Biel. Taarruz veBüyük | Harp Korkusu ğer ça ilat ARAP ! Yazan: General Hüsnü Emir " / e e A Rİ kk A e) U zak Şarkta, her türlü harş teknik vasıtalarile, bol bol Çin kanı döken Niponların, şimali Çinin son beşinci vilâyetini İşini bir & m M ve Orta Çindeki Japon ordula- Tıhin aylardanberi kati neticeli bir harekette bulunamamaları Hitler Almanyasını beyhude sıkmı du!.. Almanyanın acele ve mü bim bir işi vardı! Talya Habeşistan ulmış, fakat Is- Panya işine adamakıllı takılmıştı. O Mun için Japonya Çinde acele et- meli ve Çin işini kısa kesmeli idi, ki Rusyaya. şarktan tutsun ve Al pacağı işte, o cihetten ME Almanyanın &cele ettiği mühim İş ne idi?.. Çekoslovakya ve Avus- turya endişe içinde idiler; çünkü ü iki ağır değirmen taşı Arasında ezilmeğe mahküm görü- Bundan başka Almanya yni kan ve ırktan bir devle- ve müstakil kalmasına tin ayrı Jüzumun- Bir şey Göre, Anschluss, ya ilhakı, B. atla; Almanların birleşmesi dan daha ta du; Hitler programının ndan biri ne Yan düşünce ve endişeler bunlardı. Halbuki, 193 te, Italya Habeşis- tanda tehlikeli bir h: Man, başta İngjltere olmak düny, açtığı 24- klan tecziye unuyordu. Ger- bir aya oldu; fakat Fran- $a bir Habeşistan için büyük bir barbin çıkmasına razı olamamış Ve hihayet Afrikanın birkaç bin #enelik müstakil ve yegâne devle- İİ, herkesin görüönünde ve 600,000 ton Ingiliz. çeliğine, yani İngiliz Armadasının 6/10 nun Akdenize getirilmiş ol «, rağmen mağ- nın Jâakal yarısının ak müte *debileceği zannc vizi men ve Möp, zapt ve ilhak edilmişti aponya, Çini bilhassa Orta Çini, istilâya başladığı va- kit dahi, Amerika ve m buna tahammül edemi- ti umulmuştu. Fakat hiç- kıpırdamadığın- lar şimdi, Çinde istedik- barel ediyorlar. turya İlhukı “işinden bir karacak kim vardır, Al Manyanın müttefiki Italya buna Tazı olmuş ve müz: ret vande! Miş, Küçük Itilâfın ameli bir kı » ve tesiri kalmamış, Çekoslo- kya kendi mevcud; Yu lav Müstakil bir $i Ingiltere, eti için € daha çek, menfastine dır, Sovyet Rus- ittifakı da, her iki R ri dolayısile, zâfa uğ- ş, Diş olmasa bile, taraflardan bi- DİN arazisine bir tecavüz olma- dıkça bunların hemen Al m hücumları bahse mev | âzdı. İngilter gelince, düşmanı ezmek için te yon (Coalition) lar yapmak- ba ©, hiç bir vakit düşmanla baş- m kalmak istemez ve şimdiki ya” Siyaseti ve asıl hedefi Alman- 7» Yahut / bir ilhaka Sr behemehal himaye deği, e eti "Rün bulmak Fransa taratın iç iş anya- u ola- onun etmek #on senelerde hayati tehli- İşaretleri veren Akdenizi, meş- Çeko lovak ordusundan: Bir hava müfrezesi Piyadeler bir sığınakta hür en kısa Hint yolunu, Büyük Britanya İmparatorluğunun damarını korumaktır. O halde gi rüyoruz ki Almanyayı, Avustur- yayı ilhaktan menedecek bir kim- $6 yoktur, G eneral Franco 6 şubatta Te- ruel şimalinde muvaffa- kıyetli bir taarruz yapmış ve hü- kümet kıtaatını geniş bir cephe- de geriye atmıştı. Iki hafta sonra Teruel düştü. Uzak Şarkta em- peryalisleri teşci ve teşvik ede- cek bir muvaffakıyet olmuyordu; buna karşı Ispanyada Franco'cu- ların, 100,000 kişilik bir hükümet ordusunu mağlüp ederek bedbaht beldenin harabesini geri almaları Almanyada keyifli bir hava yarat- mış olacak, ki ordunun nazileşti- rilmesi ve Avusturya Başvekili Şuşnig'in davet olunması, hep Is- panyada, yukarıda bahsi geçen, muvaffakıyetli nasyonalist hare- ketlerin olduğu haftalara tesadüf ederler. Yine, birkaç gün evvel, Gene- ral Franco'nun Zaragosa ile Teruel arasındaki hükümetçiler cephesini büyük mikyasta yarması ve Kata- lonyanın Akdeniz kıyilarma doğ- ru ilerlemeğe başlaması üzerine, görüyoruz ki Bitlerci kıtalar ve müteskıben bizzat Führer, bir yıl- dırım hızıyla Avusturyanın göbe- ği Viyanaya giriyorlar ve bu eski imparatorluk bakiyesinin Alman- yaya ilhakını fiilen yapıyorlar. on haftalarda, dünya, In- Ss giltere ile Italyanın, tam bir anlaşma için olmasa da, hiç ol- mazsa, gerginliği gevşetmek mak. sadile görüşmeğe başlıyacakları havadisile müteselli idi. Fakat da- ha bu izakereler, esas itibarile, başlamadan Avusturya işi bitiril: di, ki galiba, güç konuşma ve an- laşma mevzularından, hiç olmaz- sa, biri eksik olsun; fakat ne o- lursa olsun, Avusturyanın ilhakı dünyaya yeni bir heyecan tattırdı 1 kendine 'usuna takriben 7 ilyonluk, müterakki ve mütekâ- mil bir Alman kütlesi ile beraber mükemmel bir sanayii haiz (84000 Km?) lık, bayındır, bir ülke kat- mış oldu. Şimdi Almanya denince, artık, Baltık ve Şimal denizleri larından Orta Tuna, Yukarı 4 ve Brener'e kadar inen tak riben 75 milyon nüfuslu yekpare büyük bir imparatorluk batırlıya- cağız ve Büyük Harbin yadigâr küçük Avusturya, eski büyük A- vustur Macaristan impara- torluğu, artık tarihe karışmıştır. mi A yönüne Almanyaya ek- lenmesi, oAvrupa askeri kuyvet muvazenesinde tesiri der- bal görünür, büyük bi sayılmaz; çünkü barış muahedesi Avusturyayı mec- buri askerlik O hizmetinden ve 30,000 den fazla silâhlı bir kuv- vet tutmaktan, tayyare ve tank ilâh... yapmaktan menetmiş, bu suretle mecburi hizmet ancak İki sene evvel, 1936 nisanında, te- sis olunabilmişti. Bugün Avus- turya ordusu 7 piyade, bir seri tümen (firka);bir müstakil live ve 2 hava alayından ve bâzı milis kıta- larla polis ve jandarma kuvvetle- rinden mürekkep, topu takriben 50 bin kişi kadardır. Almanyanın yapacağı yeni bir teşkilâtla, bu mamur memleketin 7 milyonluk halkından, ilk elde istihdamı ratim- kün bir milyona yakın bir seferi ordu çıkarmak imkânı varsa da, bu ordunun efradını talim ve terbiye etmek, zabitlerini yetiştirmek, si- lâh, mslzeme ve mühimmatını ha- zırlamak için, en aşağı, 5 sene a- damakıllı çalışmak lâzımdır. A vusturyanın ilhakı işine ar- tık olmuş ve bitmiş gözüy- le bakabiliriz. Çünkü görülüyor ki, Hitler bütün âlem, büyük bir harp çıkmasın da varsın Almanlar bir- leşsin diyor. Fakat Almanların birleşmesi daha bitmemiştir. Le- histan Almanlarından sarfınazar, şimdilik asıl insana heyecan ve- ren şey, Hitlerin, diğer bir ham- le ile, Çekoslovakyadaki Alman- ları dahi kurtarmak, yani onları bulundukları Bohemya toprakları ile birlikte Almanyaya ilhak, ba- hanesile Çekoslovakya toprakla- rında bir harekete kalkışmasıdır. Çekoslovakyada bir hareket, A- vusturya İlhakına benzemez. Bu bir harp demektir. Fakat Hitler Almanyasının, hürriyet ve istiklâ- lin tadını almış kuvvetli bir nas- yonalist jenerasyona malik olan (Devamı 8 incide) Saint-Germain Fransız Sefaretindeki Kostü mlü Balo — Ankarada güzel bir sanat eseri halinde vücude gelen yeni Fran- sa sefaretinin açılış resmi, kostümlü bir balo şeklinde yapılmıştır. Bu baloda! kostümler hep 1850 senesinden evvelki tarihi devirle- re aittir. Bu bâlo Ankura sosyal hayatında bir hâdise olmuş, hafta. larca bunun için hazırlıklar devam gok güzel, çok itinalı olanlar vardı. Bunlardan bir kısmının r tesbit etmişti Soldan itibaren Fransız sefirinin eşi Bayan Ponso, İngiliz sefiri Birinci Şarl zamanındaki Prens Robert Borjiya kıyafetinde, İngiltere hava ataşesinin eşi. Sağdan sola: İngiliz hava ataşesi, Yunan #el fael, Norveç sefirinin eşi Bayan Benson, Fransız sefi Japon ve İngiliz sefirleri Soldan: Yunan se! mlerini Ankara Burada sıralıyoruz: etmiştir. kıyafetinde, Bayanı Atay nin eşi Bayan Ra- Bayan Atav, Bayanı, Fransa sefiri B, Ponse ve Büyanı Atay, Ve baloda bulunanlardan diğer bir grup. Kıyafetler arasında Foto Muhabirimiz İdatlara muka İ dedir. İlere varmasına 7 BAŞMAKALEDEN Tek Başına Dayak (Başı 1 incide) bu muahedeler MABAT Ikinci mesuliyet çökmek tehlikesi anlaşma yoluyla bir sulha varılacak yerde emet Bu suretle yik ve şiddet yol gösterdiği zama hakiki ve sağlam isti gösterilmesin- Almanyanın taz a muvaffakiye Bu sonra da yol açılmıştır yoldaki ilk tecrübe Fransanın aklı başi say munhedesi bir şına yıkılıncaya ki met, protesto, gürültü gibi menfi ve kör bir siyasete devam edilmiştir. Bundan sonra Ingiltere, Habeş me selesinde kör silâhla Italyayı kor- kutmak istemiştir. Zeczi tedbirlerin tesirsizliği; tamı le aksi- ne olarak şiddetin para eder bir me- ta olduğu kanaatini kuvvetlendir. miştir. Müşterek emniyet prensipi, ; tatbik edil- mek yüzünden tâ temelinden sarsıl- mıştır. Azgın ve tecavüzlü emeller in meydan büsbütün boş ve ser- best görünmeğe başlamıştır. vusturya işi çoktanberi görü- A nür bir kaza manzarasını gös teriyordu. Bin senelik bir istiklâle sahip bir milleti tehdit eden açık teh likeye karşı mukavemet o kadar pa- muk ipliği cinsinden idi ki Alman- va bunu zahmetsizce koparmak ve Avusturyayan ilhak etmek için iste- diği zamanı seçti ve olmuş bitmiş va- alar serisine pervasızca bir yenis ni ilâve Şimdi Çekoslovakya meselesi diye bir telâştır gidiyor. Hiç şüphe yok ki meselenin bu kısmı, Avusturya işinden daha çetindir. Çekoslovak - yanın epeyce bir ordusu var. “Fran- kyaya dokunulursa Al- sında görür,, diyor Rusyanın da ortalığa ı, sonra bugün gösterdiği a- rağmen İngilterenin işe i maller de ek» Jsik se B. Rafael ve İtalyan sefareti müsteşarınm m Demek ki Çekoslovakyadaki dört ortada durdukça Avrupa rahat yüzü örmiyecektir. Bu mesele tepede 0- silı bir kılıç tesirini yapacaktır. Şim di bütün mesele şuradadır: Avrupa şimdiye kadar olduğu gibi, kör ve za ir menfi si cek, yoksa akıl ve realitenin icapla- rna uyar bir siyaset öramağa, pren- sip ve emniyet namına müşterek bir azim ve irade göstermeğe muvaffak olacak mı? ehlikeye göz yummakla bu E mesele ortadan kalkmaz. Şid- det yoluyla ayni şekilde cereyanla- ra yol yerde müşterek mü- zakere ve tetkik yoluyla bir hal ça- res Avrupada müşte- rek bir mesuliyetin ve iradenin te- melini yeniden kurmak mutlaka lâ- zımdır. Yeni Fransa kabinesi bu yolu ara mağa taraftar görünüyor. Fakat a- caba bulacak mı? Blum, kat! bir yol tutmak için milli bir kabineye ihti- yaç gördü. Sağ taraf fırkaları bunu Kabul etmediler, mesuliyeti Blum'a bırakmağı, yarın muvaffakıyetsizlik karşısında ona saldırmak imkânmı muhafaza elmeği daha cazip buldu- lar, Amerika uzaktan seyircidir. Ingil- tere bu saniyede kararsız ve irade siz görünüyor. Rusya kendine mah- sus ayrı bir âlem manzarası gösteri- yor, Bir taraftan da Ispanya hâdise- leri sahipsiz bir şekilde inkişaf edi- yor. asette mi ısrar ede- açıla ne varmak ve şterek bir barış ve istikrar hedefi bakimindan dünyaya umumi bir düzen verecek, şiddet ve tazyikin önüne geçecek bir cereyan- dan şimdilik eser görülmüyor. Yarı- nın kuvvet muvazenesine ait hesap- lar için elde hiç bir müspet istinat noktası yoktur. Yalnız şu teselliyi bulabiliriz: Or- talıktaki boşluk elbette bir şekilde İ dolacaktır. Harbi göze alan ve isti- yen bir taraf yoktur. Tehlikenin ya- kınlaşması üzerine belki de gözler açılacak, tek başlarına dayak yiye- cekleri korumak için elbirliğile s0- ağa çıkmağı göze almanın daha az zararlı yol olduğu belki de nihayet görülecek, anlaşılacaktır. Ahmet Emin YALMAN