Genç Ressamların Sergileri Hakkında Bı $on haftalar İstanbul şebri », ,, Xi mühim sanat hareketi - Ta, İİ oldu. Müstakil ressamlar yy önde galiba 20 inci sergileri” Yenı lar. Memleketimizde yersbi 1, beş senedenberi resim ve afkeliraştık. sahasında yapılan te ty, ölmek için bu sergileri yaş İnsana iyi bir fikir verebiz de, Süstakil ressamlar sergisin » tay, Paska çok mühim telâkki ede- ny <eğimiz bir de on altı sanatkâ- ga, lejerek Taksimde açtıkları eriği, Saz gençler halka sanat hare - hay, Hakkında malümat vermek, İcin ta #anat zevkini yükseltmek &;.,E çok fedakârlıklara katla - iy,» | “ksimde' küçük bir sanat Yay kurmuşlar, Kendi aralar m topladıkları para ile, galeri- ütün masraflarını yüklendik- liy, Pi, her gün biri nöbet bek - Kiya ideal işi yürütmeğe çâ- B: sergiyi ve galeriyi ger İz, , İikten sonra insanın ka - Gayyla biriki suzi beliriyor! * bizde nasi bir tekâmül İş, YO? Sanatı (o yükseltmek Vu ,, Pemlekette alınan bime - May birleri kâfi midir? Halk sa kiş, Ykadar mıdır? Halkı alâ * rp “tmek için neler yapmalı - Ş öne bizde nasıl bir tekâmül hı Btsiriyor? Resim, heykeltraş- Le bay evet, umum güzel sanatla" Seyi, Undukları devirle ve inkişaf bie agri yaptığı muhitle büyük Bü, yalar vardır, Meselâ res - Mmumi tekâmülünü gözden dale İz zaman her devrin Fe- Büy “olârı, heykeltıraş ve Mİ * İşi, ““Teyanları, bize cemiyetle “a yy Stimal tekâmülü hakkında ki, fikir verir, Cemiyet ve mi Ya, Data tesir eder, sanat cemi - My «ler. Bu mütekabil bir ve reaksiyondur. Sey Pei alırdaki Mısır ve Gel taç, JİN mezar taşlarındaki, ma- lay, deki ve duvar dekorasyon” Mi ekİ şekilleri bize ymübalâğa Piiz! İnsan tipleri gösterir. Bu Ya , de Mısır sanatinde ga - Ya, Yİ olarak realizmden Zr Mg, »iliğin ve hayalin hâkim ih 2 anlarız. Dördüncü v8 Miyy 1 Bstrdaki Yunan sanatinde kb, ehatinden müteessir olmak ber bu resimlerde daha zi- dar Tuva herplerini, o Somerik Bag ânı görürüz. Bu devirler İyar» Drpler, ve yüksek şairin “sy, devri olduğu için, sanat da tin len mülhem olmuştur. U - : Le Yunan sanati mitolo « Na Ves İçinde kalııştır. Ro - Üipg 3ti Yunan sanatinin tesiri kei a olduğu Için mitolojik eser Balay, Taber, Romadaki din kav- İs gın tesirlerini de bu eserler” bah, İrliz. Mevzuların çoğu dini hay, *tedir. Bütün sanatkârların Menba: İncil hikâyeleridir. Bedri" Rahminin bir tablosu Yazan : Sabiha Zekeriya | SERTEL in te - yülü, bu tesirini klâsik sanatta tamamiyle göstermiştir. Büyük kiliselerin, mabetlerin, sü 'n duvarları hep havariyun şekilleriyle süslenmiştir. Meryem ana, müşterek mevzu, ve sanatkâ- ra eni kuvvetli heyecan veren il « menbardır. BA nci ve 13'üncü asırdaki pesans, din mücadelelerinden Kür» tulmuş, sulh devrinde yaşayan in: sanların günlük hayatını gösterir. Bu resimlerde tebiate ait çizgileri görür, sanatkârın artık yalnız İn - Silden değil, tabiatten ilhamı aldır gını kaydederiz. On dördüncü on beşinci asırda garp medeniyetinin başımet devrini yaşadığı bü devir. lerde, portrelerin dahs ziyade kral simlerine, ve sarayın haş- eden sahnelere tab - sis edildiğini görürüz On yedinci asırda sanatin da - ha ziyade renlizme yaklaştığını, ha- “ ve cemiyetin içindeki karak» romantir » tın ve ci Selimi #ksettirdiğini, roman min başlangıcını, on sekizinci ve on dokuzuncu asırda sanatin de- ha ziyade reslizme gittiğini görü -, rüz, Sanat realizme doğru tekâ - mül ettiği nisbette, cemiyetin M yatını, ruhunu, hissini daha ia Yetle gksettirmşitir. Bu resim tab- iolarını asırlara, devirlere ayırır - sak, bunlar üzerinde yapacağımız Stüdler bize devirler; insan, tipler, karakterler hakkında çok mükem- mel malümet verir. iyetle olan bu a - anatın cömi k 5 lâkasıni tesbit ettikten son- tekâmülünü izdeki sanetin > ni mümkün olur. Ben böyle bir etüd yapmadığım için, şimdi - ye kadar meydana getirilen eser- irin takip ettiği seyri çizemiyece: ğim. Yalnız bu sergide gördüğüm eserlerden aldığım intiba şudur ki, bizde sanatkâr daha ziyade peyzajla meşguldür, Eserlerin ek. seriyeti, tabiati kopye eden, tabi - atten ilham alan bir sanat ifade - sidir. Şunu demek istiyorum ki, bu eserlerden, cemiyete ve cemiyetin tekâmülüne ait bir firkir edin - mek mümkün değildir. Sanatkâr halktan, yaşadığı muhitten uzak - tadır. Bunun sebeplerini tahlil e - demiyeceğim. Yalnız, halka sanat zevki vermek, sanati halka yaklaş- ırmak için, ressamın da, sanatkâ- rm da bira? muhitine inmesi lü - zumundan bahsedeceğim. “Sanat, sanat içindir” diyenler bu m: yı kabul etmiyecekler biliyorüm, ben sanat “Sanat cemiyet içindir” kanaatinde olduğum için intibala- rımı ve fikirlerimi söylemekte ser- bestlim, N kinci suali de sanatı ve sa- natkârları himaye mesele - ir. Sanatkârı, kendini himâye edenin propagandacısı mevkiine indiren himayeden tiksinirim. Sa- rayların, kralların, kiliselerin matkârı himayesine aldığı devir - lerde, onları birer köle gibi ken - di mevzularını işleyen o dülgerler haline getirmesi, sanate ve sanat - kâra karşı gösterilen hürmetsiz - liğin en çirkinidir. Bugünkü devirde, bilhassa bizde sa natkârın kendi teşebbüsile muvaf. fak olmasi da pek güçtür. Bu hima Yeyk bir sadaka nevinden değil teş- | vik mahiyetinde bir müzaheretten | ileriye götürmemek lâzım. Halk demiyeceğim, çünkü içtimai ve İk- tadi seviyemiz halkın bu tablo « | lara para vermesini temin edecek vaziyette değildir, fakat orta ve | zengin sınıfın da bu tabloları ge - lip alacağını beklemiyelim. Evine seksen liraya bir abajur alırda, si | Çekoslovakyanın o parçalanması İ üzerinden duha bir hafta geçmeden Almanya, hudutlarında yeni bir değişiklik daha yapıverdi: Memeli işgal etti. Ltuanya hükümeti bu va. ziyeti tanımıya mecburoldu. Bu suretiyle biribiri peşinden sırala nıp giden emrivâkilere bir yenisi daha ilâve ed Memel Cihan Harbinden evvel Almanya hududu- nun şimali garbi ucunu teşkil edi- yordu. Niyemen nehrinin Memel is- mini slarak Kurisches Hal/'ta Bal- tık Denizine kavuştuğu yerde 2440 kilometre murabai genişliğinde bir saha kaplıyan bu arazi hemen bizim Çatalca kazamız kadardır. Almanya burasını Versay muahedesinin 99 uncu maddesile İtilâf Devletlerine terketmişti. Memelland denilen bu memlekete önlar , istedikleri idare şeklini verebileceklerdi. Bu arazide 150.000 nüfus vardı, bunun 40.000 1 Memel şehrinde yaşıyor, bunun da 30.000 kadarını Almanlar teşkil e- diyordu.Geri kalanlar Lituanyalı idi. M emel'in hinterlandında Rusya Çarlığının odağılması ü- zerine kurulmuş küçük bir Cümhu- riyet vardı: Lltuanya. Memel Lita. anyaya mi bırakılacak yoksa orada da Danzig'de olduğu gibi serbest bir gehir hükümeti mi kurulacak, bu meseleyi Itilâf Devletleri çabuk kestirip htamadılar, Memeli üç sene kendi işgalleri altında bulundurdu- lar, Bu iş Fransızlara bırakılmıştı. Bu aralık başka güçlükler başgös- termişti. Cenup hudutları yüzü den Litnahyalılarla Polonyalıların arası açılmıştı. Vilna Lituanyalıla- rın tarihi payitahtları idi. Bolşevik- ler de buralardan çekilirlerken im- zaladıkları Riya muahedesile orası- m Lituanyaya bırakmışlardı. Hal buki Polonya işi gürültüye getir yirmi liraya bir tablo almaz. Sa - nak zevki ve duygusu bu tekâmüle | varmamıştır, Halk sanatla, sanatkârla alâ - kadar değildir, sanatkâr onunla | alâkadar olinadığı gibi. Cemiyetle | sanalkâr arasındaki bu mütekabil aksiyon ve reüksiyon olmadıkça, halkın alâkasını beklemek te lü - zumsuz olur. Halkı sanatla alâka- dar etmek için, sanatkârın ilham menbalı içinde yaşadığı. muhite çevirmesi, sanati helka yaklaştır. ması lâzımdır. Sanat sanat için » dir diyenler, halkın alâkasını ne diye bekliyorlar? B" son haftalar İstanbuldaki bu sanat hareketlerinin, bu sahadaki tekâmülü göstermesi iti bariyle sevinçle karşılayacağımız hâdiselerdir. Hele on altı sanat - kârın, sırf sanat aşkiyle katlandık- ları fedakârlıklar, Taksimdeki o küçük galeri, mana ve kıymet iti. bariyle ne kadar büyüktür. Bu yük sek aşkın karşısında benim duy - duklarım, saygı ve takdir gibi iki küçük kelimenin içine © girmekle ge ciliz bir hal alızorlar,, Muvaf- fakıyetlerini temenni ile belici his lerimin samimiyetini daha iyi ifa- de edebilirim, miş, bir emrivâki yaparak Vilna'ya İgirmiş ve Lituanyalıları Kovno'ya İçekilmiye mecbur etmişti İ O tarihlerde Paris konferansında büyük bir Polonya yaratmak zihni- yeli hükimdi. Şark hudutlarında kuvvetli bir Polonya bulunursa AJ- manya artık kımıldanamaz deni- yordu. Böylece * Memel * işi ancak 1923 te Sefirler Konseyinde gör şülmüş, bu arazinin Lituariyaya bı- rakıhsasına, fakat limandan Polon- yalılarm serbestçe istifade edebil melerinin teminine karar yerilmiş- ti. Lituanyahlar ise Memelde Po- Jonyaya hiç bir imtiyaz vermek İs- temiyorlar ve kuvvetli bir Polon- yanın bir gün başlarına bir belâ çıkarmasından korkuyorlardı. Ni- hayet Lituanyalılar da Polonyalı- lar gibi yaptılar, günün birinde Memele girerek oradan Fransızları çıkardılar. Itilfçılar bu emrivakii de hazmettiler. Cihan Harbinde ye ni çıkılmıştı. Kimse yeni bir müca- deleyi göze aldıracak halde değildi. Bu cihetle iş Milletler Cemiyetinin Şu veya bu komisyonuna havale e- dildi: Müzakereler, münakaşalar... Nihayet 1924 te bir şekil bulundu: Memel Lituanyaya bırakılacak, (a- kat orada ahalisinin an'anevi hak- larına ve kültürlerine uygun bir muhtariyet idaresi kurulacaktı, Va Memelin meşhur köprüsü ve Meme Şarka Doğr Akının Arifeşinde —— — ——— o ——— ; DEĞİŞEN HARİTASI lek kereğvaetie Yazan: Faik Sabri Duran Memelin haritası liyi Lituanya Cümhurrelsi tayin e- devek, kabineyi teşkil. edecekolan beş âzadan mürekkep Direktuvar ise, Memellilerin seçecekleri bir di- yet meclisine karşı mesul olacaktı. Diyetin itimadını kaybeden Direl tuvar hemen düşecekti, iy Litüsnya için büyük ehemiyeti vardı: Memleke- tin yegâne limanı orası idi; Ihraca- tin 9 80 1 oradan geçiyordu. Fakat Memel Polonyalılar için de Mür hirmdi: Niemen nehri akıntılarına bırakılarak indirilen odun ve ke- resteler orada rahatça gemilere yüklenebilecekti. İyi ama Lituan- yalılar kendilerine oynanan oyunu unutamıyorlardı: Iki hükümet a- Tasındaki gerginlik senelerce sür- dü: Liluanya hudutlarım Polonya- ya karşı sımsıkı kapamıştı: Ne pos- ta, ne telgraf, ne yoleu.. hiç bir mü- nasebeti kabul etmiyor, nehirden gemi geçirmek değil ya havadan kuş bile uçurtmuyordu. Nihayet Polonyalılar dayanamadılar: 1938 de bir ültimatom verdiler: Hudut- ları derhal açmazsanız ordularımız hemen yürüyecek dediler. Bu taz- yik karşısında Lituanya kapıları aç- mış ve böylece Polonya Memel Ji- manından istifadeye başlamıştı. F akat Memel etrafındaki güç- lükler bundan ibaret değil di. Şehir halkının büyük bir ekseri- yeti Almandı. Almanyada Naziler kuvvetlendikçe Memelli Almanlar arasında da yeni yeni arzular beli- riyordu. Orada da bir Nazi teşkilâtı kurulmuştu. Bunlar açıktan açığa Almanya ile birleşmek istiyorlardı. 1935 te Lituanyanın Memel Nazile- rine karşı aldığı şidetli tedbirler işi daha ziyade kızdırmıştı. Gün geç- miyordu ki Almanya lehine bir nü- mayiş yapılmasın. Lituanyalıların Memelde kurdukları kurtulüş âbi- desini kirletmek, oraya gömalı haç bayrağını çekmek yahut âbideyi yıkmıya teşebüs etmek gibi hâdise- ler sık sık tekrarlanıyordu. Araya din meseleleri de karışıyordu. Litu- anya katolikti, halbuki Memelli- lerin ekserisi protestandı. Hasılı Li« tuanyalı gibi görünen bu vücüdün kafası Almandı, Me şehrini 1252 de -Töton Şövalyelerinden Poppo von Ostem © kurmuştu. & Almanların Drang nach Osten — (Şarka döğru Yerli kadınlarından biri u YeniBir tazyik) başla, siyaseti daha o zaman de kurak Üçüncü Haçlılar devri sat ve hğ, fakat zaman agi . j in Tü Söralyetiiğmeini. kara geçiyor sürüklüyopguiya ovalarına kadar Baltık kp Tötonlardan sonra miyetleri Memi gelen Hansa Ce- berk EEE in etrafın erman Sala lar a eri rahat Polonya Memel XVLE inci ge Sakmıyorlardı. Isveçlilerin eline gi, 1, bir srelik defa da Çar orduları şaş, bir kaç tedilmişti. di Cc Harbinde Çap, <a Lituanyalılar dize MAğılın- memleketlert"gini isti, ettiler ve memleketi işgalleri da (o bulunduran © Ay, Altin, yardım. - gördüler, ıyacak şekilde idi: Bir anya Krallığı kurulmuş ve bu Dun başma bir Alman prensi getir, rilmişti. Mağlüpp Almanya 1919 da askerlerin! geri çekince bu krallık yıkıldı, yerini Lituanya Cümhuri. yetine bıraktı. Fakat bugünkü du. ruma göre acaba Lituanya Cümhurj yeti Alman tazyikine ne kadar da- yanabilecek, yoksa o da ağabeysi Çekoslovakyanın akıbetine mi uğ. rıyacak... Almanlar Memeli işgal ettikleri gün Lituanyaya bir mua- bede imzalattırdılar ve bu küçük hükümeti âdeta avuçları içine aldı- lsr, İşte bunun içindir ki Polonya şimalden de Almanlarla çevriliyo- rum diye telâşa düşüyor... ügünlerde hudutlar boyuna değişiyor... Hudutlar içlerin- deki insan kütlelerile kuvvetleri a- rasındaki müvazeneye bâğlr bulu- nur. Muvazene bozulunca hudutla- rın da yerinden oynaması kadar ta- bii bir hâdise olamaz. Hele Lituan- ya ve Polonya gibi hiç arızası bu- lunmiyan memleketlerde bu met ve cezir hareketi daha kolay ve daha hızlı yayılır. Bu ovalarda asırlar- danberi Alman ve Rus tazyikleri kâh o tarafa kâh bu tarafa doğru çalkandı durdu. Bu akınların orta- sında bulunmak o bahisızlığına dü- şen Polonyalılar hem germenleştir- me hem Ruslaştırma cereyanlarına karşi senelerce şiddetli bir muka- vemet gösterdiler ama, bu mukave- neti onlara ne hudutları ne hükü- metleri temin edebildi. Onlar bu kuvveti yalnız milliyet hislerindeki canlılıkta bulabildiler, Bir Chopin” in tezallüm ve feryatlarındaki, bir Mikiyewicz'in heyecanlı şiirlerinde- ki birlik şuuru, vatanın parçalan- mış bulunduğu kara günlerde ken- dini daha büyük bir kuvvetle gös- termiş değil mi idi? Karpatlardan Baltık kıyılarına kadar uzanan bu nihyetsiz düzlükler önünde bugün: lerda yeni bir dalga , kabarmış he Citu, rile karşılaşacak olan Polonya or duları çok ağır bir yükün altıma gir miş bulunuyorlar: Avrupanm mu #adderatını — onların mukavemet kabiliyetleri tayin edecek