Em e NAZİLLİDE; l Fotoğrafın Ters | Asılmasından Çıkan Dava Nazilli, (TAN) — Bir müddet ev- vel Cümhuriyet müddeiumumiliğine gerip bir müracaat yapılmıştır. Na- zilli muallimlerinden Rıza Öz, mü delamumiliğe istida vererek, Nazilli- de fotoğrafçı Ali Ersoyu dava etmiş- tir. Davanın mevzuu şudur: Fotoğrafçı Ai Ersoy, dükkünmin kapısı dışındaki camekâna koyduğu resimlerin arasına bir te ters fotoğ- raf asmıştır. Muallim Rıza Özün o- len resim bu vaziyette itina ile çivi- denmiştir. Bunu gören iki arkadaşı Rı za Öze haber verince o bu İşe sinir. lenmiş, bir iki arkadaşım ayrı ayrı fotoğrafçıya göndererek resmin ora-| dan kaldırılmasını istemiştir. Fakat | fotoğrafçı aldırmamış, resmin orada | ve öylece duracağını söylemiştir. Rı- za Özün İstidası üzerine müddelumu mi Kâmil Ülkü tarafından emniyet komiserliğine emir verilmiş, komiser | Osman Çetinle mahalline gidilerek | fotoğrafın vaziyeti tespit edilmiş ve zabıt tutularak emniyet komiserli - ğinde davacı ile suçlunun ifadeleri alınmıştır. Hâdisenin fezlekesi müd- deliimumiliğe gönderilmiştir. Suçlu Ali iadesinde, mesleki rek lâm yapmak niyetile fotoğrafı böy- le astığını söylemektedir. Davacı Ri zâ Oz ve vekili Ali Ozen ise, “alenen ve devamlı şekilde fotoğrafın teamül haricinde böyle baştaşağı asılmış ol- m ; tanıdıkları, öğretmen arka- daşları ve talebeleri arasında şahsi - yetleri hakkında feha bir zan tevlit ettiği cihetle şeref ve haysiyetinin haleldar olduğunu, itidal ve müvaze-| ne haricinde bir hareketle kendileri» me hakaret edildiğini, iddia eyle- mekte ve ceza kanununa göre suç -İana boruların genişletilmesine b: lunun tezeiyesini we-şahsi tazminat | lanılmıştır. vermeğe mahküm edilmesini istemek tedirler. Bu meraklı dava Nazihi sulh ceza mahkemesinde 16 temmuz- | bey nahi da görülecektir. Konya, Buğday pazarının - Bahçesi Çaykan Nahiy Konya, (TAN) — Belediye, Alâ- ettin tepesindeki düzlükte şehir bah- çesi açmağa karar vermiş, bir kavuz yaptırtmağa başlamıştır. Diğer eksik ler de tamamlanmak üzeredir. Bahçenin işletilmesi müteahhide verilmiştir. Bahçede ra- kıdan başka bütün meşrubat bulu - nacaktır. Hükümet binasında tamirat Konya, (TAN) — Hükümet bina sının polis teşkilâtı tarafından işgal olunan kısmı, dar ve karanlık vazi- yetten kurtarılmış, yeniden tamir e- dilerek pek ferah ve mükemmel bir hale getirilmiştir. Su bollanacak Konya, (TAN) — Çarşı ileride bulunan semtler içindeki ve Ü çeşmelerin suyunu çoğaltmak Yeni tayinler yesi müdürü İsmail Tokar 'TAN)— Beyşehrin Doğan ———— 25 lira maaşla birinci sıpıf nahiye MANISADA ; İmildürlüğüne, Konyanın Yarma na- DE İbiyesi müdürü Rüştü Onur ve Akvi- ran nahiyesi müdürü Tevfik Ayte- İkin yirmi iki lira maaşla ikindi sınıf nahiye müdürlüklerine terfi ettiril. mişlerdir. Bir Mahküm, Gardiyanı Yaraladı » (TAN) — Hapisanemizde suçundan dolayı yatan İz - mirli arap Salt oğlu Mehmet Ali, gar diyan Muharremi çakı ile kaba etin den vurmuştur. Mehmet Ali, gardiya nın mahkümlara esrar getirdiğini, kendisine de getirmek için verdiği pa rayı İade etmediği gibi esrar da ver Ilgın civarında eski eserler Konya, (TAN) — Tlginin Çigil na- hiyesine bağlı Balyan köyü civarın- da bir tepede, üzerinde kabartma ya- zlar ve resimler olan taşlar bulun- muştur, Bunlar, şehrimiz eski eserler uzaktan görünüşü Konya Belediye Açılıyor esinde Demirli Manganez Madeni Bulundu. | Demirli manganez bulundu Konya, (TAN) — Ereğlinin Çay: kan nahiyesi içinde Sığırcıkkaya ci- yarında demirli manganez madeni bü lunmuştur. Mahsul çok iyi Konya, (TAN) — Bu sene vilâye- #imiz içinde zirai vaziyet çok iyidir. Ekinler, sebze ve meyvalar güzel ve bol yetişmektedir. Üzüm mahsulü- nün de bereketli olacağı anlaşılıyor. Beyşehir ve Sogla göllerinde bol su bulunduğu, çaylarda da suların pek azalmadığı bildiriliyor. Bozkırda çalışmalar Könya an köy muktatları ve kâtipleri İkursu bitmiş, çok güzel neticeler a- açi « İlanmıştır. iylerinin kalkiın- bı temin edilmiştir. mıyan yerlerde dö köy odaları yâğtı- rılmaktadır. Halkevinde yeni mesai Konya, (TAN) — Halkevi idare heyeti, yeni başkan Tahir Mıhçının İsiyaseti altında yaptığı toplantıda i- lerdeki mesai şeklini tesbit etmiştir. iz lira ücretli bir idare mü- dürü de alınacaktır. Seydişehir Müddeiumumi | Konya, (TAN) — Geyve müddeiu- Jmumisi Reyhan, Seydişehir müddei- umumiliğine tayin olunmuştur. Hükümete ve zabıtaya küfür etmiş Konya; (TAN) — Belediye kantar memuru Bekir Akkora, sarhoşken yüksek sesle hükümete ve zabıtaya 'TAN) — Bozkır ilçesinde| aktadır. Her kö-| Balyada Kanlı Bir Kız Kaçırma ei. Hâdisesi Balya, (TAN) — Doğanlar köyün- de Koca Kuşak oğullarından Ibrahim İoğlu Ahmet, ayni köyden Omer kızı 14 yaşında Bedriyeyi kaçırmıştır. Jandarma, bir günde Ahmedi yakala mıştır. Bu hâdise, bir ağır yarala - mâ vakasına sebep olmuştur. Ömerin oğlu Mehmet Ali, Ahmedin evine gitmiş, kız kârdeşi kaçırilkrken bers- ber götürdüğü eşyanın geri verilme- sini istemiştir. Red cevabi aldığı için de, Pembe isminde bir kadını sopa ile başından tehlikeli surette yara lanmıştır. 2 al AKHİSARDA : Elektrik Tesisatı Yenileştiriliyor | Akhisar, (PAN! — Belediye, elek» rik fabrikası için Almanyadan yeni bir lokomobil getirmiş, bunun monta- jina Alman mütehassıs Hober tarafın dan başlanılmıştır. Elektrik tesisatının yenilenmesi de bir şirkete (hale olunmuştur. Gaz Hırsızı Akhisar, "TAN) — Belediyenin gaz deposunu delerek 17 teneke gaz ça- lan Ahmet İsminde biri tevkif edil- miştir. Çalınan gazlar Kap: de bulunmuş ve lunmustur Tütün Zeriyatı Bi Akhisar, (TAN) — Pek hararetli bir çalışmadan sonra bu seneki tü 1 bitirilmiştir. 100 bin de iy n dikilmistir. Belediye Reisine teşekkür edil, Akhisar, (TAN) — Şehir meclisi son devre toplantılarını bitirmiştir. Meclisin geçen senelik çalışma devre- | si içinde çok mühim işler başarılmış | 1 köyün iade 0- tir. 'Möclis “Katar ve”atrektmerini İSA: bet ve muvaffakiyetle tatbik eden reis Nüzhet Işığa teşekküre karar vermistir. Zelzele felâketzedelerine yardım Akhisar, (TAN) — Kirşehir felâ ketzedelerine yapılar yardım miktarı 1600 lirayı bulmuştur. Bu para, HW| lâlishmer umumi merkezine gönde- rilmiştir. ! | amam ğa İZMİRDE : Başvekilin Sporculara Hediyesi İzmir, (TAN) — Başvekil. Celâl! Bayar, İzmir deniz sporcularına bü- ADYOLIN Terkibinin yüksek fenni kıymetine rağmen, rekabet kabul etmez derece" de ucuz ve sarfiyatının çokluğu sebebile daima taze olmasından İleri geli” yor. “RADYOLİN,, bütün memleketin tasdik ettiği ve bu meziyetleri sa“ yesinde halkı yabancı ve pahalı diş macunlarından kurtarmıştır. Sabah, öğle ve akşam her yemekten sonra dişlerinizi muntazamen fırçalayınız. Askeri Mekteplere Maaşlı Öğretmen Aranıyor 1 — Kırıkkale askeri sanat lisesine riyaziye, Erzincan askert ortâ okuluna riyaziye, tabii ilimler, Konya askeri orta okulu ile Ankara G& dikli erbaş hazırlam orta okuluna birer riyaziye öğretmeni alınacaktı" 2 — İsteklilerden; kültür öğretmeni olanların veya öğretmenliğe kanuni ehliyeti bulunan devlet memurlarının müktesep hakları gözü nüne alınmak *artile 30:40 lira asli maaş. Yüksek oku! mezünlarından"olup"yeniden YIK memuriyete girecekler re de barem 12 döreceden maaş verilecektir. . 3 — Öğretmenlik için başlıca şartlar şunlardır: A) Öğretmenlik kanuni vasıf ve ehliyetini haiz olmak yani (lise için. üniversite riyaziye şubesinden, yüksek mühendis mektebinden veya yük sek öğretmen okulu riyaziye şubesinden mezun olmak.) Orta mektepler için: Yukarda yazılı üç yüksek okuldan veyr orta öğ retmen okulundan mezun bulunmak ve yahut üniversitede imtihan ve rerek ehliyetneme almış olmak.) B) Yaşı 45 ten yukarı olmamak ve emekli bulunmamak. C) Askeri okullarda en az üç Sene hizmeti şartsız olarak katıl et miş olmak, 4 — Yukarda yazılı şartları tamamen taşıyanlardan istekli olanları" dilekçelerile birlikte hal tercümesi, hüsnühal varakası, nüfus sureti ve noterlikçe musaddak diploma veya ehliyetname suretlerini Ankarada Askeri liseler müfettişliğine göndereceklerdir. 5 — Üçüncü maddede yazılı evrak ve vesaik ve genel şartlara naz#” mediğini, bu sebeple gardiyanı raladığını söylemiş iyin olunşcaktr. ' Herrket versin hiç bir hâdise olmadan şafak sök- ti. Rirkac dakika evvel trenler hareket etti, insan ka- labalığı dağıldı, tayyarelerin bir ziyaretinde muhak- kak o'an bir faclanın önü alındı. Biz günü merkez zu tesisle geçirdik. Yarı işimiz bitmişti ki, şafak sökerken hücüm etmek Için emir sl eket noktamız on, on iki kilomette ilerde idi. yük bir cephe kurmak için yapacağırmız iş, Aran. İğez taburlarını sola, Puenlabrada alaylarını sağa yerleştirmekti, Mıntakanın kumandanı Perlada idi, Bir cephe hucumu yapacak, ilk hamlede düşmanı Sesenaya sürecektik. Bu hücum için ordumuz, tayya- remiz, tanklarımız vardı. Şimdiye kadar yanımızda, aşağı yukarı iyi teçhiz edilmiş bunlardan daha iyi zırhlı otomobiiler yoktu. Bu zamana kadar getirdiği. miz zırhlı otomobillere düşman, çelik, kısa, sivri kur. şunlar atıyor ve bu kurşunların zırhtan kolaylıkla geç orduk. Tankların mevcudiyeti hepimizi Bundan başka gelen tayyareler de bize gok ümitli valtler veriyordu. Artık müşkülleri yen- miştik., Yanımızda hiç kimse zaferin mutlak oluşun- ipe etmiyordu. see uykusuz kalmamak için taburları kam - », süratle göndermeğe macburduk. Fukat yanı kamyonlar pek azdı. Başka kamyon bekle- »iz için askerlerin yarısı artık yürüyerek git- miya nazirlanmışlardı, askerler sahanın yarısını dol- duruyorlardı, bunları yüklemek için 50 boş kamyon geldi. Gece yarısına doğru, bizim taburların hareket üssü olan Valdemoro, bizim Milislerle dolmuştu. Kamyonlardan arta kalanlar yürüyerek esas yolun iki metre mesafesindeki cepheye yerleşmek istiyor» lardı. Gece saat ikide her şey yoluna girmişti, Kırk sa- atten daha 3z bir zaman içinde, taburlar, Madridin arkasındaki kamplardan gelmiş, yeniden silâhlan- matı > silâhları tamamlie başka nevi silâhlardı, bi- Zim için tamamile meçhul bu tüfeklerin kurşunları yoktu, otomatik olarak patlıyorlardı - bu gelen tabur- Ya- | müzesine getirtilerek mahiyetleri ta ı verilmiştir. iddiasile tutulup adliyeye tün takımlarile beraber üç yole he- diye etmiştir. istenecekti: —58— lar Getafeye hareket ettiler, hücumun başlıyacağı noktaya yerleştiler. Bundan fazlasını İstiyemezdik. Sabahın sant Bünde yeni mühimmat geldiğini gördük, tank kumandanı bunları göstermek üzere bizi davet etti, Bataryalar 6,30 da işlemiye başladılar. İlk âteş, ilerleme işaretiydi, ilk önce tanklar hareket etti, tay- Yareler düşman mevkilerinin üzerinde uçmıya başla- dılar, Iler şey bize kolay ve parlak görünüyordu, 23- İer İştihamı hepimizi sarmıştı. Mevkilerimiz mükem- meldi, mühimmatimız kâfiydi. Tanklar vazifelerini görecek kabiliyette idiler, Misler arasında, en canlı ve nikbin köylerden gel- miş küylüler vardı. Bizim hazırlıklarımızı görünce memnvniyetle mırıldandılar: — Sizin gelmeniz ve buradaki kapıları kapamanız zamanı gelmişti. Waldemoro köyletine gelip giden mo tosikletler mühimmat arabaları, keşşaflar, harp ko- kusunu köylere de yaymışlardı. O günden “İtibaren köy evlerindeki mevzular değişmişti. Hislerin tarzı, fedakârlık ve sergüzeşt ölçüleri de tamamile bâşka bir şerli almıştı, Yüz ellişer yataklık iki askeri hastane kurulmuştu. Hastahane otomobilleri, hâdise olur olmaz, hafif ya» raliları hemen Madride nakledeceklerdi, Gün ilerliyordu. Bütün hazırlıklar bitmişti. Sinir. lerimiz gerilmiş bir halde karar üzerine saat altı bu- çukta fik topur patlamasıni bekliyorduk. On beş da- kika gecikmişti. Ben bataryaların yanına gitmek Üze- re idim ki, umumi kumandan mühimmatı beklemek liğimi, cessurluğu sebebile gençliğine rağmen mınta- ka kumardanlığına tayin edilen zatla telefon tema- sında bulunmaklığımı söyledi. Benim bu karardan memnun olmadığımı görünce, öğlede benim harp cep hesine gideceğimi, benim yerimi kendisinin alacağı- nı söyledi Nihayet bizim bataryalar ateş açtılar. Ağır toplar, Kasanın arkasından gürlüyorlardı. Tankler geliyor, Erkâ iharbiye karargâhının önünde bir dakika dur- duktan sonra zırhlı otomobillerle beraber, büyük bir haşmetle ilerliyorlardı. Ikisi de bana çok kibar ve zeki görünen arkadaşımla kumandan şahsi muvaffa- kiyetisr kazanmak istiyorlar gibi görünüyorlardı Kumaudana kendi yerleştirdiğim taburların vari- yetini anlattım. O hepsini behden daha iyi biliyordu. Ben Erkâniharbiyede kaldım. Uzaktan gelen gürül tülerden faaliyetin yürüyüşünü istidlâle çalışıyordum Toplar.n patlayışı, mitralyozlarla tüfeklerin gürülmü sü, tanir motörlerinin infilâkı, hepsi birden sanki tek bir gürültü gibi: — Zuter yaklaşıyor. Bağırıyorlardı. HAYAL BOZGUNU Bin telefondaki yerimden ayrılamıyordum. Fakat işaretlerden olup biteni anlamıya çalışıyordum. İkide bir, bir motosikletliyi müşahede noktasına gönderi- yor. bir ceyrek orada kalıp gördüklerini gelip bana ran öğretmenliği uygun görülenlerden lizumlu diğer evrak sonrada” (879) (3082 haber veriyordu. Kuvetlerimizin mevkilerini bildiğim için, motörcülerin getirdiği müphem raporlarla faali» yetin flerleyişini istidlâl ediyordum. Telefondaki ye rimde oturuyor, bir muavinin yapacağı en müteferri işleri Yapıyor, fakat kumandanıma itaatsizlik etmek istemiyordum. Tecrübeler bizi tenvir ve ıslah et- mişti, Eğer bir gün mağlübiyetimizin sebepleri tahlil edilirse, bu mağlübiyetin azim ve irade veya feda kârlık. bilgi noksanı değil, tecavüzde teşkilât noksa- nı olduğunu tesbit etmek lâzım. Arkadaşımla kuman- dan hâdiseleri birleştirmek için öyle bir kuvvet sar- fediyorlardı ki, bunu hiç kimsede görmemiştim. Bel- ki başkaları birçok hâdiselerin vukuuna meydan ver- mezlerji, fakat hâdise olduktan sonra, bunlara karı mücadele eden liderler azdır, lübiyetten sonra 24 İere gecmek, hâdiseleri yenmek hususunda bu ku- mandandan daha mükemmelini bulmak güçtü. Öğleye yakın bir zamana kadar her şey iyi gitel Fakat bundan sonra tayyarelerimiz bir daha bizi iflâ- sa mahküm ettiler. Bir gece evvel subaylarımızın, ku mandanlarımızın verdiği vaitler hâlâ yerine getiril - memişti. Bu dakikalarda birçok cephelerimiz fakat pek az tayyaremiz vardı. Hava harikulâde güzeldi. Sokağa çıkmak - sokak dağlardan tepelerden ibaretti - Kastilyen baharların- dan bir günde yakıcı ışıkların altına çıkıp yanmı& demekt: Bizim bataryaların savurduğu ve başımızın üstünden geçen gülleler, bizi yanık çelik dumanı ii de boğayordu. Köyden çıkar çıkmaz, yüksekçe bir tepenin üzer'#- de durdum. Buradan meydanın bir kısmı gözüküyor” du. Bizim çeteler hâlâ soldan, muntazam hareketler” le ilerliyordu. fakat daha düşmana yaklaşmamış, ate$ aşmamışlardı.Bugün bir defa daha.bugünkü harplerin de, otuz asır evvel tabi oldukları ayni umumi kanun” lara tahi olduklarını anladım. Her yanda, siyasett& olduğu gibi harp bir zaman ve mesafe meselesidi”” (Devamı var) ban İle