Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
e İTFAİYE MÜDÜRÜ İLE MÜLÂKAT î e « Yangınlar Çoğaldığı Halde Yaptığı Hasar Git Gide Azalıyor Iııtaıııbul1 şimdiye kadar bir çok yangın felâketi geçir- miştir. Osmanlı imparatorluğunun 500 senelik payitahtı olan bu şe- hirde, denebilir ki milyarlarca li- ralık milli servet, bu yangınlarla mahvolup gitmiştir. 18 inci asrın ilk rubundan itibaren, bu- yangın felâketlerinin önüne geçilmek için evvelâ tulumbacı, daha sonra da itfaiye teşkilâtı yapılmıştır. Fakat bir taraftan matlüp olan tekem- mül derecelerine varamamaları, di- ğer taraftan da yangın çıkaran va- sıtaların çoğalması ve nihayet bu eski ve tarihi şehirde kundakçılık yapacak düşman unsurlarının çok: * luğu yüzünden bir türlü bu yan- ginların önüne geçilememiştir. An- cak Cümhuriyetin ilânından sonra kurulan modern itfaiye teşkilâtı sayesinde İstanbul bu müzmin deri ten kurtulmuş bulunuyor. Bütün bu uzun zaman zarfında İstanbul- da vuku bulmuş yangınları ve yan- gınları doğuran sebepleri salâhi- yettar bir ağızdan okuyucularımı- za nakletmek istedik, Bunu modern itfaiyemizin mü- dürü İhsan Değerin ağzından işit- mek daha doğru olacaktı. İtfaiye müdürü bir arkadaşımızın bu hu- sustaki suallerine şöyle cevap ve- riyor: “— Bugünkü itfaiye tetkik edi- lecek olursa yalnız eski ve yeni it- faiye talarını değil, d ler ve rejimler arasındaki farkı da gör- müş oluruz. | , Istanbul büyük yangınlara k ır- ban giden bir şehirdir. Gerilere . gitmiye lüzum yok, Meşrutiyet ve Mütareke zamanında şehrin or- tasında yirmi dört saat devam e- den büyük yangınlar olmuş ve bu yangınlarda şehrin servetinden milyonlarca liralık mülk alev ve duman olup gitmiştir. Bu yangınlarda yalnız milletin serveti değil, mâneviyatı da bera- ber yanmıştır. Eski devirlerde yan- gin; İstanbul için zelzele ve seylâp kadar korkunç bir felâketti. “İs- tanbulda hemen hemen hiç kim- se, bugün kurduğu yuvanın yarın bir yığın kül haline gelmiyeceğin- den emin değildi. Sabahleyin evin- den çıkıp işine giden bir hemşe- rinin akşam üstü semtine döndü- ğü vakit evini yerinde bulacağını kimse iddia edemezdi. Başını so- kacak bir çatı altından mahrum kalan sefil ve perişan ailelere sık sık rastlanırdı. Şimdi mamut o- lan bir semt bir saat sonra bir ha- rabeye dönüyordu. Cümhuriyet devrinde İstanbulda olduğu gibi Ankara, İzmir ve diğer bazı şehir ve kasabalarda 'da yeni itfaiyenin temel taşı atıldı. Bunun üzerine belediyeler memleketi yangın fe- Jâketinden korumak ve kurtarmak için yıllardanberi çalışıp ve bir çok maddi fedakârlıklarda bulu- narak itfaiye teşkilâtlarını bugün- kü tekâmüle vardırdılar. Bugün ile eski devirlerdeki yangın vukuatı mükayese edilecek olursa medeniyetin ve te- rakkiyatın vasfı olan bir çok vası- talar dolayısile yangınların çoğal- dığı ve buna mukabil hasarın az " olduğu istatistiklerden anlaşılır. 1043 senesinden 1269 senesine kadar, 226 sene zarfında İstan- bul 209 büyük yangın görmüştür. Bu müddet zarfında 8 defa Ciba- li, 8 defa Hocapaşa, 6 defa Babiâli yanmıştır. Bundan 'başka büyük çarşı, Odunkapı, Gedikpaşa, Vez- olursa olsun, bizde en bedihi hak- lardan en zayıf imtiyazlara kadar halkın faydalandığı bütün işler üze- rinde resmi bir otoritenin himaye ve i daima lâzımd Yoksa onlar hep sözde kalırlar. Büyük Yangınlarm' SebebiÇok Defa Geç Haber Verilmesidir İstanbul İtfaiye Müdürü İhsan Değer neciler, Kutucular, Ayasofya, Top- hane, Cihangir, Şehremini, Fındık- lı, Fener yangınları olmuş ve bin- lerce ev, dükkân, han ve saire yan- mış ise de yanan bina miktarı tes- bit edilememiş ve sadece kül olanı semtlerin isimleri. kaydedilmekle iktifa edilmiştir. Fakat ondan sonra, yani 1270 senesinden itibaren 1337 senesi ni- hayetine kadar muntazam tutulan kuyudata göre, Istanbulda 67 sene zarfında 306 yangın vakası olmuş, en mühimleri Hocapaşa, Keresteci- ler, Beyoğlu, Cihangir, Unkapanı, Aksaray, Balat, Karagümrük, Kum- kapı, Samatya, Cibali, Fatih, Altı- mermer, Çırçır, Vefa, Üsküdar ol- mak üzere (46.182) bına tama- men yanmıştır. Halbuki 1923 senesinden 1939 senesine kadar on yedi sene zar - fında (9513) yangın olmuş, geç ha- ber verilmesi yüzünden (957) bi- na tamamen, (869) bina da kısmen yanmıştır.” — Bu vaziyete göre, yangınlar çok olmasına rağmen yanan bina- ların az olmasını modern itfaiye- mize borçluyuz değil mi? “— Buna şüphe yoktur. Fakat her şeyde olduğu gibi itfaiye mes- leğinde de her gün bir yenilik vü- cude getirilmektedir. Bizden daha evvel itfaiye teşkilâtı kuran mem- leketlerde hali hazırdaki kuvvetle- rini mütemadi bir surette takviy? ve ıslaha çalışmakta oldukları gi- bi, memleketimizde de itfaiyenin daha ziyade tekemmülü için uğra- şılmakta ve ezcümle hu ihtiyacı yakinen takdir eden Vali Lütfi Kırdarın bu sene bütçesine ilâve ettiği mühim yekün tutan bir pa- ra ile teşkilâtımız son sistem ma: kinelerle, otomatik merdiven, as- piratör ve gaz maske ve elbiseleri- le takviye edileceği için önümüz- deki senelerde de diğer ihtiyaçların temin olunması takarrür etmiştir. Milyonlarca lira sarfile modern it- faiye kurmak ve bunu tekemmül ettirmek için çalışmak kâfi değil- dir. Bu teşkilâttan istifade etme- nin yolunu da bilmek lâzımdır.., tfaiye müdürü, burada, yan- gin vasıtalarının t*ekemmü- lü ile beraber içtimat terbiyenin de tekemmül etmesi lâzım geldiği- ne işaret etmek istemiş ve sözüne şöyle devam etmiştir: “— Tutulan istatistikler tetkik edilecek olursa, yangınlardan bağ- rı yanan yine bizler olduğumuz halde maalesef vukua gelen yan- ginların kısmı âzamının lâkaydi ve ihmalden ileri geldiği ve geç ha- ber verilmesi dolayısile bir çok bi- na yandığı neticesine varılır. Yan- gin kulelerinin veya polis ve bek- çilerin gördüğü yangınlar, yangın başlangıcı değil, alevin saçağı sar- dığı yangınlardır. ki, böyle yan- ginları söndürmek hayli güç bir iş olsa gerektir. Bir itfaiye teşkilâtı ne'kadar mükemmel olursa olsun ihbar vaktinde yapılmazsa mevcut teşkilâttan matlup istifade bekle- nemez. Yangının çıktığı an ile itfai- yenin işe - vaz'ıyet ettiği zaman fazlalaştıkça evvelâ pek ehemmi- yetsiz olan bir yangının tevessü etmesi o kadar kolaylaşır. (Geç ih- bar edildiğinden dolayı büyümüş bie yemapmım B-izlgeosima hig ki- itfaiye teşkilâtı mâni olamaz. İtfa- iye teşkilâtından istenilen vazife- nin yapılabilmesi ve yangın zara- rının azalması için her ferdin hiç vakit kaybetmeden iki üç dakika gibi kısa bir zamanda yangını po- lise ve itfaiyeye haber- vermesi şarttır, Gerçi, iki üç dakika yek- nazarda pek az görülürse de ah- şap bir binada bilhassa rüzgârlı ve fırtınalı zamanlarda pek büyük kıymeti vardır. ugün Avrupada yanan bina- ların tamamen kâgir olma- sına, yangınların pek Mmükemmel olan ihbar vasıtalarile vaktinde ha- ber verilmesine, muntazam olan it- faiyelerinin de vaktinde yetişmesi- ne ve bu binaların her birinde mü- kemmel yangından korunma teş- kilâtı bulunmasına rağmen yine bü- yük yangınlarım eksik olmadiğina göre şehrimizde ne derece hassas davranmak icap ettiğini takdirini- ze birakıyorum. Bilhassa sokaklarından müşkü- lâtla geçilebilen ve ahşap evlerde oturanlarım nefislerine, mallarına, ve hemşehrilerine karşı ağır . me- suliyet deruhte ettiklerini ve her- hangi bir lâkaydinin muzır ve te- lâfisi gayri kabil neticeler verace- ğini ve bu hatalarının cezasını bir kısım vatandaşların da beraber çe- keceğini pek iyi bilmelidir. Itfaiye teşkilâtınu güvenerek rüzgârli ve fırtınalı bir zamanda dikkatsizlik le yangın çıkararak alev saçağı sar- dıktan sonra “gel bu yangını sön- dür,, demek kadar manasız bir şey olamaz. Bugün yalnız ahşap bina- ların değil, kâgir binaların dahi yanabileceği asla unutulmamalı.. Binaenaleyh, ihtiyatsızlığı ve ka- yıtsızlığı bırakmalıdır. — İtfaiyemizin Avrupa itfaiyele- rinden farkı nedir? #0 Vasıta ve teçhizat, ilfaiye müntesiplerini nazari ve ameli bir surette yetiştirmek için mevcut o- lan itfaiye mektebinde de takip e- dilen program ayni olup modern ihbar tesisatından başka bir nok- sanı yoktur diyebilirim. Türkiye itfaiyesi beynelmile! it- faiye teşkilâtı meyanına girmiştir. Avrupa itfaiye mütehassıslarınca itfaiyemiz zaman zaman tetkik ve takdir edilmiş ve nihayet kendile- Jeannette Mac Donald, Holivudun bu sevimli yıldızı, yeni bir film çe- virmektedir. “Brodvay'ın Serenad”ı ismindeki bu filmde Frank Morgân, Al Shean, Rita Lohirson, Virginia Grey 'de beraber oynayacaklardır. Jeannette Mac Donald'ı yukarki re- simde yeni filminde görüyoruz. POLİS : Bir Çocuk Otomobil Altında Öldü Dün saat 17,45 te Arnavutkö - yünde 10 yaşında Eftim sminde bir çocuk sahilde oynamak üzere tram- vay yluna çıktığı sırada Ortaköy - den Bebek istikametine dğru giden ÇAS0 ĞEE AM Üşür l AAA ae maralı otomobil altında kalmıştır. Ef tim ölmüştür. Bir Çocuk Boğuldu Dün akşam Florya sahillerinde denizde bir ceset görülmüş ve der- hal sahile çıkarılmıştır. Yapılan tah kikat neticesinde bunun cilt işlerinde çalışan 16 yaşında Yako olduğu an- laşılmıştır. Mağrukun dün pazar ol- ması münasebetiyle banyo yapmakz üzere Floryaya gittiği ve yüzme bil- mediğindei boöğulduğu anlaşılmıştır. Bir Kız Pencereden Düştü Beşiktaşta Valde çeşme yokuşun- da 35 numaralı evde oturan Ganinin kızı 8 yaşında Gülperi evin 8 metre “irtifanndaki — penceresinden 1 sökşğı düşmüştür. Ağırca.. yaralanan — ço- cuk hastahaneye kaldırılmıştır. Bir Otomobil Yandı Sarıyer Sular caddesinde oturan Mehmet Ali 1779 numaralı otomobi- linin benzin deposunu temizlerken depo ateş almıştır. Biraz sonra yeti- şen itfaiye otomobilin aksamı yan- dıktan sonra söndürmüştür Kamyon Tramvaya Çarptı Şoförünün ismi ve numarası he- nüz malüm olmıyan bir kamyon Sul tanahmetten Beyazıda doğru gider- ken önünden gitmekte olan 79 numa ralı Harbiye - Fatih tramvayına çarp mıştır. Çarpışma çok şiddetli olmuş, tramvayın arka kısmı hasara uğra- mıştır. Firar eden şoför aranmakta- dir. rinin müracaati üzerine beynelmi- lel teşkilâta girmiş, 935 Viyana, 936 Paris, 937 Londra kongrele- rinde sayılı bir yer almıştır. 1938 senesinde kongre toplanmamıştır. Bu sene de hangi şehirde toplana- cağına dair henüz bir işar yoktur.” — Bugünkü itfaiyenin yangın- dan başka ne gibi vazifeleri var- dır? “— Bugünkü itfaiye yalnız yan- gin işlerile değil, ateş içinde ve yıkıntı altında kalan, su istilâsına uğrıyan, duman ve gazlardan bo- gulma tehlikesine maruz bulunan yurt sakinlerinin hayatını koöru- “mak gibi mühim ve insani vazife- lerle de mükelleftir. Bugünkü it- faiyecilik çok mühim olduğu ka- dar da ince ve teknik bir meslek- KİLİSTE; Dağ Alayına Sancak Verildi Kilis, 21 (A.A.) — — Orgeneral İz- zettin Çalışlar, 14 üncü dağ alayına sancak vermek üzer2 Kilise gelmiş ve kaymakam, muhtelif teşekküller- le on binlerce halk tarafından coş- * zettin Çalışlar saat 17 de bilümum memurin ve -mektepliler ve halkın huzuriyle yapılan merasimde kah- raman alayımıza milletin en kiymet- li armağanı olan yüce ve şerefli san- cağı vermiştir. Bu güzel hâdise Kili- sin senelerdenberi görmedişi bir bay- ram günü yaşamasına vesile olmuş- tür. e Orgeneral, bu akşam belediye ta- rafından Halkevi salonunda şerefine verilen elli kişilik ziyafette bulun- muştur, Aryenami eee Belİyygrt 5 ça Bir Kadın Yanarak Öldü . Eskişehir — Sivrihisar caddesinde Yeni mahallenin Dokuzuncu Dere sokağında 42 numaralı evde oturan Rifat karısı Merziye Mandıracı, ba- şını gazle yıkamış, gazin bir müddet başta kalmasını ve güneşin altında tesirini göstermesini beklemiş, bir sigara yakmıştır. Merziyenin sigara- sını yakmak için tutuşturduğu kib- rit alevi dağınık ve gazli bir halde 'bulunan saçlarının tellerine dokun- muş ve zavallı kadının başı ateşle sarılmıştır. Merziye kurtulmak için feryada, sağa sola koşmağa başlamış, fakat koştukça alev bütün vücudü- nü sarmıştır. Kadın , hastaneye kaldırılmış, ya- pılan müdavata rağmen biraz sonra hayata gözlerini kapamıştır. BAZ L a T Topkapı Kütüphanesi Topkapı sarayındaki büyük kü- tüphanenin mühtelif kütüphanelere dağıtılması tekarrür ettiği etrafında yapılan neşriyat asılsızdır. Topkapı sarayı direktörü Tahsin Öz, bu hususta şunları söylemiştir: “— İki gün evvel Ankaradan dön- düm. Maarif Vekâletinin bu kütüp- hanenin dağıtılması hakkinda bir ta- savvuru yoktur. Çünkü bu kütüpha- ne en mükemmel tarzda tasnif edil- yüiş, defterleri yapılmıştır. Her gün okuyuculara açık tutulmaktadır. Hattâ kitapların iyi muhafazası do- layısiyle son bir kaç sene zarfında Maarif Vekâleti 400 kadar yazma e- n 22-5-939 T RADYO ANKARA RADYOSU 'ASI 07 “SOSI 9656 ur 0LTE d 'V L AD0 “SOYI SETGE TU BA'GT O 'W l “MASI OTT *SOYI £81 ü 6£$91 nönyunzo eöyea nsoXpey eseyuy nsokpey oA L xreye3so ğ — uoAznyıpoLpey — oAnn L Pazartesi, 22. 5. 1939 12,30 Program, 12,35 Türk müziği (PL) 13 Memleket saat ayarı, ajans ve mete- oroloji haberleri. 1315 — 14 Müzik (O- peret seleksiyonları). 18,80 Program, 18,35 Müzik (Oda mü- ziği — PL) 19 Konuşma (Doktorun saati) 19,15 Türk müziği (Fasıl heyeti) 20 Mem leket saaf ayarı, ajans ve meteoroloji ha- berleri. 20 Türk müziği (Klâsik prog- ram), İdare eden: Mesut Cemil. Ankarâ Rardyosu küme heyeti. 21 Konuşma. 21,15 Esham, tahvilât, kambiyo — nukut ve Ziraat borsası (fiyat), 21,25 Neşeli plâklar — R. 21,80 Folklor (Halil Bedi Yönetken tarafından) 21,45 Müzik (Kü- cük Orkestra — Şef: Necip Aşkın) 1 — Grunow — Berlin ve Viyana Valsi 2 — Ziehrer — Âşık — Romans, 8 — Zieh- rer — Karnaval çocukları, 4 — Hip- mann — Fantezi, 5 — Kozmak — Viya- na operetinden potpuri, 22,45 Müzik (Sen fonik — PlL) 23 Son ajans haberleri ve yarınki program. 23,15 — 24 Müzik (Caz- band — PrI.) TEŞEKKÜR Babamızı başımızdan ebediyen a yıran büyük felâketimizi paylaşmak ( ve onun son teşyiinde bulunmak su- retile bizi minnettar etmiş olan baş- İta pek muhterem İstanbul Valisi Lütfi Kırdar olmak üÜüzere bütün dostlarına, fikir ve kalem arkadaşla- rına, talebelerine, Tim mek ç res- mi ve hususi teşekküllere, memleke- tin muhtelif yerlerinden telgrafla gösterilen alâkaya karşı duyduğu- muz sonsuz minnet ve teşekkürleri mizin muhterem gazeteniz vasıtasile iblâğını saygılarla dileriz. çıı_ı üreleri, damad Ki ati eörmldi ve amcazadeleri e Bab bütün hastal Tarım- da olduğu gibi kendisini başımızdan ayıran soh hastalığında da yalnız, İ- Hmlatidimdeki bnretleri He d? disini kurtarmıya çalışan çok muh- terem Profesöt 'Akil Muhtar ve NF hat Reşada ve babasına hizmet edeN bir oğul dakik v kadar yanında bulunan çok kıymet“ ve muhterem Doktor Hasan Ferid? en derin minnettarlığımızı, sonsu7 teşekkürlerimizi sunuyoruz. Ağaoğlu Ahmet çocukları. hemişireleri, damadı ve amcazadeleri habbetile son Edirne Saylavı Şeref Defnedildi Edirne, 21 (Tan muhabirinden) — Edirne Mebusu Şeref Aykutun cenö” zesi, bugün Edirnede merasimle kak dırılmıştır. Törende başta General Kâzım Di rik, baş Müşavir, Vali, Kumandafı Belediye reis vekili, Edirne mebus” ç ,” Çapa Kız Mualb- | ları olduğu halde, halk ve mektepli” | ler, polis ve asker hazır bulunmu? ve cenaze Ayşekadın mevkiinden #” lınarak eski camide namazı kılindık” tan sonra, Kiyik mezarlığında hazif” lanmış olan makberesine tevdi olun” müştur. 1 Vören esnasında söz alan Gener? Kâzım Dirik, kısa bir nutukla me” humun hizmet ve meziyetle: d: bahsetmiş ve sözlerini Türk millet sağ olsun diyerek bitirmiştir. p General Kâzım Dirik'ten sonra söl alan muallim İhsan da bütün hay? müddetihnce tükenmez bir hey ve İ | lekete hi * edBn büyük ölünün hatıralarını gençux adına saygı ile anmıştır. “ilan ci « AŞ ALAMATRLAURR| Kandıralılar Hergün Posta İstiyorlar Kandıra (TAN) Kasabamif” haftada üç gün posta gelmek'»ed"' Hergün gelmesi, Kandıralıların büyük dilekleri arasındadır. l — ei Toplantılar, davetler : Fatih Halkevinde Fatih Halkevi tarafından verilen pör sillere intizamla devam edilmektedir. C*” de Marsel Pagnol tarafırdan vazılan ğ isimli piyes, büyük bir — muvaffaFis çaf temsil edilmiştir. Piyeste Baha, KÂT Renan, Adnan Baha, Asım ile Payan .. zaffer ve Nezahat rol almışlar ve çok W seri bu kütüphaneye naklettirmiştir. vaffak olmuşlardır.