SAYIFA 2 Kamutay'da| j J. U. K. büdcesinde yapı- lan değişiklik hakkındaki kanun lâyihası onandı Kamutay, dün saat 15 de Bay Nuri Conker'in Başkanlığında toplanmış ve jandarma genel ku- mandanlığı 1934 yılı büdcesinin 426 mcı faslında yapılacak deği - şiklik hakkındaki kanun lâyihası ve büdce encümen mazbatası o - kunmuştur. Genel heyetçe onanan bu ka- mun lâyihasına ve büdce encüme- ni mazbatasma göre; 2671 numa- ralı kanunla 1934 mali yılı jan- darma genel kumandanlığı büdce- sinde yeniden açılan (temdidli ef- radın 1933 yılı karşılıksız maaşla- rı) faslına (27000) lira konuldu- ğu ve bu efradın alacakları yalnız maaş tertibinden olmayıp kanun- harına göre verilmesi gereken ik- ramiye ve hayvan tazminatı gibi bazı istihkakları da içine almakta olduğundan hükümetçe bu kanu- mun tavzih edici bir şekilde değiş- tirilmesinden ibaret olan teklifin yerinde görüldüğü ve kanun lâ- “yihasının olduğu gibi onandığı Büdce encümeni mazbatasından anlaşılmış ve kanun lâyiha - sı jandarma genel kuman - danlığı 1934 mali yılı büdcesinin sonunda 2671 sayılı kanunla açı- Jan 426 ncı faslın adı. “temdidli efradın 1933 yılı karşılıksız ala- cakları,, olarak düzeltilmiş ve 27 bin liranın 23 bin lirası, temdidli efradın 1933 yılı karşılıksız ala- *cakları maaşa, (1500) İirası veri- lecek ikramiyeye ve (2500) lirası da verilecek hayvan tazminatına karşılık gösterilmiştir. Ruznamede konuşulacak baş- ka bir şey olmadığından perşem- Ç Dışarı gönderilecek maden sularımız Maden sularımızı — yabancı metleketlere göndermek üzere dışardan getirilecek birer Hitrelik boş şişelerin, altı ay içinde ma- den süyu dolü olarak gene di - şarı çıkarılmak şartiyle teminata bağlanıp gümrük resminden “mu- vakkat maufiyet,, usulüne bağlı tutulması kararlaşmış ve karar gümrüklere bildirilmistir. be günü saat 15 de toplanmak ü- zere toplantıya son verilmiştir. Af kanununun üçüncü maddesi 2330 sayılı af kanununun 3 ün- cü maddesile affa uğrıyanlardan birden çok suç işliyenler için içti- ma kaidelerine göre verilecek ce- zanın hepsinden mi, yoksa her suc için tertib olunan cezalardan ayrı ayrı indirme yapılması mı İâzım geleceğinin tefsiri Başbakanlıktan istenmiş ve Kamutay adliye encü- meni, kanunun bu maksadına gö- re tereddüde yer kalmıyacak su- vette tatbikatını temin için aşağı- da yazılı tefsir fıkrasını umumi heyetin kabul ve tasvibine arza oybirliğiyle karar vermişlir. Tef - sır fıkrası şudur: *2330 sayılı kanunun 3 üncü maddesi, birden fazla suç işliyen- ler hakkında her bir suç için veril- miş veya verilecek olan cezalar- dan ayrı ayrı indirme suretile tat- bik olunur.,, İşbu tefsir fıkrası Kamutayın ULUS Bay Fahri ve arkadaşla- rınım muhakemesi Dün birinci asliye ceza mahkemesin- de etki Posta ve Telgraf Genel Müdürü Bay Fahri, muavini Bay Suphi, eski Telgraf İşletme Müdürü Bay İhsan Ce- malin muhakemelerine devam - edilmiş ve iddia makomı iddianamesini okumuş- tur. İddia makamı Bay Fahri için suçun esası olan mayıs 1911 tarihinde yapılan mukavelenin tarifeye aid olan Üüçüncü faslındaki osasın altınla kâğıd para ara- sındaki değer farkının devam ettiği müddetçe tarileye yeni bir Kıstas ko - yan haziran 1923 ve mayıs 1929 tarihli mukavelelerin tatbikindeki yolsuzluk - ları teşrih etmiş ve tenzilli tarifenin tat- bikinin geciktirilmesi için yapılan işle - ri hususi bir kasta matuf bulmuştur. Bay Suphi'ye gelince işin aslmı da - ha evelden bildiği halde Bayındırlık Ba. kanlığının tezkeresini hiç bir lüzum ol- madan geciklirmiş ve işe yanlış bir mecre verilmesine scbebiyel vermiştir denilmekte. İhsan Cemal için de itimad ettiği bir umum müdürün emirlerini ye- rine getirmiş ve müsveddeleri yapmış beğenilmiyen müsveddeler umum mü - dür tarafından tashih edilmiştir. İhsan Cemal'in umum müdürle bu sıkı teması kendisinde nltın esasının yeretmesine ve sabit fikir haline gelmesine sebeb olrı tur. İhsan Cemal bu işte Umum Mü: rün kanuni olmıyan boyun eğmiş ve hi da anlaşılmıyan bir sebeble mek için tebliğ şekilleri bulmak istemiş ve © yolda hareket etmek suretiyle — va- zilesini suiüistimal etmiştir. Denilmekte ve bu sebeblerden dolayı Bay Fahri ve Bay İhsan Cemal'in bu hereketleri vazi feyi sulistimal eder mahiyette görüldü- günden ceza kanununun 240 mcı mad - desine tevfikan 3 ay hâpis ve 3ay da memuriyetlerinden — mahrumiyetlerine BU VU KLAR Elektrik ve havagazı sayıcıları Şehrimizde elektrik ve hava — gazı kullananlardan bazılarınm tesisatlarının kuvvet harcamasınz ölçen - sayıcılarının hatalı olduğu hakkında ölçüler nizam. namesinin 26 ıncı maddesine dayanarak yaptıkları şikâyetler üzerine Ökonomi Bakanlığı merkez mentakası ölçüler ve ayar başmüfettişliğince yapılan muaye - neler sonucunda bunlardan bir takımla- rınm gerçekten balalı-oldukları anla - şılmıştır. Evinde veya mücssesesindeki elektrik veya havagazı sayıcısının doğ - ruluğundan esaslı şüphelere düşenlerin yukarda sözü geçen başmüfettişliğe başvurmaları tavsiye edilmekledir. İnhisar idaresi yeni bir siğara çıkaracak Gümrük ve İnhisarlar Bakan- hığı sigara paketlerine ikramiye konulması işini tetkik etmektedir. İnhisarlar Umum Müdürlüğü ya- kında Samsun tütünü ile Samsun sigarası çıkaracaktır. Bu sigara- nın fiatı henüz tesbit edilmemiş - tir. İngiliz büyük elçisi İstanbul'a gitti Ingiliz Büyük Elçisi İstanbula gitmi » ——— Bay Suphi'nin de ceza kanununun 230 uncu maddesine tevfikan otuz İira ağır para cezası ile mahkümiyetlerine karar verilmesini istemiştir. Suçlu vekillerinin müdafaalarını yapabilmeleri için muha- keme dokuz nisan salı gününe talik edi!- L miştir. GTVENE VAT AETTTA YF UN AYU Ve GAT YRROR AY YAY GETAYKUEYUS LUYLANY U Ankara radyosu — Bugünkü radyo programı şadufi — 19.30 » Çocuk saati 4 19.50 . Musiki; Ş Tehaikowaky — Lied Ohne W Rubenstein M&lodie ç Glazounov Melodie Artabt © a Sörönade Esp Violonsel: Rdip Sezen Piyano: Ulvi Cemal 20.10. Maliye vekâleti saati 20.20 Dans musikisi 20.30 - Musiki: Leclair Trio : Necdet Remzi no: Ülvi Cemal Violonsel: Edip Sezen 20.50 - Haberler. Öğretici filmler Ökonomi Bakanlığı öğret” | filmler hakkında bir kanun projf si hazırlamıştır. Bu projeye gö" memleketimizde — bulunan $ malar gösterecekleri esas mııifı İ evel halk ve çocuklara mahsus 08 retici ve teknik bir film göstermt ğe mecbur tutulacaklardır. Devlet | dairelerince getirtilecek olan bi | öğretici ve teknik filmler her tüf | lü vergi ve resimden'muaf olacell tır. KÜLUSEDEKEUBEYYELBELUYUN GN öSSETE U vEDEN. zaSUNUAL ! Moskova'da bir türk j operası Bu akşam saat 21 de Mosko- vadaki Komintern istasyonun- dan Türkiyeye mahsus olarak “Şahsenem,, operası verilece- ği haber alınmıştır. Şahsene- min mevzuu Kerem ile Aslı hikâyesidir. Komintern istas- yonunun tul mevci 1724 dür. KACGELDUREU GNL GA IKY OEeUEA Si aSe MEveN rartereN aK ErLAKAMİ ——— —at AA G G Digerbin — Özgecil — (Fr.) Altrniste Örnek: Digerbin olanları hetkes sever — Özge cil olanları herkes sever, Dikkat — Dikkat (T. Kö) — (Fr.) Attention Dil — Yürek, gönül Dilâra, dilrüba, dilfirib — Gönül alan, gönül okşa- yan Dilâver — Yiğit Dilâzar * Gönül inciden, hatır kıran Dilbaz — Gönül eğleyen — Dilber — Güzel Örnek: Dilber bir krz — Güzel bir kız, — DPilgir — Gücenik, kırgın Dilgir olmak — Kırılmak, Örnek: Bana sebebsiz dilgir oldunurz — Bana sebebsiz gücendiniz. Bu sözlerden dilgir oluşu doğru değildir — Bu sözlerinden kırılması doğru değildir. — Dilgüdaz — Yürek eriten Dilhâh — Gönül isteği, arzu (T. Kö.) Örnek: İşler dilhahı üzere gitmedi — İşler &. zusu üzere (gönül isteğince) gitmedi. Dilhıraş (Bak; Canhıraş) Gönül koparan Örnek: Pir sadayı dilhıraş — Gönül koparan bir ses /— Dilhün olmak — Tçi kan ağlamak Örnek: Onun bu düşkün halini görünce dilhân oldum — Onun bu düşkün halini görünce içim - kan ağladı. — Dilir « Yürekli Dilküşa — Iç açan Örnek: Mahalli dilküşa — İç açan bir ver — Pilpesend — Gönül beğendi (Diüiş — Yüreği yarakı -Dihuz — Yürek yakıcı, iç yakan, acıklı Dilşad — Sevinçli — Dilşikeste — Gönlü kırık Bimağ — Beyin «& (Fr.) Cerveau, corvolle “Din — Din (T.) — (Fr.) Religion Dini — Dinsel — (Fr.) Religicux Örnek: Dini müesseseler — Dinsel kurumlar, Yaddinsel — (Pr.) İrteligicux ! hareketler «« Yaddinsel ha- reketler. Lâdini — Dışdinsel — (Fr.) Areligieux Öznek: Dinle hiç Dir alâkası olmuyan müessese ve hareketlere lâdini derler — Dinle hiç bit ili- şiği olmıyan kurumlara ve hareketlere dişdim- sel derler. Dirahşan > Diraht — Ağaç Parlak, parlıyan Dirayet > Usuğ — (Fr.) Adresse, intelligence, ca- pacite Örnek: Bilgisi ne kadar vüsatli dirayetsiz bir insan tuttuğu işte muvaffak ola. mez » Bilgisi ne kadar geniş olursa olsun usuğsuz bir insan tuttuğfu işi başsramaz. — Usuğlu — olutsa olsun, Dirayetli (Fr.) İntelligent, capable, adroit Örnek: O, pek dirayetli hareket etti — O, pek usuğlua hateket ctti. Diraz — Uzun Diriğ etmek — Esirgemek Örnek: Muavenetinizi benden diriğ etmeyiniz « Yardımınızı benden esirgemeyiniz. Dirin, dirine — E:ki Örnek: De'bi dirin Eski törü, Divane — Deli, aptal, alık Diyar — El Örnek; Diyar diyar dolaştıkten sonta buraya geldi — E) el dolaştiktan soma buzaya geldi, Dızdar — Kale sakmanı Dost — Dost (T. Kö.) — (Fr.) Ami Dücret (zucret) — Sıkıntı, darlık Örnek: Son senelerim ducret içinde geçti —« Son yıllarım sıkıntı (darlık) içinde geçti. Duçar (giriftar) «« Uğramış, yakalanmış, tutulmuş Duçar olmak (giriftar olmak) — Uğramak, yaka - Tanmak, tutulmak Örnek: ! — Bir derdi devânüpezire duçâr oldu —eİlâtı bulunmaz bir derde tğradı, 2 — Duçsr olduğu Yfelâketten tahlisi ğiziban edemedi — Tutulduğu felâkettem yakasını kur- taramadı. 3 — Öldürücü bir aşka giriflar oldu — Öldürü: cü bir aşka yakalandı. Düd —Kurt, duman Duhan - Duman, tütün Duhter — Kız Duhul Girme, girim Duhuliye — Girratlik ye vermeksizin içeriye 2linamaz sizin içeriye alınımaz, Dün — Aşağı, aşağılık (Ast * madün) Örnek: Bu halıyı dün bir fiatla setmak işteme- di — Bu halıyı aşağı bir paha ile medi. Ne dün bir fıtratı var — Ne aşağılık bir yaradım ışı var . satmak iste. Dür — Uzak Örnek: Allah kimseyi götdüğünden dür etme. sin — Tantı kimseyi gördüğünden uzak bırak- masın, Dürendiş (dütbin) — Uzgören, üzgörür — Avis€, clairvoyant Örnek: £ — Devletin başına geçen adamlar dü- rendiş olmalıdır — Devletin başına — geçen a- (Fr.) damlar uzgörür olmalıdır. 2 — O, dürendiş bir adamdır — O, uzgören bir adamdır. Dürendişlik (durbinlik) — Uzgörürlük Duşize (Bak: bükir) — Eldeğmemiş Dümdar -- Artçı — (Fr.) Arriöre-garde Örnek: Düm anı Hücüm etti —Artçr kollarımız kollarımız düş Dümü — Gözyaşı Dünbal — Kuyruk Dürbün * Görgüç — (Fr.) Lorgnette, lunette Örnek: Zabitler uzağr rüyet için dütbün İsti- mal ederler <- Subaylar uzağı görmek için gör- güç kultanıtlar, Düruğ — Yalan Dürüst — Doğru, — düzgün, (Pr.) Exact, correct, dürüst (T. Kö.)y — Dürüşt — Sert, kaba Örnek: Dürüşt hareketlerile hepimizi — gücen. dirdi & Kâba (sert) hareketlerile hepimizi gü * çendirdi. ğ , “Düstur — Dürtur (T. Kö.y — (Fr) Code, töple * göntrale, formule Düşnam «« Sövgü Örnek: Büyük — işe düşnamından kork basll girişenler onun lar — Büyük işe gi ler onun bunun sövgüsünden korkmazlar. Düşvar — Güç, zor Düyün — Borçlar -> (Fr.) Dettes ünu umumiye — Genel borçlar —« (Fr.) D“' publigue Düzd > Hırsız — (Fr.) Volcur Eazım — Büyükler * Örnek: Timur devri edzımınaan — Timut 68 | ri büyüklerinden. Eb — Baba Ebatil (Bak: batıl itikad) — Boşinanlar * ("', Superstitions Örnek: Ebatile bağlı olanların aremızda ""', yoktur — Boşinanlara bağlı olanların ııs'v'*z yeri yoktur. Ebed, Ebediyet — Sonrasızlık — (Fr.) Eteritö Örnek: Bu fâni hayat içinde ebediyet düşü?” | si, Bir teselliden başka tir şey değildir ZBN ölez hayat Avunmaktan başka bir şey değildir. Ebedi — Sonrasız — (Fr.) Eternel Örnek: Ebedi bir kuzur ve süküna kayuşmak tiyordu — Sonrasız bir baysallığa kavuşmak tiyordu. içinde sonrasızlık düşüncesi B Ebediyen Ç(İleleted) * Hiç bir zaman, hiç 'bir VÜj kit, hiç bir daha — (Pr.) Eternellement, â jamais Örnek: Gözleri hiç bir daha açılmamak gsütt kapandı «« Ses yetix se sont fermös - öterit ment. H Onu hiç bir daha görmiyeceğiz — Nous Dt verrons plus jamais, vali e leşy e n eee deasan AA DÜZELTME Dünkü . kılavuzun - birinci s'!fu!la"nl (Cidal) kelimesinden sonra şu sözler cekti: Mücadil — Uğraşkan,