25 Nisan 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

25 Nisan 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

25-4-9)9 BEDELİ Bonesi ABONE Türkiye 2800“ Kr. | 1 ” Suvarilerimizin Zaferi Nisten gelen haberleri | okuyan andaşların göğüsleri, sonsuz bir| iftihar ve haklı bir gururla kabar - maktadır; süvarilerimizin kazandı! ları zaferlerin azameti önünde, milli hir heyecanla coşmamak mümkün değildir. Hele dün, son gelen bir telgraftan öğrendiğimize göre, kahraman sü - varilerimiz son yapılan müsabaka - nm hem birinelliğini, hem ikinciliği. ni, hem üçüncülüğünü, hem de dür- düncülüğünü kazanmışlardır. Dünyanın en büyük milletleri - nin, en usta süvarileriyle dolu olan o meydanlarda, Türk süvarilerinin za ferleri âdeta inhisar altına almaları cidden eşsiz hir muvaffakıyettir. Bu| müsabakalara rakipleriyle gayri mü- savi şartlar içinde girdikleri halde, bu derece muvaffak olan süyarileri- mizin kazandıkları şerefli neticeler, bir defa daha isbat © etmektedir ki, Türk milleti, hinicilikteki ezeli ve ta- rihi meharetini, arttırarak koruya - bilmiş bulunmaktadır. Bugün, Nisten gelen her telgral hize yeni hir zafer müjdeledikçe, gi ğüslerimiz gurur ve heyecanla kaba- rıp sönerken, hafızalarımızda, Türk binici, zaferlerini terennüm e- den mısralar diriliyor. Şair Yahya Kemalin ahenkli se- si, kulaklarımıza şu mısraları fısıl'- dıyor; “Bin atlı akınlarda, çocuklar gibi 'Bin'atır, © gün, dev gibi bir orduyu yendik!” . Almanyanın hava kuvvetleri Propagandanın kuvvetli tesirine misal isterseniz, Almanyanın hava kuvvetleri etrafında propagandanın | bütün dünyaya yaydığı olsaneyi gö-| zönüne getiriniz. Sabahleyin kah tısını yerken başına bir Alman bom-| bası düşeceği korkusu İngilizin uy - kusunu kaçırm Alman kuvvetlerinin gilizlere günde il ralık müdafaa silâhı yaptırmaktadır. İnsanları Alman hava kuvvetlerinin üstünlüğüne İnandıran bu efsanenin hakikati nedir? Bu askeri sırrı, ilk defa İtalyan ların Ala İtalia adındaki 1939 Hava| Almanağı ifşa etmiştir. Bu almanağa göre o Almanyanın 1939 martına kadar mevcut ilk saf tayyare mıktarı altı bindir. Bu mık- tara ihtiyat hava kuvvetleri de da - hildir. Bunların haricinde (o bugün| posta ve yolcu nakleden, yahut mo deli eskidiği için kenara atılan, ta lim için kullanılan altı bin kadar da- are vardır ki, bunların harp eti yoktur. Almanyanın 28 tayyare fabrikası vardır bu fabrikalar her ay 600 yeni tayyare yapmaktadır. Buna mukabil İngilterenin 2500 ilk saf tayyaresi vardır. Fakat bu 2500 tayyare bir günde ( havalansa ve bir tanesi geri dönmese, ertesi gün İngilterenin elinde tekrar cep- heye gidebilecek 2500 tayyare mev - cuttur. Talim, posta ve yolcu tn yeleri bunun haricindedir. İngiliz fabrikaları şimdi ayda bin tayyare yapmaktadır. Ve İngiltere - nin inşa halinde bulunan en büyük tayyare fabrikaları henüz tayyare Çi- karmağa başlamamışlardır. Sonra keyfiyet, sürat, | techizat bakımından da İngiliz (o tayyareleri Alman tayyarelerine üstündür. Bu mukayeseyi yapan İngiliz ga #stesi vatandaşlarma tavsiye edi - yor: — Alman tayyarelerinden kork - N Nr | Münih Anlaşmasından, ve bilhassa Çekoslovakya Taskınından sonra, Ayrups « nın doğu cenubundaki kü - i ie | Semi iltdalan “Gtmek, ve Balkanların selâmetini korumak, Balkan milletleri için en mühim mesele halini almıştır. Ve bariz ve ezici fa- şizm tehlikesi, bütün Balkan milletlerini tetikte bulundur- maktadır, Bulgaristan mihver devletlerinin tazyikini hissediyor bakımdan mihverden & çok uzak mevkide bulun - masına rağmen, Bulgaristan da, bu teyakkuzdan müstesna kalma » maktadır. Fakat Bulgarlar biliyorlar ki, Yugoslavya ve Romanya İstiklâlle- rini kaybettikleri takdirde, İtal - yan - Alman istilâsı, Bulgar hu- dutlarına dayanacaktır. Ve o tak - dirde ise, küçük Bulgaristan, kar- sısında düramıyacağı derecede kud- retli bir düşmanla burun buruna gelmiş olacaktır. Umumi Harbin aci tecrubesi unutmamış olan Bulgaristan, bu - gün, mihverin maceralarına sürük- lenmek İsteğinde değildir. Çünkü © bugün kanidir ki, faşistlerle müş- terek cephe tutarak girişilecek bir muharebe, yeni, ve bu sefer, bölki de nihai bir milli facia ile netied- lenecektir. Bir harp zuhurunda Bulgaristanın vaziyeti öyle bir harp, mihverin za - B feriyle neticelendiği tak - dirde, Bulgaristan, her işaretine münakaşasız itast etmek mecbu - riyetinde kalacağı obüyük — bir “şüttefik” (1) İn emrinde buluna- caktır. Umumi Harp hatıraları, bu kansati takviye eimektedir. O zaman, Almanlar, müttefik » leri olan Bulgarların en zengin mil li servetleri sayılan kömür ma - denlerine €l atmışlardı. Ayni za - manda, Bulgaristanda yetişen gi - mayınız, Alman hava kuvvetleri bir efsaneden ibarettir. ds maddeleri de Almanya tarafın- dan çekilmişti. Bu yüzden, hudut- | 7 > nü m w YAZANI e Bulgar Başmuh. D. BOR lardaki Bulgar askerleri, ve mem- , irtibatsız kal « r, bu - gün, Bulgar milletinin hafızasin » da olanca acılığı ile dipdiri dür - maktadır, Bugün, en karakteristik olan nokta da, Hitlerin zaferlerinden en dişelenen ve uyanan Bulgaristan- aünteşir “Mir” gazetesinde şu satırları okuduk: Bir Bulgar gazetesi Balkanlıla- rın birleşmesini tavsiye ediyor “— Balkanlarda yaşayan mil - etlerin birbirlerine yaklaşmaları, mesailerini teşrik etmeleri, arala- rındaki rebrtaları kuvyetlendirme- leri lâzımdır. Onlar, kendilerini, hariçten gelecek muzır tesirler - den ve tehlikelerden. ancak bu su- retle koruyabilirler. “Balkanların kuvveti ve ehemmiyeti, o Balkan milletlerinin, birleşmesinden doğa- bilir. Bütün Balkan milletleri, Bal- kanlıların menfsatlerini korumak uğrunda birleşmek mecburiyetin * dedirler. Herbiye Nezaretinin naşiri ef- kârı olan “Norodna Otbrona” ga » zetesiyle, “Slova” gazetesi de ta - mamen ayni fikirleri müdafan et- mektedir. Bütün bunlar da, Bulgar mille - tinin, yüksek bir görüş seviyesine kavuşmuş bulunduğunu göster - mektedir. Fakat Bütün © bunlara bakılıp da. Bulgaristanda, ümitle- rini Almanyaya bağlayan unsur - Jar bulunmadığı sanılmasın. Bunlar, ekseriyetle, Hitler Al - maryasının Bulgarlstandaki ajan ları, ve Bulgaristandaki resmi fa - şist teşekküllerinin mensupları - dırlar. Maceracı milliyetperverler de, bunlar gibi düşünmektedirler. Hâlâ intikam peşinde koşanlar da var “KL ilâ intikam peşinde koşan, Bal. — kanlarda bir “büyük Bulga- ın hâkimiyetini kurmak e- kalar Bulgaristan arrirlerinden ISOFF melini besleyen bu maceracı mil - liyetperverler ve Makedonyalılar, kendilerini bekleyen âkıbetin fur- kma varmayan gafillerdir. Bu ga fillere, Bulgar istiklâlini o koru » maktan ümit kesmiş olan bed- binler de katılmaktadır. Bugün böyle muhtelif düşün - celerle Hitlere taraftar, daha do, rusu alet olanların nâşiri efkâ lığını da “Zora” gazetesi yapmak- Bu unsurlar, buğünkü Bulgar hükümetinin harici siyasetinde â- tıl davranışından memnun de Bildirler. Ve onlar, Bulgar bükü - metinin, mihvere resmen girme « sini temine çalışmaktadırlar, Balkan Antantı dışında pire balinde, Balkan An- tantı, bütün Balkan millet. lerini içine alamadığı için, sahip olabileceği kuvvete kavuşa- bilmiş değildir. Bilhassa, Balkanların kolbine yerleşmiş olan Bulgaristanın yok luğu, bu antantı büyük bir kuv - vetten mahrum bırakmaktadır. , Balkanlara doğru bir faşizm ha- röketi başlarsa, antant dışında kal- miş gayri memnun bir Bulgaris tan, inkâr edilmez bir tehtikeli Bu itibarla, ekseriyetile ve bü- niyetile — birleşmiş ve raftar bülünen getirmek ve onu an! mak, Ba malıdır, Bugün derhal gelen hareket şi memleketlefinde yaşıyanların tam hukuki müsavatlarının tanınması, birlerinin tam hukuki müsavatla- rini tanımaları. Türkiye — Bulgaristanın dos ostluk bağları rasında Bulgar Siyasetinin Mecburiyetleri bağları, muhtelif hâdiselerle takvi- ye edilmiş bulunuyor. Montrö kon- feransı, ve Nenlily müahedesinin Bulgaristandan aldığı hakların ia- desini hayırlı hâdiseler arasında sayabiliriz 5 44410“ Yunanlılarla Bulgarlar arasında yapılan ticari anlaşma da, Balkan- lardaki anlaşamamazlıkları ortadan kaldırma yolunda atılmış adımlar arasındadır. Yugoslavyada son hükümet değişmesinin tesirleri Yo usoalaryada son hükümet değişmesi, Hitlerin Rorman- yadaki ajanlarına yani Den hafızlara karşı harekete geçilir ve bu memleketlere faşizme karşı cephe alınması da, Balkan İttiha- dını takviye etmiş hareketlerdir. Fakat bütün bu hareketledri kâ- fi saymak mümkün değildir. Bal kanlarda yapılan tahrikât, Hitler ve Mussolini tarafından Balkan milletlerine teker teker verilen bü- yük ümltler ve vaatler, gösterilen kandırıcı menfaatler, temaslar ve Balkan memleketlerinde teşkilâtı gittikçe genişletilen faşist propa- gandası, Balkan milletlerinin istik- Jâllerini, hattâ mevcudiyetlerini tehdit eden ehemmiyetli birer teh» likedir. Bu itibarla, Balkan milletleri. nin, kendi aralarındaki bütün kü- çük ihtilâfları dostane bir şekilde halledip bitirmekte acele davran- meları zaruridir. Balkun milletle- ri arasında iktisadi ve kültürel te- masların arttırılması da, hayati e hemmiyeti olan dostluğun kuvvet- lenmesini temin edecektir Balkanların vaziyeti çok ehemmiyet kesbetmiştir unutmamak lâzımdır ki bugün, Balkanların vaziye! leri, çok ehemmiyetli bir ciddiyet kesbetmiş bulunuyor. Hareketler. o kadar süratle inkişaf edip dur- maktadır ki, kaybedilecek tek an kalmamıştır. Eğer Balkan millet leri, her Balkan milletini tatmin edecek bir program otrafında an- laşmak yolunda bütün kuvvet ve snüniyetlerini seferber etmez- lerse, kendilerine büyük bir sür: e yaklaşan tehlikeli hareke ları hazırlıksız ve dağınık bir Neşriyat Kongresi Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel M kültür kalkınması yapmak €- meliyle, memleketin kültürle alâka- dar bütün fertlerini bir kongreye da- vet ediyor. Bu-kongrede konüşula - cak meselsler tesbit edilmiş, alâka - darlara bildirilmiştir. Şüphesiz bü mevzular bu sütunda münakaşa edi- lemiyecek kadar geniştir, Fakat kon- grenin ruh e manası üzerine bü- tün memleketin alâkasını çekmek is- terim. Maarif Vekâleti şimdiye kadar bir mektepler umum müdürlüğü vas- | fını taşıyordu. Bütün gaye ve hedefi İ mekteplerin adedini çoğaltmak, mek İtepleri | teşkilâtlandırmak, © hulâsa kültürü çocuk kanalı ile ye çok uzun bir istikbali bekleyerek memlekete İ yaymaktı. Kültür sahasında da telif İve tereiime gibi cılız bir faaliyeti var dı. Fakat kültür itibariyle Balkan - lara nazaran dahi geri kâlmış bir memlekette alınacak tedbirlerin çok daha cezri, çok daha şümullü olması gerekti. aarif Vekâleti, memlekette bir Bugün memleketimizde (o gazete satışları, kitap satışları gönüle azap verecek kadar azdır, Büyük devletle- ri hiç hesaba katmadan yalnız yanı - başımızdaki Balkan memleketleri - nin kitap ve gazete neşriyatı istatis- tiklerini gözden geçirirsek, bu mem- leketler halkile bizim halkın okuma hevesi arasındaki müthiş fark göze çarpar, Niçin okumuyoruz? Bunun sos 3 yal bir çok sebepleri olduğu gibi teş- kilâta ait çok büyük sebepleri de var- ır. Neşriyat organize edilemezse, | en küçük köylere kadar basılan ki - lap veya gazete gidemezse, memle- İketin bütün kuvvetleri bir araya ge- ip harıl harıl kitap yazsa, kitap ters cüme etse hiç bir faydası | yoktur. Fransız kültürünü yayan Librarie Haşet, İngiliz kültürünü yayan Moe Milan Comp gibi büyük yayım mü - 'Tinde "ulınmcak *Kirârların © teğirleri yine dar bir sahada kalmağa mah - kümdur. Bence bu kongrede nazarı dikkate alınacak en büyük mesele yayım teşkilâtıdır. Yaymadıktan son Fa biriktirmenin ne faydası var? Bu kongre bu yayım meselesiyle bera « ber, memlekette umumi bir kültür kalkınmasının. bütün © sebeplerini, yollarını araştıracak, şeklini tesbit e- decektir. Yalnız hususi sermayedarların a- ralarında birleşerek, bütün rekabet kaygularını bir kenara atarak bu te- sebbüsü başarmalarına imkân yok - tur, Devlet nâzım rolü oynamak, teş- Kilâtçı rolü devlet yapmak şartiyle bütün hususi teşebbüsler el birliği edebilirler. Çünkü kendi menfaatle- ri de bunu âmirdir. i Maarif Vekâleti, bu yaraya par - mak koymakla, memleketin en bü - yük bir geriliğini gidermek çareleri- Bi aramak yoluna girmiştir ki, bu da şimdiye kadar memlekette mektep - leri ifade eden bir Maarif Vekâleti - nin, kültürü ifade eden bir mana ve | mahiyet aldığını gösteriyor. Eğer Ma. arif V bu teşebbüsünde muvaf- fak olursa, bu memlekette de köylü- süne kadar okuyan seviyesi yüksek İbir millet yapmanın temel taşını ko- yacaktır ki, bunu ne bugünkü, ne ya İrmki nesiller unutamıyacaklardır. Maarif Vekiline bu hayırlı teşeb- büsünde muvaffakiyet dilerken, mem leketin bütün kültür severlerinin bu kongreye karşı alâkasını çekmek, bll ün memleketi bu kongre ile alâka - dar etmek vazifesifesinin de matbu. ata düştüğünü ilâve etmek isterim, * İstanbul Hukuk Fakültesinden Hayri Bokalan'a: «Atatürk kızlarından bu cevabı beklet Mezdik» yazısında, Atatürkün kadın hek kindaki fikrini aynen yardım, Bu cümlec nin mânasını anlamıyacak kadar geri Sit Üniversite genci tasavvur etmiyordum. O cümle swrâhaten kadının kültür ve detih #al hayatına girmesini ifade eder. Ata türkün Kadına bildi) hayatta verdiği sa da bunun dir. ——.. de teker teker avlıyacaktır. Bu ise, onların büyük kurbanlar vermelerine, istiklöllerine, hattâ belki de mevcudiyetlerine mal 0- lacaktır! essexeleri yapılmadıkça, kâğıt üze - ©

Bu sayıdan diğer sayfalar: