Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
— — . 29-9-939 5 29 Eylül 1939 ,4 TAN ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 1400 Kr. 1 Sene 2800 Kr. vEn * 6 Ay 1500 * d0ğ V 5. $ Ay s00 * 150 * 1 Ay 800 © Milletlerarası posta ittihadına dahil olmıyan memleketler için abone bedeli müddet sırasiyle 30, 16, 9, 8,6 liradır. Abone bedeli peşindir. Adres değiştirmek 256 kuruştur. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâvesi lâzımdır. Bir Tercümeye Dair! Ü— stat Hüseyin Cahit Yalçın, A dolf Hitlerin (Kavgam) adın- daki malüm eserini Türkçeye çeviri- yor, Onu Türkçeye tercüme etmek, hiç şüphe yok ki, takdirle karşılanması lâzım gelen yerinde bir — külfettir. Müelliflerinden evvel ölmeğe mah - küm olan ömürsüz eserler, ve sakat davalar arasına, ismini hiç tereddüt etmeden kat: (Kavgam), yaşayabilecek eserlefde ebedi vasıf- lar arayan ideoloji âleminde, bir ço- cuk maytabı gibi, kıvılcımlar, cazır - tılar, çatırtılar, rengârenk — alevler Baçtı ve bir kibrit kadar — parlayıp söndü: Zira bugün, bu eserin ortaya koyduğu davaya bilfiil ihanet eden- ler arasında, bizzat Hitler bile var. Fakat bugünün dünyasını ateşe sürük leyen Adolf Hitlerin dimağını dol - duran ihtirasın enginliğini kavra - mak için, bu kitabı okumak zahme - tine katlanmaktan başka tek — çare Yyoktur. Yine bizzat bu — eserdir ki, Nazizmin, bir çok milletlerin mu - kadderatı ile birlikte bu memleketi çiğnemeyi de istihdaf eden istilâ e- Mellerini, tam bir sarahatle meyda- ha koyacaktır. Bunun içindir ki, bu eserin lisanımıza kazandırılması, bi- Ze, Nazizme karşı şiddetle cephe al- mak mecburiyetinde bulunuşumu - Zun sebeplerini de öğretecektir Fakat, çürük davalarını, — zayıf di- mağlı bir ekseriyete aşılamak gayretini güden her fert gibi, Hitler de kitah hil p ——— TAN AM GT n hâdiselerin İçyüzünü anlatan yazı muharriri, bugün de bu bilgilere istinaden hâdiselerin alabileceği şekiller üzerinde tahminlerde bulunmaktadır. Müstakbel hâdiseleri daha iyi görüp muhakeme edebilmek ve hüküm verebilmek için bu tahminlerin büyük bir kıymeti vardır. Hadıseler Ne Gibi htimallere Gebedir? (2) imdiye kadar vukua gelen hâdiselerin sebeplerini izah ettikten sonra bunların aydınlığı altında, inkişafları hakkında tah- minlerde bulunabiliriz. Polonyada askeri harekât bit. miş sayılabilir. Varşova müdafaa- sının, ancak kahramanca bir ha- reket olarak kıymeti vardır. Günün en mühim hâdisesi, Po. lonyanın yarisından fazlasının, Al. manya tarafından - hattâ bilfiil kendi işgali altında olan mühim şe- hirler ve mıntakalar da dahil oldu- ğu halde - Sovyet Rusyaya bırakıl. ması keyfiyetidir. Bu, sıkışık, ümit. siz bir vaziyette kalmış olan Hit- lerin Sovyet Rusyaya teslim oldu- ğünu açıkça gösteren bir hâdise. dir. Sovyet ordularının Polonyanın şarki kısmını işgal ederek Roman. ya ve Macaristan hudutlarına da. yanmaları, —Almanyanin cenuba sarkmasına mâni olması dolayısi- le, Almanya hükümetini sinirlen- direcek. İngiltere halkını - hiç ol. mazsa muvakkat bir zaman için « memnun edecek mühim bir hâdi- sedir. Önümüzdeki - haftalar içinde, Balkan ittifakının ve küçük antan- tın yeniden canlanmasına, İngilte. renin Münih esnasında ve bu gün yapmıya muvaffak olmadığı bu işin Sovyet Rüğya tarâafından tahakkuk ettirilmesine intizar olunabilir. Askeri ve, siyasi hâdiseler se « Yazan: Orhan Altay yirlerini takip ederken, Polon- yanın Sovyet askerlerinin işgali al- tında bulunan kısmında bir Polon- ya Sovyet devletinin kurulması da beklenebilir. Fakat, bir taraftan İngiltere ve Fransanın açık, diğer taraftan Sov. yet Rusyanın kapalı tazyiki altın. da kalmış olan, cenup yolu istilâ. sına kapanmış sayılan Almanya ne yapacaktır? En evvel akla gelen ihtimal, şarkta ve cenuptaki hareketlerine sed çekilmiş olan Almanyanın, hu- dutları Almanya ve Rusya tarafın- dan müştereken çizilecek bir Po« lonya devleti esası üzerine İngilte. re, Fransaya sulh teklif etmesidir. Fakat böyle bir sulhü İngiltere. nin ve Fransanın kabul etmesi mümkün değildir. Diğer cihetten, Almanların bu teklifinin Sovyetler tarafından kabul edileceği de muh- temel değildir. B öyle olunca, — Almanların Garp cephesinde, bitaraf devletlerin arazilerini çiğniyerek Fransaya taarruz etmeleri bekle- nebilir. Almanlar bunu, her halde istemiyerek ve korkarak yapacak. lardır. Bu taarruzun neticesi hakkında yalnız erkânı harbiye heyetleri doğru tahminler yapabilirler. An. cak düşünülebilir ki, Almanlar bu taarruzu yaparlarken Polonyada. ki askerlerinden büyük bir kısmı- nı - Sovyet ordularından çekindik. leri için - Avusturya ve Çekoslo . vakyadaki kuvvetlerini de - dahi. li isyanlardan ve ihtimal İtalyadan korktukları için - Garp cephesine nakledemiyeceklerdir. İngiltere ve Fransanın - bir tehlike görmedikleri takdirde - esaslı bir hazırlıktan sonra Almanyaya karşı ciddi bir taarruza geçmeleri bek. lenebildiği gibi, tedafül bir vaziyet- te kalarak, Rusyadan yardım gör- miyecek olan nazi hükümetinin ik. tısadi müşkülât ve dahili isyanlar içinde kendi kendini mahvetmesine de intizar etmeleri muhtemeldir. Filhakika, askeri hâdiselerin ce. reyanına muvazi olarak, bizzat Al. manya içinde vukua gelmesi muh- temel olan hâdiseleri, davanın ni- hai halli üzerinde müessır olacak unsurlar olarak tetkik etmek icap eder, Bu hâdiselerin hem İngiltere, hem de Sovyet Rusya tarafından ihdas edilecekleri tabiidir. Polonyada teessüs edecek Sovyet rejiminin, Alman işgali altında bu. lunan Polonyada ve bizzat Alman- yada derin akisler yapmasına, Sov. yet ordusu ile temasa gelen Alman ordusunun komünist propaganda- sından müteessir olmasına ve Al- manyada komünist hareketleri baş göstermesine intizar olunabilir. Sovyetlerin inkişafına çalışacak. ları bu hareketler mukavemet e. dilmez bir hale gelir ve Almanya Garp cephesinde mağlübiyete uğ. rarsa bizzat Hitlerin komünizmi i- lân etmiye mecbur kalması ve ya- hut ortadan kaldırılması muhte . meldir. akat, bu komünist hareketi. ne muvazi olarak, Alman. yadaki büyük kapitalizmin mü- messillerinin yapacakları (Anglo- fil) bir harekete de intizar edile. bilir. Bu, bugün artık Hitlerle an- laşması ve birleşmesi imkânı kal. mıyan İngilterenin istediği, bek- lediği ve hazırladığı bir hareket o- lacaktır. Esasen (Sovyet . Alman) ittifa. kından memnun olmıyan ve Hit. lerin sermayeye karşı koyduğu sön ağır tahdidattan endişe eden sermayedarlar, fabrikatörler, İn- gilterenin yardımı ile Almanyada -Berlinde yahut diğer bir şehirde - bir hükümet darbesi yapmak te. şebbüsünde bulunabilirler. Bu su. retle Almanya, - İspanyada olduğu gibi - iki Almanyanın çarpıştığı bir harp sahnesi haline gelebilir. Bu vaziyet karşısında, bir taraf- tan Sovyetlerin, diğer cihetten İn. giltere ve Fransanın hattı hareket. leri ne olacaktır? Hâdiseler böyle bir cereyan alın- ca, beynelmilel mikyasta bir Kapi. cahillere, hattâ bazı (yarr münevver) lere sağlam görünebilecek olan bir (de- magoji) temeli üzerine kurmuştur. Son. ra, (Kavgam) adındaki esere giren ba- zı basit tahminlerin tahakkuk — etmiş bulunmasını, Hitlerin kerametine at- fedecekler bulunabilir. Eğer en sakat, en kof, en çürük, ve en basit demagoji- lerin bile, ayartabalicek müdafaasız di- mağlar bulabildiklerini hatırlarsak, bu endişeyi pek te yersiz sayamayız, Bu- nun içindir ki, büyük tezadlarla doldu.- rulmuş bulunan bu eser, bazı bomboş dimağları çelmek istidadını gösterebilir: Zira unutulmasın ki, o çürük davanın, onu yıkılmaz temeller üzerine kurul- muş ideolojilerle mukayese etmek — im- kânma sahip bulunmayanlara cazip gö- rünebilecek bir dinamizmi vardır. Bu dinamizmin Erzatzlığını ancak, hakiki ideolojilerin sahip olmaları lâzım gelen ilmi, felsefi, ve ebedi evsafr — bilenler sezebilirler, Bu bakımlardandır ki, bu eserin ter- cümesini yaparken, bahsettiğimiz endi- şelere mahal bırakmıyacak — tavzihlerin istitradını da unutmamak lâzımdır. Va- kıâ, bu mühim lüzumun, üstat Hüseyin Cahit Yalçının dikkatinden kaçacağımı sanmıyoruz. Nitekim, o, İşe, eserin ter- cümesinden evvel tenkidi ile başlamış- tı. Fakat, biz, Hüseyin Cahit Yalçının, tercüme ettiği eserin aşikâr zâafını dü- şünmesi, ve o kadarcık tenkidi kâfi gör- mesi, daha fazlasını lüzumsuz sayması ihtimalini de hatırladık. Bizi, bu satır - ları yazmağa sevkeden de, bu ciheti ha- tırlamaktan doğan basit endişeden kür- tulmak arzusudur, Bu sayede herkes öğrenmiş olacak ki (Kavgam/); onu — benimseyenleri zafere kavuşturması mümkün görü- lebilecek bir (kavga) değildir. — * Bir Yazıya Cevap Hayskul ismindeki İngiliz mek - tebinin harp vaziyetini öne sürerek, tedrisata başlamadığını, lerd bu sütunlarda yazmıştık. Maurif mü- dürlüğünden aldığımız bir mektupta mektebin normal tedrisata başladığı haber verilerek deniliyor ki: “İstanbulda Beyoğlunda Hayskul adlr biri erkeklere ve diğeri kızlara mahsus ol- Mak üzere iki İngiliz okulu vardır. Bun- lardan erkek İngiliz okulunun öğretmen kadrosu tamam olup tedrisata aksaksız 0- larak başlı . İngiliz kız ise, ahvali hazıra dolayısıyle İngiltereye gitmiş Olan ihzari smıf öğretmeninin yerine der- hal diğer bir öğretmen temini kabil olma- dığı için bu ihzari smifin tedrisatr teaahü- Te uğramışsa da, halen bu sınıfa da öğret- Men bulunmuş ve bu okulda da — normal TAHTELBAHIİR Harbinde Almanya Her Hitler, İngiltere ile yaptı- ' ğı deniz anlaşmasını feshet- meden önce İngiltereye — müsavi derecede denizaltı gemileri yapa - cağını ilân etmişti. Almanya, o za- man 83860 ton tutan — tahtelba - hirler yaptırmış, veya yaptırmak- ta idi. Ve bunlar 750 tonluk elli ve 500 tonluk 80 tahtelbahir teşkil e- decekti. z& İngilizlerin inşa ettikleri tah - telbahirlerin çoğu 1400 tonluktur, Almanya ise geçen temmuza ka - dar bu büyüklükteki tahtelbahir - Fıkat bütün bu programın ta- hakkuk eden kısmı neydi? Büyük Harbin ilk beş ayında üç tahtelbahir tamamlanmış, 1915 te bunlara 62 adet katılmış, 1916 da bunların sayısı 96 ya ve 1917 de 103 e çıkmış, 1918 senesinin bütün verimi 81 gemiyi geçmemişti. 765 tahtelbahirin inşasını icabettiren program ise ancak 344 geminin in- şası ile tamamlanmış, bunların bir kısmı da müttefiklere teslim edil- mek üzere yetiştirilmişti. Almanya, tahtelbahir inşasına bütün tezgâhlarını faali - yete geçirdiği halde işler plân da- iresinde yürümemiş, beş altı veya sekiz ayda bitmesi lâzım gelen bir çok gemiler, ancak mütarekenin dan sonra bitirilmiş, mü - P lerin inş. başl bulunu- yordu. Fıkat tahtelbahır harbine karşı gelmek için, tahtelbahir in « şasına lüzum yoktur. Almanların tahtelbahir inşaatı tamamlandıktan sonra 130 tahtel- bahirleri bulunacaktır. Bunlardan yüz tahtelbahirin henüz inşa edil- mekte olduğu anlaşılıyor. Fakat Almanyanın inşaatını hızlandır - ması kuvvetle muhtemeldir. Nite - kim, 1915 ile 1918 da her tarekenin imzası yüzünden bu tah- telbahirler derhal — müttefiklere teslim edilmişti. Geçen harbin tecrübeleri bu - nu apaçık gösteriyor: 750 tonluk bir tahtelbahir hiç bir ârızaya uğramamak şartiyle 14 ayda inşa olunabilir. Fakat ayni hacimdeki bir çok gemilerin 25 ayda bile ikmal olunamadığı, iş- çi veya malzeme bulamamak yü- zünden inşaatın istenen süratle ta- büyüklükte 765 tahtelbahir yap * tırmıştı. İş, harikulâde büyüktü. Ve bü- yük bir süratle başarılıyordu. 1911 ile 1915 te 186 tahtelbahir sipariş edilmiş, 1916 da 86 tahtelbahir da- ha suya indirilmiş, 1917 senesinin inşaat programına 273 tahtelbahir konmuş ve 1918 haziranına kadar 220 tahtelbahir daha hazırlanmıs- tı. maml dığı görülmüştür. & 500 tonluk tahtelbahirlerse 10- 18 ay zarfında inşa olunuyor. 400 tonluklar için 10 - 15 ay lâzımdı ni süratin top inşaat | da devam edeceğini sanmıştır. Fakat çok geçmeden bu süratle inşa edilen tahtelba - hirlerin, işçilik bakımından ak - sak olduğu, bunlardan su dahi sız- dığı görülmüş, bunları ıslah için bir hayli para, ve vakit sarfedil - miş ve neticede inşaatta gösterilen sürat hafiflemişti. Hulâsa, bugünkü harbin üç se- ne devam edeceği tahmin edildiği takdirde Almanyanın inşa edebi - leceği tahtelbahirlerin sayısı 230 u geçmeyecektir. aziyetin diğer bir vardır: 1918 de İngilizlerin tahtelba - nire karşı hazırladıkları vasıtalar bir hayli inkişaf etmişti. Ayni se- ne zarfında Almanya 81 tahtelba- hir yapmış ve garip bir tesadüf e- seri olarak ayni senedeki tahtelba- hir kayıpları da seksen bire var - mış, bu yüzden bir senelik bütün mesai boşa gitmişti. Bugün tahtelbahire karşı kul- lanılan vesait 1918 e nisbetle da - ha çok fazla tekemmül etmiş bir haldedir. Bu yüzden Almanyanın her ay altı veya yedi tahtelbahiri faaliye- te geçirmesi mukabilinde uğrayaca ğı zararların nisbeti, bu mıktarı da geçecektir. Bi leyh ,bu mülâhazalarla cephesi Alman deniz kumandası, inşa- at sürati hakkında ilk beş yüz ve dört yüz tonluk gemilerin beş ay- da ikmal olunduğuna bakarak ay- şu neticeye varıyor: Almanya hiç bir vakit İngilte- re ile müsavi derecede tahtelba - hire sahip olamıyacaktır. talizm - Komünizm kavgası baş. lamış demektir ve Sovyet Rusya karşısında, İngiltere ve Fransa ile beraber, Amerika, Japonya, İtal. ya ve diğer bir çok devletlerin da- hil olacağı muazzam bir anti Sov. yetik blok bulacaktır. Bu iki cephe arasında - âkıbeti- ni şimdiden tahmin edemediğimiz « çarpışma çok çetin olacak, çok u- zun sürecektir. Sovyet Rusya, mu- halif cephedeki memleketlerde ken- di lehine isyan hareketlerini bek. liyebilir. akat meselenin, bugün müs. taki siyaseti olan iki büyük devletin, İngiltere ve Sovyet Rus- yanın anlaşması ile neticelenebile. ceğini ve bu tarihi işin, kurulduğu gündenberi sulhe hizmet etmiş ©- lan Türkiye Cümhuriyeti hükü . metinin tavassutu ile temin edile. bileceğini kuvvetle ve hararetle ümit ve temenni ediyoruz. Bu takdirde Milletler Cemiyeti tekrar dirilecek, bütün milletlerin iştirakile toplanacak olan sulh kon- feransında, Polonya ve Almanya meselelerile bunlara bağlı bulunan bütün meseleler, hak, adalet pren- siplerine göre halledilecek, ihtimal Almanyanın cenubunda, Çekoslo- vakyayı da içine alacak olan bir (Tuna devletleri ittihadı) kurula. cak, Almanyada demokratik bir i. dare teessüs edecek ve bugün bü- yük bir kâbus içinde bunalan in- sanlık sulhe kavuşacak, medeniyet kurtulacaktır. İngiliz - Japon Müzakereleri Tekrar Başlıyabilecek 'Londra, 28 (A.A.) — Times gazete. si, Tokyodan istihbar ediyor: İngilizlerle Japonlar arasındaki müzakerelerin yeniden başlamasına Japon mahafilinde mümkün nazarile bakılmaktadır. İngilterede Yeni Vergiler Londra, 28 (A.A.) — Avam Ka- marası, yeni varidat, bira, şarap, şe- ker ve likör rüsumunu ittifakla ka. tedrisat başlamıştır.,, bul etmiştir. '|eserler yerleyeksan olduğu, patlay: c;öpüsu-'w' Varşova Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel Asulııcı insan emeği dökerek kurduğu mamur şehrin son e- vi yıkılıncıya kadar, dokuz hastanı tıklım tıklım yaralı ile, siperleri ka- — dınlar ve çocuklarla doluncıya kadar j Varşova dayandı. Son ev yıkıldığı, sokaklar insan cesetleriyle bir harp meydanına döndüğü, kilisele'ı', su boruları şehri tufana — çevirdii açlıktan insanların nefesleri kesildiği dakika Varşova düştü. D Gecenin karanlıklarını — yararak | radyo ile son mütareke kararını ilân eden başkumandan diyor ki: k “Varşovanın son evi de yıkıldı. — Yaralılarla dolu hastaneler, alevle içinde yanıyor. Su boruları patlad Aç, susuz, mühimmatsız, — imdatsı bir müdafaanın kahredici zaruretleri karşısındayız. Tarih şimdiye kadar bu derece vahşiyane tahrip edilmiş bir şehir görmediği gibi, böyle kah ramanca bir müdafaa da görmemi tir. Biz kendimizi tarihe havale ede- rek teslim oluyoruz.,, Ey Varşovayı teslim alan kuman- dan... Muzaffer oldun. 23 günde çöle çevirdiğin şehrin ortasında, — insan cesetlerini çiğniyerek muzaffer bir kumandan gibi dolaşabilirsin. Neron Roma yangınını nasıl seyretmişse, a- levler içinde yanan bu şehri, yanan & * ı deu beği V Ğ L hl" » ;. lara uçan insan kemiklerini dürbin- le seyredebilirsin. * Nasyonal sosyalizm, gamalı haç, hayat sahası, küçük Avrupa, büyük — Almanya, psikolojik tecavüz, — istilâ — namına ortaya atılan bütün bu iılâl# alar ve davalar hep ideal içindi değil ml') İşte ideal.... Varşova ıvuçlnnnm Bi içindedir. Bir harabenin ortasında - sın, Menfisin, Palmirin, Pompeyin — duvarları olsun kaldı.. Varşovan ğ dikili taşı kalmadı. Kendilerini d he havale eden esirlerinin ayaklarına — zincir vurabilirsin. Yalnız dağları a- şarak ülke ülke hicret eden kafilele- rin içindeki kini kostekleyeıııu:iıı)ı Varşova senin artık... Kokmuş lâşe dolu asfaltın üstünden zafer alayları geçirebilirsin. Fakat ey Varşova fa- tihi, dürbününü tarihe çevirme. O - — nun hakkında vereceği hüküm, zep- — linin, zehirli bombanın Varşova hak- kında verdiği hükümden çok ağırdır. N Tarih, bugünün zabıt kâtibidir. , Vazifesi bugünkü hâdiseleri kay- detmektir. “Bugün” esirleri, hürle » — rin pençesinden, hürriyeti müstebit- — lerin elinden kurtarmak için silâha sarılmıştır. Tarihin 1848 den bugüne , akışı, bu devreler içindeki harpler ve ihtilâller emperyalizmin — seyrini durdurmak içindir. Başını — koltuğu altına alıp harp sahasında karşına dikilen Joan Pier, Varşova — veya — Modlin değildir, tarihin akışıdır. Ül- keler zaptedebilirsin, fakat bu ıkışı durd Beşerin ülünü — geriye çeviremezsin. Varşova sokak- — larında dökülen kan, esareti kalbin- den vurmak için şeha kalkan hürri- — yetin kanıdır. İşte tarih bu muzaffer — idu ğ Bdit Hem aei esaret - — ten kurtırıcık bir devrin başladığı- nı kaydedecektir. Bu zafer bilmem ki senin mi?... Sana teslim olanların mı? Almanyada Yahudilere Yaptırılan İşler Bern, 28 (A.A.) — Bund gazetesi, Berlinden almış olduğu bir haberi neşretmektedir. Bu habere nazaran Almanlar, ha. lihazırda Yahudiler için hususi iş kampları vücude getirmektedirler. Yahudiler, siper kazmak gibi çetin işlerde kullanılacaklardır. T Bundan birkaç gün evvel Himler tarafından neşredilmiş olan bir ka- rarname, bütün Yahudilerin hususi kamplarda toplatılmaları ve müuha- faza edilmeleri lüzumunu ilân etmek. te idi. Bu tedbirin erkeklerden başka ka- dınlara da şamil olacağı zannedili- yor. $ Bundan başka Yahudilerin bütün Almanyada saat 20 den sonru meö. kenlerini terket leri li ilân edilmiş olduğuna dair olan Ü— € berler de teeyyüt etmektedir.