Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Ü *Shaç ULUS SAYIFA 5 ş K İ 22 ŞUBAT 1935 CUMA a (Başı I, inci sayıfada) lunmuş ve birçok ecnebi eser - rini ve kanunları işhad etmiştir. Saat 12 ye 10 kala öğleden son- Pa saat 14 de toplanmak üzere cel- teye nihayet verilmiştir. Saat on dörtte ikinci cel - rüm ve Bayındırlık Bakan - müşaviri bay Avni söz flarak aşağıdaki müdafastta bu. Vi ıstur. Avni Beyin Müdafaası — Şirket, 1914 den evvelki noksan - ların, kendine ald olmadığını söylüyor Ve böylelikle ortada birtakım noksanla- Tn bulunduğunu itiraf etmiş oluyor. sermayesinin milliyeti bizi a - dar etmez. Bizim karştmızda veci- _H"İnl ifa etmiyen bir tramvay şirketi Vardır. Şirket genel savaş içinde değişen Ö- ik durum dolayısile teahhüdle - Fini yerine getiremediğini söylüyor. Bir &n için bunu meşru bir mazeret O 1 etsek bile mütareke ile 1926 ara- tındaki 8 yılda neden yapmamışlardır? Şirket lüzumundan dolayı birkaç ya- cr memur kullandığını söylüyor. Şir- kette (birkaç) değil (47) yabancı me- TMur vardır. Bunların şirkete ne lüzumu? Vardır? Bizim daha yüksek teknikle İş- lemesi gereken demiryollarımızda bir tek yabancı memur yoktur. Üsküdar tramvayı ne yapılırken, ne de işlerken ya_hlncx memurlara ihtiyaç hissedilme- Miştir, Şirket veki Bayındırlık Ba- anlığının yalnız bir âkid sıfatile hare- ket edebileceğini iddia ediyor. Hakikat hiç de öyle değildir. Bu işte bütün dev- let otoritesi harekete mecbur kalmıştır. Bir gün ulusal Türk talebe birliği Ku- Tultaya müracaatla tramvay şirketinen şikâyet etmiş ve bu şikâyeti broşür ha- Hnde bastırarak Kurultay üyelerine da- Bitmiştir. Bu süretle devletin en yük - Sek otoritesini haiz olan Kurultay tah- - Tik edilmiş, hükümetten istizah vuku l’“)'muştur. Bunun üzerine Bayındırlık akanlığı işi tetkik etmiş ve böylelikle bügün mevzuubahs olan hakikatler mey- dana çıkarılmış; bir (heyeti hukukiye) tesekkül etmiştir. Mesele tetkik safhalarını geçirdik - ten sonra Bakanlar heyetine intikal et- $i. Bakanlar heyeti şirket mümessille - Tinin çağırılarak halktan rvazsız para alması dolayısile vaziyetin düzeltilme - Sini emretti. Şirketle konuşmalar B0 - nucunda anladşıldı ki bugünkü şartlar içinde 1926 tarihli mukavelenin başa- tılmryacağını şirket kendisi de kabul &tmektedir. Halktan aldığı fazla para- ları iade etmeyi, İsviçre frangınım Ra- $ada ve tarifelerde âmil olamıyacağını da kabul etmiştr. Bu suretle hazırlanan Broje mükaveleleri teati edildi ve yab Niz sermaye meselesi kaldı. Bakınl.ık tarifelerin tanziminde hayat endeksi - nin kaim otmasını istedi. Şirket kabul Etmedi ve kambiyoların kaim olmasını İstedi ki bu da aynı şeydi, Ve netice O- lârak gene İsviçre frangınım kaim ol - Masını temin etmek dolabından başka bir şey değildi. Tabif Bakanlık bunu Teddetti ve şirkete vaziyeti i.ht?r ettı. Bunlar yapılmazsa kanuni tedbirlerin alınacağı söylendi. Ayni zamanda no - ter vasıtasile de ihtar edildi. Bunun Ü - Zerine şirket Başbakanlığa kadar müra- taat etti. Ve kendisine yapılan teklifle- rin haksızlığından bahsetti. Bütün bu Beçen hâdiseler bize anlatıyor ki; Şİr - ketin mukaveleyi feshedebilmek - için Yapılmadığını iddia ettiği ihtarlar ya - Pilmiş; verilmediğini söylediği müh - letler çok fazlasile verilmiştir. Yarım saat kadar devam eden bu mü- dafaalardan sonrâ Bayındırlık Bakan - lhğı hukuk müşavirlerinden bay Namık Cemal söz alarak aşağıdaki müdafaada ı'-llllmıgtı.u': “— Tramvay şirketinin tarihi teessüsün den bugüne kadar yapmış olduğu mü - kavele hükümlerine riayetsizlik, yol - Suzlük, ve sairesi hakkında dün !ÖY.IC B Miş olduğumuz şeylere şirket vekilinin İtirazlarına karşt arkadaşım kısmen Ce ;—'*b verdi. Ben de bu mesele etrafında irkaç söz söyliyeceğim. Tramvay şirketi vekili aziz meslek- daşım Bay İsmail Hakkı vesikalara ve Tesmi kayıdlara müsteniden vaki be- Yanlarımızı kısmen olsun kabul faziletini gösterdiği için kendisine te - Bekbiir ederi S0 e gz $ İstanbul tram vay şirketi Devlet Şürasında Şirketin mukaveleye riayetsizlikle. rinden 1914 senesinden sonra işe vazıyed etmiş oldukları için kendilerinin mesul olmamaları icab edeceği hakkındaki fi- kirlerine maalesef iştirak edemiyoruz. Bayındırlık Bakanlığı, sermayedarları değişmiş olsun, aynı olsun, karşısında efalin den mesul bir şirket görmekte- dir. Ve bu şirket şimdiye kadar veci- belerini yapmamıştır, bunu bilir ve alt tarafı kendisini alakadar etmez. Bundan başka tramvay şirketi vekili sayın meslekdaşımızın cevablarında va. ki bazı ufak tefek zühüullerini tashih et- mekliğime müsaadelerini rica ederim, Meslekdaşım dediler ki : Şirket ta- rifenin tezyidi için işgal kumandanlı- ğına müracaat etmiş değildir, kendileri bu tarifelerin resen tatbikini emretmiş. terdir. Maalesef vaziyet biraz başka türlü cereyan eylemiştir, size bu işin cereyan şeklini şirketin lisanından ar- zedeyim, şirket 1919 senesi raporunda diyor ki- “Hükümetle tarife üzerinde anlaşamadığımız için işgal kumındaıî- lığına müracaat ettik ve onların karari- le tarifeyi dört misle iblağa muvıffa_k olduk.,, Tramvay şirketi bir buçuk mil. yon lira zararından bahisle o zmın.ld İstanbul hükümetine müracaatla tari - felerinin tezyidini taleb ediyor, bu ta « leb tetkik edilirken bunu bırakıyor ve tepeden inme bir kararla bu işi düzelt- mek için işgal kuvveti kumandanlığına gidiyor ve o tarihe kadar nimetile ya- şadığı millete, halka karşı büyük bir saygısızlık, hürmetsizlik ediyor, milli izzeti nefsini yaralıyor ve türk tabiiye dnlhıizoımıkluhıdkozınmıh. darki mesaisine bir de hıyanet ilâve edi- yor. Şirket ilerinin imzasımı taşıyan bu raporun ifşa ettiği hakikat budur. 1926 mukavelesinin şirket tarafın - dan değil Şehremaneti tarafından iste. nildiği hakkındaki beyana gelince ma alesef bu da tashih edilmeğe muhtaç- tır. Yüksek heyetinize takdim ettiği- miz vesikalardan birinde şirketin 1341 senesi temmuzunda verdiği bir mektub vardır. Bu mektub şirketi vazifeyi ifa. ya daveti mutazammın bakanlık tebli- ğatına karşılıktır. Bu mektubta vecibe leri ifa edemiyeceğini alelusu! istimla- ki vesile ederek beyan etmekle beraber yangınlardan, makarrı hükümetin An. karaya naklinden, mübadeleden, mahal- lat arasındaki tahavvülattan ve fiatlar harbtan evelkine nazaran on misli art- masma müukabil tarifenin ancak Üç bu. çuk misli artırıldığından bahisle bu ve cibeleri yapmağq imkân olmadfğı.m bil diriyor ve gene Darmutat bir sürü kurt masalı okuyor. Halbuki bunlar readap- tasyon mukavelesinde nazarı dikkate a- lınmış şeylerdi, bundan sonra bir akım hesablar ve müracaatlar vardır ki niha. yet 1926 mukavelelerinin akdine mün- cer olmuştur. İşte bu vesikalar İsbat eder ki bu mukaveleler Şehremanltmin değil şirketin teklifi ile vaki olmuş- tur. 1926 mukavelesinde bulunan hat. ların yeni hatlar olduğuna dair şirket vekilinin beyanatı da biraz muhtacı tas hihtir. Çünkü bu hatlardan şirketin ih tiyarına — bırakılmış olan ğ dört tanesi müstesna olmak Üzere diğerleri tama- men şirketin eski mukavelelerle yapmak tinde bulunduğu hatlardır ve mecburiye yeni hat değildir. Bu babta imtiyazlı umum müdürü izahat verecek 926 mukaveleleri hakkın - :L”â;;.ıpanu. 1923 mukavelesi bir readaptasyon mukavelesidir. Şirke- tin harbtan evelki iktısad şartlarına gö re yapılmış mukaveleleri harb sonrası iktısadiyatına uydurmak için yapılan veledir . uı;:; yapılan tadilât diğer mukavele Mw:kwbumuhnb l mukavele hükümleri ı::rı ve mahfuzdur 1926 mukavelesin » deki hatlar ise esasen evelki mukavele- lerle şirketin yapmağa mecbur olduğu hatlardı. Binaenaleyh 1923 mevcud olmryan hakları 1926 mukavele- namesinde aramaktansa 1923 den evel- ki mukavelelerde aramak icabederdi. Sermayenin İsviçre frangınma ircar keyfiyeti irca zamanındaki piyasaya gö- re lâzımdı bundan başka şir » değildir. Çünkü evvelâ türk lirasının 1926 senesindeki İsviçre frangına naza- ran bir kıymeti vardı ki (2,5) frank bir türk lirası idi. Bunu (23) frank üzerin - den hesab etmek için evela irca zama - nındaki türk lirasını altın kıymete çıkar- mak ve ondan sonra (23) ile darbetmek icabederdi. Demek ki ameliyenin biri türk lirasını altın lirasına tahvil ve on - dan sonra (23) ile darb. Bu iki ameliye- nin birincisi kanun hükümlerine sara - haten münafidir. İşte bu memnuiyetle doğrudan doğruya karşılaşmamak için bu dolambaçlı yol takib edilerek bu ser- maye oy şirket oy ştır. Eğer bu esas kabul edilmek iktıza etse harb- ten evelki şirketlerin sermayesi kendi kendine altın para esası üzerinden tahav- vülâta uğramak icabederdi ki bu böyle değildir. Şirketi finanse eden Belçika bankasının İzmir'deki bir fiyalı olan su şirketi eski sermayesini irca tarihin - deki piyasa üÜzerinden türk lirasına tah- vil etmiştir ki imtiyazlı şirketler umum müdürü bu babta izahat verecektir. Türk lirası sermayenin İsviçre fran- gına ircat mutlaka sermaye tezyidine mütevakkıf olmadığı hakkındaki İddia da tashihe muhtaçtır. Çünkü mukavelenin maddesi serma- yede iki cins paranım tevhidi için türk parası sermayenin İsviçre frangına ir - carma mezuniyet vermiştir. Avans ve tahvilât ihracı sermaye tez- yidi demek değildir yeni hatlar yapılma- yınca sekiz milyon İsviçre frangı tez « yidi sermaye vaki olmamıştır. Nitekim şirket sermayesini bir frank bile tezyid etmemiştir. Şu hale nazaran yalnız türk Hrası sermaye kalmıştır, başka cins pa - ra ile sermaye yoktur ki tevhid mevzuu bahsolabilsin tevhid olamayınca türk pa rası sermayenin İsviçre frangına İrcar da mevzuu bahsolamaz. Tramvay Şirketi vekili sayın Üstat Abdurrahman Münib ticaret kanunun - dan, borclar kanunundan, daha bir çok mevzuattan bahsettiler ve fesh keyfiye- tinin kanuna üsüle uygünsuzluğundan bahsedip durdular bunlara saygı değer Profesör Bozkurd cevab verecektir. Mü- saadenizle ben burada bir noktayı teba- rüz ettireceğim: Orta yerde bir mukavele vardır bu mukavelenin menfaatler — borclar diye iki tarafı vardır. Bu mukavelenin bu iki tara"ı “an yalnız biri işliyor menfaatler tarafı. Öteki tarafı durmuştur, işlemiyor menfaat tarafı halk aleyhine mütemadi » yen işliyor ve Tramvay Şirketinin kasa- sını dolduruyor. Bu aksak işleyiş, halkı soyma pahasına işleyiş imtiyaz müddeti- nin nihayetine kadar böyle devam edip gidecek mi. Tramvay Şirketinin vekille- rine göre öyle olacak. Hükümet âmme menfaatlerini şiddet- le rahnedar eden bu bir taraflı İşleyişe seyirci kalabilir mi idi. Şüphesiz hayır. Eğer buna seyirci kalmış olsaydı ka - nunun kendisine tahmil ettiği amme hu- kukunu koruma vazifesini suiistimal et - miş olurdu, Hükümet vazifesini yaptı bu halk aleyhine ve şirketin kasalarmı doldurma lehine işliyen müesseseyi söküp atmağa karar verdi. Âmme hukuku prensipleri- ne göre karar verdi ve bu kararı Bayın- dırlık bakanlığı infaz etti hükümetin ve ona tebean Bayındırlık Bakanlığınm ver- diği karar salâhiyeti dahilindedir ve bu kararı vermekte haklıdır biz buma ka - nilz. Yüksek heyetinizin adaletine de iyma nımız vardır çıkacak kararı büyük bir ıtminan ve huzuru kalb ile bekliyoruz.,; Bay Namık Cemalin müdafaasından sonra bazı teknik izahat vermek için na- fıa mücaseseleri ve girketler umum mü - dürü Bay Etem söz alarak gu izahatı verdi: “Hatların bangi mukavelelerle yapıl- ması icab ettiği halde ne şekilde diğer mukavelelere intikal ettirildiği ve yap- tırılmadığı meydandadır. İsviçme fran- gı bahsine gelince: İzmir su şirketi de Belçikalıdır.. O da sermayesinde 1924 senesi kambiyo ile oynamak istemiştir. Biz, bunu da bittabi$ kabul etmedik. Sonra bir Belçika frangı on kuruş türk parası hesabile sermayesini — Belçika frangına irca etmek İstediği halde bu. nu da reddettik., Bundan sonra söz Bay Mahmud Esad Bozkurt'a geçti. Ve ber cümlesi şid- .Getli bir alaka ile dinlenen güsel, mu- vaffak bir müdafaada bulundu ve de. di ki: *Şirket amme hukukunu susturmaya ve hususi hukuku söyletmeye çalışıyor. Biz ise kanaatlerimizde ve iddialarımız da dört esasa istinad ediyoruz: 1 — Devlet Şürasr kanunu, 2 — Nafıa teşkilat kanunu, 3 — Medeni milletler mevzuatı, 4 — Yabancı #limlerin mütalea ve Ictihadları. Eğer bütün bu esaslar bir tarafa bı- rakılabilirse mesele o zaman hususi hu kuk bakımından mütalea edilebilir. Fa- kat bu esaslar dururken bu kabil değil dir. —— 1926 mukavelesini hükümetin feshe- debileceğine elimizde bir çok deliller vardır. Fransız kararına dayanan ve evrensel — değeri olan idari ihtilaflar kitabı iddialarımızı is- bat eden belgelerle doludur. İmtiyaz sahibine karşı müukaveleler şedid kayıdları ihtiva ederler. Bunları idare; imtiyaz sahibleri hakkında tatbik edebilir: 1 — Varidata vazıyed edebilir, 2 — Şirketin mevcudiyetine vazıyed edebilir, 3 — İmtiyazı hâkime müracaat et- meden feshedebilir. Bu gibi kayıdlar mukavelelerde ol- masa dahi, devlet bunları tatbik edebi- lir. Bunu fransız şürası 1905 ikincikânun ve 1910 mart ilâmlarile karar altına al- mıştır. Fransada bu şüranım kararı, artık bir prensip haline gelmiştir. Bü tün âlimler de bunu ammenin hizmet- leri menfaatleri yolunda gitmemesi ha- liânde mutlak olarak kabul etmişlerdir. Nihayet bunlar olmasa dahi, biz kendi kanunlarımız ve aklıselimimizle bunun böyle olacağını kabul edebiliriz. Çünkü işe böyle bir mahiyet verilmemiş olsa amme işleri, şirketlerin elinde oyuncak olurdu. Türk ulusu hesabına bu feda kârlığı kim göze alabilir? Türk hükü- meti buna nasıl göz yumabilir? Tram- vay şirketi Belçikada bulunsa ve bu id- dialarını orada ileri sürseydi acaba ka bul ettirebilir miydi? Fransız şürasının kazal kararlarına göre bu gibi davaları, münhasıran Dev- let Şürasr görebilir. Fransız kanunu medenisi resen fesh tanrmadığı halde idari mukavelelerde fesh tanıyor. Halbuki bizim kanunla- rımız meselâ borçlar — kanunu hususi mukavelelerde dahi resen feshi tanı- mıştır. İdari mukavelelerde bunu ev- leviyetle tanır. Fesh için ihtar yapıl mamıştır, dediler. Tramvây şirketine feshten takriben bir ay evel resmen teb- Hğat yapılmıştır ve Hanses bu tebliğat tan sonra Başbakanlığa müracaat et - miştir, Hanses, Nafıa Bakarılığı muka- veleyi feshetmek istiyor, bu teklifler haksızdır, kabul etmiyorum, demiştir. Demek ki, tebliğat, resmen vakidir. Bu tebilğattan eonra mütemerrid hali ne giren şirkete karşı fesh kararı veril- miştir. (Bay Bozkurt burada vesika- ları heyete verdi. Bunlar; noter vasıta «ile şirkete yapılan tebliğat ve bunun üzerine şirketin Başbakanlığa mülraca- atnamesidir) Bay Mahmud Esad Bozkurt devam etti: Fontur'a göre feshte ademi imkân mevzuubahs değildir, imkânsızlık fesh hakkını nezetmez, belki tazminat ver- mekten kurtarır, hattâ esbabı mücbire bile resen fesh hakkına mani olamarz. Demek oluyor ki, Nafıa Bakanlığı tram vay şinketinden hatları yapmasını ister yapmazsa mukaveleyi — fesheder, gerçi basım tarafı belediye tetimlakâtı yap- mamıştır, diyor ama nihayet esbabı mücbirede bile fesh hakkı olunca bu şe kilde evleviyetle olur. Belediye İstim » lak yapmıyor diye Nafıa Bakanlığı ne hakla amme haklarını ihmal edebilir? Neye istinadla belediyeleri kasır ve Nafıa Bakanlığına onun velisi yaptılar, hâlâ anlayamadım! İndi iddialarından başka hiç bir kanunf müstenidat göste remiyorlar. Son kanun belediyelere 40 seneye kadar bile imtiyaz vermek hakkı vermiştir. Bu haklara malik olan be- lediyelere kasırndır, denilebilir mi Bay Abdurrahman Münib acaba belediyele- ri birer müştaki! bükümet mi yapalım, şürasının istiyorlar Hasım vekili ticaret kanu- nundan bahsetti, ve bu kanunda tele« fon, su ve münakalât işlerinin münderiç olduğundan bahsederek tramvay şirke« ti d da bu | atfen umü- mi muhakimde görülmesini ileri sürdü, Evet öyle ama orada âmtiyazdan bahiş yoktur, bu işler memleketin her tara, fında imtiyazsız da yapılryor. İmtiyaa olunca iş değişir.,, Bir çeyrek istirahati müteakib Bayın- dırlik Bakanlığihım müdafaalarını teyi « den verdiği üç vesika okundu şirket ve« killeri yaptıkları şifahi müdafaalarını ihtiva eden bir istida verdiler ve söz müddei İ mak: isgal eden Bay Emin Ahmed'e verildi. Müddeiumuminin mütaleası rok vakı- fane ve pek tatminkâr idi. — Günlerce dovam eden muhakeme zabıtları evelce teati edilen lâyihalar, büyük bir rild teşkil edecek kadar büyüktü. Bütün bunları bir iki sayıfa içine sığ- drran kısa, fakat ruhlu; ihatalı ve (i ni bu mütalead. üddei vakıaları, davayı ve tarafların iddia ve müdafaa'ı- rını özlü olarak hulâsa ettikten sonra kuvvetli esbabr mucibe ile şirketin da - vasını red ve cerh ediyordu. Tesisinden beri mukavelelerle üzerine aldığı veci - beleri ifa etmediği sabit olan Tramvay Şirketinin son mukaveleler — de borc'a- rını yapmadığını ve fakat bunları ivaz olan menfaatleri mütemadiyen halkın zararına olarak aldığını ve bu şekilde hir taraflı işliyen bu müessesenin deva nı amme menfaatımır ihlâl ettiğini ve Ba - yıandırlık Bakanlığının bu mukavelenin mütevazi bir şekilde işlemesi için azami gmen bu- ımuümi LA BYeLCE na muvaffak ol dığını ve binneti İcra vekilleri heyetine müracaatla hu- kuku âmme prensiplerine ve Bayındır- lık Bakanlığı teşkilâtı kanununa naza- ran bu mukavelelerin feshine dair ka- rar akdığını ve bu kararı infaz ettiğini ve gerek İcra Vekilleri heyetinin ge - rek Bayındırlık Bakanlığının böyle bir karar ittihazına salâhiyettar olduğunu ve halkm hukukuna pek bariz bir şe - kilde aykırı olan bu mukavelelerin fes- hinde bu makamların haklı olduklarını ve hukuku âmme bakrmından hüküme - tin hâkimyetine müteallik olarak itti « haz olunan bu karar muücibince bu iki mukavelelerin feshi ve belediyelerin birer şahsiyeti hükmiye olduğunu, ve - vekâletlerin bunlara müdahale edemiye ceğini, Bakanlığın İstanbul şehrema- netini temsil ettiği iddiası da varid gö- rülemiyeceğini, 1923 mukavelesine rü- u doğru — ve mühik — olduğunu ve 1926 mukaveleleri mucibince şirketin temin ettiği menfaatleri iadesi kezalik muhik bulunduğunu beyan ve hükümet tarafından müttehaz karar adil ve hak- kaniyete ve kanuna ve hukuk prensip « lerine uygun olduğundan şirketin bun- dan dolayı tazminat talebine hakkı ol- madığını beyan etti ve buna muhalif olarak dermeyan edilen iddiaların güy- ri varid olduğundan şirketin açtığı ip- tal davasının reddi mütaleasımda bu « kındu, -— Bu mütaleayı müteakib başkan Re- şad muhakemenin bittiğini ve kararın salı günlü saat on beşte tefhim edilece- gini bildirdi. 3 B 100 7 40 kuruştur. - işlerine ve yeni çıkan kitablara aid ilânlardan Ği 96 15 tenzilât yapılır. ü 2 — Zayi ilân bedelleri mak. tu yüz otuz kuruştur. G — $ — Tebrik, teşekkür, evlen- j me vefat ve alâka ilânla - vından maktuan beş lira almır. € 2 4 6 8 1 ABONE ŞARTLARI Müddet Dahilde Hariçte