25 NİSAN 1£35 PERŞEMBE * * < Gene mi çocuk? — Artık kulaklarım işit istemi- Yor çocuk sözünü. Ne eyi etmiş de ev- lenmemişlim. Çocuğum olmadığına se- Yİtiyorum. bunca srkıntr çekerken bir de çocuğum Kendimi geçindirmekte Olsaydı, ne yapardım? — Acıyorum size doğrusu; çocuğu ne yapacaksınız? - Çocuk mü? nasılsa bir çocuğum *kdu. Bir daha mı? Bilmiyor musünüz, bir çocuk nasıl yetişiyor? İstemein artık Soğrusu. Ey artık yeter; susturun şunu; Soğdu doğalı uykudan kesildim. — Ne hırçın çocuk; daha bu yaşta böyle... İleride kim bilir ne olacak? — Yaramaz mı? Çek kulağını, şap« at yaz a tokadı, vur ensesine yum- Tuğu, bak nasıl yola gelir. Ölürse yer beğensin, kalırsa el beğensin. — Çocuğa çok yüz verme, azdırır« tın doğuracağıma — taş doğur- Saydım. Yetişme, emi, afacan yumur- tak! — Seni Himdi yakalarsam, gebertirim seni. — Seni utanmaz seni, ağzını yırtar dilini koparır da eline vecirim. — Böyle çocuk olacağına hiç olma- saydı — Çocukla sinemaya — gidemezmi- H#im. Bir yumurcağın yüzünden sinema- dan kalırmıyım hiç. Verdim südünü, Yatırdım beşiğine de öyle geldim. Ben Gönünceye kadar o da mışıl mıştl uyur. — Hanım, korunmağı öğren, çocuk Yapma, Ben çocuk sevmem. Yaparsan Ayrılırız. — Vakitsiz bozulmak istemem — gü- zelliğim bana gerek doğrusu. Bey Ço- Suk istiyorsa başkasına baksın, — Doğururum ama bakmam; çocuk istiyorsan bakacak adam bul. — Pokerde gece yarısından sonraya kalıyorsunuz; çocuğa kim bakıyor? — Babası; Bu sözleri hiç bir gazetede, hiç bir Tomanda, hiç bir yerde okumadınız. E- vinizde, komşularınızda, yolda yürllr- ken evlerin içinde işittiniz. Gemiyi duvarda, suyu — bardakta görmek istiyenler gibi çocuğu kendile- tinden uzakta görmek istiyenler de şok. Çocuğu, ya kadın İstemez, ya er- kek, yahut da her ikisi ama gene de Şocuk, istenmiyen bir konuk gibi, ge- lir. İstiyen bakmasını bilmez, istemi- yen bakmaz; ikisi de bir yola çıkar: Çocuğa bakılmaz. Çocuklar için yazdıklarımızı Okur? çocuk anneleri mi? milyonda bir: çocuk babalatı mı? belki yüz bin- de bir. Okuyup da ne Ööğrenecekler? Şocuğu sevmeyi mi, çocuğa bakmayı mı? kim Ana çocuğu sever, Böyle seveceği- Ne sevmemesi daha eyi. Egoist bir sev Zi sevmemekten kötüdür. Çocuk ken- dini sevmiyenden kaçar, sevene soku- lur. Ama seven sevmeyi bilmez. Çocuk istiyen, ona bakmağı, onu Sevmeyi öğrenmelidir. Bakmanın yol- latı olduğu gibi sevmenin de yolları Vvardır. — Ah, yavrum! senin için Verirlm. canırmı basmak yet- adan da sevi- Diye çocuğu bağrına Mez. Çocuk, bağra ba İir; hem daha çok Çocuğu başkası İçİn mi istiyorsun? yoksa ulusun çö- kendin için mi, Süklarla büyüyeceğini, kuvvetleneceği- Ai bildiğin için mi seviyorsun? —Ulu- fün yarınki birgelerinden biri olacağı İçin mi seviyorsun? Kendin için seviyorsan doğru de- Gil; Çünkü çocuk, bugün seninse yarın Çocuğu kendi için, ulu- Sün için sevmelisin. Böylesi işine gel- Miyor mu? Öyle ise sen bu ulusun a- damı değilsin; kendi kendinin adamı- n Çocuğu kendin için istiyor, ken- fin için seviyorsan, bir bakıma, yurdu- RA, ulusun ayağı bir adamsın. Çocuğu hem kendin için, hem ulu- kendinindir. Ludendorf Ludendorf mareşallık asasını reddetmiş Alman Generali Ludendorf, Bakanı General Blamberg'le bir kışlayı teftiş ederken. Londra, 24 (A.A.) — Ordu Ba kanı general Fon Blomberg tara- fından kendisine verilmek istencn mareşallık asasını reddeden gene- ral Ludendorf: « . Bir insana mareşallık veri- lebilir. Fakat büyük komutanlık yaradılıştadır.,, deriştir. Bir takım süel çevenler filler), general Ludendorf'un bu reddinden çok incinmişlerse de bu duygularını gizlemişlerdir. Luden- dorf vermiş olduğu yukarıki ceva- bir dergide de yazmıştır. (mah Gazetecilerimiz Rusyada Moskova, 24 (A.A.) — B. Muzaffer Göker ile Moskovaya gitmiş olan türk gazetecileri ve saylavları B. Krestins- ki tarafından kabul edilmişler, dış ko- miserliği doğu şubesi direktörü B. Zu- kerman İle basın şubesi direktörü B Umanski'ye uğramışlardır. Bundan sonra konuklar dokuma mühendis ve talebesiyle beraber metro ile bir gezinti yapmışlar ve gece opera- sun İçin sevemez misin? “Bir gönülde iki sevda olamaz mr?, edinme; çünkü çocuk kalmıyacak, ve- Öyle ise, bir gün senin elinde nin için olmıyacaktır; ve ne yazık ki senin gibi © da bir egolst olacak, ne sana, ne yurduna yaramıyacaktır. Gene mi çocuk? Evet, gene çocuk; nekendin için, ne kendi için çocuk, belki ulusun için gocuk. — Öyle ise, ben baksın. Deme. Ulus sana bakmasaydı, ven yaşamazdın. O sana baktı, ona - borç- landın. Borcunu, ulusun çocuğuna bak- makla ödiyeceksin. Canımız gibi nemiz varsa, varlığına borçluyuz. Çocuğu da, çocuk sevgisini de ona borçluyuz. Borcumu- zu ödemeliyiz İşte yurd için çocuk, ulus için ço- cuk, yapabildiğin kadar, bakabildiğin ne bakayım, ulus ulusun kadar çok çocuk yetiştireceksin. Ulus böyle istiyor. Bu boş toprakları çocuklar doldu- racak, Bu tssız yerler onların seslerile şenlendiği gün, Türkiye 40—50 milyon çocuğu ile şenlendiği gün sen de ne mutlu olacaksın, bilir misin? Her biri- miz ulusumuz büyük olduğu kadar bü- yük, ulusumuz kuvvetli olduğ kadar kvvetli, ulusumuz — kıvançlr olduğu ka- dar kıvançlr olacağız. İşte bunun için çocuk. Çocuk ço guk, ço..cu..k. ç Kizım Nami DURU alman sü l ULUS Ulusal Ekonomi ve Artırım Kurumu kongresi Buğgün saat 10 da ulustal ekonomi ve arccırma kurumu kongresini sergi binasında yapacaktır. —— - n . . SAA Turizm işlerimiz (Başı I. inci sayıfada) dun asığlanması için değerli bir emek harcanarak eksiksiz bir şe- kilde hazırlanmıştır. Her kısım ü- zerinde sayıya dayanan izahlar olduğu gibi sonunda bunların bir özeti vardır. Bu kısımda bizim de ken- dimize uygun bir turizm - sıyasası güdmemiz lüzumuna işaret eyle- dikten sonra şu noktalara - ilişil- mektedir. Turizm işleri için hazırlanacak iş programı, yurdun ekonomik kalkınma programının bir parçası olduğnudan kısa bir zamanda ha- zırlanamaz. Böyle bir programı her şeyden önce kanunun, andlaş- maların, ekonomik şartların tu- rizm bakımından sistematik bir şe- kilde tetkikine lüzum vardır. Ekonomik bakımdan alınacak tedbirlerin dışında olarak kamis- yonun konuşacağı sorumlar gibı, ti.lü devlet kurumlarını doğru- dan doğruya ilgilendiren konular- Ja birlikte iç ve dış turizm hare ketlerini geliştirmek - ve turistik servetlerin değerlendirilmesi yo- lunda alınacak genel tedbirler de yvardır. 1 — Ulhusal terbiye sıyasamız- da yurd gezerlik duygularını kuv- vetlendirmek, başka ülkelerde ol- duğu gibi Wanderer birlikleri kur- mak. 2 — Müzeleri ve kazı (hafri- yat) yerlerini halka tanıtmak için gerekli ve kapsal tedbirler almak, 3— Bugünkü tarihsel izerleri koruma kruumlarının sayılarını çoğaltmak ve bunların çalışması- nı bir programa bağlamak 4 — Turistik ve termal şehir ve yerlerimizin bayradırlığı için ilgili — belediyelerin bayındırlık plânlarını hazırlamak. Bu gibi tedbirlerden başka o- tel JJokanta ve eğlence yerlerinin arıtılması, dış ülkeler için müba- dele trenleri, iç turizm için Avus- turyada tatbik edildiği gibi sürpri: trenleri gibi birçok tedbirler var. dır. Raporun son kısmı bu atılan ilk adımı verimli ve mutlu bir so- nuca bağlamak için ekonomi ba- kanlığının ana işlerinden biri ola- rak ele alındığıma işaret etmekte ve bunun için de yapılması gerek- li olan işler anlatılmaktadır. Ekonomi bakanlığının bu işi başarmak için de neşriyat ve pro- paganda kısmını daha geniş ve kap- sal bir hale sokmak; büdcede tu- rizm için ayrılmış olan parayı ba- kanlık emrine vermek, dış ülkeler- deki ticaret danışman ve ataşelik- lerimizde ve en fazla büyük şehir- lerden başlıyarak turistik haber alma masaları kurmak, İstanbul- dan başlıyarak Türkofis şubelerini kurumlandırmak düşünceleri var- u"I)ünkü toplantıyı, turizmin bu- günkü anlamda dE_Ğef ve nelgini anlatan bir söylevi ile Bay Kur- doğlu açmış u.lı:oın isyonun çalış- ma yolları üzerinde görüşülmüş- tür. Komisyon pazar günü topla- nacaktır. Bay Kurdoğlunun bu söylevini yarın çıkaracağız. Başbakanımızla A B. Toşef arasında (Başı 1. inci sayıfada İki memleket arasında mevcut olan dostane münesebetleri daha ziyade kuv- vetlendirmek hususunda zatı devletleri- nin kıymetli muavenetlerine istinat ede- bilcceğimi ümit ederim. - Toçef. Başbakan B. Toşef Safya “Ühdelerine yüksek hükümet işinin tevdi edilmiş olduğu anda bana gönder: mek Tütfünde bulunmuş olduğunuz tek grafnameden dolayı zatı devletlerine sa- mimiyetle teçekkür ederim. Türkiye ta- rafından tak'b edilmekte olan emniyet içinde sulh siyaseti, her zaman bütün komşulariyle olan sıkı anlaşma ile ken- disini göstermiştir. Ve bu telakkiye sa- dık olan cümhuriyet hükümetinin, sulh davası ve hepimiz için aziz olan umumi anlaşma için zatı devletlerinin riyasetin- de bulunan hükümetle teşriki mesaide bahtiyar olacağını teyit etmek isterim. - İsmet İnönü,, Dış Bakanımız Bay Toşefle görüştü Sofya, 24 (A.A.) — Bulgar a- jansından telefonla: Türkiye dış bakanı B. Tevfik Rüştü Aras, bu- gün Cenevreden gelerek, İstanbu- la gitmek üzere saat 6.45 te Sofya garmdan geçmiştir. B. Tevfik Rüştü Aras, durakta Bulgar Başbakanı B. Andre To- şef, Dış Bakanı B. Kiosseivanoff, eski dış bakanı B. Batalof, kıralın müşaviri B. Croweff, dış bakanlı- ğı genel kâtibi B. Chichmanoff ve daha bazı şahsiyetlerle, Türkiye elçiliği ilerigelenleri ve birçok ga- zeteciler tarafından selâmlanmış- tlır. Türkiyenin sofya elçisi B. Ali Şevki Berker, B. Tevfik Rüştü A- rası, Dragomen sınır. durağında karşılamış ve Sofyaya kadar bera- ber gelmiştir. Ekspresin Sofyada druduğu 20 dakika içinde B. Tevfik Rüştü A- ras, istasyon salonunda, Bulgar Başbakanı B. Toşef, dış bakanı B. Kiosseivaonoff, eski dış bakanı B. Bataloff ve Türkiye elçisi B. Ber- ker ile görüşmüştür. Bu konuşmadan sonra, B. Tev- fik Rüştü Aras, hazır bulunan ze- vat tarafından hararetle selâmla- narak Sofyadan ayrılmıştır. Dış Bakanmız Belgrad'- tan geçerken Belgrad, 24 (A.A.) — Ankaraya gitmekte olan Türkiye Dışişleri Baka- nı B. Tevfik Rüştü Aras, bu sabah Belgradtan geçmiş ve istasyonda baş- bakan B. Yevtiç adına dışişleri asbaka- n B. Puriç ile Türkiyenin Belgrad el- çisi tarafından selamlanmıştır. Bay T. R. Aras bugün İstanbulda Tstanbul, 24 (Telefon) — Cenevre- Dil yazıları Tenkidler Gazetemizin dünkü sayısın”ı gözümüze ilişen yanlışlar şunlar- dır: Birinci sayfada Bulgaristan4a barış ve kanun başlığı var. Kıla- vuzda barış kelimesi sulh kelim: si- nin karşılığıdır. Bir memleketin içindeki sulh ve sükün, huzur va asayiş anlamına gene kılavuzda baysallık karşılığını görmekteyiz, Bir memleket için barış ancak dığ- ülkelere karşı güdeceği politikanın adı olabilir. Gene birinci sayıfadaki general bağışlanmasını cumur başkanın- dan diledi sözü sakattır. Generel, Cumur Başkanından bağış diledi, yahut, bağış dileğinde bulunda, demek daha tabiği olur. Aynı sayıfada şu satırı okuyo- ruz: Eski ayrışık - ileri gelenlerin- den.. bu da osmanlıca eski muha- lefet rücsasından sözünün çevir. mesi olacak. Halbuki ayrışık keli- mesi, muhalif'in karşılığıdır. Mu- eski ayrış partisinin demek daha doğru idi. Bir telgrafın başında muhake- me yerine kullanılan ökem keli- mesi yanlıştır. Çünkü ökem akılla yapılan muhakeme'nin karşılığı - dır. Öteki muhakeme, tüze bakan- lığı kanunlarma göre duruşma'dır. İkinci sayıfada İstanbul'dan ge- len bir telgrafın başlangıcı şöyle- dir: “Uluslar Sosyetesi çalışma yurdu..,, Bu yurd kelimesinin ne- ye karşılık olarak — alındığını bil- miyoruz. Büro ise yanlıştır; şube ise gene doğru değildir. Çalışma kelimesi de yerinde değildir; bu- rada mesai, ancak, iş kelimesi ile türkerya gayrilebilir. Aymı sayfadaki, gene bir İstan- bul telgrafında bayramına aid 1ö- vende yerinde bayramı töreninde denebilirdi. Aynı sayıfada bir Londra tel. grafının başında müstakil amele partisi sözü bağınsız çalışma pars tisi diye çevrilmiştir: Bağınsız işçi partisi olacaktı. Aynı sayfada başka bir telgrafta okuduğumuz yürür * balon sözü de yanlıştır. Kabilisevk balon teri« minin nası| karşılanacağını bekle- mek, hiç olmazsa o vakte kadar kısaca dirijabl kelimesini kullan- mak doğru olurdu. Geçenlerde teklif edeceği yerins kullanılan önerge edeceği sözünü tenkid etmiş, eğer yazıcı öne sür. mek sözünü hatırlamamışsa, vuzun bu kısmını beklemesi gerek. tiğini yazmıştık. Şimdi şu satıra bakmız: “İngiliz harb gemileri yardım teklif etmiştir.,, Yazıcımız burada ileri sürmek sörünü kullan- mamış. Fakat pek güzel önerge- sinde bulundu diyebilirdi. — Almanyadaki at yarışlarına su- baylarımız - çağırıldı. Istanbul, 24 (H. M.) — Mayıs be- şında Almanyada Baden şehrinde atlı yarışlar yapılacaktır. Bu yarışlara alk su- baylarımız çağrılmıştır. Subaylarınıın gidip gitmiyecekleri henüz belli değildir. Gitmelerine karar — verilirse, pazartesi günü Nisteki yarışları bitirecek olan vw- baylarımız oradan döğrüca badene gi- deceklerdir. den Parise gitmiş olan Dış Bakanı B. T. Rüştü Aras yarın şehrimize gelecektir. B. Toşef sryasasını anlatıyor Soltya, 24 (A.LA.) — B. Toöşe€ bazmı delegelerine hükümetin programını an- Tatmıştır. Bu programın beşlıca Ülkü- lerl içerde ülkenin ekonomisini yük- #eltmek, dışarda uluslar sosyetesine barığı tensik yolundaki çalışmasında yardım etmektir. Hükümet, yeni bir anasal kanun ha- zırlıyarak ulusun — onaylamasına sünü lacaktır. FK M D lli SY a el 5 S ldiğe ireğ eeei Hi x