BÜĞÜN Çekoslovakyadaki Almanlar Ömer Rıza DOĞRUL vusturyanın Almanyaya katıl- masındanberi göze çarpan bir hâdise Çekoslovakyadaki Almanla- Rin derlenip toplanmaları, birleşme- İeri ve Çek hükümetine karşı vaziyet rıdır, Çekoslovakyadaki AL Manların davasını benimsiyen ve bu n hedeflerini gerçekleştirmek İçin mücadeleye giren fırka Henlayn' İN liderliği altında hareket eden Sü- det Almanlar partisi idi, Henlayn ge- Senlerde diğer bütün Alman partile- kendi partisine katışması icap “ttiğini sert bir Hsanla ihtar etmiş ve bu katışma hâdisesinin süratle vuku- Unu temin için bütün bu fırkalara “Saat on ikiye beş var,, demişti. evvel Alman çiftçileri partisi daveti kabul etti ve küçük esnaf bartisi ile Alman Klerikal partisi ©- Bu takip etti, Geride sosyal demok- Yatlardan müteşekkil Alman partisi 0 da nihayet Çekoslovakya İükümeti ile teşriki mesaiden vaz- Sil eden Nazır da İstifasını vermiştir. İ Pakat sosyal demokratların, Hen 'e katışmıyacakları ve yalnız hü- karşı muhalefete geçmekle iktifa edecekleri anlaşılıyor. Çekoslovakyadaki Almanların bu Yekilda derlenip toplanmaktan ilk ga etti, Henlayn umumi seçi- Min yenilenmesini Alman ekalliyeti Danuna istemiş ve böylece hüküme- vaziyetini müşkülleştirecek bir vaziyet almışlardır. Almanlar, yeni ) esim neticesinde daha fazla mebus ikarmayı ve Çek meelisinde daha Müytik bir kuvvet teşkil etmeyi um- Mükta, bunun neticesi olarak hikü- | Mete daha geniş ölçüde iştirak etme- Yi istemektedirler. ekoslovakyadaki © Almanların bu vaziyeti aldıkları sırada Al ya, Avusturyanın iltihakıyle Çe- İf badullarını takviye elmekte ve A 20,000 kadar asker yığmış bulun- Maktadır. İngilterenin Çekeslovak- İ yon karşı otomatik bir taahhütte .İ Yalunmıyacağını söylemesi Çekoslo- 4 Yakyanın bir tehlikeye uğraması tak e Sovyet Birliğine inhisar etmiştir. taraftan Alman gazeteleri me- in asıl tehlikeli tarafının ne ol- u tarife ehemmiyet vermekte- » Bu gazetelere göre Çekoslovak- Büyük Harpte galip gelen devlet- güvenerek Almanyaya karşı has bir siyaset takip etmektedir. mesele bu hasmane siyasete son in yolunu bulmak ve bu su İde tehlikenin öntne geçmektir. Zİ Mister O Chamberlain tarafından Yukarı ayni noktai nazarı İfade zi) Men ve İngilterenin arada bir anlaş- ie ÜR İmini için hiçbir yardımı esirge- Mieceğini anlatan sözlerinin Alman u wi F akat, Alman nokiai nazarına ii göre, meseleyi halledecek bi- İİ, “ çare Çekoslovakyadaki Alman- 4 » kendi mukadderatlarına hâkim Valarını temin etmektir. ©“ halde Çekosloyakyadaki o AL Mantar meselesi, askeri bir mesele mi a Anlaşılan Almanya, henüz buna vermemiştir. Çünkü Çekosle- ya karşı kullanılacak daha baş | ivvetler vardır. Bunların birin- 4 ani Çekoslovakya iktısa- iy yatı, Almanya ve Avusturyanın ,, Salarına bağlıdır. Ve Almanlara e, bu yüzden Çekoslovakya, ister dahili ve harici siyaseti ikti- İ şeraite uygunlaştırmak mecbu- y dedir, İİ Bu bakımdan Çekoslovakya miese- K bir istihale devresi geçirecek ve fl, "tihalenin şekli, Orta Avrupanın nı tâyin edecektir. istihale devri başlamış sayıla- Seçmiş ve bu fırkayı hükümette tem-| 8 ve maksatlarının ne olduğu dün! de güveneceği yardım Fransa| i RUSYA: Çemberlayn'ın Nutku Nasıl Karşılandı? Moskova, 27 (A.A.) — Tas ajansı bildiriyor: Izvestiya ve Pravda gazeteleri, B. Çemberlayn'ın nutku etrafında yazılar yazmaktadır. İzvestiya gazetesi, “Fena niyetli || müphemiyet ve ssrih fena niyetler,, başlığı altında neşrettiği başmakale- de diyor ki: — B. Çemberlayn, Avrupa politi- kası umumi meseleleri üzerinde müp hem ve iki manalı bir tarzda idarei kelâm etmeğe çalışmıştır. Müsbet te- || cavüz vakaları İle sulhün hemen ihlâli tehlikesi bahislerinde ise, B. Çemberlayn çok sarih söylemiştir. Berlin ve Romada İngiliz hükü- met reisi tarafından yapılan bu çok sarih teşvikten memnuniyetle kaydı malümat edilmiş olduğu muhakkak- B. Çemberlayn silâhlanma prog- ramı bahsinde kendisini hazır görme dikçe, harp kuvvetlerine karşı mü- cadelede az acele edilmemesini teklif ediyor. Fakat mütecaviz, katiyyen bu dakikayı beklemek niyetinde de- ğildir. Bilâkis, istilâ hareketlerini re- alize etmekte bilhassa şimdi acele et- mektedir. Bu suretle bu meselede B. Çemberlayn'ın nutku, harp kuvvet- lerinin karşısında filiyatta bir tesli- miyet vesikası teşkil eylemektedir. Litvinofan son teklifi B. Çemberlayn'ın, Sovyetler Bir- liği tarafından yapılan ve Litvinofun gazete mümessillerine beyanatında bildirilen teklifi gibi sulhün idamesi için bu derece mühim olan hareket- ler karşısında aldığı vaziyette de ay- ni teslim oluş mahiyeti mevcuttur. Sulhperver devletlerin hareket bir- liği kararlaştırmak üzere görüşmele- ri hakkındaki bütün teklifleri reddet- Gi VE ei ÇETAYON YIKTINI GE bir tarafa bırakmak suretile, B. Çem berlayn, tecavüze karşı mücadeleyi de reddeylemekte ve binnetice sul- hün menfaatine değil, fakat harp or- ganizatörlerinin menfaatine hareket etmektedir. Çekoslovakyuya Almanya tarafın- dan bir hücum yapılması takdirinde Fransaya yardım etmiyeceği hakkın- da “Vadi, ile B. Çemberlayn, bizzat İngilterenin de mecburen karışacağı bir harbi teşvik etmekte ve körükle- mektedir. Ingiliz başvekilinin bu ye- mİ proğram nutku, mütecavize kar- şı mutavaat ve teslimiyet politikasın- da yeni bir Japonya arzetmektedir. Bu yol, harp organizatörlerile doğru» dan doğruya antanta giden bir yol- dur. Büyük bir harbe teşvik Pravda gazetesi ise diyor ki: B. Çemberlayn'ın nutkundan alı- nan ve tamamiyle doğru olan intiba şudur: Eğer B. Çemberlayn, sulhper- ver devletlerle iş birliğinde her tür- lü “yeni taahhütleri,, bu derece şid- detle reddediyorsa, bunun yeğâne ba sit sebebi kendisinin mütecavizlere Karşı bözi taahhütler almış bulunma» sıdır, BULGARİSTAN: Yeni Mebus Seçimi Dün Tamamlandı Sofya, 27 (A.A) — Bugün Sofya eyaletinden 30 mebusun seçilmesi su retile umumi seçim nihayete erdirii. miştir. Bugünkü seçim neticeleri, gece ya- rısından sonra belli olacaktır, —— ——. ALMANYA: Moltke Londra Elçisi Oldu Londra, 27 (Hususi) — Bura gazete lerinin neşriyatına göre, Her Fon Moltke, Almanya Hariciye nazırlığı- na tayin olunan Fon Ribbentropun yerine İngiltereye sefir tayin olun- muştur, Fon Moltke 54 yaşında ve meşhur Alman Mareşalı Moltkenin . « -İmücehhez Cin TA dâbats,, gazetesi, “İngiltere ile Türkiye arasındaki ticari ve mali görüşmeler, başlıklı bir yazıda şunları yazıyor: “İngiliz - Türk müzakerecileri » nin etrafındaki mahafil, iki mem- leketi alâkadar eden ticari ye ma- li konuşmaların faal bir merhale- | ye eriştiği fikrindedir. Murahhaslar gayretlerini, bil - hassa, Türkiyenin İngiltereye o- lan ihracatının azlığı dolayısiyle iyi işlemiyen, Türk - İngiliz klirin gine tevcih etmişlerdir. Diğer taraftan, bu meselenin ha ricinde, Ankara hükümetinin beş senelik plânının tatbikini kolay - laştırmayı istihdaf eden ticari kre | dilerin de müzakere mevzuu oldu- ğu malümdur. İstimal edilecek me | kanizma henüz tamamiyle bilin - öl Tg İngiliz Görüşmeleri Pariste çıkan “Journal des 4 le teslim edilecek makineler fi- | memekle beraber, yapılacak işler- g mih, edilmektedir.,, R rk- nansmanının ihracatçılar tarafın. | dan verilen kredilerin tediyesini tekeffül eden resmi bir organizm vasıtasiyle temin edileceği tahmin | olunmaktadır. Zaten bu organizm, Türkiyede madeni sanayi fabrika- | | larının tesisinde de faal bir rol oy- | | mamıştır. Bununla beraber, herhangi bir itilâfin mutlak ve zaruri temeli, | Türkiyeye, bir taraftan İngiliz tes limatını ödemek ve diğer taraftan hükümetin resmi uzvu tarafından | tekeffül edilen kredileri uzun ve- ya kısa bir vâde ile tediye etmek || imkânmı verecek olan, Ankara | lehine bir İngiliz - Türk ticaret muvazenesinin tesisidir. Bundan başka, müzakerelerin bugünkü vaziyetinde, Türkiye; doğrudan doğruya bir istikrazın mevzuubahs edilemiyeceği tel - Hankov, Ateş Altında Suçovda Çin Kuvvetleri Muvaffakıyet Kazandı Nevyork, 27 (Hususi) — Şanghay- dan bildiriliyor: Japon donanması namına söz söy- lemiye salâhiyettar bir zat, matbuat mümessillerine beyanatta buluna- rak, 80 Japon tayyaresinin Hankov istikametine doğru hareket ettiğini bildirmiştir. Bu seferden maksat; muhtelif askeri hedefleri bombardı- mmm m almama ana A başlmış olduğu zannedilmektedir. Çinde muhasamat henüz başlamamış Tokyo, 27 (A.A) — Prens Konoye, Diyetin 73 üncü içtima devresini bu- gün saat 11 de kapamış, muhasama- İtin icap ettirdiği tedbirlerin tasvibin kabulündeki ehemmiyeti tebarüz et- tirerek şunları söylemiştir: “Çindeki muhasemat, henüz başla. mamıştır. Hükümet, bu mukaddes harbin gayelerini elde etmek için bü- tün müllet ile mesal birliğinde bulun mak arzusundadır.,, Önümüzdeki içtima devresi, Kâ- nunuevvel ayındadır, Amerikanın tazminat talebi kabul ediliyor! Hükümet, Panay Amerikan gam- botunun bombardımanı dolayısiyle tazminat olarak Amerika tarafından talep olunan iki milyon dolardan faz Ja meblâğı tamamen tediye etmiye karar vermiştir. İyi haber alan mahafilden bildiril diğine göre, yeni merkezi Çin hükü- meti yarın Nankinde kurulacaktır. Sovyelerin protestosu Moskova, 27 (A.A) — Tas Ajansı, Mançuko hükümetinin Şarki Çin de- miryolunun bedeline mahsuben 23 Martta tediyesi lâzım olan ve altı milyon yen'den ibaret bulunan taksi ti ödememiş olduğunu bildirmekte- dir. Sovyetlerin Tokyodaki sefiri bu tediyatı zımanı altına almış olan Ja- pon hükümetine müracaat etmiş ve her iki hükümet nezdinde şiddetli protestolarda bulunmuştur. Tokyo, 27 (A.A) — İç Mogolistan muhtar hükümeti Relsi Prens Yun ölmüştür. Yerine Prens Çung hükü- meti ele almıştır. Japonlar geri çekiliyor Hankeu, 27 (A.A.) — Royter mu- habiri bildiriyor: k Buraya bugün gelen askeri resmi raporlara göre, Suçov'un hâkimiyeti için yapılmakta olan hayati muhare- be, birdenbire Çinliler lehine geniş Sürette inkişafa başlamıştır. Tanklar ve zırhlı otomobillerle ü nümüne törlü topçu kuvvetlerinin himayesin- de iki koldan büyük kanalı geçmiş- ler, ve şimal sahilinde Hançuang ve 'Tayerçang'ı zaptetmişlerdir. Japon- Jar demiryolu boyunca, Linçeng isti- kametinde Hançuang'dan şimale doğ ru geri çekilmektedir. Japonlar Ta- yerçang'dan da Taoçvang'a ve ora- dan da Yihsien'e ricâat etmişlerdir. 20.mil kadar simalde bulunan İ şehir halen Çin kıtaları kuşatılmış bulunmaktadır. Negüs Bir Nutuk Söyledi Solo, 27 (A.A.) — Negüs dün ak- den dolayı teşekkür etmiştir. Kono-| şam Ingiltereden telefonla buradaki ye, milli seferberlik kanunlarının! Tronheim Universitesi talebesine hi- İtaben bir nutuk söylemiştir. Negüs, Iskandinavya milletlerinin Habeşistan anlaşmazlığı karşısındaki vaziyetlerini ahlâk, kanun ve adalet prensiplerine istinat ettirmiş olmala- rından dolayı teşekkür etmiş ve de- miştir ki: “Bu manevi müzaheret, Habeşis- tanda hâlâ mücadele etmekte olan Habeş vatanperverleri için büyük bir yardım teşkil etmektedir. Habeşistan, bugün kıtlık içindedir ve askeri ha- rekât hâlâ devam eylemektedir.,, BELÇİKA: Prens Otto Bütün Ümidini Kesmiş! Brüksel 27 (Hususi) — Kendini Habsburg hanedanının varisi sayan Prens Otto; Avusturya tahtına döne- miyeceğini anladıktan sonra bütün çalışmalarınıMacaristan tahtınıkazan mıya sarfetmektedir. Fakat burasını kazanmak iğtimalleri de son derece zayıftır. Çünkü, Naziler Macaristan - da haril harıl çalışmakta ve Habsburg ların taraftarları dağılmaktadırlar, İTALYA: Bir Fransız Tayyaresi Mürettebatile Yandı Roma, 27 (A.A) — Hava İşleri Na- arı, birçok motörlü bir Fransız tayyaresinin 25-26 Mart gecesi Sar- donya sahillerinde alevler içinde düşmüş olduğunu © bildirmektedir. Mürettebatı bu kaza neticesinde te- lef olmuştur. İtalyan tebliğine göre bu tayyarenin gece vakti neden dola- AMERİKA: Siyasi Mültecileri Kabul Ediyor Vaşington, 27 (A.A.) — Teksasın demokrat mümessili B. Diyes, B. Hü- le bir mektup yazarak Avrupanın si- yasi mültecilerinin Paraguaya yerleş tirilmesini teklif etmiştir. Bunların bakım masarifi, tesisi B. 'Hül tarafından teklif edilmiş olan bey nelmilel komite tarafından temin olu nacaktır. B. Diyes, gazetecilere beyanatta bu lunarak işsizliğin ehemmiyetine bina en Amerikanın fazla miktarla mülte- ci kabul edemiyeceğini söylemiştir. Mumaileyhe göre Paraguay'ın vazi- yeti, muhacir celbine müsaittir. Meksiko, 27 (A.A.) — Dahiliye Na nn, matbuat mümessillerine natta bulunarak “Diktatörlüklerin itisaflarına kurban olanların Meksi- kaya serbestçe girebileceklerini söy- Yemiştir. ÇEKOSLOVAKYA: Südetler açıktan açığa mukavemet için hazırlanıyor Prag, 27 (Hususi) — Hükümet ko- valisyonundan en son ayrılan Alman “Sosyal demokratlar,, hükümete mü halefet etmiyerek müzaherete devam edeceklerdir. Fakat kabinede bu fır- kayı temsil eden B. Ceh'te istifasını vermiştir. Fırkanın liderliğine seçi - len B. Yakş pârti kongresinde söyle- iği nutukta: “Çekoslovakyanın hudutları, an - cak bir umumi harp pahasına ihlâl e- dilebilir. Sosyal - demokrat fırkası, devletin hükümranlığı ve demokrasi Prensipleri ile kabili telif olacak su- rette Alman meselesini (halletmek için yapılacak müzakerelerde kendi mevkiini işgal etmesini bilecektir. demiştir. Milli Çekoslovak gençlik kurumu teşkil edilmiş, teşkilât komitesi başve kili ziyaret ederek gençlik devlete her hizmeti yapmıya bazır olduğunu bildirmiştir. Paris, gazeteleri, Çekoslovakya me selesile meşguldür. Jürnal gazetesine göre, sulh için en büyük tehlike, Çe koslovakyanın dahili inkişafında - dır. Alman ekalliyetleri lideri Henlay nin derhal umumi seççim yapılmasını istemesinin mânası, hükümeti iki yol başında bulundurmaktır. Böylece ya memleketin dağılmasını temin edecek hareket hazırlanacak, yahut apaçık mukavemet başlıyacaktır. buda w- mumi bir harp çıkarmayı düşünmek için büyük bir muvaffakıyet teşkil edecektir. £ Epok gazetesine göre, Almanların hedefi İslâvları boyunduruklaşına al maktır. Observer gazetesine göre, sulhü koruyacak yegâne çare, Alman yanın yeni bir harbi kaybetmesi kor kusudur. Almanya, yeni birtakım mevzileri zapt için serbest bırakılır» sa, Pransızlar bir harp mecburiyeti karşısında bulunacaklardır.,, Ekalliyetler zulüm görüyormuş İngiliz mebuslarından Ramsay, Dai /iy Telegraph gazetesine yazdığı bir mektupta Çekoslovakyadaki Alman ekalliyetlerinin zulüm gördüklerini ve yirmi kereden fazla Milletler Ce - miyetine müracaat ettikleri halde bu müracaatların konseye gösterilme - den reddolunduğunu yaziyor ve 985 te yapılan intihabat neticesinde Al - manlar en büyük fırkaya sahip ol - ra yüzünden otomobille beraber & Avusturyalı Âlimler (Yazan: B. FELEK) Gazeteler, Viyanalı birtakım tıp profesörlerinin son siyasi hâdiseler den dolayı hicrete mecbur olacakları. nı ve bu arada beynelmilel şöhreti ha iz bazıların dabizim memleketimize geleceğini haber veriyorlar, Ekonomi işlerinde salâhiyet ve ih- tisas iddin edecek değilim. Lâkin na- sıl bir memlekete altın girmesi fayda- lı ise âlim, profesör, artist gibi mâne vi eövher sahiplerinin girmesi on - dan da faydalıdır. Çünkü altın durdu ğu yerde artmaz amma, bu cevherler gitgide artar, ve diğer cevherler ye « tiştirir; umumü sıhhate, yardım edet ve hattâ peşinden hasta da getirir. Biz bilgiye, ilim ve fenne ırk dam gası vuranlardan değiliz. Dünyanın siyasi ve içtimai telâkkileri ne olursa olsun en yüksek idrâkin bu âlimlere bhüsnükabul göstermek ve onları he- men memleketimize almak olduğun: da biran tereddüt etmeyiz. Viyanada turizm hareketinin arti masına sebep olan âmiller arasında o radaki bu beynelmilel şöhretli dok $ torların da hissesi bulunduğu inkâ edilebilir mi? ' Unutmyalım ki; bir memlekete gk ren yabancı seyyahlar içinde en çok para bırakanlar, sıhhi sebeplerle, teş davi maksadile gelenlerdir. Gezici seyyahlar iki üç günde şu müzeyi, ba sarayı gördükten ve iki buçuk lokma yemek yedikten sonra kalkıp gider; ler. Tedavi için gelenler ise en az on beş gün kalır ve kucakla para bıra kırlar, Bir hasta, on seyyaha bedeldir; Orta Avrupada kopan ırk fırtınast birtakım çok kıymetli âlimleri tedir; gin etti. Bunlardan bir kısmını evveN ce almıştık, şimdi de Viyanadan ge; lecek diğer bir: kısım olduğundan bahsediliyor. ' Hatıra gelir ki; bizim de beynel 5 milel şöhret kazanmış kıymetlerimiz Je birlikte bu adamları bir araya top< lasak, ellerine de İstanbulun en güz zel bir yerinde birkaç milyona çikan cak modern ve mükemmel bir hastai ne versek, evvelce tedavi için Viya naya giden hastalardan dörtte birini” olsun, hele Balkan memleketleri haş talarını buraya alamaz mıyız? z Bidayette belki biraz çalışmayı ve propaganda mesaisini icap eden bu iş birkaç sene sonra randıman vermi ye başlar. Buna İstanbulun güzelliği de inzimam ederek bizim sade sıhhat ve ilim bakımından değil biş de turizm bakımından faydası olur, , “Kuzguna yavrusu şirin görünür,, * diye bir söz vardır, Belki bilmezsiniz diye izah ediyorum: Kuzgun, tarlalara inen siyah kan gaya denir ki, yavrusu pek çirkin şey dir. Benim de bu fikrim bana mülâyim geliyor. Belki başkaları buna güler, Lâkin muvaffak olmuş teşebbüsler i- çinde birçoğu bidayette gülünç bu < lunmuştur, Beni de teselli eden şey budur, İZMİRDE; Bir Kumarbaz Bir Polisi Ağır Yaraladı İzmir, VTAN) — İkiçeşmelikte mumcu kahvesi civarında bir hâdise oldu. Mehmet Ali isminde biri s0- kakta tulumba çekerken, izinli oldu- ğu için sivil giyinmiş olan Şehit Fahrettin karakolu polis memurla- rından 170 numaralı Abdullah, Meh met Aliye oradan çekilip gitmesini söylemiştir. Mehmet Ali buna itirez etmiş, karakola da gitmek İsteme- miş ve polis memuru Abdullah o- muzundan Ve sol kaşı üzerinden â- ğır surette yaralamıştır. Zavallı mes murların hayatı tehlikededir. Abdul Jah tutulmuştur. Bir Otomobil Denize Düştü Izmir, (TAN) — Halile ait 180 nu- maralı taksi otomobilini idare eden şolör Mehmet Osman gece yarısına doğru Kordonda gazinolar önünde müşteri beklemiş, bulamamış; hare- ket ederken yaptığı yanlış maney- üm