5 Mart 1938 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 1

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ulus Basımevi (um.md Çankırı caddesi Ankara 5 Telgraf: Ulus - Ankara Birisie TELEFON IVIART Başmuharrx;ık iâğ; ara S İd. üdürlüğü 5 KURUŞ Ataörl;:nu 1064 ADIMIZ ANDIMIZDIR Falih Rıfkı At& Ulus okurları için hazırlamakta olduğu Tuna Kıyıları Unvanlı eserini bitirmiştir. I Hitlerle ingiliz elçisi arasındaki mülâkattan sonra şu haber veriliyor : Almanyanın istekleri epi geniştir Atatürk dil, tarih, coğrofya fakültesine dün şeref verdiler BÜYÜK ÖNDERİMİZ DİL, TARİH, COĞRAFYA F AKÜLTESİNDE Atatürk dün öğleden sonra Dil, Tarih, Coğrafya fakültesini şeref- kadar kalmışlardır. Dekan odasında bir müddet istirahat buyuran id meseleler hakkında direktifler vermişlerdir. Cumhur Reisimiz lendirmişler ve bir saat Büyük Şef, fakülteye ai Tazyikini Berlindeki görüşmelerden nefice çıkmıyor Almanya şark cenubu komşuları üzerinde Çekoslovakyada Zanaatlar ve Endüstrimiz Cemiyet hayatının doğuşuı_ıdan iti: baren inkişaf ederek şehirlerin, hattâ devletlerin hayatında ehemiyetli bir yer alan zanaatlar, fabrika sânayiinin başlangıç tarihi olan 19 uncu asırdan beri iktısadi bir mücadelenin mevzuu olmuşlardır. On dokuzuncu - asır son- larıma kadar bütün şiddetiyle devam eden bu mücadele, zanaatların geniş ve rakipsiz hâkimiyetini bir çok_:_ ci- hetlerden daraltmış ve onlaîa yeni bir mahiyet vermiştir. Bu tarihe” kadar bütün sanatlar, istisnasız, zanaat ha- linde bulünurken, fabrikaların _rcka. beti, seri halinde imalâta ıînüsaıd Ba- hatların büyük endüstri halın.e geçme- sini ve ancak bu vasıfları haiz bf.ılun- mıyanlarla hususi bir itinaya lüzum Bgösteren sanatların zanaat halinde ya- Pıilması neticesini vermiştir. Fakat, büyük sanayi ve zanaat mensuplarının karşılıklı çalışmaları bir taraftan, tâ> kip edilen ana politika diğer taraf'tan, garp memleketleri büyük sanayiiyle zanaatları arasındaki münaseebtleri iktısadi ve sınai varlığın menfaatleri- he uygun bir şekilde tanzime saik ol- Muştur, GÜNDELİK Sakat bir yol Hükümetin hayat ucuzluğu tedbir- leri arasında, et fiatlarını indirmek için nasıl gayretler sarfetmiş olduğu malümdur. Nitekim et fiatının bil- hassa yüksek olduğu İstanbul'da, halk bu tedbirlerden hemen ve geniş mikyasta faydalanmağa başlamış- tır: Daha ilk tatbik günlerinde İs- tanbul'da istihlâk yüzde kırka yakın nisbette artmıştır. Bir de et meselesinin bazı gazete- lerimizdeki akislerine bakınmız: Bun- lardan birinin muharriri, yeni fiatla- rın birinci günü öğleden evel kasap- lara gidip et satışının ıı'(ıı.)l artmadı- ğını soruyor. ve aldığı: —__.Ne ge- zer!,, cevabmı gazetesine müjde gi- bi yetiştiriyor. Bir diğeri k?ı_ı? dük- kânı önünde halktan iki kişiyi alay- la konuşturuyor: 4 « — Artık fıkaranın yüzü güler de- ğil mi ? ğ — Bu ucuzluğu görüpte gülmeme- ğe imkân var mı t AŞT k Et resimleri üstündeki fiatlara ba- kınca sadece beş altı kıı'u'şluk ı."î fark işaret odildiiinğ, yani hakiki rakamların tahrif edılmıg.olduiımu görüyorsunuz. Böyle dahi glıeydı, herhangi bir gıda mıddeıı_ uıtımd_e yüzde 10 küçüksenir bir nisbet mi- di de resmi rakamlara bakımız ! Bir gz l zart nü 1953 ko - 28 şubat pasar ea el 1 mart, Ancak bizde bu böyle ol Ş Manlı imparatorluğunun ihmalleri çok eski bir mazisi olan ve büyük bir in- | piyı kişaf devresi idrak ederek bütün dün- Yada takdirlerle karşılanan müstesna eserler yaratmış bulunan türk zanaat- larımı gittikçe geriletmiştir. Kapmş- lasyonlarla yabancılara verileıjı uîıtx- Yazlar, muayyen ve hedefli bir güm- Tük siyasetinin mevcut bulunmayışı dolayısiyle, Avrupa fabrika mamulâ- tının ezici rekabeti ve dahili istihsal Şartlarile ticari ve iktısadi münaşebct- €erin tanzim edilmemesi bu gerileme- Ye sebeb olan âmillerin başlıcalarıdır. Vatandaşların karşılıklı münasebet- lerini milli birlik içinde tanzim etmek inkılâbımızın ana prensiplerind.endır. B.“ birlik içinde devlet sanayi siyase- timizin esasları yapıcı ve yaptırıcı 431- Maktır. Devlet yapıcılığının en bıı.yı?k faaliyet sahasr büyük sanayi işleridir. Zanaatlar da “yapıcılık,, prensipinin ©n geniş bir tatbik ve çalışma Yend_ır. ümhuriyet hükümeti, bütün işlerin- d olduğu gibi, bu işe de plânlı ve Programlı bir çalışma ile başlamıştır. ill? büyük sanayiin temellerini plân- l bir şekilde atan hükümetimiz, onun ayrılmaz bir yardımcısı ve tamamlayı- S1s1 bulunan zanaatların da faaliyet ve (Sonu 5. inci sayfada) &e * u ve 'i d : . .. K i luğun tatbik edildiği gün y?nı:ı:î'::uri;düın mikdardır. — bir hafta evel, yani 21 Tenzilâttan Tzi ee 1 551 şubatta kesilen S ik edildiği tarihten uzluğun tatbik edildiği tari bı'ru:ı'ı'ıı ıoğıra, yani martın ikinci çar- şamba günü, 2400 lu.ı.yunl _kuıln::t(l:. ihten bir hafta eveline rastta- Ş:ntd;; :ur;ıaua 1485 koyun kesil- miştı. D AM e A öyge D 'cuz fiatın dördüncü günuü a dülı;,. İstanbul'da 2333 Iıayı)abn kt:'ıııl: miştir. Mukayesemizi, ıııı,: u25 z hin bir hafta öncesile yapalım: v ':ı'. bat cuma günü, 1455 koyun kes mişti. i elince : îıl::rııîııl':n pahlı et ygdiği son ay olan şubatın 21, 23, 2ş inci ;uglıhrı- nin toptan satış vasatisi 44 - 4 ııı- ruştur. Ucuzluğun baılgdığı_ ay olan Z2inci ve 4 üncü günlerinin asatisi ise 37 kuruştur. martın toptan satış Vi Çekoslovakya Başvekili B. Hodza B. Hodza diyor ki: Çekoslovakya işlerine hiç bir yabancı müdahale edemez! Almanya ile görüşmelere hazırız, fakat tam müsavat dahilinde Çekoslovak başvekili B. Hodza (Sözleri 5 inci sayfamızdadır| ne rejim, ne de halkın menfaatlarmı sokak demagoglarına oyuncak etme- ğe niyeti olmadığımı sualimize ilâve etmeği de lüzumlu görüyoruz. Hayır, bu zihniyetler t Şi edilemez. Fakat kendilerinden, reji- halk lehine derhal S tesirini hissettiren hi ya ehemiyetsiz, ya k $ Meki min, maddeten tedbirlerini d"ı fayilüti” C sebebi ne oldu- !ıyı-otkoçl*'*;'i" A illa tatada Gazetelerimi çalış lar, bir umumi menfaat müessesesinde me- suliyet almış olduklarını unutmamak ve bu şuur ile vazife yapmak mevki- indedirler. Dış ve iç politikanın nazik mese - leleri üzerinde, gazete- ve mecmua başlarında bulunanların, şuursuzca hareketleri daha iyi murakabe et- aa Te Ankara'da ciddi bir od bırakmakta olduğunu ve meleri arzu olunur, arftfırmak mı İstiyor? Berlin, 4 ÇA.A.) — Hitlerle ingiliz büyük elçisi arasında yapılan ve iki sa- atten fazla süren mülâkat esnasında sömürge meselesini büyük bir ihtiyat- Ya bahis mevzuu etmiş olduğu ve Avus- sarye meselenine-da tamas edildiği ha-, ber alınmıştır. Şurasını kaydetmek gerektir ki, in- giliz - alman müzakerelerinin istikba- li hakkında Berlin mahfilleri büyük ümidlere kapılmaktan ihtiraz ediyor - lar. Bunun sebebi de bundan evelki müzakerelerden alınan acı ders ve tec- rübelerdir. Atatürk - Ressam Nazmi Zi:w'nm yaptıği portre Bugün l6 sayfa ilâvemiz GÜZEL SANATLAR ( Sonu 5. inci sayfada ) ae SOVYET RUSYADAKİ SUYKASD MUHAKEMESİ DEVAM EDİYOR Bütün zanlıların suçlarını itiraf ettikleri bildiriliyor Sabık hariciye komiseri muavini de mahkemede "evef ben mürrimimi,, dedi (Evelki gün bir İstanbul gazetesi, lılarını itham eden müddei umumi Vişinski Sovyet Rusyada yapılan suykasd ve ihanet davâsının bittiğini ve 21 maz- nundan yalnız eski hariciye komiser muavini Kristinski hariç olmak üze- re diğerlerinin idama mahküm ol- duklarını yazıyordu. Halbuki evelki gün ve dün gelen ajans telgrafların- dan anlaşıldığına göre muhakeme devam etmektedir. Henüz hiç bir karar verilmiş değildir. Nitekim Krestinski'nin de beraet ettiği değil bilâkis eski inkârlarını reddederek mahkemede itiraflarda bulunduğu haber verilmektedir. Dün gelen tel - graflar şunlardır: | Moskova, 4 (A.A.) — Havas ajansı muhabirinden: Cumhuriyet müddei umumisi Vişinski'nin sıkı isticvabları karşısında Krestinsiki'nin (eski hari- ciye komiser muavini) mukavemeti kırılarak cürmünü tamamile itiraf et - miştir, Kristinski demiştir ki : “— İstintak safhasında verdiğim i- fadeleri tamamiyle teyid ederim. Dün, o dakikadaki kuvvetli bir hissin, hava ve muhitin yarattığı kâzib bir hicabın, ithamnamenin okunuşunun üzerimde bıraktığı hislerin ve marazi vaziyetin tesiri altında, hakikati söyliyecek, “e- vet ben mücrimim,, diyecek halde de- Sovyet Rusyadaki suykast zan- Zildim.,, Ve, “Evet, ben mücrimim” diyece- (Sonu 5. inci sayfada) Fıkra İki uc Hikâye meşhurdur: almanlar bü. yükharbda bir memleketi işgal eder- ken, ellerindeki hartaya göre var san- dıkları bir yolun yerinde yeller esti- ğini gördüler. Sımsıkı bir ormanlık! Halbuki bu yolün vaktile alel. usul münakasası ilân edilmiş, alelusul ihalesi yapılmış, hattâ alelusul teslim alınmıştı. Harta- da bulunuşu da bütün f ormalies t e' lerin tamam olmasındandı. Andr& Maurois bir romanında, elin- deki 100 mitralyözden birinin eksfldis ğini gören bir ingiliz levazım zabitie nin, kırtasi usulleri kullanarak, onu ayrı ayrı getirttiği muhtelif parça«s larla nasıl tekrar kurüp depoya male ettiğini, fakat bir gün mitralyözlerin adedi 101 olduğunu görünce yeniden nasıl şaşa kaldığını nakleder. Yani kırtasiyeciliğin tenkidi, ve onun gara« betleri ile mücadele ne yenidir, ne de bizlere mahsustur. İnsanlar “mutlak emniyet” e JIâ. yık olmıyacak kadar zayıftırlar. Fa-« kat faaliyet adamlarını tazyik &- den ve bütün şahsi takdirleri kı- ran “mutlak emniyetsizlik” e müste- nid usullerin de yolsuzlukları durdur- muş olduğu görülmemiştir. Bu çe- şit usuller karşısında hem iş görmek isteyen dürüst adamın, hem de yol- suzluk etmek istiyen ahlâksız adamın kaçamak araştırdıklarını görürsünüz. Böylesi, ekseriya, iş — görmeyen'in işine yarar: kâğıd üstünde tertemiz- dir! Hiç mütekkep yüzü görmemiş bir kâğıd kadar düz ve beyaz! İşte, her tarafta, hiç olmazsa yük- sek derece memurlar için, şahsi tak- dirler kadar, teftişte de şahsi hüküm ve kanaatlere yer veren daha mâkul ve uysal usuller aranması bundandır. Kırtasiyecilik dediğimiz şey, hâki- katte yolsuzlukların önüne geçilmek için konmuştur: onun İlüzumu nasıl inkâr olunabilir? Fakat kırtasiyecilik, “şahsi teşebbüs ve faaliyetlerle, kâğıd memüurluğu” arasındaki farkı tebarüz ettirecek makullük ve uysallık'dan mahrüm olduğu noktalarda vazifesini tersine yapmış oluyor. - Fatay

Bu sayıdan diğer sayfalar: