Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
WĞBü ( Bi ' A N 4 - ' Bk Hati SAYIFA 4 * hd V4 Silahlı diplomasi 25 mart 1935 tarihli Noye Zürher Saytung gazetesi B. Musolininin Ve « nedik sarayı balkonundan verdiği söy levi araştırdıktan sonra diyor ki: Askerlik mükellefiyetinin ilanından ve Versay andlaşması askerlik hüküm - Jerinin Almanya tarafından kaldırılma. sı üzerine sekiz gün geçtikten sonra, Avrupa diplomasisi askerlik tazyik va- sıtaları ile çalışma devresine girdi. Bu durum, emrivaki sıyasasının verdiği sonuçtur. Büyük Britanya, Fransa ve İtalya hükümetleri, — Paristeki üçler ikonferansında temasa geçtikleri ve Rayh hükümetinin bir taraflı hareketi karşı. sında ne yapacaklarını görüştükleri sı- yalarda, Sir Con Saymenin Berline ha. reketinden evelki akşam, karşılık hare- ketin filen ilk tedbiri alındı. — İtalya, cumartesi akşamı 1911 kura efradını si. lah altına çağırdı; aynı zamanda da berhangi bir âni harekete karşı, 1 ni - sandan itibaren 600.000 kişinin silah al. tında hazır bulundurulacağı ilan edil - di. Gene aynı gün içinde Musolini de bir söylev vererek Avrupa meseleleri. nin doğurduğu ihtimallere karşı faşist Bükümetinin tam bir hazırlık — içinde beklemesi lazım geldiğini açıkça izah €etti. İtalya hükümetinin önderi, Av - rupa devletlerinin elbirğiyle çalışmala. ti arzusunü izhar ettiği gibi, İtalya matbuatır da bugün, silahlanma mesele- sinde Almanya ile Dir anlaşma yapıl . ması arzusunu saklamıyordu. Kısmi se- ferberliğin yapılması — ve elde mevcud askeri kuvvetlerine işaret edilmesi ile şu demek isteniliyor ki, Almanya ile yapılan görüşmeler verimli bir sonuçla bitmezse karşı taraf, Almanyanın and. laşmayı bozmasına müessir çarelerle karşılık verebilecek, ve hattâ bu görüş- melerin suya düşmesi sonucunda, ister askerlik bakımından olsun isterse her. hangi bir surette meydana gelecek du- ruma karşı da silahliı. bulunmaktadır. İtalya, almış olduğu tedbirlerle bu tesi. ri uyandırmak istiyor ki, bu suretle as- keri tazyik ünsuru Avrupa diplomasi . sinde yeniden mühim bir rol oynamağa başlıyor. Bu çarelere baş vurmağa İtalyayı mecbur eden bir çok değişik sebebler vardır; aynı çarelerin kullanılması son hafta içinde fransız gazetelerinde de münakaşa mevzuu olmuş ve hattâ bu ça- reler göz önünde tutulmuştur. Doğu Afrikasındaki gerginlik Avusturyada ulusal sosyalistler nezdinde ve Alman - yada, Avusturyada bir değişiklik ya « pılması ve hattâ Avusturyanın Alman . yaya katılması umudunu uyandırdı ve sanıldı ki, İtalyanın Habeşistan ile ara- sı açılmış olması yüzünden bir savaş çıkacak ve bu savaş, Avusturyada ya . pılacak olan herrangi bir değişikliğe İtalyanın silahla müdahale etmesi im- kânlarını ortadan kaldıracaktır. Bu dü. şünceye anlaşılan Berlinin bazı mah « filleri de iştirak ettiklerinden ve bu . nun sıyasal kararlar üzerinde de müest- sir olması sonucunda, İtalyanın Ber . Hindeki prestiji bir parça eksildi. An « tak, İtalya bundan böyle herhangi bir âni harekete ve bilhassa Avusturyada yapılacak bir emrivakie karşılıkta bu . lunacağını ve böyle bir durumu göz ö- nünde bulundurarak icab eden tedbirle. ri güven altına almış olduğunu isbat e- dince, eski durumunu gene yerine ge - tirdi, Bısa duyuklar İrak hükümetinin yeni kararları 25 mart 1935 tarihli Noye Zürher Saytung gazetesinin yazdığına göre; İrak hükümeti, sü ve kültür bakanlığı: nın bir kararı üzerine gelecek ders yı. lından başlıyarak orta okullara giden gocuklara tüfek ve makineli tüfek kul - lanmak öğretilecektir. Bu düşünce ile alakadar olmak üzere bu yaz çocuklara askerlik öğretilecek, kamplar yapiıla « caktır. Bundan başka hükümet, üç filo. luk bir tayyare alanı kürmağa karar vermiştir. İngiltereden dört topçeker alınmış ve denizci yetiştirilmeleri için İngiltereye zabitlerin gönderilmiş ol - ması dolayısiyle bir deniz işleri bakan- ) Şwa turulması da düşünülmektedir. ı (Y;lîancı gazetelerde okudukl_arı lZ' Berlin ziyareti 26 mart 1935 tarihli Mançester Gar. diyen gazetesi Berlin ziyareti hakkın. da şu başyazıyı yazıyor: Sir Con Saymen ile B. Eden Ber « linde alkışlarla karşılanmıştır. Bütün bunlar hiç şüphesiz çok iyi işaretlerdir, Alman makamlarının, halkının ve mat- buatınm gösterdikleri dostluk ruhu ay - rıca memnuniyetimize yol açmaktadır; bu ziyaretin gayesi de dostluktur, Fa « kat bu ziyaretin çok ciddi ve tehlikeli tarafları da vardır. Bu ziyaretin en büyük maksadı, bizzat Sir Con Saymen. in söylediği gibi, istikşaftır. İngiltere hariciye bakanı, Hitler ile Almanya hü kümetinin Londra tekliflerinin heyeti umumiyesi hakkında noktai nazarlarını öğrenmeğe çalışacaktır. Bir müddet e- vel Londrada Rusya elçisinin işaret et- tiği gibi Avrupa barışı, taksimi kabil olmıyan bir tek şeydir. Aynı şekilde bu barışı tam olarak sağlamlaştırmak yo- lunda yapılan son teşebbüs sayılabile- cek olan Londra teklifleri de taksimi kabil olmıyan bir şeydir. B. Edenin Berlinden Moskovaya, — Moskovadan Varşovaya ve oradan da Praga gitmesi- nin sebebi de budur, Bu ziyaretlerle bunların başında gelen Paris ziyareti ve sonunda gelecek Stresa ziyareti ile kon. sey toplantısı bu işin taksimi kabil ol- madığının işaretleri ve delilleridir. Acaba bu tamamiyeti tehdid eden nedir? Belki yakın bir zaman için teh- like yoktur; fakat bundan hiç bir za- man emin olamayız ve ergeç bu tehlike- nin belirmiyeceği büsbütün şüpheli bir meseledir. Almanyanın doğuya doğ- ru yayılma niyetleri ne doğu Avrupa. sının ne de bütün ÂAvrupanın barışı ile telafi kabil olmıyan bir meseledir. Fa - kat bu niyetler sadece mevcud olmak- la kalmıyor, aynı zamanda alman dış sıyasasında da tesirlerini — gösteriyor. İşin daha fenası Hitler ile müşavirleri bu hareketlerinin ingiliz dış sıyasası ile kabili telif olduğunu da zannediyor- lar. (Vakıa İngilterede almanların bu niyetlerine temayül gösteren bazı gay- rı mesul ve hiç bir şeyi temsil sakkını haiz olmıyan kimseler yok değildir.) Bu neviden niyetler beslemenin ne bu. gün ve ne de ileride mümkün olamı . yacağını Hitlere ihtar etmek vazifesi Sir Con Saymene terettüb ediyor. Faz- la olarak silahlarda müsavat hakkı Al- manyaya nazari olarak verildiği halde Almanya bu hakkı bilfiil aldı, İngilte- re, Almanyanın müsavat istemekte hak- li olduğunu kabul etmektedir; fakat “Müsavat,, pek kolaylıkla “müsavat . sızlık,, şekline girebilir ve utanılacak derecede aşağılık birdenbire tehlikeli bir faikiyete geçebilir. Sir Con Say « men Almanyarım irarecilerine katiyet - le bildirmelidir ki ingiliz sıyasasının gayesi kollektif sistem içinde tam bir müsavat hakkının teminidir; fakat as« keri hakimiyet tamamiyle Londra tek- liflerinin önüne geçmek istediği nok- tadır; bu nokta da, çekinilmesi gayri kabil şekle girecek olan silah yarışı ile beraber, grup grup itilaflar sistemidir. — TE ae ) Mühim bir ödev 25 mart 1935 tarihli Taymis gazetesi yukardaki başlıklı bir başyazısında Sir Con Saymen ile Lord Edenin Berlin zi- yaretinden söz açarak diyor ki: “İngiliz bakanları, hareketlerinden bir gün evel Avam kamarasında göste. rildiği gibi bütün ingiliz ulusunun iti, madına sahib olduklarını bildikleri için kendilerini daha güclü bulmaları ge- rektir. Berlinde ingiliz bakanları ile görüşecek olan kimseler, hiç bir zaman şüphe etmemelidirler ki, İngilterenin biricik maksadı çatışan menfaatleri ba- rıştırmak ve tahrik görmeden yapılan tecavüzleri menedecek ve hattâ ceza - landıracak bir sistemin kurulmasıdır. Berlin ziyareti, birkaç gün önce gö- rüldüğünden çok daha iyi şartlar için « de başiryor. Almanyanın yeniden as . kerlik mükellefiyeti ilan etmesinin, Pariste olduğu kadar başka taraflarda da uyandırdığı şaşkınlık biraz daha ya- tışmıştır. İngiliz bakanlarının Berlin ziyareti- ni Fransa ile İtalyanım kabul etmesi memnun olmağa değer bir harekettir; fakat bu peşin teminata ihtiyaç duy - masa idiler daha ziyade memnun ola- caktık. Fransa ile uzun zaman yaptığı işbirliği, İngilterenin — savaştan sonra İngiltere hükümetinin Berlin ziyaretin. de hiç bir gizli ve hodbin bir ülkü güt. mediğini, sadece barışa hizmet eden bir hareket olduğunu ve binaenaleyh ala- kadar ulusların menfaati mevzuubahs olduğunu temin etmesi lazım gelirdi. B. Hitler Almanya adına barış ku - rumunda yer almağa hazır olduğunu bildirdi. Böyle bir sistemin yaşatılma- sını istiyorsa, Almanya andlaşmalarla anlaşmaların bağlayıcı kuvvetini kabul etmek mecbüriyetindedir. Almanyanın bugünkü Avrupa nizamının her nokta- sını kabul edeceğine inanmak kendimi. zi aldatmak demek oldur; fakat kati o- larak bilinmesi lazımdır ki, bundan son- barış yolundan geçecektir. Eğer bu ideale ye- tişmek nasib olursa, Avrupada uluslar- arasındaki münasebetlerin bugünkün - den daha çok artacağı bellidir. Herhal. de Avrupa memleketlerinin hepsinde değişiklikler yapmak — ve uluslararası ra yapılacak değişiklikler daima geçimsizliklerini yapıştırmak için — sa - vaştan başka bir vasıta bulmak isteği vardır. Eğer B. Hitler, ordusunu ge- nişletmekteki maksadının diğer memle- ketlerle müsavi şartlarla müzakere hak- kını kazanmak için olduğunu ve bunla- ra hiç bir tecavüz niyeti olmadığını in. giliz bakanlarına ve onlar vasıtasiyle de bütün dünyaya isbat edecek olursa, o zaman Avrupanın barış içinde değişik- likler yapabileceği — ve muhtemel bir mütecavizin karşısında göreceğini bil - diği korkunç bir kuvvetten çekinerek tecavüz niyetinden vazgeçeceğini yeni bir devrin başlangıcına girildiği *"la- şılacaktır. Bir Amerika gazetesinin bir türk kompozitörü icin yazdıkları Amerikada çıkan “Boston Evening Transcript,, gazetesinin müzik sütu . nunda kenc kompozitörlerimizden Ne - cil Kâzım hakkında türk kültür ve sa. nat âlemimizi sevindirecek bir yazı çık- mıştır. Bu uzun yazının kısaltılmışını aşağıya koyuyoruz; Ulusal melodi ve ritmlerini beynel . milel musiki ruhuna uydurmak işi bir çok memleketlerde dikkâte değer bir şekil almaktadır. Bulgaristanda Vladi- gerof, Yugoslavyada Slavinski, Roman- yada Mihalovici bu cereyanın öncüleri olmuşlardır. Bu üç musikişinas, şükro. lunur ki, beynelmilel müzik tekniğin . de olduğu kadar, kendi musikilerinin ulusal ruhunun muhafaza ve ifadesinde de muvaffak olmuşlardır. Bu suretle muhtelif ulusların halk musikileri modern musiki tekniği ile çeşnilenmiş olarak dünyaya arzolun » maktadır, Genc Türkiyede de Necil Kâzım en dikkate değer kompozitördür. Necil Kâzım tahsilini Viyana ve Pragda yap- muıştır, Joseph Marx'a ve sonra Alois Habaya talebelik etmişlerdir. Ölmüş Emil Herzka genc türk bestekârını lan. se etmiş ve altı eserini Edisyon Üniver. sel'de bastırmıştır. Necil Kâzımın mü- teaddid neşredilmemiş orkestra parça « ları vardır. Bunların hepsi türk halk melodileri üzerinde yapılmış olup çok gü zel bir modern armoni kisvesine bürün. müştür. Tamamiyle türk melodi ve titmlerile bağlanmış olan bu armonile- rin tam bir garb üslubuna malik bu « lunmasına imkân yoktur. Fakat melodi ile armoni, Aynştayn nazariyesindeki zaman ve mekân telakkisinde olduğu veŞönberg'in her zaman yaptığı gibi, mesud bir şekilde birlestirilmişlerdir. Öbzor ne diyor? Zagreb'de çıkan “Obzor,, gazetesi 25 mart 1935 tarihli sayısında Berlin ko- nuşmaları hakkında yazdığı bir yazıda diyor ki: “Berlinde ingiliz ve alman devlet a- damları arasında yapılan konuşmalar hakkında verilen resmi bildirimlere ba- kılırsa bu konuşmalar yalnız danışma - dan başka bir şey değildir; daha doğ - rusu İngiltere silahsızlanma işinde Al. manyanın neler istediğini Hitlerin ken. disinden dinlemek ve bu iş hakkında bir düşünce edinmek istemektedir. Bu- na göre Sir Con Saymenin Berline git- mesinden pürüzsüz bir sonuç beklemek doğru olmaz. Bu böyle olmakla bera - ber, ingiliz dışarır işler bakanının Ber. lindeki konuşmalardan — elde edeceği kanaatin İngilterenin genel sıyasasına istikamet vermek işinde büyük bir te « sirde bulunacağı açıktır. Almanyanın ortaya atacağı isteklerde ne kadar ileri gideceği şimdiden belli olamaz; bu is- teklerin ortaya atılması için, üç büyük devletin Strezada yapacakları konuşma ve danışmaların sona ermesini bekle - mek gerektir. Almanyanın neler istiyeceği belli ol- Mamakla beraber, neleri istemiyeceği daha şimdiden kestirilebilir. Alman - yanın istemiyeceği şey doğu ve ÂAkde. niz anrlaşmalarıdır. Bügünkü durumun. kuvvetlendirilmesi isteğine dayanan bu iki andlaşmanın yapılmasına Alman - yanın yanaşmıyacağını söylemek çok olmaz. Bundan başka ingiliz dışarı iş - erişmek Üüzere bulundukları günlerde alman gazetele. ler bakanının Berline rinin en çok Memel bahsetmeleri göze çarpan bir şeydir.,, “Obzor,, ,Avusturya bakımından İ . talya, Fransa ve İngiltere arasında dü- şünüş birliği olduğunu yazdıktan son- ra sözünü şöylece bitirmektedir: “Görünüşe bakılırsa uzun zaman sü. rebilecek olan yeni bir konuşmalar dev. resine girmekteyiz. Bu devrede Berlin, Varşova, Moskova ziyaretleri ve hattâ Streza ve Cenevre bile birer merhale- den başka bir şey olamıyacaktır. Bütün bunlar anlaşamamazlıkların barış yolu ile düzeltilmesi isteğini ortaya atmak- tadırlar. Fakat bu hususta insanın aklı. na gelen bir sorgu vardır: Acaba ara yerdeki anlaş lık dipl i yo . lu ile düzeltilebilecek bir anlaşamamaz- Irk mıdır?,, ve Sovyetlerden Berlin görüşmeleri ve Tan 26 mart 1935 tarihli “Tan,, gazetesi Berlin görüşmelerini âraştıran bir ya- zısında diyor ki; B. B. Sir Con Saymen ve Lord Eden dün Berline gelir gelmez derhal alman dışarı işler bakanı ile temasta bulun . mağa başladılar. Daha doğrusu ingiliz. alman konuşmaları bugün B. Hitlerin huzüriyle başladı. Bu konuşmalar iki gün sürecektir. .« İngiliz bakanlarının vazifesi sırf haber almak vazifesinden başka bir şey değildir. İngilizler bunu ısrarla söylü - yorlar, Berlin konuşmaları karşısında her iki tarafın aldıkları durum nerir? İn- giliz kabinesi Almanyanın — Uluslar Derneğine dönmesi ve yalnız dernek konseyinde değil silahsızlanma konfe . ransında da eski yerine geçmesi işine büyük bir ehemmiyet vermektedir. Bu düşünce, silahsızlanma işi henüz tamam bir şğkilde bulündüğü ve Almanyanın yaptığı son emrivaki ortaya çıkmadı. ğı bir zamanda, yerli yerinde bir dü - şünce olabilirdi. Fakat, Almanyada mecburi askerlik vazifesi yeniden ku - rulduğu bir zamanda mesele başka bir biçimde ortaya çıkmaktadır. Bundan başka, İngiltere hükümeti mürakabeli bir silahsızlanma anlaşması meydana getirmek istemektedir. Halbuki Alman. yanın genel bir tarzda silahlanmaya başlamak suretiyle Avrupaya karşı yap- tığı emrivakiden sonra bu husus olduk- Ça güçleşmiştir. İngiltere orta Avrupa ve doğu misaklarını, birbirini tamam - Birleşmeliyiz! — 26 mart 1935 tarihli Koriyera d’__ Sera yukardaki başlık altında yazdı bir yazıda diyor ki: z Almanyanın mecburi askerliği t6 rar canlandırmasına karşı büyük deviğ letler, güdecekleri istikamet hakkım? ilk anlarda anlaşamamışlardı. Fakat P? — ris görüşmesinden sonra, bu Üüç d'-'"!' müşterek bir yoldan yürümeğe Kaf vermişlerdir. Strezada Musolininin — iştiraki bir toplantı yapılmasına karar veril A miştir. Hareket tarzı, Almanyanın kâ* rarı karşısında, bu üç devletin elbirli * ğile hareket edeceklerine delalet edefi Çünkü bu üç devletin menfaatleri müâ_"ı terektir. Avrupanın menfaat ve saadetlr ancak barışın gerçekleşmesindedir; b", n üç devlet ise Avrupa barışının müdif'î va zamini sayılırlar. Almanyanın bu son hareketi, bir h€ gemonya hareketidir. Avrupa ve me ” deni acun, genel savaştan büyük bif ders almışlardır. y İngiltere, Fransa ve İtalya, Almal” yanın gerek askerlik ve gerekse mane” viyat bakımından, düşük mevkide bu * Tunmasını istemiyorlar. Rayhş hükümetinin Saymene bu h* sSusta vereceği izahat, ileride takib edt“ ceği yol ve Streza toplantısında veris lecek olan kararım Alınanya tarafın * — dan kabul veya reddedilmesi sonucur da, Almanya, ya Avrüpa barışı işbirli * ğindeki büyük yerini alacak ve yah“' da telafisi kabil olmryacak bir biçime — de Avrupa işlerinden uzaklaştırılacak « tır. Almanyanın silahlanması işi diğer iŞ« lere bağlıdır. Binaenaleyh — birbirint bağlı olan bu meseleler aynı zamandi hallolunacaklardır. Bu rususta iki pro je vardır: Biri doğu, öbürü de Tunâ misakıdır. Bunların ikisi de emniyet meseleleri ile alakadardır. Almanya bu iki misak hükümlerini kabul etmiyecek olursa, Almanyanı silahlanması endişe teşkil edebilir. AF manyanın bu biçimde silahlanmağa kal“ kışması, Avrupa devletleri tarafındaft hiç bir zaman kabul edilemez. Roma, Paris ve Londra hükümetle* ri arasında, bu hususta bir tesanüd mey* dana getirilmiştir. Asıl mesele, Avrupanın barışını gü ven altına almaktır. Bu üç devlet, muhtemel bir askeri hareket — karşısında, bir blok teş- kil etmektedirler. Biz bu endişeli ihti- malin mevcud olmadığını umut ederiz« Streza toplnatısına iki hafta kaldi. Bu toplantı tarihidir. Çünkü, fransızt ingiliz hariciye bakanları ile Musolini kararlarını birlikte vereceklerdir. Mu- solini, Venedik meydanında söylediği söylevinde bu husustaki dügüncesi."!l, açıkça ortaya koymuştur. Diğer büyülk devletler de Musolininin tuttuğu yur ! dan gidecek olurlarsa, ve Almanyanitl mecbüri askerliği canlandırmak husu « sunda aldığı son karar, yukarda dedi * ğimiz gibi, diğer Avrupa anlaşmala:T ile telif edilebilirse, barış da güven al- tına alınmış olacaktır. Aksi takdirde, başta olanlar vicdan- larına, uluslarına ve tarihe karşr yapa* cakları işlerin mesuliyetini üzerlerine almış olacaklardır. İryan mıntakavi misakların teminatı ala tında bir güven sistemi olarak meydâ na getirmek istemektedir. — İngilterer bundan başka, herhangi bir muhtemel mütecavize karsı hava tecavüzleri hak * kında akdolunacak karşılıklı yardım misakı ile kendini güven altına almak istiyor. Görünüşe bakılırsa, Berlin konuş « bunlar teşkil et * ingilizlerle kı3it malarının temelini mektedir. Almanlar karşıya çarpışmaktan çekinmektedir « ler. Almanlâr, şüphesiz ingiliz bakan * larına Almanyanın Cenevreye avdeti ümidini canlandıracaklardır ? ve tabii Almanyanın Cenevreye suçlu sıfatiyle dönmeyeceğini ileri süreceklerdir.,, “Tan,, ingiliz ricalinin — almanlarf kandırabileceklerini sanmanın kolay ol madığını ve Musolininin müsellah kuv- vetlere dayanarak konuşmalarda buluğ mak hususundaki usulünün en iyi usul olüp olmadığını sorarak sözünü bitiri- yor.