22 Ocak 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ÇTT —T " MEML i Kendir abrikası Açılıyor Samsun Civarındaki Yollar Bozuk 67 Balkaneski Oteline Yerleşmiştik İstanbulda Bülbül Gibi Şakıyan Vasil Popof Yakın Tarihin En Esrarlı Çehresi: Erbaa, (TAN) — Kasabamızla Samsun arasındaki 153 kilometrelik umumi şosenin Samsun - Lâdik ara- sındaki 90 kilometrelik kısmı iyi ise de, Erbaaya doğru olan kısımları pek Sofyada Dut Yemiş İspinoza Dönmüştü Çek'nilecek bir tehlike kalma - Miüşti. — Küpeştelere dayananlar, î“lenler ağlıyanlar arasına ben de atılmıştım. Gözü yaşlı yolcuların rıhtımda sıralanan telâşlı uğurla- f"”"“la karşılıklı selâm savuruş- arını, mendil sallayışlarını, öpü- Cük yollayışlarını seyre dalmıştım. ;Ve de olsa bunlarla oyalanmış ve Stanbuldan, aileden ayrılık acıla- Tini unutmuş, gamımı biraz dağıt mşım. Boğazı geçtikten, Kara- denizin karanlıklarına gömüldük - ten sonra ben de, acılarımı, tasa- larımı yüreğime gömmüş, üzeri- Me aldığım büyük işin düşüncele- Tine bürünmüştüm. Köstenceye, hiçbir zorluk gör- meden, polisin meraklı, gö- zetleyici bakışlarını üzerimize çek meden çıktık. Pasaport işimizi bir Bizli elle yaptırdık. Akşam vakti Tuna yolu ile Rusçuğa gitmek ü- zere Selve vapuruna atladık. usçukta, vapurdan çıkarken Pasapı dan fazla incelemek, kim olduğu- mMuzu, Sofyaya niçin gittiğimizi e- şelemek, bavullarımızı didiklemek istiyen pasaport ve gümrük me- murlarının gönüllerini hoş ediver- mek güç olmamıştı. Ellerine sıkış- tırdığım birer Osmanlı altınının büyüleyici pırıltıları karşısında ka maşan gözleri yumuluvermişti. Al tın anahtarla açtığımız kapıdan geçmiş, trene binmiştik. Sofyaya varınca “Marya Luize,, caddesinde “Balkaneski,, oteline indik. Bu otel (Varhoyist) Make- donyalılardan Uhrili Barba (An - Sofyaya gelen bütün Varhovist ko mitacıların, kaptanların bu otele indiklerini İstanbulda — öğrenmiş- tim. Bunu bildiğim için de bu ©- teli diğerlerine üstün tutmuştum. Çünkü, Bulgar zabıtasının öteden beri Varhovistleri, yani Makedon- yanın Bulgaristana katılmasından yana olan ve buna çalışan komi- tacıları kayırdığını, yattıkları o - tellere göz yumduğunu da bilmez değildim. Bu bakımdan (Balkanas ki) oteline inmekle zabıtanın hem de santralistlerin ihtimalli tehli - kelerine karşı kendimi sigorta et- miş sayılabilirdim. Nitekim böyle de olmuştu. Vasil Popofla bir odaya yer - leştik. Tuhaf değil mı?.. 'Yolda, İstanbulda, hele Talât Be- yin yanında bülbül gibi şakıyan, her güna Bulgar komitacılarına meydan, kendi yeğitliğine destan okuyan bu herif, Sofyaya gelince karın ağrısına tutulmuş kanatları düşük kanaryalara benzemişti, Birden sesi, soluğu kesilmiş, ke - yifsizlenmişti.. İstanbulda atıp tuttuklarına gö- re, halindeki bu değişikliği, kor - kaklığından ve kahpeliğinden zi- yade yol yorgunluğuna vermiş, ehemmiyetsiz görmüştf'ıre. Ben ge ziyordumı © da bir düzüye yatı - yordu. SA n Sofyaya vardığımızın ikinci gü- nü akşamlydl- Yine yaptığım u - zunca bir gezintiden otele dönmüş tüm. Bizim gospodin Vasili yine yatakta görünce pc.ak haklî olarak canım sıkıldı. Belli etmedim, ate- şini, nabzını yokladım, normal bir derecede buldum ve sordum: — Vasil çok mu rahatsızsın?.. apma olduğunu sezdiğim bir Y dem—.ansızlı.kla inler gibi ce vap verdı—s adık efendi, pek fena- kalkmak şöyle dursun, kımıldatacak halim ki ne yapsak?.. İnan ğım yerde erid gimi Bitiyorum. yım. Ayağa kolumu bile yok.. Bilmem bana ki, yattı. farkediyorum.. Bu dbüzen ve durum karşısında ği ben eriyor, biıtiy:or & âudmcgl;,)uîâhğum yerde titriyor, dUda..klanmı kmiriyordum. Bu :; Gamın açıktan açığa kahpelik et ği, işten kaçındığı besbelliydi. Çok çapraşık, dolaşık bir duruma düş- müştüm. Bu herife göz dağı ver - mek, sıkıştırmak göz göre tehlike- yaratmak demekti. Bunu yapa - mazdım tabii. Kendi haline bırak mak, sayrımsamasına göz yum - mak ta üzerime aldığım işi sav - samak demekti. Bunu yap da kabul edemezdim tabii. Şu hal de?.. Evet şu halde yapılacak bi- ricik şey yaltaklıktı, ataklık de - ğil. luğunu urumun İicap ettirdiği kadar ben de yalvardım, yaltak - landım ve Talât Beyin cebine at- tığı yüzlerce liradan başka neler adadım bilseniz.. Ne kadar ter dök tüm, didindim görseniz.. Fakat hepsi boşa gitti. Herif, inatçı katırlar gibi ayağı- nı diremişti, hastayım, yapamam demişti bir kere. Dönmüyordu de diğinden işte. İleri sürmekte zor- luk gördüğüm bu soysuz katırın bir de yolunu değiştirmek aklıma geldi ve: — Vasil, dedim. Görüyorum ki, hastasın. Bu bitkin halinle sen ne silâh kullanabilir, ne de boğuşa - bilirsin. Buna inandım. Fakat, hiç olmazsa, şu herifleri uzaktan gös- termek yardımını olsun yap bana da, başka bir şeye karışma bari.. Ne yapalım?.. Hastalık ta Allahtan. Bu teklifim Vasilde bir iksir tesiri göstermişti. Bir saat sonra inadı yumuşamış, akşam üzer: de oda içinde dolaşmağa başlamıştı. O gece de ısrarıma karşı durama- e dKi “mekle beraber inliye, oflaya benim başını, göğsünü, le sokağa çıkmış, bir iki saat da dolaşmıştı. Aradığımız komitacılar gece - leri “Santral,, caddesinde, Sofyanın biricik camisinin karşı sırasında bulunan — “Makedonya,, otelinin gazinosunda toplanıyor - lardı. Eski çeteci ve kaptanlardan çoğunun beni tanımaları ihtama - lini düşünerek o gece, gazinoya girmekten — çekinmiştik. —Yalnız kimseyi — şüphelendirmiyecek bir tarzda, arasıra aşağı yukarı gez - miş, her geçişimizde de içerisini yan gözle süzmüştük. Tabii o ge- ceki çalışmamız müsbet bir netice vermemişti. Veremezdi de. Ve son ra bu kadar üstünkörü bir görüşle ne adam tanılır, ne de tanılan a - damın canına kıyılabilirdi. Gözcü- lüğü, hiç tereddüt ve şüphe birak- mıiyacak bir tarzda yapmak, hesap ları görülecek adamları vuzuhla görüp tanımak ve buna bir çare aramak her halde lâzımdı. O geceyi hep düşünmek, bu işi kolayca başarabilmek çarelerini a- raştırmakla, hiç uyumadan, geçir- miş, sabahı etmiştim. Fakat, ka - rarlarımı vermiştim. Turp gibi sağlam olduğu hal- de hasta haberi vererek ta- lime çıkmak istemiyen kurnaz ne- ferler gibi bizim gospodin Vasil de, yine yatağının tatlı sıcaklığı için- de düzme çarpınmalarla beni a - vutmak, yapma inlemelerle aldat mak istiyordu. Yanına sokuldum, bileklerini yok - de nabzı d: i bi Soğuktan Gelen Rumatizma kakimlein HümkRül r Eski mayı belli başlı bir hastalık sayar- lar ve bu hastalık soğuktan, rutu- betten gelir, derlerdi. Böyle dedik- ten sonra içleri da rahat ederdi. Şimdiki fikirlere göre rümatiz- ma, artık belli başlı, yani her va- kit ayni sebepten ileri gelir bir has talık değildir. Ateşli, hâd rumatiz- ma hastalığı istisna edilince, müz- min rümatizma dediğiniz. oynama yerleri ağrıları bugün başka başka sebeplerden ileri gelen hastalıkla- rın müşterek bir alâmeti sayılır. Onun için soğuktan ve rutubet- ten rümatizma ağrıları gelip geçe- ceği meselesi de şimdi pek karışık- tır. Bu İişi mevsimlere görc tutu- lan hastalık istatistikleri de kes- tirip atamamışlardır. O istatistik - Jerden bazıları rümatizmanın kış mevsiminin sonunda ve ilkbahar- da yani soğuk ve rutubetli zaman- larda arttığını gösterir. Buna kar- şılık bazıları da rümatizmalıların vasati sayısı her mevsimde ayni ol duğunu ileri sürerler. İngilterede hastalıktan dolayı malül kalan lşçile:ljn yüz:le on ye tur. Bu lek bazıl İ eT, & kl g: asıl p ziyade rutubetli olduğu halde İn- gilizler o rutubetli müstemlekeler- e rümati: ya tutul lar. Me- selâ yazın durmadan yağan yağ - murlu günlerde havanın tTutube- ti bir dereceye yakın olduğu hal- de rümatizmalılar ağrılarından şi- kâyet etmezse de başka bir gün ru- tubet derecesi yüzde seksenden aşağıya İindiği vakit ağrıları ar - tar... Şu halde rümatizma ağrıla- rının şiddetlenmesine sebep yal - nız rutubet değil demektir. Müstemlekelerde rutubet bulun makla beraber oraları sıcak, İn - giltere rutubetli ve soğuk olduğun dan birçok hekimler rutübet s0- ğukla birlikte olursa vümatizma ağrılarının meydana çıkmasına se bep olacağına kanaat getirmişler- dir, beraber, rümatizma İ- şinde soğuk ve rutubete İnanmı- yan hekimler de vardır. Bunların arasında kimisi rümatizmaya sebep soğuk rüzgâr olduğunu iddia eder. Kimisi de rümatizmanın ancak ha- va değiştiği zamanlarda meydana disi rümatizmalı ğ ora - da rümatizmaya pek büyük ehem- miyet verilir. Rümatizmanın bir çok yerlerde içtimal hıs_tılıkl!ı arasında sayılması da İngilizlerin ona verdikleri ehemmiyetten son- ra çıkmıştır... İngiltere bir taraf - tan rutubetli olmasile şöhret ka - zanmıştır. O memleketin sayın baş- vekilinin bugünlerde pek meşhur olan şemsiyesi lngllterıânin ç;:(l yağmurlu memlelîît oknğun:ı' l söyler. Şimdiki halde, en yeni fikir bu dur. Rümati ağrıları h sık sık değistiği zamanlarda artar. Hava değiştiği zamanlarda da, bi- lirsiniz ki, havanın tazyik derece- si azalır, havadaki elektrik iyonla- rı menfi iken müsbet olurlar. Za- ten havadaki elektrik ivonlarının sekil değiştirmelerine atfedilen da ha başka marifetler de vardır: Me sel'â veremlilerin göğsünden kan miyenlere de öğ te rutubetle Tümatizma ağrıları çok olunca onların arasında müna- sebet bulunduğuna da çabuk ka- naat getirilir. Bundan dolayı İngi- lizler arasında rümatizmayı rutu- betten gelen bir hastalık sayanlar pek çoktur. Halbuki İngilizlerin bir taraf - tan da müstemlekeleri çoktur, hat- tâ müstemlekesi olmıyan memle- ketleri kıskandıracak kadar çok - duğu bu yolda yazları mevzii inşa ve tamir faaliyeti görülmekte, fakat pek fena bir haldedir. Her sene yetmiş bin denk tütün ile mühim mıktarda ceviz, afyon ve hububatın sevkolun- az amele çalıştırılmaktadır. Son ba - barla beraber iş tatil edilmekte ve kışlar, yapılmış olanı harap eylemek- tedir. Hele Kabayar mevkii heyelân- İr arazi olduğu için daha tehlikeli bir mahiyet göstermektedir. On beş se - nedenberi bir türlü ikmal edilmeyen bu yolun fenalığından, yepyeni kam- yonlar iki üç av içinde tanınmayacak hale gelmekte, bu yüzden de harice giden paramız coğalmaktadır. Erbaa ile Niksar arasındaki kırk kilometrelik yol ise bilâ mübalâğa belki de iki yüz senedenberi tamir yüzü görmemiştir. Her iki yolun biran evvel yapıl- ması temenni cdilmektedir. Arapgirde Adliye Teşkilâtı Lâzım Arapkir, (TAN) — Buradaki adli teşkilât beş aydanberi — muvakkaten kaldırılmış ve işleri 45 kilometre u- zaktaki Kemaliye kasabasına bağlan mış bulunuyor İki nahiyesiyle bera- ber 25 binden fazla nüfusu olan A - rapkirde bilhassa asliye hukuk mah- kemesine müteallik işler çoktur. Yaş tashihi ve buna benzer küçük davalar için ta Kemaliyeye kadar gi- dilmesi halkı zarara sokmakta, işin- Kastamonu, (TAN) — Milli Şef İs- | met İnönünün verdikleri direktif da hilinde, vilâyetimiz içinde iki “ken - dir elyaf ayırma,, fabrikası kurul - ması kararlaştırılmıştır. Fabrikalar-. rüde kurulacaktır. man Ethem ve Mehmet Ali, bu iki yerde tetkikatta bulunduktan sonra Ankaraya dönmüşlerdir. eak, inşaata hemen başlanılacak ve hazirana kadar bitirilecektir. “Kendir elyaf ayırma,, makineleri- si münasip görülmüş ve muhaberata başlanılmıştır. Makineler de süratle Kastamonudaki kendir pazarlarından biri getirilecek ve ağustos sonuna kadar montajları bitirilecektir. Fabrikaların kurulacağı havalide - ki köyler halkı, fabrikalar için lâ - zım gelen yerleri bu hayırlı iş uğrun dan biri Gölverende, diğeri Taşköp-|da Sümerbanka çok ucuz fiyatla ver- meğe hazır bulunduklarını vilâyet Sümerbank mühendislerinden Os - |makamına bildirmişlerdir. Bugün ancak 3 —4 bin ton kadar kendir istihsal edilmektedir. Fabrı - kalar kurulduktan sonra bu miktarın - İki fabrika, dörder yüz bin lira - senevi 20 — 30 bin tona çıkacağı u- dan, sekiz yüz bin liraya mal ola - mulmaktadır. Fabrikalar kendiri, şeker fabrika- larınin pancar üzerinde tatbik ettik- leri usulle, yani mahsul henüz tarla- nin Sovyetler Birliğinden getirilme- | dayken köylüden alacak ve elyaf ha- İline koyduktan sonra İç ve dış piya- lsalara sevedecektir. Nazilli (TAN) — Nüfusu on beş bini aşan kasabamızda imar işleri hız lanmağa başlamıştır. den alakoymaktadır. Kozluk çayı üze rinde köprü bulunmaması, gidiş geli- Burada yeniden adli teşkilât yapıl- ması beklenilmektedir. Bilecikte Elektrik Müdürü Bilecik, (TAN) — Elektrik işi bu rada iyi yürümemektedir Sarfiyatın riühim bir kısmı mum hesabiyle öl - çülmekte, bu sebeple evlerdeki bü - tün lâmbaların yanık bulunması te- diye “oktasından bir fark gösterme- mektedir. Lâkin bu hal sarfiyatı ço- galtmakta, esasen eski olan makine ve dinamo denilen kudreti yereme - mektedir. Yazılan lâmb * rda esas o- lan 110 volt daimi ceryan bulunma- makta, hattâ 80 voltluk lâmba kulla- nanlar bile olmaktadır. : Yeniden belediye reisi Yahya Güvenin bu işi biran halletmesi beklenilmektedir. seçilen evvel Muğla Telgrafhanesine Yıldırım Düştü Muğla, (TAN) — Posta ve telgraf idaremize gündüzün bir yıldırım düş müştür. Makine başında muhabere ile meş gul olan iki memura, iyi bir tesadüf eseri olarak bir şey yapmamış, bir - kaç teigraf makinesini yakmış, elek- trik ampullerini parçalayıp etrafa sıç latmış, üç telgraf direğini de parça - lamıştır. Halk Ortamektep Yaptıracak Lüleburgaz (TAN)— Orta mektep kurma ve koruma cemiyeti, yeni bir idare heyeti seçmiştir. Derhal faali- yete geçilecek ve önümüzdeki ders yı lına kadar orta mektep için bir bina yaptırılacaktır. Bazıları rümati: artmasına sebep olarak güneşteki lekeleri ileri sürerler. Bu da yaba- na atılacak bir mütalea değildir. Cünkü güneşteki lekelerin bizim dünyanın karşısına gelmeleri bu- rada sıcağın ve soğuğun artması- na, salgın hastalıkların çoğalma- sına sebep olur. Onun için rüma- Aatl mile Yurddaş: -« Karnınızı doyıırmakw için harcadığınız parayı na- sıl istekle veriyor: ha- şi’orlı;tırmıkta ve bir kısım halk, li yoldur. Hâl, mayıs başlarında bitmiş ola - cak, şimdi dağınık bir halde olan ve sıhhi şartlara pek te riayet etmeyen kasaplar, sebzeciler, meyveciler ve balıkçılar oraya taşımnacaktır. Hâlin 27 dükkânı, bodrum katında soğuk bava deposu bulunacaktır. Yeni su te sisatı yapılmca, hâlin bütün dükkân- larma bol su âda verilecektir. Yulardanberi istenilen bol elek - trik ceryanı temini işi de hal olun - mak yaluna girmiştir. Basma — fabrikasından — ceryan alınacak tesisat — baştan — ba - şe değiştirilecek, bunun için 45 bin lira harcanacaktır. 20 bin lira beledi- yede hazır bulunmaktadır. Geri ka - len 25 bin lira da, belediyeler banka- sından alınacak borçtan ayrılacaktır. Projeler Nafia Vekâletince tasdik e - dilmiştir Yeni tesisat bu sene içinde ikmal edilmiş olacaktır. Bundan son ra elektriğin kilovatı azami 15 kuru- Betonarme bir hâl inşa olunmak- tadır. 17400 liraya çıkacak olan hâ - ephesi 35,60, metre Nazillide Su ve Elektrik İşleri Halledi'iyor şa verilecek ve bu fiyat ileride indiri lecektir. Nazillinin su ihtiyacı da, beledi- yeler bankasmdan borç alınacak pa- ranın 175 bin lirası ile temin oluna - caktır Tasdi cık mevkiindek! yedi bad tirilecektir. Tesisat, 940 mali yılr sonlarında bitirilmiş olacaktır. Beledye reisi Emin Bilgin, Beledi yeler bankasından 200 bin lira istik raz akti hakkındaki mukavelename - yi imzalamak üzere şubat — başında Ankaraya gidecektir. Belediyemizce, spor sahası için evvelce yapılar üç bin liralık istim - lök ve inşaattar. başka, — Başvekilin gönderdiği iki bin lira ile bu — saha tevsi ve tanzim edilmiştir, Şimdi Beden Terbiyesi umum mü dürlüğü iki bir lira — göndermiştir. Bununla, yeni stadyomun yeri ha - zırlanmakta ve genişletilmekte, bu niaksatla zeytinlik mahallesinde is - timlâklerde bulunulmaktadır. Bütün spo> sahası, yirmi beş bin raetre murabual yer tutacaktır. Stad yomun hazırlanan plânı, tasdik edil- mek üzere, Beden Terbiyesi umum müdürlüğüne gönderilmiştir. ge- Aydında Baytar İşleri İyi Aydın (TAN) — 937 yılında bay- tar müdürlüğü, Antraks, uyuz, çi - çek, yani kara hastalıkları ile müca- cele etmiş, 6042 hayvana serum ya - pılmış, 1862 hayvana ihsa ameliyesi tatbik olunmustur. Yine 937 de ya - pılan diğer işler şunlardır: Aygır deposundaki sekiz. at, üç raerkeple 347 kısrak ve 151 merkebe saft yapılmış, bunlardan 125 damız - hik yavru alınmıştır. 3 baş saf ve 23 baş yarım kan man tofan boğası Karacabey harasından almarak köylere dağıtılmıştır. 938 yılındu ise, 12873 hayvana aşı tatbik olunmuş 1945 hasta hayvan tedavi edilmiştir. Depoya bir merkep aygırı daha satın alınmış ve ilimiz hayvancıları için 4 cins boğa temin olunmuştur. ——H——— Muhacirlere Yardım Aydın, (TAN) — Ziraat Bankası, vanızın korunması ıçın de hacirlere yemeklik ve yemlik buğ day dağıtmağa başlamıştır. ** Aydın, 'TAN) — Nazillinin Ku ağrılarının ş sebep olabileceklerine de şaşılmaz. yucak £ merkezinde bir posta telgraf merkezi açılmak üzeredir. Çanakkalede Halkevi Yapılacak Çanakkale (TAN) — Cümhuriyet raeydanı ile Balıkesir bulvarı yanın - daki eski mezarlıkta yeni bir Halke- v- binası yaparılacaktır. Plân ve kro kileri Ankaraya gönderilen bina, yüz bin liraya çıkacaktır. * Çanakkale (TAN) — Yılbaşı gecesi İstiklâl mektebinde — verilen balo hasılatı ile, şefkat yurdundaki öksüz yavrular sevindirilmiştir. p LA SFT gaü İzmitte Şap Hastalığının Önüne Geçildi İzmit, (TAN) — Karasu ve Hen - dek kazalarında şap hastalığı, yapı - lı.m mücadele ve alınan tedbirler ne- ticesi olarak tamamen sönmüş ve bu mıntakalar hastalıktan temizlenmiş- tir. Kandra ve Adapazarı kazaları hayvanatındaki şap hastalığı da te - vakkuf devresine girmiş ve yeni vu- kuat kaydedilmemiştir. Vilâyette ya- pılmakta olan ruam mücadelesi de Adapazarından maada — mıntakanın bütün kaza ve köylerinde bitirilmiş- tir. Adapazarı mıntakası da ay sonu- na kadar bitirilmiş olacaktır. edilen %rpâeye şöre - ,&&%— Ova - | $ HdFf ERRERLEN . < Hi l E.. ,

Bu sayıdan diğer sayfalar: