TURK'CASUŞ Lak al ie li Li MUTAREKE Mehmet Ali, Yaptığımız Yazan: M. SIFIR Teklifleri Kahul Eti Mehmet Ali, sevine sevine teş- kilâtımıza karıştı. Meet Alinin gösterdiği sa- mimi teessür karşısında ben de çok teessür duydum. Ayni zamanda kendisini doğru yola sev- ketmek için bana fırsat vermişti. Dedim ki: — Mehmet Ali, son sözlerin be- ni çok müteessir etti.. Ve düşün - dürdü de!,. -— Nekadar düşünülse fayda yok azizim. Bir defa olan oldu. Al- nımın kara yazısı ne diyeyim, mu- kadderat işte... — Bu kadar ümitsizliğe ve bod- binliğe lüzum yok. Mukadderat b? zen seyrini değiştirir. — Ve ben alnımdaki bu kara damga ile mukadderatın açtığı ye- ni yolda yürürüm, öyle mi? Haki, kati bilmiyenlere karşı daima mah cup, daima mahküm bir vaziyette kalacağım. Ölmek, bu tarzda yaşa- maktan çok iyi, kardeşim. Hem bu söylediğin dostça teselli nevinden bir şey. Hiç mukadderat değişir mi? — Evet değişir. Ve bu senin e- Tinde... Mehmet Ali gözlerini gözlerime dikmiş kırpmadan bakıyordu. San- ki gözlerimden bir mâna çıkarmıya uğraşıyordu. Ciddi bir tavırla dedi ki: — Kardeşim, dilinin altında bir şeyler dönüyor amma. neden böy- le muamma söyler gibi konuşu - yorsun? — (Gülerek) öyle talimat aldım da ondan!.. — Beni sen de üzme, Allahaşkı- na... Ne talimatı imiş'bu? ehmet Ali Bey eldden kor- kunç bir azabın tazyikleri altında kıvranıyordu.. Hal ve va- ziyetinden şikâyeti hiç te sahte de- ğildi. Düştüğü bu uçurumdan kur- tulmak çarelerini arayıp bulmak ümidini kaybetmiş ve bütün var- lığı ile yeise kapılmış. Ümitsiz- liği, bedbinliği şuanda yüzünde okunabilecek kadar açıktı. Derhal vaziyetimizi, vazifemizi kısaca anlattım, Bizim ile teşriki messi etmesini teklif ettim. Verdi- ğim malümat ve izahat karşısında muhatabım cidden kendinde bir ferahlık hissetti. Neşesi yerine gel di. Yüzünde tebessümler belirdi. Memnun bir tavırla: — Güzel dedi. Bu aklıma hiç gel memişti, Bütün varlığım, ruhum ile sizinle bersberim, kardeşim. Beni çok büyük bir azap ve ıztı- raptan kurtardın. Yoksa istikbal endişesi muhakkak üze üze bir gün beni öldürecekti. E, söyle baka - lum: Ne vakit başlıyacağız? — Bu akşam geciktik. Yarm ge- ce bir yerde birleşir, teferriatını da görüşür katarlaştırırız, olmaz mı kardeşim?. — Hayhay, birleşilecek yeri siz seçin. Ben seni yarın akşam Tünel basındaki muhallebicide beklerim. İkimiz de büyük bir memnuniyet ve kalp rahatlığı ile ayrıldık. rtesi akşam karar verdiği - miz zaman ve yerde birleş - tik. Rahmetli Hafız Aşırın kardeşi Fahri Beyin (şimdi Ankara şehri otobüsleri işletme idaresinde me murdur.) Tarlabaşındaki evine git tik. Yüzbaşı Yusuf ve Şevket Bey- lere vaziyetten ve neticeden daha evvel haber vermiştim. Onları, ev sahibi ile beraber bizi bekler bul duk. Yarım saat kadar günün muh- telif hâdiseleri üzerinde çene çal- dıktan sonra asıl mevzu ve maksa- damıza”döndük. Uzun müzakere ve danışmadan sonra Mehmet Ali Be yin bize yapacağı yardım ve hizme ti şu üç madde üzerinde topladık: 1 — Gizli hizmet grup kuman - dânının emri ile hariçte temas et- tiği casuslardan alacağı şifahi ha- berleri aynen bildirmek ve rapor- Tarın Kerme vervume Içi Vur diği taktirde asıllarını, mümkün 0- lamadıği takdirde aynen suretleri- ni veya hülâsalarını yazmak. 2 — Kumandan ve diğer zabitle- re bizzat ve şifahen ihbaratta bu- lunmak üzere daireye gelenlerden kumandan nimına gelen rapor ve ihbarnamelerden tercüme için ken- di eline geçenler hakkında malü - mat vermek. 3 — İşgal kuvvetleri erkânihar- biye reisliği ile grup kumandanlı- ğı arasındaki kumandanlıktan şu- be şeflerine verilecek takip, tahar- ri ve tevkifemirlerinden bizi vak- tile haberdar etmek. B' hizmetler bittabi çok mü- him ve kıymetli idi. Hele ve rilecek haberlerin günü gününe a- lımması bizim için çok ekemmiyet- li ve hayati bir mesele idi. Fakat her gün nerelerde ve nasıl temas edeceğimizi kestiremiyorduk, Meh met Ali Bey bizim ile ve yahut her hangi bir arkadaşımızla şah - sen, devamlı surette temas etmeyi muvafık bulmuyordu. Bunun her fki tarafa felâket getirebileceğini İleri sürüyordu. Düşüncesi pek te yersiz değildi. Nibayet gizli hiz - metler grupunun bulunduğu bina katındaki büyük süprüntü sandı. ğından istifade etmek şekli üzerin de uyuştuk. Mehmet Ali Bey her akşam grup karargâhından çıkarken, gündüz- den bizim için hazırladığı zarfı süprüntü sandığına bırakıp gide- cekti, Biz de ertesi sabah grup da- iresi açılıp işe başlanmadan ve çöpçü gelip sandığı boşaltmadan evvel gelip zarfı alacaktık. Kabul ettiğimiz bu şekil hem #on derecede güç ve hem de çok tehlikeli idi. Fakat biran evvel işe başlamtık, dönen dolaplardan ha- berdar olmak arzusu bizi güçlü - ğüne ve tehlikesine rağmen bu şek li kabul mecburiyetinde bırakmış ta. İcabında haberleşmek (şeklini kararlaştırdık. Her hafta cumarte- si akşamları bulunduğumuz evde birleşmeyi de muvafık bulduk. Ve ayrıldık. ki gün sonra bu heyecan- BELEDİYEDE : Ölçü Aletleri Nahiyelerde de Damgalanacak Olçü va tartı aletlerinin mümkün olan çabuklukla ve muntazam şekil- de yapılmasını temin için yeni ted- bir alınmıştır. Şimdiye kadar yalnız kaza mer- kezlerinde yapılan bu iş, bundan sonra, nahiyelere de teşmil edilmiş- tir. Bu suretle dünden itibaren sıra- sile Beyoğlu, Galata, Taksim, Şişli, Hasköy, Beşiktaş, Arnavutköy, Sarı- yer, Yeniköy, Fatih, Eyüp, Şehremi- ni, Samatya, Bakırköy, Yeşilköy, Ça- talca, Silivri, Kadıköy, Erenköy, Us- küdar, Kısıklı, Beylerbeyi, Beykoz, Büyükada, Heybeli, Burgaz, Kınalı, Maitepe, Kartal, Pendik, Yalova, Şi- le ve Ağvada birer ayar memurluğu kurulmuştur. Eminönündeki İstimlâkler Eminönü meydanının istimlâk işi ilerilemektedir. Meydanda bulu- nan ve şahıslara sit olan binaların pazarlık suretile istimlâk edilmesi ka rarlaştırılmıştır. Belediye bunların hepsini ayni günde bir araya topla- yap uzlaşmayı doğru bulmamıştır. Mal sahipleri, yarından itibaren el- lerinde mevcut vesika ve tapularla istedikleri gün belediyeye müracaat edecekler, ve anlaşma belediye ile şahıslar arasında doğrudan doğruya yapılacaktır. Diğer taraftan Velde banına alt formalitelerin yapılmasına da yarın sabah başlanacaktır. Yeni Eminönü meydanına isabet eden yerlerde bu- lunan ve Vakıflar Umum müdürlü- güne ait olan diğer yerler için de bu- günlerde Evkafla bir anlaşma yapı- lacaktır, Birleştirilen Belediye Vergileri Biha, arazi ve temizlik vergileri- nin birleştirilmesi üzerine bu vergi- ynzieyizs si birinelteşrin, birincikânun ve mart aylarında tahsil edileceği | şubelere bildirilmiştir. Yalnız arazi vergileri, İtemmuz ve birincikânunda alınacak» tır. Dahiliye Vekili Dahiliye Vekili B. Şükrü Kaya, İ dün bazı ziyaret ve tetkikler yapmış tır. Şehircilik mütehassısı mimar profesör Holznayster, Vekili ziyaret ederek uzun müddet görüşmüştür. B. Şükrü Kaya'nın bu akşamki trenle Ankaraya dönmesi muhtemeldir. güçtü.. Postahane hademesile nö- betçi memurun gözleri önünden geçmek, çöpçü ile karşılaşmak gi bi ufak tefek tehlikelerden başka Şu fenalık vardı: Akşam tatilinden sonra grup karargâhında yapılan temizliğin bütün çöpleri bu sandı- ğa ve bize ait zarfın üzerine atıbp yığılıyordu. Sabhaları bu çöpleri ka rıştırmak hayli eziyetli bir işti. O tehlikeli mevki ve vaziyette u- zun dakikalar geçirmiye lüzum gösteriyordu. İlk günlerde yüzbaşı Yusuf ile beraber gidiyor ve her ihtimali dü şünerek birimiz aşağı katın merdi- veninin başında gözcülük yapıyor, diğerimiz de çöp sandığını yoklu- | yardu. (Devamı var) m sandığı başına koşuyorduk. İş çok | GALATASARAYDAKİ MÜSAMERE : Sultanahmetteki Cinayet Bir Garson, Karısını ve Kayınbabasını Öldürdü Ustasını da Yaraladı Evvelki gece, Sultanahmette çok fe ci bir cinayet oldu; bir garson kari- sını, kayınbabasını öldürdü ve ars- ya girmek istiyen bir aşçıyı da ağır surette yaraladı: Bu tüyler ürpertici cafiarın tafsi- lâtı şudur: Katil, Kastan ve 1825 doğumlu E- min isminde biridir. Emin, bundan altı se- ne evvel Kastamonuda Zehra isminde bir kızla evlenmiş ve karısını da alarak İs- tanbula gelmiştir. Burada, bir müddet iş #iz ve perâsiz dolaşan Emin, vanyolunda Mehmet ismin yanına gârson olarak girmişti girip gündelik almıya başladığı halde e- vine bakmamış, karısım, Oç çocuğunu aç, periğan bırakmıştır. Aşçı Mehmet, Emine birçok defalar nasihat etmişse de, garson patronunun bu sözlerine kulak asmamış- tar, Nihayet bir gün, aşçı Mehmet, fe- na bir vaziyette olan bu aileye acı- yarak onları Sultanahmette Dizdari- ye mahallesinde Çeşme sokağında 37 numaralı evine almış, kendilerine bir oda vermiştir. Fakat, çocuklarına ve karısına be- dava bir ev ve yemek temin eden garson Emin, aldığı gündelikleri dı- şarıda, şurada burada yemeğe de- vam etmiş, bu yüzden karısile arası açılmış, sık sık kavga etmeğe baş- lamışlardır. Karı koca, bir hayli darılıp barış- mışlar, fakat, kavga ve geçimsizlik yine devam etmiştir. Bunun Üzeri- ne Zehra, kocasından ayrılmağa ka- rar vermiş, mahkemeye mürâcaat etmiş, Kastamonuda bulunan babası Hasan Çavuşa da bir mektup yaza- rak vaziyeti anlatmıştır. Hasan vay uleRtuvu Mila ULA LAUYU la gelmiş, Beşiktaştaki diğer kızının! POLİSTE : Divanoylunda Teker- | leği Kırılan Otobüs Dün akşam üzeri Divanyolunda | bir otobüs kazası olmuştur: Bakırköyüne giden Ibrahiı daresindeki 3278 numaralı otobüs, * |Divanyolundan geçerken tekerlekle- rinden biri fırlamış ve otobüs kaldı- İrımın üzerine yana yatmıştır. Kurtu- İlan tekerlek te, yaya kaldırımında yürüyen emekli General Salih'a çarp- mış ve hafifçe yaralamıştır. * Evvelki akşam, Cağaloğlunda- ki Universite kimyahanesinde bir yangın başlangıcı olmuştur. Yapılan tahkikat, yangının atılan bir sigara- dan çıktığını göstermiştir. | BİRKAÇ SATIRLA | Berlinde bulunan Maliye | Vekâleti nakit işleri umum müdür muavini Rüştü, şehrimize dönerek Ankaraya gii- miştir, # (Gümrük ve İnhisarlar Vekileti meüs- taşarı, dün de gümrüklerde mej- pul olmuştur. **İrile beraber yatmakta olan Zehra - İyada başlayınca, Çaçuş yatağından İminle karşılaşmıştır. Emin bu sefer değişiklik İnam için de bir komite seçmişti. Ko- evine misafir olmuş, Zehranın mahke medeki işini takip etmeğe başlamış- tır, Evvelki gün, Hazan çavuş, torunlarını alarak o Sultanahmetteki getirmiştir. Gece geç vakit evine dinen Ap- çı Mehmetle Emini, Hasan çavuş eve ale mamıştır. Emin içeri girmek için israr ete miş, Hasan çavuş kapıyı açmamış — Zehri senden ayrılmış sayılır, seni içeri alamam, demiştir. Bir sant kadar sokaklarda dolaşan Emin, evin arka tarafından içeri gir miş ve üst katta bir odada çocukla- Zebrayı ve nın yanına gitmiş, kadıncağızı, uy- kuda iken bıçaklamağa başlamıştır. Neye uğradığını şaşıran Zehra, fer- fırlamış, merdivenleri çıkarken E - kayınbabasını bıçaklamıştır. Feryadı duyan aşçı Mehmet aşağıya inmiş, Emini yakalamak isterken boynuna isabet eden bıçak darbesile yere yu- varlanmıştır. Emin bundan sonra, 80 kağa fırlıyarak kaçmıştır. Zehra ile babası Hasan çavuş ifade veremeden ölmüşlerdir. Mehmet ağır yaralı ola- Tak Cerrahpaşa hastanesine kaldırıl- mıştır. Emin, gece yarısından sonra saat 2 de Beşiktaşta odacı Osman is- minde birinin evinde yakalanmıştır. Emin cinayetini itiraf etmektedir. Verdiği ifadede: — Zehra bir senedenberi aşçı Meh metle metres hayatı yaşıyordu. Ben namusumu temizlemek için her iki- sini de öldürmek istedim. Kayınba- Ibamı dürmek istemi kikata devam etmektedir. MÜTEFERRİK : Bir İngiliz Gazeteci Tetkikler Yaptı Deyli Telgraf muharrirlerinden B.E. A. O. Brlend memleketimizi zi- yarete gelmiştir. Dün kendisine Is- tanbul klübünde matbuat namına bir öğle yemeği verilmiştir. Ve Istanbul gazetecileri bu vesile ile İngiliz mi- safirimizle tanışmışlardır. O. Brien henüz 28 yaşında oldu- Zu halde İngilterede mevki kazan- mış bir gazetecidir. Ingiltere İle ec- nebi memleketler arasındaki kültür münasebetlerini ileri götürmek mak- sadile kurulan bir cemiyetin de mat- buat işleri şefidir. Ecnebi memleketlerin devlet s- damlarile tanışmak maksadile uzun bir seyahate çıkmıştır. Memleketi- mize gelince doğruca Ankaraya git- miş, orada dört gün kalmış, devlet adamlarımız ve gazetecilerimizle ta- nışmıştır İstanbulda da başlıca gazete lerimizi dolaşmıştır. Yarın Sofya, Bükreş ve Zağrebi ziyaret etmek ü- zere memleketimizden ayrılacaktıa. Yeşilay Kongresi Yeşilay Gençler Birliği, son yap- tığı yıllık kongresinde, faaliyetini genişletmek için, nizamnamede baz, yapmıya karar vermiş, bü- mite nizamname üzerinde icabeden değişikliği yapmıştır. Cemiyet umu- Mi kiii cumartesi günü saat 14 de Eminönü Halkevin- de fevkalâde bir kongre yaparak ye- ni nizamnameyi görüşecektir. * Şehir tiyatrosunun kış temsil- leri, ay sonunda bitecektir. Artistler nisan haftasında turnaya çıkacaklar ve evvelâ İzmire gideceklerdir. Hey- et, mayıs sonlarına doğru Ankara- da bulunacaktır. Galatasarayda Dünkü Galatasaray Lisesi son sınıf talebeleri, dün bir müsamere verdiler. Bu re- | ze Hanım simde, muvaffakıyetle temsil edilen piyeste rol alan gençleri bir arada| miş, genç ti *vaffakiyetli görüyorsunuz, Müsamere Galatasaray lisesi son sınıf tale- besi dün'saat 15 de bir müsamere vermiştir. Müsamereye Istiklâl mar. şı ile başlanmış, » Tey- 20-3-938 t Ankaradan | “ Telefon've Telgrafla İsveç Sefiri Memleketimizde Ayrılıyor Ankara, 19 (Tan muhabirinden) Hükümeti tarafından o Moskova ek çiliğine tayin edilen İsveçin Ankafi elçisi Vilhelm Günter bu akşam ekspresle Ankaradan hareket etti. fir istasyonda Hariciye Vekili nani na protokol şef muavini Kudret Nafia Vekili namına da ticaret mü şaviri doktor Rüchan tarafından & yi edildi. Sefire buketler takdim © dildi. Trenin hareketinden evvel ken sile görüştüğüm sefir bana dedi ki — Türkiyeden çok iyi intib: / ayrılıyorum. Üç buçuk senedenb İsveçi çok sevdiğim güzel memleki tinizde temsil etmekle bahtiyai Burada çok samimi ve çok sıcak muhitte yaşamanın en derin zevl rini duydum. Türkiye şimdiye tarihin kaydetmediği en büyük ink şaf ve ilerleme hareketlerini bü dâhi Atatürkün kıymetli önderliğin de tahakkuk ettirmiş bulun Ben burada dünyamn en temiz rekli insanlarını tanımak şerefini zandım. Bugün, onlardan ayrılı la çok müteessirim. Fakat ayni manda yine memnunum ki, m ketlerimiz biribirine çok uzak m fede bulunmalarına rağmen, ve Türk milletlerinin kalpleri b rihirlerine çok yakındır. İki m ket arasında en ufak bir mesele di mevzuubahis değildir. Türk mat | tının İsveç — Türk dostluğuna kal gösterdiği büyük alâkaya bil teşekkür ederim.,, Harç Tarifelerini Vekâlet Tasdik Edece Ankara, 19 (Tan muhabirinden) — biliye Vekfileti, belediye kanununun yeti ve harç tarifelerine ait kısımlarındaki Bİ kümleri birleştirmiye karar vermiştir. lediye kanununa göre, belediye tarife Jen büyük mülkiye &miri tasdik ederek bik olunur. Belediye meclisi azalarıdıp mahalli mülkiye Amirlerinin, belediye rifelerini tesbit ve tasdik ederken, P diye varidatını gözönünde bulundul kanunun tasrih ettiği azami haddi Mi mütemayil göründükleri anlaşılm Bu düşünüş ise, hükümetin hayat pah ğına karşı açmış olduğu mücadele ruhi aykırı düşmektedir. Bunun için, bu tarifelerin tasdiki hi mahalli büyük mülkiye ümirlerinden narak Dahiliye Vekâletine verilmiştir. Belediye meclisleri tarafından tanzim dilen tarifelerin, yurdun her tarafında # ni esas ve vasıflara istinat ettirilmesi & olunucaktır. Hayat pahalılığı ile resyonel bir gö ma içinde bulunan hükümet, yeni bir bir olmak üzere, Bapvekâlei» bağlı “hayat pahalılığı ile mücadele etüt BÜ #u,, kurmuştur. Büro çalışmalarına miştar. Fazlı Güleç, Ankaradd Ankara, 19 (Tan muhab den) — Birkaç gündenberi şehri? de bulunan Izmir valisi Fazlı GÖ ve belediye reisi doktor Behçet ” alâkadar makamlarla temaslarına © vam ediyorlar. Izmir valisi ve b diye reisi şerefine, bugün, Karpi$ kantasında Izmir mebusları n dan bir ziyafet verildi. Bu sar” yemekte Izmir idarecileri fle meb ları İzmirin imarı ve ihtiyoğ üzerinde hasbıhaller yaptılar. TAKVİM ve HAVA 20 Mart 1938 PAZAR 3 üncü ay: Günesi Arabi 1357 Muharrem: 18 Güneş: 6,0 — Öğle: İkindi: 15,47 — Akşam, Yatsı: 19,51 — Ümeike YURTTA HAVA ed Yurdun Karadeniz ve Orta Ans şimal İçısımlarında bava çok bulut. Ru ve Cenup bölgelerinde bulutlu. der yerlerde tse açık geçmiş, rüzsüriM ğİ seriyetle şimal! istikametten, Kara şark kıyılarında kuvvetli, diğer DÜ Ge orta kuvvette esmiştir. Din, İstanbulda hava açık geçmi gör şimali şarkiden saniyede 5 e $ si l edil. a re hizla esmiştir. / Sast 14 te berometre 773.2 idi, hararet en çok 122 ve en az İÜ tizrat olarak kavdedilmistir. ——/