Yakın Tarihin En Esrarlı Çehresi: 67 Balkaneski Oteline Yerleşmiştik İstanbulda Bülbül Gibi Şakıyan Vasil Popof | Sofyada Dut Yemiş İspinoza Dönmüştü gn nilecek bir tehlike kalma - #4. Küpeştelere & dayananlar, <2 — ağlıyanlar arasına ben de ik, Gözü yaşlı yolcuların Di & Siralanan telâşlı uğurla- ee İa karşılıklı selâm savuruş- arni, mendil sallayışlarını, öpü- e Yollayışlarını seyre dalmıştım. iv de olsa bunlarla oyalanmış ve stanbuldan, aileden ayrılık acıla- Tini unutmuş, gamımı biraz dağıt Püştım. Boğazı geçtikten, Kara “enizin karanlıklarına gömüldük - ten sonra ben de, acılarımı, tasa- larımı yüreğime gömmüş, üzeri- me aldığım büyük işin düşüncele- Tine bürünmüştüm. K östenceye, hiçbir zorluk gör- meden, polisin meraklı, gö- zetleyici bakışlarını üzerimize çek meden çıktık, Pasaport işimizi bir gizli elle yaptırdık. Akşam vakti Tuna yolu ile Rusçuğa gitmek ü- zere Selve vapuruna atladık. Rsuka, vapurdan çikarken Pâsaportumuzu lüzumun - dan fazla incelemek, kim olduğu- muzu, Sofyaya niçin gittiğimiz! e Şelemek, bavullarımızı didiklemek istiyen pasaport ve gümrük me- murlarının gönüllerini hoş ediver- mek güç olmamıştı. Ellerine sıkış- tırdığım birer Osmanl nn ci pırıltıları karşısında ka maşan gözleri yumuluvermişti. Al tan anahtarla açtığımız kapıdan geçmiş, trene binmiştik. Solyaya varınca “Marya Luize,, caddesinde “Balkaneski, oteline indik. Bu otel (Varhoyist) Make- donyalılardan Uhrili Barba (An - don) un-işlettiğini, Mukedonyadan Sofyaya gelen bütün Varhovist ko mitacılarin, kaptanların bu otele indiklerini İstanbulda (O öğrenmiş- altı: 3i, işten kaçındığı betbelliydi. Çok çapraşık, dolaşık bir duruma düş- müştüm. Bu herife göz dağı ver - mek, sıkıştırmak göz göre tehlike- yaratmak demekti. Bunu yapa - mazdım tabii, Kendi haline bır; mak, sayrımsamasına göz yum - mak ta üzerime aldığım işi sav - samak demekti. Bunu yapmak namussuzluğunu da kabul edemezdim tabii, Şu hal de?.. Evet şu halde yapılacak bi- ricik şey yaltaklıktı, ataklık de - iL . urumun icap ettirdiği kadar ben de yalvardım, yaltak - landim ve Talât Beyin cebine at- tığı yüzlerce liradan başka neler adadım bilseniz.. Ne kadar ter dök tüm, didindim görseniz. Fakat hepsi boşa gitti, Herif, inatçı katırlar gibi ayaj nı diremişti, hastayım, yapamam demişti bir kere. Dönmüyordu de diğinden işte. İleri sürmekte zor- luk gördüğüm bu soysuz katırın bir de yolunu değiştirmek aklıma geldi ve: — Vasil, dedim. Görüyorum ki, hastasın. Bu bitkin halinle sen ne silâh kullanabilir, ne de boğuşa - bilirsin, Buna inandım, Fakat, hiç olmazsa, şu herifleri uzaktan gös- termek yardımını olsun yap bana da, başka bir şeyo karışma bari. 'Ne yapalım?.. Hastalık ta Allahtan, Bu teklifim asilde bir iksir tesiri göst Bir saat sonra inadı yumuşamış, akşam üzeri de oda içinde dolaşmağa başlamıştı. O gece de ısrarıma karşı durama- mış, yapma mevalsizlikler gösinr- mekle beraber inliye, oflaya benim rmişti, tim, Bunu bildiğim için de bu ©- | teli diğerlerine üstün tutmuştum. Çünkü, Bulgar zabıtasının öteden beri Varhovistleri, yani Makedon- yanın Bulgaristana katılmasından yana olan ve buna çalışan komi- tacrları kayırdığımı, yattıkları o - tellere göz yumduğunu da bilmez değildim. Bu bakımdan (Balkan: ki) oteline inmekle zabıtanın hem de santralistlerin ihtimalli tehli - kelerine karşı kendimi sigorta et- miş sayılabilirdim. Nitekim böyle de olmuştu. ye Popofla bir odaya yer » leştik. Tuhaf değil mı? Yolda, İstanbulda, hele Talât Be- yin yanında bülbül gibi şakıyan, her güna Bulgar komitacılarına | meydan, kendi yeğitliğine destan okuyan bu herif, Sofyaya gelince karın ağrısına tutulmuş kanatları düşük ( Kanaryalara benzemişti, Birden sesi, soluğu kesilmiş, ke - yifsizlenmişti.. İstanbulda stıp tuttuklarına gö- re, halindeki bu değişikliği, kor - kaklığından ve kahpeliğinden zi- yade yol yorgunluğuna vermiş, ehemmiyetsiz görmüştüm. Ben ge ziyordum, o da bir düzüye yatı - vardığımızın ikinci gü- nü akşam, Yine yaptığım u - zunca bir gezintiden otele dönmüş tüm, Bizim gospodin Vasili yine a görünce pek haklı olarak sıkıldı. Belli etmedim, ate- abzımı yokladım, normal bir de buldum ve sordum: ik mu rahatsızsın?.. yataktı canım şini, ni derece — Vasi çel apma olduğunu sezdiğim bir VS dermansızlıkla inler gibi ce di vap VE sadık elendi, pek fena #aja kalkmak şöyle dursun, yım, Aysi ye Jdatacak halim kolümu bile kımı ilmem ki ne Ya: n a m yerde erld dimi Bit'yorum. düzen ve durum karşısında o değil, asıl be eriyor, bitiyor - dum. Durduğum yerde Ça ; sriyordum. Bu &- dudaklarımı kem Diri damın açıktan 9pğa yok.. h bana ki, yattığı farkediyorum. Eski zaman hekimleri rümatiz- mayı belli başlı bir hastalık sayar- lar ve bu hastalık soğuktan, rutu- betten gelir, derlerdi. Böyle dedik- ten sonra İçleri da rahat ederdi. Şimdiki fikirlere göre rümatiz- ma, artık belli başlı, yani her va- kit ayni sebepten İleri gelir bir has talık değildir. Ateşli, hâd rumatiz- ma hastalığı istisna edilince, miiz- min rümatİzma dediğiniz oynama yerleri ağrıları bugün başka başka sebeplerden İleri gelen hastahkla- rın müşterek bir alâmeti sayılır. Onun için soğuktan ve rutubet- ten rümatizma ağrıları gelip geçe- ceği meselesi de şimdi pek karişık- tır. Bu işi mevsimlere göre tutu- lan hastalık istatistikleri de kes- tirip atamamışlardır. O İstatistik - lerden bazıları rimatizmanm kış mevsİminin sonunda ve ilkbahar- mi soğuk ve rutubetli zaman- larda arttığını gösterir. Buna kar- şılık bazıları da rümatizmalıların vasati sayısı her mevsimde ayni ol duğunu İleri sürerler, İngilterede hastalıktan dolayı malül kalan İsçilerin yüzde on ye disi rümatizmalı olduğundan ora - da rümstizmaya pek büyük ehem- miyet verilir. Rümatizmanın bir çok yerlerde içtimai hastalıklar arasında sayılması da İngilizlerin ona verdikleri ehemmiyetten son- ra çıkmıştır... İngiltere bir taraf - tan rutubetli olmasile şöhret ka - zanmıstır. O memleketin sayın baş- vekilinin bugünlerde pek meşhur olan şemsiyesi İngilterenin o çok yağmurin memleket olduğunu bil miyenlere de öğretti. Bir memleket te rutubetle rümatizma ağrıları çok olunca onların arasında müna- sebet bulunduğuna da çabuk ka- baat getirilir, Bundan dolayı İn; İzler arasında rümatizmayı rutu- betten gelen bir hastalık sayanlar pek çoktur. Halbuki İngilizlerin hir taraf - tan da müstemlekeleri çoktur, hat- tâ müstemlekesi olmıyan memle- i ketleri kıskandıracak kadar çok - le sokağa çıkmış, bir iki saat da dolaşmıştı. Avdüme komltacılar gece - Jeri “Santral, caddesinde, Sofyanın biricik camisinin karşi sırasında bulunan “Makedonya,, otelinin gazinosunda toplanıyor - lardı. Eski çeteci ve kaptanlardan çoğunun beni tanımaları ihtana « lini düşünerek o gece, gazinoya girmekten © çekinmiştik. Yalnız kimseyi — şüphelendirmiyecek bir tarzda, arasıra aşağı yukarı gez - miş, her geçişimizde de içerisini yan gözle süzmüştük. Tabii o ge- ceki çalışmamız müsbet bir netice vermemişti. Veremezdi de. Ve son ra bu kadar üstünkörü bir görüşle ne adam tânılır, ne de tamlan & - damın canına kıyılabilirdi. Gözcü- lüğü, hiç tereddüt ve şüphe birak- mıyacak bir tarzda yapmak, hesap ları görülecek adamları vuzuhla görüp tanımak ve buna bir çare aramak her halde lâzımdı. O geceyi hep düşünmek, bu işi kolayca başarabilmek çarelerini a- raştırmakla, hiç uyumadan, geçir. miş, sabahı etmiştim. Fakat, ka - rarlarımı vermiştim. ie lime çıkmak istemiyen kurnaz ne- ferler gibi bizim gospodin Vasil de, yine yatağının tatlı sıcaklığı için- de düzme çarpınmalarla beni a - yutmak, yapma inlemelerle aldat mek istiyordu. Yanma sokuldum, başını, göğsünü, bileklerini yok - ladım. Ateşi de nabi i bi haldeydi. urp gibi sağlam olduğu hak de basta haberi vererek ta- Soğuktan Gelen Rumatizma tur, Bu müstemlekelerden bazıları İngilterenin asıl topraklarından iyade rutubetli olduğu halde İn- gizler o rutubetli müstemlekeler- de rümatizmaya tutulmazlar. Me. selâ yazın durmadan yağan yağ - murlu günlerde havanın rutube- # bir dereceye yakın olduğu hal- de rümatizmalılar ağrılarından şi- küyet etmezse de başka bir gün rü- tubet derecesi yüzde seksenden aşağıya İndiği vakit ağrıları ar - tar... Şu halde rümatizma ağrıla rının şiddetlenmesine sebep yal » niz rutubet değil demektir. Müstemlekelerde rutubet bulun makla beraber oraları sıcak, İn - gltere rutubetli ve soğuk olduğun dan birçok hekimler rutubet 80- Zukla birlikte olursa vümatisma ağrılarının meydana çıkmasına 86 bep olacağına kanaat getirmişler. dir, Bununla beraber, rümafizma İ- sinde soğuk ve ruluhete İnanmı- yan hekimler de vardır. Bunların arasında kimisi rümatizmaya sebep soğuk rüzgür olduğunu iddia eder. Kimisi de rilmatizmanın ancak ha- va değiştiği zamanlarda meydana çıktığını söyler, Şimdiki halde, en yeni fikir bu dur. Rümatizma ağrıları havanın sık sik değistiği zamanlarda artar. Hava değiştiği zamanlarda da, bi- lirsiniz ki, havanın tazyik derece- si azalır, havadaki elektrik ivonla- rı menfi İken müsbet olurlar. ten havadaki elektrik tvonlarınm sekil değiştirmelerine atfedilen da ha baska marifetler de vardır: Me selâ veremlilerin göğsünden kan gelmesi... Bazıları rümatizma ağrılarının artmasına sebep olarak günesteki lekeleri ileri sürerler. Bu da yaba- ba atılacak bir mütalea değildir. Cünkü güneşteki lekelerin bizim dünyanm karşısına gelmeleri bu- a sıcağın ve soğuğun artmı na, salgın hastalıkların çoğalma- sına sebep olur. Onun İçİn rüma- tizma ağrılarının şiddetlenmesine sebep olabileceklerine de şaşılmaz. Samsun Civarındaki Yollar Bozuk Erbaa, (TAN) — Kasabamızla Samsun arasındaki 153 kilometrelik umumi şösenin Sumsun - Lâdik ara- sındaki 90 kilometrelik kısmı iyi ise de, Erbanya doğru olan kısımları pek fena bir haldedir. Her sene yetmiş bin denk tütün ile mühim mıktarda ceviz. afyon ve bububatm sevkolun- duğu bu yolda yazları mevzii inşa ve tamir faaliyeti görülmekte, fakat pek 8x amele çalıştırılmaktadır. Son ba » Parla beraber iş tatil edilmekte ve Kışlar, yapılmış olanı harap eylemek- tedir. Hele Kabayar mevkii heyelân- | olduğu için daha tehlikeli bir t göstermektedir. On beş se - nedenberi bir türlü ikmal edilmeyen İbu yolun fenatığmdan, yepyeni kam. yonlar iki içinde tanmmayacak hale gelmekte, bu yüzden de harice giden paramız çoğalmaktadır. Erbaa ile Niksar arasındaki kırk kilometrelik yol ise bili mübalâğa kelki de iki yüz senedenberi tamir yüzü görmemiştir. Her iki yolun biran evvel yapıl ması temenni edilmektedir —— © Arapgirde Adliye Teşkilâtı Lâzım Arapkir, (TAN) — Buradaki teşkilât beş aydanberi kuldırılmış ve işleri 45 kilometre u- adi muvakkaten zaktaki Kemaliye kasabasına bağlan mış bulunuyor İki nahiyesiyle bera- ber 25 binden fazla nüfusu olan A - rapkirde bilhassa asliye hukuk mah- kemesine müteallik işler çoktur. Yaş tashihi ve buna benzer küçük dsvalar için te Kemaliyeye kadar gi- dilmesi halkı zarara sokmakta den alâkoymaktadır. Kozluk çay rinde köprü bulunmaması, gidiş geli- şi zorlaştırmakta ve bir kısım halk, tediğ. Burada yeniden adli teşkilât yaprl- masi veklenilmektedir. Bilecikte Elektrik Müdür Bilecik, (TAN) Elektrik işi bu İrada iyi yürümemektedir Sarfiyatın rıühim bir kısmı mum hesabiyle öl - çülmekte, bu sebeple evlerdeki bü - tün lâmbaların yanık bulunması te- diye noktasından bir fark gösterme- mektedir. Lâkin bu bal sarfiyatı ço- galtmakta, esasen eski olan makine ve dinamo denilen kudreti vereme - mektedir. Yazılan lâmb “orda esas 0- len 110 volt delmi ceryan bulunma- makta, hattâ 90 voltluk limba kulla” panlar bile olmaktadır. Yeniden belediye reisi Yahya Güvenin bu işi biran halletmesi berlenilmektedir. ak Muğla Telgrafhanesine Yıldırım Düştü Muğla, (TANI — Posta ve telgraf idaremize gündüzün bir yıldırım düş müştür. Makine başında muhabere ile meş seçilen evvel gul olan iki memura, iyi bir tesadüf eseri olarak bir şey yapmamış, bir - haç telgraf makinesini yakmış, elek- trik ampullerini parçalayıp etrafa s: 1atmiş, üç telgraf direğini de parça lamıştır Halk Ortamektep Yaptıracak Lüleburgaz (TAN)— Orta mektep kurma ve koruma cemiyeti, yeni bir idare heyeti seçmiştir. Derhal faall- yete geçilecek ve önümüzdeki ders yı Mına kadar orta mektep için bir bina yaptırılacaktır. Yurddaş: -- Karnınızı o doyurmak için harcadığınız parayı na- sıl istekle veriyorsanız, ha- vanızın korunması için de aynı arzuyu göstermelisiniz. işin- ze Kastamonu, (TAN) — Mülli Şef İs- met İnönünün verdikle: hilinde, vilâyetimiz içinde iki “ken - dir elyaf ayırma, fabrikası kur ması kararlaştırılmıştır. Fabrika dan biri Gölverende, diğeri Taşköp İrüde kurulacaktır. İ Sümerbank mühendislerinden Os - İman Ethem ve Mehmet Ali, bu iki| yerde tetkikatta bulunduktan sonra Ankaraya dönmüşlerdir. İki fabrika, dörder yüz bin lira - dan, sekiz yüz bin | cak, inşaata hemen başlanılacak ve hazirana kadar bitirilecektir “Kendir elyaf ayırma,, makineleri nin Sovyetler Birliğinden getirilme- si münasip görülmüş ve muhaberata başlanılmıştır. Makineler de süratle Nazilli (TAN) — Nüfusu on bini aşan kasabamızda imar işle lanmağa başlamıştır. Betonarme bir hâl inşa olunm. tadır. 17400 tiraya çıkacak olan hâ - v esi 35,60, derinliği 27 metre Dört tarafı i haz yoldur. Hâl mayıs başlarında bitmiş ola - cek, şimdi dağınık bir halde olen ve sıhhi şartlara pek te riayet etm. Kasaplar, sebzeciler, meyvecile: balıkçılar oraya taşınacaktır. 27 dükkünr, bodrum katında baya deposu bulunacaktır. Yeni su te sisatı yapılınca, hâlin bütün dükkün- larına bol su Ga verilecektir. Yulardanberi istenilen bol elek - trik ceryam temini işi de hal olun - mak valuna girmiştir. Basma ( fabrikasından © ceryan alınacak © tesisat o baştan o ba şe değiştirilecek, bunun için 45 bin lira harcanacaktır. 20 bin lira beledi. yede hazir bulunmaktadır. Geri ka - len 25 bin lira da, belediyeler banka- sından almacık borçtan ayrılacaktır Projeler Nafi» Vekâletince tasdik e - İdilmiştir. Yeni tesisat bu sene içinde ikmal edilmiş olacaktır. Bundan son ra elektriğin kilovatı azam! 15 kuru Aydında Baytar İşleri İyi Aydın (TAN) — 937 yılında bay- tar müdürlüğü, Antraks, uyuz, çi - çek, yani kara hastalıkları ile müca- Gele etmiş, 6042 hayvana serum ya - pılmış, 1862 hayvana ihsa ameliyesi tatbik Yine 937 de ya -| Hi Aygır deposundaki © sekiz at, üç raerkeple 347 kısrak ve 151 merkebe saft yapılmış. bunlardan 125 damız - lık yavru almınıştır. 3 baş saf ve 23 baş yarım kan man İtofan boğası Karacabey harasından alinarak köylere dağıtılmıştır. 938 yılındı ise, 12873 hayvana aşı tedavi edilmiştir. Depoya bir merkep aygırı daha satın almmiş ve İlimiz hayvancıları için 4 elns boğa temin olunmuştur, elle eza Muhacirlere Yardım Aydın, (TAN) — Ziraat Bankası, muhacirlere yemeklik ve yemlik buğ day dağıtmağa başlamıştır. # Aydm, (TAN) — Nazillinin Ku i direktif da'r soğuk | tutbik olunmuş 1945 hasta hayvan d Kastamonudaki kendir pazarlarından biri getirilecek ve ağustos sonuna kadar ektir urulacağı havalide - halkı, fabr'kalar için lâ - yerleri bu hayırlı iş uğrun banka çok ucuz fiyatla ver- lunduklarını vilâyet dir. 4 bin ton kadar ontajları b da m makamın: Bugün ancak 3 kendir istihsal edilmektedir. Fabrı - kalar kurulduktan sonra bu miktarın senevi 20 — 30 bin tona çıkacağı u- alar kendiri, şeker fabrika- üzerinde tatbik ettik- sul henüz tarlı ak ve elyaf ha- Yarı İleri usulle, yani m dayken köylüden Wine koyduktan sonra iç ve dış piya- İsalara sevedecektir. Nazillide Su ve Elektrik İşleri Hallediliyor 1se verilecek ve bu fiyat ileride indiri lecektir. acı da, beledi İmacak pa- n oluna - göre Nazil udan borç İranın 1 le caktır Tasdik edilen projeye İ sü” yirmi kilsmetre uzaktaki Ova - cık movkiindek' yedi menbadan ge « törilecektir. Tesisat, 940 malt yl so bitirilmiş olacaktır. i Emin Bilgin, Beledi n 200 bin lira istik kirdaki mukavelensme - * imzalamak üzere şubat (o başında İ Ankaraya gidecektir Belediyemizce, spor sahast için evvelce yapıları üç bin liralık istim - ibik ve inşanttar, başka, (o Başvekilin gönderdiği iki bin lira ile bu saha tevsi ve tanzim edilmiştir. Şimdi Beder Terbiyesi umum mü i göndermiştir. Bununla, yeni stadyormun yeri ha - #rlanmakta ve genişletilmekte, bu maksatla zeytinlik mahallesinde is - timlâklerde bulunulmaktadır. Bütün spo: sahası, yirmi beş bin metre murabbal yer tutacaktır. Stad yomün hazırlanan plânı, tasdik edil- zere, Beden "Terbiyesi umum üne gönderilmiştir, yeler larında az akti hı ğü müdür Çanakkalede Halkevi Yapılacak Çanakkals (TAN) — Cümhuriyet meydanı ile Balık, “ski seki mezarlı! V. binası yapurılacaktır. Plân ve kro Yileri Ankaraya gönd bin liraya çrkacaktır. # Çanakkale (TAN) — gecesi İstiklâl mektebinde balo hasılatı ile, bulvarı yanın » yeni bir Halke- len bina, yüz Yılbaşı verilen alo at yurdundaki öksüz yavrular sevindirilmiştir. © İzmitte Şap Hastalığının Önüne Geçildi İzmit, (TAN) — Karasu ve Hen - ek kazalarında şap hastalığı, yapı - lan mücadele ve alınan tedbirler ne- tcesi olarak tamamen sönmüş vs bu mıntakalar hastalıktan temizlenmiş- tir. Kandra ve Adapazarı kazaları hayvanatındaki şap hastalığı da te - vakkuf devresine girmiş ve yeni vu- kuat kaydedilmemiştir. Vilâyette pılmakta olan ruam mücadelesi de Adapazarından manda o mıntekanın bütün kaza ve köylerinde bitirilmiş- yucak kamunu merkezinde bir posta telgraf merkezi açılmak üzeredir. tir. Adapazarı mıntakası da ay sonu” na kadar bitirilmiş olacaktır.