Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
M -İP | | letilmesile kalsa, belki de Habeş- Barış istersen 'Savaşa anıklan İtalya ile Habeşistan arasınd. ir smır çarpışmasından çıkan an- laşamamazlık gittikçe büyümekte | veacun barışıklığı bakrmından | korkulu olmıya başlamaktadır. Yir- Mi gün önceki bu sınır çarpışması- —hi saygideğer okurlarımız unutma- mışlardır: şimdiye kadar Habeş &8mırı içinde sanılan Valval kuyu: yanında ansızın İtalyan süleri (askerleri) görününce, Habeş sü- leri İtalyanlara saldırıyorlar ve bu saldırısta elli kadar İtalyan ö- lüyor. Habeşlerden de ölü ve ya- ralı vardır. Bunun üzerine, İtalya Habeşis- tan'dan yirmi bin İngiliz lirası pa- Ta ödemesini, bir kez daha böyle saldırış yapılmıyacağınım adanma- sını ve İtalyan bayrağının saygı j ini (selâml k e esenli istediler. Habeşler - İtalya'nın di- leklerini yapmaktan çekinmekte- dirler. Çünkü bunu yapmak suç- lu oldüklarını da onaylamak (ka- bul etmek) demek olacaktır. İş salt suçun şü veya bu umuza yük- ler, İtalya gibi büyük bir uluş (devlet) ile bu anlaşamamazlık sürüp gitmesin diye, suçu da yük- leneceklerdir. Ancak suçu yükle- nince Valval kuyularının da elden cu sene 6.- V31A9'l Alman milli müdafaa'ba- kanı ordu ile övünüyor Hep Almanlar ordudan geçmeliymiş Hücum kıtaatı ile gönüllü çalışma kıtaları ve diğer teşekkülleri ordudan saymayorlar (Son zamanlarda bü- tün dünya ve bilhassa Fransız gazeteleri Al - manların iyiden iyiye silâhlandığını, hattâ tay yarelerinin Fransayı bas * tıracak hale geldiğini ya zıyorlardı. Bütün bu neş riyata karşı da Alman- lar tarafından yarım a- ğızla cevap veriliyordu. Alman Milli Müdafaa Nâzırı Amerika gazete- lerine beyanatında bun ları tekzip etmekle be- raber, Alman ordusu i- le övündüğünü de sak- lamamaktadır.) BERLİN 25 (A. A.) — Alman Sü Bakanı Ge | —i neral Von Blamberg bir —— Amerikan gazetesine bil i ü dir'mde bulunarak de - | miştir ki: l — Her gün süel bir- takım anıklıklar ve işler yapmakta olduğumuza dair — bir takım havadisler okuyoruz. Bunların olduklarını söylemeye bile hacet yoktur. Meselâ Amerikadan gizli olarak tayya- Alman Milli Müdafaa Bakanı General Blomberg re aldığımız havadisi temamile asılsız- da. Hücum krtaatı, gönüllü çalışma kıtaatı ordu ile bir güna alâkası olma- (Devamı 2 inci sahifede) Atatürk Yakında geliyor Fırka bürosu da bir müd det burada çalışacaktır ANKARA, 25 (Telefonla) — Atatürk yakında İstanbulu şe- reflendirecektir. Fırka bürosu i- le Türk lügatini hazırlayan he- yet te bir müddet İstanbulda ça- lışacaktır. B. Şükrü Kaya Ankaradan geldi Perşembe veya cuma günü Ankaraya dönecek Dahiliye vekili Bay Şükrü Kaya dün refakatinde hususi kalem müd Bay Ekrem bulun- duğu halde — Anka- — — radan İstanbula gel- İ miş, Haydarpaşa is- tasyonunda vali Bay müdürü Bay Fehmi ve vilâyet — erkânı tarafından karşılan | f miştır. m gideceğinden korkuyorlar. Bunun için anlaşamamazlığı aracıya (ha- kem) birakmayı ileri sürmüşler- dir. İtalya, suç o kadar açıktır ki, diyor, aracıya gidilemez. İtalya ile Habeşistan arasındaki bu anlaşamamazlığı Lafonten'in kurt-kuzu masalına benzetenler yanılmadılar. Anlaşılryor ki, Ha- beşistan suçlu olsa da olmasa da, İtalya Valval kuyularını — almayı kurmuştur. Valval kuyuları - İtalyanm- mı, Habesistanım mı? bunu bilmiyo- ruz, Valval adlı kuyu olduğumu da |— yeni işittik. Ancak ortada bir an- laşamamazlık varsa, bunu kaldır- manm en iyi yolu Habeşistanım ile- | ri sürdüğü gibi bir aracı bulmak- tır. İtalya bunu abamlamakla (ret etmek) kendisini suçlu yerine koy- maktadır. İtalya - Habeşistan anlaşama- Mmazlığı bugün bir çıkmazda görü- nüyor. Habeşistan İtalya'nın ileri sürdüğünü aykırı görüyor. Her i- kisi de bir birinden kuşkulanıyor. Habeşistan, öteden beri İtalyanın Habeş topraklarında gözü oldu- ğunu biliyor. Son günler içinde Afrika'daki toprakların paylaşıl- - Gaziantebin kurtuluşu Dün Antebin kurtuluşunun 13 ün- cü yıldönümü idi. Bu münasebetle An- tepli gençler birliği Halkevinde top - lantı yaparak şehrimizdeki bütün An- Ması İtalya ile Fransa arasmdı görüşülürken, Fransa'nın Habeşis- tanı İtalya'ya brraktığından kor- kuyor. İtalyanlara geli onlar teplileri çağırmıştı. Saat 16,30 da sa- K Şğrae irçok ki ler de ayakta oalrak toplantıya ka - rışmışlardı. Piyanonun çaldığı İstik - lâl marşı ile merasime başlandı. Birlik öyelerinden Bay Ömer ön söze şöyle baş- 'da son yıllar içinde Japonya'nın Habeşistan'a karşı bir ilişiklik duymaya başladıklarımı görerek, Habeşlerin buna güvenerek ken- dilerine dayatmakta olduklarını sezmektedirler. Sözün kısası şu- dur kibu Habeş - İtalya anlaşa- lığ arl da acun ba- Tışı bakrmından daha çok korkulu olan anlaşamamazlıklar belirmek- tedir. Bunun bir çıkar yolu anla- Şamamazlığı uluslar derneğine brrakmaktır. Gerçek Habeşistan dernek antlaşmasının on - birinci Mmaddesine dayanarak uluslar der- neğinin bu işe karışmasımı isteye- bilir. Ancak İtalya'nın uluslar der- neğini de karıştırmak istemiye- rek işi daha çok büyütmesinden de korkulmaktadır. Bir kaç yıl önce başka bir anlaşamamazlık Yüzünden Habeşistan Batı Avru- pa'nın iki büyük uluşunu (devlet) tuluslar derneğinde sorguya çek- tek istediğinde az kaldı yine böy- le bir çıkmaza giriliyordu. Bu İşin şaşılacak yanı şudur ki Ha- beşistan uluslar derneğinin eski bir üyesidir (aza). Habeş-İtalya anlaşamamazlığı bir kez daha bize Ööğretmiştir ki, uluslar derneğine bel bağlanamaz. Her çağda oldu- ğu gibi bugün de uluşlar ancak be- liklerine güvenbilirler. Barış is- tersen savaşa anıklan sözü dün ol- duğu kadar bugün de doğrudur. A. Sükrü ESMER ladı 1 «Sevgili yurdumuzun bu mutlu gü- münde bize burada sevinç ve şeref ve- ren varlığınızı saygı ile karşılarız.,, Dün şehrimizdeki Antepliler toplandı- lar, savaş günlerinin hatıralarını andılar Bay Ömer sözlerine devam ederek dedi ki: «Ölkeler çiğneyen bu ölkede kan - lar sızıyor ve yüce gökleri delen bir kaya yükseliyordu. Bu kaya ne taştan dı, ne de demirden, bu kaya Türkten- di. Ve adı Antep'ti. Yarı dünyaya diz çötürmüş olan bir kuvvet bu kayaya tam 11 ay bütün gücile saldırdı, fakat bir adım bile ileri gidemedi. İşte sün- güyü yumrukla ezen Türk gücü,, Bay Ömerin sözü bitince Antep sa- vaşında ölenlerin hâtırası için bir da- (Devamı 2 inci sahifede) İnkılâb dersleri Osmanlıların nasıl bir öko- nomi siyasası vardı ? zım olunca İnkılâp enstitüsü ders lerine dün de devam e- dilmiştir. Dünkü — dersi saylav Bay Yusuf Ke - mal vermiştir. Dersi ay- nen yazıyoruz: «Geçen dersimizde Os manlı ulusu ökonomisin deki unsurları kısaca araştırmağa başlamış - tık. Bu unsurlardan bi- ri de devlet, şekli ve dev letin ulus ökonomisi ile | alâkasıdır. Buğün ulus ökonomisi diyince dev - İj let gözönüne gelir. Ma- amafih ökonomi diyince fertleri düşünen ökonomi de vardır. Osmanlı devletinde iki vasıf Osmanlı devletinde ökonomi itiba- rile iki sıfat vardır. Birinci vasfı: Din ve devlet işlerinin bir arada görülme- si. Devlet sıyasal idare prensiplerine iki iş, iki vazife kari - şıktı. Bunun ökonomi sahasında ehem miyetli neticeleri olmuştur. Bir kere devlet kendisi hepsi biribirinin ayni Yoktu. Büdce müvazenesizdi. Para lâ- Avrupaya baş vururlardı fertleri birbirinin bir millet yapma - ğa çalışmamıştır. Ulusu teşkl eden züm relere ayrı ayrı muameleler — yapmış - ter. Neticesi olarak müslüman hukuku, müslüman membalardan alımnmış kai- deler tatbik edildiği için tebaası o - lan ulus cümlesinden müslüman olma yanlara müslüman hukukunu tatbik e demiyor. Bu fıkhın kaidesi idi. (Ni - (Devamı Gıncı sahifede) Asker ve polis se (4f — n a Bm d 4 Skeyı Bay Şükrü Kaya, : | Istanbula — dişlerini —— ) baktırmak — için gel- miştir. Uç dört gün Is- tanbulda kalacaktır. Modadaki evinde oturmaktadır. Istanbuldan Trakyaya gideceği hak- kındaki haberin de doğru olmadığını öğrendik . Bay Şükrü Kaya, — perşembe veya cuma günü Ankaraya dö . Kendisi dün diş hekimi Bay Sami'ye giderek dişlerini tedavi ettirmşitir. Bay Ş. Kaya Türk - Yunan ticaret an- laşmasi talimatnamesi ANKARA, 25 (Telefonla) — Güm- rükler bakanlığı Türk - Yunan ticaret anlaşmasına ait hazırladığı talimatna- meyi gümrüklere bildirmiştir. Rıhtım şirketi U. Müdürlüğü Bay Ali Riza Çevik'in mü- dürlüğü tahakkuk etti Milliyetin yeni adıdır TÜRK İNKILABININ ZAFERİ İÇİN DURMADAN, DUŞÜNMEDEN, CANINI VE KANINI VEREN AZIZ ŞEHİT KUBİLAY, GERİDE BIRAKTIGI ANNESI, KARISI YAVRUSU... Kubilây âbidesi heyecanlı tezahürlerle açılıyor Bugün Menemende açılış yapılırken Üniversite ve Halkevinde de ||pek hararetli toplantılar olacaktır.. Kubilây: İnkılâpçı Türk gençliğinin öz örneği, kanımızda yaşayan benliğin ta kendisidir Menemen Kubilây âbi eeei z - desi bugün öğleden son- — EEEE 5 B e ra sn.ı':ş4,30 îia büyük me _w g rasimle açılacaktır. Abi n denin açılış resmine baş kanlık edecek olan C. Halk fırkası genel yaz- ganı Bay Recep Peker dün sabah saat 11 de li- manımızdan kalkan Ka radeniz vapurile İzmire hareket etmiştir. Bay Recep Peker'le birlikte Bay Hasan Reşit, Naşit Hakkı, Galip Bahtiyar, Bayan İffet Halim de gitmişlerdir. Bay Recep Peker ve İstanbul heye ti bu sabah saat 9 da İz mire varmış bulunacak- lardır. İzmirde Basmahaneden kalka- cak hususi tren, merasimde bulunan kimseleri, heyetleri, Halkevleri, genç- lik teşekkülleri mümessillerini Mene- Atatürk'ün Ankaraya ilk ayak bastığı gün Yarın Ankara Halkevinde büyük bir Bay Recep Peker Galata rıhtımında General Salih'3 Kubilây için çıkarılan resimli bir risa leden ba hsediyor... yi *i her tarafından bugün Menemene he - yetler gitmektedir. Bugüen ayni za - (Devamı 2 inci sahifede) vik, mülkiye mnudur. Meslekte çe- tir, n Istanbulda iki se- * me polis müdürlüğü — Bay Ali Rıza yapmış, muvaffak ol- Çevik muştur. Iki buçuk senedenberi de vali mua- vinliği işini büyük bir dürüsti ve mu- vaffakıryetle yapmıştır. Bay Ali Rıza Çevik, — çalışmaktan yılmaz ve işinde gerçekten çevik dav- Yeni işinde de muvaffak olmasını diler ve kendisini kutlularız. Bay Ali Rıza Çevik'in yerine kimin tayin edile- ceği henüz belli değildir. Beyoğ_lu kay- r Bay Sedadın vali liği « mne getirilmesi çok muhtemeldir , ER LA Dirilik ve esenlik Dr. Rusçuklu Hakkı Uzel'in özdille yazılı ve herkesi alâkalandıran bir makalesi bugün 4 üncü sahifede ça Ce SS RADYO HAFTASI Bugün 5 inci sahifede Hav yapmıyan, ütü tutan, çok dayanan en iyi desenli ilk Türk Kumaşı n7 z YÜNİŞ«r Satış dep : Yeni Postahane caddesi, Tayyare piyangosu karşısında Zeki Riza mağa- Ka yası Telefon : 20485. musiki gecesi yapılacaktır BAA A | e dne yi g nti z Tarmayia ai adat y zz O gün alsara Hirlkerinda Denhdli ; - saylıya' Bay” Nacim AİLDiZ börler . Börli yecek, ondan sonra büyük bir festival — yopılacaktır. Bu festival memleketimizde i bu ölçüde müzik kımıldanışının bir başla ıgıcı olacaktır. | ANKARA, 25. A.A. — 27 ilk kâna : akşamı saat 21 de Ankara Halkevinde Atatürk'ün Ankara'ya ayak bastığı gün ân 15 inci yıl dönümünü kutlulamak için bir iksel festival anıkl İ Bu gecede Denizli saylavı Bay Nec » Ali bir söylev söyliyerek festivalı a- Ondan sonra Bay Münir Hayri'nin yazdiğı Bay Necil Kâzmm ile Bay A. Adnan'ın iklerini yaptığı “Bayönder,, ile “Taşbebek,, sahneye h l “Bayönder,, de “Bayönder,, rolünü Bay Nurullah Şevket “Bayan İzgen,; rolünü Bayan Celile dans ve Deli Ozan rolönü de Bay Münir taganni edecekler- (Devamı 6 ıncı sahifede) Öz türkçe yazı örnekleri .. “i - Türk”“ Larousse,,u — Bay Saffet Arikana — bir sızı, kafalarının içinde bir uğultu i- “ “Ankaradan geçen gün gelen bir tel- le otele dönerlerse Tarama dergisinden b kiralalikleri söz © & laril yazısı, (Atatürk) ün yeni bir buyru- ğunu muştuladı: Türk sözlüğü yapıla- caktır. Dil değişimi yönünden yeni olduğu kadar yerinde, gerekli olduğu kadar da vwerimli olan bu mutlu buyruk, dil yolu yazı alanına atılan dil yolcuları da gün- lerini öyle bitirirlerdi. Ancak bu yorgunluğun suçu dergide değil, dergiye değerinden arta bel bağ- üstündeki sisleri dağıtacak tanrısal bir lamaktadır.Bilmeli — idi ki dergi işi dil gün ışığıdır. Ne saklayalım, bu yolun yapısına elverişli kereçleri toplayan bir özleyimli yolcuları şimdiki la tıpkı | ambarcılık idi. Öz tarama, öz seçme yer yer kaya parçalarının gizlendiği dar | şimdi başlıyor. (USTABAŞI) nm göz nmünde ve Onun çizdiği çevre içerisinde başlayan bu iş bir susuzluğun pınaran, bir özleyi- min kavşuta varışı olacaktır. Bundan ötürüdür ki ben, kendi payı- ma, bu işte en sık ve sıkışık adımlarla yürümek, yapının sonu gelmesini bekle- meden her kat çıktıkça içine girip yer- leşmek gerekli olduğuna inananlarda - bir boğazı kılavuzsuz geçmeğe uğraşan gemi kaptanlarına benziyorlardı.Gerçi, el de bir tarama derigisi vardı; bu dergi öz değerlerini gereği gibi bilme- diğimiz bir takım kılavuzlarla dolu bir sergiden başka ne idi? Yazarların bir çoğu bu serginin önünde ya anlamadan duruyorlar,ya aradıklarını bulamadan ge çiyorlardı; oysa ki bizim dileklerimizle buserginin verimleri arasında bir dü- nım. zenlik kurmak bilimli bir el için kolay- Bir yandan Ankarada sözlük anıkla- dı. nirken — öbüryandan — bizler burada (ATATURK) ün dökeceği kalıplardan örnekler çıkarıp çoğaltmağa, bunları yurdun dört bucağına — yaymağa çalış- malıyız. Ankarada Türk sözlüğünün ilk yap- rağına ilk Türk sözü düştüğü — gün dil mekanizmasının bütün dönergeleri de yer yer işlemeye koyulmalıdır. Tarama dergisinin bizim önümüze küme küme yığdığı sözler arasında bir kımları,yabancı yolcuları boşyere sokak sokak gezdiren bilgisiz otel tercüman- ları gibi, duygu ve düşüncelerimizi ço- rak yollarda koşturup yormaktan baş- ka bir işe yaramazlar. O beceriksiz ter- cümanların arkasına takılan — yolcul: nasıl ki akşam üstü hiç bir kazanç el- de etmeden salt tabanlarının — altımnda İsmail Müştak MAYAKON