EŞ 4 AĞIRCEZADA: Iki Kadın Bir Olup Hakarette Bulunmuşlar ilk Tahkikat Bittikten Sonra Muhakemelerine Başlanacak Dün ağır ceza mahkemesinde bir Türklüğe hakaret davasına başlan.) — Ben bunun şahadetini kabul et- mıştır, Suçlu yerine, Kalyoncukul-İmem. Çünkü Ayşe ile ayni evde otu- luğunda Boynuz sokağında 3 numa-İrur, beraber yer, içerler, demiştir. Tada oturan Armanağın karısı Virjin Diğer şahit, Adilin çağırılması için, ile Tarlabaşında Yağhane sokağında | duruşma, talik edilmiştir. oturan Madam Gülizar geçirilmişler| (o Abdullahı İple Boğanlar dir. Dün, ağır ceza mahkemesinde, ge Reis, hüviyetlerini tesbit ettikten! çenlerde Tophanede bir dükkânda sonra Adliye Vekâletinden gelen #-İ| Abdullahı iple boğarak öldüren Be- zin tahriratını okumuştur. Bu tah-İkir oğlu Örerle, Aziz oğlu Rekirin riratta Büyük Millet Meclisi riyase-İmuhakemelerine devam edilmiştir. tince, her iki suçlu hakkında Türk-| Örer, Abdullahın memlekette kar. Yüğü tahkirden dolayı takibat yap'l-İdeşini öldürdüğünü, Zonguldakta da masına müsaade edildiği bildiriliyor | bir mahkümiyeti bulunduğunu iddia | ve Gülizar hakkinda ayrica hüküme-| etmiştir. Mahkeme, bu iddiaların tes tin mânevi şahsiyetini tahkirden de|biti için duruşmayı başka bir güne takibat yapılması isteniyordu. talik etmiştir. Bundan sonra, iddianame Okun- —— o — muş, evvelâ, suçlu Virjine söz veri-İ HAKARET : miştir. O, kendisini şöyle müdafaa et- uk miştir; Suçlu; | Çaman TAN SENENİN EN BÜYÜK - EN EĞLENCELİ TÜRKÇE SÖZLÜ, KAHKAHA REKORU FİLMİ LOREL HARBı FAKA BASMAZ İPEK SİNEMASINDA GÖSTERİLİYOR. Bugün Saat I de Talebe Matinesi 5-5-995 —- TÜRK Parisin eğlence muhitinde LUCİEN BARROUX 1 JULES BEERY neşeli, zevkli film Seanslar : 1, - 4,20-8 SİNEMASINDA 2 BÜYÜK. FİLM: ceröyan eden meraklı heyecanlı aşk 2,35 - 6,05 - 9,40 Dikimevi için 157 bin adet tahta düğmenin müteahhit nam ve hesabı- na pazarlığı”Mart 938 pazartesi günü saat 1430 da Tophanede Levanm âmirliği satınalma O komisyonunda yapılacaktır. Tahmin bedeli 392 bu- çuk lira ilk teminatı 58 lira 88 ku- Tuştur, Şartname ve nümünesi ko - misyonda görülebilir. belli saatte komisyona gelmeleri (440) (1140) Topkapıdan Metrese ve Metresten 1 | Levazım Amirliği İlânları i İsteklilerin | — O gece kardeşime piyango bile- # vurmuştu. Eğlenti yapıyor, gramo- fon çalıyorduk. Evimizin alt katında oturan Kadir, saat 21 sularında kapı- mızı vurdu ve gürültü yapmamamızı söyledi. Biz saat 24 e kadar kanunen Muhakemeden. Sonra Bir Ağız Kavgası gramofon çalabileceğimizi söyledik-| Dün, asliye ikinci ceza mahkeme- Topkapıya Mayıs 938 sonuna kadar günde bir defa yapılacak nakliyat i- çin 22 kişilik bir otobüs kiralanacak: tır. Pazarlığı 7 - 3 - 938 Pazartesi günü saat 16 da Tophanede Levazım Amirliği Satmalma Komisyonunda yapılacaktır. Bir günlük ücreti 17 hi- Ne kendisine, ne de Türklüğe haka-|sinde, anası Madam Kalyopinin öldü- rel ettik, iftira ediyor. günü iddia ederek kendisine nafaka Madam Gülizar da: vermiyeceğini söyliyen eski Samat- — Hâşâ, bay reis, biz Türkiyede|Ya kilisesi papazlarından Koço Kos- büyüdük, burası bizim vatanımızdır.|tantinin karısı Anasto tarafından Bana isnat edilen suçu dört yaşında» | Kalyopi aleyhine açılan hakaret da- ki bir çocuk bile yapmaz, demiştir. | vasına devam edilmiş, şahit dinlen Bu sırada rels, dosyayı tetkik et-|Mistir. Şahit, bu hususta bir şey bil- miş, ilk tahkikat yapılmadığı anlaşıl.| mediğini söylemiş ve muhakeme ta- ra tahmin edilmiştir. buçuk liradır. Şartnamesi komisyon- | da görülebilir. Isteklilerin belli saat- te komisyona gelmeleri. “445” “1152” ahhit namı ve hesabına 24 adet ev - Teminatı 170| » Istanbul L, V. âmirliği Için müte- dığı için ikmal edilmek üzere, dosya, | lik edilmiştir. nın müddelumumiliğe iadesine karar verilmiştir. Karısmn Kolunu Kırmış ve Dövmüş Dün ağır ceza mahkemesinde bir | Fakat sen araya girdin. Ayda altı li- dövme ve koj kırma davasına başlan- | ra verdirmemek için ona anasını 1n- mıştır. Davacı, Ayşe İsminde bir ka-| kâr ettirdin. Ben patrikhantden vaf- dındır. Suçlusu da kocası Halittir. İd- |tiz kâğıtlarını getirttim. Anası oldu- diaya göre, Halit, bir gün zilzurna|ğumu ispat ettim. Şiradi tuhaf vazi- sarhoş olmuş, gece yarısından sonra | yete düştüm. Ben Kumkapıda ölü, karısının kolunu burmak suretile kır | Taksimde diri gösteriliyorum. Anasto da şöyle mukabele etmiş- miş ve onu dövümüştür. Dün mahke- mede Katina isminde bir şahit dinlen | tir: miştir. Katina, şunları söylemiştir: Aşağıdan Ayşenin ve kızı Melâhatin | dırmıştır: ağlamalarile uyandım, Melâhat “An- nemi dövme, diyor, — A, siz de olanlar komşulara oluyor gibi konuşu» yorsunuz! Evden içeri girdikleri yok; kocanızı hiç te mi kıskanmıyorsunuz? Hiç mi özlemiyorsunuz? Şimtli de (Gardenbar) daki artistlere tutulmuşlar... Ben bir kahkaha'kopardım: — Ikisi de mi? — İşte böyle gülersiniz; amma 6 kâfir Rus karıları akında bizim de evlerimizi yıkarlar... Yine güldüm: Ne çıkar dedim; başka ev yok değil ya; korkma yınız; çatı altında ezilmeyiz... , — A, iki gözüm, siz de ne kadar kibirlisiniz; ne ka- dar üst perdeden konuşuyorsunuz. İnsan biraz ko- casının peşine düşer, çeker, çevirir; nereye gittiğini arar sorar... — Evet, Hanımefendi, dedim; biraz kibirliyimdir; kocamın peşine düşemem; nereye gittiğini arayıp s9 Tamam; isterse 9 bunları bana yapsın. ” Bana bir gülmek krizi gelmişti; katıla katıla gü- lüyordum; nihayet sustum ve biraz ciddi, sordum: — İkisi birden mi tutulmuşlar Gârden Bar ar- tistlerine? — Öyle ya”. Bir Rus karısı ikisini birden yakala- mış, dolandırıp duruyormuş... Bu işi çoktan haber al dım, amma, size söyliyemedim; sizin birşeye aldırış ettiğiniz yok kil. Bir Prenses mi imiş, ne imiş!.. Anlaşılan, kadın bizim budalalara kendini dirhem dirhem satıyor... Ne zamandır beraber düşüp' kalkıyorlarmış; şimdi kadın hasta imiş; Şişlide bir evde oturuyormuş; Ha- sen Beyle Namık karıyı besleyip dur uyorlarmış. Her gün evine sepet sepet öteberi gidiyormuş. Gördü. nüz mü, evlerinin parasını kimlere yediriyorlar... O günlerde Hasanın cebinde bir adres buldum: (ML, elle Olga, Chiehli, No. 20) Belki bu adres Garden Bardaki Rus artistin adre- giydi. Bu adresi Hasana gösterdim, sordum; bana bi- ribirini tutmıyan birtakım şeyler söyledi; Fransızca “ders veren bir kızdır, dedi, bir arkadaşı için adres al Anasto ile Kalyopl, koridorda bir münakaşaya tutuşmuşlardır. Kalyo- Pİ şöyle bağırmıştır; —Koço Kastantin, benim dünya ah! ei; ret oğlumdur. Onu ben doğurdum. ei RM e — Patrikhanenin vaftiz kâğıtları — O akşam, Halit eve geldi, rakı |doğru değildir. Benim kocam eytam içmiye başladı. Ayşe, bizim evimizde | mektebinde okumuştur. O, ne anası- kiracı idi. Saat 19 oldu, 20 oldu, 21İnı tanır, ne babasını... Hepsi de öl oldu, rakı âlemi hâlâ devam ediyor- | müştür. Sen de onun anası değilsin. du. Saat 24 sularında ben yatmıştım.| Bu cevap Kalyopiyi büsbütün kız- — Ben oğlumun kanile benim ka- yalvarıyordu. İnmın tahlilini istedim. Fakat tabbı- Ben aşağıya indim. Halit, Ayşenin ko|adli babasını da istedi. Onun babası ü sırtına yumruklar in-| Yunanistandadır. Başım kızarsa, 0- radan babasını da get rak sandığı 9 - 3- 1938 Çarşamba gü- nü saat 14,30 da pazarlıkla eksiltmp4 si yapılacaktır. Tahmin bedeli 72 li- ra İlk teminatı 11 liradır. Şartname ve nümunesi Ko. da görülebilir. 1s- r. (447) (1199) a RR amk Müessif Bir Ölüm Eski Darphane müdürü kimyager B. Hakkı Halit Lebe kısa bir hastalığı müteakıp cuma gecesi vefat etmiştir. Cenazesi 5 Mart cumartesi günü s8- at on birde Yeşilköyde cami civarın- daki evinden kaldırılarak Bakırkö- yündeki medfenine defnedilecektir. Sirkeciden Yeşilköye 10,30 da tren vardır. Merhum çok okumuş, kıymetli bir zattı. Ailesi efradına taziyelerimizi sunarız. ETEM TELE ZA YA ET yaptırıveririm. Nihayet, adliye polisi Dünyanm en büyük sinema yıldızı FREDERİC MARCHE ve “e TALİH GÜN BUGÜN SÜMER Sinemasındanegi Paris sefahat mahallerini ve Parisin gece hayatını ve bilhassa Parisin meşhur FEMİNA BARIN esrarını gösteren ve bir lüks kadının yalanmı tasvir eden MÜŞKİL İTİRAF wwi3) Zengin ve emsalsiz filmi görünüz. Baş rollerde : ALBERT PREJEAN - JANY HOLT - ERİC VON STROHEİM Zengin, hareketli ve ihtiraslı sahneleri havi > İlâveten: EKLER JURNAL dünya hava. KOMEDİ KISMI İ Saat 20,30 da NI DALGA 3 perde komedi m BERLİTZ | 3713 İstiklâl enddesi * Akşam Lisan Kurları İ Fransızca - İngilizce v. 8. Çocuk: Cumartesi, Çarşamba 14 de MAVİ BONCUK ERTUĞRUL SADİ TEK TİYATROSU münakaşaya karışmış ve-iki tarafı ad liyeden çıkarmıştır. kan tahlili YA DONU YAZAN İn ENİ Wa) Pazartesi: KADIKÖY - SÜREYYA'da YAKİRLER MÜSAMERESİ <> ——— i YORUM E NIHA mış © çiçek yapan bir artist, lâzım olur diye adre- sini aldım, dedi, dedi, dedi... Zaten Hasana lâyik ol- duğu numarayı vermiye başlamıştım. Uzatmadım, bu da geçti... Hastalığım sıralarında (harp öksüzleri derneği) ni epeyce ihmal etmiştim. Sonra da bütün bu karışık ya Şamanın, dedikoduların arasında istediğim gibi ça- şamamıştım; arkadaşlar şikâyet ediyorlardı. Şimdi iki üç günde bir İstanbula inerek - işlere bakıyordum. Oraya her gün bir iki küçük yurtsuz veya bir kim- * sesiz ihtiyar geliyor, yerleşiyordu; korunacak zaval- hların sayısı günden güne artıyordu; memleket is- tiklâle kavuşmakla geçmiş karagünler birdenbire baştan başa ışıklanamazdı; daha çok kanayan yara- lar vardı; yapacak vazifemiz daha pek çoktu. Halbu- ki benim içine karıştığım sosyetede ayıpmış, günah- mış gibi bu küller altından yeni çıkan yurda sit hiç birşey düşünen yoktu... Arasıra biraz anlar, duyar gördüklerime bir yolunu bulup söz açıyor, derneğin üye sayısını arttırmaya çalışıyordum. Son günlerde fazlaca açık vardı; Hasandan, öde- mek üzere biraz para istedim: — Çok sıkıntıdayım, veremem! Dedi, sık sik İstanbula inmeme bile kız- Dİ yy il imi ol ie kahıyor; son yorgun argın geliyorsun, misafirle- rimize ikram edemiyorsun; evde senden başka ka- dın da yok, diyordu. Şişliye geçtiğimiz zaman yengem bizden ayrılmış, Boğaziçinde bulunan bir akrabasının yanına gitmiş- ti. Ben Hasana cevap veriyordum: — Ev, ihmal edilebilir; bizim evimiz, içine başımı zı soktuğumuz şu dört duvar değil; bizim evimiz bü- tün bir memlekettir; bütün bu vatan toprağıdır. Önce ona bakacağız; hattâ ondan artakalan zamanla- rı ancak kendi evimize harcayacağız. En küçük çalış- mamız, yorulmamız bile kendimizden ziyade yurdu- muz için olacak en büyük zevki bundan alacağız. Hasanın kafasından bu düşünceler çoktan silin- mişti; söylediklerimden hiç birşey anlamıyordu. Bir gece misafirlerimiz vardı; bir yanda poker oynuyor- lar, bir yanda görüşülüyordu; söz şuradan buradan derneğe geçti; misafirlerin bazısı kendiliklerinden derneğe üye olmak İstediler; defteri getirdim, on- ları kaydettim, senede birer Iria vereceklerdi; bir Hanım, ben (beş lira) vereceğim, dedi. O kadar se- vinmiştim ki, masada kâğıt oynıyan Hasana döndüm ve onun artık o ilk günlerde tanıdığım yurtsever a- dam olmadığını unutarak haykırdım: — Bak, Hasan, Meral Hanım bizim derneğe yılda (beş lira) veriyor. Hasandan hiç beklemediğim bir cevap aldım: — Misafirleri rahatsız etme, Yıldız.. Derneği, mer ör! ipi ek Ai VİCTOR FRANCEN ve BLANCHE MONTEL PARİS EĞLENİYORİMACERA ADAMI | Bütün dünyada alkışlanmış fevkalâde » BUGÜN MELEK Sinemasında « GAYNOR tarafından Fransızca olarak nefis bir surette yaratılan tamamile tabil, renkli büyük AŞK ve güzellik filmi Ayrıca: İlâve olarak Paramount dünya havadisleri. Seanslar : 2 - 4,15 - 6,30 suvare 9 da Bu üç kitap resimlerle süslüdür. san Hilmi Kitabevi mm l TÜRKİYE ŞİŞE VE CAM FABRİKALARI Anonim Sosyetesinden : Sösyetemizin senelik hissedaraf heyeti umumiyesi, aşağıda yazılı ru” İ namenin müzakeresi için 1938 set | Mart ayının 29 ncu Salı günü, saf | 15 de, Galata Perşembe Pazarı mur sokak, Iş Hanında, birinci katt8 kâlfn sosyetemiz bürosunda toplan#” caktır. Sosyele esas *mukavelesinin (59) üncü maddesi mucibince sosyeteni9 100 hissesine sahip olan her hissedaf bir rey sahibi olarak içtimda iştirak bakkını haizdir. Hissedarlarımızın içtimaa iştirak İ edebilmeleri için gerek asaleten v8 gerek vekâleten hâmil oldukları hi | se senetlerini 21 Mart 1938 tarihin? kadar sosyete merkezine tevdi ede rek dühuliye kartlarını almaları )&* zımdır; Müzakerat Ruznamesi : 1 — Idare Meclisi raporunun okun filmi JEANETTE EŞİ 2 — Mürakıpler raporunun okun ması, 3 — Bilânço ve mevcudat defteri le kâr zarar hesabının tetkik ve Ider re Meclisi ve Mürakıplerin ibrasi, 4— Idare Meclisi azalarına veri” lecek huzur hakkı ile mürakıp «ücret lerinin tayini, Idare Meclisi Istanbul Üçüncü Icra Memurlu" Bundan; Osmanlı Bankasına borçlu Diş Dok toru Mehmet Rızanın mahcuz ev e# yasının satılmasına karar verilmi$ bir film. isleri, “ Samatya ŞEN Sinemada © ia - olduğundan ilk açık arttırmanın B# Ç KAPTAN BLOD Şaheserlerin üç yıldızı : kırköy caddesindeki muayenchan&” 1. ve GÖTE İİ sinde 11-3-1938 cuma günü saat 14 i 60 Kr. on beşe kadar ve bu arttırmada mü” İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları z DRAM KİEMI yi iğ 2- POL ve VİRJİNİ haine yeğin yüzde İğ ini bul imei | 3 - MANON LESKO Ş 148-1936 Pezartesi günü saat 9 dem 3 perde İĞ Rahip Frevost Fi 80 Kr. Üilona kadar yapılacağı ilân “ol nur, (5645) imam amm Istinbul Dördüncü Icra Memur! Bundan :Paraya çevrilmesine karaf verilen hane eşyasının birinci açik ar” tırması 5 Mart 938 tarihine mi Cumartesi günü saat dokuz buçuk! Beyoğlunda Taksim Sıraservi Hac zade sokağında Telel apartımanını? I nolu dairesinde paraya çevrilece$ ve kıymetinin yüzde 'yetmiş beşini bulmadığı takdirde ikinci açık artı” ması dahi 7 Mart 938 tarihine müs” dif Pazartesi günü ayni mahal ve 53“ ite yapılacağı ilân olunur. neği bırak ta arkadaşlarımızi biraz eğelendirmiye bak... Ben sustum, ona Meral cevap verdi. — Neden böyle söylüyorsunuz Hasan Bey? Benim de çocuklarım var; onlar için kendim için yılda de- gil, ayda, haftada hattâ günde kaç beş lira harcadır ğumız oluyor, e çıkar, onlar da bizim yavrularımız. Vallahi Yıldız Hanım tebrike lâyik... Keşke hepimiz onun gibi bu işlerle uğruşabilsek... Boş yere vakit gö beslemek için para barcamaktan oçekinmi- yerek kendi çocuklarımızı düşünmiyen Hasanla ilk defa uzun ve acı şekilde konuşutm, ses çıkarmadı, düşündü, düşündü; bana hak verir gibi göründü. iydi; her yaptığı gafın sonunds boynunu büker, haksiz olduğunu anlamış gibi görü nür; uslandığına insanı inandırırdı. “ Hasanı daha temiz, aklı başında insanların arasına almak istedim; akrabalarımdan, tanıdıklarımdan iyi yetişmiş genç kızlar; genç kadınlar vardı; onları çö- Bırdım; sık sık evde topalntılar yaptım; bunların hep si mektep görmüş, iyi aile terbiyesi almış; musiki bilir, konuşmak bilir gençlerdi. Çoktanberi gelmiyen Nükhet te bunların arasındaydı. Böylelikle Hasani belki o muhitten, kendini şaşırmış, birtakım zaval- kların arasından kurtarırım, dedim... Lâkin Hesan, en iyi bir aile terbiyesile yetişen bu arkadaşlarımin arasında da dışardaki bayağı kadın- larla, Kadiköylü Raife ile filân yaptıklarını yapmıys başladı; o zaman Hasanı onlara tanıttığım için fena halde üzüldüm, utandım. Meselâ bir akşam, Nükhetle bir kanapode yanyans otururken Hasan geldi, ikimizi ayırarak aramıza gir“ di; “Karımın sevgili arkadaşı benim de arkadaşım sayılır.” diye soğuk bir sırıtkanlıkla kollarını iki ya- na açarak ikimizi birden bellerimizden kucakladı ve iki kadının başka başka duygularla alınlarından g6 çen soğuk dalgayı anlıyamadı.. O (Devamı var/