Samsun'da artırma yedigünü Samsun (özel bildiricimizden) — Seçme bir komitenin anıkladığı geniş bir programla kutlanan tutum ve birik tirme yedigününün, geçmiş yıllara gö- re göze çarpan birçok özellikleri vardı. Kentila her yanıma asılan afişler, ince ve kıvanclı bir özlükle süslenen witrinler, — çocuklarımızın taşıdıkları kumbaralar, ve nihayet kahve ve gazi- molarda verilen yerli yemişler ve içkiler halkımızın artırma yedigününe verdiği alâka ve ehemmiyetin söz götürmer bi- rer belgesi idi, Vali vekili Bay Tala. tın bir söylevile açıları yedigün halk. evinde toplanan eşsiz bir - kalabalığın coşkunluğuna yol vermişti. Bu toplan- tıda muallim Bayan Merziye ve lise müdürü Bay Adil, maarif müdürü Bay Cemal Göltekin tutum ve artırma ba- kımımdan çok değerli sözler söylemiş, bunları genc Ahmedlerin deyişleri ve monoloğları kovalamıştır. Evîgı müzik kolunun çaldığı parçalar, hep bir ağız- dan söylenirken, konuklara, üzerlerin- de “Yurddaş sen de konuklarına yerli işler ver ve yerli malları “kullan,, l’b::l'ui yazılı kâğrt torbacıklar için- de üzüm, incir, fındık dağıtılmıştır. Cumaya rastlıyan Üçüncü günü haf. tanın en canlı ve hareketli bir günü ol. muştu: Bol göneşli bir hava, o gün nerkesi daha erken dışarıya - döküyor, cumurluk alanının her yanında büyük bir kalabalık göze çarpıyordu. Mek- tebliler, esnaf kurumları alandaki yer. lerini aldıktan sonca liseli bir genc Çok alkışlanan orunclu bir söylev ver- di. Bundan sonra alay yürüyüşe başlı- yarak Kâzımpaşa ve Bankalar cadde- sinden belediye önüne geldi. Burada belediye başkânı Bay Nazif ökonomi we biriktirme yönünden öz türkçe bir söylev söyledi ve çok alkışlandı. Alay buradan da Gazi caddesini geçerek cümhuriyet halk fırkası önüne gel. di ve genclerimizden muallim H. Ali. nin ve Ahmedin deyişlerini dinledik. ten sonra dağıldı. Programa göre haftanın beşinci ak- ümhuriyet Halk Fırkasında bü- şamı C Artırma haftasında yapılan propaganda alaylarından biti yürüyüşte Roman —B—;nim Güna yük bir toplantı. yapıldı. Burada da muallim Bayan Subhiye ve Bayan Se- zen, ticaret mektebi müdürü ve mual- Tim H. Ali ulusal ökonamik ve biriktir. me etrafında değerli sözler söyliyerek alkışlandılar. Toplantı biteceği sırada firka başkanı Bay Sami kadınlarımızın fırkaya yazılmalarını işaret etti ve ya. rım saat içinde memür ve muallimler- den başka bütün kadınlar fırkaya ya- zılmış ve girmiş bulunuyorlardı. Vitrin yarışlarının sonunu başka bir yazımda bildireceğim. F. Kaynar Bolu'da kadım bayramı- Artırma yedigünü - Yol çalışmaları Kadınların da saylav seçme ve seçil- me haklarının Ulus Kurultayınca onay- lanması bundan böyle kadınların soysal sıyasal yaşayışta erkekler arasına ka- rışmaları Bolu kadınları arasında soan - sSuz bir sevinç doğurmuştur. Kadınlar Halkevinde iki toplantı ya- Pârak birisinde kanunun onanmaşından Stürü & iklere tel yazıları çekmek; diğerinde fırkaya üye olmaları için tap- luca işe başlamak.. Her iki toplantı da çok canlı olmuştur. Kadınların fırka - ya üye yazılmaları için birbirile yarış ettikleri görülüyor. Artırma yedigünü, Boluda çok iyi Beçmiştir. Vitrinler müsabakası ya- pılmıştır. Okullarda müsamereler ve- rilmiştir. Orta okul müsameresi çok emekli çalışılmıştır. Çok beğenilmiştir. Vali Bay Salih Güler üstün bir ça - Tışma ile kenti onarmaktadır. Köy kanu- nunun tatbikine çok ehemmiyet vermek- te, önce kaldırılmış olan köy kâtibleri- ni 3, $ köye bir kâtib olmak üzere ve ücretlerini köy sandıklarından almak üÜzere kâtiblerin tayini suretile köy bt'- çeleri ve İşleri düzgünlüğe konulmak- tadır. Bay Güler bilhassa ekim koopct - ratiflerile uğraşmaktadır. Bolu ile Düzce arasındaki şosenin Bolu dağı mev' ” 'e 1200 metrelik ye- « Tefrika: 40 hım (MEA CULPA) Yazan: ANNIE VIVANTI Ya aksı.. — korkunç düşünçe — ya aksi olursa.. Ya çocuğu, fil- renginde küçücek bir yüzde görlerini, kapkara, dünyaya açar- Ba?... Y'ireği çarptı; hissetti ki öyle olacaktı. Evet.. Taşıdığı - çocuâ Saad Nasır'ındı.. Bu bahtiyarlık aylarında, bu uzaklık aylarında hatırasından silinib gitmiş olan a- Tabındı. Nasıl olub da, bu düşünce o za- mana kadar aklırdan gecmemiş - ti? Daha doğuş ânında bir kor- kunç hakikat olan bu müthiş şüp- he, nasıl olub da uyanmamıştı? Evet, © bunu duyuyordu; co- tuk Saad Nasir'indi. XXIX rlak gökü altında, -a Ştonindabi vil . Misir'n İtalyanca asimdan türkçeye çeviren: NÜSHET HAŞİM SİNANOĞLU Tanın geniş ve sessiz bahçesind. güller çok sıcak yaz ;Ğm,i ue'. baygındılar, Mavi entarili bir kara çocuk, çakılların üzerinde yalım ayak ko- şarak geldi. Elinde bir mektub paketi vardı. Yolun büyük ağaçları altında isünceli yü: Ona koştu, önünde eğîlcii: — Sizin için posta, Saad Nasir Efendi. — Teşekkür ederim, Safti. — Tanrı günlerini aydın et- sin! — Tanrı sana yoldaş olsun! ge YikDrel Ve HYü * “Saad Nasir, seni unuttuğumu sanıyordum. Fakat işte gece gün- düz, uykusuz, ıupıınrıl. adını / ULUS Soyadları Atatürk Enstitüsünde soyadı alanlar: Eyinç — Vasık Demir — Şükrh Vural — Lütfi Olgaç — Osmân Evinç — Vekbi Erten — Sadık Kırcan — Şahin Akdağ — Nureddin Özkaynak — Hulüsi Mutlu — Avni Güven — Arif Güçbilmez — Mahmud Sakızlıoğlu — Ferhad Ural — Küâzrm Tarkan — Hakem Alabaş — Faruk Ersoy — Turgut Gönenç — Hayret Tungay — Mehmed Doğan — İbrahim Erdem — Kemal Ergün — Hasan Fehmi Ünal — Şevket Korkmaz — Haşmet Cömera — Adil Turgay — Nevzat 'Tan — Cevad TIsırgan — Ömer Özer — Mehmed Güngör — Şinasi Soyadlarını almıst-rdır, ri kaygın yer olmasından her yıl ka- yan yere yama yapılmasına rağmen kı- şın araba ve ötomobillerin yolcu götü- rüp getirmede karşılanan güçlükler sa yısız idi. Bir çift manda orada bekler çamurda batan otomobilleri geçirirdi. Bu yolun yanından başka bir yol yap - mak zarureti hasıl olmuş eski vali Bay Ali Rıza zamanında — plünı yapılan bu yol vali Bay Salih Gülen zamanında durmadan ve ciddiyetle takib edilerek yol bitirilmiştir. Yeni yapılan bu yol dün açılmıştır. Bolu'ya gelip gidenler Bolu dağının zorluğunu bilirler. Bun - dan sonra yeni yol bu müşkülleri orta- dan kaldırmış oluyor. Bu yolu bitiren silindirler ve fen memurları Düzce ile Hendek arasında- ki şosenin buradan bozuk - kısımlarını yapmağa gitmişlerdir. Havalar bu yıl fevkalâde olarak iyi gitmekte ve yol fa- aliyeti bu suretle devam etmektedir. Kadınlarınızın Cümhuriyet Halk Fırka- sındaki toplantısından bir grup haykırarak, dolanıyorum. Saad, korkuyorum, karkuyo- rum, korkuyorum. Eğer karnımda taşıdığım çocuk seninse, yaşama- ya, bana hayır dua ederek, onu, bizzat tanrının elinden bir hediye gibi bekliyen adama kollarımın arasında götürmeye cesaret ede- miyeceğim. * Fakat ... Eğer çocuk seninse, Saad, benim hayatımla birlikte sa- na aid olan onunkini de yıkmak cesaretini kendimde nasıl bulaca- ğım? *“Saad, Saad!. Günler hızla ge- çiyor ve benim duyduğum dehşet artıyor. Delireceğimden korku - yorum, Delirmekte olduğumu an - İiyorum. *“Uyumıyorum.. Hiç — uyu- mıyorum. Gözlerim karanlıkta bü- yümüş, bütün gece uyanık duru - yorum. Doktor bana teskin edici ilaclar, narkotik şeyler yazıyor: Kloral.. yine kloral.. Ama bana huzur verecek olan mavi şişecik- ler, bir etajerin kenarında, hiç el sürülmemiş, sıralanıyorlar. Yanan dudaklarıma bir yudum su, sarsıl- Ankara Radyosu Dün akşam radyo çocuk masallarile işe girişti. Ercümend, ayın hikâyesini, keloğlanın masalını anlatırken çocukla- şıyor gibi oluyordu.. Küçüklerin bu masalları tatlı tat'r dinlediklerini sanı- rım, Ercümendin bilmeceleri de eğlen- celi oldu. Çocukların uzun masallardan daha çok, vaziyasyondan hoşlanacakla. rını Ercümend sezmiş görünüyor.. Maliye Bakanlığı saatinde, kanun. lar müdürü Bay Mümtaz Tarhan, dev- letin vergileri azaltmak yoliyle çiftçi- ye ve halka yaptıkları kolaylıkları an- lattı. Kırsa bir söylevde bu kadar geniş ve fayda verici bilgileri toplamak bir ustalıktır. Mümtaz Tarhanın bütün söy- levlerinde bunu açıkça görmekteyiz; az sözde çok öz, bu söyleyicinin meto- dudur. Dün akşamki söylevinde Bay Müm. taz çift hayvanlarından alınan vergile. rin azaltıldığını, hayvan yavrularından alınan vergilerin de büsbütün kaldırıl- mış bulunduğunu, daha genel - olarak bütün hayvan vergilerinin indirildiğini söyledi. Yabancr memleketlere hayvan satır minı kolaylaştırmak — ve artırmak için gümrüklerden çıkarken alman vergile- rin büsbütün kaldırılmış olduğu, zirsat #şlerinde kullanılan binaların vergile- rinin kalktığı, ekime elverişli olmıyan araziden son yıllara kadar alınmakta olan vergilerin de kaldırıldığı, ağac ve bağ dikiminde bunların, © seneden 20 seneye kadar vergiden muaf tutulduk- Jarı.. anlatıldı. Çiftçi ve vergi verenler.. ödedikleri, ödemeğe mecbur bulundukları vergile- rin azalıp çoğalmadığını ve bunun dev- letçe yapılan bir yardım olduğumu bilir. ler, Fakat, cürnhuriyet hükümetinin ri- raat ve ökonomi alanlarında ileri git - mek, iyiliğe ve bolluğa kavuşmak için aldığı düzenlerin, gösterdiği kolaylıkla- fın büyük değerini bütün yurddaşların bilmesindeki fayda da takdir edilmek gerektir. Bu bilgi cümhuriyete, cümhu. riyet hükümetine, kendimize İnanmamı- zı berkitir ve berkitecektir. Ankara rad- yosunu bu bakımdan, çok yüksek bir iş görmekte olduğunu; söylemek borcu - muzdur. Dün akşam müzik yönü de İyi geçti.. Necdet Remzi, Ulvi Cemal, Edib triyo. su pek muvaffak olmuştur. Ankara radyosunun bu akşamki prog- ramı şuduür: (19.30 dan 21 c kadar) 'Tayyareci konuşuyor Musiki; Beriot —Reveuse . Barasate — İntroduction et Taran- telle Necdet Remzi: Kemaz Ulvi Cemal: Piyano Bay Küzım Nami konuşuvor Darıs musikisi Müusiki: Godard — Berceuse mış ve yorgun beynime bir an isti- rahat yok. * Hayır! Gerçekten uyümak is- tiyeceğim zaman, — benim küçük yavrum uyarımadan önce ebedi - yen uyusun istiyeceğim zaman, o zaman o içkiler, kalblerimizin ikiz vuruşunu bir anda, bir tek defada Eylülün son günlerinden biri- nin inci renkli bir fecir vakti, ha- yatla ölüm, Falkland'daki sakin e- vin kapısına yaklaştılar. Hayat, — Bu benim saatimdir, - dedi. Ölüm, — Bu benim saatimdir, - dedi. Astrid, sıçrayarak uyandı, ka- pıda iki gölge gördü. Bağırarak doğruldu. Kaçmak istedi; fakat o gölgeler, ellerini, merhametsiz, o- na doğru uzatmışlardı bile. Hayat.. Ölüm.. Astrid, kork- muş gözlerini birinden öbürüne çeviriyor, hangisinin ona daha çok korku verdiğini bilemiyordu. Astrid ağladı: — Birakınız beni!t, Bırakınız SAYIFA 5 Yoksullara yardım Kış geldi. Kışın soğuğundan ve bu soğuğun getirdiği hastalıklardan yok- suz yurddaşlarımızı korumak hepimi- zin boynumuza boretur. Bu borcu öde- miş olmak için kulla: dığimiz caki çamaşırlarınızı, çocuklarınızın eakileri- ni “Çocuk Esirgeme kurumu,, na veri- niz. Yardım edenler Bay Hasan Zonguldak saylavr evin-« den 9 parça çocuk eşyası. Miralay Bay Aptullah çocuğu Me- tin S parça eşya. Temizlik müdürü Bay Avni evinden 4 parça eşya. İş Bankası Fen müşavirlerinden Bay Adnan Ha- Kil evinden 31 parça eşya, Çocuk Esirgeme Kurumu — Gencl Merkezine — bağışlamıslardır. — Genel Merkez bu hayırseven Baylara açık te- şekkürlerini sunar. Çocuk bakımı öğüdleri Çocuk Esirgeme kurumu (Himayel Etfal) annelere çocuklarının bakımla- rı usüllerini gösteren öğüdler hazırla- mıştır. Bu öğüdler süt çağındaki he- beklere birinci aydan başlayıp 12 inci aya kadar ne şekilde bakılacağını bil- dirir. İstiyenlere her ay için bir öğüd parasız olarak gönderilir. — Ankara'da Çocuk Esirgeme kurumu başkanlığına bir mektubla çocuğun kaç aylık oldu- Runu ve bir de adres bildirmek kâfidir. —H———————— Drdla — Souvenir Rudy Wiedoff — Valse Vanit€ Sehmid — Bunu bana bir daha tekrar et Nihad Esengin: Saksofon Ulvi Cemal: Piyano Haberler, BUGÜNKÜ AVRUPA PRO. GRAMLARINDAN SEÇMELER Konserler Saat 10.50 Viyanada sentoni 1100 Tuluzda ” YE1R. Se, X 1830 Lsipzig'de Broms 18.35 Viyanada Bethoöven 2415 Tuluzda senfoni Opera ve operetler Saat 1708 17.55 18.10 19.00 19.30 Budapeşte'de opera Prag'da Nrenberg bebeği Viyanada Melodram z Münih'te türkülü oyun Prag'da Jokoben Dans müziği Saat 2220 Laiprig Münih Viyana Hayisberg Stüdgrad beni!.. Daha zammanı değildir. Fakat biri ok gibi saplanan sancılarla ince ürlerini sarar » ken, Öbürü nemli bileklerinden yakalıyarak, öldürücü — mavi şişeciklerin bulunduğu camlı dola- ba doğru çekiyordu. Biri üstüne abanarak böbrekle- rini parçalarken, öbürü, onu, bü - tün o berrak zehiri bir kadehe ağ- zına kadar doldursun diye zorla - yordu. Hayat'la Ölüm, kırıp dökerek,. onun için, onun ruhu için, onun gövdesi için döğüştüler; vahşi ve sessiz döğüştüler. Astrdi, Biri ile Öbınâı arasında sallanarak, çırpınıyordu. Biri, narin gövdesini kerpeden- liyerek, — Benimsin ı...; diye!hıtmyof' duü; - Acı ve dayan Öbürü, lâe:ıhi dudaklarına bas- — Benimsin!.. - diye uluyor - du; - Uyu ve unut! O zaman Astrid, dehşet tara - Ve oaş mella i'İ'yüı.'.ııııııııı-ı tatlı geldi. y — ( Sonu var)