24 Nisan 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

24 Nisan 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 . —'Ig Günde 22000 Japon Telef Oldu Çunking, 23 (A.A.) — Çekiai ajan- sı bildiriyor: Tsangçeng şehrini istirdat eden Çin kıtaatı Kanton - Kevlon demir- yolu üzerindeki Şihtan istikametin- de düşmanı takip etmektedir. Çin kıtaaat şehre gir tekad- düm eden üç gün zarfında Japonlar bin kadar ölü bırakmışlardır. Çinliler tarafından Tsengçeng ve Puahsien şehirlerinin geri alınması son on beş gün zarfında Kvangtung vilâyetinde Çinlilerin elde ettikleri iki parlak muvaffakiyeti teşkil et- mektedir. Çin istatistiklerine göre, Japonla- TrTın 1 nisandan 15 nisana kadar yapı- lan 340 muharebede verdikleri tele- faft yekünu 22 bine yükselmektedir. Suriye Hâdiselerinin İçyüzü (Başı 5 incide) bedava okutmak bahanesile, alıp İtalyaya götürdüler ve onlara fa- şizmi aşılamıya çalıştılar. Neticede, Hatay meselesi ma- lüm şeklini aldı. uriye hükümeti ise, muhte- lif hataları, idaresizlikleri yüzünden zayıf düştü. Vataniler de, bütün şehirlerde kuvvetsiz kal- dı. Böyle olunca, Fransızlar, mua- hedeyi bozmak istediler. Cemil Mardam, Fransız hükümetinin bu arzusuna hizmetkâr oldu. O kadar ki, onun Fransada, Suriye istiklâli aleyhine imzaladığı protokollere halk: “Vetisan - Mardam ittifakı”; “Böne - Mardam ittifakı” adlarını verdi. Vâkıa, Cemil Mardam, bu itti- fakları ilân etmedi: Fakat Fransız- lar, bu ittifaklara dayanarak bir Çök ü b SEREERL! Ankarada Petrol A Eğlenceleri (Başı 5 incide) Tanmağa başlaniyor. Derken bir yağ kokusudur yayılıyor. Bir avuç çamur alıp kibritliyorlar, pofur pofur yanmasın mı! Petrol koku- su da yayılıyor. Haydindi bir te - lâş, bir yaygara, bir eğlence, bir şakadır başlıyor. x- Bu eğlencenin bir eşini de bir kaç zaman önce sevimli gazeteci - lerimizden dostum Bay Mecdi Sad rettin Sayman yapmıştı, Şöyle ki: Ankaranın yazlıklarından meş - Kü bi bağl F AĞADA bir küçük memurun bağcığı ve bağ evciği vardır. Yanında da sızıntı halinde bir çeşme eskisi bulun - maktadır. Komşu bağlardan biri - nin besleme kızı bakkaldan bir şi- şe petrol alır. Evine gelirken çeş- meden su içmek ister. Şişe elin « den düşüp kırılır. Kızcağız korkar, şişe kırıklarını toplar bir gizli ye- re afar ve oradan sıvışır. Petrol kokusu etrafa yayılınca ilk habe- rini zeki gazeteci alır ve t ne orkinos büyüklüğünde bir ba - lık uçurur: Dikmende petrol ma- deni bulundu! Dikmende bağı tar- lası olanlarda bir sevinç! Sokoni Vakom, Standart Ovil, İstatva Ro- na şirketlerinin İstanbul şubele - rinde bir endişe! Ben bile iki gece ve gece yarı - sı üstüste uşağım Osmanla birer kazma aldık, bağımın ötesini beri- sini gizlice kazdık. Niye kazmıya- yım? Herkes bedavadan demir kra- lı, şeker kralı, yapı kralı olur da ben şu dünyadan gider ayak ne - den eski Karadağ kralı — çapında bir petrol kralı olmayayım! Yalnız ben mi kazdım? Benden çok daha akıllılar bile bağlarını arsaya çevirdiler, kazıkladılar da arşımlını yüz liradan aşağı satma - yacaklarına dair çoluk çocuk ye - min ettiler! B ü "i h L yley söyletene bak derler; bir L 'f » lar. çıkmasın petrol, iki çıkmasın pet- Suriye hükü tebliğ ol rol! Üçüncüsünde ister misin bur- “ve tatbik edilmeleri istenilen bu — kanunlardan birisi de diyanet işle- rine müteallıktır. Bu kanunun intişarı, İslâmları heyecana düşürdü. Isyankâr hoca- ların içtimaları, protestolar, mi- tingler biribirini takip etti. Hele Cemil Mardam, polislere, miting yapan talebeler üzerine ateş açmak emrini verince, bütün tezahürat doğrudan doğruya hükümet aley- hine döndü. Nümayişler, grevler devam edince, hükümet te istifaya bur kaldı, Bu hâdiseleri ve hü- kümete girmekle büyük bir hata işlemiş olan vatanilerin zaafını fır- sat sayan Fransa, Suriye ile yaptı- ği muahedeyi bozmak istedi: Ce- belidüruz, Lâzkiye ve Cezire, Suriyeden tekrar ayrıldı ve yalnız ,bir Şam - Halep devleti kuruldu. Eski muahedenin projesi de Fransız parlâmentosunda kaldı. Şimdi ise grevciler o muahedenin tasdikini, ve diyanet işleri hakkında neşro- lunan kanunun lâğvını istiyorlar. Vâkıa, Fransa, diyanet işleri ka- nununun İslâmlara müteallik mad- delerini kaldiırdı ve Nasuhi Ellu- harinin riyasetinde de bir hükümet kuruldu. Fakat bu yeni hükümet, progra- mını hâlâ neşretmediği için, grev durmadı. Şimdi, bir aydanberi bü- tün Suriye şehirlerinde dükkânlar kapalıdır ve ahali, ihtiyaçlarını teminde çok zorluk çekmektedir. Fransız âli komiseri, hükümetile temasta bulunarak, yeni Suriye hükümetinin — programına, halkı memnun edecek bir şekil verme- dikçe, bu vaziyetin değişmesi de l 1 görünmüyor. M: fih da vurdum kazmayı Musulda al - dım petrolü vecizesi mucibince 0- lanca coşkunluğunla fışkırasın? Neye yarar ki o zaman dahi bizim kandil yine yağsız, petrol - süzdür. NOT: Dünyanın bu — sıkıntılı, bu somurtkan, bu mendebur dev - rinde gülüp eğlenmekten — başka çare kalmadı. Ben de bu bakım- dan bunları yazdım. Lâf sonunda şu — hakikati de söylemeli: Bir memlekette ki neşe var, neşeli halk vardır, o memle- ket sulhte, selâmette ve emniyet - te demektir. eti İ Esirgeme Kurumu Çocukların Bayramını Tebrik Ediyor " Hâkimiyeti Milliye ve 23 Nisan Ço- cuk Bayramı münasebetile Çocuk E- sirgeme Kurumu genel merkezi bü- tün Türk çocuklarına aşağıdaki hita- bede bulunmaktadır- “Mukaddes Türk yurdunun mesut Türk çocuklarma: Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu genel merkezi, yurdun,bahtiyar ço cuklarımın bu şerefli ve mesut gü- nünü kutlular, bütün Türk yavru- larmın şanlı ve yüce Türk ulusu- na lâyık büyük ülkülü, gürbüz ve faziletli olmasını diler.,, Haait di Bölgede İki Tayin - TAN Yugoslav Naibi Romaya (Başı 1 incide) sanet bulmuş ve kuv d vetine icabet ederek Berlini Gidi ıdiyor güne kadar, Alman hükümetinin da- ziyaret Tuna hav d lhü ve istikrar şartlarında ıslahı için si- yasi sahada olduğu kadar ekonomik sahada da İtalya ile Yugoslavya ara- sında ve keza Yugoslavya ile Alman- ya arasında itimatlı teşriki mesainin derinleştirilmesi tekarrür eylemiştir. Macari la olan ü bata gelince, iki hariciye nazırı en — son tezahürlerden hasıl olan vaziyeti tet kik etmişler ve bunun Belgrada ve Budapeşte hükümetleri — arasında faydalı bir anlayışa yol açmış oldu - ğunu memnuniyetle müşahede eyle- mişlerdir.” Yugoslavya mihvere giriyor Havas ajansının bildirdiğine göre, Yugoslav < İtalyan dostluğu Ciano - Markoviç mülâkatından kuvvetlen- miş olarak çıkmaktadır Her iki taraf mahafilinde de beyan. olunduğuna göre, bundan iki sene ev- vel Belgradda aktedilen İtalyan-Yu- goslav anlaşmaları bütün kuvvetini muhafaza etmektedir ve iki memle- keti de doğrudan doğruya alâkadar eden umumi meseleler üzerinde Yu- goslavya ve İtalya hükümetlerinin ayni görüşte oldukları müşahede o- lunmuştur. İtalyanlar Venedik mülâkatından büyük bir memnuniyet duymakta- dır. İtalyan mahafilinca beyan olun- duğuna göre Yugoslavya kati olarak mihver sistemine iltihak etmektedir. Son İtalyan - Macar konuşmalarını tamamlıyan İtalyan - Yugoslavya komşularından sonra Belgrad ile Budapeşte arasında bir yakınlık te- sisi meselesine halledilmiş nazarile bakılmaktadır. Macar Hariciye Nazırı Kont Cza- ky'nin yakında Belgradı ziyaret ede- ceği söyleniyor. Bu ziyaret esnasın- da Macar - Yugoslav ademi tecavüz | paktı hazırlanacaktır ki, bu paktın mayıs sonuna doğru imza edilmesi muhtemeldir. Bu paktın imzasını müteakip Yu- goslavya antikomintern paktına ilti- hak edecek ve Milletler Cemiyetin- den çekildiğini bildirecektir. Yugoslavya Macar ekalliyetlerinin hukukuna katiyen riayet edileceği teminatını verecek ve Yunanistan da Yugoslavyadan her türlü talepten vazgeçecektir. Roma hükümeti uzun danberi bu anlaşmayı kolay- laştırmıya sebatla çalışıyoe?u. * Macar - Yugoslavya anlaşması İ- talyanın hedeflerinde ilk merhaleyi teşkil eylemektedir. İkinci merhale Macar - Yugoslav - Arnavut - Bulgar blokunun teşkilidir. Bu vaziyet böylece hasıl olduk- tan sonra Macaristan ve Romanya da taleblerini daha emniyetle yapabile- cektir. Bu hususta Popolo di Roma- nın neşrettiği bir makale çok mâna- hdır. — Bu gazete, Yugoslavyanın antiko- mintern paktına yakında iltihak e- deceğini ihsas ederek diyor ki: “Macaristan, Yugoslavya ile mü- nasebetlerini tesbit eyledikten son- ra Romanyaya karşı daha emniyetle bakabilir.” Macaristan vaziyetten memnun Diğer taraftan, Peştede iyi malü- mat alan mahafilde beyan olundu- ğuna göre Venedikte Yugoslavya ve Htalya Hariciye nazırları arasında ya- pılan müzakerelerin neticesi Macar siyaset mahafilinde beklendiği gibi çıkmamıştır. Tebliğdeki, “Budapeşte ve Belgrat hükümetleri arasında anlayışa yol a- " Bedenterbiyesi İstanbul bölgesi büro şefliğine 150 1lira aylık üc- retle lerdenberi bölge kâtibliği- şimdiki hükümetin gayet bitaraf ve temiz şahsiyetlerden müteşek- kil bulunması, halka emniyet ve ümit vermektedir. Halkın ihtiyaç- larını giderebilmesi için, günde bir saat açık bulundurulan dükkân - lar ve ticar de, 'biler- le alış verişi tamamen kesmişler- dir! &h | —— İzmirde Bir Tren Kazası İzmir (TAN) — Bornavaya giden tren Halkapınar istasyonuna girer- ken, oradaki cer atelyesinde çalışan — âamele Ömer oğlu Sait atlamak iste- miş, trenin altına gitmiş ve iki aya- ği birden kesilmiştir. K & he ni yapmakta olan Halid Tüccarbaşı, kâtipliğine de, bölgede Halid Tüc- carbaşından evvel yapmış, H AtiRİiN çılmıştır” fıkrası eh iyetle kay- dedilmekte, Venedik mülâkatının bu neticeyi Romada ,Macar ve Italyan devlet adamları arasında cereyan e- den müzakerelerin tabii ve makul bir ü lduğu mütaleası ileri o ve Hilâl klübünü 1 kâtipliğini ifa etmiş olan Rifat 125 lira aylık ücretle tayin olunmuşlar- dır. ü Voleybol Turnuvası Şişli Halkevi Spor Kolundan: Evimiz spor kolu Halkevleri, federe ve gayri federe klüpler, liseler arasında bir oley tertip iştir. Bu turnuvamıza iştirak etmek isteyen klüp, lise ve Halkevlerinin 29 - 4 - 939 cumar- tesi günü saat 5,30 dâ görüşmek üzere Şişli Halkevine birer murahhas gönder- meleri rica olunur. " sürülmektedir. Diğer taraftan kaydediliyor ki, Macar efkârı umumiyesi Yugoslavya ile Macaristan arasında bir yakınlık tesisine hazırlanmıştır. Yugoslavya Hariciye nazırı Berline 25 mayısta ve Macar Başvekili ile Hariciye Na- zırının dahi Berline 28 mayısta ya- pacakları ziyareti dönüşl 'rinde Ma- car ve Yugoslav Hariciye nazırları- nm görüşmeleri ve bu paktın tahak- kuk sahasına çıkması pek muhtemel decektir. Gaybübeti esnasında ne - zaret işlerine münakalât nazırı Spa- ho bakacaktır, İtalyan gazetelerine göre Giornale d'İtalia gazetesinde “Vir- giniozayda” Venedikte yapılan İtal- yan - Yugoslav görüşmelerinin yeni itilâflar akdine müncer olmayacağı- nı sadece İtalyan - Yugoslav paktla- rımın çerçevesi içinde mütekabil va- ziyetlerin tesbitine yardım edeceğini yazmaktadır. Arnavutluk meselesi karşısında Yugoslavyanın ittihaz ettiği tarzı ha- reketten sitayişle bahseden bu gaze- te Yugoslavyayı Almanya ve İtalya- nın muhasarası gibi boş ve tehlikeli bir teşebbüse sürüklemek isteyen Fransa ve İngilterenin sarfettikleri gayretlerin boşa gittiğini kaydeyle - mektedir. Giornale d'İtalia Yugoslavyanin mihvere ve İtalya tarafından ileri a- tılan Yugoslav - Macar paktı fikrine karşı tarzı hareketini değiştirmiyece- ğini yazmakta ve Budapeştede mü - sait bir şekilde karşılanan bu fikrin tahakkuk edeceğini ve mayısta bu paktın imza edileceğinden şüphe e - dilmediğini ilâve etmektedir. Paris gazetelerine göre Paris gazeteleri, İtalyan - Yugos- Echo lav görüşmeleri ile meşguldür. de Paris diyor ki: “Yugoslavyada zemini hazırlamak vazifesi İtalyaya verilmiştir. Hattâ merkezi Roma olmak üzere yeni bir Balkan antantı da mevzuubahs 01- maktadır. Ancak bu, herüz mevsim- siz gibi gözüküyor.” Figaro diyor ki: “İtalya hükümeti - sonra da Ber- lin hükümeti - bütün gayretlerini Yugoslavya üzerinde teksif — etmiş bulunuyor. Ancak şunu unutmamak lâzımdır. ki, İtalya Arnavutluğa ta- arruz etmeden birkaç gün eyvel Bel- grad hükümetine kati teminat ver- miş ve Arnavutluğa tecavüz edeceği haberlerini tekzip eylemişti. Bazı yüksek Yugoslav şahsiyetleri Arna- vutluğa yapılan taarruzun arifesinde şöyle diyorlardı: “Çirkin bir tarzda atlatıldık” bu şerait altında Venedik ve Berlinde yapılacak beyanatın kiy- metinden ne kadar şüphe edilse ye- ridir. Her ne olursa olsun bir harp çıkarsa, muhakkak olan bir şey varsa o da harp ordusu Fransa ve Fransız oldusu da Sırp ordusuna kar- şı yürütülemiyecektir. Öyle beşeri hakikatler vardır ki, lehlike,,W en iyi tertip edilmiş diplomatik -o- yunları bir saman parçası gibi süpü- rür ve götürür. İşte mihver devletle- ri bu hakikate karşt gelmek için uğ- raşıyorlar,” Hitler tarafından küçük devletle- re gönderilen sual listesini mevzuu- bahis eden Petit Paristen diyor ki: “Cermen korkusu karşısında her- kes biliyor ki, küçük devletlere dü- ü şen şey ihtiyat göstermektir ve hiç şüphesiz ki Hitlerin galibiyeti üzer- lerine çekmemek için bu devletler o- nun beklediği cevabı vereceklerdir. Bu, hakikaten çok kaba bir manev” radır. Hiç kimseyi aldatmaz.” Sual listesi için tefsirler Populaire gazetesi de vaziyeti şöy- le görüyor: “Hitler için işin kötülüğü şurada- dır ki, bu suallerin ve cevapların hiç bir kiymeti yoktur. Gözönünde tutu- lacak şey bu memleketlerin cebren kendilerinden alınan beyanat değil, filiyattır. Filhakika Holanda ve Bel- çika o kadar az korkuyarlar ki ihti- yatlarımı silâh altına çağırdılar ve hu- dutlarındâ tam bir müdafaa tertibatı aldılar. Isviçre hudutlarımdaki bütün köprülere ve yollara dinamitler yer- leştirdi. Romanya, Londradaki elçi- si vasıtasile Chamberlain'e Hitlerden bir ültimatom aldığını bildirdi ve binaenaleyh mühim müdafaa tedbir- lerine tevessül eylemiş olduğunu ha- ber verdi. Yunânistan 7 nisanda Ttal- yanın Korfoya bir !aarruzda buluna- cağından korktuğunu İngiltereye yaz dı. Iskandinavya leketleri bile milli müdafaa tahsisatlarnıı arttırdı- dir. Yüuğoslav Hariciye Nazırı, bir iki Jar, Baltik devletleri ise Moskova ile istişarelere başladılar.” Romen Hariciye Nazırının Temasları (Başı 1 incide) inde vermiş old mahrema- ne izahat esnasında bunun böyle ol- duğunu tasrih etmiş bulunduğunu yazmaktadır. Hudsonun müşahedelerine göre, Avrupanın küçük milletleri, Büyük Britanyanın silâhlanma sahasında henüz kâfi derecede terakki etmemiş olduğunu ve zengin Ingiliz sınıfları- nin her ne bahasına alursa olsun har- bin önüne geçmiye karar vermiş ol- dukları mütaleasını serdetmektedir- ler. Bundan başka küçük milletler, İngiltereye yapılmış olan harp leva- zımı siparişlerinin yerine getirilme- sindeki teessürden dolayı hayal in- kisarına uğramışlardır. Meselâ, Por- tekiz, iki sene evvel İngiltereye sipa- riş edilmiş olan tankları beklemek- tedir. Evening Standard, bundan başka, Hüdsonun Londraya avdet edeli iki hafta olduğu halde raporunu vermi- ye davet edilmemiş olmasını ve ken- disinin ne Chamberlain'i, ne de Lord Halifaksı görmemiş bulunmasını ga- rip görmektedir. Baldvinin nutku Toronti, 23 (A.A.) — Lord Baldyin bura üniversitesinde dün akşam söy- lediği bir nutukta demiştir ki- “Bir harp olursa medeniyet belki mahvolacaktır. Fakat nazilik menşe hudutları haricine çıkarsa medeniyet muhakkak mahvolacaktır. Her millet istediği rejimi kabul etmekte serbest tir. Bu onun kendi bileceği bir şey- dir. Fakat bu rejim başkalarına da cebrehn kabul ettirilmek istenildiği takdirde bu, bütün hür insanları alâ- kadar eder ve biz şimdi biliyoruz ki, böyle bir ihtimal karşısında her şe- ye hazir bulunuyoruz.” x * Londra, 23 (A.A.) — İngilterenin Berlin büyük elçisi olup 19 mart- tanberi Londrada bulunan ve vazife- si başına arıcak mayıs başında git- mesi müukarrer bulunan Henderson birdenbire bugün Berline gitmek ü- zere vapura binmiştir. Romanyadaki MACAR Ekalliyetleri Bükreş, 23 (A. A.) — Ro- manyadaki Macar ekalliyetleri hükümete bir muhtıra vererek aşağıdaki metalibatta bulun - muşlardır: “Macarların ekseriyet teşkil ettikleri mıntakalarda Macar İi- sanının kullanılması, Macarla - rın cemiyet teşkil edebilmeleri, Macar çiftçilerinin silâh kullan- maları.” Galatasaray Dün Vefayı 4-1 Yendi (Başı 6 ncıda) lar. Vefa kalecisinin — kurtarmasına & hü larını bi dılar. İkinci dakikada tekrar sağdan bir koörner kazandılar. Bunu da Vefalı- lar taca çıkararak uzaklaştırdılar. Vefalılar Sarı kırmızılıların taz - yiki altında ilk devredeki oyunlarını muhafaza ediyorlar. Galatasaray kı- sa paslarını bıraktığından daha rahat oynayabiliyorlar. Dördüncü dakikada Galatasaray muavininin gerilerden sol açığına ka- dar uzattığı pas üstüne Vefa müdafi- leri pek canlı çıkamadılar. Galata - saray sol açığı önünde kalan tek mü- dafii de kıvırarak önünü tamamen açtı. Kaleci ile karşı karşıya kaldığı sırada onu da ve çok çalımı ile şaşırt- tı. Ve soğuk kanlılıkla rahatça gü - zel bir gol yaptı. İkinci golden sonra Galatasaray- lılara tam bir emniyet geldi. Emni - yetin verdiği serin kanlılıkla — daha şuurlu oynuyorlardı. Halbuki Vefa - lıların asapları gerilmiş halde pasla- rını fena veriyorlardı. Bu vaziyetten istifade eden Ga - ylılar hücumlarını sıklaştır - dılar. 14 üncü dakikada: Ortadan hü - cum açan Galatasaray forvetleri ö - nünde Vefa muavinleri ve müdafile- ri aksadılar. Sağ iç Süleymanla be - raber Boduri topu düz bir hatta sü - rerek kaleye aktılar. Çekilen şut di- — 24-4-939. —— DÖRDÜNCÜ Harp Silâhı: Propaganda (Başı 1 incide) yapan milletin harp zamanın beklediği — meyvayı — toplamas mümkün olsun. Harp zamanınd?” ki prop d sulh d yapılan propagandanım bir devi dan ibaret olmalıdır. Dah# sulh zamanımdan İstilâ edilecek milletin psikolojisi hazırlanmış ol- malıdır. Gerek diplomatların gerek harp kumandanlarının buna ihtiyaçlar rı vardır. Bütün düşman ve bita- raf memleketlerde muavin prona- ganda büroları gayelerine uygua bir şekilde bütün propaganda va- sıtalarından gizlice istifade etme- lidirler: Radyo, sinema, casusluk, i ve hususi mü ler hep propaganda vasıtası olarak kulla- lmalhıdır. Bu propaganda sulh zamanında ne kadar kuvvetle ya- pılırsa, ordu hücumu başladığı za- man o kadar iyi meyva verir.” u nazariyeden mülhem olan Alman Propaganda Nezareti. dünyanın her tarafında geniş pro- paganda teşkilâtı vücude getirmiştir. Nezaretin, senevi bütçesi 500 milyon altın marktır. Bu paranın yarısı ÂAl- manya haricinde propaganda için sarfolunur. Almanyanın hariçte ma- aşlı 25 — 35 bin ajanı vardır. Bun- dan maada yabancı memleketlerde bulunan her Alman Propaganda Ne- zaretinin bir ajanı sayrılır. Hariçteki propaganda teşkilâtı her memleketin hususi şartlarını içti- maft bünyesini, ve muhtelif imkân- ları gözönünde buiundurarak faali- yetini ona göre tanzim eder: Belçi- kâada işçi arasında çalışır. Ingilterede diplomatları elde etmeyi tercih eder. Klüplerde, suvarelerde, ziyafetlerde faaliyet sarfeder. Fransada gazetele- rı satin alır. Alman propaganda teşkilâtı Islâm memleketlerle meşgul olmak üzere Berlinde'ayrıdca “Musllinanische Ge- meinschaft” adıyla bir şube tesis et- miştir. Bu şube bilhassa Yakın.Şark | memleketlerinde ve Araplar arasın- daki propaganda ile meşgül olur. Alman propaganda teşkilâtı, Pro- fesör Branse'nin tavsiye ettiği bütün vasıtalardan istifade eder: Râadyo, ki- tap, gazete, broşür ve saire.. Para sarfetmekten, gazele ve adam satın almaktan çekinmez. Bütün bu faaliyetler Berlinde ec- nebi propaganda teşkilâtinın başmm- da bulunan M. Bohle tarafından ida- re edilir. Alman propagandası gayet ilmi ve metodik bir şekilde idare edildiği i- çin her yerde büyük neticeler ver- miştir: Avusturya işgal edilmeden evvel propaganda ile fethedilmiş; Çe- koslovakya zaptedilmeden evvel pro- paganda sayesinde parçalanmıştı. Hulâsa Almanya bu yeni harp si- Jâhını muvaffakıyetle kullanmakta ve istilâ siyasetinin en büyük ve mü- essir silâhı olarak propagandadan is- tifade etmektedir. * Kıssadan hisse : Nereden gelirse gelsin, hariçten gelen propagandaya karşı uyanık bulunalım. Bizim olmıyan hiçbir fikre, hiçbir söze, hiçbir harekete ehemmiyet vermiyelim. Ruhumu- zun feth ve istilâ edilmesine mü- saade etmiyelim. reğe çarptı, geri döndü. Fakat Sü - leyman tekrar kaparak üstünden çek- ti. Galatasaraylılar bir korner da - ha kazandılar. Fakat — ortaladıkları zaman topu kybettiler. Galatasarayın dördüncü golü Oyunun nihayetine sekiz dakika kala ortadan gelen pası sağ açık Nec- det yakaladı. Sürerek kaleye yaklaş- tı. Kaleciyi çalımla şaşırttı. Ve sol a- yağı ile dördüncü golü yaptı. Maç bu netice ile 4 - 1 Galatasa- rayın lehine bitti. Şişli Halkevi Şampiyon Türkspor Kurumu İstanbul Vo - leybol Ajanlığı tarafından tertip e - dilen maçların sonuncusu dün Şişli Halkevi ile Fatih Halkevi arasında oynanmıştır. Neticede Şişli Halkevi güzel bir oyundan sonra Fatih Hal - kevine galip gelmiş ve ortaya konan ku?nyı kazanmıştır. ;

Bu sayıdan diğer sayfalar: