Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
1 — Harbiye takımı, dün tek başına kaldığı sahada seramoni yapıyor. * 2 — Süvari okul mükâfatının birincisi Cevat Gürkan, ikincisi Saim S HIK ZB -3 - 938 A YE YUD lll»— ÇA L YARAAOACUAACEKDAL AAA O gün kasaba yine bayram yapıyordu. Mavi gök altın- 'da yeşil çimen sahada uzanan kir- mızı kiremitli evler, pencerelerini açmışlar, beyaz dişli bir Suvanga yerlisi gibi sırıtıyorlardı. Sirkin kasabada ikinci haftası idi. Şehrin kahverengi taş döşeli so- kaklarında büyük bir kaynaşma vardı. Parkın içi mahşer gibiydi. Güneş, yeni hayata dönmüş bir 1n- san gibi mesut ve neşeli bütün par- laklığı ile yükseliyordu. Mavi se- ma, yeşil ovalar, billür gibi akar sular şendi. Hattâ yüzü her zaman asık durah hindiler bile geniş yap- raklı tüylerini açmışlardı. Herkes şendi. Herkes mesuttu. Yalnız, — işte tuhaf olan burası idi ya — birisi; bir palyaço neşesizdi. Kü- çük çadırında başını iki elleri ara- sına almış düşünüyordu. Herkesi güldüren yüzü asıktı. Zavallı pal- yaço, âşık olmuştu. Bu tuhaf bir başlangıçtı. Palyaçonun Aşkı UGU KECETUAM ll DA LO CUU rağın üzerine oturarak, güldürdü- ğü insanların kahkahaları devam ederken içini çeke çeke ağlıyor- du. “Palyaço Enriko” diye söyle- niyordu. “Sen kim, o kim?” İçin- den bir his “Bu, aşktır” diyordu. Derdini kime söyliyebilirdi. Güler- ler, alay ederlerdi. Fernandoya mı? Oh hayır! Ona da söyliyemez- di. Bunu kendi kendine itirafa bi- l]lA KC. K ı AAA » * epe Ml l ume arşııaşma arl ğ Milli Küme ğ Bınıcılık: le cesaret edemiyordu. Oyunu bit- ş Puvan Cetveli ğ K asabaya geldiklerinin ikinci — tikten sonra çadırına kapanıyor ve« .. N (B ğ .. .. günüydü. Ilık bir ilkbahar — ya tenha yerlerde dolaşmaya gidi- Gune Takımı .. ş g 3 $ ğ Dunku Konkur havası. Çiçekler, güzel kokular ve — yordu. İşte o zamanlar onun attı- ' un ğ Takım — C 3 2 5 B £ ğ UKB yarım kavun şeklinde ayla süs- ğı çiçekleri kokluyor, öpüyor ve ğ— ' z53 d z < E â ş Hlp] kıer Çok lü, Lafonten'e göre klâsik Şelly'ye — kalbine bastırıyordu. Bazan bu çi- e © M he ğ göre romantik bir geceydi. Palya- — çekleri yastığının altında saklı- zmirdeki Maçta D3 ::33575 0 ZevkliOldu — SEZETMTİZ T UREM A ğ Üçok e ş — ”s e' ğ evkli u di. Kitarasını en güzel o gece çal- — beni öldürecek” diyordu. & Harbiye B Uz © 5 8 ğ KA N .| di. Oyunda, bir. kadına ilânı aşk © İŞMuhatiz. 8i 2 5 921 12 ğ -Hafta içinde Avrupaya gidecek bi-| eden palyaçonun — kadından yüz ihayet karanlık bir gecede,;' y o u Çat endı ğ Galatasaray 5 2 — 3 54 9 ğ mc'le“fm“ son bir defa daha halkı-| bulmaması üzerine ona dilini çı- N karanlıktan daha fena bir ğ îî:;î;:çe 2 İ ör î ıî ı; Ş ğ ;mzıgoskte"î-k —g?ywyje tertip edi-| karması ve sonra da uzun lâstik — haber işitti. Madelena, Donaldo ile NX X A en Konkur Hipik'ler dün Harbiye-| bıçağını kalbine saplıyarak elbise- — evleniyordu. Beyninden vurulmu- İzmir, 27 (Tan muhabirinden) — Milli Küme maçlarına yağışlı bir ha- vada bugün de devam edildi ve Gü- neş - Üçok karşılaşması 2—0 Güne- şin lehine neticelendi. Yağmur maç saatinde âdeta sağnak halini almıştı. Oyuna dördü 10 geçe hakem Aan- trenör Hores'in idaresi altında Güne- şin vuruşu ile başlandı. Top beşinci dakikaya kadar ortalarda dolaştıktan ayağiyle ikinci sayıyı da kazandılar. Oyunun son dakikasında bir Üçok hücumunu Reşat favullü bir surette durdurduğundan hakem penaltı ver- di. Fakat Namık bu fırsatı hafif bir vuruşla kaçırdı ve maç 2—0 Güneşin galibiyetile bitti. İstanbulda: deki Sipahi Ocağında yapıldı. Büyük bir kalabalık tarafından takip edilen bu müsabakalar, baştanbaşa bir alâka ve zevkle takip edildi. Dün kü neticeleri yazıyoruz: Marmara Mükâfatı' olan bu müsabakada mâni adedi 10, derin Sipahi Ocağı talebelerine mahsus sinin altındaki kırmızı boya kesesi- ni deşip kanlarını akıtması ve ö- lürken de bir horoz gibi ötmesi her kesi çok güldürmüştü. Bir seyir- ci: — Şu Enriko'nun dilini çıkar- ması yok mu, insanı gülmekten çat latır, diyordu. Bunu seyircilerin hepsi alkış- larla tasdik ediyorlardı. şa döndü. Ertesi gün üniformalı bir uşak geldi. — Sirk sahibinden palyaçonun şatoda verilecek eğ- lenceler için gönderilmesini iste- di. Onu Madelena davet ediyor- du. Enriko: “Yarabbim, ona söyle meliyim. Kendisini ne kadar sev- diğimi söylemeliyim.,, diye mırıl « dandı, Akşama kadar çadırından çıkmadı. Kasabanın lâmbaları he« | yükseklik 90 santimdi. Müsabıkların ea küçüğü-olan Bayan Levlâ bir tek hata yapmadan Efe kızı ismindeki at la birinci geldi. Boğaziçi Mükâfatı: . Sahneye yakın bir locada yeni sevrate hir namha Büll kadar nazik: güzel bir kız, küçük kırmızı du- daklarının üzerinde tatlı bir tebes- süm olduğu halde palyaçoyu alkış- nüz“yanmaya Başlâdığı zamafi ça- dırının verdasi— aralıklandı... .Bir Hu D Ka #,13.'.' y sonra yağmur topun seyrini takip edemiyecek kadar hızlandığından ha kem oyunu tatil €tmek mecburiyetin- de kaldı ve 10 dakika sonra yağmur durur gibi olunca oyuna tekrar baş- Fenerbahçe, Dün Sahaya Gelmedi landı. Bu devrede oyun 20 dakika kadar Uçok'un hâkimiyeti altında geçmesi- ne rağmen İzmir takımı bir netice alamadı. Yavaş yavaş açılan Güneş hâkimiyeti kendi lehine çeyirerek Üçok kalesine sık sık akınlar yapmı- ya başladı. 23 ühcü dakikada Güneşin soldan yaptığı bir hücumunda Rebii topu kaleye gönderdi. Hakkı ayağı kaydı- ğından topu bloke edemedi ve Salâ- hattin yetişerek Güneşin ilk golünü kaydetti. Devre de 1—0 Güneşin le- hine bitti. İkinci devrede Üçok çok gayret / gösterdi, fakat, gol çıkaramadı. Gü- neşliler 33 üncü dakikada Niyazinin Malüm saha ihtilâfı yüzünden Fe- nerbahçe — Harbiye maçı, dün, ya- pılamamıştır. Gerek Spor Kurumu, gerek Fenerbahçe noktai nazarların- da ısrar etmişler, ve Fener oyuncu- ları Üçok maçında olduğu gibi dün de sahaya gelmemişlerdir. Harbiye takımı, bir merasim yaparak saha- dan ayrılmıştır. Milli küme talimatnamesine göre, iki maça gelmiyen takımların milli kümeden ihracı icap etmektedir. Fa- kat, Fener gibi senelerce şampiyon- luğu muhafaza etmiş ve milli takıma bir çok oyuncu vermiş bir klübün böyle bir muameleye maruz tutulmı- yarak bu işe bir hal çaresi bulunaca- ğı ümit ediliyor. İkinci Küme: Hilâl Takımı Şampiyon Oldu Ikinci küme lig maçlarına, dün Şe- ref ve Kadıköy statlarında devam e- dilmiş ve Hilâl ikinci küme şampiyo nu olmuştur. Hilâl — Davutpaşa: Kadıköy stadında Hilâl *İle Davut- paşa takımları karşılaşmış ve Hilâl 2 — 1 galip gelerek ikinci küme şam piyonluğunu kazanmıştır. Hilâllileri tebrik ederiz. Beylerbeyi — Feneryılmaz: Şeref stadında Beylerbeyi ile Fe- neryılmaz takımları karşılaşmış ve Beylerbeyi baştanbaşa hâkim bir o- yundan sonra 5 — 1 galip gelmiştir. ler: Ürlneki Şeref Stadında ikinci oyun Anado- luhisar ile Galatagençler Birliği ara- sında yapıldı. Ve Galata Gençlerbir- liği kuvvetli rakibini 3 — 1 mağlüp etti. İstanbulspor B Takımı Şampiyon Oldu Dün Şeref Stadında pbirinci küme B takımları arasındaki maçlara de- vam edilmiş ve Güneş — Topkapı 1 — 1 berabere kalmışlardır. Beykoz Bisiklet : Müsabakaların İlki Dün Yapıldı İstanbul bisiklet ajanlığı tarafın- dan seri halinde tertip edilen bisik- let müsabakalarının birincisi dün Mecidiye köyünde 20 kilometre ola- rak yapılmıştır. Bu müsabakalar se- kiz hafta devam edecek ve her hafta mesafeler artırılarak seon müsabaka 125 kilometre üzerinden yapılacak- tır. Dünkü müsabakada Fener Yılmaz dan Hurkum 42 dakikada birinci gel miştir. ları arasındaki maçlarını bitirerek şampiyon olmuşlardır. Sarısiyahlıla- rı tebrik ederiz. : Galatasaraylı Adnan, Hastanede Cumartesi günü yapılan Galatasa- ray — Harbiye maçında bir çarpış- ma neticesi yere düşerek kolundan yaralanan Adnan, hastaneye kaldırıl mıştır. Kolunun, bilek kemiğinden kırıldığını, ayni zamanda dirsekten çıktığını teessüfle öğrendik. Adnana bir an evvel sıhhatler temenni eder, ta ğ ak sahaya gelmediğinden İstanbulspor- iya rh Gn!ntasm klübüne de “geçmiş ol- d Marmara mükâfatını hatasız kazanan küçük Leylâ Atletizm : Mevsimin İlk Müsabakasında Alınan Neticeler İstanbul Atletizm — Monitörlüğü tarafından tertip edilen mevsimin ilk atletizm müsabakası dün Kadıköy stadında yapilmıştır. Atletizm ajanı- nın gelmediği ve davet edilen birçok hakemlerin bulunmadığı bu müsaba- kalar, Monitör Nail ve eski milli at- letlerimizin bazıları tarafından bü- yük bir muvaffakiyetle idare edildi. Yağmur dolayısile pistin bozulma- sı yüzünden dereceler nisbeten dü- şük oldu; Müsabakalara muhtelif mil- letlerden ve bilhassa, Haydarpaşa ve Boğaziçi liseleri spörcularından iki yüze yakın atlet iştirak etti. Alınan dereceleri yazıyoruz!: 100 metre: I Irfan (Deniz liseleri) — 11.5 H Halük (G. S.) 200 metre: I Irfan (Deniz liseleri) 24.5 400 metre: I Cemal (G. S.) 54.9 JI Ekrem - (Fener) 800 metre: I Recep (Güneş) 2.06 II Cevdet — (1.S.) 1500 metre: I Serkis (Halkevi) 4.36 II Minas (Kasımpaşa) 5000 metre: L Artin — (BU) . 16.34 (D. & S.) na mahsüs olan bu müsabaka mâni Neticede Horoz isimli atla H. Pulat dedi 14, yükseklik 1,30 idi. Kasırga sız bir parkur yaparak birinci geldi. Süvari Binicilik Okulu subayları- adedi 12, yükseklik 1,25 santim idi. birinci olmuştur. Muhafız Alayı Mükâfatı: Her nevi atlara binmiş subaylara mahsus olan bu müsabakada mâni a- isimli atıyla asteğmen Kudret hata- Süvari Okulu Mükâfatı: Her nevi atlara binmiş bütün su- baylara mahsus olan bu müsabakada mâni adedi 14, yükseklik 1,50 geniş- lik 4 metre idi. Neticede yüzbaşı Ce- vat Gürkan Yıldız isimli atıyla hari- kulâde parkur yaparak Saim Pulat- kanın elinden birinciliği âdeta zorla aldı.Avrupada yine büyük muvaffakı yetler kazanacaklarından şüphe et- mediğimiz binici subaylarımızı teb- rik ederiz. — 4X100 Bayrak: I Galatasaray takımı II Fener iş 110 Manialı: I Yavruyan (Güneş) 20 II Madencis — (Kollej) Gülle atma: I Çubuk (Fener) 1121 IL Şerif (Güneş) Disk atma: I Yavruyan (Güneş) 36.15 II Şerif (Güneş) Cirit : Ka I Necdet (Boğaziçi lisesi) 47.90 II Şerif — (Güneş) Uzun atlama: I Şahap (Boğaziçi lisesi) 6.05 JI Suphi (Haydarpaşa İisesi Üç adım: I. Süreyya (Boğaziçi lisesi) 12.58 II Necdet (Boğaziçi lisesi) Yüksek atlama: I Necdet (Boğaziçi lisesi) 1.70 II Süreyya (Haydarpaşa lisesi) Sırık atlama: I Münir (Güneş) 3.10 hıyordu. Madelena ismindeki bu güzel kız, ihtiyar bir asil olan babasıyle iki günde bir bu locaya geliyordu. Ah bu alkışlar, Enrikoyu ne kadar bü- yülüyordu. Onun attığı ufak bir çiçek demetini günlerce su içeri- sinde saklıyor, solmamasını, kay- bolmamasını istiyordu. Enriko bu genç kıza âşık olmuş- tu. Sahnede herkesi güldürürken, bilhassa onun güldüğünü görmek, ona tatlı ve iç gıcıklayıcı bir saa- det veriyordu. Saatlerce söyle- mek, bağırmak, güldürmek ve ağ- latmak istiyordu. Madelena, palyaçoyu o kadar se- viyordu ki, baabsı bazan “Yavrum burada eğleniyor musun? Sıkılmı- yorsun ya ” dediği zaman kızca- ğız, palyaçoyu çok sevdiğini ve onun maymundan daha tuhaf ol- duğunu ve küçük Bolerosunu ona aratmadığını söylüyordu. (Bolero, genç kızın iki sene evvel kaybo- lan köpeği idi.) G gS s ir gece evvel palyaço yine en büyük şaklabanlıklarını yapmıştı. O gece beyaz ipek elbi- seler giymiş, bir melek kadar gü- zel Madelena, yanında uzun boylu yakışıklı bir delikanlı ile beraber gelmişti. Oyun devam ederken, güzel sarışın başını 0 genç ada- min omuzuna dayamıştı. Palyaço nasıl oynadığını bilmiyordu. Oyu - nu bittikten sonra herkes onu de- lice alkışlıyordu. Madelena küçük küçük güller atıyordu. Attığı bu çiçekler palyaçonun yüzüne, göğ- süne dokundukça elile kalbini tu- tarak, en can alıncak yerinden vu- rulmuş bir yırtıcı hayvan gibi içinden feryat ediyordu. Bir iki 11 Vasfi (Haydarpaşa İisesi) - * € F, » . dakika sonra çadırının içinde, top- kukuleta gözüktü. Fernando: “En- riko çabuk ol, şatodan bir araba gelmiş, seni götürecek” dedi. Pal- yaço kaşlarını — kaldırdı. Ihtiyar arkadaşına baktı ve “biliyor mu- sun Fernando” dedi. Fernando “neyi?” diye sordu. Sustu, sesini çıkarmadı. Yalnız “hiç” diye ce- vap verdi. Sonra yüzünü boyama- ya başladı. Kalbi çatlıyacak gibi atıyordu. Sanki oradan kan sızı- yordu. | Elbiselerini giydikten sonra ki- tarasını koltuğuna aldı. Fernando- ya “Adiyo amigo” dedi. | Şatoya geldiği zaman herkes o- nu alkışlarla karşıladı. Ellerini ha- vada oynatarak, küçük yabani gü lerle süslenmiş sahneye fırladı. Kitarasını kuvvetle çalarak davet- lileri susturdu. “Sinyorina, Sinyora, diye sö“ ze başladı. “Enriko sizleri eğlen” direbilirse çok memnun 9lacaktır.a Ve her zaman yaptığı gibi elini kalbine bastırarak: “Lâkin muh- terem dinleyicilerim, Enriko has* tadır. Hem de kalbinden hasta”: dedi. G -niş bahçenin ortasında kü” rulmuş sahnenin etrafı” da yüzlerce davetli vardı. Gecti ay olmasına rağmen, portakal ren” ginde Japon fenerleri yakılmıştt Güllerin ve leylâkların zengin KO” kusu hafif yaz rüzgârı estikçe Of7” talığı daha fazla sarıyordu. Madelena, pembe ipekten ya dantelâlı bir elbise giymiş, saçlarını omuzlarına kadar S& kıitmıştı. Omuzunda sarı bir ork de demeti vardı. Ilkbaharda çiçek' ten çiçeğe koşan nahif kelebek!' gibi oradan oraya koşuyor, sO"_r ihtiyar babasının veya sevgilis! i | nin yanına oturuyordu. Palyaço kör bakışlarla onu t kip ediyordu. Bir şey söylem ve başlamak lâzımdı. Dört beş rf* (Devamı 9 yncudü