2, NiSAN 1935 SALI Berlin, 1 (A.A.) — İsviçre elçisi, bu- gün öğleden sonra, İsviçre hükümetinin gazeteci Salomon Jacob meselesi hakkın« ON ALTINCI . ULUS Adımız, andımızdır. miştir. daki notasını Dışişleri Bakanlığına ver« Her yerde 5 kuruş Gündelik SİNEMANIN YILDÖNÜMÜ kmst'ln günlerde sinemanın kır - Ct yıldönümü anıldı.. Roma - da bunun için eğlenceli ve söylev- toplantılar yapıldı. Türlü yıldö- özel î':i arasında sinemanınkine Yeri ir değer vermek gerçekten _e“n_dedîr_ Bugün kırk yaşına mı’ olan sinemanın bir çok ba- Yük arda oynamakta olduğu bü - Uk rolü anlamıyan kalmamıştır. ihnema devrin tapındığı gücler - en biridir. Türlü bayramlar içi - -e onun doğuş gününü de almak Ok görülecek bir şey değildir. Sinema kadar bütün — in- Ce 81 kaplamış — bir eğlen- km çeşidi yoktur. Bu ba- çimdan sinema yer yüzündeki u'l“n.la" birbirine yaklaştırmakta ::;lidıye kadar başka hiç bir gü - l N oynıyamadığı rolü almış l_?u- Unmaktedır. Aynı bir film dün- ,:n m_döl't bir tarafında yüz bin- ı-.cf insanı aynı biçimde düşün - İiklmyor' duyduruyor, ve böyle - B devrin kültürünü yayarak rl:. ulusları birbirine yaklaştır- .:S' yardım ediyor, sinema bu ünü her vakit bilerek - ve isti- Yerek oynamakta değildir. O bel- aha çok eğlendirerek para ka- î:nm“k amacını gütmektedir. Fa- çat gözün kavrayış gücü, insanlar lçl?' hangi ırktan olursa olsun, MOSKOVA GÖRÜ ŞMELERİ BİTTİ Çıkarılan bildiriğ çok iyi karşılandı B. Eden Varşovaya doğru yola çıktı Moskova, 1 (AA.) — B. E._den Varşovaya giderken B. L_itvınof kendisine demiştir ki: “Eyi başa- rımlar dilerim. Sizin başarımınız bizim başarımımız olac_nktxr.,, Bu uğurlama sözleri ingiliz - sovyet görüşmelerini saran umud verici h 1 göstermektedir. Ğ av;).' Eden büyük bir kalabalığın başarım dilemeleri arasında yola çıkmıştır. Lord Eden'in sözleri * Varşova, 1 (A.A.) — B. Eden, Moskovadan ayrılmazdan önce Pat ajansı bildirmenine _şö.yle" d_e.:- miştir: “Varşova seyahatini büyük bir kıvançla yapıyorum. Bu seya- hatin amacı şimdiki durum Üze- rinde Polonya devlet adamlariyle görüşmektir.,, Bildiriğ nasıl hazırlandı 1 (AA) — Havas bildir- of ve Eden tarafın. ldiriğin Mos - Moskova, meninden BB. Litvim tır. Bunun sebebi B. Eden'in bildirikten Londra kabinesine telyazısiyle duyuk vermek istemesi olmuştur. Bu danışma sonucunda Sovyetlerin Londra Büyük Elçisi B. Maiski'nin, bildiriğin son şeklini kararlaştırmak için İngiltere elçiliği ile Sovyetler Birli- ği dış komiserliği arasında birçok kere « ler gidip geldiği öğrenilmiştir.. NOT Bu bildiriğin hulâsası dünkü şayı. mızda çıkmıştı: Bildiriğ beğenildi Moskova, 1 (A.A.) — Havas bildirmeninden: Resmi Sovyet mahfilleri görüşmelerin sonucla - rından çok kıvançlıdırlar. Bildiri- ğin bazı parçaları ve hele iki dev- let mümessillerinin her iki yönün topraklarının bütünlüğünü - tanı- dıklarını gösteren uzdil cümlesi bütün umudları bile geçmektedir. Bildirik dikkatli okunursa do- ğu andlaşmasını Almanya ile Po « lonyaya açık bırakanın İngiltere değil Sovyetler birliği olduğu an- laşılmaktadır. Belediyemiz yeni büdçesini hazırladı Bu yıl yol işlerine 700 bin lira harcanacak otobüsler eylülde işl emeye başlıyacaktır Ankara Beledi- ? DK ye Meclisi dün —— : devrenin kanuni toplantısını yap »« ““ — o mıştır. Toplantı « —— yıaçan Bay Tan — Doğan bu devre « — de de meclise şe- * hir adına verimli işler başarılmasını dilemiş ve günle- meçteki seçimle « rin — yapılacağını — söylemiştir. Se - çim sonunda 32 oyla birinci baş - kan vekilliğine Bay Rauf, ikinci baş - kan vekilliğine Kütükçü Feyzi, encü - menlere de aşağıda adları yazılı üyelerin seçildiği anlaşılmıştır: Tarife ve kanunlar encümeni! Ha - lim, İbrarim, Naşid, Rifat, Feyzi, Mec- di Sadrettin, Ekrem, Büdce encümeni: Samiye, Hayrul - lah, İskender, Rauf, Reşad, Cafer Tay - yar, Vehbi. İmar ve nafıa encümeni: Ahmed, Ce- mal, Muhlis, Süreyya, Sakip, İbrahim Kemal, Veli. Sıhhiye encümenit Makbule Naci, Hüseyin Ertuğrul, Yusuf Hikmet, Ali olan Bay Tan Doğan Başkanlık ederken Hesabları tetkik encümeni: — Fethi, İskender, Hamit, Ziya, Muzaffer, Nu » rettin, Nusrat. Encümenl çiminden sonra, 930 yılı büdcesinin hazır YT K söyliyen Bay Tan Doğan, 934 yılı büdcesine gö- ve Başkanlığın 150 bin liraya kadat ödünc alabileceğini, fakat belediyeyi bir borc altına sokmamak için tahsilât faz « lasiyle kapatılarak denk bir büdce ile — yılın sona erdirildiğini söyledi ve bu miğ” 5. tl. et L ıl (| :_ kll'!l M terdiği güvenden ötürü teşekkür etti. Bu yılki büdcenin de bir borç almax yı gerektirmeden hazırlandığını söyli « deği F birlikte hazırlanan bi Gişmedi &i anın ken- dan birir MN e ö:ü::;g!ı)?f eı;c:ıı:;lmlık vardır. | kova saatiyle 16 de çıkarılacaşı bildiril 0 eğ ... BENTR (T e mişti. dir, glendınrk(esno,îu??uiıiınî[;r;ı;n’k;ıeia u Ancak bildiriğ biraz geç çıkarılmış - z Ka — 1—Öz türkçe köklerden B” yazılarını gazetelere vereceqız. 2 — Yeni konan karşılıkların iyi ayırı — Kökü türkçe olan kelimelerin 0 len şekil gibi. ğ — Savmak, itmek © (Fr.) Expulser, KAt EIOîgner ,,.".'“?“ Belâyı savdım (def'ettim) — (& : *tibirlerini çekerler ve iterler (cezp Ve def'e « Stler) — Attraction et repulsion des COTPS: ine isiniler (Fr.) Tresor b*"“mek ö Gömmek ee Defter (T. Kö.) — (Fr.) Cahier. Dekan Dek, o:ît — Yılgı — (Fr.) Terreur < dek: Sâika düşünce halk de © Yıldırım düşünce halk yılgi içi Setü inhizam — Sıngılık — (Fr-) Epouvante, z:nek; Âsiler son hücumlarında, dehşetü inhi- s(:a" uğradrlar — Azıyanlar, son hücumlarında Srlığa uğradılar. . tü 1 — Ağız (Bak: Cihan, âlem) — Acun, dünyâ (T. Kö.) hşet içinde kaldı nde kaldı. inhizama uğramak — Sınmak — (Fr-) *Pouvanter $etü inhizama uğratmak — Sındırmak — (Fr.) Pouvanter, in:ıeit timek — Göğtermek — (Er-) Signifler; ö Güer Tnek: Bu sözler onun kötü yürekliliğine de- (D eder — Bu sözler onun kötü yiireklilı'ğini Sösterir, (F:t) etm_ek — Yol göstermek, kılavuzlamak — rn.ek(.:'m(_ı_"'__montrer le chemin KPT Iabiıd B Köylüler delâlet ettiler de'yo u oy(m]a- k im — Köylüler yol gösterdiler .de Sluk ettiler de) yolu öyle bulabildim. ü 5e ğ _e—(ta“'han anlamına) — Kanıt — (Er.) Argi bi . z Aür Tek: Delilsiz davaya kimse inanmaz — Ka Dtsr. - Z dileve kimse inanmaz. (Vtesiıqı anlamma) — Belge — (Er-) Döocü « Mmhk;r.'rlrihî deliller (vesikalar) — Tarihsel d edilmesi için, gereğine göre, bu günkü işlenmiş - ve Tanıt — (Fr.) Preuve :| (Beyyine anlamına) — Delil (Beyy Kıdlavuz — (Fr.) Delil (Yol gösteren anlamına) — Guide Dem — Kan Dem — Dem (zaman anlamına) (T- Kö.) Demevi — Kanlı, kansal Demgüzâr olmak — Vakit geçirmek Denaet — Alçaklık — (Fr.) Lâchete — Ç(EFr.) Lâchement r hile ile onu öldürdü Denaetkârane — Alçakça Örnek: Denaetkârane bi — Alçakça bir dekle onu öldürdü. Deni — Alçak — (Fr.) Lâche Örnek: Deni! — Alçak! Dendan — Diş Der — Kapı Örnek: Deri devlet — Devlet kapısı. der - — - de, içinde r Deraguş — Kucaklama Deraguş etmek — Kucaklamak Derbeder — Dağmık, salpak Örnek: Derbeder bir adamdır — pak) bir adamdır. Derbend — Boğaz, dargeçit Derc — Derç (T. Kö.) Derd — Dert (T. Kö.) Derdest — Yakalama — (Fr.) Arrestation, attraper Örnek: Polisler hırsızları derdeste çalışmakta- yakalamaya çalış- Dağınık (sal- dırlar — Polisler, hırsızları maktadırlar. Derdest etmek — Yakalamak — (Fr.) Arr&ter Derece — Derece —— (Er.) Degre Dereke — Dereke Dergâh — Derge (Sonu 6 ıncı sayıfada) OSmaııl;;îadaıı Türkçeye Karşılıklar gelen sözlerin karşısına (T. Kö.) beldeği (alâmeti) konmuştur. fransızcaları da yazılmış. kullanılan şekilleri alın mıştır: Aslı a -PDerhal — Hemen Vahid, Bilâl, İsmet, Osman, Derk, idrak — An, anlama — (Fr.) Compr&hen- sion Derkenar — Çıkma Örnek: Bu evrakı bir derkenar yazıldıktan son- ra yetine gönderiniz -« Bu kâğıdı bir çıkma yazıldıktan sonra yerine gönderiniz. Derketmek, idrak etmek — Anlamak — (Fr.) Com- prendre Örnek: Bu işin güçlüğünü idrak >edemedi — Bu işin güçlüğünü anlıyamadı. Derman — Derman (T. Kö,) Dermeyan etmek — Ortaya koymak, öne sürmek Örnek: Bu fikri dermeyan eden sizdiniz — Bu düşünceyi ortaya koyan (öne süren) sizdiniz. Derpiş etmek — Göz önünde tutmak Örnek: Evvelâ bu işi derpiş etmelidir — Önce bu işi göz önünde tutmalıdır. Ders — Ders (T.) — (Fr.) Leçon, cours Deruhte etmek — Üstüne almak, yüklenmek — (Fr.) Se charger Örnek: Bir vazifeyi deruhte etmek — Bir öde- vi üstüne almak, Derun — İç Örnek: Derünunda nütus tezkeresi bulunan bir çanta — İçinde doğum kâğıdı bulunan bir çan- ta, Deruni — İçkel Örnek: Deruni bir meserret — İçkel bir sevinç Derya — Deniz Desise — Dek, oyun, aldaç — (Fr.) Ruse, intri « gue, fourberie Dessas — Dekçi, oyuncu, aldatıcı — (Fr.) Rus&, intriguant Dest — El Destar — Sarık ayrıca örnekler de konulmuştur. k olan hak, aslı ügüm olan hüküm, türkçe “çek,, kökünden ge- (Sonu 5 inci sayıfada) Deste — Takım, demet Örnek: Bir takrm oyun kâğıdı, bir demet çiçeli Destgir — Yardımcı, elinden tutan Destres olmak — Ele geçirmek, elde etmek eriş mek — (Fr.)Obtenir, acgufrir Deşt — Bozkır, çöl Deva — Em, ilâç (T. Kö.) — (Fr.) Remtde Örnek: Bu hastalığın devasınr bulamadılar * Bu hastalığın ilâcını (emini) bulamadılar. freguentation Deveran — Dolaşı Örnek: Deveranı dem — Kan dolaşısı Deveran etmek — Dolaşmak Örnek: Deveran eden haberlere göre — Dola-« şan duyulara göre, Devlet — Devlet (T. Kö.) — (Fr.) Etat Devr — Devir (T. Kö.) Devran — Evren Örnek: Âlem gene ol âlem, devran gene ol dev- ran.. — Acun gene o acun, evren gene o evrene Devre — Devre (T.) Devriye — Gezek Örnek: Geceleri jandarmalar devriyeye çıkm lar. Deyn — Borç Dicür — Karanlık Didar — Yüz, çebre (T. Kö.) Dide — Göz - dide — « görmüş K ılavuzu N.9 Bunların her biri hakkında sırası ile uzmanlarımızın (mütehassıs) yorlar — Geceleri jandarmalar gezeğe çıkıyor. ' Devam — Devam (T. Kö.) — (Fr.) Continuation. — —