x 16-2-933 Öğrenmek İsteyen erkese Açık Olan Mektep B abasının yanıbaşında asik su- Tatile yürüyen talebe, niha- yet mektep müdürünün önünde durdu ve babası anlattı: — Şu çocuğu adam edemedim, gitti. Kaçıyor ve haylazlık edi - yor. Şaşırdım, kaldım. Müdür de cevap verdi: — Onu sön bana bırak da, ben onunla bir konuşayım. Baba, tereddüt ve ye'is içinde muvafakat etti. Müdürle çocuk konuştular: — Oğlum derdin ne? Ve çocuk anlattı: — Mektepten hoşlanmıyorum ve devam etmek istemiyorum. — Mesele yok, madem ki mek- tebi sevmiyorsun devam etmezsin. Sana bir başka mektep bulalım. Ve bu işi hemen yapalım. Mektep müdürü, çocuğu elin - den tutarak dolaşmağa başladı ve ona mektebin matbaasını gezdir - di, Bu gezintiyi müteakip müdü - rün odasına döndüler, Ve müdür sordu; — Bir şey beğendin mi oğlum? — Şu makineler fena değil. Bunların birini işletmek istiyorum. — Pekalâ.. Ve çocuk makineciliğe başla - dı. Çok geçmeden bu işe merak sar- dırdı. Burası, Denver'in herkese beğendiği ve istediği işi | öğreten mektebiydi. ocuk buraya devama başla - dıktan bir müddet sonra bir gün kendisine lâzım bazı ma- teryallerderi bahseden bir. kâğıt kuyamadığı için kendisine yazısı. nı da biraz düzeltmesi lâzım gel - diğini hatırlattı. Çocuk bunun ü- zerine lisan dersine de girdi Fakat makine üzerinde çalışırken bir pu- sun sekizde birini hesap ederek de lik açması lâzım geldiği zaman a- fallamış ve bu hesabı yapamamıştı. Bu da ona hesap öğrenmek lâzım geldiğini gösterdi, hesabın lüzu - munu da ilk defa olarak öğrendi ve onu da belledi. Hikâyenin sonu bir hayli uzun dur. Fakat çocuk bir makinist ol- du ve bu meslekte ilerledi. , , Denver'in herkese dilediğini MR bu mektebine on binler - ce erkek ve kadın devam etmi; İstediğini belliyerek hayata N — faaliyete kavuşmuştur. o Buraya gençler de yaşlılar da devam edi - yorlar. Mektebin en yaşlı mezunu 82 yaşında bir mütekait berberdir. Bu mektep dünyanın en hay - rete değer müesseselerinden biri- dir, Mektebe kabul için hiç bir Şart yoktur. Mektebin vazifesi, her kese istediğini öğreterek müfit ol- maktır. Mektebin bu vaziyetini zah eden bir levha vardır ki üze —.... .......... YAZAN: MARE ROSE American Legion Magazine ; Mecmuasından ; deesameaneasasassesessree rinde yalnız şu söz yazıldır: “Öğ » renmek isteyen herkes için, ve bu söz tatbik olunmaktadır. Burada evlenmek üzere kızlara mahsus bir kurs vardır. Burasını ziyaret ede- medik. İngilizce öğreten sımfta, insan- ların türlü türlüsü bulunuyordu. Cebir sınıfında ihtiyarca bir ka - din, bütün ömrünü-faydah işeyler lüzumsuz şeyler öğrenmeğe he - ves ettiğini söyledi; Metebin herkesten İstediği bir şey, ancak muhtaç olduğu şeyleri öğrenmesidir. Dilsiz ve sağır bir kız, bir gü - zellik müessesesinde çalışmak iste- diğini bildirerek bu mektebe mü - Tacaai etmiş, mektebe hemen ka- bul olunmuş, ve istediği dersleri al mış ve muvaffak olmuştur. Bu mektep her sene 1500 tale- be yetiştirmektedir. Şimdiye ka - dar buradan yetişenlerin hepsi de iş güç sahibidirler. Genç bir âlim buraya devam eden 178 iş sahibi erkek ve kadını takip etmiş, bun- lardan 168 inin bu mektep saye - sinde iradlarını İki misline çıkar- dıklarını, yalnız onunun buna muü- vaffak olamadıklarını anlamıştır. Mektebin, ifa ettiği vazifeler i- çinde hangisinde en çok muvaffak olduğunu tesbit etmek “mümkün değildir. Fakat mektebe devam &- denlerin ilerledikleri ve muüvaf - fak oldukları muhakkaktır. Mese - lâ demir yollarında çalışan bazı a- damlar, havacılık kursuna devam ediyor ve ilerlemeğe çalışıyorlar. Tezgâhtarlık eden kızlar, ha - TAN ——.... yatlarını daha iyi şartlar içinde ka- | zanmak için ders alıyorlar. | “Söz söylemeyi,, öğreten sinif, sınıfların en kalabalığıdır. Bura - da patronların işçileriyle birlikte ders aldıkları göze çarpıyor. İşçi, vaziyetini ıslah için uğraşıyor. Pat ron ,adamlarını daha verimli hale getirmenin imkânlarını arıyor. Burada rast geldiğim bir tal be, üç çocuğu olan genç bir anney d in çok sıkılgandı ve bu açıldığı takdirde bir mağazada tez gâhtarlık edebilecekti. Kadın bir- kaç mevzu üzerinde söz Si söyliye nihayet muvaffak olmuş - tu Mektebin Ha ettiği bir vazife de kâfi derecede tahsil görmemiş olan yaşlılara yaptığı yardımdır. Bunlar buraya devam ediyor, tah- sillerinin eksiğini tamamlıyor ve bunun hayatlarına temin ettiği re- | fahtan istifade ediyorlar, Mektebin müdürü olan Paul Ellert her sene on bin tâlebe ile temas etmekte, hepsini dinlemek - te ve hepsine yardım etmektedir. Mektep gece gündüz, her dakika ve her saat çalışıyor. Mektep mü- dürü, bütün talebe İle temas etti- ği için dalma ayakta görünür. Ve her talebe, her lâhze mektep mü- dürünü görebilir. Mektebin müessisi olan Den - ver, bu mektebi tesis ile Emily Grif fith'i takip etmiştir. Bu kadin, bir muallimdi. Sınıfına devam eden çocukların biri mektebe gelmedi mi, onu evinde ziyaret ederek'ni'« rin eelmadiğin itahkik ederdi. Onun anladığı, aile reisinin iş- siz kalmaları yüzünden çocukla» rin mektebe devam etmemeler dir. Bu muallim kadın, kimsenin işsiz kalmamasını temin için bu mektebin tesisini düşündü. Bu dü şüncenin tahakkuku büyük bir muvaffakşyet teşkil etti, Faket Denver mel , İnsan - ları; yalnız yeni hünerlerle tec - hiz etmiyor. Çünkü burası ayni 2a- manda karakter mektebidir. Herkese nefse itimat ve hürme- ti başkalarına saygı göstermeyi, temiz yaşamayı öğretir, Amerikadaki bütün iş sahiple- ri bunu bildikleri için Denver mek- tebinin her tavsiyesini hürmetle karşılarlar. Mektebin esaslı bir akidesi daha vardır. O da her normal insana fırsat ve- rildiği takdirde hudutsuz kabili - yetlerini inkişef ettirebileceği, ve saygı değer bir hayat sürerek ce miyetin mesut bir uzvu olacağı - dir. Onun için mektebin bütün du- varlarında şu sözlerle karşılaşır - sınız; — Başarabilirsiniz! Nasrettin Hocaya Sorarsanız: Nasrettin Hoca — Bayım bugün yü- sün gülmüyor hiç. bir şeye mi canın sıkılıyor?., ——....e. em İ YİRMİ BİRİNCİ ASIRDA GİYECEKLERİMİZ: | İnce tellerden örülmüştür. içindekini Ceptere- konula bataryalar matacakfir, .. Tramvay şirketi, taavün sandığına ait altın paralar işi desem senin tram- vay şirketile alâkan yoktur... « Yolunuz bizim evin yolu gibidir de akşam nasıl döneceğim diye üzülüyor- san, bak bunda haklısın?, e Bitkin bir halde eve dönüp evde de yeni masraflara yol açacak ültimatom- larla karşılaşınca İnsanın elbet yüzü gül- mezi DA Gelecek Asrın Insanı Ne Hale Gelecek? (R essamlardan, o mimarlardan, © sanayicilerden müteşekkil bir heyet, yakın istikbalde ka- dınların neler giyineceklerini, neler kullanacakla- rini gösteren resimleri ve modelleri yapmışlardır. Bütün bu modeller, Nevyork sergisinde teshir edi- lecektir. Resimlerle modellerin hepsi, istikbalin in- sanlarını bir hayli tekemmül etmiş göstermektedir. Antenler, teller ve bataryalar, İnsanların istedikle- ri sıcaklığı ve soğukluğu temin edecektir. İnsanların elbiseleri dikilmiyecek, dikiş yerine yepyeni bir çi- mento kullanılacak, yahut elbise imali için kulla nılacak maddeler, kalıplara atılacak ve elbise hiç bir dikiş görmeden çıkarılacaktır. Yirmi birinci 9s- rn adamı, paltolara, düğmelere, yaka boyun bağlara isyan edecek ve bu sayfada görülen resimle. re benziyecektir. i Bu erkek elbisesi çetfaftır, antenli şapka, radyo mevceleri alıp verecektir, kkı Mahfuzdur ) — Tam buldun Hocam, bazı işlerim için senden kısa bir vâde İle biraz para istiyecektim! Hoca — Ha... Bak hazret, sana iste diğin kadar uzun vâde verebilirim, fa- kat... Benden para istemel,