S (XT * 6- 1941 LA e e ——— ü ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi | Türkiye Ecnebi Üres değiştir. — 1400 Kr. 1 sene 2800 Krdi 400 Kr. 3 Ay — 800 Kr, €k (25) Krş, YA0 g & AY İS0N. —5 * 150 w 3 d DÜM " g SUGÜN inyanın İyasi Gnzarası — Bulgaristanın Yugoslavya ile Wast münasebetlerini kestiği ha- Veriliyor. Bu hâdise Bulgaris- in Makedonyayı almak maksa- l Yle ve Yugoslavyaya karşi har- RBireceğinin bir işareti olarak lükki edilebilir, — Libya vaziyeti haklımda be- “Natta bulunan Miısir Başvekili, Pdişeyi mucip bir hal olmadığı- » her taraftan takviye — kıtaları ekte bulunduğunu söylemiştir. Alkan Harbi: E alkanlarda askeri vaziyet, |0 Yugoslavyanın aleyhinde İşafta devam ediyor. Hükümet darbesinden on gün PFa Alman motörlü kuvvet- n muhtelif cephelerdeıı a- rruzları üzerine hazırlan- " ve mevzilerine yerleşmeye bulamıyan Yugoslav or- 'u“uı bir çok parçalara ayrıl- kumanda birliğini kaybet- ' dolayısiyle, dağlık mınta- "İl çete harbi vapnıak mec- tiyetinde kaldığı anlaşılıyor. Alman kaynaklarına göre, İn- giliz kuvvetleri bu cephedeki ilk hattı terketmislerdir ve Olimpos dağlarına çekilerek oradan mü- dafaada bulunmaktadırlar, Bu suretle hattın —gerisindeki as- kerlerine sahile kadar çekilip gemilere binmek imkânını temi. ne çalışmaktadırlar. Alman tay- yareleri ise Golos, Pire liman- larını mütemadiyen bombalırya- rak, şimdiye kadar 9 nakliye gemisi batırmıslardır. Halbuki İngiliz kaynakları, Yunanistandaki İngiliz askerle- rinin çekildiklerine dair Alman- lar tarafından propnganda mak. sadiyle isaa edilen — haberleri şiddetle tekzin etmekte ve Yu- nanistana bilâkis yeni askerler ve harp malzemesi gönderildi. ğini bildirmektedir'er Bununla beraber, İngiliz ma- hafilinin Balkanlardaki askeri vaziyet hakkında umumiyetle bedbin oldukları ve bu cenhe- den büyük bir şey ümit etme- dikleri hissedi'iyor. Libyada Vaziyet: Libyanın vaziyeti, vahameti- ni muhafaza etmekle be- raber, ümitsiz görülmüyor. Mısır başvekili, vaziyette hiç bir surette endişeyi mucip bir hal olmadığını ve ber taraftan takviye kuvvetleri gelmekte ol- duğunu beyan etmiştir. Moskovada çıkan Kızıl Yıldız Soslav ordusunun mühim bir Mi dahi Alman kuvvetleri- AImvııtluktııkı İtalyan kuv riyle pek çabuk irtibat te- “mtıı neticesi, Yunan ve İn- £ kuvvetlerine iltihaka mu- Pak olamamıştır. #lmanya Macarlara, harbe melerinin mükâfatı olarak, Pat'ın işgaline müsaade et- Bulgaristanın Yugoslavya ile münasebetlerini kestiği veriliyor. Bu hadise, Bul- Fistanın Makedonyayı ilhak - sadiyle ve Yugoslavvaw $ harbe gireceğinin bir işa- olarak telâkki edilebilir. Yni zamanda Romanyanın xllgııslavxa ile münasebetle- 'kts(ıgı haber veriliyor, lman kaynaklarına göre Yu- wı*“ 'ya ordusu inhilâl etmiş- Ve teslim olmak mecburiye- Vedir. Weneral Simoviteh ise bir kaç İ eyyelki beyannamesinde: Soslav ordusunun Alman Vvetlerinç karşı mukavemet iyeceği malüm olarak, İIn- ve Yunan kuvvetleri üze- deki Alman tazyikini azalt- 'k maksadiyle harbe girildi- | Ve sonuna kadar mücadele- l&evam edileceğini söylemiş- Pugünkü — Yugoslav ordusu- “ Vaziyeti ne * olursa olsun, n —memleketlerle beraber Bo İıvyanm mukadderatının İh masasında taayyün ede- Y Muhakkaktır. Unanistandaki askeri vazi- € Gelince, Olimpos dağların- Arnavutluk hududuna uza- ve Yunan İngiliz kuvvet- h. SHarafından müdafaa edilen 4 afaa hattına karşı Alman Wikinin gittikçe arttığı ve n taarruzların zayintla tar- Üldiği bildirilmektedir. tesi, bir makalesinde, Sol- lum un zaplının Maısır için bir tehlike teşkil etmediğini ve Bri- tanya kuvvetlerinin — mukabil taarruza geçmeleri ihtimali mev cut olduğunu yazmıştır. Bir ajans haberi, mahsur bir vaziyette bulunan Tobruk'ta bir Alman hücumu püskürtülerek 200 esir alındığını ye 15 tank tahrip edildiğini bildirmektedir. İngiliz deniz kuvvetlerinin de yardımı ile Tobruk'un uzun müddet mukavemet edebilmesi, Sollum'a kadar dayanan Alman motörlü kuvvetlerinin esas üs- lerinden gıda. su ve harp malze- meleri bakımından beslenmele- rini müşkülâta uğratacağı için, ehemmiyetlidir. Fikrimizce, Bingazide başlı- yan ve Mısır hududuna kadar büyük bir süratle inkişaf eden Alman taarruzu, Mataban deniz harbi esnasında İngiliz harp ge- milerinin meşguliyetinden isti- fade ederek Alman motörlü kı- talarının Bingazi yakınlarına çı- karılmış olmalariyle kabili i- zahtır, Bu kuvvetlerin takriben 4200 kilometre mesafedeki Trab lusgarpten, İngiliz keşif tayya- relerinin haberi olmaksızın bir- den Bi inin önüne gelmel rine akıl ermiyor. Bu faraziye hakikate uygun- sa, Mısır hududunda harbeden Alman kuvvetlerini, Bingaziden Sollüm'a kadar inkitasız devam eden bir kolonun, mütemadiyen takviye edilen bir ucu olarak ta- savvur etmek mümkün olmaz. Bu takdirde İngilizler, Hahe- şistanda serbest kalan kuvvetle- ri vaktinde Mısır hududuna ye- tiştirmeye muvaffak oldukları takdirde, Alman — kuvvetlerine büyük zayiat verdirmeleri ve hattâ bunları esir etmeleri da- hi imkân dahilindedir. M. ANTEN LOKMAN HEKİMİN $ ÖĞÜTLERİ İMEVSİM KAŞINMASI |San her mevsimde kaşınır » bazıları yaz ve kış mevsim- e inatçı bir kaşıntıya tu- | lar. Yaz mevsimi önümüzde Ğ'-lndan ilkin yaz mevsimi Masını söyliyeceğim. it, sıcaklar sıddetlendıkten & gelen yaz kaşınmasına çok Seler tutulurlarsa da bunun mden ileri geldiğini hatır- t getirmezler. Çok terlemek- j hhut yaz mevsiminde daha bozulan mideden geldiğini tederler. Halbuki yazın cok iyen yahut midesi hiç bo- avan insan da pek sıcak : 'lmde cok kasınabilir. Bu- | sebebi günesten gelen Ültra- b “e ışıklarıdır. Bunların in- * üzerine bir çok iyilikleri ükla beraher, bazılarına da |t vererek rahatsız edecek ka- " kaşıntı verirler. Ü; '7 kaşınmasından kurtulmak « Care günesten kacınmak ve nkün olduğu halde- yüksek Metreden zivade yüksek bir ç hava tehdiline gitmektir.. 0N baharda ve kısın siddetli ktan gelen kasınma daha ö- Ni ve daha siddetlidir. Bunun gedi, süphesiz, gökyüzünden çocuklarda hiç bulunmaması, ne- reden geldiğini iyice anlatır: Derinin sertliğinden... Onun için kış kaşınmasından en ziyade ra- hatsız olanlar, yaşları ilerledik- çe derileri sertleşen erkeklerdir. Bu kış kaşınması gece insan soyunup yatağa gireceği vakit başlar. Kimisinde bir kac dakika, kimisinde bir, iki saat sürer... Ka- sınmak faslı bitip te yatağa gi- rince ilkin kasınma ihtiyacı kay- bolur. Bir müddet sonra, önce- kinden daha sşiddetli kaşınma ih- tiyacı İnsanı yatağında oturtur. Bazıları, tırnaklarının kuvveti yetişmez de etrafta sert bir fır- ca bulunup bulunmadığını araş- tırmaya başlarlar... Kaşınmanın sabahleyin giyinirken geldiği de olur. Daha sonra gün ortasında da gelir, fakat her defasında faz- la soğuktan veya fazla sıcaktan: İkisi de kalınca deriyi çabuk ku- ruftuğu için... Kış mevsimi kasınmasına ça- re, hava tebdiline gitmek mas- rafı ve zahmeti olmadan, kolay- dır: Kasman verlere gliserin ya- hut vazelin sürüp üzerini bir tül- bentle örtmek. O zaman kalın erkek derisi de nazik kadın derisi TAN —— 'BUGÜNÜN MESELELERİ ŞETER SRME | imali Afrika ve Balkanlar- daki Aaskeri harekâttan bahseden İngiliz askeri mütehas- sısları şu noktada ittifak ediyor- lar: “Bu harekât lehte veya aleyh- te inkisaf edebilir. Fakat her i- ki sekilde de bu harekâtın alacağı sekil kat'i neticeyi tayine hizmet etmez. Ne Balkanlardan İngiliz askerinin cekilmesi, ne Simali Afrikadaki Alman muvaffakıyeti İngiltereyi mağlüp ketmeye ve harbi bitirmeve kâfi değildir. Fa- kat bu askeri harekâttan alına- €ak dersler vardır. Bunların bi- rincisi harp malzemesi istihsalini arttırmak, ikincisi hava kuvvet- lerini mümkün olan süratle Al- man hava kuvvetlerine üstün bir hale getirmek. Bugüne kadar el- de ettiğimiz netice sadece İngi- liz harp sanayiine istinat ediyor- du. Bir sene evvelkine nisbetle bugün her bakımdan çok daha iyi vaziyette isek, bunu münhasıran İngiliz harp sanaviine medyunuz. Halbuki simdi artık gecen bir sene icinde dominyonlarda orga- nize ettiğimiz sanayi ile Ameri- kanın muazzam harn sanavii de Amerikan fabrikalarında imal edilen tayyarelerden bir kısmı gemi, sermaye ve insan ihtiyacı ngiltere kömüre olan ihtiyacı- bize yard yetistii ktir. Bu yardım ne kadar süratli ve ne ka- dar bol olursa, İngiltere o kadar kuvvetlenecek ve hugün düşma- nın kazandığı muvaffakryetleri sı- fıra indirmek mümkün olacak- tır.,, Bu mütaleanın arkasından ak- la gelen ilk sual sudur: Bir sene- den fazla bir zamandır Amerikan yardımından bahsediliyor. Ame- rika şimdiye kadar İngiltereye ne yermistir? Şimdiye kadar yapılan bu yardım neve bu kadar azdır ve niçin bu derece gecikmekte- dir? Bu sualin cevaplarını, İngilte- reye yardım için Amerikada teş-. kil edilen komisyonun verdiği raporda bulabiliriz. Bu komisyon İngilterenin ihtiyaclarını, Ame- rikanın kabiliyetini tetkik ettik- ten sonra yapılan ve yapılabile- ecek olan yardımın şekil ve mik- darı hakkındaki mütalealarını bil- dirmiştir. x Raporun müellifleri, evvelâ vakaların tesbti ile işe baş- lamaktadırlar. 1940 senesi hazi- ranında Birleşik Amerika, İngil- tereye takriben 600 bin tüfek, 80 bin mitralyöz, 800 adet 75 mili- metrelik top ve külliyetli mik- darda sair harp malzemesi ver- mistir. Bütün bunlar, İ914 - 1918 har- binden kalma malzeme ihtiyat- ları idi. Birlesşik Amerika ordusu ve donanması da İngiltereye 240 tayyare ile 50 muhrip teslim et- mistir. İngilizler Amerikadan al- dıkları 40 adet Kertiss muhribini Duglas DB-7. Konsolideyted B-24 ve Being B-17-S (uçan kale) tip- lerinden bombardıman tayyare- leri kullanmaktadırlar, Yukarda saydıklarımızdan ma- ada, 1939 senesi Eylülünden 1940 senesinin sonuna kadar Amerika, İngiltereye mecmu hacmi 471 bin ton tutan 132 ticaret gemisi de satmıstır. Fakat. yapılan bu yar- dımlar İngilterenin ihtivaclarının ancak bir kısmını teskil etmek- tedir. Rapora nazaran, mezkür askeri ihtiyaclar su gruplara ay- rılmaktadır: Britanva endüstrisi- nin ihtiyacları, gıda maddeleri, nı t iyle kapayabilmektedir. Fakat, sanayiin ham madde ihti- yacı fazla endise uyandırmakta- dır. Zira Britanya ham maddeleri hariçten ithal etmekte ve İngi- liz fabrikaları hava bombardıman larına maruz bulunmaktadır Petrol mamulâtını da İngiltere her zaman haricten temin etmek- teydi. Uğradığı gemi zaviatına rağmen, İigiltere, bugün de pet- rol nakline mahsus 5;4 milyon tonluk bir filoya malik bulunmak tadır. Endüstrinin aluminvoma olan ihtiyaçlarını temin etmek mese- lesi de büyük müşkülâtla karşı- laşmaktadır. Sanayi imalâtımna gelince: res- mi İngiliz sahsiyetlerinin de iti- raf ettikleri vechile, bunlardan bir kısmı hava bombardımanla- rından mutazarrır olmaktadır. Ezcümle imal edilen tayyare mikdarı, 1940 senesinde varılmıs olan rekor derecesini müteakip Eylül ayında 1700 e kadar inmiş bulunmaktadır. Bundan sonra raporda şu cihet tebarüz ettirilmektedir: “Britanya — imparatorluğunun ve bilhssa Kanadanın bugün ana- vatana yapmakta oldukları yardı- mın mikdarı geçen harbi umumi- dekine nisbetle daha fazla olduğu halde, İngilterenin sanavi ma- mulâtına karşı duyduğu ihtiyaç- ların kısmı azamisini ancak Birle- sik Amerika devletleri temin ede. bilirler.., xx İngiltereyi gıda maddaleriyle beslemek meselesi sermaye ve kudretli bir ticaret filosunun mevcudiyetine mütevakkıf bulun maktadır. Halbuki, rapor müel- liflerine göre, Britanva gemiciliğ ciddi bir buhran gecirmektedir. İngiltere harbe girerken 18.5 mil- yon tonluk bir ticaret filosuna malik bulunuyordu. Muharebenir ilk senesinde verilen gemi zayia- tı, İngiliz kaynaklarına nazaran, iki milyon tona baliğ olmaktadır Buna mukabil İngilizlerin eline gecen gemilerin mecmu tonaiı 9,? milyon tonu bulmaktadır. (Bun- lar yeni insa edilen gemilerle Norveç, Holanda ve Belcika va- purlarından ibarettir.) Hali ha- zırda İngiliz tersanelerinin mü- him bir kısmı, harp gemileri inşa- atiyle mesgul bulunduğundan ti- caret filosunun maruz kalmış ol- duğu zayiatı telâfi edememekte- dir. Ravpor su noktaya da temas et- mektedir: “Esasen, bizim İngilte- reye yapabileceğimiz yardım; sa- naylimizin süratle askerilestiril- mesine bağlıdır. Birlesik Ameri- kanın simdiye kadar iyi bir aske- ri sanayii yoktu. Ancak simdi böyle bir askeri sanayi vücude getirilmektedir. Bittabi, bunun icin de zamana ihtiyacımız var- dır.,, Askeri sanayii daha büyük sü- ratle inkisaf ettirmek maksadiyle 'son zamanlarda su tedbirler alın- miş bilunmaktadır: a) Muhtelif firmalar arasında askeri siparislerin iyi bir suretle tevzii; bu maksatla basta Knud- sen olmak üzere hususi bir hükü- met organı da vücude getirilmiş- tir; bi Kücük fabrikaların istihsal kabilivetinden azami surette fay- dalanmak; c) Askeri siparişlerin askeri ol- mıyan siparislere tercih edilme- sini temin etmek. Fakat bütün bu sartlar bir a- raya gelmis olsa bile, Birlesik A- merikanın silâh imalâtı fevkalâ- de büyük bir süratle artamıyaca- ğından, yakın bir istikbalde İn- giltereye yardım yapılabilmek i- cin istihsalâtın mühim bir kısmı- nın hemen İnsiltereve teslim e- dilmesi icap etmektedir.., Zaten simdi de böyle yapılmak. tadır. Meselâ, Birlesik devletler- de inşa edilmekte olan harp tay- yarelerinin kısmı azamı İngilte- reye verilerek yalnız talim tay- yareleri Amerikava bırakılmak- tadır, Rapor müellifleri bu ciheti su suüretle izah etmektedirler: “Madem ki İngiltere bizim ilk mü dafaa hattımızı teskil etmektedir, silâh imalâtımızın — yarısından fazlasını oraya göndermet F *miz faydalı ve pek yerinde olur. Esa- sen, Birlesşik Amerikanın müstak- bel kudreti, cabuk eskimekte olan tank, top ve tayyarelerden ibaret muazzam stoklar yapmaktan zi- yade harp malzemesi imal etmek Amerikan Yardımı Niçin Gecikiyor ? kabiliyetinin daha fazla genişle- tilmesine mütevakkıf bulunmak- tadır.,, * * Bugün Birleşik Amerikada her şeyden fazla tayyare inşaatına ehemmiyet verilmekte- dir. Mart ve Nisan aylarında Ford, tayyare motörleri imaline başlıyacaktır. “General Motors”, 1941 senesi sonunda her ay bin kadar tayyare motörü imal ede- cektir. Pakkard, bu senenin orta- sında imalâta başlıyacaktır. O zamana kadar tayyare inşaatI sa- nayii, kendi istihsal kabiliyetini, 1940 senesinin sonuna nisbetle, iki misli arttırmış olacaktır. Sa- nayiin bu şubesinde istihsalin kütle halinde yapılmasına ve stan dardize edilmesine hali hazırda büyük bir ehemmiyet atfolun- maktadır. Yeni istihsal metodları- nın inkişaf ettirilmesi suretiyle İngiltereye teknik yardım da gös- terilmektedir. Sipariş olunan İn- giliz ve Amerikan tayyarelerinin yaprılış tarzıni telif ve tevhit ede- bilmek için hususi bir komite de çalışmaktadır. Harp malzemesinin diğer nevi- lerine gelince: “Asgari altı ay sonra Birleşik Amerika tank, me- vaddi infilâkiye ve seri imalâtını genişletebilecektir.,, Alınan bazı malümata nazaran, İngiltere Bir- leşik Amerikaya bin beş yüz tank sipariş etmiştir., Bu tanklar bu yaz teslim olunacaktır.” İngiltereye daha fazla silâh ve harp malzemesi verilmesi mese- lesi nakil vasıtalarının kifayet- sizliğiyle karşılaşmaktadır. Ra- porda İngiliz ticaret filosunun to- najını arttırmak için aşsağıdaki tedbirlerin Birleşik Amerika ta- rafından alınabileceği zikredil- mektedir: a) Birleşik Amerikada İngiltere için ticaret gemilerinin inşası; bu maksatla yapılış tarzları bir hayli basitleştirilmiş bulunan ye- ni tip ticaret gemilerinden 60 ta- nesi daha şimdiden sipariş olun- muştur; mezkür gemilerin bir çok kısımları önceden fabrikalar- da yapılmaktadır; b) Amerika vapurlarının İngil- tereye satılması; Birleşik Ameri- ka tarafından İngiltereye teslim olunabilecek gemilerin mecmu tonajı yarım — milyon tonu bul- maktadır; c) Amerika limanlarında de- mirli ve isşsiz duran yabancı ge- milerin zaptı ve İngiltereye tes- limi; d) Amerika vapurlarının Av- rupa sularına girmesini meneden kanunun ilgası. Bundan maada, İngiltereye ya- niden 50 - 100 muhrip verilmesi teklifleri de ileri sürülmektedir Eski olmamakla beraber ihtiyaç- lara tevfikan tamir edilmiş bu- lunan bu muhripler, ticaret gemi- lerinin himayesi ve tahtelbahir- lerle mücadele isinde kullanıla- bilecekleridir. Nihayet, Birleşik Amerika ile İngiltere arasındaki yolun yarısına kadar ticaret ge- milerine Amerikan harp gemileri- nin refakat etmesi teklifi de mev- zuu bahis edilmektedir. Raporun son kısmında söyle denilmektedir: “Avrupa haricin- Bır Otomobilin . A « Hikâyesi vvelâ “Nefsi nefisi şâhane,, lerini düşünen bütün hü- kümdarlar gibi memleketi isti - lâya uğrar uğramaz bilmem kaç kamyon - masallarda olduğu gi- bi yükte hafif pahada ağır - eş - ya, tıklım tıklım doldurulmuş bil mem kaç bavul altınla memle - ketten çıkan sabık tacdarlardan biri, menfasının ilk “ihtiyari,, du- rak yeri olarak Istanbulu inti - hap etmiş... Buradan Avrupaya hareket e- deceği zaman da yine yükte ha- fif pahada ağır eşya kaygusiyle otomobilini satmış... Dün gazetelerde okuduğuma göre şimdiye kadar arabayı el - den ele devir alanlar otomobili gümrük resmini vermeden iş - lettikleri için ceza mahkemesine verilmişler. Muhakemeleri yapıl- mış arabaya temellük eden üç kişi dörder ay hapse ve altışar yüz lira para cezasına mahküm edilmişler, Mahkümlar belki bu otomobi- li pek ucuz almışlardır ve bu fi - yata aldıklarından dolayı iyi bir iş yaptıklarını zannetmişlerdir, Halbuki şimdi şüphesiz: arabaya da, alana da, satana da atar tu- tarlar.., Vaktiyle mütegallibeden biri köylüye çok eza, cefa edermiş, Haksız yere mallarını zapteder, paralarını alır, bin türlü hile ve hud'a çıkararak biçare halkı so « yar soğana döndürürmüş. Heri - fin yaptığı zulümlerden bütün köylüler yaka silkerler fakat bu belâdan nasıl kurtulacaklarını bilmezlermiş. Nihayet köylülerin imdadına Azrail yetişmiş, herifi yatağa dü şürmüş. Artık ölümün yaklaştı - ğını gören zalim, bütün köylüyü başına toplamış: — Ağalar! Demiş. Ben ölmek üzereyim, Size çok zulüm ettim. Ekinlerinizi aldım; sahte şahit - ler dinleterek mallarınızı benim- sedim; sahte senetler yaparak tarlalarınızı zaptettim; öküzünü - zü, davarınızı gaspettim; evinizi bnrkınızı yıktım... Bu halde Alla- hım huzuruna nasıl gideceğimi bilmiyorum. Iyi kalbli köylüler mütegam - bin ned ettiğini — Biz hakkımızı sana helâl ettik. Uzülme! Demişler, Hasta: — Hayır! Demiş yaptığım fe - nalıkların cezasını görmeliyim ki, Allahın huzuruna biraz bor - cunu ödemiş bir adam gibi çı « kayım, Ben öldükten sonra aya- ğıma bir ip takacaksınız, şu kö- yün etrafında cesedimi sürüye sürüye üç defa dolaştıracaksınız. Köylüler evvelâ muvafakat et- memişler, fakat o kadar ısrar et- miş ki, nihayet kabule mecbur olmuşlar; zalim üstelik cesedine bu hakareti yapacaklarını hepsi- ne ayrı ayrı yemin ettirmiş, Herif öldükten sonra köylüler hem ölünün son arzularını yap - mak hem de yeminlerini yerine getirmek için naaşın ayağına bir ip takarak köyün etrafında sürü- miye başlamışlar. Bu hali jan - darmalar görmüşler; köylüye: — Vay! Dinsiz herifler! Siz bir müslüman cenazesine bu ha- kareti yaparsınız ha! Diyerek hepsini palas pandı - ras yakalamışlar, merkeze götü - rüp 1upsetmişler, Hapisanede köyün imamı muh tara sormuş: — Yahu! Nedir bu başımıza ge- len? Muhtar: — Bırak! Demiş. Keratanın di- risi de berbat, ölüsü de!... Takvimci de bulunan sahayi r leketle- rinden ancak Birlesik Amerika Büyük Britanyaya icanp eden her türlü yardımı yapabilir.,, 131 Milyor Amerikalı merikada 1940 senesinde yapılan nüfus sayımının kati neticesi, ancak şimdi anlaşılmış ve neşredilmiş . tir. Amerika Müttehit dev- .letlerinin nüfusu 131.669.275 şi bulmuştur. Dünyanın en kalabalık nüfus kütlesini ihtiva eden Cinde 425 milyon Cinli yaşamaktadır. İ- kinci 300 milyon nüfusla Hin. distan, üçüncü — 193.000.000 ile Sovyet Sosyalist Cümhuriyet- leri gelmektedir. İste Amerika 131 milyon küsur nüfusla dün- yanın dördüncü kalabalık mem leketidir. 1848 senesinde Amerikada 17.100.000 kişi vardı. Bu nü- fus artımının en büyük sebebi takip eden senelerde Avrupa - gibi yumuşar ve kaşınmaktan tfolunamaz, Fa- Bi 3 nab a7 eelmesi ve kurtulur. dan Amerikaya hicretin artmış olmasıdır, Fakat birinci cihan harbini müteakıp Amerika, Avrupa mu hacirlerine kapıları kapamıya mecbur olmuştur. O tarihten i- tibaren Amerika dahiline kabul edilmek çok güçleşmiştir. 1920 — 1930 seneleri arasın. daki on senede 90 16 olan mu- haceret 'nisbeti, 1930 — 1940 senesinde 96 7,2 ye düşmüstür. Yeni Bir Keşif orveç'in en büyük sanayi- inden biri balıkçılıktır. Fakat son za. manlarda Norveç balık- çılarının işle. |ri fena halde bozulmuştur. | GÖZÜME CARPANLA C Yazan: Sevim SERTEL Zira bura balıkçıları azgın Şi- mal denizine dayanmadığı İicin, ava bizim bura balıkçı sandal- lariyle gidemezler. Onlar, motörü benzinle isli- yen büyük teknelerle ava cı . karlar. Gelgörelim, harp başlı - yalıberi artan benzin sıkıntısı artık Norvecte son raddeve zel. mistir. Motörlerini işletmek i- çin benzin bulmak Norvecli ba. lıkçılar icin hemen hemen im - kânsız olmuştur, Sverre Hesen, Norvecli bir balıkcının oğludur. Hegen şi- mal Fijord'larından birinde o- turan babasından bes sene ev. vel Oslo Üniversitesinde mü- hendislik tahsili için ayrılmıştı. Hegen tahsilini umduğu gibi ladı. bitirmiş ve tam babasının ya - nına dönmek üzereyken mem. leketi istilâ edilmisti. Bu esna- da Norvec ordusuna yazılan de- likanlı, burada aslanlar gibi dö- ğüsmüş ve ağır yaralanmıştı. Ancak gecende hastaneden çıkan Hegen, mahzun bir gö « nülle düsman cizmeleri altında inliyen topraklarından gecerek babasının yanına döndü. Artık sevgili Norveclileri için yapa - cak bir şeyin mevcut olmadığı düsüncesi genç mühendisi pek üzüyordu. O memlekette yeni köprüler kurmak. vollar acmak ümidin - deydi. Halbuki sşimdi düşman elinde olan bu topraklarda hic- bir şey yapmak istemiyordu. Bir sey yaparsa onu sadece mil. leti için yapardı. İşte bu bozuk manevivatla Hegen, babasının balıkçı kulü- besine vardı. Ve burada ilk de- fa babasından ve onun arka - daşlarından Norvec balıkcıları. nın dertlerini dinledi ve bunun ne kadar mühim olduğunu an - HALKEVLEKRIİINDE : Üsküdar Halkevinden: 19-4-941 cu- martesi günü saat 21 de spor kolu- muzun boks, güreş, beden hareketleri gösterileri ve ayrıca kol başkanı Ha- lük Hekimoğlu tarafından oyun, jim- nastik, spor Mmevzulu bir konferans l werilecektir. Davetiyelerin idare me- müurluğundan alınması rica olunur, Genç mühendisin içinde yeni bir ümit uyanmıştı. Yardımsız çırpınan balıkcılara bir kolay- lık bulmak! Günlerle, gecelerle 'bunu düşündü. Norvecin balık sanayiini canlandırmak, halkı aclıktan kurtarmak lHâzımdı. En nihayet Hegen aradığı ça- reyi buldu. Babasının gemisine bir rüzgâr değirmeni taktı ve bunu bir elektrik motörüne bağladı. Böylece rüzgâr ve elektrik kuvvetlerinden istifade ederek tekneyi harekete geçir- di. Doğrusu, elde edilen sürat büyük hbâr şey değildi. Fakat balıkcılar buna çoktan razıy- dılar. Bu keşif büyük bir rağ - bet gördü ve böylece balıkcı. nın oğlu mühendis Hegen, Nor- vec balık sanayiini urtardı. p €