İİ 1-6-939 Neye Dövüşmüşler?!... Yazan: Ömer Rıza DOĞRUL spanyada General Franko lc- hinde dövüşen Almanlarla İ- yanlar, memleketlerine döntiyor Ve te hi ke Tan, gaklarını vkalâde merasimle karşılanı- lar. Alman “gönüllüleri” ni Ma- İ Göring Hamburg'da selâmladı. yanları da Napolide İtalyan Kın- Ye Sinyor Mussolini selâmliyacak. yaya giden ve General Fran- safında harbederek İspanya mil kanına giren, İspanyolların rdunu harap eden bu gönüllüle hangi siyasi maksatlara âlet ol hepimiz biliyoruz. Maksat İşitlik taraftarı, mihver dostu bir pan, J2kti. Diğer bir maksat ta Alman ve | | iler ve bu suretle İspanyada staj me büsbütün aydınlat- NN erdi, ya vilcude getirmek ve bu İs-| Yayı da sulhü tehdit için kullan- silâhlarmı İspanya üzerinde, ya şehirleri ve vatandaşları ü- de denemekti. Bu maksatlar ha- 1 olduğu ve bu maksatlar için kul- aılan “gönüllülerin” vazifeleri nis) İsyet bulduğu için bu gönüllüler ge- Nİ dönüyorlar. Bu gönüllülerden ge- kimler kalacak ve nelerle meş- ÜX oluzuk?. Bunlar apayır mesele. erdir. Fakat İspanyollar, silâhlarımı, prlarmı, tankların ve tayyarelerini EMİ yazilar üzerinde düneyesi ve “nedikterini anlatan kimseleri sa- dost tanıyorlarsa buna da bi- Hn bir diyeceğimiz yoktur. Çünkü ia da İspanyollarm bilecekleri İştir. a er yani ka Şan gazetelerinin, Alman gönüllüle- #i karşılamak serasında yazdıkları önünde hayret etmekten iba- Metz, Çünkü bu yazılara göre Almanla- ha İspanyaya gönderdikleri gönül İilerin. sayısı hiçhir vakit (5000) i ir. Beş bin kişilik bir kafi- yaya gidiyor, Alman silâhla. tesirini deniyor, ve denemeyi ktan sonra, Esri Mönüyer, bir beş binlik kafile işgal edi- | İspanya harbinin a kadar hep bu şekilde hareket ları kuvvetleri mütemadi. n değiştirerek, mütemadiyen yeni- bag, bu harpten azami derecede İade etmek istemişler, yani müm. olduğu derecede sayısı çok Al- ağ elini İspanyol kanile bulaştır- e mümkün olduğu derecede si- rmin tesirini İspanyayı tahrip anlamak istemişlerdir. maş anların Nasyonal Zeytung ga- İ, bütün bunları anlattığı gibi nların i a mek ların istihbarat bürosu, İspan. Mr, hş, dak ik # * başında bulunduklarını, tank Yetlerini idare ettiklerini anlata. Alman kuvvetlerinin İspanyaya *ttiği “hizmetleri” tavzih etmek- daha doğrusu Alman gönüllüleri. Sösterilen stajın tüyler ürpertici kanlı mahiyetini bütün dehşet ve Mitile gözönüne getirmekte, ve AN gazetelerinin anlattıkları fa- SE ir. Yı #cla, hakikaten korkunçtur ve Yabancı müdahalenin neye mal ? Bacağın göstermek bakımından her için.en ibretli ve en tesirli der- tedir, facianın kanları ve harabeleri de yükselen dostluğun kıymet yene gelince onu tayin ği de tarihe bırakmak, daha N olur. Alman Gönüllülerini Söring Karşıladı Berlin; 31 (Hususi) — İspanyada İ,2en Alman gönüllüleri o buyün burga muvasalat ettiler ve ma - Göring tarafından selâmlandı - Nasyonal Zeytung, bu münase - Yazdığı bir makalede Alman - N İspanyaya gönderilen gönül - in beş bini geçmediğini, bu beş “İşlik kafilelerin birbiri ardınca değiştirildiğini ve yenilendiği İu suretle tecrübe gören Alman - zami sayıya varmasına ehem- verildiğini anlatıyor. ZE & Beyazkitap Araplarca Reddedildi Beyrut, 31 (A A.) — Büyük müf- ün taraftarı olan Yüksek © Arap Komitesi bugün bir beyanname neş- retmiştir, Komite bu beyannamede İngiltere hükümetinin “Beyaz Ki- tab” ımı kati ifadelerle reddetmekte ve mezkür hükümetle mesai birliğin- de bulunmaktan katiyen imtina ey- lemektedir. Bu beyannamede ezcümle Beyaz kitabın arapların emellerini tahak - kuk ettirmemekte ve İngiliz siyase - tinin muzlim kalmakta olduğu ve bu şerait altında mevud istiklâlin haya- B olacağı beyan edilmektedir. Yüksek Arap Komitesi, yahudi muhaceretinin derhal ve kati suret - te durdurulmasını, yahudilere arazi satılmamasını ve Filistinin arap vah- detini tahakkuk ettirecek Omüstakil bir devlet haline getirilmesini iste - mektedir. Prens Paul'ün Berlin Seyahati Berlin, 31 (Hususi) — Her Hitler Yugoslavya kral naibi Prens Polü kabul etmek üzere Berghesgaden - den Berline gelmiştir. Prens Pol, ya- A eniareşalat ipanbete Wa riciye Nazırı Markoviç, Prense refa- kat etmektedir. Emopaische Revue bu münasebet- le M. Markoviçin bir makalesini neş- retmektedir. Bu makalede şöyle denilmekte - dir: “Yugoslavya ile Almanya dest - luk bağlariyle birleşmişlerdir. Avus- turyanın Almanya ile birleşmesi üze- rine Yugoslavya ile Almanya komşu olmuşlardır. Yugoslavyanım menfaatlerine ta mamen riayet edilmek şartiyle dost- luk siyasetinin devam edeceğine da- ir Almanya tarafından verilen temi- nâta karşı Yugoslavya tam bir itimat göstermektedir. Bu itibarla Yugos - lavya Almanya ile arasındaki dost - luk münasebetlerini inkişaf ettirme. ğe devam edecektir. Macaristanda 6 Plot ve muavin; 7 Kaptan, telsiz za8iti Ü Ihtiyaz Huzak irek$iyor r Baş direl Büyük dümen Amerikanın askeri sırları arasında Bu müthiş hava silâhı icabında rolunmuştur. bomba taşıyor ve kadar uçarak bütün Atlar Okyanusunu geçiyor, sonra dur- madan geri dönüyor, ve Atlas Okyanusunu bir daha geştik- ten sonra benzin almak için duraklamağa mecbur oluyor, Bombardıman Şimdiy: ir yapıl büyüğü budur, Onun mi TAN sayılmakta olan bu hariku'âde hava zırhlısının modeli ancak son günlerde neş- Yirmi ton ağı Niyotavndianddan rukat kompartımanlarından mz biri dört buçuk ten petrol taşımaktadır. İşleyen motör 9 sonuna ahir (9 Tabib Bemhala J7 Aşanı top /0 yatak odası 18 Hava topu 42. Can kwrtâranlar 23 İhtiyat Kumanya ton ağırlığındadır. daha yüksektir. tayyarelerinin | irlandaya | operatörü, sabitler ve topçuların say nin yere inmek için kullandığı lAstik tekerlek bir insandan 44 Daha Kücük bambalar /İ Mutfak” R Kiler 20 Arka Kapı 26 JoKalibre mah.tüfek 25 Alek odesi İ 2000 beygir kuvvetinde olduğu için bu miktar mahrukata lüzum vardır. Yeni Duglan bombardıman tayyaresi sekren Tayyaradeki pileti Yirmidir. Tayyara- mdard gazetesi, halen İngiliz Hava Nezs- ufki uçuşta saatte 835 ve şakult 1118 kilemetre yapan bir avcı tayyare nümünesinin mevcut olduğunu yazmaktadır. uçuşta da Çekoslovakyada Alman Aleyhtarlığı Artıyor Gizli Eiler Almanlara Tecavüz Ediyorlar, Her Vesile Ile Aimanlar Istiskat Ediliyorlar Londra, (Sunday Expres) in Peşte muhabiri bildiriyor: Almanya tarafından ilhak olunan yerlerde Çeklerle Naziler arasında vuku bulan amansız mücadele hak- kanda bir çok haberler verilmekte. dir. En son haberlere göre: 1 — Çekoslovakyanın hamisi Prag daki Cümhurrcislerine mahsus Hrad hrin bir Sele AİOmMSRn oiğtarak geven Dir söylendiğine “göre - Çeklerin hamisi. ni bir takım hayaletler rahatsız et- miştir, 2 — Pragdan yüz genç kız ehsizin ve esrarengiz bir surette kaybolmuş. tur. Bunların bir kaçı maktul bulun- muştur. Kızların hemen hepsi Südet Almanı veya Siovaktır, içlerinden biri olsun, Çek değildir. 3 — Nazistler yer altında depo e- dilen Çek petrollerini ele geçireme- miş ve depoların kilitlerini açama- mışlardır. Hiç bir mütehassıs bu ki- litlerin hakkında gelemediği için bu İdepoların işçilerinden 42 si hapso- lunmuştur. İ o Almanların Çekoslovakyadaki va- i ziyetlerinin güç ve tehlikeli olduğu İ şüphe götürmez. Almanlar karanlık. ta çalışan gizli ellerden korkuyor- lar, Nitekim bu gizli eller, Çekler ara s#nda mütemadiyen çalışmakta ve cnları menfi vaziyet ulmiya Bicuu. Amusuulrlar. Vergiler halki sikmiyor, mağaza sahipleri Al- manların siparişlerini mümkün mer tebe geciktiriyor, en fena malları onlara veriyorlar. Almanlar, her aileyi çocuklarını Alman mekteplerine göndermek için mütemadiyen sıkıştırmaktadırlar. Fa kat Bpnoda 26,000 mekteplinin an- cak 500 ü Alman mektebine gitmek- tedirler, Bundan başka esrarengiz eller, s0- kaklarda Alman askerlerine ateş et- mekte bu da Almanları sinirlendir. Nis ve Ko rsika Meselesi Ciano Ailesinin Gazetesi Dört Sütunluk Bir Makale İle Bu Bahsi Tazeledi Roma, 31 (A. A.) — İtalyanın KorJitisaf ile tarihi kukukun İntihap Neticesi Budapeşte, 31 (A. A.) — İntiha - batın kati neticesi şudur: 360 mebusluktan, hükümet par - tisi, 180, hükümete dost (hiristiyan partisi 3, müstakil küçük © çiftçiler partisi 14, Falfinin nasyonal sosya - list partisi 4, Hubayın oklu haç par - tisi 28, milli cepheci, hiristiyan nas- yonel sosyalist partisi 3, sosyalist sika ve Nis hakkımdaki metalibatı münasebetiyle Fransa aleyhine ga - zeteler tarafından yapılmakta olan ve Mussolininin metalibatını Tunus, Cibuti ve Süveyş üzerinde temerküz ettirdiği gündenberi arkası kesilmiş bulunan neşriyat, yeniden başlamıs. tar, Ciano ailesine ait olan Telegrafo gazetesi, bugün dört sütunluk bir makale neşretmiştir. Bu © makale, “Korsika dramının son perdesi” un- partisi 5, serbest burjuva partisi 1, partisizler de 6 mebusluk kazanmış “| lardır. Sekiz mebusluğun o neticesi henüz belli değildir. İ tarafdarı otostratlar yapılmasını emr. maksadile inşa edilecektir. kanlara taarruzu ve sevkiyatı kolaylıkla yapmak vanını taşımaktadır. Bu gazete, ezcümle Korsikanın en sonunda zaruri olarak büyük İtalyan iptal edile miyeceğini yazmaktadır. * Nazırlar Meclisi bu sabah topla - narak bazı idari meselelerin tetkiki ile meşgul olmuştur. Meclis, yahudi ırkından olan kimselerin soyadları - nın bir nizam altına alınmasına dair bir kararname kabul etmiştir. * Hariciye Nazırının teklifi üzeri - ne Arnavutluğu iktisat ve Yol saha- larında kıymetlendirmek üzere fev- kelâde masarifat ihtiyar edilmesi i - çin almacak tedbirler kabul olunmuş ailesine kavuşacağını ve zulüm veltur. ——— © Komanya hükümeti, Sovyet Rusya ile olan münaseba- tını sarih bir şekle sokmak için, Moskovaya bir mu- rahhas göndermek fikrindedir. Bu murahhasın, vak. tile Sovyetlerle dost geçinmek ve müşterek emniyet. duğu için azledilen eski Hariciye Nazırı Titulesko olması muhtemeldir. * O Mussolini, Arnavutlukta, Almanyada olduğu gi. bi, 1250 kilometre uzunluğunda yeni ve geniş işir Bu yollar, Bal. mektedir. Pilsen'de on dört Alman askerinin üzerine hidroklorik asidler dökülmüş, ve tek kimse yakalanama- mıştır. Fabrikalarda mütemadiyen hâdi- seler vüku bulmaktadır. Memleket- teki buğday ve davarlarm bir çoğu Almanyaya götürülmüştür. Pragdaki Nazi partisi teşekkü! dev i ikmal etmiştir. Pragda bulu. Dulun nmanlar 1Z kışına ayr- j$iş olan hususi deftere şimdi mu- keyyed bulunmaktadırlar, Her kısım bir Führere tâbidir, Bunlar da Prag da bulunmaktadırlar. Yunanistan yn Acemi Efradı Silâh Altına Çağırıyor Atina, 31 (A. A.) — Atina Ajansı bildiriyor: Yunanistanın bir çok askeri mm- lakalarında geçen seneler yapıldığı üzere bu sene de Atina, Tire ve Hal- sis mıntakasmı ihtifa eden © birinci kolordu dairesinde henüz talim gör- memiş olanlar silâh altına almacak- lardır. Bu talim devresi bir kaç ay sürecektir. ae Danimarka - Almanya Ademi Tecavüz Paktı Berlin, 31 (A. A) — Hariciye Na- #iri Von Ribbentrop ile Danimarka nın Berlin sefiri Zahle saat 17 de ha- riciye nezaretinde Almanya - Dani - marka ademi tecavüz paktını imza etmişlerdir. Bu pakt ile her iki mil let hiç bir sebeple birbirine karşı kuvvet kullanmamayı taahhüt et - mektedirler. metin ayni zamanda cektir. Fransa ile Türkiye arasında cereyan eden müzakereler bitmiştir. Yalnız anlaşmanın ilânı günü henüz karar- Jaşmamıştır. Bu anlaşmayı bu hafta içinde iki hükü Japonya, Uzak Şarkta herhangi bir devletin do- nanmasile karşılaşabilecek büyük bir donanma yapmak üzere 6 senelik bir program kabul etmiş- tir. Bu programa göre Japonya, beş zırhlı, sekiz kruvazör, 16 hafif kruvazör, iki tayyare gemisi, 32 destroyer, ve 12 denizaltı gemisi inşa ede- ilân etmesi muhtemeldir, * Führeri conshantihoen'in emri altın. | #FELE Ses Meselesi Yazan: B. FELEK €s, hayat işaretidir ve şahsiyet ifadesidir, Birini itaate sevk için: — Sesini kes! deriz. — Ne ses var, ne sada! dediğimiz yerde de hayat olmadığı anlaşılır. Seslenmek mastarı da bağırmak - la söylemek arasında bir perdedir ki; türkçeden başka dilde emsaline te - seadüf edilmez. — Sesine güvenen borazancıbaşı olur. Derler. Yakat, borazancıbaşılık kalktığı için - eğer hülü sesine güvenen varsa- bunlara şimdi başka iş aramak ge - rektir. Ses vaktiyle kanunlara kadar gi- ren bir nev ü bile olmuştu. Bil- miyorum hâlâ o kanun hükümleri mevcut mudur? Vaktiyle hukuk tah- sil ederken cari olan arazi kanunun- da, arazi bir takım kısımlara ayrılır. dı, Bunlardan birine (arazli mevat) Yüksek sesli bir kimsenin umran hududundan bağırdığı zaman ses İşi- tilmiyecek kadar uzak yerler arazi mevat sayılırdı. Biraz garip bir ölçü değil mi? Neyse eskilerin her yaptığına çat- mak modasına kapılmayalım da İşi: mize bal Hakikaten eskiden münadiler gi- bi kimselerin gür sesli olması ara - nırdı, Lâkin şimdi buna hacet kalma- dı. Ses büyülten cihazlarla en ha- fif ses öyle bir şişiriliyer ki; insanın inanmıyacağı geliyor. Geçende bir spor müsabakasında mikrofon denilen alıcı makinenin ö- nünde bir kaç söz söyledim. İlerideki (hoparlör) yâni lâf borularından be - /pim sesim öyle dehşetli çıktı ki; val- Jahi ben bile hayran oldum. Yahu! Memlekette ne cevherler var be! Aramıyorlar yoksa! Neymiş bu benim sesim! Meğer ben ne matah hemişe de kimsenin haberi yok! Kim- senin haberi olmadığı şöyle dursun kendim-de farkında değilim. Bundan sonra insanları tabii ses- Içri ve sözleri ile ölçmek hatalı şey - dir. Ben kendimde tecrübe ettim. Se- simi hoporlörde işittiğim zaman ta- nıyamadım. Kimdir bu arslan! diye soruşturdum. Demek biz küçük kıta- da fotograf kılişelerine benziyoruz. Bizi tanımak, kıymetimizi takdir et- mek için ağrandisman yapmak yâni büyültmek lâzımdır. O zaman göze İde, kulağa da hoş geliyoruz. Nasrettin Hoca bir gün hamam - da yıkanırken kayabaşı okumuş Ha- mamın akis yapan dört duvarı ara - sında sesi pek hoşuna gitmiş. Ha - mamdan çıkar çıkmaz hemen mina - reye koşup ezan okumağı başlamış. Galiba merhumun sesi biraz Okerih imiş ki; gelen geçen: — Yahu! Bu sesle insan ezan oku mağa çıkar mı? Diye takılmışlar, Ho- ca da: — Sen buraya bir hamam yap da 9 zaman dinle benim sesimi! Ceva - bını vermiş. Sesin güzelliği, çirkinliği yaptığı akislere bağlıdır kuzum. İyi akis ya- pacak muhitte en kötü ses bülbül nağmesi olur. Hüner o yeri seçmektedir. Man - mafih biraz da insana bu imkânları hazırlamakta yardım gerektir. Benim hamamım olmazsa, gir - mek istediğim zaman da hamama sokmazlarsa ben sesimin halâvetini nasıl İşitir, nasıl işittiririm. Değil miya? Şairin: “Dir yerde ki yok nağmeni takdir ede- cek göz.” “Tazyli nefes eyleme, tebdili makam eti” sözündeki bu “tebdili makam” naşi- hatini eskiden yer değiştirmek mi nasına alır ve sözü dinlenmeyen a - | dam çekilip gidermiş. Şimdi bunu musiki makamına anlıyorlar ve süzi- nâkten hoşlanılmadığını görünce fe- rahnâkten okumıya başlıyorlar, Fa- kat yerlerini değiştirmiye üzüm gür- müyorlar. Yer değiştirmedense hüner değiş- tirmek şüphesiz daha pratik ve daha geçer akçedir, İşte efendim! Ses bahsinde size diyeceklerim şimdilik bu kadar, Müsaadenizle sesimi burada ke - siyorum. Gali be b ülken ei eş