında, karısını kendisine hasretmek, kendi zevkine tâbi kıl- Mak, herkesten sakınmak ve gizlemek isti- yen kocanın müstebidce ve dar görüşünü sez- Mekte olduğunu sanıyordu. Alber, âlemden Uzak yaşamadaki saadeti övecek olursa bu makul düşünüşte ihtiyarlamış, kadınların tanımamış oldukları serazad hayattan he- vesini almış erkeğin yorgunluğunu görüyor- du. Akşam beraberce bir yere gittikleri za- man Alber de farkettiği bıkkınlık Bert'i si- nirlendiriyordu. Dışarı çıkmadan önce kü- Şüğün sıhatini sormak Alber'in âdeti idi. Al- kayıdsızlı- ederdi. Bert de bur rkek kendi huzu- istismar eder ve ka- ber karısma çocuğı #indan dolayı serzini dan su neticeyi çıkarırı "W için analık hislerini hakkındaki gilmiyor ki. Muhakkak - olan bir şey warsa, © da, topun kaleye girmiş olma- sıdır. Hakikaten ofsaydden Fikretin fevkalâde canir ve aynı zamanda kafa ve şuurla hareket ediyorlar ve böyle oyna- dıkları için karşılarındakilere hiç fır- sat vermiyorlar. İlk hücumlarımızı hep sağdan yapı- yoruz. Gene top Niyazide. Niyazi ilerli- yör; macar müdafii topu keseyim der- ken körner yapıyor. Niyazinin çektiği korneri macar müdafii kafa ile çeviri- 'yor. Ancak top macar kalesinden bir *türlü uzaklaşamıyor. Bir ân için bu tazyik çemberinden kurtulur gibi olan macarların akınını Yaşar keserek, Niyaziye pas veriyor. On- dan sonra Niyazi Gündüze, Gündüz Saide, hiç bekletmeden bir pas veriyor. Gol! spi- ker, kaleci çıktı, Said yakından topu plâse ederek dokuzuncu - dakikada ilk gol oldu! diyor. Oyun başlar başlamaz, tekrar yamet koptu. Kim kime pas veri Sil indiler diye düşünmeğe vakıt kal madan, Güğdüz, onuncu dakikada, ikin- ci golu atıyor. Macarlar fena vaziyette. Tribünler- de bir kaynaşma var; bir gürültüdür. bütün etrafı kapladı Sağdan yaptığımız hücumları sola geçiriyoruz. Oyun macarların nısıf sa- hasında oynanıyor. Arada bir bizim ka- lemize doğru akın etmeğe kalkısan ma- carlar, müdafilerimizi aşamıyorlar. Oyunun on beşinci dakikasındayız. 'Top Niyazide. İlerliyor on altı pas çiz- gisinde Gündüze pas veriyor. Bu pas vermesi ile müthiş bir uğultunun baş- Jaması bir oluyor. Meğer, kaşla göz a- rasında Gündüz pası Niyaziye iade e- ir kı Hücum hattımız mükemmel — de fevkalâde işliyor. Müdafiler - ufak bir falto yapmıyorlar. Akın üstüne devam ediyor. Macarlar oyunun tini pek kara gördükleri için, sinirleni: yorlar, gözleri bir şey görmüyor. Favul- lere başlıyorlar. Macarların en tehlike: Ji oyuncusu Markoş. Müdafi mükemmel oyunu karşısında ilerlemek imkânını bulamayan macarlar, uzaktan güt çekmeğe başlıyorlar. Oyun ya ortada veya macar- kalesi önünde oynanıyor. Oyunun aleyhlerin. de bir hezimet halini alması ihtimali ol duğunu sezen boçkaylılar, sıkr ve sert oynamağa başladılar. Oyunun 40 ct dakikasında, Gündüz güzel bir pas alıyor. Kalenin önüne top- Janmış olan macar oyuncularının arasın. dan sıkı bir şütle dördüncü golü atıyor. Bu golden sonra, oyun başladığı za- man, macarlar güzel bir iniş yapıyorlar, Sağ açıkları topu derinlemesine açı: yor. Kalemizin önü boştur. Cihad da acele ederek vakitsiz bir çıkış yapıyor. dını, her şeyden vaz geçme yaşı gelinciye kadar kendi tabiiyeti altında tutar. Bert'in gülüp eğlenmek için son zamanlarda duy- Makta olduğu cazibeye, isyan hissi, kendi is- (i tiklalini istemek arzusu karışıyordu. Toplantılarda bulunmaktan zevk duyup duymadığını anlamağa çalışma- makla beraber davetlerden kaçınmak için de bir sebeb bulamıyordu. Bu mevzusuz ve se- vimli konuşmalardan, bu nezaket ve gülüm- ordu. Alber'i gözetmeksizin çekiştirdiği bu âlemde türlü muhitler, kültürleri ve yaptıkları işler bakı- mından biribirine hiç benzeme: verici insanlar keşfediyordu; mütalealar şa- hıslara göre değişiyor, hakikat daha az cid- di, hayat daha verimli ve yükü daha hafif görünüyordu. Ve bu suretle Bert, kendisini tâbiiveti altında bulunduran inhisarer zihni- yetin, tazyikini üzerinde daima hissettiği tefekkürüne tamamiyle uygun bulmadığı bir tek düşünüş tarzının keder verici hükmün- den biraz kurtulduğunu sanıyordu. seme muhitinden hoşl: Bir akşam bir misafirliğe gitmek Üzere taze ve kuvvetli bir B. Blum silahsızlanmış Avrupanın Milletler Cemiye- tinden doğcağını söyledi Cenevre, 1 (A.A.) — Asamblenin bu sabahki toplantısında, başkan Van Ze- eland dün italyan gazetecileri tarafın- dan vukua getirilen hâdiseleri takbih et- miş ve sükün ve nizama riayet edilece- #ini ilave eylemiştir. B. Leon Blum, irat ettiği “nutukta Renin tekrar askeri işgalini hatırlatmış ve demi -Avrupa Fransanın da askeri mu- kabelesini bekliyordu. Bu askeri işgal hak bakımından bir tecavüz demek ol- makla beraber fransız topraklarına do- kunulmamıştı. - Hududlarına — veyahut kendisi tarafından teminat altında bu- Tundurular ” hudüdlara dokunülsaydı, Fransanın o zaman da böyle hareket e- deceğini kim farzedebilir? . Kanlr fransız ihtilacları hakkında- ki iddialar, iftira ve hezeyandır. Büyük bir değişiklik yapıldı. Fakat şiddete başvurulmaksızın. Fransa ” müttefik bir - surette, tak- sim kabul etmez barış istiyor. Şimc Avrupa bir barış Avrupasr değildir. Her tarafta silahlanılıyor, yeni bir harb- dan bahsediliyor ve savaş zarını kulla- 'nan uluslar. vecibelerine sadık bulunan- Tara tekaddüm etmektedirler. 1914 den evelki Avrupa tekrar kurul- muştur. İşte milletlerarası teşkilâtla ö- nüne geçmek istediğimiz tehlike bu- dür. Milletler cemiyeti bir başarısızlığa uğramıştır. Fakat bunun sebebi pakt de- ğil, paktın geç ve sarih olmıyan bir şe- kilde tatbikidir. Bundan dolayr paktım vecibelerini kuvvetlendirmek elzemdir. Biz buna hazırız, fakat Milletler cemi- yetinin vazifesini akademik bir istişare 'rolü derecesine indiren her türlü for- mülü reddedeceğiz. Milletlerarası ka- nuna olan sadakatimizi icraatla isbat e- deceğiz, Ve aynı arzu ile duygulu olan devletler arasında itimadı tarsin için hiç bir şeyi esirgemiyeceğiz. Karşılıklı yar- /drm muhakkak olmadıkça silahsızlanma Çekilen şüt aleyhimize bir gol kazandı. Tiyor, Haftayimin sonlarına doğru vazi- yet, Türk muhtel Bir iki karşılıklı sücumdan — sonra İkinci haftayim başladığı zaman, ta- kımımızda ufak bir değişiklik yapıldı. Anlaşılan oyuncuları deniyorlardı. irdi. Rebii sol yası Si buldu. Son dakikalarda sıkıştırmağa başla- yyan macarlar hiç bir netice alamadılar. Şpiker, yanımdaki misafirler © kz dar mahzun ki, vaktim olsa / kendileri ne acıyacağım. Eğer bu haftayimde Fu- ad hep ofsayd durmamış olsaydı, belki bir çok fırsatlar göle cevrilerek muhte- Titin kazandığı göllerin sayısı da daha yükselirdi.,, diyor. hakikaten dinlenmedin. fark fakat alâka Şimdi Bert, biraz yürüyünce veya gün bi- tipte akşam olunca, gene o eski yorgunluk- larını hissediyor, sabahları geç uyanıyor, öğleden sonra biraz uzanıyor ve faaliyetsiz- likten dolayı kendi kendine itab ediyordu. Kolayca sinirleniyordu, halinden memnun değildi ve cesareti sanki kırılmıştı. Evinden dışarı çıkmak istememekle beraber kendisini evelce eğlendiren şeylere karşı bugün aynı duygusu olmadığına kızıyordu. Kendini de- ğişmiş ve ihtiyarlamış buluyordu. Bir ziya- ret kabul etmek ve bu ziyarette kederini bel- li edivermek fikri onu bütün gün üzüyordu. Andre'den başka kimseyi görmez oldu. Bir gün salonda görüşürlerken gözlerine hücum eden yaşları gizlemek için yerinden fırladı. İnsanlardan rahatsız olduğuna, herkesten nefret ettiğine ve sadece yalnızlıktan zevk madıkça da tam bir kollektif emniyet de yoktur. Beka bir yarın hazırlamak lâzımdır; bunün içindir. ki, Milletler cemiyeti, muhalif hareketlerde bulunmuş olan devletlere, bu istikbalin hazırlanması- 'na azmetmiş olup olmadıklarını sorma- dıdır. B. Blum, bir iyileşme alâmeti olan ilyan muhtırasından dolayı memnu- iyetini bildirmiş ve Almanyanın ingi- uallerine vereceği cevabın da Av- rupanın barışçı binası için bir hareket noktast teşkil etmesini temenni eylemiş- tir. B. Blum sözlerini, herkesin taze ve tensik edilmiş bir Milletler cemiyetin- de silahsızlanmış Avrupa icin müşterek çalışmaya hâdim olacağr ümidi ile bi- türmiştir Muğlada zeytin mah- sulü çok iyi olacak Muğla, 1 ÇA-A.) — Zeytincilik vilâ- yetimizde gün geçtikçe inkişaf etmekte- dir. Nisan başlangıcından haziran 15 ine kadar 130 bin delice zeytin aşılanmıştır. Aşı mevsiminden evvel geçen ağaç dik- me zamanında, bütün il içinde 15.300 zeytin ağacı dikilmiştir. Zeytin bakım teşkilâtınin kuruldu- Bundanberi vilâyet zeytinci köylerinde zeytinciliğe karşı büyük bir heves uyan- amıştır. Aşt mevsimi sona ermiştir. Vilâ- iyet zeytin bakım mütehassıs ve memur- Jarı zeytin bölgesinde yabani ağaçları tesbit ve zeytin bakım devresi için örnek zeytinlikler ayırma ve zeytin ağaçlarına musallat olan haşarat ve hastalıkları ta- yin işleri ile uğraşmaktadırlar. Bu yılki 'zeytin ürünü zeytincilerin vüzünü gül- dürecek kadar iyidir. Ankara telefon * direktörlüğü Ankara telefon direktörlüğüne - ve- kâletinde bulunan B. Said tayin edil- miştir. POLİSTE; Saffetin otomobili bir çocuğa çarptı 423 numaralı otomobilin şoförü Saf- fet, Bendderesinden Köprü istikamet de ilerlemekte iken 11 yaşlarında Nedi- meye çarparak sağ ayağından yaralan- masmna sebebiyet verdiğinden hakkında tahkikata girişilmiştir. Bir kadın bir erkeği yaraladı Umumi kadınlardan Hasan kızı Lüt- fiye, demirci Kâmili çakı ile sol bacağın- dan yaraladığından yakalanarak adliye- ye verilmiştir. ü Acemi bisikletçi -dıvara çarptı İstasyonda Abdurahman Nacinin ma- rangözanesinde çalışan - Halil, bisikletle Divani muhasebat önünden Akköprüye doğru giderken divara çarparak sol ka- şından yaralanmış ve tedavi edilmiştir. du, yordu. odasına gi Konserler: #a 2130 2130 zis Oda müziği: a— n 2310 Tiyatro: Opera, Operet : zLas Dans müziği: Radyo Kolonyal: (25 m. 24) 17ıs 18 1930 n— 2130 Daveatri: (19 m. 662 isas 18.30 19— 20— 2030 2110 z— 2235 2305 Belgrad: (49 m. 18) a— zL1s 2230 ü— 18— 19— 19:1s 205 2030 2130 ——— ——— ——— ——— giyinirken birdenbire duyduğu yorgunluk dolayısiyle elbisesini, çorablarını yırtarcası- na çıkarıp attıktan sonra yatağa giren Bert- bu halini gören Alber: — Tabii idi bu, dedi, küçüğün doğumun- dan sonra hiç ihtiyatlı hareket etmedin, hiç aldığına kendi kendini inandırdı. Her taraf- 'tan dalkavukluk, yalan ve kötü yüreklilik se- ziyordu. “Münasebetlerimiz hakkındaki son- suz tenkidleri, ğiyle göz ö Eski fena günlerin bazı hayalleri, Alb: in bir sözü, bir tavrı birdenbire zihnine gel yor ve eski ıstırablar gene beliriyordu ve Bert hükmü veriyordu: “Beni hiç bir vakit ütün bunların sebebi de bu sevgi- sizliğidir!” Bu tahminlerden kurtulmak için kızının 'or, sütnineye birçok şeyler s0- ruyor, çocuğu kucağına alıp yemeğini yedi- riyor, giydiriyor ve bütün bu hareketlerle sanki kalbi doldurduğu söylenen ana sevgi sini kendinde duymak istiyordu. Beşiğin zerine iğilip bu sessiz ve hareketli küçücük mahlüku seyrediyor ve sanki tatlı bir kür hassası ile doh nin içine dikilip hemen başka tarafa çevril veren bu bakıslardan mana çıkarmak- istle Bu akşam Avrupa İstasyonlarında ” dinlenebilecek seçme program Ç Ankara saat ile ) İsviçre A. (Senmf, orkestra) Strasburg (Şubert) Hilversum (Şan) Lüksenburg (Keman) Hilversum IL ÇOda müziği) Liyon (Tiyatro - mendelson) Viyana (Triyo - Brahma) P.T.T. (Boulard Cet set illes) R. Paris (Faust) Droitwich Londra, Berlin $ Kopenhag Viyana Droitwich KISA DALGALAR — * Haberler ; Konser Radyo - Jurnal Konser Haberler Plâk Örkestra Habetler Oda müziği Vazyete Orkestra Varyte Dansing Viyolonsel Bu Akşam Fransızca haber tanında edebiyat) Konser ve Türkçe haber Müzikli reportaj Yarın Sabah İlk haberler ve sabah konseri Ankara Radyosu Orkestra senfonik plâk neşriyatı Hafif musiki Ajans haberleri Karışık müzik İstanbul Radyos Dane muüsikisi (plâk) Haberler Mühtelif plâklar Sıhhi kenferans: D. Salim Ah - met Çalışkan tarafından Stüdyo orkestraları : Son kaberler Saat 22 den sonra Anadolu Ajan- sının gazetelere mahsus havadis servisi verilecekt iş gibi bir an gö (Sonu var) |