9 Nisan 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

9 Nisan 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Gündelik Gazete silimi TAN'ın hedefi: Maber- de, fikirde, herşeyde temiz, dürüst, samimi olmak, karlin gazetesi elmiya çalışmaktır. ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 1 Sene (o 2300 Kr. GAy is, 3 Ay 800 ,, 1 Ay 300 ,, 1400 Kr, 150 , 400 150 » Milletleraram posta İttihadına dahi) olmıyan memleketler İçin #bone bedeli müddet sırsşiyle 80, 16, 9, 3,5 liradır. Abone bedeli peşindir: Adres değiştirmek 25 (kuruştur Cevap için mektuplar 10 kuruş” luk pul iüvesi Mizımdır. Almanyalİle İtalya Dünyayı Yeniden Paylaşıyorlar B erlin - Roma mihveri teşekkül ettiği zaman © Almanyada İtalya da henüz zayıftılar. Rüyaları kısa, hırsları mahduttu, Fakat ze manla büyüdüler ve kuvvetlendiler. İtalya Habeşistanı, Almanya Avus- turya ve Orta Avrupayı aldi. Büyü- dükçe rüya ve hırsları da büyüdü. Zaten Berlin - Roma mihverinden İtalya fazla bir şey kazanmış değil- di. Elde ettiği toprakları işlenmemiş bir Afrika ülkesine mukabil, Alman- ya Avrupaya hâkim olmuştu. İtalya bundan memnun değildi. Fakat İtalyayı elden kaçırmak Al- manyanın da işine gelmiyordu. Onu da memnun etmek İâzımdı. Bu ihti. yaç Berlin « Roma mihverini, dünya- yı kendi aralarında yeniden paylaş- mağa sevketti, Bu cümleden olarak bundan bir iki hafta evvel Hitlerin. İtalyanın Berlin sefiri Sinyor Attoliko vasıta- siyle Musseliniye yeni bir teklif gün- diğini haber veriyorlar, Bu teklife bir de dünya haritası taptedilmiştir, Bu hari m dünyanın iki totaliter devlet araşındyozapa! enkeim edilece. Hitler İtalyı Arnavutluğu, Yu- nanistanı, Suri, Filistini, Mesir | ve Tunusu ve icap ederse Korsika; Savua, ve Fransız Riviyerasım ter» TAN Bugün, Türk sanatkâr Koca Sinanın 351 inci ölüm yıldönümüdür. M. Turhan Tan'ın bu yazısında, Mimar Sinanın hayatını, eserlerini, sanat dehâsını okuyacaksınız : Büyük Türk Sanatkârı Koca Sınan sw Yazdns az M. Turhan TAN |. ...... Şi di, eski esadüfün hayatta oynadığı rol, inahılmıyacak kadar o büyüktür. Eğer Argos'lu bir kadının attığı kiremit Pyrrhus'ü öldürmesey- i Romanın bir kaç büyük hezimet daha geçirmesi muhakkaktı, Bir çoban araya girip te yardımcı orduyu çıkmazlara sokmasaydı, Va- terlu'da Velingtonun diz çekeceğinde, Napoyonun da daha bir müddet har vurup harman savuracağında şüphe yoktu. Mimar Sinanı da eşsiz bir dâhi olarak dürya sanat âlemine ve öl mezler cennetine sokan bir tesadüftür. O, Kayserinin adı sanı belir- siz bir köyünde doğmuştu. Ebedi bir meçhul olan babasiyle onun gi- bi meçhul yaşayıp, meçhul ölmüş olan dedesi, büyük dedesi ve bütün soyu sopu gibi Sinan da köyünün korusiyle deresi arasında sürünüp heder olacaktı. Fakat Yavuz Sultan Selimin, yalnız Rumeli vilâyetle- rine münhasır bulunan devşirme usulünü Anadoluya da teşmil ettir. mesi üzerine Sinanin yıldızı bir köy kulübesinde yetim ve mahpus ya- şamaktan kurtuldu, uçsuz bucaksız bir ufukfa pırıldamak imkânını buldu. Bizzat Sinan, Yavuz Seli- min devşirmelerinden olduğunu şu beyitlerde — mânldar bir li- san ile — İfade eder: Anın devşirmesiyim ben kemine Acep lütfeylemiştir ben hazin'e İdip rahlet kodu bağı cihanı Gülistani cinan ola mekâne pr Sinan acemi oğlanlar kış- lasına verilseydi ve oradan da muharip ortalara naklolunsay- dı, yine dehasıns açığa vuramaz- dı. İkinci bir tesadüf kendisini at meydanındaki saraya düşürdü ve bina işlerile meşgul olmasına im- kân verdi. Bununla beraber o, A ye, Mısıra, Macaristana, Avustur- yaya, İtalyaya gitmekte gördü. Çünkü bir kısmı ikişer, üçer kere vukua gelen bu gidişlerde Sinan ketmektedir, Almanyanın plânına göre, İtalya münhasıran bir Akdeniz devleti olarak kuvvetlenecek, buna mukabil Almanya Avrupaya hâkim olacak- tır. Almanya Karadenize kadar bü tün Tuna o memleketlerini alarak Sovyet Ukraynasına kadar uzana- caktır, o Macaristanı vasal bir dev- let olarak kullanacak, Romanyadan Transilvanyayı © alarak geri kalan kısmını iktisadi kontrolu altına ala- caktır, o Almanyanın Şarkta muvaf-| fak olabilmesi için Polonyanın her) taraftan tamamen çevrilmiş olması lâzundır, Bunun için de Almanya koridoru alacak ve sonra Litvanya, Letonya, ve Estonyayı alarak bütün Baltık Denizine hâkim olacaktır, Almanya Şarkta bü programını ta mamladıktan sonra Garba dönecek, Isviçre, Belçika, Danimarka ve Hol- landayı himâyesi altına alacaktır. Bu suretle Avrupaya hâkim olduk- tan sonra, Fransa ve İngiltereye hü- cum sırası gelecektir, Hitler bu rüyası hakikat sahası: Da çıkaracak mıdır? Bilmiyoruz. Fakat Mussolini anlaşılan, progra- mın derhal tatbikine başlamış olmak İçin Arnavutluğu işgale teşebbüs et- miştir, Malyanın o Yugoslavyada (o güzü yoktur, Zaten Yugoslavyaya o Adri- Yatik denizindeki hukukuna rinyet edeceğine dair teminat ta vermiştir. Fakat İtalyanın o Arnavutluğu işgal sitikten sonra, Yunanistana sarkma "1, Arnavutluktan Yunanistana bıra» kılmış olan bazı toprakları vesi tihaz ederek (Korent) e inmek iste" mesi mümkün ve varittir. Totnliter — devletler için durmak Yoktur, Onlar ancak maceradan ma. eeraya atılmak suretile yaşıyabilir. ler, Tunusu alamıyacağına kansat getiren İtalya, daha kolay elde ede bileceği muvaffakıyetler peşindedir. Bu yolda önüne ilk çıkacak olan memleket Yunanistandır, Fakat şimdilik Arnavutluk İtalya- Ya biraz pahalıya malolacağa benzi- yor, Arap, Acem, Selçuk, Roma, Yu - nan, Lâtin mimari üslüplarını ve bu üslüplar arasındaki uzak, ya kın karabetleri tetkik etmek İm- künini bulmuş, en kuvvetli üstat- lardan ders alan bir şakirt inki - şafiyle mimarlık fenni üzerinde büyük bilgiler toplamıştı. Dehası derede derece olgunla « şan ve kafa tasının içinde bir bilgi hazinesi tekevvün etmeğe başlı - yan Sinan, o asırdaki medeni dün- yanın mimari eserleriden bir ço- ğunu görmüş, kendince esaslı fi- kirler edinmiş ve bu fikirlere da- yanan yepyeni projeler için dimağ hüceyrelerinde yerler hazırlamış olduğu halde henüz bir yeniçeri neleriydi. Lâkin bu durumundan; Olup yeniçeri çektim cefayı Piyade eyledim nice gozayı Yolumla, sanatimle, hizmetimle Dahi akran içinde gayretimle Durüştum ta ki, tıfliyyet çağından Yetiştim Hacı Bektaş ocağından Diyecek kadar memnundu. müf- tehirdi. ihayet son bir tesadüf onun dehasını meçhuller âlemin- den küldirp meşhurlar dünyası- na getirdi. Bu vâkıâ, 1585 de ve Van kalesi önünde cereyan etti Orada Lütfi Paşanın idare ettiği seferber bir Türk ordusu vardı. Paşa, gölün öbür yakasına adam- lr geçirmek, keşifler yaptırmak istiyordu. Bu iş için tabiatiyle ge- miye ihtiyaç görülüyordu. Sina - nın yapı işlerine karşı gösterdiği derin ve verimli alâkayı bilenler, onun gemi de yapabileceğini ha - ber verdiklerinden Lütfi Paşa kendisini huzuruna çağırttı, “Ge- miler binasına mukeyyet ol,, em- rini verdi ve genç Sinan, istenik diğinden daha #4 gemiler yap - makla hünerini, o gemilerin biri- ne binerek ve (ikisini de ardına takarak gölün öbür yakasına git- mekle, lâzım gelen keşfi yapıp dönmekle de askeri ehliyetini is- Sinanın en meşhur eserlerinden: Edirnedeki Selimiye camii pat ettiğinden subaşı, biraz sonra da baseki oldu. Artık Sinanın adı bütün ordu- ya yayılmıştı, Lütfi Paşa ise, onu hiç unutmuyordu. e Nitekim Van dönüşünde ve sadrazam Ayss Pa- ganın vefatında, birinci vezirlik kendisine verilince (İlk fırsattan istifade etti, Acem Alinin vefatile açilan hassa mimarlığı için onu padişaha tavsiye etmek kadirşi - naslığını gösterdi. Sinan, mimarlığa ruhi bir sevgi ile bağlıydı. Fakat yeniçeriliği de sevmekten ve: Padişahın kadimi çakeriyiz Köle hıfzetmenin dahi eriyiz. Kuluyuz eskiden, yeniçeriyiz Yanan od'a (ateşe) girer semen- deriyiz, Diye övünmekten geri kalmı - yordu. Bununla beraber padişahça hassa mimarı yapılmak istendiği kendisine yeniçeri ağası tarafın- dan haber verildiği zaman bu lüt- fu şükranla, sevinçle kabul etti, ordudan Saraya geçti ve ölümü- ne kadar tam ölli dört sene o hiz- mette kaldı. imar o Sinan, Türk mimari tarihinde klâsik devir diye ayrılan ve 1500 yılından o (1610) yılına kadar devam eden bir sa- nat devresinin en seçkin üstatla. rındandır. Bu devrede mimar Ke- mealettin, Hayrettin ve Sinan ta - rafından kurulmuş üç mektep var- dır ve en çok eser bırakan, üstat yetiştiren mektep te, Sinanınki - dir, Sinan, yarım asır süren sanat hayatı içinde 81 cami, 51 mescit, 55 medrese, 26 darülkurra', 17 imaret, iki darüşşifa, yedi su ke meri, sekiz köprü, 18 kervansa - ray, 6 mahzen, 33 saray, 35 ba- mam, 17 türbe, sebil vesaire yap- mıştır. Süleymaniye, Şehzade, E- ede Sultan Selim, İstanbulda Rüstem Paşa camileri, hiç bir mi- mara nasip olmıyan bu “Külliya- tin, en meşhürlarındandır. Avru- palılar, Amerikalılar onun eserle- rino asırlardanberi parmak ısırıp durmaktadırlar. 1557 — 1561 yıl ları arasında İstanbulda bulunan Alman sanatkârlarından Melehlor Sorichs, İstanbulu tasvir için yap- tığı karakalem uzun bir tabloda bilhassa mimar Sinanın âbidele- rini canlandırmıya ihtimam gös- termişti, M imar Sinanin eserleri kadar şakirtleri de O kıymetlidir. On altıncı asrın ikinci ve on ye » dine asrın * birinci yarısı içinde şöhret alan Horoz Memi, Mehmet, Sıvasta Du Sene Yapılacak İşler Sıvas (TAN) — Umumi Meclis bu devre içtimalarını bitirmiştir. Bütçe 750 bin lira olarak kabul edilmiştir. Bu sene içinde ezeümle yeni mek- tepler yapılacak, Suşehrinde pamuk ekimi tecrübelerine devam edilecek, kadroya iki ziraat fen memuru daha alınacak, iki sıfat istasyonu daba a. çılacaktır. Bu maksatla lâzım gelen tahsisat konulmuştur. Daimi encümen âzalığına Kâmil Kitapçı, Şakir Numa, Tahir Divrik, Ali Durgun seçilmişlerdir. ine Kütahyada Belediye İçtimaları Kütahya (TAN) — Burada ve mül- hakatta belediye meclisleri, nisan devresi içtimalarına başlamışlardır. Davut, Yusuf, Dalgıç Ahmet Ça- | vuş gibi büyük mimarlar hep on- dan feyiz alan sanatkârlardır. On- lardan mimar Yusuf ağa, Babür Hanın dayeti üzerine Hindistana gitmiş ve orada Dehli, Ağra, Lâ- hur ve Keşmir kalelerile bir çok türbeler ve saraylar inşa etmişti. Mimar Sinan, bir asırdan fazla yaşadı ve 1588 de öldü. Kendi a- dını ti #yan mütevazı bir sebilin ki O türbeciğe gömüldü. ağzından hayatını dinleyip yazmış olan şâir ve nakkaş Mus- tafa Sâi, onun türbesi duvarına da şü tarih manzumesini yazdı: Ey eden bir, iki gün dünya sara yında mekân Cağı asayiş değildir deme mfilki » cihan Han Süleymanın olup mimarı bu merdi güzin Yaptı bir cami, verir Firdevsi Â- lâdan nişan Emri şahiyle kılıp su yollarına ihtimam Hizrolup âbı hayatı âleme kıldı revan Çekmece cisrine bir takı muallâ çektiğim Aynidir ayinei devranda şekli keh- keşan Kıldı dört yüzden ziyade mescidi âli bina Yaptı seksen yerde cami bu azizi kâr - dan Yüzden artık ömr sürdü âkıbet kıldı vefat Yattığı yeri hüda kılsın anın ba gı cinan | Rıhletinin sâlyi dâi dedi Giçdi ni, bu demde cihandan piri mi'maran Sinan Kanaatimiz şudur: Türkler, sa. nat tarihi bakımından mimar Si. nana çok şey borçludurlar, Lâkin mimar Sinan da bütün dehasını Türk harsındaki kuvvete ve Türk ordusiyle — zafer hâleleri için - de — yarı cihanı gezebilmiş ol masına borçludur. ————— m. Kütahyada İçme Suyu Kütahya (TAN) — Ankaradan ge-! len bir heyet, şehrimizden de bir kaç! Aza alarak, yeni İçme Suyu tesisatı- nın muvakkat kabulü muaraelesini! yapmıştır. Böylece su tesisatı bele- diyeye geçmiştir. Kat'i kabul mua- melesi bir sene sonra yapılacaktır. Her istiyen ev ve müesseseye su verilmesi için lâzım gelen malzeme belediyece sipariş olunmuştur. Bun- ların iki aya kadar geleceği tahmin edilmektedir. e Ev Kiraları Pahalı Gemlik, (TAN) — Suni ipek fab- rikasının inşasından sonra .süfusu günden güne artan Gemlikteki »v ki- raları nisbetsiz derecede yükselmiş- tir. Evvelce 2 — 3 liraya verilen ev« lerin Kırası 10-15 liraya çıkmıştır. İrum ktlçük milletler, RI) Küçük Milletlerin Yaşama İmkânı Kalmadı Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel E mperyalizmin o şimdiye kadar yaptığı tekâmülde, büyük İm- paratorlukların — alabildiğine büyü- mesine mâni olan bir kuvvetler mu- vazenesi vardı, Büyük devletler bir. birlerinin menfaatlerine zıt olarak inkişaf (o ettikleri için, birbirlerinin büyümesini kendileri kontrol eder- ler, muvazeneyi tutabilmek için ara yerdeki küçük letleri terazinin gözünde muvazene temin eden dir- bemler mukabilinde kullanır, mülki #amamiyetlerini o muhafaza ederler. di, Osmanlı İmparatorluğunun taksi- minde de, emperyalist (Rusya ile, emperyalist İngilterenin menfaatle- ri çarpışmıştır. Bu misali bütün dün- ya mikyasında büyütürsek, © büyük Imparatorlukl, , küçük milletlere gösterdiği müsumahanın sebebini an- lıyabiliriz. 1914 ten bugüne kadar emperyas lizmin yaptığı tekâmülde, eski kuv- vetler muvazenesi bozuldu, Emper- yalist Rusya sahadan çel milletlerin milliyet ve aşkla. rı, demokrasi cereyanlari, emperya- lizme karşı nefret duyguları, millet- lerle devletler arasında bir boşluk yaptı. Büyük İmparatorlukların bir kısmı artık doymuş, yeni istilâ he- veslerine kapılarını kapamıştı. Harp- ten mağlüp çıkan, veya doymıyan milletler, emperyalist bir dünya için. de bir taraftan dahildeki huzursuz- luğu suslurmak, bir taraftan demok- rasilerin girdiği çıkmazdan istifade etmek emeliyle büyük istilâ harple- rine giriştiler, Harpten mağlüp çı- kanların dünyayı yeniden paylaş. mak siyasetleri karşısında demokra- silerin bir türlü kuvvetlerinde mus vazecne yapamaması, gireceği bu İ harpten elde”edeğeği faydaları, kay. bedeceklerile | ölçememesinden ileri geliyor. 5 Demokrisilerin düşündüğü te. virde, yahut hazırlandığı bu devir. de, küçük milletler, bugünkü muva- zeneyi temin için, safra gibi müte- madiyen atıldılar, Küçük mille'işrin mülki tâmamiyetlerini temin eden mütrahedeler, emniyet tedbirleri, bey. nelmilel hukuk, milletler cemiyeti. »in kefaleti gibi taahhütler, artık emperyalizmin bu safhasında, evrak hazinelerine nakledilecek birer to mar kâğıt haline geldiler, Biz küçük milletler, bu badireden ister mağlüp, İster galip ne şekilde çıkarsak çıkalım, yarın için alacağı- miz bir ders var, Bu dersi daha ey- vel almamız lâzımdı. Bugünkü bü. yük kuvvetlerin karşısında tek tay- yaresiz, bir milyonluk o Arnavutluk değil, mühim teçhizatı, mükemmel orduları olan milletler bile devrilir. ken, alacağımız'ders şuydu. Küçük milletler konfederasyonu... Bunu ya- pamadık.... Şimdi önümüzde hangi âkıbet bekliyor, Bilmiyoruz. Fakat önümüzde £ bizi bekliyeh ne olursa olsun, bugün tek millet olarak yapa- cağımız iş istiklâlimizi muhafaza ve müdafaadır, Küçük milletlerin yaşama imkânı kalmamıştır, Bugünkü seyir, dünya- yı ve medeniyetleri tamamiyle haş- İka bir kaba dökecek olan seyirdir. bu muazzam heyülünm karşısında, büyük devletlerin yardımından mah. büyük nüfus kütleleri birleşmedikçe mukavemet mümkün değildir. Ne yazık ki, sulh zamanında o yapılan küçük antant, Balkan ittihadı, askeri bir ittifakla bu akıma karşı koymak kabiliyetini gösteremedi. Kaleleri içinden yıkan faşizm, askerinden evvel kültürel ve ekonomik piştar'arını gönderdi, ka. leleri içinden fethettikten sonra, bu muazzam kuvvetlerin iskambil kâğı- dından © kaleler gibi yıkıldıklarını gördük, Daha zaman © geçmemiştir. Hâlâ bugün bir konfederasyon ile küçük milletlerin hayatım © kurtar. mak mümkündür. Hele bu, büyük demokrasilerle müşterek bir cephe olursa, âtiye çok emniyetle bakahi. Jiriz,

Bu sayıdan diğer sayfalar: