17 Nisan 1941 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Somurtarak su (HOLLYWOOD MEKTUPLAR!) Sinema Kralı M. Rooney ile Neler Konuştum? Hollywood muhabirimiz Sabih Üs- telin Metro - Göldwyn - Mayer stüdyosunda yaptığı gezintiye ait ilk Töportajı 29 Mart tarihli sayı- Mmızda çıkmıştı. Muhabirimizin bu stüdyolurı gezerken görüştüğü si- nema karlı Mickey Rooney'le yap- tığı bu görüşmeyi de bugünkü sa- yımızda veriyoruz: çf Ssia B ügün Mickey Rooney Shir- ley Temple'i, Clark Gable'i bile geride bırakıp bir sinema yıldızının erişebileceği en yük- sek merteheye erişti. 1939 da si- nema kralı ilân edildi ve Reisi- cümhur Roosevelt'in doğum gü- nünde verdiği büyük baloda Mi- ckey bütün nazarların toplandı. ğı nokta idi. Herkes onunla biraz konuşmak, bir iki şakasinı işit- mek, yaşlı kadınlar ise kucakla. rında oturtup Amerikanın göz- bebeğini oksamak için can ati - yorlardı. Evet sinema ve film delisi Amerikada, haftada sine- melarında 180 milyon biletin sa. ftıldığı bu sinema memleketinde Mickey Rooney kral... Amerikaya geldiğim zaman bu 19 yaşında gencin ismini bile i- şitmemiştim, çünkü Türkiyeye filmi gelmemişti bile. Fakat New - Yorkta iken Amerikaya geldiğimin ikinci günü işittiğim ismini gittikçe artan bir alâka ile duymıya başladm. Birkaç filmi- ne gittim ve o zaman Mickey Rooney'nin şöhretinin sebebini anladım. Gittikçe dertleri ve sı. kıntıları artan bir dünyada bu genç insanlara bir ferahlık, gü- nün sekiz saatinde yüzleri asık duranların çehrelerine hoşluk ve dudaklara bir tebessüm getiri. yor. üç saat sonra sinemâadan çıkanların halleri değişmiş, san- ki amuzlarının yükleri biraz ol- sun hafiflemiş oluyor. Bu. gençte ne var? Kanaatimce halkı eğlen- dirmek için her şey.. İyi bir ak- tör,olduğu gibi, iyi bir müzisyen ve dansör... Fakat bunlar - Yazan: Sabih ÜSTEL California'da Metro - Goldwyn - Mayer stüdyolarının işgal ettiği muazzam sahanın tayyareden görünüşü TAN ., 17 -4-1941 — SPOR: Milli Küme Maçları - Bu hafta Milli küme maçlarına İstanbul takımları deplâsman ya- parak devam edeceklerdir. Bü münasebetle Fenerbahçe i- le Galatasaray İzmire, Beşiktaş ile İstanbulspor da Ankaraya gi- decektir. Her dört takım da yarın sabah yola çıkacaktır. İstanbul takımla- rımın ilk deplâsmanları olan bu maclara azami ehemmiyeti ver- dikleri hazırlanmalarından ve en kuvvetli kadrolariyle yola çık- malarından anlaşılmaktadır. Cumartesi günü Ankarada Genç lerbirliği ile İstanbulspor, Demir spor ile de Beşiktaş karşılaşacak- lar, İzmirde Altınordu ile Gala- tasaray, Altay ile Fenerbahçe oy- nıyacaktır. Pazar günü bütün takımlar ra- kip değistirecektir. Müsabakaları Pazar günün Şeref stadında, futbol maçları yapılmamasından bilistifade Tekirdağlı Hüseyin ve Mülâyim pehlivanların tertip et- tikleri güreş müsabakaları yapı- lacaktır. Bundan evvel yapılan bir gü- reş müsabakasında ilân edilen güreşçilerin gelmemesi yüzün- den halk protestoda bulunmuş ve verdiği parayı Kızılaya teberrü &tmişti. Beşiktaş idarecilerinden bir zat bir muharririmize, güreşler ya- pılmadığı takdirde klübün bilet paralarını aynen iade edeceğini söylemiştir. Klübün verdiği bu teminata bakılırsa bu haftaki organizasyonun dürüst bir sekil- de basarılacağı anlaşsılmaktadır. filmlerde tekerrür ettiği için hiç yıkılmıyor. Lâzım oldukça elde hazır. e ğlen SAde etro - Goldwyn - Mayer şehrinin üçüncü kısmı sırf caddelere ayrılmış. Bir film. de cadde, yol sahnesi oldu mu, hemen bu kısım da hazır. Dünya İ ASKERİ VAZİYET Başı 1 incide liği temin edilmesine ve takviye kı- taları getirilmesine çalışılmaktadır, Orta Yunanistana nüfuz etmiye ça- lışan diğer Alman birlikleri de, Yu- nanistandaki Klisura ve Kozana mev- kilerine — varmışlardır. Almanların bu taraftan şiddetli bir hücuma gi- tişmeleri ve buradaki harekâta daha ziyade ehemmiyet vermeleri Kozana ile Lapisa arasmdaki bölgeden cenu- ba doğru sarkmak ve Kozananm 90 kil şğ MN l ball Bür- hala mevkiini zaptetmek istemelerin- den ileri gelmektedir. Çünkü, Al - manlar bu hareketlerinde muvaflfak oOldukları takdirde, müttefik kuvvet- leri çok fena bir vaziyete düsürmüş olacak, hattâ İngiliz ve Yunan kuv- vetlerinin yeni bir müdafaa hattıma tekilmelerine dahi imkân bırakmı - vadaklardır, F'a)(at vaziyetin bu derece nezaketi ni kavrıyacağı Aâsikâr” olan Yunan Başküumandanı — General Panaros'un bu taarruzun doğuracağı stratejik ne- ticeleri ve fena âkrbetleri evvelden Adüsünerek ordusunu böyle bir hale sokacak harekâta mâni olacak ted - birleri ittihaz ettiği ve etmekte ol- düğü muhakkak sayılabilir, YUGOSLAVYA'da — Yusaslavva- a cereyan etmekte olan harekât hak- kında iki taraf ta tebliğ nesretmemis- tir, Ve bu harekâtın safahatma dair Saraybosna'nın Alman küvvetleri ta- rafından — işgalinden gavyri muhtelif kaynaklardan bellibaşlı yeni malü - mat gelmemişstir. Ancak eski rejim derecede hazırlanamamış olan Yugos- lav ordusunun ağır bir mağlübiyete uğradığı artık gerek İngiltere, gerek Yugoslavya tarafından saklanmamak- tadır, Yugoslavyada 27 Martta vukua gelen inkılâbı müteakıp bir taraftan İngiltere erkânıharbiyesiyle temasa geçilmiş, diğer taraftan askeri hazır- lıklar yapma'mış ise de, on günlük faaliyetin Alman ordusuna karşı koy- mıya kâfi gelmiyeceği âsikârdır , E- sasen Almanyada bu askeri hazırlık- ların daha ziyade ilerlemesine imkân bırakmamak için harekâtını tâcil et- miştir Kısa bir zamanda — müttefikleriyle irtibatı kesilen ve muhtelif anasırdan mürekkep olan Yugoslav ordusu, he- nüz bazı mmtakalarda münferit çar- pışmalarda bulunmakta İse de, artık bu kuvvetlerin Alman orduları kar- sısında müsbet bir is yapmalarma ddeten imkân kalı tır. Şimal- de Almanlar tarafımdan Macarlara verileceği anlaşılan Banat mıntaka- sının da Macar kıtaatı tarafından iş- gali tamamlanmıştır. Şimdi İtalyan kuvvetleri Dalmacya sahillerinden i- lerlerken. muhtelif kollardan hareket aden Alman kuüvvetleri de münferit halde bulünan Yüuğgoslav ordularmın mukavemetlerini kırmıya çalışmakta- A Aırlar, ANNELER i Çocuğun halinde ziyade bir fena- lığı ve vahameti bekleme! Hararet düşmesi ve hafif yüksel- mesinde DOKTORA KOŞ! s“amanında manen ve dd kâfi ASİ Binlerce Ask ___— KAZAK Türkçe sözlü Müthiş çar e. | & R B İA ve heyecanlı mevzu - İkinci Katerineye karşı yapılan Puga. çef isyanı Pek Yakında TAKSİM Sinemasınd SARAY SİNEMASINDA Büyük Rejisör ERNST LUBITSCH m Şaheseri ve G AR B O nun MELWİN DOUĞLAS ile yarattıkları ları - Fevkalâde meraklı dan zannımca, daha mühim bir şey: Hali, tavırları, konuşması, gülmesi ve şakaları, kısaca per- sonalitesi... ' Bu itibarla sayın Türk halkı- na belki daha henüz birçokları- nın tanımadığı Mickey Rooney'i tanıtmak için içimde müthiş bir arzu vardı. BÜ ha * * M ickey Rooney'nin elini sı- karken, birkaç dakikalık boş vaktinden âzamiyi koparma- yı düşünüyordum, pek kısa bir mukaddemeden sonra ilk suali- mi sordum: — Bana kısaca hayatınzı ve gi ya nasıl b ğinızı an- latır mısınız? — Doğrusu sahnede doğdum ve sahnede büyüdüm. Babam ve annem vodvil aktörleri idiler ve 11 aylık iken ilk defa olarak sah. neye çıktım. Tuhaf değil mi, kos. tümüm de “smokin,, idi. O mini mini smokini hâlâ saklamakta- yım. İkinci çıkışım, iki yaşımda iken oldu. Annem ve babam sah- nede idiler, ben de sahrlisnin ya. nında oturduğum iskemleden i- nip emekliye emekliye ortaya gitmiş ve hapşırmışım. Halkın çok hoşuna gitti ve o günden son ra piyeste muntazaman oynamı- ya başladm. Yaşım çok küçük olduğu için, New - York valisin- den hususi bir de müsaade alın- mış. Muhtelif roller alarak Ameri.- kanın hemen her yerini dolaş - tım, nihayet 14 yaşlarında iken Metro - Goldwyn - Mayer ile imzaladığım bir kontrattan son. ra artık stüdyonun muntazam bir artisti oldum. — İlerisi icin baska plânları- nız var mı? Yoksa hep artist o0- larak kalmayı mı düşünüyorsu- nuz? — Yirmi bir yaşından sonra re. jisör olmak istiyorum, eğer ola- bilirsem, " — Mesleğiniz haricinde en faz- la neye merakınız var, ne gibi şeylerden hoşlanırsınız? — Her türlü spordan hoşlanı. rim, bilhassa yüzme: tenis, bini. cilik, hockey ve ping - pong. Ay- rıca pul da biriktirmekteyim. Cüzdanımın bir köşesinde ih- tiyaten Türk pulları taşırdım. Derhal çıkarıp birkaç tane ver. dim. Çok sevindi, nasıl teşekkür edeceğini âdeta bilemiyordu.. A- merikada Türk pulu takdim et- menin çok makbule geçtiğini ev- velden bir iki teerübemle öğren- miştim. Bu sırada Mickey Rooney'i makinenin — karşısına çağırdılar ve birkaç dakikalık konuşmamız sona erdi. ahi analamslar Binşdan çıktığımız zaman, u. fak trenimiz dışarıda bek. liyordu. Bu sefer doğrudan doğ- rTüya” Metro - Goldwyn - Ma- yer şehrinin ikinci kısmına geç- tik. Burası koca bir parkı ve ha- rici manzaraları ihtiva etmekte idi. Şurada New - York'un dü- şük semtlerinden biri, sokaklar, evler ve bütün manzara aslına pek uygun. Daha ileride New - York'un Hudson nehri boyunca daha yüksek tabakanın ikamet ettiği semtlerden biri. Caddele- rin iki tarafında apartımanlar ve güzel binalar. Yalnız bu binala. rın arkası boş, yani cadde tara- fına bakan ve filmde çıkan kı - sımlar konmuş, görünmiyen ar- ka taraflar ise yok, Birazdan Afrikada bir köye geldik. Kulübeler, iğri büğrü da- racık yollar, ağaçlar, her şey in- sana tamamen o yerin tesirini ve. riyor. Ağaçlar alçıdan yapılma ve tıpkı bir ağacın gövdesi gibi boyanmış. Film çekildiği zaman, figüranları ile beraber hakikat- ten hiç farkı olmıyan bir Afrika köyü. Afrika köyünü geçtikten son- ra meşhur Sing Sing hapish nın hemen her yerinden bir par- ça yol olduğu gibi, muhtelif za- manlara âit yollar da mevcut. — Dört saattir stüdyoyu gezmek te idim, vakit gecikmekte oldu- Rğu için dönmem lâzımdı, halbu- ki daha görülecek birçok yerleri görmemiştim. Dönerken Mister Lyons: — İnşaallah yakında tekrar ge- lirsiniz, diğer geçip görmediği - miz yerleri görürüz, dedi. Mese- lâ makiyaj dairesi; burada saat. te 1200 kişiye makiyaj yapmak imkânındayız. Kostüm kısmın- daki bazı eski kostümleri belki bir müzede bile bul 22 Nisan Salı günü akşamı GÜLMEYEN KADIN Türkçe sözlü emsalsiz filmin gördüğü Tfevkalâde Tağbet BİR KAÇ GÜN DAHA GÖSTERİLECEKTİR. SAFİYE mimam . Biletler si hase biyle — RADI BUGUNKU FROGR 8,00 Program 18,40 İnc 8,03 Haberler , |19.10 Ko 8,18 Müzik (Pl,) |19.30 Sa; 9,.00 Ev kadmi 11945 Ko » 19,50 Şar 12.30 Program 2015 Ra 12,33 Hafif şarkı- zeti lar 2045 Mü 12,50 Haberler 21,00 Din 13.,05 Hafif şarkı- lekli lar 21,30 Kol 14,00 Müzik (Pi,) |21,45 Rac K kesi 18,00 Program 2230 Hal 18,03 Caz orkes - |22.45 Dan trası 23.30 Kağ HAZİN BİR Öl Ali Nuri firması şüreki Emekli mümtaz Topçu Bi Hüsnü Tamersoyun kerin Silâhtarağa elektrik fabrik müdürlerinden Numan ! soyun yeğeni Mediha Tal müptelâ olduğu hastalıkti tulamıyarak pek genç J rahmeti rahmana kavuşm! Cenazesi bugün Teşviki miinden öğle namazını m kaldırılarak Feriköy mezâ aki makberei mahsusuna dilecektir. Mevlâ rahmet | | TÜRK GİBİ KUVVETLİ | KATİNİ YAŞATAN ÇOCUK. NASIDIRI A 23 Nisan Çocuk Bayramını rularınızın Bayramlıklarını hi ken bu hakikati yaşatacak W' yardıma muhtaç çocukları da dirmek için Çocuk Esirgeme muna yardımlarda bulunmanl! rum saygı İle dileri - Gönüllü Hemşire - — Olacaklara Beyoğlu Yabancı Askerlik Ş! , den: Beyoğlu ve Beşiktaş kazali ’ hilinde bulunan yabancılardafi düncü devre Nisan 941 tari lacak gönüllü —yardımcı kursuna girmeye talip hem:: bir ikamet kâğıdı iki fotoğraf vt tep şahadetnameleriyle şul racaatları ilân olunur, hemi Beşiktaş ve Civarına Müdüriyeti en tanınmiş kilf ler tarafından — deruhte olü Beşiktaş G Ünrlükl Sineması —— Güzel film meraklılarına müjd? — gemmmaacamı ÇENBERLİTAŞ Sinemasında OÖONSER tadır. aanmumazı ” ve arkadaşları tarafından büyük işesinde satıl Muhterem halkımıza seııatlg ü filmlerini gö ni müjdeler, Bugün İlk Progf 1- KADIN PARMA( 2-ÖLÜM GEÇİD Pazartesi Tüı:kçe (Kızıl Rak Yakında : Türkçe (BİR TÜ KE GÖNÜL VERDİM) F | Bazı günler 5000 kişiye kostüm giydirdiğimiz oldu. Lâboratuarı- mız da enteresandır; senelik va. sati 62,700,000 metre uzunluğun- da film develope etmekteyiz. E- lektrik gsantralımız 25,000 den fazla nüfuslu bir şehrin ihtiya- emı kolaylıkla karşılıyabilir. Te- Jefon merkezimizin stüdyo dahi- linde 1200 tane ayrı ufak san- tral var ve günde uzun mesafe- lerden vasati 50,000 telefon gel- mekte.,. Stüdyoda figüranlar ve ufak roller alan artistlerden baş. sine geldik. Ortada bahce, koca bir bahçe, üç bir yanda hapisha- nenin binaları. Görünüsü pek meşum olan bu yerde fazla dur- madan geçtik. Bu harici manzaralar birçok ka 4.000 kişi çalış- maktadır. Bir de ufak fabrikamız var ki, gayet enteresandır, bir Jokomotiften mikroskop gibi en ince bir âlete kadar her şeyi ken- dimiz yapmaktayız. Artık inşa. allah gelecek ziyaretinizde... ! İstikbali daima muvaffakı- yetli Hımlelçrle Bugün matinelerden itibaren 2 karşılıyan trekl filmden A büy: 1 NCİ FİLM : ın yarattığı bu v Son gelen BRİTİŞ PARAMUNT - : LÂLE SİNEMAS FRED MAC MURY - | ük Programlarına başlıyo 2 NCİ FİLM : | AŞK UYANIRKEN | ÖLÜM YARIŞI "Fransızcâ İsveç'in ikinci Greta Garbosu olan ASYA NORİS Her kalbi heyecana... Her dudağı aş- ka... Her gönlü zevke... Bağlayan eşsiz filmi Bu şaheser en son film müsabakasında birin. eciliği kazanmıştır. Programa llîıvetegı gi ANN snmtnq eser bütün Amerika Po teşkilâtını seferber eden bin bir esrar dü büyük Avantürdür. JURNAL TÜRKÇE. SEANSLAR ÖLÜM YARIŞI Saat: 2 - 5 - 8,30 AŞK UYANIRKEN Saat: 3,30 - 6,30 - 9,45 de a da — Hani “açım,, diyordun. Beni beklerken mı- sırları pişirmeden mi yedin? — Lâfa bak, doydum işte!.. — Tütünü nerede buldun? — Tütün değil, mısır püskülü. — Daha pişireyim mi? Cigara içersen canin çe- ker öyle ya... y GÖL İNSANLARI Si Yazan: Cemalettin Mahır — İstemez, gerisi de yarına kalır, Sultan boynunu büktü: — Şurada, biraz soluk alalım,. — Olur. — aaasmteetasşamnk Bekir, gözlerinin üstiyle Sultana bakıyordu. Ateşe bir tutam çalı attı: — Sultan! — Buyur. — Eskiden... Cocukken, gelin - kadın oynardık seninle, ( — Sahi! — Taşları dizer, ev yapardık. — Yapardık! k — Sen hamur açardın, ne güzel. Biraz durup bekledi: — Aklında mı hamur açtığın? — Aklımda. — İnadına lâf etmezdin kız... Çerciden boncuk, zoku alırım derdim de inadına söylemezdin. Sultan, eliyle ağzını örterek güldüğünü sakladı — Bir yaz, samanlıkta oynarken anam üstümü- ze geldiydi! Alçlında mı? Kapıyı kapadıydı, har- 'man deliğinden çıktıktı. yaz gününü ne zaman düşünse, /Çavu- stu. Gelin - kadın - oynadıkları|| şun Sıtkıyı, marangoz Halili hatırlıyordu. Ciga- rayı hiddetli hiddetli içti. Gece o kadar sessizdi ki parmak kadar suyun şırıltısı işitiliyordu. — Sultan sana bir sualim var? — Buyur! , — Şu marangoz Halil işini soracağım. — Nesini soracaksın? Geçti, gitti. — Geçti, gitti. Doğru... Lâkin nasıl oldiydi. Ha- cer teyze mi girdi fikrine? Halil mutlaka: “A- hrım, gelsin,, demiştir. Sultan, ellerini örtüsünün altından çıkardı: — O işte Hacerin günahı yok. — Ya, neden oldu? — Sitkıdan sonra hafız Murat bana gün mü gösterdi. Isınmadım herife... Eve girdim miydi do- müuz görmüşe dönerdim. Ölmedi bir vakit... Ce- hennem olup gürbete de gitmedi. Bekir, yüzüne çarpan ışığın içinde kıpkırmızı güldü: — Lâfı bırak... Halil alçağı da Murattan baba- yiğit değildir. Zebunlukta ikisi bir boyunduruğa koşulur. N — Orası öyle... Dinle bak... , No; 31 — Halil arkama düştü bir defa... Suya giderim, tarlaya giderim, dolaşır gelir. Bıktım nihayetin- de... Usandım. O gün pazardı. Akşama kadar ça- pa çapaladıydım. Sabah erken çapaya giderken Halil yolumu kesti. Muradın pazara indiğini kol- lamış. “Akşam bahçede beni bekle. Sana bir çifi lâfım var,,, dedi, Akşam eve inadına erken gittim Anam olacak “Haydi hamur yuğur, ekmek pişir,, dedi, “Çapada belimin kökü kırıldı ana!,, dedim. “Sıtkı ipsizi olslydı lâf etmez uğraşirdin,, dedi. Nasılsa ağzımdan çıkmış, “Çapayı bahçede unut - muşum,, diyiverdim. Döudüm bahçeye... Halil ora larda bekliyormuş. — Daha evvel, samanlıkta, tarlada bir iş olma- dı mıydı?. — Olmadı! — BSonra... Hani Muı"ut seni ağaca sarır — “Av- dü. Ark dan Halille buluş mı? — Kanaat olsun buluşmadık. Bekir, yeniden çalı toplamağa kalktı. Kayanın gölgesinden sordu: y — Gece vakti yola çıkalım mı? — Sen bilirsin. : BK — Benim bileceğim, hava ışırken gideriz. — Olur. yere attı:. Ci e Föreküler ü fs AİM daraça a — Şuraya yatatsın, ben bir cigara daha içece- im, bi Üst üste üç cigara içti. Ateş ağır ağır sönüyordu. Agzı bir hoş olmuş, boğazı kurumuştu. rüp tükürdü. Sultan uyku arasında içini çekti. Kolunun bi- rini başının altına almış, ötekini bacaklarının ara- sına uzatmıştı. Bir dizi bükülü Gduruyor, kırmızı şalvarını iyice geriyordu. v Bekir, Çankırı mahpushanesinde, Sıtkının, Rem ziye söylediklerini yüreği çarparak hatırladı: “Sultan için bana üç sene gün verdiler ya... !fzızı- yım... Karıda bir baldırlar var... Kar yağmış ibi... Ka .:i ğ %anki mey düşünmüş değil de, bir fenalık yapmış gibi utandı. Yüksek sesle: — Tövbe, tövbe! dedi, Bize iltica etti Karnı aç fıkaranın... Yol yorgunu... Tövbe) Sultanın yanına arka üstü uzanarak gözlerini n sım sıkı yumdu. Üşüyerek Uyandığı zaman, daha her taraf ka- ranlıktı. Simsiyah gökte yalnız bir tane kocaman yıldız parlıyordu. Rüzgâr soğuduğu için Sultan, uyku arasında kendine sokulmuştu. Meı"neierı sert sert göğsüne değiyordu. Bekir, bir .ı_nılıdxleı, hiç kımıldamadan Sul baktı. Kendisini zap: tetmese, “Konuş kız!.. Konuş artık!,, diyecekti. Dizleri titriyerek biraz daha bekledi. Sonra ya- vaş yavaş elini uzattı. kadının gergin kalçasını ağır ağır, bastıra bastıra okşadı. Yüreği, soluğunu tıkıyacak kadar hızli vuruyordu. Öksü- karı... SA BBi YA a Bi KA hU AAA ETA v 4 BULMAC LA N L ği C CA Soldan Sağa: 1 — Gelme fail-bir nehir 2—Kudretsizlil car bedeli 3—yüz kuruş-Meri 4 — Bir komşu devlet - Yıl Deniz vasıtası - 6 — Bir hay Kasapta bulunur 7 —Probl: er 8 — Ters okunursa: Hâi Bir ot 9 — Bir çiftçi âleti. Yukarıdan Aşağı: 1 — Us Emmek 2 — Ucretle çalışan | misli 3 — Yüz kuruş - Sinir Namazı bildirir - ki faslı 5 — Bir harfi değil P-|Sence mânasına 6 — İçine | konan bir bulunur sapta bulunur 7 — Tasavvur sit - Cemi edatı 8 — Ceral Ters okunursa: Ciğer 9 — Y Ters okunursa; Musi Bir m vasıita - Kas T? — Tasavvur, Di t clka G Di

Bu sayıdan diğer sayfalar: