ULUS Alman deniz silahlanması karşısında İngiltere V ; Z Almanya, ordusu ve hava kuvvetle- rl bakımından, Versay andlaşmasının beşinci bölümünü bozdu. Andlaşmanın devniz hükümleri üzerine olan şartları da çok geçmeden bozulacaktır. Almanya, deniz kuvvetlerinin, İngilterenin kuv- vetlerinin yüzde 36 sımı bulması gerek- tiğini şimdiden söylemektedir. ... Harpten önce alman donanması o zamanki ingiliz donanmasının yüzde 56 gırt buluyordu ve çok kuvvetliydi. AL macyanın o zaman S0 zırlılısı, 60 kruva- görü, 135 destroyeri ve BO torpidosu vardı. Ayrıca birçok denizaltı gemile- rine tahib olan Almanya, bunlardan yalnız 40 tanesine malik olduğunu söy- küyordu. Bilindiği gibi, Almanyaya yalnız bir kaç eski zırhlı brrakılarak bu donanma- nin en büyük kısmı Skapa-Flovda batı- rıddı. Bırakışmadan (mütareke) sonraki on yal içinde Almanya bifçok güçlükler i- çinde bulunduğu için önemli bir deniz programını gerçekleştirmeği düşünemez- L Bu on yıl içinde yalnız bir gemi ya- pıldı. Bu, 1925 de denize indirilen ve B tane 15 posluk topu olan 9600 tonluk Emen kruvarörü idi. Ancak, bundan sonraki 5 yıl içinde Almanya andlaşmanın çerçevesi içinde yeniden bir harb donanması kurmağa çalışmaştır. Emden'den sonra yapılan her gemi, andlaşmanmn hükümlerine iyi- ce uygundu ve alman mühendisleri izin werilen tonejı en iyi şekilde kullanmak için çok hüner göstermişlerdi. Bu suretle, 1929 dan 1931 € kadar Almmamnya her birinde 9 tane 15 poslak vopu bulunan 4 tane 6000 tonluk kruva- »öe yaptı. Gene bu devre içinde almanlar *“cep — kruvazörleri, nden birincisini yezyâta koydular. Bu kruvazörler harb gemileri inşaatini altüst etti, Bil- diğimiz harb gemilerinden çok çabuk we topları heıhangi bir kruvasörün top- Yarından çok daha ağır olan bu gemller, wfak olmalarına rağmen bakikiğ birer kruvazördür. Bu gemilerin tezgâha konulduğunu gören Pransa, yeni bir kruvazörüm in- şasını kararlaştırmakla buna hemen 04 wap verdi Şimdiki a'nan donanmasaıın iki ta- me “cep kruvazörü,, vardır. Üçüncü bir kruvazör bir yıla kadar denize indirile- cektir. Ayrıca da iki tanesi daha tcz- göhtadır. Bu gemiler, çalışmakta olan gemilerdca daha mükemmel olacağa benzemektedir. Bundan başka Almanyarıın, yakrıda donatımına başlangcak olan £ tane kuv- yetli ve mödern kruvazörü vardır. Des- troyerlere gelince, Almanyanın bu ge- milerin en moderü kiplerinden (tp), fakat başka donanmalarınkine göre da- Ba ufak olan 12 tane destroyeri vardır. Başka jer de yapılmaktadır. Versay andlaşmasiyle yapılması yasak — edilen denizaltı gemilerine gelince, Almanya- mın bu gemilerden de yaptırmağa başla- dığını biliyoruz. Bütüri bunlardan anlaşılacağı Üzere alman donanması, 1940 da ingiliz donan- masının yüzde 35 ini bulacaktır. Bu sonuca varmak için birçok belli büşlı hadiseleri göz önünde tutmak ye- ter. Versay andlaşmasınm beşinci bö- Tümü büsbütün bozulunta Rayhş büyük kruvazörler yapmağa başlryacaktır, Fa kat maliğ durumu ona yılda birden çok olan, şimdiki köylerin yaşama şartları- mı eyileştirmek işi ayrı ve urzun bir ko- nuşmaya değer. (3) Celecek yazımırda başka memleketlerin ağgrar politik ala- Hında yaptıklarını birkaç rakamla gös- termeğe çalışacağız. (3) Bu sorum üstünde şimdilik, “Ülkü,, mecmuasının 27 inci sayısında çıkacak “Köylü ve Köylü Ökosomisi, Başlık!: yazımırzı salık veririz. gemiyi tezgâha koymak imkânını ver- miyecektir. 5 tane “ceb kruvazörü,- nün kıymeti, bir karb sırasında, 3 ceki ingiliz kruvazörününkine deştir (mü- Savi) ve alman gemilerinin bizimkiler- den epöy “gença olduklarını unutma- mak ta gerektir. çex Almanyanın gemi yapma erki (kud- reti) pek büyüktür. Son yıllarda te- cim (ticaret) filosunun çabuk artması da alman — tezgühlarının GÜznomal bir çalışma yapabildiklerini gösterir. Öte taraftan, şimdiye kıdar hep 180 milyon markta kalmış olan alman deniz büdce- sinin birdenbire 233 milyon marka Çı- karılması da gösteriyor ki donanmayı büyütmeği programının güdülmesine başlanmıştır. Almanya en çak 3 yıl içinde yani nomal zamanda bize göre iki yıl daba eksik bir zamanda, yapıl- mas: en çapraşık gemileri yapabilmek- todir. İşin asıl önemli tarafı şudur; ÂAl- manyanın, elde etmek istediği tonaja warmak için kullanacağı devre içinde İngiltere hiç gemi — yapamıyacaktır. Çünkü, gümdi meriyette olan anlaşma- ler İngiltereyi 1937 ye kadar gemile- Yinl arttırmamak zörumda (mecburiyet) brrakmaktadır. Gene bu anlaşmalara göre, eskimiş birkaç gemiyi mu'nafaza etmemiz gerektir. Bunların yerine, an- cak 1937 de tezgüha koyabileceğimiz gemiler geçecektir; © surette ki bu ta- rihten başlıyarak birkaç yıl içinde in- giliz tezgâhları yalnız caki gemilerin yerine yenilerini yapmak için çalışa- taklar ve donanmamuzın hakikiğ tona- İr artmıyacaktır. Halbuki bu devre içinde Almanya kendisine Tüzumlu olan tonajı çabıcak yapacaktır. Bu tonaja varıldıktan son- ra da Almanyanın donanmasını yeni- den arttırıp arttırmıyacağını kimse bil- memektedir. Harbtan önce bir memleketin deniz etki (kudreti) oldukça kolay bir şekil- de bulunabiliyordu. Ayrıca, her büyük donanması olan ulusun — deniz Üslerine malik sömürgeleri (müstemleke) ve bunlarla anayurdu birleştirecek bir te- elm filosu vardı. Halbuki şimdi durum eğişmiştir. Deniz kuvvetleri arasında gemilerin neliğine (mahiyet) göre mükayese yar pusa bile bugünkü durum 1914 dekin- den başka şekilde ortaya çıkmaktadır. O zamanlar, kısa vakitte birçok gemi- ler yapılabiliyordu. Dridnot tipinin mey- dana konulması, harb gemileri inçaa- tında hakikiğ bir devrim yapmıştı. Bun- Yarm nisbeti de aşağı yukarı her do- nanmada eşti. ... Yani, Almanyanm 5$0, İngilterenin 720 gemisi olduğu söylenildiği zaman, iki ülkenin deniz harb kuvvetleri hak- kında hakikiğ bir nisbet elde edilebili- yordu. Bundan başka 1914 te Alman- yanın Atlas ve cenub Okyanuslarile bü- yük. Okyanusta sömürgeleri vardı. De- mizaşırı üsleri de olduğu için, büyük bir kolaylıkla yakacak (mahrukat) - bulabi- liyordu. Ayrıca Almanyanın birinci s- tf bir tecim filosu da vardı. Bugün ise ne sömürgesi, ne de başka krtğalarda deniraşırı üsleri vardır. Do- nanması ilkel (iptidai) bir haldedir, Fa- kat bunu kuvvetlendirmeğe — ve olduk- ça yakın bir gelecekte eski sömürgele- rinden bir takımını ele geçirmeğe dö- kenlidir. Bu bakımdan en çok manalı olan, Al manyanın yakacak elde etmek için yaptılı hazırlıklardır. Daha ön yıl önce Almanyanım, 36.675 tonluk 9 tane pet- rol vapuru vardı. Bugün hepsi 150.000 ton olan 30 petrol vapuru vardır, Şumu da ulayalım ki, Almanyanın deniz kuv- wetlerini yeniden kurmak için yaptığı bu çabalamalar, ingiliz tecim filasunun dürüumunun — cn bozuk olduğu zamana rastlamıştır, Onun için, almanlar İngiliz filosu na göre yürde 35 nisbetini elde ettiler mi, onların deniz kuvveti hakikatte bu — misbetten daha çok olacaktır. Çünkü Yabancı gazeltelerde_ço_kıid—uklarıjiı;ıîı__zîl l ingiliz donanması her zaman için çok geniş bir slana yayılmış bulunmak z tundadır, Sonra, buralarda bir tek düş- man denizaltı veya savaş gemisizin gö- rünmesi, bunların kovalanması için bir- kaç kruvasör gönderilmesini gerekleşti- rTecektir. ... Zaten 1940 tan sonra Almanya do- nanmasını bildiği gibi arttıracak, İngil- tere ise on yıldan çak zaman ÜÖnce imzaladığı andlaşmaları saymak zorun- da olduğu için, durumunu tmuhafara et. mek üzere çok uğraşmak zorunda kala- caktır. Şimdiden de kestirildiği üzere Ab- manya 1040 a kadar her yıl büyük Bir gemi yaparsa o tarihte orta büyüklükte beş ve çok modern kipte bir hattı harb gemisine sahib olacaktır. Kruvasözleri- me de 6 tane yeni yapı ekliyerek, 12 kru- vazöre malik olacaktır. Buna karşı İn- gilterenin 1940 ta — yalnız ikisi yirmi- den eksik yaşta olmak üzere — 15 hat- tıkarb gemisi ve oldukça modern 39 kruvazörü, aytıca da büyük harbtan kalma 10/12 eski kruvazörü olacaktır. tır. “Vaktile Imzaladığımız anlaşmalar yü- zünden, Almanyanın şimdi istodiği nis- bet, bakikatte eşitliğe (müsavat) doğru yürümek demektir. Britanya ve alman hava kuvvetleri Doyli Telgraf gazetesi “Britanya ve alman hava kuvveti,, başlığı altrnda yazdığı bir baş yazıda diyor ki; Kanada başbakanı Bay Benet do- minyonlardan İngiltereye varmış olan başbakanların ikincisidir. Kıralın yir- zi beşinci yılını kutlamak Üzere gelen bütün denizaşırı konuklarımız önümüz- deki hafta içinde burada bulunataklar- dır. İmparatorluğun bu üyeleri hazır burada ikea bu fızgattan asığlamılarak tüzlü imparatorluk sorumları da konu- şulacaktır. Her ne kadar bu toplanıp konuşma bir iönparatorluk konferansı demek ol- muyacaksa da gene birçok gerekli nak- talara dokunacak ve bunları kotaracak- tır. Almanyanın silahlanması, çok önem- li bir ckilde yürümekte ve — ilerlemekte olduğu ve bu da imparatorluğun ileri- deki savgasını ilgilendirmekte bulundu. gu için bu komu konuşulacak şeylerin en ileri dizisinde bulunacaktır. Başbakanlara hükümet, tam güve- nini göstererek bütün sıyasayı anlatma- lı, bakanlara gösterilen bu güven, ulus. tan da sakınılmamalıdır. Önümlüzdeki perşembe günü yapıla- cak olan parlamento toplantısında bu farsat ele girecektir; o raman bütün bu korunma sryasası açıkça ulusun bilgisi- ne sunulmalıdır. Bay Hitlerin Berlinde alman hava kuvvetleri hakkında söylemiş olduğu gözlerin doğru ve gerçek olmadığı an. haşılıyor. Her halde saylavlarımız Bay Hitle- rin Bay Con Saymen'le Berlinde görü. şürken söylediği rakamlarla gerçek alman hava kuvvetinin arasında ne fark bulunduğunu öğreneceklerdir. Bay Baldvin ile öteki bakanların göz yumamıyacaklarırı söyledikleri bu du- rum karşısında hükümetin nasıl tedbir. ler almakta olduğunu öğrenmek asığlı olacaktır. Her halde bu hususta verilecek bilgi- lerlc ona karşı alınacak tedbirler hak- kında hükümetin göyliyeceği sözlerin ulus tarafından eyi karşılanacağını u- MATIZ. Başbakanm durum üzerinde yazmış olduğu yazıyı burada konumuzun dışın- da bırakıyoruz, Alman gazetcleri bu ya. zanm hiç bir köke yaslanmadığını yaz- makta ve ateş püskürmektedirler. Almanya, bütün dünyaya kendisinin (Başı 1 inci sayıfada) zun tarih ve ilerisi karşısında bü- yük borcumuzu ödemiş oluruz.,, Sözü dışarı sıyasaya çeviren B. Yevliç demiştir ki: “—Arsrulusal değetlerde Yu - goslavyanın durumu açık ve bel Kdir. Dışarı sıyasanın gizli bir a- macı ve gizli erekleri yoktur. Bü- yük bir uyanıklıkla göz önünde tutulan ve dölenle savganan ulu - sal hakları belli olduğu gibi ö - devleri ve hakkiyle yerine getir - mekte olduğu arsrulusal yüküm - lusal andlaşmalara viayet husu - sundaki elbirliği, birleşik ulusun kuvvetleri, coğrafiğ durumu ken- disine acunda büyük bir yer a - yırmakta ve uluslar arasmdaki rolüne büyük bir önem vermek tedir. Küçük anlaşma ile Balkan an- Taşmasının üyesinden — olmakla Yugoslavya, orta —Avrupa ile Balkanlardaki — rolünü devamlı bir surette tesbit etmiştir. Sevinc- le kaydedebiliriz ki bu rol, çok önemlidir ve bütün barışcıl ulus- lar bunu candan beğenmektedir. Yugoslavyanın — arsımnlusal rolü, her zamandan büyük ve önemli olmuştur. Hele bu — zamanda, Çünkü şimdi bütün Avrupa, bir bulunmaktadır ve ar- sıulusal hayat sürprizler ve her an beklenen serüncemler- le (maceralarla) doludur. Avrupa ulusları, arsıulusal ye- ni bir devreye giriyor, — yer yer kuvvetler toplanıyor. Bu, Avrupa- nn geleceği için kesin bir önemi vardır. Dikkatimize - çok sahib olmamız gerekir, her ne kadar dışsal güvenliğimizin garanti al - tında olduğunu söyliyebilirsek de, yugoslav ulusu için ilerde Tuna havzasına değeri olduğu önemi verdirmek çok önemlidir. Bu a - landa herhalde bir rol oynamak zamanıdır. Hem Avrupanın bu bölüğünde barışım düzenlenmesi :ındı arsıulusal bir ödevi var - Bundan sonra sözünü iç sıya - saya gegtiren B. Yevtiç, şöyle de- miştir: “— İç sıyasamızın ilerlemesi el- betteki söylediğim dış sorumlar - —e bu yolda kapının kendisine açık bulun. durulmasını istemişti. Bu kapı, Stresa'da ta ardına kadar açılmıştı. Eğer bugün kapanmak tehli- kesile karşı karşıya ise bu Almanyanın yapmakta olduğu süel hazırikılardan ileri gelmektedir. Ötedenberi büyük Britanyanın &* macı kollektif bir surette güvenliği kur. mak ve korumak olmakla beraber Al- manya buna girmemekte ayak direr ve bu önergeleri atlatırsa o zaman, Bay Makdonald'ın da dediği gibi, uluslar, kendi başlarının çarelerine bakmak is- tiyeceklerdir. Bu hüküm, boyuna yorulmadan ve bıkmadan barış yolunda uğtaşan ve bu. na almanların da pek güzcl bildikleri gekilde çalışan bir adamın ağzından çık maktadır. Bunlar — öfke ile bile çıkmış bir güvenlik sistemi kurmak için el bir- | Sjça gene üzerine balmumu yapıştırma- Hiği etmeğe hazır olduğunu söylemiş, | ğa değer. B İ & MAYIS 1830 PAZAR Yugoslavya seçim uğraşı dan izleneceklir. Büyük kıral A- leksandr, hâdiselerin ve değetle- rin gelişmesi iktimallerini düşü » bundan sonra B. ile birlik etmiş olanların ve hele B. Davidoviçin söylemiş oldukları söylevlerde B. Maçekin ismini zikretmemiş — olduklarını söylemiş ve B. Davidoviçin kar -. şınlık koalisyonu yalnız kendi a- maçlarının gerçeklenmesine yar - dımı olsun diye kabul etmiş ol - duğunu ulamıştır, Bu mesele üze- rine B. Trabiç dün Splitte bir toplantıda bir söylev vererek şun ları söylemiştir: “ — Eğer fikrimizi ve progra> mımızı ortaya atmış olsaydık bu- günkü duruma karşı bir propa - ganda yapmış olur ve hapishane- yi boylardık. ,, Başbakan sözüne devamla de- miştir ki: “—1928 yılı hâdiseleri ve 1929 sonkânununun altımncı gününe ka- dar yapılmış olan deneme, ve - himli ayrış partisi başkanlarına bir şey öğretmemiştir. B. Maçekin İistesindeki bir « birine uymıyan ve geri düşünce - H olanlarla bizler, başka başka ve birbirinden uzak insanlarız. Tıpkı geçmişle gelecek gibi.. Doğ: ruluğun, soysal düzenin ve yara- tıcı izerin ulusal bayrağımnın yük- selmesini istiyoruz.,, B. Yevtiç, bundan sonra sos - yal uyun ile ekonomik tüzeni yap mak için karşılaştığı çetin güç - Tükleri saymıştır. B. Yevtiç demiştir ki: “ — Yugoslavlar, bu darlık vak “*tında şöyle diyebilirler: Kendi kendime baktığım va. kit hoşnud olmadığımı görüyo « rum, başkaları ile kendimi ölç « tüğüm vakit çabucak teselli bu « luyorum.,, Sözlerini alkışlar arasımda bi- tirirken B. Yevtiç, Karayorginin ve ondan sonra gelenlerin yarat « tıkları işlerden biri yeğit Kara » yorgiyeviç soyunun birleşik Yu « goslavyayı ortaya çıkardığını süy. lemiştir. B. Yevtiç: Bizim ulusal tari - himiz, ulusal savaş yıllarında acı duymuş, kanımı ve canmı vermiş olanların adları ve sanlariyle do- ludur. Bunların en büyüğü dae büyük kıral Aleksandı'dır. O bis ze miras olarak uğrunda kendini kurban verdiği ülküyü bırakmış » tır. O, bize Yugoslavyayı daha kuvvetli yapmamız, daha varlıklı yapmamız için bırakmış, yugos - İav ulusunun eyiliğe “ve Yatlıfa kavuşturmamız için bırakmıştır. Bugünkü yugoslavların en bü« yük işi sözünü tutmaktır. Ülkü « müzü yapacağız. Birleşmiş olduk- ça bunu başarırız.,, |