Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
* mektedir. İşte Urfanın gece hayatı 580,600,000 İngiliz Lirası ço B ASMNE T (Başı 1 incide) zırhlısı daha yapılacak ve bunların sayısı da 6 olacaktır. Tahtelbahirle - re karşı iki muhrip filotillâsı, 6 pus- luk toplarla mücehhez 6 yeni kruva- tör yapılacaktır. Beş senelik teslihat programının 1500 milyon İsterlin tutması bekleni. yordu. Bu paranın (1000) milyonu Ük üç senede sarfedilecekti, akat 5 senenin nihayetiride sarfolunan pa - ranın çok fazla olacağı anlaşılıyor. Şimdiye kadar tatbik olunan pro- gram safhaları, istihsalin mütema - di artmasını temin etmiştir. Sunday Expres gazetesi, İngiliz tayyare inşaatının bir kaç hafta için- de Alman tayyare inşaatının seviye- sine çıkacağını yazıyor. Bu yaz sonlarına doğru inşaat Al- man inşaatını geçecektir. Bazı eks- perlere göre, o zaman Almanya, İn- giltereyi takip etmekte güçlük çek- miyecektir. Fransanın tayyare siparişi Diğer taraftan verilen malümata göre, Fransız hava heyeti, Amerika ya beş yüzden fazla tayyarelik yeni bir sipariş daha yapmıştır. Bu yaz- danberi Fransanın Amerikaya yap- tığı siparişler 200 Curtiss avcı tay- yaresi, 100 Glenmartin hafif bom - bardıman tayyaresi, 200 North Ame- rican hafif bombardıman tayyaresi ve 100 kadar Douglas markalı hafif bombardıman tayyaresini ihtiva et- mektedir. / y * Varşova, 15 (A.A.) — Mebusan meelisinde hava teslihatı programı- nın ana hatlarına karşı hiçbir muha- lefet gösterilmemiştir. Tayyarelerin sayısını 5500 e çıkarmak lüzum ve zaruretinde herkes ittifak etmiştir. Urfada Gece Hayatı Urfa, (TAN) — Burada gece ve eğlence hayatından eser yok gıh_ıidir. Buna mukabil “Sıra,, denilen bir a- nane devam etmekte ve bu anane hem eğlence yerine geçmekte, hem Ankara, 15 (Tan Muhabirinden) — Dahiliye Vekâleti zirai asayiş ka- nunu projesi üzerindeki tetkiklerine îıaşlamış'tır. Bu proje geçen sene Bü- yük Millet Meclisine verilmiş, fakat bugünkü ihtiyaçları daha iyi karşı- lıyabilecek hükümler ilâvesi için ge- ri alınmıştı. Zirai asayiş memleketmizde yeni bir mevzu olduğu için proje çiftçi mallarının korunması, ziral asayişin temini, zirai suçların süratle tahkik ve takibi gibi mühim davalara karşı- lık verecek şekilde hazırlanmıştır. Sekiz maddeden ibaret olan kır bekçileri hakkındaki kanun bu ga- yeyi temin edememektedir. Çarşı ve mahalle bekçilerinden ancak şe- hir ve kasabalar faydalanmaktadır. Belediyeler kanununda çiftçi malla- rının korunması için hüküm varsa da karşılığı temin edilmemiş olduğun - dan bugüne kadar hemen hemen hiç tatbik edilmemiştir. Yeni proje ile belediye hudutları dışında kalan yerler zirat saha sa - yılmakta ve proje hükümleri bu sa- ha içindeki çiftçi mallarının korun- ması üzetinde temerküz ettirilmek- tedir. Köy merkezleri de bu ziraf sa- ha içine alınmış, yalnız ormanlar hu- susi kanunlarla korunduğu için pro- je dışında bırakılmıştır. Bu sahalar icinde ekilmiş, dikilmiş yerlerle umumun menfaatine tahsis edilen menkul, gayri menkul mallar çiftçi teşkilâtiımıza mütenazir olarak her köy ve belediye sınırı içinde bu- lunan ziraf sahalar ayrı ayrı birer zi- raf daire it'bar edilmektedir. —Her zirai dairede bir zirai sicil ve çiftçi meclisi bulunacaktır. Projede çftçi mallarının korunma servisleri, bunların kuruluş tarzı ve vazifeleri de tesbit olunmuştur. Zirai Asayiş Kanunu Projesi Hazırlandı ya harbine karşı tedbirler alınmak- tadır. Bu maksatla Üniversitenin ü- zerine kuvvetli bir düdük konul- muştur. Yakında bunun gibi şehrin kenar mahallelerine yüksek yerlere birkaç düdük daha yerleştirilecek- tir. Belediyenin verdiği karara göre, yeni binalarda zehirli gazlara karşı sığımaklar da yapılacaktır, dafaası plânında Sofyada Rakovska caddesinin altında bir tunel kazdı- rılması projesi de mevcuttur. Sof- yanın yeni bütçesinin yüzde ikisinin gaz ve kimya harbi müdafaası hazır- lığına sarfedilmesi de mukarrerdir. “Gaz ve kimya harbi müdafaası,, İs- bağlanması zaruri görüldüğünden ve vilâyet merkezinde bir mürakabe he- yeti teşkil edildiği gibi çiftçi malla- rının derpiş, tanzim ve tatbiklerini murakabe maksadile de merkezlerde alâkalı vekillik ve daire mümessille- rinden müteşekkil bir konsey vücu- de getirilecektir. Çiftçi meclisi azalığına seçilecek olanların haiz olmaları lâzım gelen vasıflar ile bu meclislerin zaman ve toplanma şekilleri bu fasılda göste- rilmiş, teferrüata ait hükümler ni- zamnameye bırakılmıştır. 14—15 nci maddelerden terekküp eden üçüncü fasıl, çiftçi meclisleri- nin vazife ve salâhiyetlerine, karar- larının tetkik ve itiraz mercilerine ve ne şekilde katileşecejfine ait hü- kümleri ihtiva etmektedir. Dördün- cü fasıl yalnız bir maddeden ibaret olup burada kontrol meclislerinin va zife ve salâhiyeti mütalea edilmiştir. SA CĞN n DA Sofyada Kimya Harbine Karşı Tedbirler Alınıyor Sofya, 15 (Hususi) — Gaz ve kim- Hazırlanan gaz, kimya harbi mü- Köylerde, şehir ve kaszbalarda ku- | minde Bulgaristanda bir iyet te rulan çiftçi meclislerinin umumuna | vardır. Bu cemiyetin âzaları ünifor- şamil murakip bir heyet ve mercie malıdırlar. Üa y TAN kamarasında İtalyanlarla rın İspanyadan çekilmelerine ait su- allerle karşılaşmış ve Mussolini ile Hitlerden aldığı teminatı : hatırlata- rak bunların o zamanki niyetleri ve temayülleri ifade ettiğini söylemiştir. Bugün İspanyada bulunan İtalyanlar sivil hizmete çevrildikleri İngiliz '— İtalyan anlaşmasının bo- zulup bozulmıyacağı hakkında soru- lan bir suale cevap veren Chamber- lain “0o zaman vaziyet değişir” de- mekle mukabele etmiştir. da düşman topçusu ateş açtı. Hükü- metin tekrar payitahta yerleştiğin - denberi düşmanın büyüx çapta o'yüs- ler kullanmıya başladığının üçüncü günüdür. rini bombardıman etmiye teşebbüs etmiş ise de cümhuriyet tayyareleri tarafından tardedilmişlerdir. sinin Toulus'dan öğrendiğine göre, ae e ÇAU K D İngiltere Kabinesi FrankoyuTanıyor (Başı 1 ncide) tesisi lâzım geldiğine — dayanarak Burgosa hareket edeceğini gazeteci - lere söylemiştir. Hariciye nazırı Bonnet, T eon Be- rard'ı kabul ederek iki saat Börüş- Müştür. Leon Berard, müteakıben Pariste bulunmakta olan Fransanın cümhu- riyetçi İspanya büyük elçisi Jules Henry'yi ziyaret ederek görüşmüş- tür. Bu iki mülâkattan sonra yaptığı beyanatta Leon Berard kendisine ve- rilen vazifenin Burgos hükümetinin bilfiil tanınmasını tazammun edece- ğini söylemiştir. Parlâmento hariciye encümeni re- isi Mistrer, Fransadaki İspanyol mül- tecileri hakkında da .-malümat ver- miştir. Bugün Fransada 163107 sivil ve takriben de 180 bin İspanyol as- keri bulunmaktadır. Mister Chamberlain, bugün Avam Almanla- takdirde Madrit yine bombardıman edildi Madrid, 15 (A.A.) — Saat 21.30 Beş İtalyan tayyaresi, Valans şeh- Paris, 15 (A.A.) — Matin gazete- Puigcerda civarında dağları tutmuş TÜTEETETELE de faydalı olmaktadır. Sıra denilen ışey şudur; Aşağı yukarı ayni yaşta bulunan on, on beş arkadaş her gece sıra ile kendi evlerinden birinde top! k- | “ta, çay, kahve içmekte, meyva ye<A mektedir. Bu sohbetlerde Urfanın çok maruf olan “çiy köftesi,, de mut- Jlaka bulundurulmaktadır. Sohbet es- l nasında biri, şayanı istifade bir e- | ser olmakta, diğerleri bunu dinle - ! böyle geçiyor. Hava Kurumu menfaatine müsamere ; Urfa, (TAN )— Hava kurumu men faatine bir müsamere verilmiş, “Sö- nen o ocak,, adlı piyes oynanmış, bun ' dan sonra da bir film gösterilmiştir. RADYOLİN sabah, öğle ve akşam her yemekten sonra dişleri temizlemekle kabildir.” olan cümhuriyetçi çetelerle onları ta- kibe memur Franco kıtaatı arasında çok şiddetli müsademeler devum et- mî'ı'grtaegdı:% tarafından neşredilen bir emirname ile muhtar Katalöniya hü- | kümetinin bütün imtiyazları - lâğve- a Yapak Satışları Yerli fabrikalarımızdan biri dün kilosu 55 — 60 kuruş arasında Ana dolu mallarından 2500 balya yapak almıştır. İhracat için de yine Ana- dolu mallarından ve kilosu 51 ku- ruştan 600 balya yapak satilmiştir. Bu satışlar yüzünden birkaç - gün- denberi durgun olan piyasada işler açılmıştır. Yıkanmış kuzu yünlerin- den 10 bin kiloluk bir parti kilosu 72 — 78 kuruş arasında satılmiştir. 16-2-939 Çimento Buhranı Yol Şehrimizde bulunan çimento b lik şirketleri müdürünün — verd izahata göre memlekette çimen stokunun mevcut olmadığı hakkı daki haber teeyyüt etmemekted Elyevm fabrikaların stok olarak ! bin ton çimentosu mevcut olduj ve stokların artmış olması yüzül den bazı fabrikalarm muvakkat b zaman İçin çalışmamıya mecbur k: lacakları bildirilmektedir. Pirinç Mercimek Bezelye Yulaf Patates Pirinç Nişastası Kornflör (Mısır Hülâsası) Bakla Fasulya Nohut Arpa ve saire Hububat unları Tarihistesisi 1915 M: *N Bu mükemmel ve eşsiz müstahzerat tabil Mhtiyacımızın hakiki karşılığıdır. URİ- ÇAPA Beşiktaş ' dilmiş ve alelâde bir vilâyet olarak İspanyaya ilhak olunmuştur. | KERAERAR A NRE, SAĞ EEE Z ; Sındırgıya Kar Yağıyor Sındırgı (TAN) — Şubatla bera- R ADYOLİN ber kazamız dahiline kar yağmıya başlamıştır. Odun ve kömür fiyat- kullınınliırın. İ “ları yükselmiştir. ; dişleridir | İntihabat hazırlıkları Diş Tabipleri Diyor ki : Sındırgı (TAN) — Yeni mebus İn- “Dişlerin ve ağzın sıhhati tihabatı için faaliyete — geçilmiştir. | Bütün memurlar bayramda da çalı- | şarak, nüfus kuyudatını çıkarmıya En büyük sergilerde 18 diploma 48 madalya kazanmıştır. Böyle güzel dişler yalnız Nevralji, kırıklık, ve bütün başlamışlardır. İcabında günde 3 kaşe alınabilir. NEVROZİN Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma ağrılarınızi derhal keser. “AKA GÜNDÜZ — Beyefendi! Sen de çok sert davrandın, hiç acımadın ama iyi oldu, temiz oldu. Baziı kadınlar çamaşıra benzerler, ne kadar ipekli olursa olsun- lar, yine değişmek ister, Keyfine bak, bunça gün- dür üzüldüklerin yeter olsun, * , Küçük Eleniden şu puslayı aldı: (Yarin vapur ilan gidezekler Galatadan. Ahci kadin hem ben kalaca- yiz apartimanda. Gelesiniz çabuk.) Gazetelere baktı, yarın gidecek vapuru öğrendi. Rıhtıma gitmeli mi gitmemeli mi? Uzun uzadıya bir düşünce mücadelesinden sonra gitmek kararını ver- di ve gitti. Vapura girmek vesikasını alınca gizli bir utanç hissetti. Bir yolcu uğurlıyacağım diye yalan söylemişti. Meliyi uğurlıyamazdı, ayrılış 'şekli buna mâniydi. Yolcular arasında bari bir bildiğe rastla- sa ne iyi olacak, Meli için gelmediğini göstermek lâ- zım. Üst güvertenin salonunda oturdu. Bir şişe kiyan- ti ısmarladı. Şarabın ilk kadehini içerken bir kur- nazlık düşündü, bir kadeh daha getirtti. Ona da şarap koydu. Bu suretle kim görse yalnız 'nlmndı- gına, bir arkadaşı bul ğ d scek | Dışarıda şen bir gürültü. Hamallar. Süslü valiz- ler. Arkasından birkaç bayanla birkaç madam. Me- Ji. Levinski. Sermet, Duran. Petiroğlu. Ve daha - hayretini çeken - birkaç zat. Ötekiler neyse ne, fakat bu birkaç zat ta Meliyi uğurlamağa gelmiş- / * Bi hül d hük TEFRİKA No. 41 lerdi. Öyle saygılı davranıyorlar, öyle ikramlarda bulunuyorlardı ki bilmeyen, Meliyi bir misafir, ecnebi prenses sanır, Meli bütün neşesini, zarif bir güurur içinde toplamış sağına soluna lütfen iltifat- lar saçıyordu. Meli, Vurgunun burnu ucundan geçtiği ve yüzü- ne baktığı halde öyle anlatmak isteyen bir suni gör- mezlikten geldi ki az kaldı Vurgun fırlayıp çok çir- kin bir hâdise çıkaracaktı, Kendini güç zaptetti. Ne- şe kümesi karşıda oturdular. Şaraplar, viskiler 1s- marlandı. Melinin eldiveni düştü. Hemen almak için jyere kapanan üç zatın kafaları toslaştı. Vurgun gül- memek için dudaklarını ısırdı. — Demek bu pörsük kadına âşık olan yalnız ben değilim, benden ileri olanlar da varmış, Sonra bu zannını reddetti. — Hayır! Sevgi değil, Bu kadının getireceği ka- zanç Mmateriyelleri için bunlar. Şirket kurulmuşa benziyor! y Göğsünün içinde bir demir gülle var. Çenesini kafasına bağlıyan iki mafsal sancıyor. Yapayalnız oturmaktan doğan can sıkıntısı, gülünçlük merte- — Yolcu olmıyanlar lütfen dışarı! Meli ekipi salondan çıktılar. Merdiven başında son sözler. Vurgun yaralı bir muharip ıztırabile kendine yol açıp inmeğe çalışırken Meli ancak şim- di görmüş gibi, fakat tam bir ince istihza ile ses- lendi: —Vay, Bay Vurgun! Burada ne arıyorsunuz? Vurgun oradakilerin işitebilecekleri bir sesle ce- vap verdi: — Sen ne karışıyorsun? Meli anlamazlıktan gelerek elini uzattı: ' — Vedalaşalım Bay Vurgun. Ş Yüzünü ikrah ve nefretle buruşturarak ayni ses- eZ İA EALNR — Fakat Bay.. Vurgun Haydamak çıldırmıştı. Bu kelime © ka- dar sert gümledi ki oradakiler donakaldılı.n-. Vur« gun merdivenlerden ağır ağır iniyordu. İstiyordu ki arkasından söylenen bir söz, bir cümle, bir muka- bele işitsin. İşitirse ne olacak? Bunu da kestiremi- yordu. 5 Rıhtıma indiği zaman arkasına bakmadan yürü- dü. Meliyi uğurlamağa gelen üç zattan birisi sinir- li bir sesle ve epeyce yüksek perdeden: —Bay Vurgun! dedi. Bir bayana karşı yaptığınız bu hakaretin ağırlığını terbiyenizle telif edebildi- “niz mi ? Vüurgun o zatın yüzüne dik dik baktı ve senli ben- li bir söyleyişle sordu: — Sen de kim oluyorsun? — Benim kim olduğumu siz bilmezsiniz, fakat ben sizi pek iyi tanırım. Onun için bunu sizden besine varmak üzere. Meli görmezlikten gelmesind devam. Levinski birkaç defa gözgöze geldiği halde hiç tanımıyor. Ötekiler Meli ile meşgul. Görebilse- ler belki selâm verecekler. Vaziyet o derece nazik- leşti ki salondan güverteye çıkmak mecburiyetinde kaldı. dığımı söylemek istedim. — Ben de seni tanıyorum, hem senin kadar. Işte buna kızıyorum ya. Senin gibi bir zat, yanlış söy- ledim, sizin gibi zatlar böylelerini uğurlamağa ge- lirlerse bu memleketin gücüne gider. — Asil bir hanımefendiyi uğur.... — Ne diyorsun beyefendi hazretleri! Hanımefen- di dediğin o kadını biliyor muşun da peşine düşü- yorsun? A — Meli denilen o kadın; şu halkın boğazına gire- cek bir lokma ekmeğin düşmanıdır. Yoksa şirkete siz de mi ortak oldunuz. — Hot — Meli denilen bu kadın? - — Gene hakaret mi edeceksiniz? © — Hayır, sadece adını, sıfatını söyliyeceğim. O bir gübre insan, bir insan gübresidir. Bir milyon sokak aşiftesini imbikten çekip esansını alsan Meli- nin zerresi etmez! — Siz bir mütecavizsiniz! — Hadi be gsen de, hımbıl! Bu memleketi sokak aşiftelerinin ve.. İstersen sizi de katarım.. ama şim- dilik yalnız böyle söyliyeyim.. bu memleketi sokak aşiftelerinin kurdukları ağların içine attırmıyaca- Biz!, Anladın mı kakavan! Üçü de sarardı, Asılzüretli görünen cevap ver- mek istedi ,Vurgun sert sert sözünü kesti: — Kafamı kızdırmayın, yoksa baska türlü mua- mele edeceğim ha! — Sizi polise şikâyet edeceğiz. — İşte burada duruyorum! Hadi, çabuk. (Oradan geçen bir memura) Bay memur, bunların benden şikâyetleri var. Üç arkadaş duymazlıktan gelerek caddeyi tuttu- lar! Vurgun ,yolunun üstündeki illk aezanava dalın beş on damla nevrol aldı. Eleninin çağırdığını hatırladı. — Kızın mutlaka başka' söyliyecekleri var. Türk- çesi kıt olduğu için yazamadı. Apartımandan girince şaştı. Hizmetçi Eleni öz hanımefendisi gibi şık giyinmişti. Anladı ki Meli bütün daireyi, gardrobu ile sevgili Elenisine emanet etmiş! Ve Eleni de bu emanetleri ilk dakikasından- beri yerli yerinde kullanıyor. (Devamı var)