BK TTTT TeT ;iı bi KT TEE O WEL' i%'î” z A do Aiel fİ* bi aar. Si 10 (BAŞMAKALEDEN MABAT) Biricik - Açık Yol Tasfiyedir (Başı 1 incide) iz titizden titiz davrandık. Mu- kavele haricine çıkan, ene- saslı taahhütlerini ayaklar altına a- lan, halkin emniyet ve saygısını kay- beden, İstanbulun umranına sarfedi- lecek ana kaynakları tam bir hizmet mukabili olmadan elimizden alan bir şirkete; insaf dairesine dönmek, memleketimizde çalışmaya devam etmek-için tam imkân ve firsat ver- dik. Şirket, bu hareketimizdeki feda- kârlığın ve dürüstlüğün yüksek de- recesini anlamadı, anlıyamadı. An- kara müzakerelerinde hep menfi bir yol tuttu. Şirketin, Istanbul halkına sene- lerce mukavele şartnamesine aykırı bir cereyan sattığı, teknik zabitna- melerile tespit olunmuştur. Dürüst ve ciddi bir şirketin şöyle hareket etmesi lâzımdı: Cereyani ve tesisatı mukaveleye uygun bir hale getir- mek için icap eden masrafı göze al- mak, taahhütlerini tamamile ifa et- mediği senelerde halktan haksızca aldığı ücretten bir kısmını geri ver- mek ve diğer fuzuli surette tahsil ettiği paraları ödemek, makul ve in- saflı bir kâr arayacak şekilde bir ta- rife hazırlamak... irket, bu tabil yolu tutmak- tan uzaktır: “Biraz para sar- federim amma bunu ilk tesisat mas- rafıma ilâve ederim.,, gibi iddialar- la menfi yollar arıyor. İyi niyet sa- hipliği imtihanını kati bir surette kaybetmiştir. Elektrik Şirketine böyle parlak bir fırsat verdikten, şirket te bünun kıymetini bilmeyip menfi yollar tut- tuktan sonra yapılacak bir tek iş kal- mıştır. O da tasfiyeye giden en kes- tirme yolu aramak ve bulmaktır. Halkın itimadını kaybeden ve bu kadar fena bir imtihan geçiren bir /— şirkete imtiyazlı bir müessese.sıfati- l€ Dir âuuuç Dizinell tızanct edilc- jmez. - “Öyle ümit ediyoruz ki Nafıa Ve- kâleti tecrübeyi ve imtihanı kâfi gö- recek, (Sofina) mümessillerinin gös- terdikleri suiniyet karşısında tasfi- yeden başka yolları artık tamamile kapanmış sayacaktır. Ahmet Emin YALMAN Elektrik Birlaya tine Tebligat (Başı 1 incide) larının, isimleri bir cetvel halinde bildirilmek ve hükümetin muvafa- kati alınmak şartiyle, ecnebi olabile ceğine dairdir. Elektrik Şirketi ile olan müzake- reler durmuştur. Şirketin murahha- sı, müzakere zabıtnamelerini imza- dan istinkâf ettiği için, müzakereye! devamda fayda görülmemiştir. Şir- ketin birinci murahhası İstanbula gitmiştir. Brükselden yeni talimat istemiştir. Diğer murahhaslar bura- da bekliyorlar. -. n BOZÖYÜKTE ; Karaköyü Su Bastı Bozöyük, (TAN) — Son günlerde yağan yağmurlardan sonra Karakö- yü sel basmıştır. Buğday, pancar, ar- pa zeriyatı kısmen mahvolmuştur. Seller, 4 sığırı da sürükleyip götür- Bozöyük, (TAN) — Pazarcık şosesi nin 9 ve 10 uncu kilometreleri arası bozulmuş, bir yeri de taş yığını ile dolmuştur. Münakalât, şosenin kena rında toprak yoldan müşkülâtla te- min olunuyor. e * Bozöyük, (TAN) — Alibey Dü- zü köyünden Sait Yılmaz, köyünde mektep binası ypılmasına sarfedil- mek üzere bin lira teberrü etmiştr—i. F LRAA NL FM AAA LA HAŞ Bir çocuğu kurtarmak en büyük bir şanstır. Ç. E. Kurumu binlerce yavruyu kurtarmıya çalışır. Ona yardım ediniz. Sa- vaş l TTT TTTT ŞTT Avrupada Yeni Bir 4ler Paktı Kuruluyormuş Yeni Anlaşmalara Almanyanın da Iltihakı Temin Edilecek (Başı 1 incide) ketin tmüumi vaziyetini izah ve teş- rih etmiştir. Mumaileyh, iktısadi kalkınma ve iktısadi salâh için za- ruri olan kararnamelerin tetkik ve kabulünün tâbi olacağı şartları tet kik etmiştir. Bu kararnamelerin 1 mayıstan evvel bünları tanzim eden nazırlar tarafından Başvekile tevdi edilmesi lâzım gelmektedir. B .Bonne, beynelmilel vaziyet hak kında uzun izahat vermiştir. Muma- ileyhin bu izah ve teşrihi bilhassa Ingiliz — İtalyan itilâfına ve Fran- sızlarla İngilizler arasında yapıları ilk müzakerelere tahsis edilmiştir. B. Marşando, mali vaziyet hak- kında izahat vermiş ve esham bor- sasına meşhut olan itimada müstenit faaliyetin hazine üzerindeki mesut akislerini göstermiştir. Bu izahattan anlaşıldığına göre, hözine huzur içinde bulunduğundan ve normal surette vaktinde tediyat yapılmakta olduğundan hükümet. is tisnai mahiyette yeni hiçbir mali ted bir almak niyetinde değildir. B. Saro, Fransada bulunmaları ar zu edilmiyen ecnebilerin nezaret al- tında bulundurulması ve memleket ten çıkarılması için ittihaz etmiş ol- duğu tedbirler hakkında meclise ma- lümat vermiştir. Fransa - İngiltere yakınlığı Londra, 20 (Hususi) — Sunday Express'in siyasi muharriri Fransa Başvekili B. Daladye ile hariciye na- zırı B. Bönne'nin 28 nisanda Lon - drayı ziyaretleri esnasında görüşüle cek meselelerden bahsederken, harp vukuunda İngilterenin Fransaya tay yareler iare etmesinin konuşula- cağını anlatıyor. Çünkü Fransa ihti- yaâat plotları çok olduğu haâlde ihti - yat tayyareleri mahduttur. Ingiltere ise birçok ihtiyat tayyareler yapmak tadır. Bu yüzden harp vukuunda In giterey Pwarserya-tayyasra YETEDİİE. — cek ve bu suretle iki taraf -namına dövüşecek tayyarelerin sayısı çoğa lacaktir. Yeni bir dörtler paktı Gazeteler, Romadâ başlanan Fran sız - İtalyan görüşmelerile meşgul olmaktadır. Deyli Telgraf diyor ki: “Romadan gelen haberler, B. Da- ladyenin Fransa ile İtalya arasında, İngiliz - İtalyan anlaşmasına müşa- bih bir anlaşmaya varmak niyetini gütmekte olduğunu bildirmektedir, Bu takdirde, Avrupa politikasında tam bir değişme vukua gedecektir.., Bütün gazeteler ve bu arada Tay- mis, Fransız - İtalyan katt görüşme lerine bugün başlanılacağı ve Fran- sanın Cenevre toplantısından evvel İtalyan İmpâratorluğunu tanıyacağı hakkında Roma muhabirlerinden al- dıkları telgrafları neşretmektedir. Maamafih diğer taraftan, yine Taymis gazetesinin Paristen haber aldığına göre, Romadaki görüşme - ler ancak ihzari bif mahiyet arzet - mektedir, Zira, kati görüşmelere baş lamadan evvel B. Daladye, Bo'nne, Çamberlayn ve Halifaks, Fransa için mühim olan İngiliz - İtalyan anlaş - masının muhtelif cephelerini birlik- te tetkik eyliyeceklerdir. Deyli Herald diyor ki: “Hâlen imzalanmış olan İrgiliz - İtalyan ve yakında imzalanacak bu lunan Fransız - İtalyan anlaşmala - rından sonra, Almanyanın da bü an- laşmalara iltihak etmesi için çalışı- lacak ve bu takdirde bu anlaşmalar, bir “dörtler paktı,, mahiyetini ala- caktır. B. Çamberlayn, İngiliz - Al- man görüşmelerine başlamak fikrin den caymış değildir. B. Daladye de uzun zamandanberi, bir Fransız - Alman anlaşmasına taraftar bulun- maktadır. Herhalde bu mesele, Fran sız nazırlarının Londrayı ziyaretleri esnasında yapılacak görüşmelerin e- sas mevzuunu teşkil edecektir. Fransız gazetelerine göre Paris gazeteleri de Fransız İtalyan münasebetlerile meşguldür. Figaro diyor ki: “İngiliz — İtalyan paktının İmza- sından ve Fransanın verdiği vaitler- den sonra, B. Mussolini, B. Hitleri elinde bir çok mühim ve yeni kozlar lduğu halde karşılıyabilecek ve bu büyük bir tezahürü olarak seçilen bir günde İtalyan politikasının esa- sını teşkil eden muvazene meselesi fiilen halledilmiş bulunacaktır.., Ümanite diyor ki: “Bugünkü vaziyet, İtalya ve İngil terenin Fransaya karşı yaptıkları bir şantajın neticesidir. Halbuki ha- kikatte Almanyaya Şarkta tam hare ket serbestisi bırakmasına mukabil, İtalya, Akdeniz havzasında Korsika- da ve Savuada kendi arzuları için Al manyanın müzaheretini elde eyle- mektedir.., Amerikada memnuniyet İngiltere — İtalya anlaşması hak- kında resmi mütalealar başlamıştır. Mister Roosevelt anlaşma lehinde söz söylemiş ve Chamberlain kabine si tarafından tatbik edilmekte olan siyasete müşabih “realist,, siyasetin Büyük Britany veya sair memleket- lerdeki taraftarlarını teşcie matuf telâkki ettiğini anltmıştır. Maamafih iyi malümat almakta o- lan mahafil, B. Roosevelt'in bu be- yanatının kendisinin — İngilterenin hattı hareketine mümasil bir hattı hareket takip edeceği mânasını ta- zammun etmemekte olduğunu beyan etmektedir. * Berlin, 20 (A.A) — Resmi mahafil, Almanyanın İngiliz — İtalyan itilâ- fından fevkalâde memnun olduğunu teyit etmektedir. Korespondans Po- litik e Diplomatik gazetesi bilhassa diyor ki: ““Alman — İtalyan ahat TAN ALMANYA : B. HiHerin Doğum Yıldönümü Merasimi Berlin, 20 (Husüsi) — Her Hitlerin 49 uncu yıldönümü, bütün Alman- yada tesit olunmuştur. Bu münase- betle yapılan büyük geçit Tresmine, Avusturya askerleri de iştirak etmiş- lerdir. Matbuat servisi şefi Otto Ditrih tarafından dün neşredilen bir beyan namede Hitler “kılıcını bir defa bile kullanmadan büyük Almanyayı vü- cüde getiren milletin askeri,, olarak tavsif edilmektedir. Hitlerin Roma seyahati Berlin, 20 (A.A) — Politik mahafil- lerden alınan malümata göre, B. Hit lere İtalya seyahatinde altı nazır, birkaç müsteşar ve birçok general refakat edecektir. B. Hitlerin, Avusturya seyahatin- de olduğu gibir bu sefer de gaybubeti esnasında Feld Mareşal Göringin temsil edeceği bildirilmektedir. Prens Otto, Vatan Hıyaneti İle İtham Ediliyor Berlin, 20 (A.A) — “Ammittag,, gazetesi, “Sonuncu Otto,, başlığı al- tında yazdığı bir makalede Otto de Habsburg'a karşı çıkarılan tevkif mü zekkeresini mevzuu bahsederek di- yor ki: *“Tarih Habsburg Hanedanı hak- kında herhalde son sözünü söyliye- cektir. Fakat bu sonuncu mümessil için söyliyeceği pek az şey vardır. Sonuncu Avusturya İmparatoru ve Macaristan Kralı Şarl'ın büyük oğlu Otto aranıyor. Fakat Tpilletinin sev- gisiyle değil; polis tarafından. Geçen Martın en buhranli günlerinde ecne- bi devletleri Avusturya işlerine ka- rıştırmak istemekle ittiham edilmek tedir, İmparatorluk Hanedani bu hat tı harekete siyaset adını veriyor. Biz mihvere istinat etmektedir. Bu mih- ver ise mürura mâni bir cidar değil- dir. Almanyanın harici tazyiklerden kurtulması İtalya için faydalıdır. İ- talyanın İngiltere ile doğrudan doğ- ruya bir itilâf akdederek iki memle- ket arasındaki ihtilâfı ortadan kal- !â:-nw.dn. -Almanya-için faydalı NK Bi t f Yugoslavyadaki akisler Belgrat, 20 (A.A) — İngiliz — İ- talyan itilâfının imzalanması, Yu- goslavya gzetelerinde bir çok müta- lealara mevzu teşkil etmiştir. Vreme gazetesi, bu husus hakkın- da eski nazırlardan B. Yankoviç'in yazmış olduğu bir makaleyi neşret- miştir. Mumaileyh, bu yazisında Yu goslavyanın İngiliz — İtalyan itilâf- fından mutlak surette ola- buna sad vatana ihanet diyoruz. Siyanet artık hanedan tarafından değil milletler tarafından ve milletin içinden çıkan devlet adamları tara- fından yapılabilir... Prag'da bir hâdise Prag, 20 ÇA.A.) —- Bir takım ame- le, Hitlerin vıldönümü. münasehatiy le, bayrak asmış olan Alman sefa- reti müsteşarı B. Andre Kenke'nin evinin penceresine taş atmışlardır. Amele, gamalı haçlı bir bayrak gördükleri zaman bunun Haynlayn taraftarlarının bir tahriki eseri ol - duğuna zahip olmuşlardır. Hariciye nezareti erkânından bir zat, Alman sefirine itizarda bulun- muştur. LEHİSTAN: bileceğini kuvvetle iddia etmekte ve Yugoslavyanın harici siyasetinin, doğrudan doğruya değilse de dolayı siyle iki memlekej arasındaki görüş meleri bir nisbet dahilinde teshil et- miş olduğunu beyan eylemektedir. Filvaki İtalyan — Yugoslav — itilâfı, İngiliz — İtalyan görüşmelerini te- ehhüre uğratabilecek veya işkâl ede bilecek mânialar arasından Adriya- tik lesini çıkarıp atı * Prag, 20 (A.A) — Çiftçi partisinin naşiri efkârı olan Vekov gazetesi, İ- talyan İmparatorluğunun Çekoöslo- vakya tarafındn tanınmasını selâm- lamakta ve şöyle yazmaktadır: “Formalitelere Triayet etmemek korkusile hayatın cereyanına karşı yürümek bir delilik olur. Tanıma ted biri makul ve elzem idi.,, Sosyal — Demokratların organı o- lan Prano Lidu gazetesi diyor ki: “Bu kadar acele etmemize lüzum yöktü. Öportünist bir siyaset takip etmek her zaman için tehlikelidir. Cebirle vücude getirilen bir vaziye- ti tanımak muhataralıdır. Müstakil bir gazete olan Narodni Politika şöyle yazıyor: — “Çekoslovakyarlın Milletler Cemi- yetinin kararını beklemeden hattâ Fransayı beklemedan İtalyan İmpa- ratorluğunu tanıması memnuniyete şayan bir hâdisedir, Milletler Cerhi- yeti emniyetimizi temin edemiyor. Cemiyet İtalya ile aramızdaki mü- nasebetleri tehlikeye düşürmekliği- mizi bizden istememelidir. İtalya ile müşterek menfaatlerimiz vardır.ı, pi ğğ süüaağilern » Türk — Rumen dostluk cemi- yeti reisi Bay Livadaro dün Daçya vapurile şehrimize gelmiş ve Üniver- site talebeleri tarafından karşılanmış tır. Bay Livadaro şehrimizde — bir Milli Birlik Kampı Partisinde İhtilâf Varşova, 20 (A.A.) — “Milli bir - lik kampı” partisinde ihtilâf çıkmiş- tır. Polonya gençlik birliği mensup- larından - 40,000 kişi “Milli birlik kampı” nın gençlik şubelerinden çık mışlardır. “Genç Polonya” teşekkülünün şe- fi Rutkovski bir beyanname neşrede rek bu teşekkülün mareşal Smigly - Ridz'in milli tesanüt prensipine sa dık kaldığını fakat “Milli birlik kam pı” ile teşriki mesai hususunda ser- bestçe hareket etmek hakkını muha faza ettiğini kaydetmiştir. Viyana Mektupları: 21-4-938 Plebisit Günü, Rey Görülen P rağ, (Hususi muhabirimiz- den) — Plebisit günü, hava yine buz gibi ve zaman zaman kar- h. Sokaklarda dünkü nümayişler- den, resmigeçitlerden eser yok. Her mahallede birkaç bina veya mağaza (Wahl) a yani reyiâmatah- sis edilmiş. İkinci belediye daire - sinde bu şekilde intihap yeri hali- ne getirilen bir mektep binasına giriyorum. Kapıdaki polise gazete- ci olduğumu ve intihabın nasıl ce- reyan ettiğini görmek istediğimi söylüyorum. Beni bir odaya alı- yor. Odada uzun bir masa başında se- kiz on kişi oturmuş, önlerinde bir- takım kâğıtlar. Komisyon reisi ol- duğu anlaşılan zat, ziyaret maksa- dimi öğrenince nezaketle yer ve izahat veriyor: — Reyiâma iştirâk hakkı olan herkes partiye müracaat ederek is- mini kaydettirir ve bir kâğıt alır. O kâğıtla buraya müracaat eder, bizdeki listelerde herkesin ismi ve numarası yazılıdır. Ona göre.. — Peki, Yahudiler! — Yahudilerin intihaba iştirâk Hakkı yoktur. e Bu sırada içeriye genç bir kadın giriyor. İsmini söyledikten sonra ö nüne uzatılan kâğıdı alıyor. Bu kâğıt ta iki daire çizili. Biri Ya, öteki Nein dairesi. Rey veren hangisine taraf: tarsa üzerine kalemle bir haç işare- ti çizecek, Kadıncağız derhal ko- misyon âzasının gözleri önünde Ya dairesinin üzerine bir haç işareti yapıyor. Sonra kâğıt açık bir zarfa konuluyor, kapanmadan rey kutu- suna atılıyor: Sorüyorum: — Verilen reylerin sahiplerini an lamak imkânı yok mudur? — Nasıl olur. Rey - pusulasının üzerinde ne Simane dores-yazıı— dır. Burada hüviyetini ispat eden her kimse, verdiğimiz rey pusula- sını alır, şu gördüğünüz kapalı ye- Te girer, orada vereceği cevabı ciz dikten sonra pusulayı zarfa koyar, kapatır ve sandığa atar. B akıyorum. Odanın bir köşe- sine bezle örtülü tahtadan bir bölme yapılmış. Lâkin anlaşı- lan buü gizlenme imkânından isti- fade eden yok. Herkes Ya sını doğ rudan doğruya, apaçık veriyor. Lâ- kin komisyon reisi bana verdiği izahatı bilfii! tatbik etmek için o- lacak, rey vermiye gelen posbıyık h, babacan bir adamı kolundan ya kaladığı gibi tahtaperdenin arkası- na sürüklüyor. Maamafih o, perde- nin arkasından çıkıncıya kadar ge lenler, reylerini açık vermekte de- vam ediyorlar. Bu tahtaperde oyunu tehlikeli bir şey. Rey sandığı başında bulu- nanlar rey verenlerle ayni mahal- Jede oturan parti adamları. (Evet) diye cevap verenler onların önünde apaçık yazdıklarına göre kendili- ğinden tahtaperdenin arkasına gi denin bir fesatlığı olduğu muhak - kak. Maazallah partice mimlenmek İzmirde Dünkü Maçın Tasilâtı İzmir, 20 (Tan muhabirinden) — İzmir mühteliti, geçen sene İstanbul da 1-4 gibi bir farkla yendiği Först Viyana takımını, bugün kendi saha- mızda 2-3 mağlüp ederek parlak bir zafer dahâa kazandı. Çocuklarımız, gerek birinci dev - rede, gerek ikinci devrede güzel bir oyun çıkardılar. Buna mukabil Vi- yanalılar, İzmir takımı karşısında acemice hareketlerle mağlübiyeti hissettiler. İzmir muhteliti, maçın başındı ihtimali var. Onun için komisyon reisinin dostlar alışverişte görsün gibi perde arkasına sürüklediği a- damdan başka oraya giren olmadı. Rey pusulasından bir tane nümu ne istedim. Üzerine (kıymetsiz nü mune) diye yazıp iptal ettikten son ra verdiler. Bir tane de reylerini istimal edenlere verdikleri ve üze- rinde Hitlerin resmi bulunan ro- zetten hediye ettiler. Teşekkür ede rek ayrıldım. Plebisit böylece her tarafta ke- mali sükünetle cereyan etti. Öğ- leye doğru sokakta herkesin yaka- sında Nazi rozetinden başka Hit- lerin resmi de görülüyordu. Yahu- diler, herkesin iki rozet taşıdığı bu günde mahiyetlerini büsbütün mey dana vuracak boş bir yaka ile so- sonuna kadar tehlikeli akınlar yapı- yor, Viyanalılar ise bu akınları dur- durmak için boş yere çabalıyorlar- dı. Fakat, oyuncularımız, tek bir ka- le halinde oynadıkları için, bütün gayretleri boşa gitti. Birinci devre - nin son dakikalarında Viyanalıların birkıç hücumunu müdafilerimiz şid 'detle durdurdular. İzmir kalecisi, demirden bir ağ gibi idi. Viyanalıların çektiği şütleri ma- hirane bir şekilde kurtarıyor ve or - talara atıyordu. Oyun, son dakika- sına kadar hakimiyetimiz altında ce reyan etti ve İzmirlilerin 2-3 galibi- yeti ile neticelendi. ği $ Ve ü ğ | — Yağınızda altin var mı? Başında Manzara kaklarda görünmemek için olmalı, evlerinden çıkmamışlardı. Neticenin akşam sâat altıda ilân edileceğini söylüyorlardı. Maama- fih ne olacağını kati olarak tahmin etmek kabil olduğu için bu ilânı beklemedim. Akşam saat beşte Vİ- yanadan ayrılmıya karar verdim. ördüklerimi yazdıktan son- G ra mektubu atmak için pos taneye gittim. Postanenin önü deh şetli kalabalık. Birçok çığırtkanlar ellerinde Hitlerin resimleri ve Al- manya haritaları bulunan pullu, damgalı kartpostallar satıyor ve bağırıyorlar: — Führerin gülen resmile bugünkü tarihli posta kartı! — Bugünkü tarihin resmi kart- postallar! Herkes hatıra olarak bunlardan alıp tanıdıklarına gönderiyor. Pos tanenin önünde halk kuyruk teş- kil etmiş, sıra bekliyor. Ben de sı raya katıldım. Yarım saat sonrâ gişenin önüne gelmek kısmet oldu. Posta memuruna zarfı uzattım: — Lütfen açınız. Döviz kontrolü vardır. Zarfı açtım. İçindeki kâğıtların arasında Almanca kelimeleri vt cümleleri görünce: — Bunlar nedir? diye sordu. —,Ben gazeteciyim. İstanbula ha vadis gönderiyorum. — Müsaadenizle tercüme ettire-| ceğiz! — Fakat mektubun acele gitme- si lâzım, — Yarın gönderirsiniz! .— Teşekkür ederim, beklemi: vaktim yok. b Dedim ve mektubu alarak sin geri çıktım. “Trene binerken sordular: — — Bilmem, arayınız! Bütün bavul boş elbiselerim yelek ceplerine kadar arandı. Aİ tın kaçırmadığıma kanaat ge' ten sonra trene binmeme müsaadi| ettiler. Üç saat sonra Avusturyi| hududundan çıkarken ayni sual v€ ayni arama! Bu iş te bittikten sonra Çekoslo' vakya hududuna girdik. Yerime ©" turarak geniş bir nefes aldım. GöZ| lerimin önünde çeşit çeşit renkler| bayraklar, gamalı haçlar, ünifor " malar, ışıklar, yıldızlar, yazılaf| gotik harfler uçuşuyor. Kul, rım çınlıyor, uğulduyor: Sieg Heil, Sieg Heil, Sieg Heil! L | Ötel ve Hanlar Teftiş Ediliyor * Otellerde ve hanlarda temi: riayet edilmesi için teftişlere baş” mıştır. Görülen komfor noks nın da alınması istenmektedir. D'| İstanbulun bütün mıntakalarında | lediye ve hükümet doktorları fından otel ve hanlar teftiş edi tir. Küre Kâmür Maderi Bilecik, (TAN) — 4 saat ö Küre köyünde yüz senedenberi ları köylüler tarafından işletilme” olan maden kömürü sahasında haftalarda faaliyet artmıştır. Gi 8—10 ton kömür ihraç edilip 80 lira kadar gelir temin olunmakt”