30-4-9038 RE Istanbul Radyosu ÖĞLE NEŞRİYATI * 1230: Plâkla Türk musikisi TAN HIRSIZLIK: Açıkgözlük Yapup Paraları Çalmış Dün Asliye Üçüncü Ceza Mahke İmesinde meşhur sabikalılardan Sarı İhsanın muhakemesine devam edil- İmiştir. Sarı İhsan Erzurumlu Niye #inin 36 ve İran tebaasından Tebriz Ni Mehmedin 50 lirasını çalmaktan suçludur. Dün mahekemede — suçlu da davacılar da “bulunmamışlardır Şahit olarak dinlenen komiser Ömer şunları söylemiştir: İRTİHAL Eski Hicaz Valisi merhum Hacı Reşit Paşanın hâremi ve eski Şüra- İyi Devlet Azasından avukat | Salih üksel ve Belediye muhakemat âmi ri Avukat Feyzi Yi valdeleri irtihal eyledi Münir Nurettin Konseri 3 Mayıs Sal günü saat 21 de Frah- sız Tiyatrosunda Münir Nurettin ve arkadaşları bir konser dir. Program hüsu arlanmıştır. Ve kısımdan mü-|k rekkeptir. Birinci kısımda eski eser-|No. lu hanesinden bu ler vardır. İkinci kısımda yeni eser-| kaldırılarak Kocamusta ler ve bü meyanda güftesi Abdül-|mlinde namazı kılındıktan sönre mer hak Hâmit merhumun olan ve Mü-|kez i kabristanına defnoluna - nir Nurettin tarafından hazırlanan ” (Feryat) isimli bir taksim vardır. Üçüncü kısma Dağı şrakılar ve İhalk türküleri konulmuştur. Konse- re İştirak eden artistler arasında Bayan Fahire Fersan, Bay Refik Fersan, Reşat Erer, ve Salâhattin Pınar da bulunacaklardır. a Mahkernelerde Dolandırıcılık Suçlusu Paşazade Mahkemede Dün Dinlenen Şahitler, Nasıl Aldatıldıklarını Anlatıyorlar Dün Asliye Üçüncü Ceza Mahke- mesinde birçok kimseleri dolandır- dığı ve birçok yerlerden hırsızlık yaptığı iddiasiyle tevkif edilen Paşa- zade Şevketin muhakemesine devam edilmiştir. Evvelâ Osmaniyede, fab- vereceklere bir şekilde ha zesi Yedikulede İmrahor ma- sokağında 25 ün saat 11 de apaşa ca 1250 Hi 3) AKŞAM NEŞRİYAT 1830: Çoruk bayramı ve haftam mü nasebetile Çocuk Esirgeme Kurumu mİ imına kenferans. Diş tabibi Hali İY” &vlerde çocukların ağız ve dis bakmalı) 18,4: Plâkla dans #İ 19,15: Konferans: Üniversite nef X Fevzullah Doğruer (Ana © | babaların süt dişlerine dikkatleri) 198 Borsa huberleri, 20,00 Necmeddin. Rİ laşları tarafından Türk musiki ve halk garkıları, 20,45: Hava raporü. İ48: Ömer Riza 1100: Belma Türke musikisi ve halle şarkilar ) 21,45: ORKESTRA: i — Bizet K#f — Tosti: 11 peskatore Ki ıraya, 4 — Şopan: Pol haberleri, 22,30: PIN ve operet parçuları, Z88İ ler ve ertesi günün prog: şöyle demiştir: — Bay Reis ben yaşımı filin unut- tum. Üç tane kocaman oğlan yet tirdim. Bir gün evde yalnızdım. Bu NU Paşazade bana geldi. “Cevahir Ağa-| . — Bize Erzurumlu Niyazi ismin- yı istiyoru! dedi. Sonra benim/de geldi. Yankesicilik suretiy- rika caddesinde oturan 14 yaşında | Hamidiye kâğıdımı. Istedi. Göster-/!e parasının çalındığını söyledi. Hır Zehra isminde bir şahit dinlenmiş-İdim: man 'eğkâlin “de “Vepdi. Ce tir. Zahra şunları söylemiştir: N hırsız sabıkalılardan Sarı İh- Eren İli diki yz Yine İhsanla beraber arkada dunda talebeyim. Burada gördüğüm gı kör Osmanı iile Şevket bir gün kapıya , geldi. Mak- yüzleştirdik. Derh buleyi sordu. Ben yanına çıkarttım <ö anı teşhis edemedi, Sonra da kendisine kazanç memuru vacıların istinabe mu süsü vererek parasını dolandırdı. cin mehi, igle ME Suçlu şehadeti kabul etmemiştir. başka bir güne bırskmış- Bundan sonra Beyoğlu İkinci Noter- liğinde çalışan Makbule Gül dinlen- miştir. O da başlarından geçeni şöy- Je anlatmıştır: — Annem ihtiyardır. Gözleri de az görür. Bir gün bu Şevket Beşik- taştaki evimize gelmiş, annemi kapı- ya çağırmış ve demiş ki: Size posta ile mühim miktarda) para geldi. Pul lâzım. Veriniz de ge- tirip paranızı teslim edeyim. An- nem, yol parasını tedarik ederken V9) d Şevket keriye girmiş Sandı yanaş Denizdeki mış. İçinde bulunan 116 lira kıyme- . i tindeki bir mantayu, 3 entriyi, 15-| CesedinHüvüyeti ati 1 lira parayı aşırmış ve masanın üstünden de bir makas, bir portal Anlaşıldı ve bir de kibrit kutusunu da almiş) © ryğn sabah Galatada sahilde bir Ve sivışmıştır. Ben akşam eve döndü-| susan çesedi görülerek polis tarafın- Güm zaman annemi perişan bir halde| dan karaya çıkarılmış, ve müddet buldum. Vaziyeti anladım, polise mü | numilik te haberder edilmi Tacaat ettik. Şevket yakalandı Ve) g.yibiadil Salih Ha cesedi mü itiraf etti. “. İayene etmiş ve nöbetçi müddeiumu Bundan sonra Hasan Servi İsmin-| mi muavini de tahkikata başlamış- de tenekeci bir şahit te Çamlıca Kir|g,, Ceset, uzun bir müddet denizde sıklıda oturan Bayan Medihanın na-| kaldığı için şişmiştir. 30 yaşlarında sıl dolandırıldığını mahkemeye şöy- birisine ait olduğu anlaşılmıştır. Bi- JA Mebekrmeyiiya raz sonra da bunun 23 gün evvel Ga i— Geçen sene Kurbân Bayramın:|lata rılıtımından koyun geçirirken dan bir hafta evvel bu adam Meğiİdenize düşerek kaybolan Kirşehirli hanın Beşiktaştaki kiraya vereceği | çoban Hacı oğlu Ali olduğu meyda- eve gelmiş ve demiş ki: “Ben evinizi | na çıkmıştır. Tabibi Adil cesedin gö tutacağım. Fiyatı da muvafık yalnızİ mülmesine müsaade etmiştir. bir su deposu lâzımdır. Ben tulumba sını alırım. Sen de bir depo yaptır... Mediha beni çağırdı. Depoyu pa- zarlık ettik. Kadın bana 11,5 lira u- zattı. Bu adam daha evvel davrandı. Parayı aldı. Çarşıdan çinko vesaire almak üzere dışarıya çıktık. Şevket| beni sokakta bıraktı. Yarım saat son- ra döneceğini söyledi ve bir daha da dönmedi. Ben Medihaya geldim. Hâ- diseyi anlatınca dolandırıldığını öğ- rendi ve polise müracaat etti. Bundan sonra dinlenen Bayan Me diha da hâdiseyi ayni şekilde anlat- miş, Makbulenin anası Fatma Gül de 7 Mayıs Sah yuman İMÜNİR NI IREDDİN KONSERİ Fransız Tiyatrosunda Programda: Klâsik eserler ve Münir Nureddin'in yeni bir ese- Ceza ver-| göre ndı posta ile |sâr Milletlerarası Jinekoloji Kongresi Amsterdamda toplanacak (olan milletlerarası doğum ve kadın has tahıkları kongresinde Üniversitemizi | temsil etmek üzere Üniversite Tine- Vm koloji profesörü Doktor Tevfik Rem- | BAHAR a KARL iş ONE zi Kazancığil Holandaya hareket et-| * e MR miştir. 22 Mayısta İstanbula döne - see e Hakaret Suçlusu cektir, Mahküm Oldu a Evvelki gün Büyükadada Ali is # minde birisi kafayı tütsüledikten EF T Da “> N (Servet Adnan ve arkadaşları) 20,00: 5 sonra Adanın kahvehanesinde Yâh- Çıkacağı Tari Ayarı ve arapça neşriyat. 20,18: Türk Mf ya ile kavga etmiş, hâdiseye el ko-| İyan polise de hakaret etmiştir. As- Foto Magazin kendi janrında eşsiz aylık san'at ve salon Gi sikisi ve halk şarkıları - Cemal Kamil mecmuasıdır. 8 tablo, 80 resim, 100 sahife. Son aktualite re- iel K oiryanaadarl ği liye dördüncü ceza mahkemesi dün| bu davayı tetkik etmiştir. ! ? : Konferans; (Dr. Fazil Haldun, Çocuk simleri, Yedek Subay, çocuk ve pehlivan resimleri, ayrıca bir İğ tvwiaarı mütehassın) 21,18: Stöeyo sa moda ilâvesi. Aliyi bir ay beş gün hapse ve 35 lira para cezasına mahküm etmiş , orkestrası * 1 — Rizmer Kinderiraiii 2 iy ii İ2 — Micbeli: und Sehmetterti Tanmmış imzalarla edebi, tarihi ve fenni yazılar. 1 Mayısı unutmayınız. tir > İdarehanesi esi Uçak Basımevi i Cağaloğlu. Tel. 24008 KAZAYA SEBEBİYET ; : Bu hafta SÜMER sineması « Avni Bayer Aleyhindeki im» Zengin ve mütenevvi programını büyük muvaffakıyetle gösteriyor. Dava Son Safhada ARŞIN MAL| ESRARENGİZ AL AN KATİL Mahkemesinde 1936 yılında idare et Harbi de bir ame- yaraladığı için ilk yapı- Rin - Tin - Tin'in rakibi Türkçe sözlü ve şarkılı KÖPEK TUFFY Büyük ve riöşeli'Şark Opereti tarafından büyük macera filmi. ilâveten : Ankara'da hapse mahküm o- rin muhakemesine de- Temyiz bu kararı GÜNEŞ »- HARBİYE ve GÜNEŞ MUHAFIZGÜCÜ kontrol maçları ile TEKİRDAĞLI HÜSEYİN - KARA ALİ pehlivan güreşi in değiştirmedi meniz lâzır para gelmiş. Onu get ağaya verecek sonra bizim eve çuval larla erzak gönderecekmiş. Ben bu za tler Ağa Cami Philips Ma- Bezasında satılmaktadır. el, 4 3:3 4 3 MN Ankara Radyosu İsöLe weşmiyarı £ 1330 Karışık Plâk neşri, Türk musikisi ve halk şark | hakemeyi tır. o/sahdığı yanaşmış yükü hafif paha da ağırne varsa topl gi Gözlerim az gördüğü için farkında olmamışım. İşi anla, yıldım, işte sesinden de bu olduğunu anlıyorum. Muhakeme, ge bulenin çağrılması talik edilmiştir. ŞE eli MÜDDEİUMUMİL LİKTE: NİŞ, a düştüm, b ca düştüm, ba den naklen İnkılâp dersi (Hikmet Bİ ra). AKŞAM NEŞRİYATI: miyen şi bit Mak- . Gküçük Alİ a güne için b 19,15 Türk müstikiei ve halk şarkıli radyos Rosen j4 Melsek İeh | Wohi. 5 Katinise Der P 1200: Ajans haberleri program .NFONİLER: 2010 Lâypzlr. Senfonik konser, 6” lenceli program, OPERALAR, OPERETLER; Roma kısa yeteri Bir lirik © 1445 kei musikisi, 304 ezici, operas “Die Binuç Mazi Trinke Aut Gİ nz Von "TER 2215 Yal tiği oto le leyi ağırca lan muhakeme lan Avni Bay vam ed 1730 Ortrava; Oper Büke Roma, operas, ODA MUSİKİSİ 1715 Rorna beren dalan: Oda mf kisi konseri, 3020 Floransa, Napoli: © RESİTALLER: | 17,15 “Beli * Şarkılar, 1945 Pe Sarkı resitali, Pelgrat Küs #Üİİ kıları, 22 Miline, Torino Şarkı k seri (Berlinde nakil), 22 Roma * dalşnsı: Keza, Fransızcd | x ALTIN YAĞMURU "tw Zevk, - Neşe - Nefis musiki - Güzel şarkılar - Heyecanlı ve meraklı bir film ari Leh miştir, bozduğu için yeniden muhakemeye başlanmış ve dava son safhaya diği için suğlu geçön cölsede avuk: tım bulunduracağım Kipa e likini istemiştir. Dün, Avni Bayer| mahkemeye gelmiştir, Reis suçluya söyle sormüştur: | | — Avukatını getirdin mi? Fahri Şişli Avni Bayer şu cevabı vermiştir: | mühim ve| — Avukatım Sadi Rizadır. Geçen| celsede Ankarada idi. Bugün de has- tadır. Gelmedi. Başka bir güne tr) edilmesini isterim. İddia makamını Urfa Müddelumumisi Çocuk Hastanesinde çok muvaffakıyetli bir ameliyat geçir- miştir. Sıhhatinin günden güne İy leştiği öğrenilmiştir. m ma m NİŞAN — Bo; Sarıçyan ile Son Posta makinisti Aram Emek kızılmü Suna Emek nişanlanmışlardır. > ————— BUGÜN MELE p Sinemasında g Bugün İPEK sinemasında 2 büyük film birden MEŞ'UM GEMİ JDİŞİ TARZAN Fransızca sözlü, renkli film Türkçe sözlü, aşk ve macera filmi > Bugün saat 1 ia talebe matinesi “ işgal eden müd- i muavini B. Fehmi Çağıl ını söyliyerek: Suçluya son defa kaydiyle avu-| katını bulundurmak için mühlet ve- rilsin. Demiştir. Mahkeme, bunun üzerine muhake meyi Mayısın 30 uncu günü saat 14 İde talik etmiştir. IMAYIS Bahar Bayramında TÜRK MA- İĞ AriF CEMİYETİ Rozetlerini Köy asilerin elinde kaldığı yedi gün zarfında, o kadar mezalim"yapmışlardı ki, içinde bir iki kişi öl- dürülmemiş tek bir köylü evi yoktu. Köylü sendika- sının relslerini yürüterek kasaba mezarlığına gö- türmüşler, mezarlarını kendilerine kazdırmışlar, Bunlar mezarlarını kazarken, o köye sahip olan de- rebeyi sormuş: daki teferrüatı o şekilde anlatıyorlardı ki edindiği miz his, bir harp hissi değil, âsi kamplarından yak” cı, yıkıcı bir rüzgâr gibi kopup gelen müşterek a” lâki bir cinnet hissi idi. Ortaçağlarda derlerdi ki, bi zı köylerde hâlâ derler ki, salgın geldiği zaman “bf vâyi nesimi” bozulur. Bugün bu söz âsi kampları Jİ hâlâ doğrudur. Bu kamptakiler için öldürmek, — Siz, toprak onu sürenlerindir. demiyor musu- nu? Görüyorsunuz ya, size toprak hissenizi veriyoruz. Bu toprağı mahşere kadar üzerinizde taşıyabilirsiniz. Yanındakiler de ilâve etmişler: Bu kadar derin kazmaya lüzum yok. Bir köpeği görmek için bu derinlik kâfidir. Sonra başlarını da- yamak için baş yerini biraz derin kazmalarını nasi- hat etmişler. — Biraz derin olursa, daha rahat yatarsınız. Diye vahşi bir merhamet te göstermişler. Köylüler, ses çıkarmadan mezarlarını kazmışlar. İçlerinden biri kaçmıya teşebbüs etmiş. Bunu baca- ğından yaralıyarak yakalamışlar. Zavallının yarasını tedavi etmeden üç gün hapishanede acıdan bağırtmış Ir. Sonra yeniden yakalanan köylülerin kurşuna di- zilişini seyrettirmişler. Dördüncü günü de tekrar me zarlığa götürmüşler. Köylüler bize anlatırken, boyunlarını bükerek ö- lümün şeklini de izah ettiler. Bu zavallıyı gayet feci bir şekilde öldürdüler. Göğsünü askerlere mutat üze re dipçikle değil, silâh talimi için hedef yaptılar, hep üvelverlerile göğsüne, başına nişan alarak saat- lerce güle güle, eğlene eğlene öldürdüler. Sahneyi seyreden diğer bir köylüye de güya bunun mezarı- nı kazdırdılar, Sonra mezarı kazan köylüyü diri diri bu mezarın içine yatırdılar; üzerine elbise kesmiş- ler gibi sordular: Bir insanın vücudüne göre kazılmış, değil mi?. Köylüyü yeri ölçmek için girdiği mezarda, kıpırda- madan üzerine âteş ettiler, mezarcılara da üzerine toprak örtmelerini emrettiler. Mezarcılar üzerine top rak örterken, köylünün mezarın içerisinde hâlâ de- belendiğini görüyordum. Mezarcı dayanamadı, daha ölmediğini hâber ver- diği zaman kumandanları rüvelverini mezarcının göğsüne tuttu: — Pek çok adamlar dillerini tutmadıkları için a- sılırlar. dedi. Adamuz köylüleri bana bunları anlattıktan sonra kinle dişlerini gıcırdattılar; bir tanesi yumruklarını sıkarak bağırdı: — Ne alçaklık. Kim derdi ki, okumuş bir adam, dsima centilmen gibi yaşamış bir adam bu kadar küçülebilir... Ötekiler ilâve ettiler: — Harp olsun olmasın, bir Insan, bir insandır. İhtiyar bir köylü kadını ağlıyarak yanımıza yak- İaştı, Arkadaşlardan birini kolundan çekti: — Senyor, şu Madrid hükümetine anlatınız. On- lara deyiniz ki, benim Antonitomu öldürdüler. An- cak önce bileklerini iple bağladıkları için öldürebil- diler. Yoksa o kolunu büktürmezdi. Yavrum, bilek- leri bağlı gitti. Yavrum, benim canımın çocuğu. İhtiyar kadın bir çocuk bileği kadar ince olan iki beyaz bileklerini yanyana getirdi. Antonitomu ancak bu şekilde öldürebildiler. Be- nim oğlum bu derebeylerini parmağının ucuyla öl dürebilirdi. Fakat bileklerini iple bağladılar. Böyle, tıpkı böyle... Tekrar bize çaprastladığı bileklerini gösterdi: — Senyor, anlatınız, anlatınız. Siyahlar giymiş, başını duvara dayamış, beyaz mendilini ısıra ısira ağlıyan diğer bir köylü kadını gösterdi; — Bunun kocasını da yatağında öldürdüler, Has- taydı, ateşler içinde yanıyordu, kımıldanacak takati yoktu. Zaten ihtiyardı. Ben onunla beraber 2» İikte çalışırdık. Karnını doyuracak kadar gida ak adığı için, kış rüzgürlarına dayanamadı, hasta düş tü. Yatağında oturamıyacağı bir zamanda, efendileri geldiler, rüvelverlerle onu yatağında öldürdüler. Za allı adam, yatağında tıpkı bir kuş gibi bir kelime söylemeden öldü. Bunları dinledikçe hayretten kendimizi alamıyor- duk. Bu ihtiyar ademi niçin öldürmüşlerdi? öldürmenin kana susamış bir zulümden başl mânası vardı? İhtiyar kadın bir kelime tufar nu da bize anlattı — Bu komşunun kocasını öldürmelerinin sebebi şudur. İki kış evvel, iki arkadaşile beraber zeytin harmanında çalışıyorlardı, gündeliklerinin bir Peni arttırılması için patronlarına başvurdular. Fakat bu zavallı orada ağzını bile açmamış, köyün en ihtiyarı diye onlarla beraber gitti. Ötekiler, gençler konuştu. lar. O ne hakkını isterken, ne yatağında ölürken se- sini çıkarmadı. Tıpkı bir kuş gibi gık demeden öldü. Her geçtiğimiz yerde bir cinayetin izini görüyor- duk. Bize kurban edilenlerin, öldürülüşleri hakkın- Madrid hükümetine bunu Bunu ul ia lg mala bir itiyat haline gelmiştir. Falanjistler ve an'a ler için sabah olunca, günlük siyasi işlerine başl” mazdan evvel, hapishaneye gi on iki mahp' buradan çıkarıp mezarlığa götürmek âdet olmuştüf” Yarım saat mezarlıkta bu mahpuslar üzerinde Bi talimi Şapar, sonra evlerine dönüp çocuklarını Ö) bunlara ablâktan, aileden, memleketten ei Cordoba'dan kaçan bir adam bu hususta bize ekili | ra hsyret verecek malümat verdi: “Cordoba'da titüde çalışan bir ptofesörün genç asistanı yak” dılar. Elinden silâhlarını aldılar. Genç ilk buldi fırsattan istifade ederek hükümet taburlarına Kf”” Asiler bünu duyunca, intikamını ailesinden | Henüz yeni evliydi. Karısı, altı aylık çocuğunu rirken, evine girdiler. Kadınla çocuğu «hapset Kadına çocuğunu temizlemek, kirli bezlerini d€! tirmek imkânını vermedikleri gibi, açlıktan sütü silen kadın çocuğunu sınai sütle beslemeye dahi Ji vermediler. Yirmi beş gün kadınla çocuğu aç aç buzağılar gibi bağırdılar. Kadına yirmi dört sual yarım somun kuru ekmek verirlerdi. Çocuğun leceğini anladıkları zaman, çocuğu yarı ö vir a de annesinin koynuna verdiler, ve günahını Ül mak üzere papasa götürdüler. Günahsız kadını ği nahlarını çıkarttıktan sonra mezarlığı götürÜP düler. Bize bü malümatı veren adam ilâve etti: — Bu güne kadar kadın, erkek dokuz bin kad X san öldürdüler. Sonra bize Cordobadan getirdi” gazeteyi gösterdi, hepimiz kapışarak okuduk. (Devemi