Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
v "SAYIFA 4 3-NİSAN 1935 ÇARŞA Almanya'nın kararından sonra fi pönelia Avrupa uluslarında - ,deniz silahları | Lâ Tan, Paris - 26. 3. 1935 / manyanın Versay andlaşmasının askeri şartlarına karşı gösterdiği istih- Şafla bahri şartlarını da bozmak için Placağı yeni bir kararla Avrupanın ve Pilhassa Fransanın bahri durumunun Heğişmesi, çekinmeğe değer bir nokta. Yır. Berlinden gelen duyuklara gö « Almanya deniz kuvvetlerini de ka« ve hava kuvvetleri seviyesine çıkarı yak düşüncesindedir ve kısa bir za « n içinde 400.000 tonluk bir donanma ıpmağa karar vermiştir. Bu sayının hakikate uygun olmıyan bir tarafı yoktur. Almanların, andlaş. panın eski gemilerin yenilenmesi hak- gında olan maddelerini ne kadar çabuk 4 mantıki bir tarzda tatbik ettiklerini biliyoruz. Almanya son zamanlarda la en büyük gayretini, Doyçland tipin- “de zırhlılar yapmağa hasretmiştir, Bun Jardan, bitirilmek üzere olan ilk üç ta- Hesinin tonajı 10.000 tonu aşkın olmı « aktır. Tezgâha konulan öteki iki si ise bu tonajı epeyce geçecektir. Almanya, yalnız kendi isteğiyle do. hanmasının — tonajını 108,000 den 400 bine çıkarmağa karar vermiş görünmek te olduğuna göre Vaşington konferan- |Şında tesbit edilen e& 3ok 35.000 tonluk, 50,000 tonluk gemiler de yapma- uluslararası bakımından hiç bir en 1 yoktur; çünkü Almanya deniz si « lahları anlaşmalarının hiç birisini im- alamad başka, Aandlaşmalara ne | kadar aldırış ettiğini de epey göster. hiştir. | Buna göre, Avrupa sularındaki üs- üŞ nü korumağa çok alakalı olan Angiltere bundan birkaç yıl sonra Al. nyanın, hattıharb gemileriyle, seri azörleriyle, destroyer ve torpido « tiyle, bir çok denizaltı gemileriyle yük bir donanmaya sahib olduğunu ecektir. /| Fransa her şeye rağmen — bir kara vleti olduğu için, İngiltere kadar guya düşmesine hiç bir sebeb yok. “ Fransanın denizaşırı menafii ne kadar büyük olursa olsun, İngiltere 'ı*ı bir adanın hayatf ihtiyaçlarına ben gemez, Çünkü İngiltere birkaç hafta karnını doyurmak için bile, emin, mun- am ve her türlü tehdidten masun nakliyatına güvenmek mecburi « tindedir. Bununla beraber son alman tahriki emizi, Akdeniz ve dünya ihtiyaçla» rın: karşılıyabilecek yeni bir donan « | yapmak için 1922 denberi güttüğü bahri sıyasada devam ettirmekten baş. ta bir sonuç veremez, | , b j İ 4 Ş ünlüş 3 Deniz kuvvetlerimizin yenileştiril » ne, hafif gemilerden başlanmıştır, anmanın savaş gemileri altı tane- ve eskidir. Bunlardan Provans, Lor- n ve Brötany adlı ve 1913 de yapıl « Bış olan üç tanesinin, mühim bir ye. ileştirmeyi gerekleştirecek — değerde o uklarına — karar — verilmiştir. 22 ger bin tonluk olup 340 milimetre ça- da altışar tane büyük topu olan bu yük gemilerin kazanları mazotla tılacağı için süratleri epey artacak- Bu gemilerin toplarında da, bil « tayyareye karşı korum bakımın » , büyük değişiklikler yapılmıştır, n.Bar, Kurbe ve Paris adlı öteki üç ni değerce ötekilerden aşağı olduk- andan tamirlerine lüzum görülme - ştir. Jan-Bar ve Kurbe denize in - dirileli 25 yıl olmuştur. |— Parlamento, batan Frans'la eskimiş lan Jan.Bar'ın yerini tutmak üzere 2 ve 1934 de Dönkerk ve Strasburg 25.000 er tonluk iki savaş kruva- ünün tezgâha konulmasını kararlaş- Ştır. 'çerck bu karar, gerek deniz bakan- iğının 35,000 tonlük bir savaş gemisi « |-tezgâha konulmasını parlamento . dstemek için verdiği karar tama - gen mantıki ve Vaşington andlaşma - uygundür. İleride yaptırılması düşünülen to- j, yapılmasına başlanılmış olan iki inmkine göre daha üstündür, Fa- © zamandanberi, fransız bahriyesi. o zul olmadığı ve mesuliyetlerini Yabancı gazetelerde okudukla__rım_ıî] Meseleyi izah LA4 edelim İl Corriere della Sera 28 mart 1935 İtalya ve diğer memleketlerin efkâ. rı umumiyesi, Berlinde Saymen ile Hitler arasında yapılan konuşmalardan hasıl olan neticeyi anlamak istemekte « dirler. Bu konuşmalarda, Almanyanın silahlanması hakkında hiç bir karar ittihaz edilmedi. Çünkü, Sir Con Say- menin Berlini ziyareti, Almanyanın si- lahlanma hakkındaki karardan evel tes bit edilmişdir. Büyük Britanya hükü: meti, Almanyanın son kararına rağmen, Bay Saymenin Hitler ile görüşmesini daha münasib görmüştür. Sir Say « menin Berline gitmesinin doğru olup olmadığını ancak zaman gösterecek « tir. Bu, ingiliz hükümetinin bir te « şebbüsüdür ve bu teşebbüs ne İtalya ve ne de Fransayı bağlıyacak bir hareket değildir. Sir Saymenin seyahati, sade- ce zemini yoklama hareketidir. Asıl ka rar, bilahare, Streza toplantısında İn - giltere, Fransa ve İtalya devletleri ta. rafından alınacaktır. Bu toplantıda, Musolininin tesiri görülecektir. Bütün acun matbuatının gözleri, 11 nisanda Streza toplantısına çevril « miştir. Bugünden Streza toplantısının sonucundan bahsetmek mümkün değil- dir. Sonuç ancak toplantıdan sonra bel- NH olacaktır, Saymen — Hitler görüşmesi hak « kında neşredilen tebliğ fevkalade mü. himdir, Ve Saymenin bu hususta mat- buata verdiği beyanatı dahi pek ihti- yatlıdır. Bildiğimize göre, Berlin konuşma- larında Hitler, Almanyanın noktai na- zarında ısrar etmiştir. Yanl Almanya hükümetinin aldığı son karar mevzuu bahs olmamıştır. Hitler ancak diğer meselelerden bahsetmek istemiştir. Lord Edenin Moskovaya seyahati, Sir Saymenin seyahatine bağlıdır. Sir Saymen demiştir ki; Ben yal . nız batı devletleri için bir barış değil, bütün Avrupa barışını İstiyorum, İtalya, İngiltere ulusunun takib et- tiği taktiklerin çokluğu ile tebarüz eden menfaatlerinin fazlalığını bildiği İçin, ingiliz ricalinin yaptıkları ziya « retleri soğukkanlılık ile takib etmekte- dir. Bundan dolayı Streza toplantı - sında bütün bu mevzular araştırılacak ve İtalyanın tecrübelerinden istifade edilecektir. Bununla beraber, genel durum ger. gindir. Ve Saymenin Berline yaptığı seyahat bü vaziyeti düzeltmemiştir. Meselenin özü şudur ki, bütün dip- lomatik mesai Streza eleğinden geçiri- lecektir. Bu eleklemenin — nasıl bir sonuç vereceğini ileride göreceğiz, müdrik olan bir hükümetin bilmemez- likten gelemiyeceği yeni bir takım hâ- diseler çıkmıştır, Fransız deniz bakanlığı 25.000 tonu geçmiyerek, tonaj ve çap azaltılması yoluna girmek için beslediği isteği göstermek istemişti. Bu noktada ol- duğu gibi başka bir çok noktalarda da deniz bakanlığımız, İngiltere ile mu- tabıktır. ; İtalyanın bahri gayretleri de büyü - mektedir, Buna delil olarak da saylav- lardan biri tarafından — parlamentoya verilen raporu gösterebiliriz. Yeniden Vittoryo-Veneto ve Littoryo 35 şer bin tonluk iki zırhlı, 1. 00 er tonlük iki torpido, 615 er tonluk iki küçük tor. pido, 2000 tonluk bir avizo, 908 er tonluk dört refakat gemisi, 935 er tonluk iki tane denizaltı gemisi ve bir motörbot yapılacaktır. Bitmek üzere bulunan veya yapılmasına başlanmış olan 6000 ile 8000 arasında 6 kruvazör, 7000 er tonluk 6 torpido ve 7 tane denizaltı ge- misi vardır. İtalyan hükümetini bu tedbirleri al- mağa sevkeden sebebleri münakaşa ede cek değiliz. Fakat bu nokta üzerinde— yapılması çok arzuya değer — bir an- laşma yapılmazsa, italyan dostlarımız Fransanın da kendisi için böyle gemi. ler yaptırmasını şüphesiz tabil göre - ceklerdir. Berlin konuşmaları 28 mart tarihli Nevs Kronikl gaze- tesi “Berlin konuşmaları,, başlığı altın da yazmış olduğu bir başyazıda diyor ki: Bu gazetede önceden de kestirilip söylendiği gibi Sir Con Saymenin Ber linde Bay Hitlerle yapmış olduğu ko- nuşmalar esaslı bir sonuca varmamış. tır. Her iki taraf da karşısındakinin dilek ve düşüncelerini açıktan açığa bildiği halde iki gün sürdürülen danış- malardan ve konuşmalardan çıka çıka bu çıkabilirdi. Şimdi Con Saymenin ingiliz kabi- nesine Avrupanın genel sıyasal duru- mu karşısında Almanyanın ne yapmak istediği konusu üzerinde enine boyu. na bilgi verebileceğine kanığ olmamak için sebeb yoktur. Fakat üstündeki örtü kaldırıldık « tan sonra alman sıyasasının şubat a « yında yapılan fransız — ingiliz konuş- malarında onarılmak istenen genel Av. rupa yatıştırılması işine pek az umut vereceğini umabiliriz. « Bugün için artık Almanyanın herhangi bir genel andlaşmada elbir- liği ve doğu andlaşmasına yardım gös- tereceğini ummak asığsızdır. Bu durum karşısında kendi batı sı- nırlarına olan güvensizliği artacak o . lan Rüsya, kızılordunun gücünü ço - ğaltacak ve Fransa, Küçükanlaşma, Rusya ve konuşmalar dilediği gibi bir sonuç verirse, Büyük Britanya ile bir- likte büyük bir blok yapmak istiye- cektir, Böyle bir blok kurulacak olursa, her ne kadar kuranlar tarafından bu . nun, barışı pekiştirmek için kuruldu- ğu ileri sürülecekse de Almanya, bu- nu, daha ziyade, kendisini bir çember içine almak anlamında alacak ve as - kerce olan gücünü biraz daha artırma. ğa savaşacak, bunu ona bir bahane ola- rak gösterecektir. Bütün bunlar, işleri bozulmağa gö - türür. Doğu Avrupasında barış başa - rılmadıkça Avrupanın barışı kurulamı. yacağı gibi, içinde Rusya ve yahut Al- manya bulunmıyan bir kollektif Avru- pa güven sistemi kurulamaz. Biz, İngilterenin — almanlara karşı kurulacak bir bloka, yahut 1914 yılın- dan önce yapılanlara benziyen herhan gi bir birleşme veya anlaşmaya gitme « sini istiyenlerden değiliz. Şu halde, bundan sonra atılacak o « lan adım nedir, ne olacaktır? Berlin konuşmalarından çıkan açık sonucun şu olduğu anlaşılıyor: Bay Hitler, ya hep birlikte pusatlanmayı, yahut gene öteki uluslarla denk olarak pusat bırakmayı istemektedir. Bundan başka Almanya, Uluslar Derneğine yeniden dönmeyi de pek aykırı bulmamaktadır. Burada ufacık bir umud parıltısı kendisini göstermek- tedir, Rakamlar ve nisbetler üzerinde uz- laşmak herhalde o kadar kolay olmı- yacaktır. Fakat bu kadar çetin ve kar- ma karışık bir durum içinde en ufak bir umud kaynağının bile arkasından gitmek gerektir. Almanyanın istedikleri 26 mart tarihli Nevs Kronikl gaze « tesinin Berlin bildirmeni Almanyanın sıyasal dilekleri hakkında şunları ya- zıyor: Berlindeki ingiliz elçiliğinin büyük salonuna toplanmış olan 200 ü aşkın gazeteciye okunmuş olan bildiri, her . hangi bir duyuktan daha fazla bir şey öğretmekte değildi. mut verici olduğu söyleniyordu. Bu « günkü günde iİngiliz delegeleri Hit « lerin, ve bu sebeble Aluânyanm kol « Yalnız bunun u « lektif sistem, doğu lokarnosu ve Rus. ya korkusu hakkında neler düşündüğü- nü güzelce biliyorlar, Dün öğleden sonra yapılan konuş- malarda Sir Con Saymen, B. Hitlerin yükümsel askerlik ve ordu kurmak iş- lerinde daha aşağı bir tempo ile dav - ranmaya ve bunda pek az da olsa, fe. dakârlık yapmaya yanaşacağını da an- lamış olduğunu öğrendim. Barış zamanında alman ordusunun sayısı 500 bin asker olacaktır. B. Hit- ler, konuşup anlaşmak suretiyle 450 bine ve yahut daha aşağıya indirmeyi onayacaktır. Bundan başka alman ön- deri, büyük tanklarla ağır topları kal- dırmak için konuşmalara girişebilece . ğini de söylemiştir. Konuşma konularının en çetini o - lan doğu lokarnosuna söz sırası gel - diği zaman B. Hitler, Almanyanın fran sız — sovyet anlaşmasına, hep birden, düşmanca bir gözle baktığını anlat - mıştır. Önder, burada Rusyadaki ordu gü- cünden bütün yurddaşlara yüklenen yükümsel talimden kuşku ile söz aç . mıştır, Bundan başka B. Hitler, Rusya kay- nağından çıkan duyuklar ve rakamlar- la yalnız Almanyanın değil, bütün Av rupanın kendi sınırları dışında bulu - nan bir ülkeden gelen bir tehlike ile nasıl karşı karşıya bırakıldığını da söy lemiş, rus önderlerinin söylevlerinden parçalar naklederek rusların askerlik gücünü artırdıklarını ve bü gücü bir dünya devrimi yapmak uğrunda kul - Ğre.ıiqeral Ludve,ıığdorf DBT ! Yeniden iş başına geliyor — ve mareşal oluyor. Berlinden Nevs Kronikl gaseissi e 26 mart tarihiyle bildiriliyor: Öteki ülkelerde bulunduğu şekilde yüksek bir savaş gşürası kurulması bu « Ceneral Ludendorf rada karar altına alınmak üzeredir. Gene B. Hitlerin başkanlığı altında bulunacak olan bu kurumda kara, deniz, hava ve münakalat bakanlıklarının mü- messilleri yer alacaktır. Bu kurumun, B. Hitlerden sonra gelen başkanı gene- ral Ludendorf olacak, bu süretle eski kumandan uzun bir çekilmeden sonra yeniden bir iş başına gelmiş buluna - caktır, Duyduğumuza göre B. Hitler, ge- neral Lüdendorfu doğum günü olan 9 nisanda Fild Mareşallığa yükseltecek. tir. andlaşmada karşılıklı askerce yardım maddesinin bütün andlaşmayı berbat eden bir taraf olduğuna işaret etmiş, Almanyanın hiç bir vesile ile ister fransız, ister rus olsun, hiç bir askerin kendi topraklarına girmesine göz yum muyacağını söylemiştir. B. Hitlere göre Almanya zaten Na- polyon zamanında böyle davranışların bir çok sıkıntısını çekmiştir ve bunun tekrarlanmasına yanaşmıyacaktır. Önder, bütün askerlik taraftarı o . lanıarın üzerinde ayak diredikleri bir nokta üzerinde ayak diremiş ve alman ord ancak alman lJanmak istediğini isbata uğraş Bundan sonra B., Hitler, Almanyanın bütün bolşevik köklerini kazıdığı için Rusya tahdidine ştır, şimdi doğu sınırını karşı apaçık bırakamıyacağını anlatmış tır. B. Hitler, doğu lokarnosunun ta » mamiyle alman dış sıyasası içinde bu. lunmıyan bir proje olduğunu bildir « miş ve içinde Rusyanın da bulunduğu bir Avrupa kollektif güven sisteminin a'manlarca onanamıyacağını söylemiş - tir, Alman önderi, bundan — başka, bu — — Barış güvercini olmam için bir zeytin dalım eksik! topraklarını korumak için kullanılacağını söylemiş, ileride kopacak büyük bir Avrupa sa- vaşında Almanyanın bir savaş alanı ol- masına yol veremiyeceğini anlatmıştır. B. Hitler, doğu andlaşmasına karşı Almanyanın ötedenberi tutmuş olduğu menfi durumu değiştirmediğini süyle- miş, fransız ve ingilizlerin ileriye sür- dükleri saldırmayış (ademi tecavüz) andlaşmalarına girmek yolunda Al . manyanın gösterdiği istekliliğin, do - nı da ve böyle k anlamına bir köstekle ğu andlaş gelmiyeceğini bağlı olamıyacağını ortaya koymuştur. Hitlerin uzun uzadıya söylemiş ol- duğu bu sözlerden anlaşılan şudur ki Almanyanın doğu andlaşmasına karşı gütmek kararını verdiği sıyasa, böyle kösteklere kendini kaptıdmamak ve do ğu yönüne doğru günün birinde ge - nişliyebilmek için kapıyı daima açık bulundurmaktır. Benim anladığım şudur ki Hitletin ve Almanyanın amacı İngiltereyi ve Fransayı, kendisinin batı tarafına sal- dırmak gibi hiç bir düşüncesi olmadı. ğına ve biricik kuşkusunun doğuda ol duğuna kandırmaktır. Bu sıyasanın İngiltereyi kandıra « cağını ve diplomatlarımızın Rüusyayı bir kollektif sistem dışında bırakacak bir teklife yanaşascağını ummak incnı- lacak bir şey değildir.