mamamz 6.8.9 6 Ağustos 1039 TAN | ASONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 1400 Kr. 1 Sene 2000 Ke 70 * 8 Ay 1 * w ” 3Ay mw » “ ” Ay 400. * billetletarist posta itikadını dahil olmıyan memleketler için abone bedeli mliddet sırasiyle 30, 16, 9, 3,8 liradır. Abone bedeli peşindir. Adres döğiştirmek 25 kuruştur. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul Sâvesi lizımdır. İtalya Bulgaristanda Çalışıyor talya Arnavutluğu işgal ettiği zaman, burasını Balkanları İs- tlâ için bir atlama tahtası olarak kullanacağını bildirmişti, Bundan sonra İtalya Balkanları elde etmek için bir çok siyasi manex- ralar yaptı. Bilhassa Yugoslavya ve Bulgaristanı elde etmek için çek uğ- raştı, Fakat, ne Yugoslavya istiklâ lini fedaya razı oldu, ne de Bulgaris. tan bitaraflık siyasetini bozmağa yanaştı. Siyasi teşebbüsler müsbet netice vermeyince, İtalyanlar o Yugoslavya ve Bulgaristanda propaganda usulü. nüytatbika başladıjar. Bulgaristan kraliçesinin İtalyan © olmasından da istifadeye koyuldular. Bulgarlarla bir de kültür anlaşması imza ettiler. Son gelen Bulgar gazetelerinde : bu propagandanın izlerine tesadüf e. diyoruz. Roma ile Sofya arasında ha. vai bir hat tesis edilmiştir. Evvelce Brendizi ile İstanbul arasında isle yen İtalyan posta tayyareleri şimdi Sofya ile Roma arasında işlemekte. dir. Bu vesile ile on beş temmuzda on kadar Bulgar gazetecisi Romaya gitmiştir. Bu muharrirler Romada gördüklerini anlatarak İtalya lehin- 5 Şi Rİ mütemadiyen Börek ye Bulgarlardan sem. “pati ile bahsetmekte ve iki'inemle - ketin müşterek menfaatleri üzerinde durmaktadır. Bulgar matbuatı da i. kide bir İtalyan dostluğundan bah - Setmekten geri kalmamaktadır. Bu suretle Bulgaristanda İtalyan propagandası metodik bir tarzda ça- lışmaktadır. İtalyanın bu mesaisine Almanla. rın da faaliyetini ilâve etmek lâzım. dır. Almanlar iktisaden Bulgaristan üzerinde tazyık icrasına devam edi. yorlar. Almanyada çalıştırmak üze- re Bulgaristandan beş bin kadar işçi almışlardır. Buna mukabil de Bul garistana teknisyen ve Oo mütehassıs göndermektedirler. Hulâsa, mihverciler Bulgaristan - da faaliyettedirler. * İşte Romanya kralı Karolün tam bu sırada Adalar denizinde bir seya. hate çıkması ve bu vesileyle Balkan paktı ricalinden bazıları ile temasa relmesi mühim bir alâka davet et niştir. İngiltere Balkanlardaki faa liyetini arttırmağa teşebbüs etmiş - tir, Binaenaleyh sulh cephesi de Bul. garistanı kazanmak için faaliyetine fasıla vermemiştir. Fakat, bugün görünen manzara Bulgaristan, hitaraflığını muhafa. za etmekle beraber, daha ziyade mih vercilere mütemayil olduğudur. Bul. gar gazeteleri günden güne daha yüksek lisanla konuşmaktadır. Bul - gar hükümeti Dobrica O hududunda manevralara hazırlanmaktadır. Da - hilde de bir harp hazırlığı emareleri | sezilmektedir. Bulgaristanı Oo kazanmak için sulh cephesinin biraz daha sürşt göstermesine ihtiyaç vardır. Roman- ya ve Yunanislana garanti vermek. te, Türkiye ile ittifak akdinde sü: le hareket eden İngiliz. diplomasisi, bu meselede bizce çok bati yürümek. EE ; Banka olmıyan zamanlarda atalarımız: “Ak akçe, karagün dostudur” demişler, Şimdi biz: Bankalardaki ort- tırma hesapları, karagün dos» : tudur; diyoruz. $ Kara günlerinde dostsuz kalma SAL ESUZLAM aka saza (Fantezi Piyes 1 Perdecik| Eşhas: 3 ihtiyar — 3 hâri * (Sahne: Radyum gibi ken. diliğinden ışık salan ve için- den eleğimsağmanın renkleri durmadan çağlayan gibi akan bir cins sihirli billür köşkün gökyüzüne uzanmış som altın balkonu - İncecik plâtin teller- den örülmüş üç rahat koltuk-Bu koltukların cennet kuşu tüyün- den doldurulup lâhur şallarla kaplanmış yastıklarına üç ih- tiyar uzanmış, sanatoryom ta- râsasında gibi sessiz, hareket- siz dinleniyorlar - Önlerindeki forje gümüş masalarda Bo- hemya elmastraşından birer sürahi ve kadeh - Fakat ne köşk, ne balkon, ne insanlar, ne eşya hiçbir yere dayanmı- yor, tamamiyle boşluktadır; gayet hafif, iç açıcı, gönül fe- rahlatıcı bir hava esiyor ve pek uzaktan, kulakları rahat- sız etmiyen bir nihavent saz semaisi çalınıyor - Manzara tatlı bir nur içinde yattığından sabah mı, akşam mı, vakit belli değildir. | EMEP ii > Birinci Meclis: Üç İhtiyar irinci ihtiyar — Çoktandır dünya ahvali ile meşgul deği. Viz; 1838 senesi yazına ulaşmışız, isti alıp kalmışız. Hele ie memlekete olsun yukardan bir nazar atalım (Biraz eğilip balkon. dan aşâğıya bakar) acayip, yine İstanbul Timanında bir takim zırh- lılar peyda olmuş; hayırdır inşal - lah! Benim gözüm pek farketmi » yor,'rica ederim, Kâmil paşa oğ- lum, bir de siz bakar mısınız? İkinet ihtiyar — (Çenesini ge- viş getirir gibi oynalarak) emre. dersiniz, büyük Resit paşa hazret- leri; fakat Oküçük Salt o paşt biraderimizin gözleri daha kes - kindir, kendileri de daha müte cessistirler; lütuf buyurup bir tet. kikten geçirsinler. Üçüncü ihtiyar — Hay hay, bakayım (bakarak) Vah vah! Vah yah! Birinci ve ikinci ihtiyar — En. dişeyi mucip bir vaka mı var? Üçüncü ihtiyar — Başka ne beklenebilir? Bu zırhlıların bay raklarını, işte, iyice seçiyorum. Felâket! Felâket! İkinci ihtiyar — İngiliz bandı. rası olmasın! Üçüncü İhtiyar — Canınızı sik- mak istemezdim ama benim de yü. rTeğime âteş düştü, saklıyamıya - cağım, evet, o bandıra. Galiba ye. ni bir harp olmuş ve yine bir şen. metli mütareke aktedilmiş.. he (Üçü de başlarını önlerine e | Bip yaslı yaslı düşünceye dalarlar) Birinci ihtiyar — Neyleyeyim ki benden sonra gelenler siyaseti - mi yürütmediler İngiliz dostluğu « nun lüzumunu ilk anlayanlardan biri bendim; Lord Strafford'la be. raber, himmetlerimizi birleştire - rek bir ittifakname akdetmiş ve vatanı istilâya çalışanları mütte - fik ordularımızla durdurmuştuk. Hey gidi günler hey! İkinci ihtiyar — 1838 den bah. sediyorsunuz. Üçüncü ihtiyar — Yüz senelik bir iş, Birinci ihtiyar — Keşke halef- lerim ayni politikada devam etmiş olsalardı da bugün o hayırlı vaka. Dn yüzüncü senesini tesit etsey » dik... İkinci ihtiyar — Bendeniz, öci. Zane, bu hususta elimden geleni TAN HAFTANIN MUSAHABESİ ÜFİ Yazan: Refik HALİD yapmaktan geri kalmadım. Şimdi şu ahret köşesinde münakaşa çi - kârmak istemem, fakat Sait paşa biraderimiz... Üçüncü ihtiyar — 7 Sultan Abdülhâmide söz anlatamadığım, sonrâ da İttihat cemiyetine nüfuz geçiremediğimi dünya bilir. Yok. sa ben hayatımı bile o devlete borçlu idim, sefarethanelerine # - inip padişahın gazabinderi kefa - İetle kurtulmamış mıydım? İkinci ihtiyar — Siyasetinizi yürütemeyince iktidar mevkiinden çekilmeliydiniz, ikbal hırsına ka - pılmamalıydınız. Üçüncü ihtiyar — “Hatırat” ım. da neler çektiğimi © anlatmıştım, bu târizlerinizde haksızsınız. Hem siz İngiliz politikası takip etmekle memlekete ne kazandırdınız Bir ittifak mı aktedebildiniz, Oniki a. daları, Trablusu mu kurtardınız? İkinci ihtiyar — Beni hep iş iş. ten geçtiği, atı alan Üsküdarı aş - tığı” sıralarda mevkie © getirdiler, Mısırdan yazıp gönderdiğim mu. fassal “lâyiha" mı size, sadaretle bulunduğunuz zaman takdim et miştim, bu âkibetleri bildirmiş . tim, hasıraltı ettiniz. Birinci ihtiyar — Yo, paşalar, dünya yüzündeki hesapsız ve fay. dasız münakaşalarınız yetişmemiş gibi bir de burada, ebedi rahata kavuştuğumuz sirada (birbirinizi rencide etmeğe, boş benlik davala. ri ile başınıza kan çıkarmakta ma , na yok. İkinizin de bahsettiğiniz “Hatırat” ve “Lâyiha” larınızı siz. ler aşağıda didişirken bana bura. da okudulardı; bir incir çekirdeği doldurmaz; kelâm fiilin yerini tut. maz; Üçümüz de devletin birer e. mektar veziri idik, hata da işledik, savap ta... Zaten, görüyorum ki, aramızda esas İtibariyle © ihtilâf yok. İkinci ve üçüncü ihtiyar — İn. giltere ile uyuşma siyasetinde müt- tefikiz. Birinci ihtiyar — Evet ama mat. lüp olan âdi bir uyuşma değil - dir; iki devletin müsavi şartlarla ittifakıdır. Benim gayem veya hül. yam şuydu: Milletimizin seviye: ni mâarifle, medeni Oo kanunlarir, sanaat ve ticaret müesseseleriyle yükseltmek, onu evvelâ kendi kuv. vetine, kudretine inandırmak, Son- Tü bu İlimadı Avrupaya da tanı. mak, tasdik ettirmek; dürüs bir diplomasi ve son nazariyelere uy gun sağlam bir askeri kuvvet sa. yesinde dostluğu aranan bir devlet hâline gelmek.. İkinci ihtiyar — Ne hoş emel: Ne zor mesele" üncü Ü Tahakk etmesi için izin gerek! Birinci ihtiyar — (devamla). Bu hale geldikten sonra bahsetti. imiz devletle elele vermek ve be. raberce cihan sulhünü korumak" Üçüncü ihtiyar — “Zehi tasav- vuru bâtıl, zehi hayali muhal” İkinci ihtiyar - Ölme eseğim ölme, yonca bitincel, Başkasını Düşünmek Yazan: Hasan - Âli Yücel |; blâk, egoizmin bittiği yerden başlar, Hayat bilânçosunu, kendinden başkasını hesaba kat - maksızın yapmış olanlarda ahlâk hanesi aramamalıdır. Bu sert hü- kümlere mevzu olan haseketi başkalarınm şerefi, namusu, huku- ku ve hayatı gibi yüksek ve kul- sal mefhumlardir. Daha hafif ha- #eketler de vardır ki, bunlara ab- lâksızlık sıfatını veremeyiz; bir nevi densizlik, düşüncesizlik ve kabalık diyebiliriz. Ne kibi? Meselâ birinin asırı. na basıp, canını “Affedersiniz!, lar yakan odamun: diye özür dilemek ihtiyacin duymaması, yolda gi - derken elinizdeki bir paketi kulu- muza çarpıp yere düşüren birinin, | bu âni darbe İle hiddetlenen yü- zünüze bön bön bakıp, sonra hıyık altından halinize gülümsemesi, bu türlü hareketlerden © sayılabilir. Bunlara ahlâksızlık demek fazla ağır olur; hiç bir sıfat vermemek de lüzumsuz bir müsamahadır. £ Bu suretle ahlâksızlık hududu- ba sokulamıyan, densizlik ve ne. zaketsizlik sahasında kalmakla bo. raber başkalarını rahatsız etmek- te derhal hatıra gelen düşüncesiz. liklerden biri de umumi yerlere kokulu şeyler yiyerek gelmektir. Hele soğan ve bilhassa sarmısak gibi doktorların son o zamanlarda pek övdükleri yeşillikler, © onları yemiyenler için boğucu bir gaz ka. dar müziç değil midir? Tiyatro ve sinema salonlarında füjer, origan buharlarının zevk verici dalgala - rna bir arsız çocuk yılışıklığı İle karışan sarmısak buğuları.... Di - mağımızı öldürücü gazlar lâbora. tuvarı haline getiren bu koku. siz. de o güzel piyes veya cazip filmi seyre takat bırakır mı? Zevk al. mak, dinlenmek için geldiğiniz bu yerden nahoş duygular ve yorgun, üzgün sinirlerle çıkarsınız. Uğradığınız bu hazin âkibet, ca. cıktaki iki sarmısakla piyazın üstündeki dört çentik soğandan, aziz nefisleri için fedakârlık ede. miyenlerin eseridir. Başkaları uğ - Tuna maldan, candan geçmek gibi büyük faziletleri, bu basit zevkle. terkedemiyenlerden bekle mek, hoş bir intizar olur. Kendi - mizden özgelerini düşünmeğe, en az fedakârlık isteyen hareketler - n başlayabiliriz. Nezaket ve incelik, faziletin mukaddemesi, Kendinden yaşlılara yol ve yer veren bir genç, bir gün kendinden başkalarına hayat ve saadet ver - menin ilk temrinlerini yapıyor de- mektir. Nalıncı keseri gibi hep kendine yontmıya alişan ellerin, insanlık için kıymetli eserler ver. mesi, bilmeyiz ki, boş bir hayal - dir. Alirüvizm, fani ruhların ebe. diyetten aldıkları ilk gizel koku. dur. Ona kötü ve hodbla buğular katmamalıyız. (6) Hasan Âli Yücelin geçen tene in- Wşar eden İçten - Dıştan adlı eserinden, 3 Üç ihtiyar ile Üç Birinci ihtiyar — Ancak böyle bir vaziyete eriştikten, milleti ve devleti sağlamlayıp © güvenilecek yüksek haysiyet ve kudret merte. besine ulaştırdıktan sonradır. ki ittifaknameler müsavi ve tam mu. kabil şartlarla akdolunabilir. Yok. sa Kâmil paşa biraderimizin zama. nındaki gibi asker ve sivil bütün teşekküllerin anarşi içinde çalkan. dığı ve Sait paşa (o biraderimizin devrindeki şekilde devletin padi - şah kaprisleriyle | bocaladığı vaziyette bu kabil ittilaklar, akde. dilse bile, hükümleri muvakkat ve faydaları mahduttur: nitekim benimki böyle devamsız ve netice. siz kalmıştı. Üçüncü ihtiyar — Doğru, pek doğru, fakat eski şalrin dediği yi- bi Didei bahitim açılmaz, ne aceb u huludur bastırmış, tali Bizi bir uyku ters dönmüştü. İkinci ihtiyar — Selefimiz ko. ca Razıp paşa'da demişti ki: “Kaldım o rütbe zaf ile, yok irha- le hâtr” Devletin bünyesine zâaf ârız ol. muştu. Birinci ihtiyar — (Devamla)... Bedbinlik ruhumzu , kaplamıştı. Benim bu dileklerim, hayal bu ya, husul bulsaydı bügün şu © ahret balkonundan bâkıp yüreğimizin yandığı manzara yerine ne görür. dük biliyor musunuz” Günün hi. rinde, Marmaradan doğru bir hey. betli misafir filo ağ ğır geliyor. iyor; buna Selimiye kışlasından gümbür gümbür toplarla 'mukabe- le ediliyor. Halk deniz £ boyunca yığılmış, neşe içindedir. İki dost ve müttefik devlet filosu Dolma - bahçe karşısında yan yana demir atıyorlar ve İngilterenin büyük Akdeniz filosu kumandanı bizim en yüksek sivil memurumuzla be. raber rıhtıma çıkıyorlar. Durgun sular kardeş bayrakların hârefb - nen aâkisleriyle bir lâle bahçesine dönmüş, tarihte siyasi ve şanlı bir lâle devri başlamıştır. Ya dünya - ya akseden haberler? Haberin düş. manlar üzerindeki aksi tesiri? Ah! Ah! Ne fırsatlar kaçırıldı! İkinci ve üçüncü ihtiyar — Vah! Vah! Ne hatalar etmişiz;'ne günahlar işlemişiz, ne âciz göster- mişiz? (Üçü birden hüngür hüngür ağ. lamağa başlarlar), Ene İkinci Meclis: Üç ihtiyar — Uç huri Ü ç Huri (Üçü de leplska saç- larile çıplak vücutları örtük müş, kâfuri bedenli, misilsiz gü » zellikte, iyi ahlâkları yüzlerinden belli, şefkatli ve tüy gibi hafiftir ler) Paşalar ne oldunuz? Ne olu - yorsunuz? Niçin ağlıyorsunuz? Üç İhtiyar — Hi, hi, hit Ölü, öhü, öhü! Üç Huri — Ayol; zavallıların göz yaşları sümüklerine karışmış, sakallarından akıyor; katılıyorlar; kederlerinden, imkân olsa, birer kere daha ölecekler! (Çin ipeğin - den nazenin: mendillerle yüzle - Bini silmeğe başlarlar.) Üç ihtiyar — Ah, ah! Vah, vah! Birinci Huri — Böyle bir gün. de hiç ağlanır mı? Milletiniz bay » Tam ederken sizlere gözyaşı dök - mek yaraşır mı? Feryat ve iganı kesiniz, memleketinize bakınız, se. vininiz. İkinci Huri — sunuz, müttefik devlet filosu İs . , (Devamı 6 ıncıda) Belgrat mektubu : d İ İzumuna kail bulunmuşlardı. HIRVAT Meselesi Halledildi Bees 3 Oususi) — Pi meselesi hakikatan 1920 sindenberi açılması kabil © olmıyan bir kördüğüm halinde devam edip. durmuştu. Bu kördüğümü çözmek için yir- mi senedir iş başına gelip geçen det let adamlürı; hem devletin oriji vaziyetine tesir etmiyecek, hem de Hırvatları memnun edecek bir şeki bulmak için âdeta iki mıknatıs ara. sına dümüş küçük bir demir çivi gi- bi kâh o tarafa, kâh bu tarafa t yüller göstererek ne müsbet ve de menfi sahada hiç bir iş gö tekerlenip gitmişlerdir. Şüphesiz, Hırvat meselesi demi devlet — sisteminin © merkeziyette muhtariyets intikalini © icabelti geniş bir sistem meselesi demektir, Yugoslavya gibi muhtelif irk milletlerden terekküp etmiş bir dev- let, muhtar idarelere inkisam eder. ken bu milletlerin etnografik vazi « yetlerini nazarı dikkate alamazsa ve | yahut bazılarını alıp bazılarını al mazsa o zaman ne olacaktır? İl son zamanlarda anlaşma © esuxlar gösteren form da bu sualin cevahı ancak tatbikata geçildikten verecektir. Gospodin Dragişa Zvetkoviç kahi. » gelir gelmez Hırvat li. deri Dr, Maçekle anlaşma müzakera. tında bulunmuk için iki üç defa Zag- tebe gitmişti. Bütün bu temas ve gö“ rüşmelerden müzakere zemini elde edilmiş ve kati neticeyi | temin için de her iki taraf, nel nazarını bi. rer teklif şeklinde tesbit edilmesi lü Tem - muz iptidasında bu teklifler desi edilmiş ve her iki tarafın anlaşma iz. çin bulduğu esaslar karşılaştırılmış « tar. Hükümet namına tesbit edile teklifte devlet; Slovehya, © Zagrep, Bosna Hersek ve Üsküp olmuk üzere dört datrei muhtareye tefrik edil - mektedir. İkinci teklif Dr. Maçı blokuna mensup müstakil dem, liderlerinden Dr. Bodisavleviçin tel Vifidir. Binaenaleyh müzakerata «8: olmak üzere her iki tarafça hu tel lif kabul edilmiştir. Bu teklifin ihtiva ettiği şöylece izah edilebi 1 — Merkezi Löblu Üzere Slovenya idareli ki: Umum nüfusu bi bin miktarındadır. ? — Merkezi Zazrep şehri olak de zere Bosnu Hersekin yarısı ve Kal dağın nisfını ihtiva edecek Hirvetist idarek muhtaresidir kb Umum hü dört milyon alt: yüz bin olacaktır. 3 — Merkezi Üsküp şehri olmak zere Sirbistan, Makedanya, Kosova Karadağın vasfı De Hersek yarısı, ve Yenipazar sancağını ihtiva den idarei muhtaredir ki nüfusu W murisi sekiz milyon dedini hâvi bulun İşte idarei muhtarelerin arazi hası ve nüfus mıktarı üzerine taksi. mi meselesinde anlaşma böylece ha- sıl olduktan sonra bu üç dairci muh tarenin idare bakımından haiz ola. cakları salâhiyet meselesi üzerine de anlaşma hasıl olmuştur. « 1 — Mer döirei müuhtarenin ieclisi mebusanı olacaktır. d 2 — Her dairel muhtereden ni hisbeti Üzerine mebus adedi telsik Up Beleradda umumi bir meclisi busün teşekkül edecek ve dsirei muh Si treler bu suretle Belgradı merkez itti haz ederek oraya bağli bulunmuş ela taklardır. 3 — Dalrel muhtarelere nezaret Majeste Kral tarafından birer tayin edilecektir. 4 — Askeriye, maliye, hariciye, den işleri Belgrada git ip diğer çi sail muhtârelere terkedilecektir. v Bu anlaşma memlekette henliz İ lân edilmiş değildir. Bu malümat bana veren menban kuvvetle ka; atine göre Prens Pol Londradan av det edince ilân edilecek ve derhal tatbikatına geçilecektir. Bosna Her seki ve Karadağı iki dairei muh tehiri ole mubtaresid milyon altı yüz. ye ayıran ve onların ırki ve unsur menfaatlerini tamamiyle sarsan bu anlaşmadan mezkür iki kıta halkının ne derece memnun olacakları cayi aldir. Bosna müslümanlarından üc 3 otuz bini Zagrep dairei muhtarı ayrılmıştır. Mütebakisi Üskübe verilmekte » dir ki; şu hesapça Üsküp dairel m Görmüyor mu. |taresinin müslüman nüfusu, bir mil yon altı yüz bini bulmaktadır. : **