r e | ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 1400 Ki O 18ene O 2809 Kr. 7m " t Ay wo " “ww » ' SAY m0” 19 1Ay 300 | Milletlererası posta iftibedins gahil olmıyan memleketler için abone bedeli müddet sırasiyie 80, 16, A, 3,5 tiradır. Abone bedeli peşindir. Adres değiştirmek 28 kuruştur. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pal ilâvesi lizımdır. İ Yİ Yirminci Asrın Mühim Keşfi Çocuk Hyper asır büyük keşifler as- rıdır. Telsiz, radyo, otomobil, rontken ve saire gibi insanlığın içti- mai ve iktısadi hayatında büyük de- #işiklikler yapan mühim (keşiflerin çoğu asrımızın malıdır, Fakat yirminci asrın en mühim keşfi çocuktur. Her devirde çocuğun kıymeti ye ehemmiyeti az çok takdir edilmiştir. Fakat müstakbel vatan - daşın hayatı ve sıhhati meselesinin ferdi ve ailevi olduğu kadar milli bir mesele ve dava olduğu ancak yirmi asırda anlaşılmıştır. Yirminci asra) kadar çocuk yalnız ebeveyninin ev - lâdı idi, Çocuğun hayatından, sihha- tnden, istikbalinden mesul olan yal- nız ailesiydi, Halbuki yirminci asırda çocuğun yalnız anasının babasının değil, ayni zamanda cemiyetin ve milletin bir ferdi olduğu anlaşıldı. Ve ondan sonra ananın ve çocuğun sıhhat ve hayatını korumak için u - mumi ve milli müesseseler kurul » mağa başladı. , * Her keşif gibi, bu keşif de bize en sonra geldi. Bizde çocuğa o karşı €emiyetin mesuliyeti fikri (o ancak cümhuriyetten sonra başladı. O vakte kadar çocuk ailenin bile deki Allahım malıydı. Çocuğu karği Sİ Mükeseğ, ho. iirdi, Çocuğu Allah verir, Alİah alır” dı. Çocuk hastalanırsa, Allah öyle istediği Için hasta olurdu. Cümhurlyet devrinden sonra or taya hir çocuk meselesi çıktı. Bir ta- raftan hükümet, bir taraftan Çocük- ları Esirgeme Kurumu çocuğu Alla him elinden alarak cemiyete mal et meğe çalıştı, Memleketin her tarafın. da çocuğun ve ananın sıhhat ve ha - yatını koruyacak müesseseler tesisi- ne teşebbüs edildi. Mekteplere ehem- miyet verildi. Çocukla ailesi kadar hükümet de meşgul olmak mecbüri- yetini duydu. * Kabul ve itiraf etmek mecburi - yetindeyiz ki biz daha çocuk mesele- sinin başlangıcındayız, Daha çocuklarımızın doğumu, ö- Tümü hakkında kati rakamlara bile sahip değiliz. Çocuk vefiyatı nisbeti hakkındaki bilgimiz henüz tahmin - den ileri geçemiyor. Çocuklarımızın ve anaların sıhhatlerini ve canlarını korumak için aldığımız tedbirler ih- tiyacın binde biri bile değildir. Ne anaları doğururken ölümden kurtaracak kâfi hastanemiz, ne do - ğan çocuğu doğduktan sonra yaşata- cak milesseselerimiz yardır. Çocuğun ilk hakkı yaşamaktır. Biz ona henüz bu hakkını bile tama- men teminden âeiziz, Diğer hakları" nı sonraya birakabiliriz, fakat her şeyden evvel çocuğu yaşatmanın çâ- tesine bakmalıyız. * Türkiyenin en büyük derdi nüfus azlığıdır. Türk toprakları elli milyon nüfusa muhtaçtır. Balkan devletleri” nin topraklarına nisbetle nüfus nis - beti, bizimkine nazaran en az üç mis- li fazladır, Biz hiç olmazsa Balkan - lar derecesinde nüfus kesafetine va- rabilmek için elli milyona çıkmamız lâzımdır. Binaenaleyh çocuk davası bizim İçin hayati bir meseledir. Bizde do- Zum nisbeti az değildir. Fakat do- ğanları yaşatmak, onları sıhhatli bi- Ter vatandaş olarak yetiştirmek lâ - zımdır, Ve yarmki Türkiyenin refahı, İs“ tikbali, saadeti hep bu temele daya- TAN ugün, Çocuk Haftasının. ilk günüdür. Muharrir, bu münasebetle bütün çocuk analarını yakından alâkadar eden bir mevzuu ele alarak doğumdan sonraki ilk aylarda çocuk hıfzıssıhhasını izah ediyor : o Doğumdan © © Sonra Ik Aylarda Çocuk ıfzıssıhhası ügünkü mevzuvmuz, yeni B doğan ve ilk çağlardaki çocukların hıfzışsıhhasına dairdir. Bütün genç analara ve bütün müs- takbel validelere hitab eden bu makalemiz nüfus teksiriyle gür - büz, canlı ve sıhhatli bir nesil ye- tiştirme meselesiyle şidetle alâ- kadar olduğundan ayni zamanda bütün yuridaşlara da şamil bir mevzudur. Çocuk bakımı, çocuk hufzıssıh- hası meselesi ile daha birçok asır evvel milletler alâkadar olmuşlar- dır. (Sevül Dö Sent Mart) ın bu- gün artık tamamen âsarı atikadan sayılabilecek olan çok eski bir ki- tabında çocukların nasıl meme e- meceklerine aid yazılar mevcut olduğu görülmüştür. Fakat çocuk bakımı Peuricul- ture tâbirinin 1843 tarihinde yani takriben yüz sene evvel Garon ta- rafından ilk defa olarak kullanıl - dığım görüyoruz. Garo'nun ilk yaştaki çocukların halzıssıhhası ile alâkadar olan neşriyatı vesair ya- zıları ve konferansları 6 zaman umumiyetle her tarafta tam bir Yâkaydlık ve hattâ İstihfaf ile kar- şilanmıştı. Ancak Fransanın büyük profesörlerinden Dr. Pilnar haiz olduğu bütün nüfuz ve salâhiyeti - ni kullanarak ve uzun zaman mu- annidane ve büyük bir gayretle uğraşmaşı neticesinde (Garon) un puerimilimre yani çocuk bakımı m e bir ilim: halinde yerleşebildi. E edeceği miz birinci yaşın hulzıssıhhası ile değil umumiyetle çocukların ta şebabet yaşlarına kadar bedeni, fikri, ahlâki ve içtimai vaziyetle- riyle de meşgul olunması icap o - den bir tez müdafaa ediyordu. Bunlar arasında bilhassa :nektep hıfzıssıhhası büyük bir mevki iş- gal etmekte idi. Hattâ çocuk doğ- madan evvel ve çocuğun ana rah- mine düştüğü dakikalarla yani il kah ve hami meseleleriyle de alâ- kadar olmakta idi. işte bu saye- dedir ki bu gün artık çocuk bakı mi her tarafta yalnız sıhhi ve tıb- bi değil ayni zamanda mühim ve büyük bir içtimai mesele olarak telâkki edilmektedir. Biz burada bütün bu şümullü meseleleri bir- den ha'ledecek değiliz. Bizim bugünkü mevzuumuz Jo ğumdan sonra ve doğumu müten- kib ilk aylarda yavrunun sihhi ve tıbbi vaziyetlerine ve hastalıkları- na temas etmektedir. Doktor (Markanlın çok doğru olarak söylediği gibi (lik çeğların hıfzıssıhhası tibbi e agri beşiğidir.) Eğer çocuklara w labilecek (sıhhi durumlar ve has- talıklar hakkında hiç bir fikrimiz yaksa çocuk (hıfzıssıhhasına aid esasları bilmek hem Lo de- ül hem de eldden faydasızdır. O halde bir çocuğun ilk çağla- rı tabiriye neyi kasdediyoruz? ve çocuklar yaşlarına göre kaç devr?” ye ayrılırlar? 5 “ik yaşlar tabiriyle doğum- I dan itibaren ilk dişlerin yani süt dişlerinin çıkmasının bi- tamı olan iki buçuk yaşına kadar olan devri anlarız. Bu devre de ikiye ayrılır. Biri- si yeni doğan çoçuk devresi ki ba- zı müelliflere i ziyade Yen: doğan çocuklar daha doğum ile #lâkalı olan hastalıklara maruzdurlar. intanlar bu wetlerdir. İkinci devrede biraz ev- Dr. İbrahim Yazan ? see Zati Öget (Çocuk Esirgeme Kurumu İstanbul Merkez Heyeti Azasından) vel söylediğimiz gibi süt dişlerinin ikmali müddeti olan iki buçuk yaş tır. Bundan sonra ikinci çocukluk veyahud orta çocukluk gelir ki iki buçuk yaşından yedi yaşına kadar olan devredir. Bu devre de süt diş- lerinin ikmali ile daimi dişlerin çıkmaya başlaması arasındaki de virdir. Bu devirde çocuklar hariç- le en çok temas devrindedirler, Sokağa çıkar, diğer çocuklarin te- mas eder. Bilhassa ana ve yuva si- mıflarında bu temas her günlük bir iştir. Bu devirde çocuk her şeye temas ettiği için fransizca Tâye gul touche âtout derler, güzel bir Siiree )eaaaeeeeakaasaşsanansanaaaaasasaeaesisesee eeeeeeaea eeeei tâbirdir. Işte bu devrede birçok hastalıklar bilhassa sari ve dökün- tülü hastalıklar (meselâ kızıl, kır zamık, difteri yani kuşpalazı, boğ- maca, kabakulak vesire gibi) ve diğer bütün intani hastalıklar gö- rülür, Bundan sonra büyük çocuklar devri gelir. 6 - 7 yaşından şebabet devrine kadar bu da 12 - 13 - 14, 15 yaşlardır. Bu devrede küçük kız, genç kız küçük oğlan da artık ; delikanlı olmuştur. Biz ikinci ve üçüncü çocukluk devirlerini bir tarafa bırakarak şimdilik birinci çocukluk devrile birinci çocuğun ÇOCUK VECİZELERİ Çocuk, canlanmış bir neşe veya neşeden yaratılmış bir candır. * Çocuk, bahtiyar yuvalar için yeni bir svat vesilesi, yok- sul aileler için de kuvvetli bir çalışma âmili ve tükenmez bir teselli kaynağıdır. * Kadına hürmet gibi çocuğa muhabbet de, medeni cemi- yetlerin bariz vasıflarından birini teşkil eder. * Aşk ihtiyarlar; zenginlik zeval bulur; sıhhat harap olur... Yalnız evlât sevgisidir ki hayatımızın sonuna kadar bizi bu fani dünyaya bağlıyan en tatlı bir rabıta olarak kalır. * Şefkatli ana ve babalar, çocuklarının gözlerinde kendi yüreklerinin aksini görürler. * Çocuk, bir milletin müşterek malıdır. Onun selâmet ve sıhhatinden yalnız ana ve babası değil, cemiyetin bütün içtimai ve idari mekanizmaları derece derece mesuldür. * Çocuk, ana ve babayı birbirine bağlıyan kuvetli bir zin- cirdir ki, demiri şefkat ve muhabbetten yuğurulmuştar. * Yalanların, hilelerin, kahpeliklerin mahşeri olan bu allâk dünyadan iğrendiğiniz zaman, çocuğunuzun masum göz“ lerine bakınız: Kalbinizin pas tutan elemlerinin, bakir bir kaynağın berrak sularile yıkanıp temizlenmesinden doğan bir ferahlık hissedersiniz. Agâh İzzet YAZGAÇ hıfzıssıhhasiyle ve hastalıklariyle meşgul olacağız. Profesör Şari işer der ki: Yeni doğan bir çocuk bir kaç hafta müddetle tamamile anesinin uzviyetinden kopmuş bir parça ha- lindedir. Ayrı bir şahsiyeti belir- memiştir. Ensicesi kat'i olarak te- halüf etmemiştir. Gerçi şüphesiz onun kendisine mahsus bir cümlei asabiyesi vardır. Fakat cümlei a- sabiye reaksiyonları hiç gibidir. Doğumu müteakib çocuk adetâ kör ve sağırdır. Dimağındaki telâ- fi£ yani girinti ve çıkıntılar hiç bir faaliyet merkezi halinde değildir. Onun bütün mevcudiyeti hazım cihazında tekâsüf etmiştir. Hazım vazifesi. Ö da yalnız sütü hazmet- miye mahsus bir hazım faaliyeti görülür. Rahimde dokuz ay yaşı- yan çocuk anesinin damarından ge len kanla beslendiği gibi hariçte de ancak yine arasının sülyle ge- çinebilecek bir haldedir. Ve bu a- na sütiyle geçinme müddeti de yi- ne lâakal dokuz aydir... Annesi tarafından verilen sütten başka şeylerle beslenmeğe kalkışıldığı zaman meydana gelen sıhhi bozuk lukları ve ârızaları hep biliriz. Ger çi gıdalar ile vitaminler esas Ü- zerine küçüklere daha bir iki ay- lık iken öteberi verilmekte ise de bunların hiç birisinin normal bir ana tütlyle mukayesesi bile ya- pılamaz. Anne sütünün çocuğun neşvüneması üzerine, bulaşık ve intani hastalıklara karşı temin'et- tiği büyük muakvemet üzerine, ve nihayet çocuğun seciyesi üzerine olan tesirleri her şeye rağmen as- la inkâr edilemez. Yeni doğan bir yavrunun bes - lenmesi onun neşvüneması ve her suretle büyümesi ile çuk alâkadar- dır. Büyüme meselesi gıdaların çocuk tarafından Jâyıkile temsil edilmesi ile mümkün olur. Bakı. nız normal bir şekilde beslenen bir çocuğun büyüme tablosunu size yazıyorum. İsterseniz not ediniz. Evlerinizde iki yaşına kadar olan çocuklarınz varsa sizin iyi bir mukayese olur. Doğumda vasati olarak bir ço- cuk 3 kilo 250 gramdır. Boyu 49 santimetredir. Dört gün sonra ba- örrsaklarındaki mekoniyum ziya- su — BiFEmuşer; angan uolüyT Kilosu Iki kilo 500 gram oluyor. Boyü 80. santimetre. On gün sonra tekrar 4250 gramı buluyor. Boyu 52 san- timetre, bir ay sonra 3750 gram, boyu 55 santimetre, İki ay sonre kilo 4500 gram, boyu 58 santimet- re, Üç ay sonra 5 kilo 250 gram, Buyu 60 s., Dörtay sonra 6 Ki, boyu 63 s., Beş ay sonra 85 Kİ. Boyu 63 &, Altı ay sonra 7 K. 200 gram, boyu 64 8., Yedi ay sonra 7 K. 650 gram,, boyu 65 $., Sekiz ay sonra 8 KI. boyu 66 s., Dokuz ay sonra 8 Ki, 250 gram, boyu 67 8. On ay sonra 8 buçuk kilo, boyu 68 s., On bir ay sonra 8 K., 750 gram, boyu 60 s., Bir yaşmda ise 9 KI boyuda 70 santimetredir. Iki yaşında iken ise 12 Kilo ola- cuk boyu da 80 santimetreyi bu - lacaktır. u tabloya dikkat etmiş iseniz ilk aylarda kilo artması da- ha sonraki aylara nazaran daha fazladır. Doğumdaki kiloya naza- ran dört ayı ikmal etmiş bulunan çocuk iki misli oluyor, Halbuki bir yaşında ise ancak üç misli artmış bulunuyor. Iki yaşında olduğu za man boy ve kilo itibariyle doğuma nazaran dört misli artmış bulun- mak icab ediyor, Sonra düşünmeli ki çocuk bu neşvünemayı aldığı zamanlar zarfında muhtelif yollar- la vücudundan mütemadi bir su - rette sarfiyat ve zayiat vuku bulu- yor. Ve bunları da ayni zamanda tamir ve tazmin etmiş bulunuyor. Bu sarfiyat nelerdir? Evvolâ ço - cuk idrar eder, Hem de çocuklar çok idrar ederler, Bu suretle vü- cudünden su ve madeni emlâh kaybeder. Mevaddı garta ile de z0- yiat vaki olur. Uruumiyetle çocuk» ların mevaddı galtasında hazmo - lunmamış mevaddı gıdaiye bikası goktur. Bundan sonra Şarl Rişe DİN meşhur (Satıh kanunu) muci- bince cildimizden mütemadi nara- ret zayiatı vuku bulur, O suretle ki bu satıh kiloya nazaran fazla İse şahıs çabuk üşür, soğuk slir. Bu hesapça zayıf bir çocuğun cild sathı toplu bir çocuğun cild sathı- na nazaran daha fazla olacağından (Arkası 8 incide) va sun. Başını kitaplarına eğmiş, malâ- lekete hizmet etmek için kafanı nur- de, sonsuz bir deniz, sön bu denizde. gemini yürütmek için kaplan olmağa pıyoruz. Beşiğe düştüğün dakikadan, na lâzım olan inkişaf ri, yetim evleri, mektep, oyun yeri, kütüpha den geleni esirgemiyoruz. Jistiklâli, bu toprağı müdafaa için NIZ Yarınki Çocuk Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel i ugün çember çeviriyorsun. Be- şiğinde mışıl mışıl uyuyor - matını genişletecek, yarın bu mem - latacak ışık arıyorsun. Hayat önün- çalışıyorsun. i Biz de senin için neler, neler ya- denize açılacağın dakikaya kadar sa- imkânlarını vermek için süthaneler, bakım evle. hulüsa vücudünü ve ka fanı işler hale getirmek için elimiz- Sen istikbalsin. Sana emniyetli bir istikbal temin etmek için bütün medeniyet faaliyettedir. Kültür se - nin için, iktisadi tekâmül senin için, içtimai kalkınmalar senin İçin. Top- rağa sürdüğümüz kazmadan tut da, mermeri yontup heykel yapışımıza kadar her şey senin İçin. Sana cen - net bir vatan, medeni seviyesi yük - sek bir dünya, birbirine el vererek yükselmiş bir insanlık birakmak i çin geceli gündüzlü (o didiniyoruz. Teşkilâtlar yapıyor, ciltlerle | kitap lar yazıyoruz, Seni keşfettiğimiz i- çin ne memnunuz, Geçen asırlarda #en, — toptakta büyüyen bi? nebattın. Biz cemiyetin nüvesi sen olduğunu keşfettik. Seni yaşatmak, yaratıcı insan yapmak i- çin, İlim, fen, içtimai bütün kuvvete ler faaliyete geçti. Sen bu teşkilâtla ra baktığın, bu kitapları okuduğun zaman kendine güvenin artıyor. Ar- tık bu yapılanlar istikbali ifade etti. #i için, hastalığın toprakta, emniyet | ve sandetin ebediyen meyva verece- ğine inanıyorsun. Fakat biz top, tüfek, bomba tay- yaresi, zehirli gaz, insanları kül hâ- Binde öldürecek, bütün bu senin için yaptıklarımızı bir anda tahrip ede » cek çeşit çeşit ölüm vasıtaları da i- “ediyoruz. Bunları hedefine sikti. ğımız zaman senim başını da deliyo- ruz, Sana, bunu da senin için yaptığı" mızı söylerler, İnanma... o Dünyayı cennet yapmak için yıkmak değil, kurmak lâzım: 5 Birisinin büyümesi, genişlemesi için, ötekini öldürmesi insanların tekümüle verdiği seyir. Sen bu seyri değiştireceksin. ç Bizim asırlardanberi insanlığa he- diye edemediğimiz ebedi sulhü, sen daha bir iki badirede başını deldik - ten sonra hediye edebilirsen, no | mutlu... Biz, sevgili büyüklerin, ve İnsan kardeşlerin şimdilik insanlığın bü - yük bir yıkımına hazırlanıyoruz, Fa- kat sen, bu toprakta büyüyen 23 ni- sanın çocuğu, acı ve azap çekecek - sen, hakikaten senin için kazanılan azap çekeceksin, Yarı kurtarmak için bu, boynunun borcudur. Bilecikte Posta Islahatı Bilecik (TAN) — Buraya Ankara cihetinden gelen posta çantalarının Eskişehirde 7.8 saat kaldıktan sonra Diyarbakır trenile getirilmesi, An- kara cihetine gönderilecek postaların dn ayni çekilde nakli, buradan İstan bula gönderilecek posta çantalarının «evvelâ Eskişehire , gönderilmesi ve oradan Ankara trenile Istanbula yol Yanılması! usulü terkedilmiştir. Pos” tü müdürlüğümüz, her Ankara ve | Diyarbakır trenile ve Istanbul ile günde iki defa posta irtibatı temi- nine muvaffak olmuştur. ; Buraya yakın olan Yenişehire de Karuköy — Bursa tarikile sevkolu- nan posta çantalarının doğrudan doğ ruya Bilecikten sevkedilmesi için teşebbüslere girişilmiştir. : a Çocuk Bayramı Bugün 23 Nisan minimini yay. ruların dağıtacakları © rozetleri kabul ediniz, bunun varlığı fe kimsesiz yoksul yavruların sağ - lığına bakılacaktır.