Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
* 16-2-939 Öğrenmek İsteyen erkese Açık Olan Mektep B abasının yanıbaşında asık su- ratile yürüyen talebe, niha- yet mektep müdürünün — önünde durdu ve babası anlattı: — Şu çocuğu adam edemedim, gitti. Kaçıyor ve haylazlık edi - yor. Şaşırdım, kaldım. Müdür de cevap verdi: — Onu sen bana bırak da, ben onunla bir konuşayım. Baba, tereddüt ve ye'is içinde muvafakat etti. Müdürle çocuk konuştular: — Oğlum derdin ne? Ve çocuk anlattı: — Mektepten hoşlanmıyorum ve devam etmek istemiyorum. — Mesele yok, madem ki mek- tebi sevmiyorsun devam etmezsin. Sana bir başka mektep bulalım. Ve bu işi hemen yapalım. Mektep müdürü, çocuğu elin - den tutarak dolaşmağa başladı ve ona mektebin matbaasını gezdir - di, v Bu gezintiyi müteakip müdü - rün odasına döndüler. Ve müdür sordu: — Bir şey beğendin mi oğlum? — Şu makineler fena değil... Bunların birini işletmek istiyorum. — Pekalâ., Ve çocuk makineciliğe başla - dı. Çok geçmeden bu işe merak sar- dırdı. Burası, Denver'in herkese beğendiği ve istediği işi — öğreten mektebiydi. Çocuk buraya devama başla - dıktan bir müddet sonra bir gün kendişine lâzım bazı ma- "_l'lîr:ien bahseden bir — kâğıt SAL GUUGMALU yYazadılık Ü * kuyamadığı için ,kendisine yazısı- - - nı da biraz düzeltmesi lâzım gel - diğini hatırlattı. Çocuk bunun ü - zerine lisan dersine de girdi Fakat makine üzerinde çalışırken bir pu- sun sekizde birini hesap ederek de lik açması lâzım geldiği zaman a- fallamış ve bu hesabı yapamamıştı. Bu da ona hesap öğrenmek lâzım geldiğini gösterdi, hesabın lüzu - munu da ilk defa olarak öğrendi ve onu da belledi. Hikâyenin sonu bir hayli uzun dur. Fakat çocuk bir makinist ol- du ve bu meslekte ilerledi. z Denver'in herkese dilediğini oğretıîn bu mektebine on binler - Ce erkek ve kadın devam etmiş ve istediğini belliyerek hayata : ve faaliyete kavuşmuştur. — Buraya gençler de yaşlılar da devam edi - yorlar. Mektebin en yaşlı mezunu 82 yaşında bir mütekait berberdir. Bu mektep dünyanın en hay - rete değer Müesseselerinden biri- * dir. Mektebe kabul için hiç bir şart yoktur. Mektebin vazifesi, her kese istediğini öğreterek müfit ol- maktır. Mektebin bu vaziyetini i- zah eden bir levha vardır ki üze « Nasrettin Hocaya Sorarsanız : —— —— YAZAN: MARE ROSE American Legion Magazine Mecmuasından î rinde yalnız şu söz yazıldır: “Öğ - renmek isteyen herkes için,, ve bu söz tatbik olunmaktadır. Burada evlenmek üzere kızlara mahsus bir kurs vardır. Burasını ziyaret ede- medik, İngilizce öğreten sınıfta, insan- ların türlü türlüsü bulünuyordu. Cebir sınıfında ihtiyarca bir ka - dın, bütün ömrünü faydalı şeyler lüzumsuz şeyler öğrenmeğe he - ves ettiğini söyledi?” i 1 M ektebin herkesten istediği bir şey, ancak muhtaç olduğu şeyleri öğrenmesidir. Dilsiz ve sağır bir kız, bir gü - zellik müessesesinde çalışmak iste- diğini bildirerek bu mektebe mü - racaat etmiş, mektebe hemen ka- bul olunmuş, ve istediği dersleri al mış ve muvaffak olmuştur. Bu mektep her sene 1500 tale- be yetiştirmektedir. Şimdiye ka - dar buradan yetişenlerin hepsi de iş güç sahibidirler. Genç bir âlim buraya devam eden 178 iş sahibi erkek ve kadını takip etmiş, bun- lardan 168 inin bu mektep saye - sinde iradlarını iki misline çıkar- dıklarını, yalnız onunun buna mu- vaffak olamadıklarını anlamıştır. * Mektebin, ifa ettiği vazifeler i- çinde hangisinde en çok muvaffak olduğunu tesbit etmek mümkün değildir. Fakat mektebe devam e- denlerin ilerledikleri ve muvaf - fak oldukları muhakkaktır. Mese - lâ demir yollarında çalışan bazı a- damlar, havacılık kursuna devam ediyor ve ilerlemeğe çalışıyorlar. Tezgâhtarlık eden kızlar, ha - TAN yatlarını daha iyi şartlar içinde ka- zanmak için ders alıyorlar. “Söz söylemeyi,, öğreten sınıf, sınıfların en kalabalığıdır. Bura - da patronların işçileriyle birlikte ders aldıkları göze çarpıyor. İşçi, vaziyetini ıslah için uğraşıyor. Pat ron ,adamlarını daha verimli hale getirmenin imkânlarını arıyor. Burada rast geldiğim bir tale- be, üç çocuğu olan genç bir anney- di. Kadın çok sıkılgandı ve bu yüz- den bir iş bulamıyordu. Biraz dili açıldığı takdirde bir mağazada tez gâhtarlık edebilecekti. Kadın bir- kaç mevzu üzerinde söz söyliye söyliye nihayet muvaffak olmuş - tu. Mektebin ifa ettiği bir vazife de kâfi derecede tahsil görmemiş olan yaşlılara yaptığı yardımdır. Bunlar buraya devam ediyor, tah- sillerinin eksiğini tamamlıyor ve bunun hayatlarına temin ettiği re- fahtan istifade ediyorlar. Mektebin müdürü olan Paul Ellert her sene on bin talebe ile temas etmekte, hepsini dinlemek - te ve hepsine yardım etmektedir. Mektep gece gündüz, her dakika ve her saat çalışıyor. Mektep mü- Jürü, bütün talebe ile temas etti- ği için daima ayakta görünür. Ve her talebe, her lâhze mektep mü- dürünü görebilir. Mektebin müessisi olan Den - ver, bu mektebi tesis ile Emily Grif fith'i takip etmiştir. Bu kadin, bir muallimdi. Sınıfına devam eden çocukların biri mektebe gelmedi mi, onu evinde ziyaret ederek ni -« sin pelmediğin itahkik ederdi. Onun anladığı, aile reisinin iş- siz kalmaları yüzünden çocuklaâ - rın mektebe devam etmemeleri - dir. Bu muallim kadın, kimsenin işsiz kalmamasını temin için bu mektebin tesisini düşündü. Bu dü şüncenin tahakkuku büyük bir muvaffakşyet teşkil etti. Fakat Denver mektebi, insan - ları; yalnız yeni hünerlerle tec - hiz etmiyor. Çünkü burası ayni za- manda karakter mektebidir. Herkese nefse itimat ve hürme- ti başkalarına saygı göstermeyi, temiz yaşamayı öğretir. Amerikadaki bütün iş sahiple- ri bunu bildikleri için Denver mek- tebinin her tavsiyesini hürmetle karşılarlar. Mektebin esaslı bir akidesi daha vardır. O da her normal insana fırsat ve- rildiği takdirde hudutsuz kabili - yetlerini inkişaf ettirebileceği, ve saygı değer bir hayat sürerek ce- miyetin mesut bir uzvu olacağı - dir, Onun için mektebin bütün du- varlarında şu sözlerle karşılaşır - sınız: — Başarabilirsiniz? v ... YİRMİ BİRİNCİ ASIRDA GİYECEKLERİMİZ : WALTER DORWIN TEAGUE. SĞ Bu şelfaf elbiseler kimyevi maddelerle yapılacaktır. cuseş “ |Yüksek radyosyonları #almıya müsait zarif bir kemet JOSEPH B. PLATT İnce tellerden örülmüştür. Ceplere konulan bataryalar içindekini ısıtacaktır. Camdan yapılma bir kadın tuvaleti örneği — yek Gelecek Asrın İnsanı Ne Hale Gelecek ? İR essamlardan, — mimarlardan, sanayicilerden müteşekkil bir heyet, yakın istikbalde ka- dınların neler giyineceklerini, neler kulianacakla- rTIn! gösteren resimleri ve modelleri yapmışlardır. Bütün bu modeller, Nevyork sergisinde teşhir edi- lecektir. Resimlerle modellerin hepsi, istikbalin in- sanlarını bir hayli tekemmül etmiş göstermektedir. Antenler, teller ve bataryalar, İnsanların_îstedikle- ri sıcaklığı ve soğukluğu temin edecektir. İnsanların elbiseleri dikilmiyecek, dikiş yerine yepyeni bir çi- mento kullanılacak, yahut elbise imali için kulla- nılacak maddeler, kalıplara atılacak ve elbise hiç bir dikiş görmeden çıkarılacaktır. Yirmi birinci as- rın adamı, paltolara, düğmelere, yakalara. boyun bağlara İsyan edecek ve bu sayfada görülen resimdle. re benziyecektir. 98 - GİLBERT ROHDE Bu erkek elbisesi şeffaftır, antenli şapka, radyo mevceleri alıp verecektir, ( İktibas Hakkı Mahfuzdur ) Yapan: SALİH Nasrettin Hoca — Bayım bugün yü- zün gülmüyor hiç.. bir şeye mi canın sıkılıyor?., « Tramvay şirketi, taavün sandığına ait altın paralar işi desem senin tram- vay şirketile alâkan yoktur.., «« Yolunuz bizim evin yolu gibidir de akşam nasıl döneceğim diye üzülüyor- şan, bak bunda haklısın?, Kiz, <AzIŞ yeni masraflara yol « Bitkin bir halde eve dönüp evde de k ülti — Tam buldun Hocam, bazı işlerim *i mez! larla karşılaşınca insanın elbet yüzü gül- için senden kısa bir vâde İle biraz para istiyecektim! Hoca — Ha... Bak hazret, sana iste- diğin kadar uzun vâde verebilirim, fa- kat... Benden para isteme!,