8 Haziran 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

8 Haziran 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ahçeleri sayısız, sokakları * temiz, havası eydinlik çok sevimli bir şehir, İlk defa burada sefaletle sofahatin, fukaralıkla zen- Binliğin, bir taraftan kalbi parça- lıyan, bir taraftan göz kamaştıran nümünelerini görmedim. Bunun için her sofrada rahat yemek ye- e Bürada aşağı yukarı herkes dinç, beti benzi yerinde, herkesin karnı tok sırtı pek. Lâhurda biribirine benzemiyen pek çok tipler var: kısa uzun; kara sarı, telâşlı sakin; geveze süküti.. Bir o kadar da cereyan olduğu için insan bir volkan üstünde oturu - yor gibi. Söylediği şey bir taralı memnun ederse öbür tarafı kızdırı yor. Lâburda bütün hududa yakın şe hirlerde olduğu gibi müslümanlar ekseriyettedir. o Onlardan sonra (Sikh) ler gelir. Hindular küçük bir ekalliyettir. Fakat Müslüman ekseriyeti di- Yince unutulmaması lâzım başka bir nokta vardır: İslâm ismi altında dünyada nekadar mezhep varsa 0- rada bir koleksiyonunu bulursu - nüz. Mââmafih en mühim olan: Sün ni ve Ahmedilerdir. Ahmedi yeni bir mezheptir. Yani on dokuzuncu asrın sonlarına doğru teessüs et - miştir. Din tarihi talebesini alâka- dar edecek bir hayli noktası oldu- Ku için burada pek kısa olarak hü- lâsa edeceğim: Ahmedilikte ilk dikkate çarpan şey Hindistan topraklarında meb. Zul yetişen terkip (1) zihniyetidir. Ötedâ her şeyi biribirine karıştı - rp birleştirip bir kül haline sok - mak istiyen daimi bir temayül var, Başka bir yerde “Hinduizm,, in ne- rede başlayıp nerede bittiği belli ol Muyan müphem ve geniş hudutları vardır. Derken İslâmiyetin zihniyet hu- duğları vazih ve muayyendir demiş tim. Bana, Ahmediler zihniyet iti. barile bu hususta “Hinduizm,, den müteessir olmuşlar gibi geldi. Bu mezhebin müessisi Gulâm Ah met isminde bir adamdır. “Sünni, lerden başlıca ayrıldıkları iki nok- ta Hazreti İsanın doğumu ve ölü- müdür, Onlara göre Mehdi Hazreti İsadır. Ahmediliği o Hindistana ge tirmiş. Yani Gulâm Ahmet Hazreti Ysanın dirilmiş ve İslâmiyeti yeni- den ihya için gelmiş bir şeklidir. Bu adam mezhebinin — esaslarını 1880 de neşrettiği bir eserde ilân et mişti, Kendisi 1908 de ölmüştür. hmedilerin İngilizce bir ku- ran tercümesi de vardır. On da öteki tefsirlerden ayrılan bazı noktalar vardır. En mühimmi cihad Kelimesinin mânasıdır: Ahmediler #ulh taraftarı olduğu için bu keli- meyi fikri bir mücadele, daha doğ Tusu İslâmiyet propagandası diye tefsir ediyorlar. Bu mezhebin mü- Dakkitleri, bu noktada İngiliz te- #irinin büyük bir âmil olduğunu söyler, hattâ İngilizlerin bu teşek - le para verdiğini iddia edenler bile vardır. Nekadar doğru olduğu Bu bilemem fakat herhalde hudut halkı İngiliz idaresine muariz ve hiçbir zaman silâhı elinden bırak- madığı için hudutta böyle sulhe ta- Yaftar bir İslâm mezhebini iyi göz- le gördüğüne şüphe yoktur. Ahmedilerin birçok neşriyatı ol- duğu gibi şarkta ve bilhassa garp- İs kuvvetli misyoner teşkilâtı var. dır. İngilterede Müslüman olan İn- Bilizlerin ekserisi Ahmedidir, ora- da bir camileri de vardır. Bir a» dam Hindistarna ayak atar atmaz gün masasının üstünde Ahme- «lerden gelen bir risale bulur, Her Male onlara itiraz edenler de dahil Olduğu halde propaganda kabiliyet Müslümanlığa Yakın Bir Hint Dini: Sikh Pençaptaki büyük Sikh mabedinin görünüşü grama ay Yazan: ! Halide Edip: / örer Sikh mezhebi rahiplerinden biri ve teşkilâtlarının mükemmeliyeti - ni takdir ediyor. Son zamanlarda bunlar ikiye ayrılmışlardır, yani aralarında “Kadiyan,, ismini taşı- yan bir fırka daha çıkmıştır. Bil - hassa bu yeni fırkada bir hayli mü nevver Müslüman var, Bundan başka da Lâhur bir ilim ve neşriyat merkezidir. Lâhurlu « num nihayetsiz bir tecessüsü var, matbaacılık hayli ilerde olduğu gi bi pek çok tetkik eserleri neşredi- yorlar, “Sünni,, ler ile Ahmediler ara - sinda münakaşa daimi olmakla be raber ibtilâfları fikir ve söz saha- sında kalıyor. Bence bü mezhebin en dikkate değer yeri “Hinduizm., in tesirine kapılmış, benim gördü ğüm bir tek islâmiyet cereyani olmasıdır. kinci büyük unsur olan Sikh lerde garip olarak bunun aksini görüyoruz. Yani Sikhism e- sasların: islâmiyetten almış yerli bir dindir. Müslümanlar en çok Sikh'lere muariz olmakla beraber onların akidesini islâmiyetin bir fikir zaferi olarak gösterirler. İn- giliz müverrihleri de ayni fikirde bulunuyorlar. Biri diyor ki (2) : İs- lâmiyetin Hindistan hayatına dal- mi bir unsur olarak girişi Hindu mütefekkirlerinin düşüncelern- de tabii olarak tahavvüller yapmış tır, Hindularda “vahdaniyyet,, (3) fik ri esasen mevcut olmakla beraber © fikre kuvvet veren, meydana çikaran İslâmiyet olmuş ve Müs- lümanla Hindunun akidesini bir a- raya toplıyarak ifade edecek dini cereyanlar doğurmuştur... Bu müverrihin işaret ettiği ik mühim cereyan “Sikhism,, mesle- ğini vücude getirmiştir. Bunu fikir halinde ortaya atan on dördüncü asırda Ramanand isminde cenuplu Hindu bir vâizdi, Bu adam en çok putperestlik ve Cast (teşkilâtı a- leyhinde mücahede etmiştir. Fakat | asıl dinin ruhani babası - gene o müverrihe göre - Kabir isminde çok büyük müslüman bir sırri (4) şair. dir. Kendisi Ramansndın it leri arasında fakir bir dokumacı i- di. O zaman “Kabirpanthis,, yani Kabir yolcuları isminde b! at tesis elmiş;; müslüman Hindu. bir- çok adam başına toplamıştır. Hal- kın dilinde söylemiş olduğu şiirleri hâlâ şimali Hindistanda herkes ez berden okur. “Sikhism,, e asıl şekil veren ve tesis eden Nanak'tir. Bu'din bir Allaha inanı; Caste aleyhtarlığı, dervişlik aleyhtarlığı (5) ile mes- hurdur. Onlara göre Allah, Hindu- larin ve bazı Sırrilerin dediği gibi, insan vücudünde tecelli edemez; hâ Jikin alâmeti bir put olamaz; insan cemiyeften ayrı yaşıyamaz; her damın vazifesi cemiyet içinde ya- şamak kendi cinsine hizmet etmek- tir. İspirtolu içkiler Sikh dininde memnudur. Bu dinin birbiri ardınca dokuz lideri olmuştur. Onuncusu bütür alşkâmını Adi Granth isminde bir kitapta toplamış ve bu kitap Sikh- lerin kuranı olmuştur. Ss ikh cömaati arasında Caste yoktur, mabetlerinde put yoktur. Tâ iptidasında dul kadın- ları yakmak âdetini kaldırmışlar. dır. Sikhlerin alâmeti kılıçtır. Her Sikh bir Singh yani Aslan ismini taşır. On sekizinci asır sonunda bunlar tekrar eski putlarına ve $- detlerine dönmüşlerse de araların da çıkan yeni bir toceddüt hareke- ti bütün putları kırmış ve Amrit- gar şehrinde Kbalsa ismini taşıyan bir üniversite tesis etmiştir. Bu Hin distanın ileri gelen Üniversitele - rinden biridir: Bu cemaatin cesa - Tetl darbımesel gibi söylenir. İngi- Tiz ordusu da onlardan çok istifa. de ediyor. Müslümanlığa esasları itibarile bu kadar yakın olduğunu görüp te onlarla Müslümanlar arasında bir- lik, hattâ dostluk olduğuna inan - mak yanlıştır. Müslümanların mü- eadele halinde olduğu unsurlar - dan biri Sikklerdir. Dr. Zarguhar diyor ki: “Ne gariptir ki, Kabirin mesleği, Hindu ile Müslümanı bir Allah fik ri etrafını birleştirmek olduğu halde, Müslümanlarla Sikh'ler ara- sında en şiddetli bir hüsumet doğur muştur. Bu hüsumetten doğan Sikh TAN Şu Garip Dünyada: - Aslanları Korkutan Eşekler Cenubi Afri - kada Con Vit- ney isminde ih #iyar bir çiftçi, siki eşek koştu- ğu bir yük ara basiyle orman yolundan işine gidiyormuş. Tam kuy tu bir yerde arabamın önüne üç as- lan çıkmış, aslanlar, hücuma bazır- Dırlarken eşekleri büyük bir korku sarmış. Bu korkunun tesirile araba- yı aslanların üzerine doğru öyle bir süratle çekmişler ki, eşeklerin bu görülmedik cesareti, bu sefer öteki- leri ürkütmüş, ve üç yırtıcı hayvan bir anda ortadan kayboluvermişler. Tabii ihtiyar çiftçi de eşeklerin yüzü suyu hürmetine muhakkak bir ölüm den kurtulmuş. * Cam gözlü kadınla evlenmiş Ohio'da ada mın biri cam gözlü bir ka- dmla evlen. miş, nikâh kr p yıldıktan son : ra işin farkına vararak talâk davası açmıştır. Fa- kat, mahkeme talâk kararı verme- miş ve zevcin bu kusuru peşinden an laması lâzım geldiğini söylemiştir. Ra ömürlü ikizler Fransanın Grand - Kevil şehrinde ikiz - ki kız kardeş yaşamaktadır. 3unlar sene 80 aunda 85 inci yıldönümlerini kutlayacaklardır. — İkizler a arasın- da bu kadar uzun yaşıyanlar na-| dirdir. Her iki kız kardeş te sıh- halle ve dinçtir. Bunlardan Lüsien, 60 sene durup dinlenmeden bir men sucat fabrikasında çalışmış, şimdi büyük bir mağaza kurmuştur. Lüsi adında olan diğeri ise 16 yaşında İken evlenmiştir. Şimdi 5 çocuk sa- hibidir. Çocuklarından dördü ikiz - dir. Uzun * Spor yüzünden dava Kansas şeh- rinde de ada- mın biri karısı- ni bütün boks ve güreş maç larma götür - mek için zorlar mış, nihayet karısı gitmemeğe karar vermiş ve kocası talâk davası açmış tır. Mahkeme talâk karar vermek istememiştir. Neticede şu olmuştur: Boks ve güreş maçları şimdi evde kart koca arasında başlamıştır. * İngilterede “Hizmetçi kız,, buhranı Bir istatistiğe 9 göre, bu sene İngilterede hiz melçi — buhranı başgöstermiş Londrada yir- mi beş bin ev) sahibi, ev hizmetlerinde çalışacak genç hizmetçi kızlar arıyorlarmış.! Bu istatistiğe göre, buhranın, ne se-| beple çıktığı henüz belli değildir. Yal! nız bilindiğine göre, İngiltereye en! çok Avusturya ve Almanyadan hiz- metçi kız geliyormuş. 1937 yılında İn işlerde çalışmıştır. Halbuki, bu sene gilterede 13000 Alman kızı, bu gibi İngilterede bu yekünun yarısı kadar işlerde çaşılmıştır. Halbuki, bu sene | bile hizmetçi kız yoktur. Bunun için | başka memleketlere başvurulmus, hiz metçi kız “ithali” çareleri araştırıl. mıştır. nema lerin Kbalsa) ismindeki askeri teş- kilâtı Mogol İmparatorlarının en azgın düşmanı olmuştur.,, (1) Syncretizm. (2) Th 6 x ford History of İndia Srnitk. (3) Monotheizm (4) Mystic (5) Anti — Ascetizmi, TY sz Evlenme Yaşının İndirilmesine Doktorlar Taraftar Dr. Tevfik Remzi Diyor ki: "Erken Evlenmek Her Hususta Muvafıktır. Çok Çocuk Yapılır. Memleketin de Buna İhtiyacı Var,, Kızların 15, erkeklerin 17 yaşın da evlenebilmelerine müsaade e- den kanun lâyihası meclise verildi. Yakında kanun şeklini alacak. Kanunlar, ihtiyaçların ifadesidir. Fakat, zannediyorum ki, bu son lâ yiha kadar Uiyacın tam karşılığı olan lâyiha çok fazla değildir. Lâ- yihaya göre iklimi sıcak olan ve gençlerin çabuk geliştikleri mınta kalarda evlenme çağları indirile - cek.. İstanbul, sıcak vilâyetlerimiz a- Tasına alinacak mı, alınmıyacak mı?.. Bilmiyorum. Fakat, İstanbul beşinci hukuk mahkemesinin her gün sabahtan akşama kadar yaş dü zeltmek işile uğraştığını bilmiyen var mı? Bu mahkemeye gelenlerin he © men hepsi de büyümek arzu ve he vesindedir. Hâkimin karşısına çı- kan genç kız, heyecanla titser, Çünkü, bir kararla, 16 sından 18 zi ne basacak ve birkaç gün sonra da, gönlü çektiği delikanlı ile evlene- cektir. Böyle hayırlı bir işte kim kolaylık göstermek istemez?. Kanun çıkınca, böyle mahikeme- lere gitmek, beklemek. üzüntü çek mek artık kalkacak., Bilhassa, ka nunun köylerimiz için ne kadar mü him bir içtimai meseleyi halletti - ğini farkediyor musunuz?. Kızlar on beşinde olgun çağa ge- lir mi, gelmez mi?. Böyle bir sua - lin cevabı bütüm hayatımızda müs bet olarak verilmiştir. Nitekim halk şarkılarında da sevgili genç kız dai- ma on beşinde tesavvur edilir, Ka dın hastalıkları mütehassısı pro fesör Tevfik Remzi Kazancıgil on beş yaşındaki bir kızın ne halde bulunduğunu sorduğum 2a- man, hararetle yerinden fırladı. Dışarda birçok hastalarının bekle- mesine rağmen: — Bu, mühim, konuşulması lâ- zim gelen uzun bir meseledir, de- di.. On beş yaşındaki kız, bildiği - miz kadındır. Evlenecek bir kızda aranacak vasıf: Onun evvelâ bir zevce, sonra ana olmiya müsuit bir neşvünemada olup olmadığı nok talarıdır. — Bizde kızlar ne zaman olgun- luk çağına girerler”. — Bizde kizlar 12-13 arasında bülüğ alâmeti, yani kadın cinsine alt tekemmül emaresi gösterirler. Gerçi iklim, muhit bu hususta de- Zişik haller gösterir. Kırda, açık yerlerde, sağlam. vücutlu kızlar bülüğdan birazsonra evlenebilirler, Fena sıhh, kızlar ise hemen ev- lenmiye müsait halde değildirler. — O halde, doktor, 15 yasında bir kız haydi haydi evlenebilir. — 15 yaş, sağlam bünyede olan- lara, istiyenlere evlenme müsâa desi verilebilir, bir yaştır. 16 « 17 yaşında doğumuna şahit olduğum birçok kadınlar hem iyi hem de kolay doğurmutlardır. 12 - 13 ya- şında ana olanları da gördüm. Fs- kat bu yaşta doğurmak oldukça tehlikelidir. Bu, daha ziyade hususi şartlara göre değişir. Bir bünye ma selesidir. Profesör Tevfik Remzi, yeni 14. yihanın hararetle taraftarı. İşin sıh hi tarafında hiçbir mahzuru olma- dığını söylüyor. İçtima! bakımdan bilhassa mühim olduğunu ilâve edi yor. Diyor ki; — 15 yaşında, yani erken evlen” mek her hususta muvafıktır. Ça- 'buk ve çok çocuk yapılır Memleke tin çok çocuğa ihtiyacı vardır. BI. zim genç kızlarımız bilhassa köy- lerde, kırlarda açık havada yaşı yanlar çok sağlamdırlar. 15 yaşın» daki genç kızlar, şehir delikanlıla- & i ele ll ks Ki iy gp ğe iile 2) Yi eşi Ki melike mi a İk li gi ini Sd İş, Doktor Tevfik Remzi rının yapamadıkları güç, meşakkat Wi işleri kolaylıkla görürler. Vucüt leri çabuk neşvünema bulmuştur. Böyle yerlerde bir kızı 18 yaşına kadar bekletmek gayri tabildir. Bundan ayrıca bir takım içtimaf dertler husule gelir. Bahus çük kasabalarda, köylerde irisan - ların kız ve erkek, mutlaka genç yaşta evlenmeleri iâzımdır. Ancak bu şekilde zormal yaşanmış olur Ankara, İstanbul, İzmir gibi şehirlerde belki böyle olmuyabilir. Küçük yerlerde, gerek sıhhat, ge - rek ahlâk, gerek nesil noktaların - dan muvafık neşvünema şartlarını gösterir kızların evlenmesini te - min etmek - yani müsaade değil - te min etmek çok doğru olur. Erkekler için de böyledir. Bilhes sa küçük yerlerde genç yaşta er - kekleri evlendirmek çok hayırlı o- lur. Bu noktaları içtimalyatçılar, terbiyeci ve ahlâkçilar şüphesiz da ha iyi takdir ederler. Salâhiyetli profesörün bu sözle- inden sonra, herkes kızını, oğlunu evlendirsin Kadın doktorlarından Mahmut Ata, bu mevzua dair fazla bir şey söylemek İstemedi: — Bizden evvel gelmiş, daha 2- kıllı, daha tecrübeli, daha bilgili adamlar bu meseleleri halletmiş. lerdir. Bize söz düşmez. Avrupadı da evlenmek yaşları memleketlere göre değisir. Dedi.. Bu meselenin bir ilmi, bir de idari tarafı vardır. Size bir şey söyliyeyim... Tozlu sokak mı iyidir. tozsuz sokak mı?. Tabii tozsüz sokak değil mi?. Mahmut Ata bu kadarcık söyle- di. Ne yalan söyliyeyim. ben, toz- lu sokaktan bekârlığın mı evlili- ğin mi kasdedildiğini iyice anlıya- madım. Siz anladınızsa, bana da öğretin.. Evlenme mevzuu üzerin- de cilt elit kitap yazmış, kadın ve çocuk hastalıkları mütehasnsı & mektar profesör doktor General Be sim Ömerin de fikirlerinden sizle- ri İstifade ettirecektim. Bütün bu iyi niyetine rağmen, üstadı bula- madım. Ankarada imis.. Herhalde, Besim Ömer de sağlam yapılı 15 indeki kızların evlenmesine mua - rız değildir. s kü- IKARSTA İ Belediye Reisi Dava Açtı Kars, (TAN) — Belediye Reisi Meh met Bagatır, Belediye işleri hakkın» daki bir ankete verdiği cevabı şahsı İna hakaret telâkki ederek Halkevi re- İsi Hüseyin Talınlı aleyhine dava 2ç- mıştır. Görülmesine başlanılan dava burada büyük bir alâka üyandırmış- tır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: