İsmi altında pi efis b YARIN ÇIKIYOR 80 kuruş AKŞAM KİTAPE FAZIL AHMET ive hiciv- ab şeklinde TANESİ JAKŞAME AYŞE Muhlis Sabahaddin'in bu çok yüksek eseri Bu gece FERAH tiyatrosunda oyannacak ve AYŞE'yi Mubhlis'in kızı (MELEK TAYFUR) oynyacak —. — Sene 17 — No: 5816 — Fiatı yy yerde 5 Ki ÇARŞAMBA — — 26 Tİ 1934 Telefon 24240 Sliere)? 24249 (Tahrir) - 24248 (Matbaa) - 20113 (Klişe) “Fransada buğday i işi enini Buğdüyla çakır, elde- ediliş değerleriyle, ülkenin ulusal gelirinin aşağı yukarı yarısıdır. Buğday ve çakır: eldeediliş de- erleri bakımından; metalurji, oto- mobil yapıcılığı, kömür çıkarılı şıyla ölçülebilinir. Fransada işliyen adam - küme- lerinin yüzde otuz dördü endür- tride, yüzde otuz sekizi toprak kültüründe çalışmaktadır, Fransız köylü ocaklarının sayısı dört mil- yondur ki, bu dört milyon ocak içinde 20.000.000 kişi toplanmıştır. Fransız zenginliğinin yarısını yaratan bu dört milyon köylü oca ğından, 1933 te, ancak 120.000 ki- şisinin yıllık geliri 2.500 frangi geçmekteydi. o Buna (karşılık, 100.000 franklık yıllık gelirler 50 büyük toprakçının elinde toplan- mıştnaralık Kk” İşte böyle bir düzen içinde, eko- nomik krizin dokunağıyla az ge- Birli köylü ocakları parçalanırken; öte yandan, büyük toprak işletme- leri 1929 dan 1933 e kadar elde edişlerini bir milyon kental çoğalt- mışlar, böylelikle gereğinden çok verim baş göstermiştir. Verimin bu gereğinden çoklu- ğu, buğday kentalinin değerini 160 franktan 96 franga düşür müştür. Bunun üzerine 15 temmuz 1933 de çıkartılan yasa, bir yıl için, buğdayın satılacağı en aşağı değeri . bildirdi. Bu değerden daha aşağıya buğday satmak ya- sak edilmişti. 1933 yasasının çiz- diği değer 115 franktı. Bu ve bu- run gibi düzenler ve buyruklar yine değerinden çok buğday elde edilişinin önüne geçememiştir. Bu- gün Fransada en aşağı 25 milyon kentallık bir buğday çokluğu var- | dır. Ulusal gelirinin yarısına yakı- nını buğdaydan alan bir ülke için bu 25 milyonluk verim çokluğu büyük bir korkudur. Bundan do- layıdır ki, her fransız kabinesinin | düzeltmğe uğraştığı ilk iş, bir tür- lü düzelemiyen buğday işidir. Buğ- day işinin düzeltilmesi bir yandan endüstrinin, öte yandan bütün yer- yüzü alışverişinin açılmasına bağ- lidir. Böylelikle Fransada buğday işi ucu bulunamıyan bir çemberin içine düşmüşe benziyor. XX** izmirde üzüm ihracatı TTürkofisin istatistiklerine gö- re İzmir mıntakasının bu yıl mev- sim başlangıcındanberi üzüm ih- racatı 24,010 tonu bulmuştur. Ge- çen yıl ayni müddet içinde 23,074 tondu, Bu yıl 1000 tona yakın faz- lalık olmuştur. Ora aram Amca bey Karikatür - musabakamıza $ gelen mektupların ayrılması ve seçilmesi bitti, Neticeyi İ yarınki sayımızda oküyunuzl. | bugün merasimle | i bu abide, taş ve bronzdan olmak rünür verimlerinden biridir...» Kubilây âbidesi açılıyor Âbide, görünüş itibarile çok heybetli bir ei kafaları afyon ve esrar dumanile bunalmış bir kaç nakşibendi der- vişinin irtica hareketine karşı ko- yan ve bu uğurda can veren Kubi- dJâyın namına Menemende diki. len inkılâb abidesi bugün büyük merasimle açılacaktır. C. H. Fırkası umumi kâtibi Re- reb Peker abidenin açılma resmin- de bulunmak için dün şehrimiz- den Menemene gitmiştir. Menemenin küçük meydanında olanı biteni bütün manasile ku- rundan kuruna nakledecek olan üzere iki bölükten mürekkeptir. Taş bölük üstüste iki kaideden ve onların üstünde de üç direkten- dir. Ölülerin gövdelerini saklıyan birinci kaidenin uzun kutru 9 met- re, kısa kutru 7 metre, ve yüksek- liği 3 metredir, Yedi yüzlüdür. Yüzlerinde kahramanların adı, sa- nı, vakanın tarihi yazılıdır. (Devamı 4 üncü sahifede) DÜŞÜNCELER BULDOK, DEVE, Abanoz saplı bıçak gibi keskin gö“ rüşü olan bir bildik dedi ki: «— Buldok köpeği şu son yüz yıllar İngiliz kültürünün yarattığı © nesnedir. Büyük bankerleşmiş ingiliz lordu, bul- | dokt, kendini en iyi anlıyan, kendi gi“ | bi düşünen, kendi kerem gören arkadaşını bulmuştur. Buldok inanılmıyacak kadar çirkindir; ancak bu çirkinliğini bir du- yulmamış kendini beğenmişlik, bir ku- ram, bir ağulık maskesile örter. Buldok havlamaz, akademik hırlar. Kılığa, giyime, kuşama öylecesine değer verir ki; üstü başi eskice bir adamı gö- rünce sivri, biçimsiz dişlerini gösterir; karalar giymiş, pul pul şapkalı bir cen- tilmene karşı duyduğu saygı sonsuz“ dur, Buldok ne iş, ne de #üş hayvanıdır. Ne koyun sürülerini korur, ne de bir salona güzelliğiyle güzellik katar. Bul dök, sar için ar» görüşünün en göze gö- İngi iterenin mallarımıza çıkardığı güçlük Buna karşı tedbir alınması bekleniyor Ankara 25 (Eusust) — İngilte- renin mallarımıza ve bilhassa yu- murtalarımıza karşı çıkardığı müş- külât, burada fena bir tesir bırak- mıştır, İstanbul ve Karadeniz Wi- manlarından vekâlete birçok tüc- car şikâyetleri geliyor. Şikâyetler ehemmiyetle tetkik ediliyor. Bugünlerde buna karşı tedbirler alınacağı kuvvetle söy- leniyor. Hariciye vekili 6 Kânunusanide Cenevreye hareket edecek Ankara 25 (Hususi) — Harici. ye vekili Tevfik Rüştü Aras, Mik letler cemiyeti konseyinin toplan- tısında hazır bulunmak ve konse- ye reislik etmek üzere 6 kânunu- sanide buradan Cenevreye hare- ket edecektir. Meclis reisi geliyor Ankara 25 (Hususi) — Büyük Millet Meclisi reisi Kâzım Özalp bir iki güne kadar İstanbula gide cektir. Ağır ceza relsi geldi İstanbul ağırceza mahkemesi reisliğine tayin olunan Suad dün İzmirden gelmiş ve ağırcezada ye- ni vazifesine başlamıştır, Gümrükler umum müdürlüğü Ankara 25 (Hususi) — Güm- rükler umum müdürü Cemil, dev- let şürasındaki vazifesine başla» mak için devri teslim işlerile uğ- raşmaktadır Yerine kimin geçe“ ceği şimdilik belli değildir. Eczacılar bir tayyare alacaklar © Ankara 25 (A.A.) — izmir ve İstanbul eczacılar (cemiyetinin önayak olarak çalışması neticesin- de, Türk eczacıları, her ay ka- zançlarından ayırdıkları parayı tayyare cemiyetine vererek bir «Türk eczacılar tayyaresin satın almağa karar vermişlerdir. KISRAK, TAZI.... kin olan arkadaşımın buldok için söy- lediği ve benim buracığa; boyalarının, yamadan geçirdiğim bu sözlerden son- ra düşündüm: Her kültürün böyle ken- dine uygun yarattığı hayvanlar var, Çöl ve bozkırlar kültürü; ceylân gibi tez koşan, öküz gibi dayanıklı, koyun gibi söt, keçi gibi yün, dana gibi et ve ren kısraklarla develeri yaratmış. Derebeyliğin örneklik hayvanı, ince belli tazıdır. Yalnayak kullarının kafa- larını uçurarak uçsuz bucaksız toprakla- rında dola dizgin av. peşinde koşan de- rebeyi kendine tazıdan iyi bir nesne yas ratabilir miydi? Bir frenk ata sözü vardır: «Bana ki- minle görüştüğünü söyle, sana, senin kim. olduğunu diyeyim!» gibi bir nenc,. Şimdi de ben, bu yazdıklarımdan son- ra, söyle bir ata sözü uydurdum: «Bana hayvanmı gösterin, size adamı. | pan kültürünü söyleyimin | Sanayide çalışanların miktarı yüzde 19,2 arttı Avrupa ve Amerikada işsizlik artarken bizde iş bulanların sayısı çoğalıyor | En büyük sanayi merkezimiz olan Zonguldak kömür havzasından bir görünüş Ankara 25 (Hususi) — Avrupa ve Amerikada işsizler artarken, Türkiyede iş bulanların sayısı ço- ğalmaktadır. Bunu, daha geniş bir surette izah etmek için, istatistik müdürlüğü tarafından son günler- de çıkarılan istatistiklere bakmak kâfidir. 933 senesindeki vaziyete göre yapılan bu istatistiklere nazaran Türkiyede 64 bin 989 nüfus fab- rikalarda çalışmaktadır. 932 sene- sinde fabrikalarda çalışan nüfu- sun yekünu 55 bin 321 di. Aradaki farka göre 933 senesinde, çalışan insan miktarı, yüzde 19,2 nisbe- tinde artmıştır. İstatistikleri daha ziyade araştır racak olursak, çalışanların en zi- yade, kömür, şeker, kereste gibi sanayi şubelerinde arttığını gö- rürüz. 932 snesinde maden kömürü sa- nayiinde 7 bin 740 insan çalışıyor. du. 933 senesinde çalışanların sa- yısı 9 bin 55 i bulmuştur. 932 senesinde yalnız Alpullu Uşak fabrikalarında 1865 in- Eski dilin tuhaflıklarından: san çalışıyordu. 933 senesinde Es- kişehir fabrikasile beraber, üç fabrikada çalışanların yekünu 3 bin 873 ü bulmuştur. Turhal şeker fabrikası bu yekünun dışında kal- maktadır. Bu fabrikada çalışanla- rı bu yeküna katacak olursak, şe- ker fabrikaları yüzünden dört bi- ne yakın yurddaşın bu sahada iş bulduğunu kolayca tahmin edebi- liriz. Kereste sanayiinde çalışanların sayısı iki kat artmıştır. 932 sene- sinde 134 kereste müessesesinde 2111 yurddaş çalışıyordu. 933 senesinde, kereste müesse- seleri 115 olmuştur. Böyle olduğu halde, sayısı, 932 senesine naza- ran azalan kereste fabrikalarında, 4828 kişi çalışmıştır. Kereste fab- rikalarının azalışı, kereste sana- yiinde, küçük müesseselerin orta- dan kalkarak, bu sahada kereste sermayedarlığının daha ziyade in- kişaf etmesi, yani kereste fabri- kalarının genişlemesinden ileri gelmiştir. Devamı 4 üncü sahifede Hâkim — Kâtip efendi, yaz: Müddea aleyh gaibi mezbur Şaban, müddeiyei mezbure Fatima nam hatunun binbir kurus mihri müercel tesmiyesile zevci menkü- bai medhulün bikası olduğu anlaşılmağla.. Kadın — Yanlış Küküm efendi yanlışı. Güme ölem bilir ki Şaban benim on