—. 2.5.3a9 AM & Mari e Sergisinin Nevverkl İlk Günü Türk Pavyonu Çok Rağbet Görüyor, Şanlı Türk Bayrağını Gözyaşlariyle Öptüler Sergiyi vaktinde yetiştirmek için geceli gündüzlü çalışan Sergi Komiseri Nizamettin Âli (Nevyork) “Hususi tel. grafla” — Amerika Birle - şik Devletleri ilk Cüm- hurreisi Vaşingtonun riya- sele geçtiğinin günü gü - nüne tam yüz ellinci senei devriyesi olan dün dünya - nın en muazzam beynelmi- lel sergisi olan Nevyork ser gisi Cümhurreisi (Mister Roosevelt tarafından muh- teşem merasimle açıldı. Saat on birden itibaren a - çılan 11 büyük kapıdan ser giye 600 bin ki. gelmiş ve Cümhurreisinin açılış nut- kunu dinlemiştir.” Bu merasimde Sulh bahçesine bakan Amerikan Federal, paviyo- nu önündeki tribünlerde 60; bin kadar davetli ve bilhassa Amerika hük mümessilleri, âyan a28- ları, valileri, ecnebi delegasyonlar ve sergi komiserleri hazır bulun - muşlardır. Saat yarımda Mister Roosevelt öğle yemeğini cc- nebi diplomatlar ve sergiye iştirak eti sergiye gelen eden memleketlerin umumi komi" serleri şerefine Federal paviyo - da tertip edilen 350 kişilik zi - *te yemiştir. Ziyafetten evvel Sulh bahçe - sinde büyük bir geçit resmi yapıl- mıştır. Buna Amerika kara, deniz ve havakuvvetleri ve altmış ya * bancı milletin milli kıyafetler giy- miş ellişer kişilik kafileleri bay - raklariyle iştirak etmiştir. Halk milli elbiseleriyle geçen Arnavut ve Çekoslovak kafilele - rine çok alkışlamak suretiyle sem- pati göstermişlerdir. Milli grupların arkasından a5 - keri bandolar geçmiştir, bu arada bilhassa Londradan gelmiş olan Goldstrim alayının bandosu çok alkışlanmıştır. Kime masimim a etini sadna “arasında sergiyi yapan : amele. ve sergi memurları da bulunmaktay- dı, Daha öğleden evvel Holanda ve a paviyonlarının üzerindek Be kulelerde bulunan çanların &henk tar sesleri ile başlamış olan mera- simin ilk hareketi olarak sergi rei- si Grover Whalen tarafından “Gin- ler mabedi” nin küşat resmi yapıl- mıştır, Bu binada dünyada tanın- mış bütün dinler temsil edilmek » teydi Münadilerin çaldıkları boru - larla şeref tribününe geldiği halka ilân edilen Cümhurreisi Roosevel- tin önünde yapılan geçit resmi son derece muhteşem olmuştur. Serginin küşadı münasebetiy - le söylenen nutuklar arasında Ro- oseveliten başka Nevyork beledi - ye reisi Loguardia sergiye ziyare- te gelenlere beyanı hoşamedi et - miş, sergiye iştirak oden (ecnebi memleketler xamına da İngiliz ko- miseri tarafından bir nutuk irat €- dilmiştir. Bütün bu nutuklarda beynel - milel teşriki mesai ve dünya sulhü fikri daima tebarüz ettirilmiştir. Bu münasebetle Nevyork vali - si H. Lehman 65 kadem boyundaki (Waşington) un heykelini açmıştır. Bunu müteskip Nevyork belediye reisi Loguardia da Amerika halkı- nın dört en aziz varlık telâkki et- tiği din hürriyeti, 8öz matbuat ve içtim teren dört eli açmıştır. Sergide yabancı ve Amerika bayrağı olmak üzere beş binden inka Sanmsinle mondi Bir milyon ziyaretçiyi içine al mış ve teşrinlevvele kadar de - vam edecek olan sergide seyrüse - feri tanzim ve intizemı muhafaza 5000 kadar polis istihdam e - ktedir. T paviyonundaki aların mu- olan zabıta memurlarından başka Amerikalı detektifler de tsyin © - dilmiştir. Geçit rösminde bayrağımızı, Ne- şet Halil Atay, alkışlar arasında taşımıştır. Bayrağımızı Amerika- daki Türkler hasret göz yaşlarile öpmüşlerdir. Börği açılır açılmaz yüz binler. ce insanın en beğendiği ve akın halinde koşuştukları pavyonlardan biri de, Türk pavyonu olmuştur. Nevyork sergisi paviyonumuz- da hususi ve resmi mi ait mütesddit satış od Hacıbekir gibi maruf Türk adla - rınm satış şubeleri bulunduğu gi - bi bir de Türk kahvesi vardi. Paviyonumuzu ziyarete gelen - lere rehberlik etmek üzere Ame - rikada tahsilde bulunan o gençler srasından yirmi kişi seçilmiştir. Zenginlik, fen, san, natlar ve be rek yaptığı bu diye kadar ems bir harikadır, am sergi şim nin yetişemediği Nevyork Cihan iüorakikl Türk pavyonuna giriş lsilürileri, amaaa m m şşğş > TAN | Öğleye doğru suratını Kederli ve Ağlıyarak Geldi “Bahar, dün yeryüzüne ağlaya- rak geldi.” Dün, bahar bayramıydı! Denile- bilir ki, bilâistisna bütün dünya rının müştereken kabul #de- leri yegâne bayram da, bu bahar bayramıdır! Şairlerimizin asırlardanberi tas- r ede ede bitiremedikleri bahar, çeşit çeşit renkleri böram boram kokuları, ve cıvıl cıvıl seslerile ge- dünyayı cennete çevirince, in- r yaş gençleş- lip, nlar kendilerini bi miş sanırlar! Bahar ba; masrafsızıdır: Kurban baz da koyun peşine, şeker bayramın- da lâtilokum tasasına, çocuk bay ramında esvap derdine düşen, ve bir bayram sayılan yılbaşı gelince, ipin ucunu büsbütün kaçıran va- tandaşlar, bütün bu senenin en ra- hat nefesini bahar bayramında ö#- Yırlar! Çünkü bahar bayramının he: men bütün yükü, aile babasının de- tabiatin omuzlarındadır. Ba- har bayramında, çocuğun istediği- ni, ananın istediğini, kadının, gen- cin, ihtiyarın, fakirin, zenginin İs- tediğini vermek, aile reisinin değil, tabiatin vazifesidir: O gün en ye- ni, en şık, en zengin, en renkli, en kokulu, en temiz tuvaletini giye- rek ortaya çıkan bahar, bütün be- şeriyete, geride bırakılan kocaman bir yılın en neşeli ve en mükellef ziyafetini çeker! Yeşil örtüsü çiçeklerle dolu ge niş bahar, sofrasına kurulup, bül kanseri dinliyebilmek, ve gül kokan havayı içe içe sarhoş olabil- mek İçin, dip köşe ği, “.- Frak veya bir davet kartına ihtiyaç yoktur. Onun içindir ki, dün, baharın çektiği ziyafete, bütün İstanbul koştu! Adalara, Boğaz'çine giden va- purların iskeleleri, yaz mevsiminin ekinden Amg lammelymemiele kalabalığın ayakları altında deni- ze biraz daha gömülmüş gibi idi! Topkapının kemeri umi bir af kararile hi boşalan mahküm sürüleri kadar neşeliydi! Hele Mecidiyeköyünü görmeliy. diniz.. Haspa “Mecidiye”, dün ken- disini, “sarı Jira' gibi dirhem, dir. Zira salas kahvelerde hem sattı: bir sandalya işgal edebilmek, hir dairede makam sahibi olabilmek ten zordu. Yer bularmyan ekseri yet te, Şişli ile Zincirlikuyu ara- sındaki asfaltı. gün alayı halinde doldurmuştu! O kadâr ki, bu kalın kalabalığı delip geçemiyeceklerini kocaman bir Yoz- anlayan bir çok hususi arabalar, çekingen veya acemi şoför eline düşmüş bir çok taksiler, hattâ bazı otobüsler, püskürtülmüş © mütermizler gibi, Şişliden ricat ediyorlardı! Vâkıa dün bazıları otomobil bu- bindiler! Fakat nedense, dün, bahar, ken- di ziyafetine çağırdığı misafirleri, umulmadık bir istiskale uğrattı: iyice astı, hallâ tam yemek saatinde, ağaç gölgelerinde -karınlarını yaran biçare vatandaşların başlarına kö- Bu itibarla, eğer dün küreksiz sandalla denize açılır gibi şemsiye- siz kırlara açıl rini sorarsanız, size verecekleri ce- Fakat niçin böyle oldu? Eğer bu gün, bu suali, rasathane müdürü he teveih ederseniz, “defterlerini karıştırarak size, rakidama, hesa « ba, kitaba dayanan bir çok sebep- ler gösterebilir. Fakat bence, baharın dünkü hid- deti, “ilmi” değil, tamamen “hissi” dir ve dün, bahar, siyah, şişman bulutlarını birer sünger gibi yar- yüzünün Üzerine sıkmakla, kendi. sini, topla, tüfekle, tankla, mit- Mecidiye köyündeki gazinolardân birinde eğlenceli bir meclis.. ralyözle, tayyareyle, barutla, bom- bayla karşılayan be zünü yıkamak istemiştir. * n ki, bahar, riyete kar- hamet bana öyl Fakat ben e dün, istiskal ettiği şı, sade hiddet değil be; duymuştur. Ve y dün, bir müddet su yüz göst Tir ki işi de tan sonra gü merhametindendir. Merhamet duymu: Zira, sulh perisine: ur, diyorum: “ — Geldi amma, neyleyim Sen- siz baharın şevki yok!” Gazelini okuyan dünyaya acı- mamak mümkün değildir. Ve işte böyle oldu dünkü yağmur hakk mimizden kendimizi kurtarabilir, ve bize hüzün veren o rahmet acı bir göz yaşı tadı sezerek, şu verebiliriz: hükmü -—- Dün, yeryüzüne bahar, ağ- ayarak geldi!” NACİ SADULLAH — | | sU GARIP DÜNYA Yağmur topları Avustralyada karşı yağ | cadelede, yağ (< ) )İur topları deni- kuraklığa len bir vâsıtadan tifade edilmekte. Lİ tir. Kuraklık zu ur eden mınta- sada, bu toplarla ateş (edildiğinde, havada dağılan mermi zerreleri xu buharlarının işbama yardım etmek- te ve bu suretle su buharı tekâsüf ederek, yağmur şeklinde yere düş- mektedirler. İlk tecrübeler Iyi neti- celer verdiğinden Avustralya eko- nomi bakanlığı, kuraklığa karşı mü- cadele etmek için böyle binlerce, ğımur topu ısmarlamıştır. » Günde 4 milyon sinek yı Amerikan Dü- pon de Nemu fabrikasının yar tığı bir cihaz Nevyotk sergisin de günde dör milyon sinek ö dürülecektir. Bir köpeğin kahramanlığı Entransijan ga- w göre, İspanya muhacirleri Fran- erken, yanlarında yazı ev hayvanla- ıda getirmişler- dir. Bu arada iki ihtiyar, harp esna- sında üç günde bir yumurtlıyan bir tavuk getirmişlerdir. Şerburga yerleştirilen muhacirler- den biri de, büyük bir köpek getir- miştir. Bu köpek, muhacir karargüh- larını koruyormuş. Fransızlar, kendilerinden olan ço- aya iltica eder-|75 yaşında kâşif cukları bl ısırmasın diye köpeği uzaklaştırmışlar. Fakat bunun üze- İspanyol © muhacirlerden rine köpek, açlık grevi yaparak, hiç bir şey yemez olmuştur. Tekrar İs- edildi. yemeğe panyol muhacirlerine iade ğinde, derhal oburcasına başlamış. Sonradan anlaşıldığına gö- re, bu büyük çoban köpeği, cephede birçok İspanyol yaralılarının haya- tını kurtarmıştır. Her çarpışmadan sonra, yaralıları arıyarak ihbar edi- yormuş. Bu suretle binden fazla g$- kerin hayatını kurtarmıştır. * âhtar maymun Amerikada may» munlardan ma ğazalarda satıcı ların yerine isti fade - edilmesin çalışılmaktadır. Bu tecrübeler prolesör Con volde tarafından yapılmaktadır. Merkezi Afrikada vakatanmış ©- lan bir şempanze ile yapılan tecrü- beler, İyi neticeler vermişur Bu şempanzenin paradan anlaması için selloit parâların üzerlerine işeretler -apılmıştır. Neticede bu maymun, şimdi büyük bir mağazada Te satıcı elesinin yazdığı. |Kizların yerini tutarak çalışmakta. dır. * İngilterede Cu- feri Con Pey inde 15 yaşında ir çocuk, askeri unya sanayiinde ullanılacak o mü- sim bir keşifte bu- ımmuştur. Genç âşif, — çalışırken lâboratuarında ök müştür.