——— ——— 3.6-939 BUGÜN Lübnanın İstiklâli Yazan: Ömer Rıza DOĞRUL übnan gazetelerinde okuduğu - muza göre Lübnanlılar geçen ayın sonlarında istiklâllerinin 13 ün- tü yıl dönümünü kutlamışlar. Çün- kü Lübnanın istiklâli 1926 senesindi ilân ol ştur. Lübnan g leri- nin bu münasebetle yazdıkları yazı - lar derin bir — memnuniyetsizlik ve hayal inkisarı ifade etmektedir. Bey- Tutun en belli başlı gazetelerinden Olan “Savtülahrar” ın bu Mmünase - betle yazdığı başmakale, acı feryat- larla doludur. Bu gazeteye göre Lüb handa yeni rejimin ilânı ile Lübna- hın mutlakiyetten kurtulması, hâki- Miyet, hürriyet ve istiklâl içinde ya- Şaması bekleniyordu. Halbuki on üç senelik tecrübe bunların — birini de Berçekleş iş ve lekette hiç bir şey değişmemiş leketin Yeni bir esas kanuna kavuşması o - hu şahsi hâkimiyetten koruyamamış- tır. Ayni gazete kabahatin Lübnan esas | KA a SĞ B ken daha acı sözler söylüyor. Ona Böre “yapılan hataların, umumi sah- hede temsil olunan komedilerin, yük Sek makamların âmme işlerine yap- tıkları müdahalelerin, hürriyetleri fatil etmenin, rey sahiplerine teca - Vüz etmenin mesulü ana yasa değil- dir. Mesul olanlar ana yasayı tatbik *tmeleri lâzım geldiği halde umumi f"'—'lınfiî ve mükelleflerin paralarını İStismar eden, dost ve arkadaşların Menfaatlerini koruyan ve Lübnan tümhuriyetini “Arkadaşlar cümhu - Tiyeti yapan, milli hâkimiyeti mü - Semmasız bir isim haline getiren ve herkesi âdeta ana yasadan ve milli :::îmiyetten iğrendiren kimseler - » Berutlu arkadaşımız bütün bun - Ti söyledikten sonra şu — neticeye Varıyor: gı_e:î*;-.f*.&af MüntEbilde SANatm AEni im İ Si ş SŞ nâkilı'ıiyı:t ya memleket evlâtlarına '_lkılmılı, yahut mandaterler me- “_'llyetl üzerlerine alarak memleketi ı.': olmazsa israftan kurtarmalıdır - İtindi Bütün bunlar acı bir yesin ifa - teridir. Fakat Lübnanlı arkadaşı - itin “İstiklâl ile esaret bir arada k'*_'yaınaz" tarzında söylediği söz Ati bir hakikati ifade ediyor. İstiklâl ile esaret bir arada yaşa- Mı, orada bunların ikisi değil, an- l'lnnbîri yaşar. O da esarettir. Arap- biz eski bir sözü vardır: “İki zıt İle araya gelemez.” İstiklâl ile esaret .» birbirine taban tabana zıt şeyler ? ve onun için beraber yaşamala - & imkân yoktur. n Lübnanlıların bu derin ve içli adı, onların İstiklâl namı altında ı.ni esaret hayatı sürdüklerini anla- bir itiraftır. - ı!]:Ş*'ll'nşı.ılın'ımızı acımamak elden dap, ©— Fakat komşularımızın biraz â uyanık, daha şuurlu, daha bir- ki Yaşamaları, din, mezhep ayrı - ıu;u'"ll unutarak; tayfa, kabile hu- M ..'"l çiğniyerek milli vahdetleri - N İlmlamnlnn icabeder, Çünkü © zaman hakiki istiklâle ehli - nırlar. del, D Vet zit, oksa müslüman hiristiyan, ye- ©vi, nasri, dürzi ve daha bir sü- r';:l'l'llır altında milli vahdetlerini ha bi '.dlkçn bugünkü Suriyeden da- L"" gidemezler. Te qhhandı tutulan usul cümhur - lü hin hiristiyan ve başvekilin müs- "'iuîn olması olduğuna göre orada &i &Ş v'_lhdetin henüz teessüs etmedi- aşikârdır. Vej , Un için Lübnanlıların biran ev '“ü;ı—şl Ayrılıkları bertaraf — ederek Yüy Manı, hiristiyanı değil, milli ıı..ıa"lf“min edecek bir siyaset tut- llaıe İtabeder. Yoksa — vaziyetleri ud”.'"“ ve bütün şikâyetleri boşa KISA HABERLER — | A ; "!u:;n'“ deniz sporları cemiyeti, Tem- di enby'de yapılacak olan kayık "llm:'n“l iştirak etmemeğe karar ver- KA Aimc"“int, hali hazırda İngiltere h“!ş,l Anya arasındaki siyasi münase- yle bir iştirake imkân verme- atindedir. Kudüse Yeni Tedhiş Hareketi 1700 Telefon Hattı Tahrip Edildi, Ölenler ve Yaralananlar Var Kudüs, 2 (A. A.) — Filistin arap- larının büyük bir kısmı, mücadele - den usanmış bir vaziyettedir. Bun - lar, Beyaz kitabın bütün arap istek - lerini yerine getirmemekle beraber yahudi genişlemesine mani — olduğu mütaleasmı ileri sürüyorlar. Diğer taraftan mutedil yahudi - ler de, bir arap - yahudi teşriki mesai si lehinde cereyan uyandırmak için uğraşıyorlar. Hükümet, bu temayül - -|lerden istifade ederek Beyaz Kitabın tatbikini hazırlamaktadır. — Mezkür kitabın muhteviyatını — İngilterenin tatbike arzetmiş olması, arap ve ya- hudiler üzerinde tesir — yapmıştır. Çünkü bunlar mücadelelerinin niha- yet akamete mahküm olduğunu an - lamağa başlamışlardır. Maamafih va- ziyeti kati olarak muhakeme etmek için daha bir kaç gün beklemek lâ - zımdır. Bu sabah şehrin dört — muhtelif yerinde dört bomba patlamıştır. Bun lardan üçü, telefon şebekesinin üç birleşme noktasına yer altında pat - layarak şebekenin yarısı demek olan 1700 telefon hattıni tahrip etmiştir. Dördüncü bomba, Yafa kapısında patlayarak dört kişinin ölmesine ve 10 kişinin yaralanmasına sebep ol - muştur. İki kişi olan suikastçılar kaçmağa muvaffak ölmuşlardır. Beyaz Kitaba VĞ SA VOÜ VA LÜM KU BU zahürü olduğu — zar ktadır. 'TAN Bulgaristan, Sulh Cephesi Ve Balkan Antantına Neden İştirak Etmiyor 3 Bulgar Başvekili Köseiva - nofu Dobrica hududunda Romanya jandarması tarafın - dan vurulan yirmi Bulgar eşki- yası için talebelerin nümayiş yaptıkları bir günde ziyaret et- I:iâdisen.in aslı Bulgarlarca tabi - atiyle Romanyalılar gibi telâkki edi- miyordu. Bulgar talebesini atlı po- lisle dağıttılar. Fakat talebenin üs- tüne atlarını sürüşlerindeki gevşekli- ği ve işi mülâyemetle halletmek ihti- yaçlarını görerek polislerle talebenin o meseleye dair müşterek bir his bes- lediklerini farketmiştim. Bulgar başvekili Köseivanof elli yaşlarında gözüken ve Fransızcayı pek düzgün konuşan bir diplomattır. Tahsilini Pariste ikmal etmiş olan bu hükümet adamı Dobrica hâdisesi için yapılan bir nümayiş gününe tesadüf eden ziyaretin manasını hemen his - sederek meseleye doğrudan doğruya girdi. Ve söylemeğe başladı: Bulgar Başvekilinin sözleri Bu betbaht hâdiseyi büyütmek niyetinde katiyen değiliz. Hattâ mat- buata bu hususta fazla bir şey yaz - maması da söylenmiştir. Fakat öyle bir hâdisenin tamamiyle örtülmesine L MA R CU EÇEAL IÇ gazandallali Kda- Bulgar Başvekili “Birkaç Kilometrelik Toprağın Bize Terki Bütün Meseleleri Halle Kâfidir,, Diyor patılmasına imkân var mıdır? Fakat şimdilik iki komşu milletin — arasını açacak halde olan Dobrica hâdisesi - nin iki hükümet arasında başlandığı şekilde hal ve fasledilmesine intiza- ren asıl hayati meseleye geçelim. Demokrasi ve sulh taraftarlığı Size şunu katiyen temin edebili- rim ki, biz komşularımızla tam- bir sulh içinde ve demokrasiyle faaliye- timizi teşrik ederek emniyet cephe- sinin Balkanlarda da hakkiyle sağ - lamlaşmasına samimi olarak tarafta- rız. Fakat tâli meseleler ve birkaç ki- lometrelik arazi işi için komşuları - mızla bir türlü anlaşmak kabil olamı- yor. ) Dobrica işi Vaziyeti iyi izah için ve Dobrica meselesini hakkiyle tenvir edebil - mek üzere biraz maziye dönelim. Biliyorsunuz ki — Dobrica iki kı - sımdır. Biri şimali diğeri — cenubi Dobrica. Cenubi Dobrica Son Balkan harbine kadar Bulgaristanda idi. Hal bu ki şimali Dobrica 1877 — denberi Romanyalılardadır. Romanyanın şi- mali Dobricada mühim emeği var - dır. Orada bir çok şeyler yaptıkları- ni ve o arazi parçasını tamamiyle DAdk etliklerini tasdik ederiz. *|Ölüler arasında bir arap polis onbaşı- sı, yaralılar arasında da bir İngiliz polis komiseri vardır, Prens Paul Hitlerle Görüştü Berlin, 2 (Hususi) — Yugoslavya Kral Naibi Prens Pol, dün, Hariciye Nazırı Markoviç ile beraber, Hitleri ziyaret etmiş ve Her Hitler ziyareti iade etmiştir. Her Hitler misafirleri şerefine dün verdiği ziyafette bir nutuk söylemiş, Almanyanın Yugoslavya ile münase- betlerini sağlamlamak - ve genişlet- mek istediğini ve Yugoslavya hürri- yet ve istiklâline ve hududuna hür- met gösterdiğini anlatmış ve bugün iki memleketin çok iyi komşu olduk- larını tebarüz ettirmiştir. ——— Hariciye Vekilimizin Beyanatı Tahrif Edilmiş Ankara, 2 (A.A.) — Paris - Soir Bgazetesinde intişar etmiş olan bir yazıda Hariciye Vekilimize atfedi- len beyanat hakikate tevafuk etmi- yen cihetleri ihtiva etmekte ve ay- kırı bir ruh ve mânada tertip edil- miş bulunmakta olduğu cihetle bu yazımın Hariciye Vekilimizin - fikit ve mütalâalarına uygun olmadığını beyana Anadolu Ajansı mezundur. Thetis Denizaltısının Battığı Yer Bulundu Londra, 2 (A,A.) — Neşrolunan bir tebliğe göre, bir tecrübe esnasında batan İngiliz Thetis denizaltı gemisi- nin battığı yer tesbit olunmuştur. Tahlisiye gemilerinden gelen tel - graflara göre, denizaltı gemisi Liver- pool'ün 25 mil açıklarında ve 45 met- re derinlikte yatmaktadır. Suyun üze vtine telefon dubasını salıvermiştir. Salvar ve Vizilant tahlisiye vapur- ları işe başlamışlardır. Resmi bir ra- pora göre, denizaltı gemisinde 79 ki- şi vardır. Bunların arasında 20 mü- hendis ve bir de tayyareci mevcut- tur. İçerdeki oksijen cumartesi pazar gecesi saat bire kadar kifayet edecek- tir. Kazanın sebepleri hakkında henüz hiçbir şey bilinmiyor. Denizaltı ge- misinin, batmış bir vapura çarptığı ve bütün elektrik tesisatının bozuldu- ğu zannediliyor. Bütün sabah gazeteleri bu kaza ile meşgul olmakta ve geçenlerde batan Amerikan (Sgualus) denizaltı gemi- sindekileri kurtarmak için kullanılan Kurtarma Ameliyesine Başlanıldı ve 79 Kişiden Dördü Kurtarıldı yesinde mevcut olmadığını yazmek- tadır. A Amirallik makamından - bildirildi- ğine göre Great Ormeshoad'ın 14 mil açığında bulunan (Thetis) denizaltı gemisi mürettebatından 4 kişi kurta- rılmıştır. Thetis'in kendi vesaitile ilerlediği- ne dair verilmiş olan haber doğru de- ğildir. Geminin başı 130 ayak suyun içinde, pupas suyun üstündedir. Gemide bulunanların berhayat ol- duğuna dair verilen malümat teey- yüt etmektedir. 4 kişi Davis tahlisiye âleti vasıtasile kurtarı!mışlardır. Bun ların arasında beşinci denizaltı filo- tilâsı kumandanı Oram bulunmakta- dır. Oram, derhal kurtarma ameliyatı- nı idare etmiye başlamıştır. Tahtel - bahirin de kurtarılacağı ümit edil- mektedir. Dalgıçlar Thetis'in kaburgasına vurmak suretile geminin müretteba- tile daima temis halinde bulunmak- tahlisiye balonlarının İngiliz bahri- tadırlar. Yalnız cenubi Dobrica hem aha- lisi hem de coğrafi vaziyeti itibarile Bulgaristanın tabii hudutları içinde bulunması lâzım gelen bir parçadır. Dobricayı bize iade etmekle Roman - yalılar büyük bir şey kaybetmiş ol- mazlar, İstihsalâtlarmın ancak yüz - de birine tekabül eden mahsulâtı bi- ze devretmekle Bulgaristanın biraz nefes almasına imkân vermiş olur - lar. Esasen Dobrica Varnanın hinter- landıdır. Oralarına dayanmadığın - dan Varna ve Burgaz boğulmuş hal- dedir. Yunanistandan istediklerimiz Yunanistandan onlar için ağza a- lınmağa değmiyecek kadar ehemmi- yetsiz fakat bizim Ege denizine mah- recimizi temin edecek bir arazi par- çasının bize bırakılmasını istiyoruz. Sırbistanın cenubunu teşkil eden koca Makedonya kıtasını Yugoslav - ya ile ebedi bir sulh paktı imzala - mak için terketmiş değil miyiz? Türkiye ile dostluk Trende Müşahedeler Yazan: B. FELEK nkarada idim. Ayda birkaç gün — gidip geliyorum. Ben ekseri trende müşahedeler yaparım. Lâkin, gece giden, gece dönen — trende ne müşahede edebilirim? Bu sefer, dö - nerken ekspres yerine ikinci treni tercih ettim, Arifiyeden beriye olan yerleri gündüz gözü ile göreyim diye. Giderken Arnavutluk — sarayına mensup bir zatın kompartıman ar « kadaşlığı ile begâm oldum. Bana fasılasız olarak politikadan — bahsetti. Tabii Almanlardan, İtal - İ yanlardan ve İngilizlerden. Ben bezdim, o bezmedi. Gördüm: Her siyasi gurbetzedenin teselli sığı- nağı bu politika görüşmeleridir. Be - yaz Ruslarda da uzun zaman bu de- — vam etmişti, F Dönüşte askerlik hizmetini ifaya davet edilmiş olan bir İngiliz talebe ile yolculuk ettim. lağ Bana ilk yaptığı mülâhaza şu ol- — du: — Ağaç yok. — İlerde vardır, dedim. Benim de ona sorduğum İlk sual: — Askerlik hakkındaki fikriniz! Oldu. Beklemediğim bir cevap verdi: — Bu karar iki sene evvel veril - — meliydi. Geç bile kaldı. İngilizlerin gençleri, kartların - dan daha lâkırdıcı olur. Berikiler yaşlandıkça İngilizleşi- yor ve susuyorlar. Bir İngiliz neleri hilmez diye sit- tinsene düşü iz bul “Dut” u bilmiyor. Lâkin adını bi- liyor. Gramer kaidelerine dikkat e - — derek görüştüğü — Fransızcasiyle bu Türkiye ile de Edirneyi bıraka - rak bir dostluk paktı imzalamadık mı? Bunlar hüsnüniyetimizi ve — sulh cephesinin takviyesi arzumuzu isbat eden deliller değil midir? Komşularımız için kale alınmağa değmez fakat bizim için hayati zaru- retler halinde olan bir kaç kilometre- lik arazi yüzünden 70 milyonluk müttehit bir Balkan — kitlesinin de- mokrasi sulh cephesine — iltihakiyle Balkanlara karşı çevrilen istilâ emel lerine hakiki bir set olmasına mâni olunuyor. Dobrica meselesinin tarzı hallini ve sureti tesviyesini görüşmek üze - re temaslara başlamıştık. Son vazi - yetler malüm. O gündenberi Dobrica yine muallâkta kaldı. ———H——ÖÖ-————— -—Alman - Danimarka Paktının Esasları Kopenhag, 2 (A.A.) — Danimarka Hariciye Nazırı Munch, dün parlâ- mentoda, Almanya ile Danimarka arasında imza edilen ademi tecavüz paktının metnini okumuştur. Pak- tın başlıca hükümleri şunlardır: “İki âkid taraf hiç bir vesile ile biribirine harp ilân etmemeği ta- ahhüt eder, İki taraf ayni zamanda Danimarka veya Almanyaya taar. ruz edecek oln üçüncü devletlere de yardım etmemeği taahhüt eder. İki taraf biribirinin harbine işti- rak eden herhangi bir devlete mal satmakta serbest olduğunu tasdik e- meselesi der.,, © — Harp korkusu ve buhran dolayısile bir müddet- I tenberi limanlardan ayrılmıyan seyahat vapur- ları tekrar faaliyete geçmişlerdir. Bu hafta için- de yalnız İngiltereden Akdenize seyyah getirmek üzere beş büyük vapur kalkmıştır. Bu vapurların harekete başlı Avrup azaldığına delâlet eder. * en D İspanyadan İtalyaya dönen 19,000 asker içinde üç bur İspanyol askeri vardır. Bunlar 4 Ağustosta Roma. da yapılacak resmi geçitte bulunduktan sonra, Tra- bulusa gönderilecektir. Bu hareket, İspanyanın Ber- lin - Roma mihveri ile askeri ittifak yapacağına delil d harp kork ta- * lıştırılacaktır. Polonyaya verilen İtalya, Brener geçidine gitmek üzere Romadan hudu- da kadar geniş bir otostrat yaptırmağa miştir. Bu yola derhal başlanacak ve 10,000 işçi ça- retle tatbik edileceğini müzakere etmek üzere Varşovaya giden İngiliz askeri heyeti işini bitir- miştir. Bu hafta Londraya dönecektir. Roman- karar ver- * garantinin askerlikçe ne su- V& yaya verilen gar tinin tatbik şeklini k üzere de bu hafta bir Rumen askeri heyeti Lon- draya hareket etmiştir. T yemişin yalnız ismini işittiğini söyle- — diği sırada gözüne bir leylek ilişti: —— — İngilterede bir asırdanberi nes li kesilmiş bir kuş, dedi, İddiasına göre, fabrika dumanla- rından dolayı İngiltereye gelmez ol - muşlar. Garip şey. Bizde de leylekler es- ki ve yüksek mutfak bacalarına yu - valarlar. Demek ki İngiltere leylek- leri, d , : Bek şlar, bizi de bilâkis bacaya âşık. Yolda çok leylek gördük. Kuşa benzemesi için leyleğin bacağını ve gagasını kesen Nasrettin Hocaya ben pek hak vermedim doğrusu, Pekâlâ kuş. Göbeğine kadar - gö- beği de yoktura. - Çamura batan ör- değe mi benzeyeydi! Ha, az kaldı unutacaktım. Leylek lâfından aklıma geldi. Nedir bu kuş kısmının yükseklere olan rağbeti! Kartaldan ispinoza kadar. Hepsi de yuvayı yüksekte yapar, İçlerinde en mıymıntısı görünen tavuk, yük - sekte tüner. Hiç biri meselâ, kedi gi- bi hattâ bir arslan gibi insanların o- turduğu seviyeye inmek istemez. Uçarılıktan mı, kaçarılıktan mı, haşa rılıktan mı? Bizde hasada l:şlamışlar. Genç İngilizin rivayetine göre, orada daha buğday ekilmemiş. Demek ki, bu ba- kimdan biz ilerdeyiz. Kompartıman arkadaşım, Ankaraya giderken İstan- bulda ancak bir gece kalmış. Şimdi de bir gece kaldıktan sonra Atinaya gidiyor. Oradan da İngiltereye dö - necek. Adaları gösterdi: — Güzel olmalı, dedi. — Çok güzeldir, dedim. — Hep eğlence yerleridir, değil mi? Dedi, Derhal İngiltere sahillerine ya - kın “Akada” gibi adalarda bir çok eğlence yerleri ve oteller bulunduğu- nu hatırladım, Ve güzel bir yalan söyledim: — Evet, Serâpa eğlence yeridir. Böylece iki müttefik milletin iki dost ferdi olarak ve birbirlerimizin lâflarına şaşa şaşa Haydarpaşaya var dık. BU |. .KISA HABERLER — | İngiltere hava kuvvetlerinde çalış- mak istiyen kadınların miktarı fevkalâde artmaktadır. —Mayısın — ortalarındanberi altmış yedişer kadından mürekkep yeni- den sekiz müfreze teşkil olunmuştur. Da- ha da beş bin kadın müracaat etmiş bu- lunuyor, * Amerika bahriyesine ait bir talim tayyaresi Pensacola körfezinde denize _j. (Ü Bd S SEELA İK İçinde bul iki tayyare