—— 10-4-938 TAN Gündelik Gazete msi TAN'ın hedefi: Haberde, fikirde, her- #yde temiz, dürüm, samimi olmak, karlin gazetesi o olmıya . çalışmaktır. milin ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi M0 Kr, 1 Gene 200 Er, 10 Kn GAY 1500 Kr, 400 Kr, g Ay 800 Kr, 180 Kr, 1Ay 400 Er, Mitetlerarası posta ilihadına dahil oi- Miyan mernleketler için 30, 16, 9, 3,8 lira “ir. Abone bedeli peçindir: Adres değiş- tirmek 23 kı ur, Cevspiçin mektup İsra 10 kuruşluk pul ilâvesi lâzımdır. mam GÜNUN MESELELERİ m Sinemada İyi ve Kötü Hemen her çocuk korku geçiri - Yor: Çocukların sinemalara gitme - *İNE ait bir kanun meclisten geçe -| <ek mi, geçmiyecek mi? Kanun lâyihasının sahibi doktor t, dünkü sayımızda çıkan izaha- da anlattı ki, çocukların sinema- YA gitmekten büsbütün menedilme- #i yolunda bir teklif hatıra gelmiş değildir. Yalnız maksat, sinemanın $ocuklar üzerine olan fena tesirinin önüne geçmektir. Bu düşüncede Çocuk Koruma Ce Miyetinin sayın başkanıyle beraber “lmıyacak hiçbor vatandaş yoktur. tün mesele ifrata gitmemek ve ço “ukları lüzumsuz yere sıkmamak - ir, Bugün sinema çocukların en ziya- sevdikleri bir eğlencedir. Zaten #ansürden geçmekte olan filmler - Soğu, çocuğa zarar vermek şöy- e dursun, malümatını genişletecek, fikri olgunluğuna hizmet edecek ah- kiymetler öğretecek filmlerdir. Bu arada hiç şüphe yok ki, çocu- Bu sefahatle, serserilikle, suç KİZ edecek, ahlâkının temi ti ak, fena itiyatlar uyandıracak ler de vardır. Bunun çaresi, san- N heyetinde bir terbiyeci ve bir #i- lar, oktoru bulundurmak ve çocuk- ep; görmelerinde zarar olan film- vi İptidadı ptidadan yasak edilin- bir ıstıfa geçirir. Sinema- ; Şocuklarla beraber herkesin bileceği yolda temiz, güzel film- lay, Fayı ve getirmeyi tabii bu- *. Böylece çocuklar yüzünden Hi İN umumi seviyesi yükselir; Me memlekette ayrı çocuk si- M iğ yoktur. Fakat sinemalar Yay,,, ihtisas istidatları görülüyor. Bişler havadis filmleri ve bilgiyi ge Bn ek seyahat ve saire filmleri! Mep > hüsusi bir nevi sinema he. beki, “ Memlekette kuruluyor ve Mengamez yolda rağbet görüyor. Na eketimizin büytik şehirlerinde Tae yolda sinemalar açılması veya Yi sinemaların tecrübe için ara Mtemei€ Programlar tertip etmele- 'nni edilecek bir şeydir. Gü ” üreşte Geriliyoruz tina va Büreş müsabakalarında imtihan geçirdik. 1936 sene- bir Berlinde bir dünya birinciliği, İçmek, bir dördüncülük ka- *ülüğg ek. Bu defa yalnız bir üçün. Sany kaldık. 1928 de 21 güreşten 18 gp Közanan Türk takımı bu sene “n yalnız dördünü kazan -| in yarıdan dörtte bire letarası bir imtihanda geri- Tazı ç DİK şeydir. Böyle bir gidi-| hapy AMAYIZ. Güreş eski bir mil- Müzdür. Sağlık bakımından | na en çok hizmet tay Eskiden dünyanın tiye giden pehlivanlarımız kuvvetli, sözünün doğru e *tmiye muvaffak olu- i bekniği ilaşp yanın her yerinde spor) sap, Sündüz or. Bir milletin kuvvet ve, ELM, milletleraime spor düş areyşe #debilecek bir kuvvet Pr Milleşi bulunan vatandaşlar, hi rlar, dey Eli mevkiine çık Mü ihrama * kendilerine milli hey; “ny ilç; üyle bakılıyor. Bü da sok gİrken, bizim eskiden Tay kal Bimsediğimiz bir saha deyir. Sebey 7! sükünetle karşı: üçe mayalı Bu sebep “lar Börej el e di ai bir şey olamaz. İstidatı bir vücut sahibi vatandaş, kendi bünye sini âdeta milli bir emanet sayarak kuvvetini korumayı, iş edinmeli, fe rağati, itinayı göze almalıdır. şöhretin bedelini fedakârlık şeklinde sır hükümetinin Roma se- firi, İngiltere - İşalya ko- nuşmaları neticesinde hazırlanan anlaşmada Mısırı alâkadar eden kısımları imzalamakla, 2000 yıllık fasıladan sonra Mısırın müstakil bir devlet olarak milletler ailesine girdiğini gösteriyordu. Fakat bu hâdise de bir başlangıçtan ibaret- tir. Çünkü önümüzdeki yıllar için- de Mısır çok mühim inkişaflara sahne olacaktır. Üç partiden mü- teşekkil bir grupa İstinat ederek Mısırı idare eden Başvekil Mehmet Mahmut Paşa vaziyete hâkim, sağ lam bir hükümet kurmuştur. Mısır bundan böyle bilhassa dört nokta üzerinde çalışarak milli bir plânı tahakkuk ettirecektir. Bu dört noktayı Mısırın en yüksek mevkili ve nüfuzlu, bir şahsiyetin- den öğrendim. Bu dört esaslı plâ- nın tahakkuku belki de elli sene- İlik bir iştir. Fakat bu plân sayesin- de Mısır, kendi yağıyle kavrulan bir endüstri memleketi olacak ve ağır sanayi ile fabrikalar kazana- caktır. Dört esaslı plân : ısır, Yakın Şark memleket- lerinin din ve kültür bakı- mından başı sayılır, Mısır istrateji bakımından çok mühim bir mev- kide bulunduğunu ve tek başına garbin iktisadi veya askeri teca- vüzüne karşı gelemiyeceğini anlı- yor. Misirin İngilterede tahsil gö- ren, fakat fıtraten Şarklı olan lider leri, bir garplinin ümitlerini ve bir şarklının ruhunu tatmin eden bir plân hazırlamışlardır. Gerçi bu plân neşrolunmamıştır, hattâ bu plândan alenen bahsolunmuyor, fa kat alâkadarların hepsi de bu plânı çok iyi tanıyor. Bunların çoğu ile buluştum ve konuştum. Plânın dört esası şunlardır! 1 — Mısır Kralı, ihtimal ki eski Osmanlı padişahları gibi Halife o- lacak ve Akdeniz sahillerinde ya- şiyan müslüman milletlerin lider- liğini üzerine alacaktır. 2 — Mısır Prenseslerinden bazı. larının Arap Prensleri ve Krallari le evlenmeleri çok muhtemeldir. 3 — Türkiyeyi örnek tutarak 3,000,000 luk kuvveti olan bir Mı- sır ordusu vücüde getirmek. 4 — Yukarı Misırdaki demir ve itın kaynaklarını helmak ye dele? mek, elektrik fstihsali için Yukarı Mısır şelâlerinder istifade etmek, Ve ağır sanayli bu şekilde kurmak ve inkişaf ettirmek, Halkın düşüncesi : Kösbirede altı hafta kalarak halkın vaziyetini yakından tetkik ettim ve bu sırada Başvekil ve bütün nazırlarla, eski Başvekil ile ve bir selefi ile, iş adamlarile ve Fellâhlarla görüştüm. Saraya girdiğim gibi çamurdan yapılma iz belerde de dolaştım. Mısırda hüküm süren sınıf, uzak gören kimselerdir ve Mısır, barışı sever bir memlekettir. Fakat bu memleket bir mücevher kadar kıy- metli olduğunu takdir ediyor. Şark ile garp arasında istratejik düğüm noktası bu memlekettir. Dünya de hiz seferlerinin yarısı, bu memle- | ketin sularından geçmektedir. Konuştuğum çok yüksek mevki- li bir Mısırlı şu sözleri söyledi: “Mısır Kralı, müslümanların ha Efesi olmalıdır. Misir, Yakın Şar. kın din ve kültür lideridir. Mısır ile diğer Arap memleketlerinin is tikbali ancak en sıkı iş beraberliği sayesinde temin olunabilir. Bu iş beraberliği rabıtasını ise din temin etmektedir. Çünkü bu sayede ka- bile düşmanlıkları, hudut ayrılık- ları, lehçe farkları bertaraf oli yor.” Mekkeden bir ders ; ikkate değer bir nokta bu se ne, Mekkeye giden hacı- lardan çoğunun deve sırtında, ya- hut yaya değil, otomobil ile hare- ket etmiş olmalarıdır. Bu seyahat, hiç bir çeteyi barındırmıyan yol. larda yapılmış, hacılar, ağır sayıl —————— ve ferağat noksanı ile çarpışmak lâ- zımgelecektir. Milletlerarası oObir müsabaka - üstünlük kazanmak, tesadilfe * Ten evvağ de iradesizlik ödemekten başka çare yoktur. kiri Ed mağ ek ç Sik ön kd al y seltlam, sin se al emk Bugünkü Mısır ordusunun Mısır çolünde yaptığı son manevralardan bir görünüş MISIR, Yeni Bir İstikbale Hazırlanıyor , yarn YAZAN: WA a YAZAN: Wentworth Day / , / (DEYLİ TELGRAF GAZETESİNDEN) , İrsen a mıyacak ücretler vererek köylerde yatıp kalkmış, ve hiç bir yerde a- ğır bir vergiye tâbi tutulmamışlar dır, Hacılar Mekkeye vardıkları za- man kamp kurmak için kolaylık- lar görmüş, zabıtanın her yerde emniyeti tesis ettiğine dikkat et- miş, ve bu sene içlerinde pek azı ölmüştür. Bütün bu işleri Mısır £- dare etmektedir ve Mısir bu çalış maların neticesini beklemektedir. Son zamanlarda bazı Arap prens leri, Mısır Prenseslerile evlenmek istemşilerdir. Çok geçmeden bu iz divaçlar tahakkuk edecek ve bu sa yede Arap devletleri biribirine bağ lanacaktır. ; ; * IKirklareli mebusu dektor Fuat Uma» yın, gocuk canunt teklifi hakkında verdiği izahat, dünkü sayımızda şıktı, Dün de sinemacılar nâmına gezete- mize aşağıdakt yazı gönderilmiştir. Bu me » hemen her allede ve her vatandaşta alâka uyandırsenk bir mahiyet ve şümul dedir, Münskaşaya İhtiyacı vardır. Bunun Için sinemacıların düşündüklerini de aşa» ğıya geçiriyoruz!) “16 yaşından wfak çocukların sinemalara kabul edilmesi mesele. sinin, Büyük Millet Meclisine ve. rilen kanun lâyihasından sonra Matbuatımızda da izah ve müna- kaşa safhasına girdiğini görüye- ruz, Bu mesele hakkında İehde ve aleyhde birçok yazılar çıkıyor. Dün ve evvelki gün biri Bayan Sabiha Zekeriyanın biri de Bü- yük Millet Meclisinde bu teklifi yapan Doktor Fuat Umay'ın ya- zıları çıktı. İkisini de dikkatle 0- kuduk. Esas itibarile 16 yaşından ufak çocukların görmemesi lâzım gelen bazı filmlerin mevcut bu- Tunduğunu, biz sinemacılar kabul #tmekteyiz. Ancak bizim mesleği- mizde de bazı realiteler vardır ki bunları, yakinen alâkaları bulun madığndan kiymetli Saylav ve muharrirlerimiz bilemezler, Mes- leğimize ait bazı yanlış ifade ve fi kirlere dayanarak bu hususta çi- karılacak bir kanun, büylk şe- hirlerde çocukları, küçük şehirler de ise büyük küçük bütün halkı sinemadan mahrum edebilir. Bizde de çocuk sinemaları aç- malıdır,, diyenlere karşı şurasını açıkça kaydedelim ki bugün Av- rupa ve Amerikada ne çocuklara mahsus açılmış çöcuk sinemaları ve nede çocuklar için yapılmış film vardır. Doğrudan doğruya çocuk filmi diye gördüğümüz, yalnız. birkaç aasaeeaeee ! ÇOCUK ve SİNEMA! ; Sinemacılarımız Ne Düşünüyorlar? Rus filmine inhisar etmektedir. taca yapılmış birer propaganda Fakat bunlar o kadar ince ve us. filmidir ki hiçbir hususi teşebbüs sahibinin memleketimize | getirt- meyi, hattâ hatırından bile geçi- rebileceği düşünülemez, “Bizde çocuk sinemaları açıl. malıdır, denilirken bu sinemala- rın hiçbir zaman ve hiçbir veçhile masrafını örtecek haslât yapa- maz, Bu teşebbüsü bir devlet mü- essesesine yüklemek İstense bile bu nevi bir sinemanın senede ihti- yacı olan asgari kırk filmi değil, hattâ dört, beş film bile bulunma- sı imkân dahilinde değildir. Nitekim Ankarada belki bu ga- Yelerle Çocuk Koruma Cemiyeti- nin yaptırdığı yeni sinemayı, bun dan daha on bez gün evvel, Anka- rada sinemalar işleten bir şirkete vermesi bu fikrimizi ve kanaati- mizi teyit eder. Şu on beş sene içinde gördüğü- müz filmleri göz önüne getiriniz. Hiç kötülüğün, fenalığın, ahlâk- sızlığın mükâfatlandığını, hırsız- ların ve canilerin cezasız kaldığı- nı gördüler mi” - Çocuk moralinin hırsızlık ve caniliğin cazip görü- hen şekilleri üstünde kaldığım id- dia etmek doğru olabilir mi? Za- ten memleketimizde askeri heyet- ten, Dahiliye ve Kültür Bakanlığı mümessilliklerinden, emniyet ve matbunt müdüriyeti murahhasla- rından mürekkep kıymetli bir san sür heyeti vardır. Ru mlinevver ve kiymetli zevat memleketimiz. de hangi filmlerin geçip geçmiye- ceğini, çocukların one gibi flmle. ri göremiyeceğini takdir edebilir- ler, Çocukların sinema yasağı tahak kuk ettiği takdirde birçok sinema (Devamı 6 ncıdaj Mısır ordusu : .sır ordusuna gelince, bir İn giliz askeri heyeti Mısır or- dusunu terbiye etmekte ve hazır- lamaktadır. Mısır çölünde yapılan son manevralar bu memleketin gördüğü en geniş ölçüde idi. Libya gölü tarafından bir taarruz vukuu ihtimaline karşı yapılan bu manev ralarda tanklar, tayyareler, hecin alayları, piyade kolları ve bedevi askerler kullanılmıştır. Manevraların sonunda demin mevzuu bahsettiğim Mısırlı bana Şu sözleri söyledi: “Asker ihtiyacımız çok geniştir. Üç milyonluk bir ordu hazırlamak istiyoruz. . Mısırlılar. cölde doğup büyüyor, ve bir avuç hurma ile ka naat ediyorlar, Misir büyük bir or duyu kolaylıkla ve çok az masraf- la kurabilir.” Ve ilâve etti: “— Bugün bir hava kuvveti ya ratıyoruz. Çöl, uçuş tecrübeleri i- çin en mükemmel yerdir. Elli mil- lik ufuk daima açıktır. Yere kolay- lıkla inmek mümkündür!” Demir ve elektrik : ukarı Mısırdaki Asvan de- mir kaynakları, çok mü- him sayılıyor. Burada 300,000 dö- nümlük bir demir sahası yardır ve madenin yüzde 63 ü halis demir- dir. Hükümet bu madenin imtiya- zını Habip Nesim adında bir Mı- sıslıya vermiştir. İmtiyaz 1941 de son bulacak ve ayni yıl içinde Mi- sırdaki İngiliz memurları da bu memleketten ayrılacaklardır. Almanyanın Ottowolf müessese- si Mısırdan aldığı demir mukabi- linde 3 milyon isterlin kıymetinde makineler vermektedir. İki taraf a- rasındaki mukavele bu ay nihayet bulacaksa da yenilenecektir, İmti- yazın sahibi olan Mısırlı, memle- ket içinde 6 milyon isterlinlik bir sermaye toplamıya çalışıyor. Fa- kat henüz bu sermayeyi toplaya- mamıştır. Hükümet, bütün bu te- sebbüsleri sükünetle takip etmek- tedir. Kral Faruk, geçenlerde bu demir havzasını ziyaret etti ve buradaki çalışmalara alâkadar oldu. Demir havzası Asvan seddine ya kındır. Bu sed 500 milyon ton su ile doludur. Ve buradan elektrik istihsall mümkündür. Bu işin te- hakkuku ve ağır sanayiin kurul ması, Mısır için büyük bir nimet teşkil edecektir. Burasını kullanarak bütün Mısı- rı elektrikle aydınlatmak, demir ve çelik istihsal etmek, fabrika lar kurmak ve Yakın Şarkı demir den yapılan herşeyle beslemek mümkündür. Yakında Yukarı Misirın çölleri ağaçlarla değil, fakat fabrika ba- calarile şenlenecek ve Kloopatra- ın gemilerini taşıyan nehir yeni Jarla ilerliyor, ev AYI Muallimle Talebe Münasebeti *9.<. 37 Yazan: SABİHA ZEKERİYA Mekteplerde arada sırada mual - limlerle talebe arasında anlaşmamaz lıklar meydana geliyor. Bu yüzden talebenin muallimine karşı hürmeti. ni kaybettiğini görüyoruz. Acaba ço cukları muallimlerine karşı bazan terbiyesizcesine, bazan küstahçasına hareketlere sevkeden âmil ve âmil - ler nelerdir? Çocuğu ifrat hareketlere sevke - den bu âmilleri düşündüğümüz za - man ilk akla gelen çocuktaki tered- di, dejeneresanstır. Ne şartlar için- de olursa olsun hocasına karşı her türlü ahlâk ve insanlık hudutlarının haricine çıkan bir çocuğun evvelâ şu urundan, sonra da ahlâki inkişafm- dan şüphe etmek lâzım, Bundan baş ka çocuğu ani ve ifratlı hareketlere sevkeden âmiller vardır ki, bunlar üzerinde durmalıyız. Sınıflar kalabalıktır, Yetmiş tale- beyi okutmak mecburiyetinde olan bir muallim, her çocuğun dimaği, ahlâki inkişaf ve temayülleri “ay - rı ayrı meşgul olamaz. Bu sebeple inkişaf istidadı olan birçok talebe - nin, istidadı nispetinde semere ver- memesi, geriye kalması da bir zaru- ret olur. Muallim her çocukla ayrı ayrı meşgul olabilse, çocuğun isti « datlarını keşfedip inkişaf ettirebildi Fi gibi, kötü temayüllerini de keş - fedip bunların ıslahile meşgul ola - bilir. Bundan başka çocuklar sıhhi bir muayeneden geçtikleri gibi, di- maği ve ruhi bir imtihandan da geç- melidirler, Çocuğun gireceği sınıf yalnız ders notlarına göre değil, ka- biliyetlerine göre tayin edilmelidir. kâ itibarile ileri çocuklarla ayni sı- nıfta, ayni dersleri görmesi, bu ço- cukların İnkişafına en büyük mâni- dir. Bir kısım çocuklar vardır ki, bun lar dimaği faaliyetlerde istidat gös- termez, daha ziyade umumi faali - yetlerde istidat gösterirler. Bu isti- datları keşfedip ona göre İstikamet vermek lâzim, Kalabalık sınıflarda böyle ince bir elekten geçmiyen çocuklar, sınıfla - rında kalınca, en büyük düşman mu allimi görüyorlar. Ve çocukla mual. lim arasına giren düşmanlık birçok feci hâdiselere sebep oluyor. Bun « dan başka ailelerle muallim arasın- da da bir husumet doğuyor. Aile - ler çocuğun bu geriliğini muallimin ona karşı beslediği bir gayze atfedi- yorlar, çocuğu iyi istikametlere sey- kedecek yerde muallime karşı husu- mete sevkediyorlar. Muallimle aile « ler arasındaki bu anlaşmamazlığı izale için de bütün medeni memle- ketlerde günden güne ilerliyen, mu- alim ve ebeveyin cemiyetlerini yap mak lâzim. Bu suretle muallim aile lerle temasa gelip çocuğun mektep- teki vaziyetini ailesine bildirdiği gi- bi, çocuğun evdeki vaziyetini de aile sinden öğrenmiş olur. Bu suretle iki tarafın anlaşmasile çocuğun inkişa- fına daha salim hir yol verilmiş © Vur. Ziyaretçi muallimin bu sahada yaptığı rol çok büyüktür. Mekteplerde bazı feci hâdiselerin önüne geçmek için, evvelâ, dejene « resans istidadı gösteren çocukları ruhi ve dimaği bir imtihandan ge Sirmek, geri çocuklarla; zekileri a yırmak, ayrı tedrisat yapmak, allimin çocukla daha fazla mesgul olabilmesi imkânlarını vermek, ey. le mektebi birleştirmek, lâzım. Bun- ların bepsi belki de bir hamlede ya- pılması mümkün olmıyan şeylerdir. Meselâ sınıfların kalabalık olması bir zaman için zaruridir. Fakat xi- yaretçi muallimlikler tesisi, munl - lim ve ebeveyn cemiyetleri, ruhi ve dimaği muayene bunlar bugün de yapılabilir. Zannederim meseleyi mühimsersek öslahı garelerine dahs süratle yürüyebiliriz, mu- bir servet ve kudret kil edecek, çelik caktır. Misır, istikbale kaynağı teş. gemileri taşıya- “doğru hızlı adım. Dimağen geri kalmış bir çocuğun 20 |