Tayyare Piyangosu Çekildi Kazanan Numaraların Sıraya Yeni tertip Tayyare Piyangosu- nun ilk keşidesine dün başlanmıştır. 40 bin liralık büyük ikramiye bugü- me kalmıştır. Dünkü keşidede kaza- nan bütün numaralar, sıraya kon - muş olarak ve tam bir Jiste halinde saşağıdadır: 15000 lira kazanan No, 34352 10.000 lira kazanan No. 34531 2.000 lira kazanan No. 24287 1.000 lira kazanan Nolar 5572 5593 560 lira kazanan No.lar 742 1606 4467 7978 858313481 14802 18023 24116 30943 33548 34030 150 lira kazanan Nolar 1096 1217 1681 3158 3566 4215 4817 5770 6478 6508 7634 9000 10266 13580 14772 14832 15196 16847 17186 19111 19937 20729 22196 22211 125809 25969 27495 28100 30106 30130 30701 33622 35068 39030 100 lira kazanan No.lar 424 B01 2442 2781 3300 2483| 4445 4041 8400 8622 8682 9654) 9847 11984 12921 15282 15284 15293 | 15553 16852 17956 18024 18546 18583 18694 18977 19242 21105 21376 21498 | 22548 23236 23938 23963 23977 24859 25843 27373 28384 30240 30336 31205 31223 31791 32001 32078 32192 32798 | 33053 33180 34229 35513 35983 37288 31808 80 lira kazanan No.lar 308 395 535 1353 1667 1845 1963 1972 2503 2730 3335 3685 3707 4074 4487 5587 5882 6096 6484 6639 1386 7630 7653 7807 8159 8517 8862 8915 9018 9025 9048 9186“9556 979İ“9813 9839 9845 901410060 10315 10544 10585 10955 1149511550 11886 12001 12008 12191 12308 12629 12693 12717 12732 12978 13634 13898 13934 14358 14562 14664 14890 15145 15314 15416 15416 15426 15498 15695 15712 16323 16525 16800 16860 16899 17057 17107 17360 17705 17734 17803 17822 18069 18454 18581 18792 18821 10835 19020 19223 19353 19963 20189 20349 20461 20893 20944 21007 21257 21535 21604 21958 22404 22723 22714 22827 22903 23221 23488 23800 23892 23913 24004 24258 24304 24620 24877 25071 25175 25359 25452 25518 25783 26318 26454 26658 26800 26038 21027 27096 27342 27487 27676 1815 3277 5100 6940 8173 i Konmuş Listesi 33677 33732 33829 33804 34028 34084 34114 34169 34279 33458 34634 34707 34845 34053 34910 35504 33941 36158 16655 16702 16766 17155 17348 17372 17391 17512 17661 17664 17674 17940 17990 18114 18238 18300 18470 16547 36239 36412 36548 36793 36790 36810 | 18564 18807 16881 19040 19264 19293 36994 37001 37026 37058 37059 37079 | 19382 19467 10522 19540 19876 19914 37454 37595 37606 37802 37809 38289 | 20183 20191 20195 20302 20341 20368 38845 28034 39011 39203 39369 39576 | 20434 20464 20645 20701 21009 21057 39730 39036 21240 21323 21390 21570 21759 21699 21916 22051 22066 22270 22424 22481 30 lira kazanan Nolar © | 22545 22570 22582 22871 22902 23024 267 309 375 702 886 1215 | 23060 23070 23338 23451 23469 23473 1351 1642 1691 1748 1913 2178 | 23425 23364 24387 24393 24401 24523 2880 2507 2624 2687 2689 3280 | 24824 24938 24057 25286 25201 25393 4207 3574 3665 3802 3062 4686 | 25670 25716 25727 25748 25876 25878 3932 4042 4132 4295 4504 4609 26062 26158 26641 26768 26860 27159 4723 4796 4842 4891 5089 B129 | 77715 27794 27802 27976 2803328040 5581 51736 5064 5952 6064 6342) 78412 28567 24583 28637 28643 20224 6621 6741 6844 7015 7151 7204) 29325 20672 29704 20847 20858 29890 7673 7665 7833 B4dI BTİS B745 | 40142 30310 30550 30733 30946 31085 8946 9088 91019308 9527 0672) 31173 31425 31542 31633 31671 31845 9888 10090 10114 10199 10367 10478 | 31875 31900 32071 32330 32668 32690 10590 10645 10696 10758 11297 11416 | 32708 32902 32923 32962 33207 33267 11449 11488 11893 11946 11983 12169 | 33302 33723 33802 34139 34446 35318 12338 12420 12477 12480 12525 12066 | 35651 35579 35585 35633 35256 35963 12711 12785 12849 12922 12989 13037 | 36459 36805 36838 36858 36965 37034 13420 13947 13957 14152 14150 14181 | 37174 37200 37379 37488 37528 37544 14269 14392 14409 14506 14582 14926 | 37643 37882 37013 38123 38437 38005 14679 15069 13104 15166 15266 15409 | 38972 39358 39468 39608 39725 30039 15432 16095 16103 16331 16456 16477 | 39855 39859 39940 39980 Baş, diş, nezle, grip, romatizma, Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser. İcabında günde üç kaşe almabilir. OS 4 4 SS A | Nafıa Vekâletinden: 1 — Eksiltmiye' körnleri İş: İğöir ovası sulama tesisatına ait mehaz tertibatı 560 metrelik tünel ve 1200 metrelik kanal inşaatı, keşif be- deli 560,000 liradır. 2 — Yksiltme 23 mayıs 1938 tarihine rastlıyan pazartesi günü saat 15 te Nafıa Vekâleti Sular umum müdürlüğü su eksilime komisyonu odasında kapalı zarf usulile yapılacaktır. 3 — İstekliler, eksiltme şartnamesi, mukavele projesi, bayındırlık işleri genel şartnamesi, fenni şartname ve projeleri 28 lirr mukabilin- de Sular ümüm müdürlüğünden alabilirler, Eksillmiye girebilmek için isteklilerin 26150 liralık muvakkat teminat vermesi, 100,000 liralık Na- fa su işlerini veya buna mutdil nafıa işlerini taahhüt edip muvaffakı- yetle bitirdiği ve bu kabil nafın işlerini başarmakta kabiliyeti oldu- ğuna dair Nafia Vekâletinden alınmış müteahhitlik vesikası ibraz et- mesi, 27198 28268 28819 29022 20199 29484 29608 20634 29994 30000 20102 30141 30983 31379 31513 31670 31990 32159 32403 32422 32436 32857 32993 33590 4 — İsteklilerin teklif mektuplarını ikinci maddede yazılı saatten bir saat evveline kadar Sular Umum müdürlüğüne makbuz mukabi- linde vermeleri lâzımdır. Postada olan gecikmeler kabul edilmez. (1218) (2418) Onlar, bizi, bizim kardeşlerimizin ailelerini ö öldür. dükleri halde biz onlara böyle nezaketle mi muka- bele edeceğiz? Beni dinleyiniz, biz insan gibi ha- reket etmiyoruz. Harbiye Vekâletindeki hainler halk cephesi hükümetinin himayesinde mi yaşıya - caklar? Biz burada canlarımızı bombalara teşhir €- derken, hiçbir şey yapamıyacak. deli köpekler gibi ağaçları mı ısıracağız? Yüksek kumanda heyetinde ifritlerin çocukları var, her dakika bizi düşmana satıyorlar. Karanlık basıyordu. Hastane arabaları geldi. Ricar do ilk önce, yarası çok ağır olmıyan Bodini arabaya aldı. Hiçbir kemiği kırılmamış gibi görünüyordu. Ba- cağının yumuşak kısımlarında Kurşun yanıkları var- dı. Bodin sedye ile nakledilmeği reddetti. Biz onu kandırmıya çalışıyor, o “genç asker,, şarkısını söy - lüyordu. Öteki yaralılardan birinin yanında koca - man bir yarası vardı, Giderken arabada öldü. Diğer bir tanesinin de diz kapağı kırılmıştı, Tam kampa yaklaşacağımız zaman gözlerini kapadı. Biz topları nakletmiye hazırlanmıştık. Artık ka- ranlık tamamile çökmüştü, bunları ağaçların altına çektik. Bunları taşıyacak at ve katır kalmadığı için, omuzlarımızı top arabalarının tekerlekleri altına ge- çiriyor, ve bunları kalın urganlarla çekiyorduk. Bir metro düz toprak yoktu.bütün yol dağların arasında, sarp tepelerle doluydu. Buraları tırmanmak Alp sey- yahları için bile müşküldü. Toplardan biri karanlık- ta omuzlarımızdan kaydı,bunun yuvarlanmasına bir uçuruma düşüp patlamasına mâni olmak için, üç dört kişi arkasından koştu, bunun yuvarlanmasına ancak omuzlarile mâni oldular. Bunlardan birinin eli, top namlusunun arasına girdi, dört parmağı koptu. Ona yardım için elimizden geleni yaptık, fakat bunlar oradaki vesalte göre ehemmiyetsiz tedbirlerdi, zaval- kı uzun gece bağırdı, onun feryadı yaral: atların ses- lerine karışıyor, gecenin karanlığı içinde bu inilti ler, feryatlar karanlığın dehşetini artırıyordu. Topları aşağıda Gabeza Lijar'ın garp tarafına yer- / Jükam: damon J (Hikâyeden Mabaat) Demirden Mukadderat (Başı 6 ncıda) rtesi sabah telgrafına bir cevap geldi. Karısı şunları yazıyordu: “Biraz tahammül et, Bugünlerde kadın yazıcılar birliğinde: “daha iyi yazı yazabilmeleri için kocaları ne ile beslemeli?,, meselesini mü- zakere ediyoruz. Neticesini telgraf la bildiririm selâmlar, Margarita.” Bu telgraf Karasevin yüreğine biraz su serpti. Hattâ karısına bir telgraf çekerek eskiden Balzak'ı Florber'i, Çehov'u; şimdikilerden de Aleksey Tolstoy'u Şolohov'u, Zoş- çenko'yu ne ile beslediklerini öğ- renip yazmasını rica etti. Cevap gelinciye kadar vakit ge- girmek üzere bilârdo salonuna İn- di. Bir köşeye oturup bilârdo oyni- yanları seyrederken iki genç ya- Zıcının fısıltı halindeki konuşmala- rına kulak verdi. Birnicisi Karase- vi göstererek fısıltı ile sordu: — Bu kim? — Arkadi Karasev. — Bu adam nesile meşhurdur. — Ne gibi nesile?, Bilârdo oyu- nile, Karasevin kalbine bir bıçak sap lânır gibi oldu. O müthiş ruh üzün tüsü gene başladı. Hemen bilârdo salonunu terkederek kendini buh- çeye attı. Kendi kendine söylenmi ye başladı: — Bilârde oyunile meşhur!. Mü kemmel, Romanlarile ve yahut hi- küâyelerile değil de bilârdesile meş hur! Fena, çok fena!. Bu havadis fena Arkadi. Artık burada fazla durmamıya, Moskovaya hareket etmiye karar verdi. Elinde bavulu olduğu halde istasyona giderken aklından şun ları geçiriyordu: — Romanıma şimendüferde de başlıyabilirim, İş bir defa başla - makta. Alt tarafını nasıl olsa geti- ririz. F akat romanına şimendüfer- de de başlıyamadı. En yakın istasyonlardan birinden bir gaze- te alarak okumıya başladı. “Neşri yat sütunu,, nda, kendisi bilârdo salonlarında vakit geçirirken, ha- kiki yazıcıların son günlerde ya- zip neşrettikleri romanları, hikâ- yeleri okuyunca ruhundaki o üzün tü tekrar şiddetlendi. Elindeki ga zete dizleri üzerine düştü. Bu es- nada gözüne, sarı bir müsvedde defterine harıl harıl bir şeyler ya zan bir delikanlı ilişti. Kendisi eline kalem alamazken dünkü çocuklar harıl harıl yazı ya zıyorlardı. Bütün nikbinliği derin bir kıskançlık kapladı. Kendini tu mer kıymetin yüzde yedi buçuğu nisbi İ bankanın teminat mektubu tevdi edilmek lâzımdır. Biriken bina vergile- Sirkecide tahmil ve tahliye ücretlerinde tenzilât. , 15 Mayıs 938 tarihinden itibaren Sirkeci İstasyonu hududu dahilin- deki tahmil ve tahliye işleri, idare teşkilâtı tarafından yapılacaktır. Yüz metreden fazla mesafelerde iki misli alınmak Üzere beher ame- liyeden ton başına 20 ve ambarlarda teslim veya tesellüm edilen ha- mulenin ambardan arabalara tahmili veya arabalardan ambara tahliyesi için ton başına 25 kuruş ücret alınacaktır. Vinçle“ yapılan işlerin. ücreti, vinç tarifelerine göre hesap edilir. Vinçlerin yetişmediği mahallerde hususi alât ve edevat ile yapılacak işlerin ücreti iki tarafın rızasile tesbit edilir. Vagonlar içinde nakledilerek yapılması lâzım gelen işlerde kullanı- lan vagonun beher dingili için maktuan 60 kuruş alınır. Fazla tafsilât için istasyonlara müracaat edilmelidir. (2668) İstanbul Dördüncü İcra Memurluğundan : Emlâk ve Eytam bankası Türk Anonim şirketine birinci derece ve sırada İ- potekli olup tamamına üç ehli vukuf marifetile 10670 on bin altı yüz yet- miş lira kıymet takdir edilmiş olan Beyoğlunda Ömer Avni mahallesinde Kışla sokağında eski 14 ilâ 19 yeni Ti, 9 No. ha sirf mülk seğ tarafı Gü- müşsuyu kışlasına giden yol, sol tarafı Yusuf Ziya isticarında ve Dimitri nin tasarrufunda bulunan Yoğurtçu “dükkâni elyevm iratlı arsa arkası emlâki milliyeye ait 12 ilâ 16 No. lı arsalar cephesi Kışla caddesile mah- dut umum mesahası 623 metre murabbal olan kok kömür imalâtönnesi- nin evsafı: Gayri menkul evvelce kok imalâthanesi, eiyevm dört duvarla mahdut çatısız beden duvarlı ve içinde bir tarafta beheri üçerden on iki ve diğer tarafta ön sekiz olmak üzere otuz ocak vârğır. Ön kısımları de- mir kapaklıdır. Terkos tesisatı vardır.Ocak kısımlarının üstü galvanizli saç la örtülüdür. Zemini sathı mail olan gayrimenkulün sokak © cephesinde bir dükkân olan ve etrafı beden duvarla muhat bulunan gayri menku- lün tamamı açık artırmaya konmuş olup ilân tarihinden itibaren şartna- mesi herkes tarafından görülebilecek ve 14-6-438 tarihine rastlıyan salı gü nü sast on dörtten on altıya kadar dairemizde açık artırma suretile sa- tılacaktır! Satış Emlâk ve Eytam Bankasının 844 No. li kanunun hüküm- lerine tâbi olduğundan mezkür kanunun 15 inci maddesine tevfikan ikinci bir artırma yapılmaksızın gayri menkul, yukarda yazılı günde en fazla artıranın üzerinde bırakılacaktır. Artırmaya iştirak için muham- de pey akçesi veya milli bir rile çöp ve fener tesimleri ve tellâliye satış bedelinden ödenir. Satış be- deli peşin ödemek lâzımdır. İsra ve iflâs kanununun 126 ıncı maddesine tevfikan ipotek sahibi alacaklılarla diğer alâkadarların göyri menkul üzerindeki haklarını ve hususile faiz ve masraflarına dair olan iddisleri- nı evrakı müsbitelerile birlikte 20 gün içinde dairemize bildirmeleri lâ- zımdır. Aksi halde hakları tapu sicillerile sabit olmadıkça satış bedeli- nin paylaşmasından hariç kalırlar. Alâkadarların işbu kanun maddesine uygun surette hareket etmeleri ve daha fazla malümat almak istiyenle- rin 937-3930 dosya N. sile dairemize müracaatları ilân olunur. *”*”X Emlâk ve Eytam Bankasından: İşbu gayrimenkulü satın alanlar arzu ederlerse Bankaca takdir eğilecek kıymetin “. 50 si kadar kendilerine ikrazatta bulunulabilir. (2746) tamadı. Sordu: — Delikanlı, böyle hararetli ha raretli ne yazıyorsunuz? Delikanlı kıpkırmızı oldu: — Hiç. Şöyle işte bir roman yaz mıya çalışıyorum. —Roman mı?. Çok enteresan. Mevzuu ne?, — Madencilerin hayatına ait bir şey. — Ne?, Madenellerin hayatına ait bir şey mi?. Romanınıza nasıl bir isim verdiniz? — Kitabıma “demir mukadde - rat, İsmini verdim. Ben cenupta bir Metalürji fabrikasında çalıştım. Miadencilerin yaşayışına ait birçok müşahedelerim var.. İntiba ve gö - rüşlerimi kaydetmek arzusuna ka pıldım.. Gördüğünüz gibi trende bile bunları tesbit etmekten kendi mi alamıyofüm. © Karasev derin derin içini çekti. Kendi kendine: — Eh ne yapalım, dedi, romanı mi yazamadisem bile hiç olmazsa “muharrirlerin yazı yazamayışla- rının hakiki sebepleri,, ni öğrendim ya.. Moskovaya gider gitmek ko - misyonda buna ait bir seri konfe- ransi veririm Moskovaya varınca karısından ilk öğrendiği havadis “muharrir- lerin yazı yazmayışlarının hakiki sebeplerini araştırma komisyonu,, leştirdik. Bu mevki gayet iyi idi. İçimizden bazıları uyumak istiyorlardı, fakat topları beklemek lâzım- dı, önümüzde düz bir toprak yoktu, üç adım ötesini göremiyorduk. Vicente çırçır böceği gibi'kendi ken- dine söyleniyordu: — Bütün bunları bir adamdan istemiye ne hakla- rı var?.. Ona, düşmanın yapmak istediği şey bizim mânevi- yatımızı bosmak olduğunu, onun bu sözlerinin de askerler üzerinde ayni tesiri yapacağını, bu suretle düşmana yardım ettiğini söyledim. Bu fikir, onun mırıltılarını susturdu. Vazife başında olmuyanlar, ye- re yattılar, kaputlarile başlarını örtüler. Ağustos ayı olmasına rağmen buzlanmış bir rüzgâr esiyordu. Hepimiz titriyorduk. Albay P son kalan iki Brandy şişesini açtı, midelerimizin boş olmasına rağmen al- kolün tesiri uzun sürmedi. Az sonra düşman tayyare- lerinin makine gürültülerini tekrar başımızın üstün- de duyduk. Bu defa tajyareleri göremiyorduk. Sis tabakaları- nın üstünde uçuyor, belki de yükseklerin sevimli ay- dınlığından istifade ediyorlardı. Vicente sisi koklu- yor, tayyarelerin yerini anlamıya çalışıyordu, fakat tayyareler bir değil, muhtelif istikametlerden uçu « yorlardı. Yüzünü göremediğim birisi; — Bunlar bomba tayyaresi değil, dedi. Bunlar ke- şif tayyareleridir. Yükseklerde makineli tüfek sesleri duyuluyordu. Uyuyanlar hemen yerlerinden fırladılar. Bir diğeri — Bizim takip tayyarelerile çarpışıyorlar. Dedi. Tayyarelerden birinin bizim olması, bize Brandy den fazla neşe verdi. Yüzümüz güneşten yanmıştı, bi- za sıhhatli bir görünüş vermesine mukabil tengi- mizi meşin rengine çevirmişti, Bu renk yüzümüzü Adeta kirli gösteriyordu. Soğuktan kemiklerimiz titriyordu. Ayağımızı yere bastığımız zaman, bu buz parçasının bizi dondurma- masına dikkate mecburduk. Bütün erzakımız evvelki günkü bombardımanda tamamile mahvolmuştu, bu- nunla beraber içimizden birisi,içerisi toprak, ve ağaç yapraklarile dolu bir kabve matarası eline geçir- mişti. Bazıları kahveyi ısıtmak için ateş yakmıya te- şebbüs ettiler, hemen durdurduk, zira tayyareler git tikçe bize yaklaşıyordu.küçük bir işaret sise rağmen bize hıyanet edebilirdi. Sabeza Lijar'ın öteki tarafın- da, bizim terkettiğimiz yerde, teyyarelerin attığı bombaların patladığını duyuyorduk. Demek Alman pilotları bizi orada kalacak kadar aptal sanıyorlardı, yahut ta kendileri böyle bir zanna düşecek kadar ap- saldılar, Tayyarelerin tekrar başımız Üstünde uçtuğunu duyduğumuz zaman, makineli tüfeklerin de patladı; Zını, kurşunların yanımızdan geçtiğini duyduk. Kur- şunlar, sisin içinden bararetlerini kaybetmeden ge - çiyor, başlarımızın üstünde patlıyorlar, bazıları pek izmit nun lâğvedildiği oldu. yakınımızda toprağa gömülüyorlardı. Kurşunlar se8- ten daha süratle geliyor, biz topların tarrakalrını du yuncıya kadar, yanımızdan geçiyorlardı. Motörler her istikamette işliyordu, bu sebeple ağaç kütükle « rinin rasına saklanmak faydasızdı, bilâkis kendimizi teşhirden başka işe yaramazdı. Birkaç dakika sonra Yaziyet daha kötüleşti. Düşman bizimyeni mevkiimizi koşletmişti, makineli tüfeklerle dikkatle, israrla bizi zi dövüyordu. — Bu adamı çıldırtmak için kâfidir. Keşki bomba atsalar. Tüfeğimizi hazırlamak faydasızdı. Susuyor, bekli- yorduk. Niçin beklediğimizi bilmiyorduk. Harp her zaman böyle midir? Harp bir kayanın üstüne çıkıp, ölüm sırasını beklemek midir? Çamlara bakıp, hiçbir şey yapamıyacağımıza emin olarak beklemek?.. Bu düşüncemizi hepimiz açık açık söylüyor, düş man karşısında elimizi ayağımızı bağlıyanlara kızı- yorduk. Yaralıların böyle iptidai, daha doğrusu vah- şiyane bir şekilde tedavisi beni korkutmuştu. Bunu kendikendime düşündüm. Fakat bütün erkadaşları: mın ayni hisle, gelecek hangi bir kurşunun. başları» nı, kalplerini yaralamasını beklediklerine emindim. Yegâne tesellimiz yerin dağlık oluşu, bizi düşman gözünden korur bir vaziyette olması idi. Neye güve- niyorduk? Bu bilinemez. Bizim korkumuz, kötü ihti- malleri düşünmediğimiz halde, kendi kendimize düş #üğümüz ümitler içinde, insiyaki surette bizi kiv- randıran bir korku idi, Korkuyorduk, çünkü müda- faa ödecek vaziyette değildik. Bazan bağırmak, isyan etmek için değil, bütün korkuları ve tehlikeleri ka- bul ettiğimizi bildirmek için bağırmak istiyorduk. Karşımıza insanların çıkmasını, bu insanlarla karşi karşıya çarpışmağı istiyorduk. Karşımıza insan çıka- rın, ordular çıkarın, belki bizimle çarpışmağa yete- cek, dünyada kâfi insan yoktur, Ne varsa hepsini ge- tirin, fakat şu makineleri getirmeyin... (Devamı var)