Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ON ALTINCI YIL. No: 5008 Adımız, andımızdır olarak 7. TEMMUZ 19535 PAZAR Londra, 6 (A.A.) — Kıral, ilk defa hava mareşali üniformasını giy- miş olduğu halde 360 süel uçağa geçit yaptırmıştır, U Her yerde 5 kuruş HAVA HATLARIMIZ İÇİN HAZIRLIK Ankaradauçuşlar başladı Hava hatları genel direktörü, nasıl çalışı - lacağını (Ulus) a anlattı Gezinti uçuşları bugün de yapılacak Bayındirlik Bakanlığı hava hatları genel direktörü Bay Şev - ket, dün yapılan gezinti uçuşları sırasında, uçak alanında, hava hava hatları çalışmaya başlamıya- caktır. Ankaradaki gezinti — uçuşları hakkında da Bay Şevket demişt' Baymdı?lık Bakamı da uçak al, hatlarımız hakkında nasıl bir ça- l düşünüldüğünü kendisin - den soran bir yazarımıza şunları söylemiştir? — Biliyorsunuz ki hava hatla- “rımız şimdiye kadar sübakanlığı- "na bağlıydı. Şimdi Bayındırlık mü- nakalât yönetgesine — verilmiştir. Bugün ilk hedefimiz, hava servisi- ni biran önce açmak değil, hatla - rım aksamaden ve arası kesilme - den düzenli o'arak devamı imkân- larını hazırlamaktır.. Bunun için her şeyden önce Ankara, İstanbul gibi önemli merkezlerde uçak a - lanlarını düzenlemeye, uçakların, herhangi bir hadisede, verle de - ğetini sağlamak için telsiz ve va sarl istasyonları yapmıya çalışa - cağız. S Hava yolları örgüsü için bir proje hazırladık, bugün incelen - mekte olan ve henüz bir karara —bağlanmamış bulunan bu projeye göre memleket içinden geçen hat- Tarın İrak, İran, Atina, Haleb gibi dıs merkezlere bağlanması düşü- nülmektedir. Henüz alacağımız yeni uçak - ları ısmarlamadık, bunların tipi ve şekli üzerinde araştırmalar ya- pıyoruz. İsmarlandıktan sonra bu uçakların elimize geçmesi en çok bir, birbuçuk aylık bir iştir. Hal - buki ondan önce bitirilmesi lâzım gelen işler çok daha fazla zaman İster. Bu işler bitmeden memlekette — Bu gezinti uçuşlarını hazır- lamaktan gayemiz halkta uçma - va karşı alâka ve s&vgi uyandır Atatürk anısrı Üzerinde blr'uçık maktır. Aynı zamanda pilotları - mızın işsiz kalmamasını ve idman- lr bir halde bulunmasını sağla - mış olacağız. Bu küçük gezintileri (Sonu 5 inçi sayıfada) ._X Uçaktan Ankaranım görünüşü Italya - Habeşistan Dava, Laheyde yargıç komisyonunda ko - nuşulurken, Amerik a da; bunun, Kellog paktına uygun olarak kotarılacağını umduğunu bildirdi Lahey, 6 (A.A.) — Habeş hü- kümetinin delgesi olan, Paris hu- kuk fakültesi profesörlerinden B. Gaston Jez, dün Şevenimgen'de toplanan yargıç komisyonu karşı- sında Habeşistan'ın tezini anlat - mıştır. Görüşmelerin özü olan Valual hâdisesi, Habeşistan'la italyan So- malısı arasındaki hudud meselesi- ni uyandırmaktadır. Habeş tezi 1908 tarihli italyan - habeş andlaşmasiyle Valual'ı ital- yan somalısı sınırlarından yüz ki- lometre ötede gösteren gene İtal- ya'da basılmış haritalara dayan « maktadır. Habeş tezi İtalya ile Habeşis - tan'ın;, 1908 andlaşmasiyle, sınırı toprakların üzerinde çizmek yü - kenine girişmiş olduklarını ve 1910 da karışık bir komisyonun bu işe başlamış bulunduğu halde geri kaldığını da hatırlatmaktadır. Habeş tezi uzaklığından dola- yı Valual'ın sınırın davalı kısım « larına giremiyeceği savasındadır. Baron Alcisi, Cenevre'de İtal- ya hükümetinin sımır çizme işleri- ne şimdiki dava kotarıldıktan son- ra devam etmeğe hazır bulundu -« ğunu ve fakat yarğıç işi bitmeden buna yanaşamıyacağını söylemiş- tir. Habeş hükümeti adına Bay Jez- de gene Cenevre'de hükümenle - rin, davanın kotarılmasında etke olabilecek bütün hadiseleri göz önünde tutmalarında ısrar etmiş - tir. Bu da sınırlara ilişik andlaş - ma ve uzlaşmaların yorulması de- mektir. (Sonu 2 inci sayıfada) XukRarda: Habeş imparatoru Haile Selâse Aşağıda: Baron Aloizi Binici subaylarımız 'geliyor Sofya, 6 (A.A.) — Nis, Ahen, Budapeşte ve Viyana'da yapılan arsıulusal at yarışlarına giren ve İstanbul süvari binicilik okulu direktörü Albay Cavad'ın komu - tanlığında bulunan yedi türk sü - vari subayı bugün 11,45 de İstan- bul'a gitmek üzere Sofya'ya gel - mişlerdir. Türkiye süvari genel is- pekteri General Mürsel de kendi- leriyle yolda birleşmiştir. Türk subayları sınır durağı o - lan Drağoman'da Sofya'daki türk ataşemiliteri B. Necati tarafından karşılanmışlardır. Sofya durağında Türkiye elçi- liği örkünleri ile aynı yarışa giren on bulgar subayı tarafından se - lâmlanmışlardır. Türkiye elçiliği işgüderi Bay Favor türk - bulgar subayları şe - refine bir öğle yemeği vermiştir. Saat 13 de türk subayları İs - tanbul'a doğru yollarına devam etmişlerdir. Ve hareketleri sıra - sında durakta Türkiye elçiliği ör künleri ve bulgar subayları tara - fından uğurlanmışlardır. Paris Büyük Elçimiz B. Lavalle görüştü Paris, 6 (A.A.) — Başbakan Bay Laval dün öğleden sonra Türkiye Büyük Elçisi Bay Süuad'ı kabul etmiştir. | | İstanbul telefon sos - yetesile görüşülüyor İstanbul Telefon sosyetesinin hükümetçe satın alınması için Ba- yındırlık Bakanlığiyle sosyete a - rasında başlamış olan görüşmel devam etmektedir. Sosyete Bayın- dırlık BakanlIrğının önergelerine cevabını vermiştir. Komisyon bu iş üzerinde çalışmaktadir —a Peri tenis şampiyonu Vimbledon, 6 (A.A,) — Tenis final tek erkekler: Peri 6/2, 6/4, ve 6/4 ile Fon Kram'ı yenmiştir. Kronik. Biz gazeteciler,, ATAY Biz gazeteciler, aklın en iyisi - ni kendimize ayırmışızdır. En doğru biz düşünürüz. Devlel adamları ve bütün yurddaşlar, bü- tün işlerde gazeteci aklını kılavuz olarak almalıdırlar. İç ve dış sıya- saya, ekonomiye, Finansa, endüs - triye, tecime, sanat ve fikir işleri - ne, her şeye bizim aklımız her - kesten dahâ iyi erer. Gözlerin en iyisi de bizdedir? Gazeleci gözü en uzağı, en yakını, var olanı, olmıyanı, havada uçan, yerde gezen, suda yüzen herseyi herkesten iyi görür. Kelebek ka - nadının hiç bir rengi gözümüzden kaçmaz. Televizyon kuvveti * ile, memleketin öbür ucunda kerpiç bir oda içinde işlenen kusurları görürüz. Hiç bir yaratığın burnu, gaze - teci burnu kadar koku almaz. Ge - leceği, olacağı, yapılacağı masa - mız üstündeki çiçek gibi koklarız. Gazeteci kulağı, bin kulak kutv- vetindedir: yumuşak toprak üs - tünde yürüyen karıncanın — ayak sesini, damarların içindeki kanın akışını duyarız. Çenemizi övmeğe bile lüzum görmem: Saatta yüzbin basan ro- tatifler, fıçılarla mürekkeb, va - gonlarla kâğıd sözlerimizi alrış ga yetişmez. Biy küçük, son derece küçük bir kusurumuz vardır: Herkesten istediğimizi kendimiz - yapmayız. Ondan daha ufak bir eksiğimiz de türkçeyi az bilişimizdir. Hani şu 240 kelime yok mu, onların bir türlü içinden çıkama - yız. Tam 48 gün gazetemizde: “bu kelimeleri kullanmayan yazı - ları gazetemize kabul etmeyiz!,, diye yazarız.Fakat tecim ye- rine ticart, döndü — yeri- ne avdet etti demekte devam ederiz, Büyük harb zamanı, bir gece Ada'da Namık İsmail, Çallı İbra - him ve ben sandalla geziyorduk. Bütün deniz ay ışığına boğulmuş- tu. Namık'la ben kürek çekiyor - duk. Çallı da sandalın arhasında aya ve sulara bakıyordu. Bir ara- lık derin derin içini çekerek: — Çocuklar, dedi, siz benim ye - rimde 'olup duyduklarımı duysa - nız, kendinizi denize atardınız. Ben sordum: — Peki sen niçin kendini atmı yorsun! ” — Siz bana bakmayınız,dedi. Siz de, sevgili okurlarım, siz bizim aklımıza, gözümüze, kula - Şımiıza, t hepsine tanrıya inanır gibi inanı- nız, febat kize bakmayınız! B bDur €, Havalarımızın erkinliğini sağlamak üzerimize düşer büyük ve ulusal ödevlerimizden